tanzimat donemi hikaye ozellikleri / Tanzimat Dönemi Hikaye Yazarları ve Eserleri

Tanzimat Donemi Hikaye Ozellikleri

tanzimat donemi hikaye ozellikleri

Roman, bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen uzun kurgusal anlatıma denir. Hikâyeye kıyasla daha uzun ve olaydan ziyade kişi merkezli bir yazı türüdür.

Hikâye ya da öykü ise, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır. Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden ayrılır.

Edebiyatımızda görülen roman biçimindeki ilk eser, Yusuf Kamil Paşa‘nın Fénelon’dan çevirdiği “Telemak“tır (1859). Bu eser özetlenerek çevrilmesine rağmen uzun yıllar (“Ahlak kitabı” olarak görüldüğünden) okullarda okutulmuştur.

Bu ilk dönemde bu tercüme eseri takip eden bir çok eser daha çevrilmişti. Ancak, bu eserlerdeki en büyük sorun “dil”di. Dil oldukça ağırdı. Alışılagelen eski dil kullanımı Batı romanına uygun değildi. İkincisi de batı kültürü ile Osmanlı kültürü arasında ki ahlak farkıydı. Çevrilecek eserler Müslüman ahlakına ters düşmemeliydi.

Türk edebiyatında öykü ve roman alanındaki yerli ürünler, Ahmet Mithat‘ın 1870’te basılan “Kıssadan Hisse” ve “Letaif-i Rivayat” adlı öykü kitapları ile verilmeye başladı.

Tanzimat döneminde çeviri eserler için söz konusu olan dil ve ahlak sorunları yerli eserlerin de başlıca sorunları oldu.

Tanzimat dönemi roman ve hikaye özellikleri maddeler halinde

1. Dönem Roman

1. Türk Edebiyatında roman türü Tanzimat ile birlikte girmiştir. Bu dönem roman türünün ilklerinin dönemidir.

2. Roman teknik açıdan kusurludur bunun nedeni yazarların romanı teknik açıdan değil çıkarılacak ders açısından önemli görmesidir.

3. Romanda beklenmedik olağandışı rastlantılara yer verilmiştir.

4. Tanzimat romanında romanın akışını kesip konu dışı bilgiler verilmesi  çok sık görülür.

5. Yazarlar romanda kişiliklerini gizlemişlerdir.

6. Bu dönem romanlarındaki tasvirler eseri süslemek için yapılmıştır.

7. Bu dönemde genellikle yanlış batılılaşma, bilgisizlik gibi konular işlenmiştir. Genel olarak hikaye ve romanda konular günlükhayattan ya da tarihten alınmıştır.

8. Romanda romantizmin etkisi görülmektedir.

9. Roman kahramanları tek yönlüdür iyiler kötüler hep kötü bir durumla karşımıza çıkarlar olayların sonunda kötülerin cezalandırılması masal türünün etkisiyle ortaya çıkmış bir durumdur.

10. Tanzimat döneminde en çok roman yazan kişi “yazı makinesi” olarak anılan Ahmet Mithat Efendi”dir.

11. Bu dönem hikâyelerinde meddah hikayelerinin etkisi vardır.

2. Dönem Roman

1. Bu dönem roman ve hikayesi realizm ve natüralizm etkisinde kalmıştır bundan dolayı eserlerde gözlem önemli bir şekilde yertutmuştur.

2. Birinci döneme nazaran bu dönem roman tekniğinde gelişmeler olmuştur.

3. Eserlerde rastlantılar en aza indirilmiştir.

4. Olayın akışı bilgi vermek amacıyla kesilmez.

5. Yazarlar eserlerde kişiliklerini gizlemişlerdir

6. anlatılan olaylar da başarılı bir neden sonuç ilişkisi oluşturulmuştur.

7. Bu dönemde tasvirler ilk dönemde olduğu gibi  için kullanılmamış kahramanların kişiliklerini açıklamak için yapılmıştır.

8. Bu dönem roman ve hikaye kahramanları genellikle İstanbul’un seçkin kesimlerinden seçilmiştir: mirasyedi kişiler, batı özentisi insanlar, tarihi kişilikler esere konu edilmiştir. yine ilk dönemdeki eleştiriler yanlış batılılaşma da bu dönemde çok işlenmiştir anadolu ve köy ise ihmal edilmiştir.

* İlk çeviri roman Yusuf Kamil Paşa Fenelon”dan çevirdiği Telemak

* İlk yerli roman Şemsettin Sami – Taaşşuk ı Talat ve Fitnat

* İlk edebi roman Namık Kemal – İntibah

* İlk tarihi roman Namık Kemal – Cezmi

* İlk köy romanı Nabizade Nazım – Karabibik

* İlk realist roman Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası

* İlk psikolojik roman Mehmet Rauf ( Servet-i Fünun sanatçı-sı) – Eylül

* İlk hikaye kitabı Ahmet Mithat Efendi – Letaif –i Rivayat

Tanzimat Dönemi Edebiyatında Hikâye (Öykü) ve Roman Özellikleri

Divan edebiyatımızın Leyla ile Mecnun, Hüsrev ile Şirin, Yusuf ile Züheyla, v.b. mesnevilerini; halk edebiyatımızın Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kanber, v.b. öyküleri; meddah öykülerini; Battal Gazi, Hayber Kalesi, v.b. gibi dinsel ve tarihsel öyküleri bir kenara bırakırsak, Avrupa’daki anlamıyla öykü ve roman türleri Türkiye’ye Tanzimat edebiyatı ile girmiştir. Çeviri ile başlayan bu süreç, taklitler ile devam ederek gelişmiş ve kimliğini kazanarak günümüze gelinmiştir.

Edebiyatımızda görülen roman biçimindeki ilk eser, Yusuf Kamil Paşa‘nın Fénelon’dan çevirdiği “Telemak“tır (1859). Bu eser özetlenerek çevrilmesine rağmen uzun yıllar (“Ahlak kitabı” olarak görüldüğünden) okullarda okutulmuştur.

Bu ilk dönemde bu tercüme eseri takip eden bir çok eser daha çevrilmişti. Ancak, bu eserlerdeki en büyük sorun “dil”di. Dil oldukça ağırdı. Alışılagelen eski dil kullanımı Batı romanına uygun değildi. İkincisi de batı kültürü ile Osmanlı kültürü arasında ki ahlak farkıydı. Çevrilecek eserler Müslüman ahlakına ters düşmemeliydi.

Türk edebiyatında öykü ve roman alanındaki yerli ürünler, Ahmet Mithat‘ın 1870’te basılan “Kıssadan Hisse” ve “Letaif-i Rivayat” adlı öykü kitapları ile verilmeye başladı.

Tanzimat döneminde çeviri eserler için söz konusu olan dil ve ahlak sorunları yerli eserlerin de başlıca sorunları oldu.

Tanzimat Dönemi Edebiyatında Hikâye ve Roman Özellikleri

1 – Tanzimat edebiyatı öykü ve romanında olaylar çoğunlukla günlük yaşamdan veya tarihten alınmıştır; olayların olmuş ya da olabilir izlenimini bırakması gerektiği konusunda bütün Tanzimat romancıları birleşmişlerdir.

2 – İlk öykülerde topluluk önünde anlatılan meddah öykülerinin etkisi ve tekniği görülür.

3 – Daha ilk eserlerden başlayarak, Tanzimat edebiyatı öykü ve romancılarının bir kısmı halka (Ahmet Mithat, Emin Nihat, Şemsettin Sami, Nabizade Nazım), bir kısmı aydın kişilere (Namık Kemal, Sami Paşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ekrem) seslenmeyi tercih etmişlerdir.

4 – Bunun sonucu olarak da, halka seslenen yazarlar sade dille, aydın kişilere seslenen yazarlarsa yabancı sözlük ve dil kuralları ile yüklü bir dille yazmışlardır.

5 – Eserler genel olarak, duygusal, acıklı konular üzerine kurulmuştur.

6 – Tanzimat öykü ve romanında işlenen önemli temalar: “tutsaklık”; zorla yapılan evliliklerin doğurdu acı sonuçlar; Batı uygarlığı ile Osmanlı uygarlığı arasındaki farkların karşılaştırılması; kadın erkek arasında ki ilişkilerde değişik ortamlarda gelişen evlilik, aşık olma temaları ağırlıklı olarak işlenmiştir.

7 – Tanzimat edebiyatının ilk döneminde yetişen ve romantizm akımının etkisi altında kalan yazarların eserlerinde bu akımın özelliği olarak:

  • Tesadüflere çok yer verilmiştir.
  • Yazarların kişiliği gizlenmemiş; ikide bir okuyucuya “Ey Kaari!” (okuyucu) diye seslenilmiş; olaylar okuyucuyla konuşa konuşa yürütülmüştür.
  • Sırası düştükçe, olayın yürüyüşü durdurulmuş, bir takım bilgiler verilmiştir.
  • Roman aracılığı ile bireyi eğitme ve toplumu düzeltme amacı gözetilmiş; bunun için de siyaset, din, ahlak, felsefe v.b. ile ilgili düşünce ve bilgiler ya olayın yürüyüşü durdurulup ya da olayların örülüşü içinde dolaylı olarak okuyucuya aktarılmıştır.
  • Kahramanlar çoğu zaman yaşamdan alınmış doğal kişilerdi. Ancak kimi zaman olağanüstü olaylara ve insanlara da yer verilmiştir.
  • Kahramanlar çoğu zaman tek yönlüdür. İyiler tamamen iyi, kötüler de tamamen kötüdür.
  • Olayların sonunda, çoğu zaman iyiler ödüllerini, kötüler ya da suçlular cezalarını alırlar.
  • Kahramanlar çoğu zaman bir görüşte aşık olurlar.
  • Yer ve çevre tasvirleri çoğu zaman eseri süslemek için yapılmıştır.
  • Kişi tasvirleri de çoğu zaman olay içinde eritilmemiş; tersine, olayın yürüyüşü durdurularak, kişinin kaşı, gözü, saçı, v.b. özellikleri teker teker anlatılmıştır.

8 – Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde yetişen realizm (gerçekçilik) ile natüralizm (doğalcılık) akımlarının etkisi altında kalmaya başlayan yazarların eserlerinde ise, gözleme önem verilmiş, nedenlerle sonuçlar arasında bağlar aranmış, olağanüstü olaylar ve kişiler bırakılmış, anlatılan her şeyin olabilir izlenimini bırakmasına dikkat edilmiştir.

Tanzimat Edebiyatında Roman

Türk edebiyatında roman 1860’tan sonra başlar, Edebiyatımızdaki ilk roman, François Fenelon’dan Yusuf Kâmil Paşa tarafından Telemak (1862) adı ile çevrilen romandır. O dönemde çevrilen diğer romanlar: Sefiller, Monte Kristo Kontu, Atala, Paul ve Virginie…

Fransız romanlarından çevrilen örneklerin ardından Ahmet Mithat, Namık Kemal, Şemsettin Sami gibi yazarlar roman yazmaya başlamışlardır. Türkçede roman niteliğini taşıyan yerli ilk roman Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-u Talat ve Fıtnat adlı eseridir.

Batılı anlayışta yazılan ve çevrilen romanları tanıyana kadar Türk okuyucusu, çeşitli kaynaklardan gelen hikâyeleri okuyordu: Halk hikâyeleri ve mesneviler. Hacim bakımından bazen bir roman büyüklüğünde de olabilen mesneviler, Divan edebiyatı nazım şekillerinden biriydi. Pek çok karakteri ortak olan mesnevilerde Leylâ ile Mecnun, Yusuf ile Zeliha, Hüsrev ve Şirin hikâyeleri değişik şairlerce işlenmişti. Gözleme ve gerçekçiliğe yer verilmeyen mesnevilerde dil çok ağırdı ve psikolojik analizlere yer verilmezdi. Mesneviler bu özellikleri ile romandan çok, gelişmiş bir masal olarak kabul edilebilir. Halk hikâyeleri de mesnevilerle benzer hikâyeleri anlatmıştır. Halk hikâyeleri dil ve üslûp bakımından halkın konuşma diline ve üslûbuna çok yakındır.

Batıdan gelen roman, Tanzimat döneminde iki yoldan gelişmiştir. Birinci yol, Ahmet Mithat’ın, Batılı hikâye ve romanla Türk halk hikâyelerini uzlaştırmaya çalıştığı yoldur. Yazar, romanlarını yazarken Halk hikâyeciliğinden yararlanmıştır. Sanatçının bu tarz ile yaptığı, halk hikâyelerinin modernleştirilmesi çalışmasıdır.

Tanzimat romancılığındaki ikinci yol ise Namık Kemal’in Batılı hikâye ve roman tekniğini uygulamaya çalıştığı yoldur. Tanzimat edebiyatının diğer romancıları Ahmet Mithat’ın değil, Namık Kemal’in yolunu seçmişlerdir. Tanzimat romancıları, hem kendilerinin hem de Türk okuyucusunun asırlardan beri romantizme olan büyük yakınlığından dolayı romantizmi izlemeyi tercih etmişlerdir.

Tanzimat edebiyatında Ahmet Mithat popüler romanın, Namık Kemal edebî (sanatkârane) romanın öncüsü olarak ortaya çıkmış, bu iki romancı roman kurgusunda, tekniğinde, dil ve üslûpta ayrılarak iki ayrı damar oluşturmuşlardır.

Tanzimat Romanının Genel Özelliği

Kişi: Tanzimat romanlarının birinci dönem sanatçıları tarafından yazılanlarında (İntibah, Felatun Bey’le Rakım Efendi, Cezmi) idealize edilmiş kişiler vardır. Namık Kemal, Cezmi’de kendi gençliğini ve kişiliğini anlatır âdeta. Ahmet Mithat’ın Felatun Bey’le Rakım Efendi’sinde Felatun Bey batılılaşmayı yanlış anlayan bir tiptir; Rakım Efendi ise batılılaşma konusunda idealize edilmiş bir tiptir ve doğru batılılaşmanın nasıl olacağını gösterir.

İkinci dönem sanatçılarının eserlerinde ise (Sergüzeşt, Karabibik, Araba Sevdası) gerçekçi kişiler vardır: Dilber (cariye), Karabibik (köylü), Bihruz Bey (Batılılaşma sevdalısı cahil bir adam)… Tanzimat sanatçıları, her kesimden kişiyi kendi sosyal ve ekonomik konumlarına uygun olarak konuşturmuşlardır.

Olay: Tanzimat romanında anlatılan olayların ya gerçek ya da gerçeğe benzer olması gerektiği düşüncesi hâkimdir. Şemsettin Sami, Taaşşuk-ı Tal’at ve Fıtnat’taki olayların gerçekten yaşanmış olduğunu söylemiştir. Tanzimat romanlarında olayların merkezinde aşk ve entrikalar vardır. Tanzimat sanatçıları romanları sürükleyici hâle getirmek için aşkı ve entrikayı olayların gelişmesinde tesadüflere çok yer vererek başarılı bir şekilde kullanmıştır. İntibah, Sergüzeşt, Araba Sevdası, Müşahedât, Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat, Zehra adlı romanlarda bunun uygulamasını görebiliyoruz. Tanzimat romanında yaşanmış veya yaşanması mümkün olan olaylar anlatılmıştır.

Zaman: Tanzimat romanlarında zaman, Cezmi dışında, sanatçıların yaşadığı zaman, genellikle Osmanlı toplumunun Batı ile tanışmaya başladığı dönemdir. Bazı romanlarda Batıya dönük kişilerin yaşamı ve zamanı (Araba Sevdası, Felatun Bey’le Rakım Efendi) bazı romanlarda ise Osmanlı’nın içe kapanık dönemi yansıtılır. (Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat, Sergüzeşt) Genel olarak zaman, Osmanlı toplumunun Batı medeniyeti ile tanışmaya başladığı zamandır.

Mekân: Tanzimat romanlarında olayların geçtiği mekân genellikle İstandul’dur. İstanbul’da Çamlıca ve Beyoğlu gibi eğlence mekânları öne çıkar, (İntibah, Araba Sevdası) Bu romanlar aile merkezli olduğu için mekân da aile çevresidir. (Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat, İntibah, Zehra, Felatun Bey’le Rakım Efendi, Müşahedât). Ahmet Mithat olayları, hakkında bilgi vermek istediği mekânlarda geçirmiştir. Bu mekânlar, genellikle Anadolu, Suriye, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Batı Avrupa’dır. Karabibik’te ise mekân Antalya’nın bir köyüdür. Cezmi’de olaylar, İran’da ve Kırım’da geçer. Sergüzeşt’in son bölümünde ise mekân Mısır’dır. Tanzimat romanlarında mekân, fon olarak kullanılsa da ağırlıklı olarak o dönemin sosyal yaşamını yansıtacak yerlerdir.

Tema: Tanzimat romanlarında şu konulara ağırlık verilmiştir:

Dil ve Üslûp: Tanzimat’ın birinci döneminde halkın anlayacağı bir dil kullanılmış, ikinci dönemde ise bu sade dilden uzaklaşılmıştır.

Ahmet Mithat, olayları heyecanlı bir şekilde anlatmıştır.

Sıfatlara, benzetmelere, abartmalara sıkça yer veren Namık Kemal, romanda anlatılan olaya göre üslûbunu değiştirmiştir. Savaş betimlemelerinde coşkuludur. Diyaloglarda ise sakindir.

Şemsettin Sami, dili kullanmada başarısızdır. Romanında yer yer dil bilgisi bozukluklarına rastlanmaktadır. Yazar, kişilerin kendi ağızlarına göre konuşturulmasında başarılıdır.

Samipaşazâde Sezai, Sergüzeşt’teki betimleme ve analizlerde, Türkçeden uzaklaşmıştır. Eserde özensiz bir üslûp görülür.

Recaizâde Mahmut Ekrem, Araba Sevdası’nda, çoğunlukla Osmanlıca terkip ve tamlamalar kullanmıştır. Romanın dili bu yüzden sade değildir.

Nabizade Nazım ise Farsça ve Arapça kelimelerden ve tamlamalardan mümkün olduğu kadar uzaklaşarak, ortalama bir dil kurmuştur.

Ayrıca bakınız ⇒

TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI (1860 – 1896)

Tanzimat Dönemi Hikaye Özellikleri Nelerdir? Tanzimat Dönemi Hikaye Yazarları Ve Örnekleri...

Tanzimat Dönemi Hikaye Özellikleri Nelerdir?

Tanzimat Dönemi Osmanlı tarihine damga vuran yenilikçi uygulamaların yapıldığı bir dönem olarak bilinmektedir. Batılılaşma ve yenilik hareketlerinin en çok hissedildiği bu dönemde edebiyat alanında da pek çok yenilik gelmiştir. Tanzimat Döneminde öykü ve roman alanında pek çok yazar eser vermiştir. Tanzimat Dönemi, hikaye özellikleri şu şekildedir:

 - Bu dönemde öyküler günlük hayattan ve tarihten alınmıştır.

 - İlk öykülerde genellikle topluluk önünde anlatılan meddah öykü tekniği ve etkileri görülmektedir.

 - Tanzimat Dönemi öykü ve romancıların bir kısmı halka, bir kısmı ise aydın kişilere seslenmeyi tercih etmiştir.

 - Halka seslenen yazarlar sade bir dil tercih ederken, aydın kişilere seslenen yazarlar dil kuralları ve yabancı sözlük ile yüklü bir dille yazmışlardır.

 - Tanzimat döneminde öykülerde işlenen konular tutsaklık, Batı uygarlığı ile Osmanlı arasında farklıların karşılaştırılması, zorunlu yapılan evlilikler, aşık olma temaları ve evlilik ağırlıklı konular işlenmiştir.

 - Tanzimat döneminin ilk zamanlarında romantizm akımının etkisinde kalınmıştır.

 - Eserlerde tesadüflere yer verilmiştir.

 - Kahramanlar genellikle yaşamın içerisinden alınmış kişilerden oluşmaktadır.

 - Tanzimat 2. dönemde ise realizm ve natüralizm akımından etkilenilmiştir.

 - Batılı anlamda ilk öykü türü Tanzimat döneminde edebiyatımıza girmiştir.

 - Türk Edebiyatında ilk öykü denemesi ise Emin Nihat'ın Müsameretname adlı eseridir.

 Tanzimat Dönemi Hikaye Yazarları ve Örnekleri

 Hikaye türü Türk edebiyatına 19. yüzyılda Batı'dan girmiştir. 19. yüzyılda Tanzimat aydınları ziyaret ettikleri Avrupa ülkelerinde roman ve hikayeyi tanımış, çeviriler ile bu türleri okuyuculara taşımışlardır. Tanzimat döneminde eser veren hikaye yazarları ve örneklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

 - Ahmet Mithat Efendi: Kıssadan Hisse ve Letaif-i Rivayat

 - Emin Nihat: Müsameretname

 - Sami paşazade Sezai: Küçük Şeyler,

 - Recaizade Mahmut Ekrem: Şemsa, Muhsin Bey ve Saime

 - Nabizade Nazım: Yadigarlarım, Zavallı Kız, Sevda, Hala Güzel, Karabibik ve Haspa

 Tanzimat Dönemi Hikaye Yazarları Hangi Akımdan Etkilenmiştir?

 Tanzimat döneminde roman ve öykü tekniği daha fazla gelişmiştir. Birinci döneme göre daha nitelikli ürünler verilmiştir. Bu dönemde realizm akımının etkisi ile gözleme önem verilmiş, olay ve kişiler daha gerçekçi anlayış ile anlatılmıştır. Bu dönemde Nabizade Nazım naturalizm akımından, Recaizade Mahmut Ekrem ve Sami Paşazade Sezai realizm akımından, Abdülhak Hamit Tarhan ise romantizm akımından etkilenmiştir.

Tanzimat Dönemi Hikaye, Özellikleri, Yazarları, Yapısı

TANZİMAT DÖNEMİ HİKÂYESİ

  • Batılı anlamda öykü türü, Türk edebiyatına Tanzimat edebiyatı ile girmiştir.
  • Türk edebiyatında ilk öykü denemesi, Emin Nihat’ın “Müsameretname” adlı eseridir
  • İlk öykü örnekleri, Ahmet Mithat Efendi’ninLetaif-i Rivayet” ve “Kıssadan Hisse” adlı eserleridir.
  • Batılı anlamda ilk güçlü gerçekçi hikâyeler ise Samipaşazade Sezai’nin yaz­dığı “Küçük Şeyler’dir.
  • Tanzimat edebiyatı öykülerinde olaylar çoğunlukla günlük yaşamdan veya tarihten alınmıştır.
  • İlk öykülerde, özellikle Ahmet Mithat’ın eserlerinde topluluk önünde anlatı­lan meddah öykülerinin etkisi ve tekniği görülür.
  • Sanatçılar eserleriyle halkı bilinçlendirmek istedikleri için eserlerde “Sanat toplum içindir.” düşüncesi hâkimdir.
  • Emin Nihat, Ahmet Mithat, Şemsettin Sami, Nabizade Nazım gibi Tanzimat yazarları öykülerinde halka; Sami Paşazade Sezai, Recaizade Mahmut Ek­rem gibi yazarlar da aydın kesime seslenmeyi tercih etmiştir.
  • Tanzimat edebiyatının ilk döneminde yetişen ve romantizm akımının etkisi altında kalan yazarların eserlerinde bu akımın özellikleri görülür. Bu neden­le gerçek hayatta rastlanmayacak tesadüflere sıkça yer verilmiştir.
  • Romantizmin etkisiyle sanatçılar kişiliklerini gizlememişler, zaman zaman olay akışını keserek arada okura aydınlatıcı bilgi vermişlerdir.
  • Kahramanlar genellikte günlük yaşamdan alınmış tiplerdir ancak masalsı niteliklere sahip kişilere de yer verildiği görülür.
  • Genellikle, duygusal ve acıklı konular işlenmiştir. En önemli temalar tutsak­lık, görmeden veya zorla yapılan evlilikler, bunların doğurduğu acı sonuçlar, yüzeysel Batılılaşmanın yarattığı olumsuzluklardır.
  • Tanzimat Dönemi hikayecilerinden bazıları şunlardır: Şemsettin Sami, Ahmet Mithat Efendi, Nabizade Nazım, Sami Paşazade Sezai

Etiketlertanzimat dönemi hikayeciliğitanzimat dönemi hikayede kimler vartanzimat dönemi hikayelerinin özellikleritanzimat dönemi hikayesitanzimat dönemi hikayesi ayrıntılı bilgitanzimat dönemi hikayesi hakkında bilgitanzimat dönemi hikayesi kilerden oluşurtanzimat dönemi hikayesi nasıldırtanzimat dönemi hikayesi nedirtanzimat dönemi hikayesi özellikleritanzimat dönemi hikayesi özet

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır