tanzimat dönemi türk edebiyatı pdf / AYT Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notları PDF – Edebiyat Okulu

Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Pdf

tanzimat dönemi türk edebiyatı pdf

Edebiyat Okulu

ÖNEMLİ: Tarafımızdan düzenlenen bu dosyaların iznimiz olmadan herhangi bir WEB sitesinde yayımlanması veya ticari amaçla kullanılması kesinlikle yasaktır.

 

 

1. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Ders Notları PDF        

 

2. Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı Ders Notları PDF            

 

3. Divan Edebiyatının Özellikleri ve Nazım Biçimleri PDF

 

4. Divan Edebiyatı Sanatçıları ve Eserleri PDF                   

 

5. Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri PDF                              

 

6. Halk Edebiyatı Sanatçıları ve Eserleri PDF                    

 

7. Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı PDF                             

 

8. Tanzimat Öncesi Önemli Eserler PDF                              

 

9. Servetifünun Dönemi Türk Edebiyatı PDF    

 

10. Fecriati ve Ahmet Haşim PDF                                           

 

11. Servetifünun Dönemi Bağımsız Sanatçıları PDF             

 

12. Milli Edebiyat Dönemi Türk Edebiyatı PDF                    

 

13. Beş Hececiler PDF                                                          

 

14. Edebi Türler ve Şiir Türleri PDF                                       

 

15. Batı Edebiyatı Akımları PDF     

16. Cumhuriyet Dönemi Şiir Anlayışları ve Temsilcileri PDF

 

Öğretmenlerimize ve sınava hazırlanan tüm öğrencilere faydalı olması amacıyla AYT Edebiyat konularını ünitelendirdik. Önemli bilgilerin altını çizdik. Bazı uyarılarda bulunduk. Özellikle önemli ve uyarı ibarelerinin üniversite sınavlarında çıkabilecek muhtemel bilgiler olduğunu belirttik. Konuları kronolojik bir sıra dahilinde ayrıntılara fazla boğmadan önemli noktaları da belirterek yazmaya çalıştık.

Türk edebiyatı, YKS’de sözel ve eşit ağırlık öğrencileri için önemli derslerden biridir. Sınavda 24 tane test sorusu bulunmaktadır. Uzman öğretmenler tarafından derlenen bu notlara düzenli bir şekilde çalışırsanız, sınavdaki tüm soruları yakalayabileceğinize inanıyoruz. Yaklaşık 5 yıllık bir deneyim sonucunda konuların müfredata tam olarak uyarladık. Bu açıdan herhangi bir kaynağa ihtiyaç duymadan bu notlarla sınava hazırlanabilirsiniz.

1 TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Yenileşmeyi Hazırlayan Faktörler: Edebi dönemler sosyal ve siyasi hayattan bağımsız düşünülemez. Osmanlı devletinin 17. yy.dan önce güçlü olma sebebi merkezi otoritesi ve sosyal yapısıdır. Ancak 17. yy.dan itibaren sosyal yapıda (padişah, askerler, ilim adamları, zanaatçılar, halk şeklinde ilerleyen sosyal sistem) bozulmalar başlar ve Osmanlı Devletinde gerileme görülür. Bunun yanında, Batıdaki zihniyet değişmeleri de Osmanlı Devletinin gerilemesinde temel sebeplerdendir. Batıda sırasıyla Rönesans, reform, pozitivizm, Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi yaşanırken, Osmanlı Devleti tüm bunlara seyirci kalmış ve çöküşünü engelleyememiştir. Osmanlı bilhassa Karlofça ve Pasarofça Antlaşmaları sonrası Batıyı daha yakından tanımak ister. Batı ülkelerine elçiler gönderir. Amaç, Osmanlıyı Batılı ülkeler seviyesine çıkarmaktır. Oraya gidenler, Batı zihniyetine ilgi duyar ve devlet içinde birtakım yeniliklere imza atılır. Bunlardan en önemlisi Tanzimat Fermanı dır. Tanzimat Fermanının İlan Edilme Nedenleri: Osmanlının 17. yy sonrası Batıya olan üstünlüğünü kaybetmesi Kurumlar, kanunlar itibariyle çağa ayak uydurma isteği Halkın sosyal yaşamını düzenlemek Avrupalı devletlerin azınlıkları kışkırtması Avrupa nın Osmanlının iç işlerine (Mısır sorunu) müdahalesi Devlet adamlarının hürriyet, eşitlik vb fikirlerden etkilenmesi Gençlerin Tercüme Odalarında Batı dillerini öğrenmeleri ve Batılı yayınları takip etmeleri 1839 da İstanbul da Gülhane Parkında Mustafa Reşit Paşa Gülhane Hatt-ı Hümayunu adıyla Tanzimat Fermanını okur ve ferman ilan edilmiş olur. (Tanzimat: düzenlemeler) Tanzimat öncesi ve sonrası zihniyetin karşılaştırılması: Avrupa da Rönesans tan önce skolastik (Tanrı merkezli) zihniyet hakimdi. Rönesans la birlikte ilmi zihniyete geçildi ve yeniliklere imza atıldı. Bu süreçte Osmanlıda hala skolastik düşünce vardı ve ilerlemeye engel teşkil ediyordu. Sosyal düzeni de bozan bu fikirlerin yerini Tanzimatla birlikte ilmi zihniyet aldı. Devlet adamları yüzünü Batıya çevirdi ve gelişmeleri yakından takip etti. Tanzimat Fermanı her alanda Batıya yönelişin bir belgesidir. Kökten bir değişme değildir; yüzeyseldir. Devlet yönetimindeki bazı düzenlemelerden ibarettir ve halka hitap etmemektedir. Bu yüzden halk tarafından benimsenmemiştir ve Osmanlı devletinin gerileyişini engelleyememiştir. Tanzimat dönemi edebiyatının oluşumu: Tanzimat Fermanı 1839 da ilan edilmiş ancak; edebiyata yansıması biraz daha geç olmuştur. Edebiyatta Tanzimat dönemi 1860 ta Tercüman-ı Ahval gazetesinin çıkması ve yazılan yeni şiirlerin, makalelerin, romanların burada yayımlanmasıyla başlar arasında kalan sürece Tanzimat edebiyatı hazırlık dönemi denir. (DERS KİTABI S.21 EDEBİ VAZİYET METNİ) Tanzimat döneminde tanınmış edebiyatçıların özellikleri: Fransız edebiyatının etkisi altındadırlar. Batı zihniyetini yakından takip ederler. Yenilik taraftarıdırlar. Divan şiirini iyi bilirler. Hemen her türde eser verirler: Makale, roman, hikaye, tarih kitapları, tiyatro, şiir, Siyasetle yakından ilgilenirler.

2 Tanzimat Döneminde Gazetecilik: Gazeteler halkı bilgilendirme amacı taşır, fikri ve edebi tartışmalar yapılmasına olanak sağlar. Ayrıca birçok öğretici metnin de edebiyatımıza girmesine olanak sağlamıştır: Deneme, fıkra, makale, söyleşi, Türk edebiyatında gazete önce devlet eliyle çıkarılır. İlk resmi gazetemiz olan Takvim-i Vekayi 1831 yılında II. Mahmut tarafından çıkarılır. Daha çok devlet işleriyle ilgili olan bu gazete günümüzdeki Resmi Gazete nin de ilk halidir. Ceride-i Havadis, ilk yarı resmi gazetedir. W. Churchill adlı bir İngiliz tarafından 1840 yılında çıkarılan gazetenin masraflarının bir bölümü devlet eliyle karşılandığı için yarı resmi gazete olarak anılmaktadır. Tercüman-ı Ahval ise ilk özel gazetedir ta Şinasi ve Agah Efendi tarafından çıkarılan gazete şiirlere, romanlara, tefrikalara yer vermiş, yeni edebiyatımıza ön ayak olmuştur. Tercüman-ı Ahval gazetesinin çıkması, Tanzimat dönemi Türk edebiyatının da başlangıcıdır. Tasvir-i Efkar gazetesi ilk fikri gazetedir yılında Şinasi tarafından çıkarılır, ardından Namık Kemal e devredilir. Bunların dışında Muhbir (Ali Suavi, 1866), İbret (Namık Kemal, 1871), Devir (Ahmet Mithat, 1872), Tercümanı Hakikat (1878), Hürriyet (Namık Kemal, Ziya Paşa, 1868) gibi gazeteler ile Mecmua-ı Fünun (Münif Paşa, ilk dergi), Mirat (Resimli ilk dergi), Mümeyyiz (İlk çocuk dergisi), gibi dergiler de Tanzimat döneminde çıkarılan yazılı basın eserleridir. Gazete sayesinde makale, fıkra gibi düşünce yazıları; roman, hikaye, tiyatro gibi sanatsal türler edebiyatımıza girmiş, Tanzimat döneminde özellikle toplumu bilinçlendirmek, halka ışık tutmak, toplumsal fayda sağlamak için kullanılmıştır. Yani Tanzimat dönemi edebiyatında da toplumsal faydanın ön planda olduğu söylenebilir. ÖĞRETİCİ METİNLER Okuyucuyu aydınlatmak, ona bilgi vermek, düşündürmek, fikrini değiştirmek için yazılan yazılardır. Gazete çevresinde gelişen ve kişisel hayatı konu alan öğretici metinler olarak ikiye ayrılırlar. Gazete çevresinde gelişenler: makale, deneme, fıkra, söyleşi, eleştiri ve röportaj; kişisel hayatı konu alanlar ise: hatıra, gezi yazısı, mektup, günlük ve biyografidir. Tanzimat döneminde gazetenin hayatımıza girmesiyle öğretici metin türlerinin birçoğu da ilk defa edebiyatımızda kullanılmaya başlamıştır. Makale: Bilim, sanat, spor ve siyaset gibi konularda bilgi vermek amacıyla yazılır. Anlatım yalın, söz sanatlarından uzaktır. Tanımlama, örnekleme, tanık gösterme gibi düşünceyi geliştirme yollarından yararlanılır. Nesneldir ve savunulan düşünce kanıtlanır. Türk edebiyatında ilk makale Tanzimat döneminde Şinasi tarafından Tercüman-ı Ahval gazetesine bir önsöz olarak yazılan Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi dir. (DERS KİTABI S.17 TERCÜMAN-I AHVAL MUKADDİMESİ) Tanzimat döneminde yazılan diğer önemli makaleler: Namık Kemal Lisan-ı Osmani Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamildir Ziya Paşa Şiir ve İnşa Muallim Naci Nazım Nesir Eleştiri: Sanat ve edebiyat eserlerini incelemek, değerlendirmek, açıklamak ve tartışmak amacıyla yazılan eserlerdir. Tanzimat döneminden önce de vardı, özellikle Divan edebiyatında hiciv (hicviye) adı verilen türle eleştiriler gerçekleştiriliyordu. Ancak Tanzimat la birlikte Batılı bir hal aldı, Batı tekniklerine uygun bir biçimde yazılmaya başlandı. Tanzimat döneminde yazılan ilk eleştiri yazısı Namık Kemal in Lisan-ı Osmani Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamildir adlı yazıdır. İlk eleştiri kitabı ise Namık Kemal in Tahrib-i Harabat adlı eseridir. Bu eserde Namık Kemal Ziya Paşa nın Harabat adlı eserini eleştirir. Ziya Paşa daha önce yazdığı Şiir ve İnşa adlı eserinde yeni edebiyatı, Batı

3 edebiyatını savunmuş; ardından yazdığı Harabat ta ise söylediklerinin tam tersini, eski edebiyatı, Divan edebiyatını savunmuştur. Namık Kemal de eski dostu Ziya Paşa yı hem bu tutarsızlığı hem de edebiyatı yenileştirme mücadelesinden desteğini çekmesi nedeniyle Tahrib-i Harabat ve Takip adlı eserleriyle ağır bir şekilde eleştirir. Tanzimat döneminin önemli tartışmalarından biri de Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci arasında gerçekleşir. Muallim Naci eski edebiyatın savunucusudur ve Kafiye göz için mi kulak için mi olmalıdır? sorusunda göz için kafiye anlayışını benimsemiştir. Recaizade, Zemzeme ve Takdir-i Elhan adlı eserleriyle kulak için kafiye diyerek hem eski edebiyatı hem Muallim Naci yi eleştirir. Muallim Naci de buna karşılık Demdeme yi yazar ve göz için kafiye anlayışını savunduğunu belirtir, Recaizade yi eleştirir. Sanatçıların arasında süren eski-yeni çatışması bir süre sonra Servet-i Fünun edebiyatını doğuracaktır. Yaşanan bu tartışmalar, Türk edebiyatında eleştiri türünün gelişmesi bakımından önemli bir yer teşkil eder. Kafiye göz için mi olmalı kulak için mi? tartışmasının temelinde Hasan Asaf adlı genç şairin yazdığı şiirdeki şu beyit vardır: (س) Zerre-i nurundan iken muktebes (ث) abes Mihr ü mehe etmek işaret Anı: Tanzimat tan önce de edebiyatımızda var olan bir türdür. (Babür Şah ın Babürname si gibi) Akif Paşa Tabsıra Ziya Paşa Defter-i Amal (ilk) Namık Kemal Magosa Hatıraları Ahmet Mithat Menfa Muallim Naci Ömer in Çocukluğu Gezi Yazısı: Tanzimat tan önce de edebiyatımızda var olan bir türdür. Türk edebiyatında ilk gezi yazısı örneği 16. yy.da Seydi Ali Reis in yazdığı Miratü l-memalik; en önemli gezi yazısı örneği ise 17. yy.da yazılan Evliya Çelebi nin Seyahatname sidir. Tanzimat döneminde ise; Ahmet Mithat Efendi Avrupa da Bir Cevelan Direktör Ali Bey Seyahat Jurnali (Hem günlük hem gezi yazısıdır, Hint gezisi günlüğü olarak ifade edilir.) Mektup: Tanzimat tan önce de var olan bir tür, en önemli örneği Fuzuli nin Şikâyetname sidir. Tanzimat döneminde ilk örnekleri Akif Paşa yla görülür. Namık Kemal Tahrib-i Harabat Namık Kemal Namık Kemal in Hususi Mektupları Abdülhak Hamit Tarhan Mektuplar Muallim Naci Mektuplarım Muallim Naci ve Ahmet Mithat Efendi arasında Muhaberat ve Muhaverat Günlük: Türk edebiyatına Tanzimat la girer. İlk günlük örneği Direktör Ali Bey in Seyahat Jurnali adlı eseridir.

4 COŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER (ŞİİR) Tanzimat şiirinin genel özellikleri: (MURABBA NAMIK KEMAL s.21) Eski şiirin konu ve anlatımı değiştirildi. Kanun, düzen, esaret, hürriyet, vatan, gibi konular ilk kez şiirde yer almıştır. Aruz ölçüsü kullanılır. Bazı şairlerce hece de denenir. (Muallim Naci) Söyleyiş güzelliğinden çok yeni fikirler ve konular önem kazanmıştır. Divan şiirindeki parça bütünlüğü düşüncesinin yerini konu bütünlüğü almıştır. Nazım birimi genelde beyittir. Ancak bütün güzelliği anlayışı hakim olduğundan anlam, şiirin bütününe yayılmıştır. Tanzimat dönemi şiirini iki evrede incelemek mümkündür; 1. ve 2. dönem. 1. dönem şiiri 2. dönem şiiri Toplumsal ve siyasal konular ağırlıklıdır. Dışa Bireysel, duygusal, mistik ve metafizik dönük bir edebiyattır. konular ön plandadır. İçe dönük bir Dili konuşma diline yaklaştırmak, sade bir edebiyattır. dille yazmak isterler; ancak başarılı Dil ağırdır, sadeleşme gibi bir amaç yoktur. olamazlar. Yine de 2. döneme göre daha Fransız edebiyatındaki biçim ve türleri örnek sadedir. alırlar; yeni biçim ve türler edebiyata girer. Divan şiirine biçim olarak bağlıdır. Kaside, Sanatçılar estetiğe ve sanata önem verirler. gazel, terkib-i bent gibi nazım biçimleri Sanat, sanat içindir. düşüncesi hakimdir. kullanılmaya devam eder. Dönemin sonunda devam etmekte olan Bu dönem aydınlar Divan şiirini eleştirirler, eski-yeni tartışması gruplaşmalara yol onu yıkmaya çalışırlar. Halka hitap etmeye açmış; Kafiye göz için mi olmalı, kulak için gayret gösterirler. Bu nedenle Sanat, mi? tartışmasıyla da perçinlenmiş ve yeniyi toplum içindir. savunanlar tarafından Servet-i Fünun Divan şiiri geleneğini devam ettirmek isteyenler çıkmış; bu nedenle eski-yeni tartışması yaşanmıştır. 1. dönem şairleri: - Şinasi - Namık Kemal - Ziya Paşa edebiyatı oluşturulmuştur. Recaizade Mahmut Ekrem in Zerrattan şümusa kadar her şey şiirin konusu olabilir. sözü sanat anlayışlarını açıklar. Onlara göre Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir. 2. dönem şairleri: - Recaizade Mahmut Ekrem - Abdülhak Hamit Tarhan - Muallim Naci Divan Şiiri ile Tanzimat Şiiri Arasındaki Benzerlikler TANZİMAT DÖNEMİ ŞİİRİ İLE DİVAN ŞİİRİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Klasik nazım şekilleri ve biçimleri kullanılmıştır. Şiirde aruz ölçüsü kullanılmıştır. Söz sanatları, kafiye ve redifleri ortaktır. Aynı medeniyet çevresinin sembolleri ve değerleri şiirlerde kullanılır. Benzetmeler ve şiirin kuruluş özellikleri ortaktır. Şiir dilinde kullanılan kelimeler Arapça ve Farsçadan alınmıştır.

5 Divan Şiiri ile Tanzimat Şiiri Arasındaki Farklılıklar DİVAN ŞİİRİ FARKLAR TANZİMAT ŞİİRİ TEMA Aşk, sevgilinin güzelliği, doğa gibi kavramlar etrafında, bireysel temalar işlenir. Gazel, kaside, mesnevi gibi nazım şekilleri kullanılır. Aruz ölçüsü, kafiye, redif ve söz sanatlarına yer verilir. Dil Arapça ve Farsça kelimelerle ve tamlamalarla yüklüdür. Anlatım süslü ve sadece o konuyla ilgili insanların anlayabileceği düzeydedir. ŞİNASİ ( ) YAPI VE AHENK ÖZELLİKLERİ DİL VE ANLATIM Hak, adalet, medeniyet, hürriyet, kanun, devlet gibi kavramlar etrafında, sosyal temalar işlenir. Eski şiirin yapı özelliklerinin yanında şiirin içeriğinde değişiklikler yaparlar. Tanzimat ın 2. döneminde yapıda da değişiklik yapıp Batılı tarzda şiirler yazarlar. Şiirde söz sanatları, redif, kafiyeye yer verilir. Dil, halkın anlayabileceği bir hale getirilmeye çalışılmış, ama başarılı olamamıştır. Kullanılan kelimelerde değişiklikler görülür: Hürriyet, eşitlik, kanun, Tanzimat edebiyatının kurucularındandır. Batı edebiyatından birçok yeniliği bize ilk getiren kişidir. Fransa ya gidip geldikten sonra yeni olan birçok şeyi ilk kez o edebiyatımıza uygular. Konuşulan Türkçeyle yeni bir şiir dilini amaçlar. Ancak başarılı olamaz. Aruz ölçüsüyle şiirler yazar. Şiirleri didaktiktir. Nesri düşüncelerini yaymada bir araç olarak görür. Klasisizmden etkilenmiştir. Şinasi nin Türk edebiyatına kazandırdıkları: İlk tiyatro eseri: Şair Evlenmesi İlk makale örneği: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi İlk özel gazete: Tercüman-ı Ahval İlk fikir gazetesi: Tasvir-i Efkar İlk atasözleri sözlüğü: Durub-ı Emsal-i Osmaniye İlk fabl örnekleri: Eşek ile Tilki Hikayesi (La Fontaine in etkisinde) İlk şiir çevirileri (Racine ve Lamartine den) Noktalama işaretlerini kullanan ilk yazardır. Dilde sadeleşmenin ve yeni kavramların (hak, adalet, eşitlik, ) öncüsüdür. - Tercüme-i Manzume (şiir çevirileri) - Şair Evlenmesi (tek perdelik töre komedisi) - Müntehabat-ı Eş ar (şiir) - Durub-ı Emsal-i Osmaniye (atasözleri sözlüğü) - Divan-ı Şinasi (Tanzimat öncesi şiirlerinin toplandığı kitap) ZİYA PAŞA ( ) (DERS KİTABI GAZEL İ) İkilik şairi olarak bilinir. Yenileşmenin öncülerindendir. Kavgacı ve mücadeleci bir kişiliği vardır. Dil ve biçim açısından eski ile yeni arasında bocalar. Şiir ve İnşa adlı eserinde yeni edebiyatı ve dili savunur, hatta divan edebiyatını eşek anırması na benzetir! Harabat ta ise eskiyi, Divan şiirini savunur. Bu nedenle Namık Kemal tarafından eleştirilir. Şiirlerinde toplumsal düzeni eleştirir, hicivleriyle öne çıkmıştır. Hece ile yazılmış birkaç türkü dışında aruz ölçüsünü kullanır. Terkib-i bent ve terci-i bent türünde en güzel örnekleri vermiştir.

6 Şiirlerine hikmetli bir söyleyişi vardır: Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir ya da Pek rengine aldanma felek eski felektir Zirâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir Edebiyatımızda ilk antoloji örneği ona aittir: Harabat İlk anı kitabı: Defter-i Amal - Zafername (şiir-nesir karışımı, eleştiri türünde) - Harabat (üç ciltlik antoloji, içinde Divan edebiyatı hakkında görüşleri ve edebiyat bilgileri vardır) - Eş ar-ı Ziya (Ölümünden sonra yayımlanan şiirleri) - Rüya (Karşılıklı konuşma şeklinde şiirleri) - Endülüs Tarihi (İspanya daki Müslüman Endülüs devletini anlatan tarih kitabı) - Arz-ı Hal (Padişaha verilmek için yazılmış 72 sayfalık dilekçe) - Engizisyon Tarihi (çeviri) - Defter-i Amal (Anı kitabı) - Emile (J.J.Russo dan çeviri) - Veraset Mektupları NAMIK KEMAL ( ) (DERS KİTABI HÜRRİYET KASİDESİ) İlk şiirleri Divan şiirinin etkisindedir. Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı etkisinde yazmaya başlar. Önemli bir fikir adamı, vatan şairi dir. Türk edebiyatının en gür sesli şairi dir. Tanzimat edebiyatının da en coşkulu şairidir. Osmanlıcılık düşüncesinin savunucularındandır; Batı edebiyatı akımlarından romantizmden etkilenir. Bütün edebi türlerde eser verir. Şiirlerinde toplum için sanat düşüncesinde; hürriyet, vatan gibi sosyal konuları işler. Hürriyet sözcüğünü şiirde ilk kez kullanan şairdir. Şiirleri içerik olarak yeni, biçim olarak eskidir. Ancak Vaveyla gibi son dönem şiirlerinde biçimde de yeniliğe gider. Hece ölçüsünü de dener ancak; genelde aruzla yazar. Tiyatro türündeki eserleri altı tanedir. Konularını günlük hayattan ve tarihten alır. Ona göre Tiyatro bir eğlencedir. Eğlencelerin en faydalısı. Tiyatroyu halkı eğitmede bir araç olarak görür. Sahnelenen ilk tiyatro eseri ona aittir: Vatan Yahut Silistre. Oyunun sahnelenmesinin hemen ardından halkı galeyana getirdiği için sürgüne gönderilir (Magosa ve Midilli). Romanlarında amacı sosyal fayda dır. Kahramanları tek yönlüdür; iyiler her zaman iyi, kötüler her zaman kötü roldedir. Romanlarında sanatkarane bir üslup kullanmasına rağmen kusurlu, tesadüflere fazlaca yer veren bir anlatımı vardır. Sosyal ve siyasi eleştirileri vardır. Şinasi den Tasvir-i Efkar ı devralır; Londra da Ziya Paşa ile Hürriyet gazetesini çıkarır; İstanbul a dönünce de İbret gazetesini çıkarır. İlk edebi roman ona aittir: İntibah İlk tarihi roman: Cezmi İlk eleştiri yazısı: Lisan-ı Osmani Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamildir İlk eleştiri kitabı: Tahrib-i Harabat Biyografi türünde ilk eser: Evrak-ı Perişan Sahnelenen ilk tiyatro: Vatan Yahut Silistre - İntibah (Roman) - Cezmi (Roman) - Vatan Yahut Silistre (Tiyatro) - Celalettin Harzemşah (Tiyatro)

7 - Akif Bey (Tiyatro) - Zavallı Çocuk (Tiyatro) - Kara Bela (Tiyatro) - Gülnihal (Tiyatro) - Devr-i İstila (Tarih) - Barika-i Zafer (Tarih) - Evrak-ı Perişan (Tarih, Biyografi) - Silistre Muhasarası (Tarih) - İslam Tarihi (Tarih) - Osmanlı Tarihi (Tarih) - Kanije (Tarih) - Tahrib-i Harabat (Eleştiri) - Takip (Eleştiri) - Renan Müdafaanamesi (Eleştiri) - İrfan Paşa ya Mektup (Eleştiri) - Bahar-ı Daniş (Eleştiri) - Mukaddime-i Celal (Eleştiri) Önemli şiirleri: - Vatan Kasidesi - Hürriyet Kasidesi - Vaveyla ABDÜLHAK HAMİT TARHAN ( ) (DERS KİTABI TECELLİ YAHUT TESELLİ ) Tanzimat II. dönem şairlerindendir. Şair-i azam olarak bilinir. Türk edebiyatına metafizik ürpertiyi getiren şair dir. Türk şiirine Batılı nazım biçimlerini getirmiş, yeniliklerin öncülerindendir. Divan edebiyatını tamamen sona erdiren şair olarak anılır. Şiirde yaptığı yenilikler Servet-i Fünun şairleri üzerinde etkili olur. Ağır bir dille yazar. Arapça ve Farsça tamlamaları yoğun bir biçimde kullanır. Şiirin konusunu genişletmeye çalışır; aşk, tabiat, ölüm, metafizik, konularda şiir yazmıştır. Aruz ölçüsünü kullanır. Hece ile de birkaç şiiri vardır. Romantizmden etkilenir. Doğu ile Batının sentezini kurmaya çalışır. Lirik ve felsefi şiirler yazar. Tezatlar şairi dir. Karmaşık duygu ve düşüncelerinin yanında basit düşüncelerle de şiirler yazdığı görülür. Eşi ve oğlunun ölümü onu bunalıma sokmuş; bu düşüncelerle şiirler yazmıştır. Eşi Fatma Hanım ın Hint gezisi dönüşü Beyrut ta rahatsızlanıp ölmesi üzerine ünlü Makber şiirini yazar. Kır ve çoban hayatını anlatan şiirleri de vardır: Sahra, Türk edebiyatının ilk pastoral şiiridir. Validem Türk edebiyatında uyaksız ve duraksız ilk şiirdir. 21 adet tiyatro eseri vardır. Tiyatrolarının konusunu Batıdan almıştır. Tamamı dram türündedir. Oyunlarının bazı ölümleri manzume bazı bölümleri de düzyazı şeklindedir. Tiyatrolarını sahnelenmesi için değil; okunması için yazmıştır. Sabr u Sebat ve İçli Kız adlı tiyatrolarının konusu günlük hayattan alınmıştır. Diğer tiyatroları da konusunu tarihten ya da yabancı toplumların yaşamından alır. Abdülhak Hamit e göre, Yerli hayatı konu alan bir eser, bilineni tekrarlamaktan başka bir şey yapmaz. - Garam (Şiir) - Sahra (Şiir) - Ölü (Şiir) - Makber (Şiir) - Hacle (Şiir) - Validem (Şiir) - Belde (Şiir) - Eşber (Tiyatro) - Nesteren (Tiyatro) - Finten (Tiyatro) - Liberte (Tiyatro) - Macera-yı Aşk (Tiyatro) - Sabr u Sebat (Tiyatro) - İçli Kız (Tiyatro) - Tarık (Tiyatro) - Duhter-i Hindu (Tiyatro) - Yadigar-ı Harp (Tiyatro)

8 MAKBER Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı, Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı. Şimdi buradaydı, gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden. Ben gittim, o haksar kaldı, Bir köşede tarumar kaldı, Baki o enis-i dilden, eyvah, Beyrut'ta bir mezar kaldı. Bildir bana nerde, nerde Yarab, Kim attı beni bu derde Yarab? Nerde arayayım o dil rübayı, Kimden sorayım bi-nevayı? Derler ki unut o aşnayı, Gitti tutarak reh-i bekayı, Sığsın mı hayale bu hakikat? Görsün mü gözüm bu macerayı? Sür'atle nasıl da değişti halim, Almaz bunu havsalam, hayalim. Çık Fatıma! Lahdden kıyam et, Yadımdaki haline devam et. Ketmetme bu razı, söyle bir söz, Ben isterim, ah, öyle bir söz. Güller gibi meyl-i ibtisam et, Dağ-ı dile çare bul, meram et. Bir tatlı bakışla, bir gülüşle, Eyyamı hayatımı temam et, Makber mi nedir şu gördüğüm yer? Ya böyle reva mı ey cay-ı dilber? Abdülhak Hamit Tarhan RECAİZADE MAHMUT EKREM ( ) Üstad olarak tanınır. Tanzimat II. dönemini başlatan, Servet-i Fünun edebiyatının oluşmasını sağlayan şairdir. Muallim Naci ile tartışmalar yaşamışlar, karşılıklı Zemzeme ve Demdeme kitaplarıyla eleştiri türünün önemli örneklerini vermişlerdir. Şiir ile ilgili görüş ve eleştirilerini Zemzeme adlı üç ciltlik eserinde yazar. Şiirlerinde romantizmden; roman ve hikayelerinde realizmden etkilenmiştir. Ona göre, Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir. Aşk ve doğa şiirlerindeki başlıca temalardır. Ölüm, acı, ızdırabı sıkça işlemiştir. Bunda, genç yaşta ölen çocukları Emced (1,5 yaşında) ve Nijad (14 yaşında ölür) etkili olmuştur. (Diğer oğlu Ercüment Ekrem Talu da ileriki dönemlerde edebiyatçı olmuştur.) Divan şiiri nazım biçimleriyle ve aruz ölçüsüyle yazmıştır; yeniliklerin öncüsü olmuş ancak; yeni nazım biçimleri denememiştir. Sanat, sanat içindir. anlayışıyla yazmıştır. İlk realist roman ona aittir: Araba Sevdası İlk romantik dram: Afife Anjelik Türk edebiyatında romandan tiyatroya çevrilen ilk eser: Atala - Araba Sevdası (roman) - Muhsin Bey (hikaye) - Şemsa (hikaye) - Nağme-i Seher (şiir) - Yadigar-ı Şebab (şiir) - Pejmürde (şiir) - Zemzeme I-II-III (şiir) - Nijad Ekrem (şiir) - Nefrin (şiir) - Afife Anjelik (tiyatro) - Atala (tiyatro) - Vuslat yahut Süreksiz Sevinç (tiyatro) - Çok Bilen Çok Yanılır (tiyatro) - Takdir-i Elhan (eleştiri) - Talim-i Edebiyat (Edebiyat Bilgileri) - Kudemadan Birkaç Şair (biyografi)

9 AH NİJAD! Hasret beni cayır cayır yakarken Bedenimde buzdan bir el yürüyor. Hayaline çılgın çılgın bakarken Kapanası gözümü kan bürüyor. Dağda kırda rasgetirsem bir dere Gözyaşlarım akıtarak çağlarım. Yollardaki ufak ufak izlere Senin sanıp bakar bakar ağlarım. Güneş güler, kuşlar uçar havada, Uyanırlar nazlı nazlı çiçekler.. Yalnız mısın o karanlık yuvada? Yok mu seni bir kayırır, bir bekler? Can isterken hasret odiyle yansın, Varlık beni alil alil sürüyor. Bu kaygıya yürek nasıl dayansın? Bedenciğin topraklarda çürüyor! Bu ayrılık bana yaman geldi pek, Ruhum hasta, kırık kolum kanadım. Ya gel bana, ya oraya beni çek, Gözüm nuru oğulcuğum, Nijad'ım! Recaizade Mahmud Ekrem MUALLİM NACİ ( ) Memurluk, öğretmenlik ve gazetecilik yapmıştır. Tanzimat döneminde Divan şiirini savunmuş; Recaizede Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan ile tartışmalar yaşamıştır. Girdiği tartışmalarda göz için uyak anlayışını ve eski edebiyatı savunur. Sade dille ve aruz ölçüsüyle yazar. Tanzimat döneminde en sade dil kullanan şairdir. Eski şiiri savunmasına rağmen, Batılı tarzda da başarılı şiirler yazmıştır. Edebiyatımızda köyden söz eden ilk şiir ona aittir: Köylü Kızların Şarkısı - Ateşpare (şiir) - Füruzan (şiir) - Şerare (şiir) - Sümbüle (şiir) - Yadigar-ı Naci (şiir) - Lugat-ı Naci (sözlük) - Heder (tiyatro) - Muhaberat ve Muhaverat (Ahmet Mithat ile mektuplaşmaları) - Ömer in Çocukluğu (anı) - Demdeme (eleştiri) - Istılahat-ı Edebiye (edebiyat bilgileri) - Esami (biyografi) - Osmanlı Şairleri (biyografi) KÖYLÜ KIZLARININ ŞARKISI I Tepeden iniyor bakın Şu kızın nişanlısı şanlıdır Yaradan nazardan esirgesin Koca dağ delikanlıdır II Fese bak fese ne güzel de al Ne de hoş belindeki morlu şal Demedim ya ben sana bak da al O kadar da bakma ziyanlıdır III Ne kadar da kızardın aman aman Neden öyle başına çıktı kan Beri gel bayılma a kız heman Yüreğin de pek helecanlıdır IV Yakışıklıdır seviyor cihan Onu ben de pek severim inan Benim olsa bâri şu kahraman Olamaz ne çare nişanlıdır

10 TANZİMAT DÖNEMİNDE ROMAN VE HİKAYE Tanzimat romanı ve hikayesinin genel özellikleri: Konularını genel olarak günlük hayattan ve tarihten alan romanlarda duygusal ve acıklı konular işlenir. Esaret-cariyelik, görücü usulü/zorla evlilik, Batı-Osmanlı medeniyeti karşılaştırması, Yanlış Batılılaşma, Doğu-Batı çatışması gibi konulara ağırlık verilmiştir. Olaylar gerçek ya da gerçeğe uygun olarak anlatılmıştır. Dönemin sosyal yaşantısını yansıtmışlardır. Yazarlar genellikle kişiliklerini gizlememiş, kahramanlar arasında taraf tutmuş, yeri geldiğinde olayın akışını kesip ansiklopedik bilgiler vermiş ve sıkça betimlemeler yapmışlardır. Yazarların amacı bireyi eğitme ve toplumu düzeltmektir. Kahramanlar genelde tek yönlüdür; iyiler her zaman iyi, kötüler her zaman kötüdür. Kişiler idealize edilmiş, o konu için kusursuz yaratılmıştır. Kişiler tip özelliği gösterir. Eserlerde kişiler arası çatışmalar görülür. Tesadüflere sıkça yer verilir: İlk görüşte aşk, abartılı konular sıkça işlenir. Tasvirler sadece romanı süslemek içindir, olaylar arasına yedirilmemiştir. Romanlarda genelde hakim (ilahi) bakış açısı vardır. Mekan genelde İstanbul dur. Sadece Cezmi romanında İran; Karabibik te de Antalya nın bir köyü mekan olarak seçilmiştir. Tanzimat dönemi roman ve hikaye yazarları: - Şemsettin Sami - Namık Kemal - Ahmet Mithat Efendi - Samipaşazade Sezai - Nabizade Nazım - Recaizade Mahmut Ekrem Tanzimat döneminde roman ve hikaye alanında ilkler: İlk çeviri roman: Yusuf Kamil Paşa nın Fenelon dan çevirdiği Telemak İkinci olarak çevrilen roman: Sefiller (Hikaye-i Mağdurin adıyla) Üçüncü olarak çevrilen roman: Hikaye-i Robinson Yazılan ilk yerli roman: Taaşşuk-ı Tal at ve Fıtnat (Şemsettin Sami) İlk öykü örnekleri: Letaif-i Rivayet (Ahmet Mithat Efendi) (Bundan önce Giritli Azizi Efendi nin Muhayyelat-ı Aziz Efendi, Emin Nihat ın Müsameretname, Ahmet Mithat ın Kıssadan Hisse gibi hikaye denemeleri vardır.) Batılı tarzda ilk öykü kitabı: Küçük Şeyler (Samipaşazade Sezai) İlk edebi roman: İntibah (Namık Kemal) İlk tarihi roman: Cezmi (Namık Kemal) İlk köy romanı ve naturalist roman: Karabibik (Nabizade Nazım) Yazılan ilk realist roman: Araba Sevdası (Recaizade Mahmut Ekrem) Basılan ilk realist roman: Sergüzeşt (Samipaşazade Sezai) İlk tezli roman ve psikolojik roman denemesi: Zehra (Nabizade Nazım) İlk kadın romancımız: Fatma Aliye (Muhadarat romanıyla ünlüdür) Tanzimat 1. ve 2. dönem roman ve hikaye karşılaştırması Tanzimat 1. Dönem Tanzimat 2. dönem Teknik açıdan kusurludur. İlk döneme göre daha başarılı romanlar yazılır. Romantizmden etkilenir. Realizm ve naturalizmden etkilenirler. Konu genellikle yanlış Batılılaşma, ilk görüşte aşk, rastlantılar, abartılı ve olağandışı Esirlik, cariyelik, yanlış Batılılaşma gibi duygusal ve acıklı olaylar konu olarak seçilir. konulardan seçilir. Toplumsal sorunlar ağırlıklıdır. Yazarlar kendi fikirlerini ön plana çıkarmaz, sanat gayesi güderler. Kendi kişiliklerini gizlerler. Yazar romanın akışımı keser ve ansiklopedik bilgiler verir.

11 ŞEMSETTİN SAMİ ( ) Ali Sami Yen in babasıdır. Türk dilinin sadeleşmesi için önemli çalışmaları vardır. Dilci olarak bilinir. Orhun Yazıtları ve Kutadgu Bilig üzerine çalışmalar yapar. Dil, sözlük, ansiklopedi ve çeviri alanında yaptığı çalışmalarla eser sayısı 50 yi aşar. İlk yerli roman: Taaşşuk-ı Tal at ve Fıtnat Türk adını taşıyan ilk sözlük: Kamus-ı Türki - Taaşşuk-ı Tal at ve Fıtnat (roman) - Kamus-ı Türki (sözlük) - Kamus-ı Arabi (sözlük) - Kamus-ı Fransevi (sözlük) - Kamusü l-alam (ansiklopedi) - Gave (tiyatro) - Seydi Yahya (tiyatro) - Besa (tiyatro) - Sefiller (çeviri) - Robinson Crusoe (çeviri) AHMET MİTHAT EFENDİ ( ) Yazı makinesi olarak bilinir. Tanzimat 1. dönem yazarlarından, Tanzimat romanının kurucularındandır. Tanzimat döneminde halk üzerinde en çok etkili olan sanatçıdır. Halka okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışmış; başarılı da olmuştur. Ona göre edebiyat, bilginlerin daha önce araştırıp bulduklarını halka yayan bir araçtır. Halkın anlayabileceği, sade bir dil kullanmıştır. Sanat toplum içindir. görüşünde, romantizm akımından etkilenmiştir. Türk edebiyatında onun kadar eser veren başka sanatçı yoktur. Evinde kurduğu küçük bir matbaada eserlerini basar. Toplamda 223 eseri vardır. Romanları teknik açıdan kusurludur. Olayın akışını kesip araya girer, gereksiz açıklamalar yapar. Ansiklopedik bilgiler verir. Yazarken meddah tekniğini de kullanır. Esrar-ı Cinayet adlı romanı edebiyatımızdaki ilk polisiye romandır. Letaif-i Rivayet adlı eseri Türk edebiyatındaki ilk öykü örnekleridir. 28 hikayeden oluşur. Kıssadan Hisse adlı hikayeleri tercüme ve kendi yazdığı hikayelerden oluşur. Hikayelerinin sonunda bir ders çıkarılır. Servet-i Fünun dönemi başladığında Servet-i Fünuncuları eleştirmiş, onları dekadan lıkla suçlamıştır. (dekadan: soysuz) Tercüman-ı Hakikat, Bedir, Devir gazetelerini çıkarmış; Kırk Ambar, Dağarcık dergilerinde yazmıştır. Roman: - Felatun Bey ile Rakım Efendi - Hasan Mellah - Hüseyin Fellah - Dünyaya İkinci Geliş - Paris te Bir Türk - Henüz On Yedi Yaşında - Dürdane Hanım - Müşahedat - Yeniçeriler - Öykü: - Kıssadan Hisse - Letaif-i Rivayet Anı: - Menfa Gezi: - Avrupa da Bir Cevelan Tiyatro: - Çengi - Çerkes Özdenler - Açıkbaş - Siyavuş - Eyvah SAMİPAŞAZADE SEZAİ ( ) Roman ve öykülerinde realizmin etkisindedir. Halkın içinden kahramanlar seçer, onları kendi çevreleri, dilleri ve günlük yaşamlarıyla yansıtır. Öyküleri teknik açıdan daha güçlüdür. Gözlemlere önem vermiştir. Küçük, şaşırtıcı, önemsiz şeyleri ruh çözümlemeleri de katarak başarılı bir şekilde işler. Betimlemelerde ağır; konuşma bölümlerinde sade bir dil kullanır.

12 Sanat sanat içindir. anlayışını benimser. Batılı anlamda ilk öykü örnekleri ona aittir: Küçük Şeyler Bazı kaynaklarda basılan ilk realist roman olarak kabul edilen Sergüzeşt, ona aittir. Ancak yine de İlk realist roman olarak Recaizade Mahmut Ekrem in Araba Sevdası nı kabul etmek gerekir. - Şir (tiyatro) - İclal: Hikaye, anı, söyleşi gibi karışık yazıları yer alır. Ayrıca yeğeni İclal in ölümü üzerine yazdığı mersiye de bu eserindedir.) - Rumuzü l-edeb: Anı, hikaye, söyleşi gibi yazıları bulunur. - Küçük Şeyler: Yedi hikayeden oluşan eser, Batılı anlamda ilk öykü örneklerini içerir. Eserdeki bazı hikayeler Daudet den çeviridir. Halit Ziya, eseri çok beğendiğini dile getirmiştir. - Sergüzeşt: Romantizmden realizme geçişte bir köprü görevi gören eserde romantizm akımının özellikleri ağır basar. Eserde esaret konusu işlenir. Dilber in acıklı yaşamı, gerçekçi bir üslupla anlatılmıştır. - Musahabe: Anı türündeki eseridir. NABİZADE NAZIM ( ) Genç yaşta veremden ölen sanatçı, edebiyata şiirle başlamış, sonraları roman e öyküleriyle tanınmıştır. Naturalizm ve realizmden etkilenmiştir. Karabibik adlı eserinin önsözünde realizmden hakikiyyun diye bahsetmiştir. Romanda konuyu ilk kez İstanbul dışına taşımış, ilk köy romanını yazmıştır. Zehra, yer yer psikolojik unsurlara yer vermesiyle ilk psikolojik roman denemesi; bir tezi savunması itibariyle de ilk tezli roman olarak kabul edilir. Şiir: - Heves Ettim Öykü: - Yadigarlarım - Haspa - Zavallı Kız - Bir Hatıra - Sevda Roman: - Zehra - Karabibik (uzun hikaye olarak da anılır) TANZİMAT DÖNEMİNDE TİYATRO Tiyatro türü Tanzimat tan önce geleneksel olarak, Karagöz, orta oyunu, meddah ve köy seyirlik oyunu olarak vardı. Tanzimat la birlikte modern ve Batı tiyatrosuna benzeyen örnekler verilmeye başlandı. Tanzimat la birlikte, tiyatro binaları yapılmaya başlanmış; önce yabancı azınlığın girişimi, sonra Türk erkek oyuncuların çabasıyla gelişmiştir. Ancak sahneye bayan oyuncu çıkamaması, pahalı bir eğlence olması gibi sebeplerden, uzun bir süre gelişme gösterememiştir. Uzunca süreler Ermeni kadın oyunculardan yararlanılmış; Afife Jale adlı ilk kadın oyuncumuz ilk kez 1919 yılında Yamalar oyununda sahneye çıkmıştır. Kurulan ilk ciddi tiyatro 1867 de yarı resmi olarak Güllü Agop tarafından açılan Osmanlı Tiyatrosu, diğer adıyla Gedikpaşa Tiyatrosu dur. Güllü Agop bu tiyatroyu hükümetten kiralar ve uzun süre hizmet verir te Ahmet Mithat ın Çerkes Özdenler adlı oyununda hürriyet duyguları aşağılandığı gerekçesiyle kapatılır. Tanzimat tiyatrosunun genel özellikleri: Yazarların ilk denemeleri olduğundan teknik anlamda kusurlu, ancak geniş kitlelere hitap edebilmesi açısından başarılıdır. Genellikle tarihi, sosyal ve siyasal konuları işler. - Tarihi konuları işleyenler: Celalettin Harzemşah Namık Kemal Tarık Abdülhak Hamit Tarhan - Sosyal konuları işleyenler: Vatan Yahut Silistre Namık Kemal - Siyasi konuları işleyenler: Namık Kemal ve Abdülhak Hamit in eserlerinin birçoğu. Aynı konuların farklı sanatçılar tarafından da işlendiği görülür. Eserler tercüme, telif ve adaptasyon yoluyla oluşturulur. Tiyatrolar izleyiciyi eğitmek amaçlı oluşturulur.

13 Özellikle komedi ve dram türünde yazılmış ve oynanmıştır. Abdülhak Hamit Tarhan ın oyunları haricinde, üç birlik kuralına uyulur. Eserlerde iyiler her zaman iyi; kötüler her zaman kötü olarak rol alır. Eserler sonunda bir öğütle biter. İyi olanlar ödüllendirilir, kötü olanlar da cezalandırılır. Özellikle Shakespeare ve Moliére örnek alınmıştır. Tanzimat döneminde ilk tiyatro örnekleri ve tiyatro yazarları: Batılı anlamda ilk tiyatro Şinasi nin Şair Evlenmesi dir. Şinasi 1859 da yazdığı bu eserinde ortaoyunu tiplerinden yaralanır. Töre ve karakter komedisi türünde olan bu eserde Şinasi görücü usulüyle evliliğin eleştirisini yapar. Eserde Klasisizmin ve Moliére in etkisi vardır. Tanzimat döneminde Teodor Kasap, Ahmet Vefik Paşa ve Direktör Ali Bey Moliére den çeviri ve uyarlamalar yapar. Ahmet Vefik Paşa Türk tiyatrosunun kurucusu sayılır. Moliére den yaptığı çevirilerle tanınır. Bursa valisiyken yaptırdığı tiyatro binası hala kullanımdadır. Bu yönüyle tiyatroyu Anadolu ya taşımıştır, denebilir. Direktör Ali Bey, Namık Kemal ve Güllü Agop ile Osmanlı tiyatrosunda yer almış, Tanzimat 2. dönem sanatçılarındandır. Moliére den uyarlamalar yapmış, komedi türüne ağırlık vermiştir. Ahmet Vefik Paşa dan farklı olarak halk söyleyişlerine ve deyimlere yer verir. Namık Kemal, tiyatroda eğlence ve toplumsal faydayı birleştirir. Gedikpaşa tiyatrosundan sahnelenen ilk tiyatro oyunu Vatan Yahut Silistre yi yazar. Eser sahnelendiğinde, uzun zaman aşılamayacak bir seyirci rekoru kırar. Tiyatrolarının tamamında vatanseverlik, fedakarlık ve ahlak kavramlarının öne çıktığı görülür. Romantizmden etkilenerek yazar. Ahmet Mithat Efendi, yazdığı yedi tiyatroyla topluma faydalı olmayı, eğlendirerek öğretmeyi amaçlar. Eyvah adlı oyununda çok eşliliğe eleştiri, Açıkbaş adlı oyununda alafranga bir ihtiyarın genç bir kızla evlenmesine eleştiri vardır. Recaizade Mahmut Ekrem, Namık Kemal in Zavallı Çocuk adlı oyunundan etkilenerek yazdığı Vuslat yahut Süreksiz Sevinç ile Afife Anjelik te romantik bir aşkı dram olarak ele alır. Çok Bilen Çok Yanılır ise, konusunu halk hikayelerinden alan bir töre komedisidir. Abdülhak Hamit Tarhan, dram türündeki 21 oyunuyla Tanzimat tiyatrosunun en verimli yazarıdır. Eserlerini oynanması için değil; okunması için yazmıştır. Geleneksel Türk tiyatrosu ile Modern Türk tiyatrosunun karşılaştırılması Geleneksel Türk tiyatrosu Modern Türk tiyatrosu Sadece güldürü öğesi kullanılır. Amaç sadece güldürmektir. Halkı güldürerek eğitmek, düşündürmek amaçlanır. Belli temalar vardır. Bu temalar şive taklitlerine ve yanlış anlamalara bağlı olarak işlenir. Temalar çok yönlüdür. İnsanın duygularını tahlil, toplum sorunlarını tasvir eder. Geleneklerin Batı akımlarından etkilenme yoktur, kalıp olumsuz yönlerini dile getirir. davranışlar sergilenir. Batı edebiyatı akımlarından etkilenir. Kahramanlarda tip özelliği görülür. Tip lere yer verilir; ancak genelde karakter Yazılı bir metin yoktur. Sözlü geleneğe aittir. özelliği gösterir. Tiyatro binası, sahne vb. yoktur. Dekor, kostüm Yazılı bir metne bağlı oluşturulur. gibi unsurlar Batılı değildir. Günün koşullarına göre dekor, kostüm vb. için Olay örgüsünde ayrıntılar önemsizdir. Batılı unsurlara yer verilir. Olay örgüsünde ayrıntılara yer verilir. Tanzimat 1. dönem ile Tanzimat 2. dönem tiyatrosunun karşılaştırılması Tanzimat 1. dönem tiyatrosu Tanzimat 2. dönem tiyatrosu Tiyatro toplumu eğitmek için bir araç olarak görülür. Görücü usulü evliliğin yanlışlığı (Şair Evlenmesi), çok eşli evliliğin yanlışlığı (Eyvah), vatan sevgisi olmuştur.) (Vatan yahut Silistre), aşk, dram (Zavallı Çocuk, Akif Bey), tarihsel konular (Celalettin Harzemşah) işlenir. konular (Tarık) işlenir. Mensur olarak yazılmıştır. Günlük konuşma dili, sade bir dil kullanılmıştır. Oynanmaktan ziyade okunmak için, bireysel konuların işlendiği eserler yazılmıştır (Bu durumun yaşanmasında siyasi süreçler etkili Aşk, dram (Afife Anjelik, Vuslat yahut Süreksiz Sevinç), töreler (Çok Bilen Çok Yanılır), tarihi Abdülhak Hamit manzum oyunlar da yazar. Sanatlı ve ağır bir dil kullanılır.

14 Sahnelenme tekniğine uygun eserlerdir. Tanzimat 1. dönem tiyatro yazarları: - Şinasi - Ahmet Mithat Efendi - Namık Kemal - Ahmet Vefik Paşa Sahne tekniği zayıf eserlerdir. Tanzimat 2. dönem tiyatro yazarları: - Abdülhak Hamit Tarhan - Recaizade Mahmut Ekrem - Direktör Ali Bey AHMET VEFİK PAŞA ( ) Sanat anlayışı Tanzimat 1. dönemine daha yakındır. Türkçülük fikir akımının hazırlayıcısı ve öncülerindendir. Moliére den çeviriler ve uyarlamalar yapan ilk sanatçıdır. Türk edebiyatındaki ilk adaptasyon (uyarlama tiyatro) onundur. Bursa da yaptırdığı tiyatro binası hala kullanılmakta Ahmet Vefik Paşa Devlet Tiyatrosu olarak hizmet vermektedir. Lehçe-i Osmani adlı Anadolu Türkçesine ait ilk sözlük ona aittir. Uyarlama: - Zor Nikah - Zoraki Tabip - Kocalar Mektebi - Kadınlar Mektebi - Meraki - Dekbazlık - Tartüf Tarih: - Şecere-i Türk (Ebulgazi Bahadır Han ın eserinin çevirisi) - Fezleke-i Osmani - Hikmet-i Tarih Sözlük: - Lehçe-i Osmani DİREKTÖR ALİ BEY ( ) Türk tiyatrosunun kurulmasında büyük gayret gösterir. Ahmet Vefik Paşa dan etkilenen sanatçının tiyatroları genellikle komedi türündedir. Moliére den uyarlamalar yapmıştır. Ahmet Vefik Paşa ya göre daha sade bir dil kullanmış, halkın söyleyişlerine yer vermiştir. Klasisizmden etkilenmiştir. Tiyatro dışında mizah ve seyahat edebiyatı alanında da eserler vermiştir. Teodor Kasap ın çıkardığı, aynı zamanda ilk mizah dergimiz olan Diyojen de yazılar yazar. Bu mizahi yazılar, devrin en güzel örnekleridir. Türk edebiyatında günlük türündeki ilk eser ona aittir: Seyahat Jurnali İlk mizahi sözlük ona aittir: Lehçetü l-hakayık Tiyatro: - Kokona Yatıyor - Ayyar Hamza - Letafet - Geveze Berber Mizah: - Lehçetü l-hakayık - Seyyareler (mizahi hikayeler) Gezi: - Seyahat Jurnali (Hint gezisi günlüğü)

15

16 ŞİİR SANAT ANLAYIŞLARI, KİŞİLİKLERİ TEMSİLCİLER Anadolu Türkçesinin ilk sözlüğü: LEHÇE-İ OSMANİ (AHMET VEFİK PAŞA) TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ I. KUŞAK II. KUŞAK Şinasi Recaizade Mahmut Ekrem Namık Kemal Abdülhak Hamit Tarhan Ziya Paşa Samipaşazade Sezai Ahmet Mithat Efendi Nabizade Nazım Ahmet Vefik Paşa Muallim Naci Şemsettin Sami Direktör Ali Bey (ŞAŞANaZ) (SoRuNADaM) Sanat toplum içindir. Sanat, sanat içindir. Sanatçılar idealisttir. Edebiyattaki yenilikleri Sanatı bir güzellik yaratma çabası olarak topluma benimsetme çabasındadırlar. görürler. En önemli amaçları toplumu Edebiyatın amacı yönlendirme değil, güzel bilinçlendirmektir. olanı güzel bir biçimde sunmaktır. Edebiyatı Batılılaşma ve toplumu eğitme Toplumsal konulara ilgisiz kalırlar. yolunda bir araç olarak görürler. Sanatta faydalı olanı değil; estetik olanı amaç Güzellik kavramını ikinci plana iterler. edinirler. Faydaya ve idealizme yönelirler. İçli, duygusal bir havaları vardır. Bu yönden Hareketli ve heyecanlı bir kişiliğe sahiptirler. Servet-i Fünun döneminin duygusallığına zemin hazırlarlar. Sanatçıların kişilikleri birinci döneme göre daha güçlüdür. Şiirin içiminden çok içeriği ile ilgilenirler. Sanat anlayışlarına paralel olarak, şiirde Divan şiiri nazım şekilleri ve aruz ölçüsü aynen kullanılmaya devam eder. Şiirin yalnızca içeriğinde yenilikler yapılır. Vatan, hürriyet, adalet gibi kavramlar ilk kez şiirde dile getirilir. Şiir dilinde sadeleşme savunulur; ancak uygulanamaz. Şiir dili ağırdır. Şiiri kendi fikirlerini açıklamak ve yaymak için bir araç olarak görürler. Şiire ideolojik olarak yaklaşırlar. Kafiye göz içindir. anlayışına sahiptirler. Aydınlanma dönemi düşünürlerinden Voltaire, Rousseau ve Montesquieu den etkilenirler. bireysel duyarlıklara ağırlık verirler. İlk döneme göre sanat anlayışındaki değişimin nedeni sanatçılar üzerinde siyasi baskıların artmasıdır. Recaizade Mahmut Ekrem Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir. sözüyle şiirde asıl amacın sanatsal güzellik olduğunu ortaya koyar. Şiir dili birinci kuşak şiirine oranla daha ağır, süslü ve sanatlıdır. Beyitler arasında konu bütünlüğüne önem verilir. Başta ölüm olmak üzere soyut konulara ağırlık verilir. Kafiye kulak içindir. anlayışına sahiptirler. Divan şiirinin klasik nazım şekillerinin yerini yavaş yavaş yeni biçimler almaya başlar.

17 MAKALE TİYATRO ROMAN ÖYKÜ İlk öykü örneklerini Ahmet Mithat Efendi yazar. Yazar topluluk önünde konuşan bir meddah gibi öyküler yazar. Çok sayıda öykü çevirisi yapılır. Öykülerde romana göre daha sade bir dil vardır. Yazar, konunun akışını kesip okuyucuyu bilgilendirir. Bu durum öykü tekniğine aykırıdır. İyi-kötü, güzel-çirkin çatışması, yanlış evlilikler, esaret, kadın-erkek ilişkileri gibi konular işlenir. Öykülerde romantizmin etkisi görülür. Bu kuşağın öykü türündeki temsilcisi Samipaşazade Sezai dir. Öyküde romantizmden realizme geçiş görülür. Öykü tekniği birinci döneme oranla daha başarılıdır. İkinci dönemin genel sanat anlayışının aksine öyküde toplumsal konulara daha fazla yer verildiği görülür. Öykü dili de tıpkı şiir ve roman dili gibi ağırdır. Dönemin ilk roman denemeleri teknik açıdan kusurludur. Romanlarda toplumun sorunları, insanın arayışları ve idealleri konu olarak seçilir. Roman dili, şiir diline göre daha sadedir. Romanlardaki kişiler, idealize edilmiş, kusursuz kişilerdir. Özellikle Ahmet Mithat Efendi romanlarında konunun akışını durdurup okuyucuya seslenir. Romanlarda yanlış Batılılaşma, Doğu-Batı kültürlerinin çatışması, töreler, evlilik, aşk, kadınların esareti, kölelik gibi konulara ağırlık verilir. Romanlarda romantizmin etkisi vardır. Olaylar genelde İstanbul da geçer. İlk tiyatro örnekleri Şinasi ve Ahmet Vefik Paşa tarafından yapılan çeviri eserlerdir. Batılı anlamda ilk tiyatro eseri, Şinasi nin Şair Evlenmesi adlı eseridir. Tiyatro eserlerinde günlük konuşma diline yakın, sade bir dil kullanılır. Vatan sevgisi, aile, gelenek ve görenekler, tarihi olaylar oyunlarda tercih edilen başlıca konulardır. Tiyatro eserleri oynanmak için yazılır ancak; teknik yetersizlik ve tiyatro kültürünün yerleşmemiş olması gibi nedenlerle, oyunların birçoğu sahnelenmemiştir. Oyunlarda klasisizm ve romantizmin etkileri görülür. Sanatçılar tiyatro ile haklı eğitmeyi amaçlar. Makale yazıları, gazetecilikle başlar. Genellikle edebiyat, sanat ve şiir konulu makaleler yazılır. Şinasi, Ziya Paşa ve Namık Kemal makale türünde eserler yazar. Makalelerde ağır ve yoğun bir anlatım sergilenir. Roman türüne romantizm, yerini realizme bırakır. İlk realist roman bu dönemde yazılır. Romanda bireysel duyarlılıklar ele alınır. Toplumsal konular geri planda kalır. Roman dili ilk kuşağa göre daha ağırdır. Roman, teknik olarak daha nitelikli bir seviyeye gelir. Romanda aşk, yalnızlık, yanlış Batılılaşmanın getirdiği üzücü, düşündürücü ve konik durumlar anlatılır. Roman kişileri birinci kuşağa göre daha gerçekçidir. Baş karakterler genellikle zengin ve seçkin insanlardır ancak; toplumun çeşitli kesimlerinden kişilere de yer verilir. Birinci kuşağın tiyatroyu propaganda aracı olarak kullanmasının ardından tiyatroculara siyasi baskılar artar. Artan baskılar nedeniyle ikinci kuşakta bireysel konular tercih edilir. Tiyatro türünde az sayıda eser yazılır. Yazılan oyunlar sahnelenmek için değil, okunmak için yazılır. Ağır, süslü ve şairane bir dil kullanılır. Abdülhak Hamit Tarhan manzum tiyatro yazar. Oyunlarda aşk, ayrılık, yalnızlık, insanın kendini araması gibi konular işlenir. Recaizade Mahmut Ekrem in Çok Bilen Çok Yanılır adlı oyunu dönemin tiyatro anlayışının aksine sade bir dille töreyi mizaha alır. Oyunlarda romantizmin etkisi hakimdir. Gazetelerin çoğu kapatıldığından makale yazma koşulları da zorlaşır. Recaizade, yeni edebiyat anlayışını savunduğu makaleler yazar. Bu düşünceleri Talim-i Edebiyat adlı eserinde daha sistemli olarak dile getirir. Bu eser Servet-i Fünun edebiyatı için de kaynak olacaktır.

18 ANI GEZİ ELEŞTİRİ Eleştiri türünün ilk örneklerinde sanat ve edebiyat konuları ele alınır. Recaizade ile Muallim Naci arasında Zemzeme ve Demdeme üzerinden eskiyeni Namık Kemal in Ziya Paşa yı eleştirdiği tartışması yaşanır. Tahrib-i Harabat adlı eseri modern eleştiri Eleştiriler eski-yeni çatışmasına yöneliktir. türünün ilk örneğidir. Yapılan eleştirilerin temelinde eski-yeni çatışması yatmaktadır. Ağır bir dil, ciddi bir üslup kullanılır. Gerçekçi ve yalın bir dille yazılır. Ahmet Mithat Efendi nin Avrupa da Bir Cevelan adlı eseri Batılı anlayışla yazılan ilk gezi yazısıdır. Direktör Ali Bey, Namık Kemal ve Ziya Paşa da gezi yazıları yazmıştır. Sanatçıların yurtdışı ziyaretleri ya da sürgün yerlerinde yaşadıklarından oluşur. Dil ve üslup bakımından birinci kuşağa yakındır. Namık Kemal in Magosa Hatıraları ve Ziya Bu dönemde en önemli eser Muallim Naci nin Paşa nın Defter-i Amal eserleri bu türün iki Ömer in Çocukluğu adlı eseridir. önemli örneğidir. SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATININ OLUŞUMU (EDEBİYAT-I CEDİDE) yılları arasında, Servet-i Fünun dergisi etrafında toplanan sanatçıların oluşturduğu dönemdir. Daha önce Ahmet İhsan TOKGÖZ tarafından çıkarılan Servet-i Fünun dergisi bir bilim dergisiydi. Derginin yönetimine Recaizade Mahmut Ekrem in isteğiyle öğrencisi Tevfik Fikret getirilince, dergi edebiyat dergisi halini alır de başlayan II. Abdülhamit in baskısı (istibdat dönemi), bu yıllarda da sürmektedir. Edebiyatçılar üzerinde sansür yoluyla kurulan bu baskı, Tanzimat II. döneminden itibaren içe dönük, ruhsal sorunların yansıtıldığı ve toplumla ilgili sorunlar anlatılamadığı için sanat sanat içindir anlayışının hakim olduğu bir edebiyat yaratmıştır. Servet-i Fünun edebiyatının oluşumunda, baskının yanında, eski-yeni tartışması ve bu tartışmanın oluşturduğu kafiye göz için mi / kulak için mi? sorunu da etkili olmuştur. Hasan Asaf adlı genç şairin yazdığı şiirde; (س) Zerre-i nurundan iken muktebes ) ث) abes Mihr ü mehe etmek işaret şeklide farklı harflerle kafiye kurulması ve şairin Recaizade Mahmut Ekrem den uyağın göz için değil, kulak için olduğunu duymuştum. sözü, tartışmayı alevlendirmiştir. Bunun sonucunda edebiyatçılar arasında gruplaşmalar oluşmuştur. Bu gruplaşmalar şu şekildedir: Yeniyi savunanlar: Recaizade Mahmut Ekrem önderliğinde; Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın, Süleyman Nazif Ilımlılar (Orta yolu /itidali savunanlar): Muallim Naci önderliğinde; Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Rasim Eskiyi savunanlar: Hacı İbrahim Efendi önderliğinde; Faik Esat, Mehmet Celal, Samih Rifat Bu gruplaşmada yeniyi savunanların tamamen Batı yı örnek alan; ılımlıların geleneksel yaşam biçimini sürdürmek ve eski ile yeniyi birleştirmek isteyen; eskiyi savunanların ise tamamen geleneğe ve Divan edebiyatına bağlı bir görüntü çizdiği söylenebilir. Bu gruplardan yeniyi savunanlar arası edebiyatımıza hakim olmuş ve Servet-i Fünun edebiyatı nı oluşturmuştur. Servet-i Fünun tamlaması, bilimlerin zenginliği anlamına gelir ve önce bilim dergisi olarak çıkan ardından edebiyat dergisi halini alan, dönemin edebiyatçılarının eleştiri, şiir, roman vb. türündeki eserlerini yayımladığı derginin adıdır. Dönemin edebiyat topluluğuna verilen diğer isim, Edebiyat-ı Cedide dir. Bu tamlama da, Yeni Edebiyat anlamına gelir. Topluluğun Dağılması:

Daha göster

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır