telefonun çocuğa zararları / Çocuklarda Cep Telefonu Kullanımı

Telefonun Çocuğa Zararları

telefonun çocuğa zararları

EvdekiBakicim Blog

Çocukların oyun oynamak yerine telefon ve tablet kullanması teknoloji uzmanı pedagogların üzerinde titizlikle durduğu ve aileleri uyardığı konuların başında geliyor.

Teknoloji hayatımınız içine o kadar girdi ki artık onsuz yaşayamayacağını düşünen bireyler ortaya çıktı. Teknolojik aletler içinde de telefon ve tabletin yeri ayrı. Çünkü bunlar her zaman el altında olan ve gittiğimiz her yere götürebildiğimiz aletler. Ayrıca telefon çok önemli bir ihtiyaç olan iletişim ihtiyacımızı da karşılıyor.

Gelişen teknoloji sebebiyle kişilerin en büyük ihtiyaçlarından biri akıllı cihazlar oluyor. Telefon bir ihtiyaç ama “akıllı telefon” diye tabir edilen nesne bu ihtiyacın ötesinde bir cep bilgisayarı görevi görüyor. Postalarımızı kontrol etmekten sosyal medya paylaşımlarına, sözlük gibi faydalı programlardan oyunlara kadar birçok farklı işi bu aletler ile gerçekleştiriyoruz.

Telefon ve tablet ile tüm işleri yönetirken bütün gün bunları kullanarak vakit geçirmek mümkün. İnsanlar her geçen sene daha fazla zamanlarını akıllı cihazlarını kullanırken harcıyorlar.

Akıllı Cihazlar Sağlık Sorunlarına Yol Açabiliyor

Telefon ve tablet gibi akılı cihazlar bilinçli kullanılmazsa birçok sağlık sorununa davetiye çıkartıyor. Yaydıkları radyasyondan kaynaklı problemler, bilekler ve parmaklar üzerinde, uzun zaman kullanımdan kaynaklı yarattığı olumsuz etkiler, boyun kasları üzerindeki etkisi, omirlik üzerindeki etkileri, gözlere ve uyku kalitesine etkisi… gibi, birçok başlıkta sayılabilecek sağlık sorunları uzun süre telefon kullanımı sonucu ortaya çıkabilmektedir.

Akıllı Cihazlar Elbette Doğru Kullanımda Verimli Sonuçlar Elde Edilmesini Sağlıyor Ancak Çoğu Zaman Maalesef Yanlış Bir Şekilde Kullanılıyor

Son yıllarda sıklıkla ebeveynler ve çocukların teknolojiyi yanlış bir şekilde kullandığı gözlenmiştir. Neredeyse her çocuğun elinde tablet olması bu duruma işarettir. İnternet ve teknoloji bağımlılığı artık bir hastalık sayılıyor. Gençler interneti; ekmek, su gibi bir temel ihtiyaç olarak görüyorlar. Gerçek dostlukların yerini sosyal medya arkadaşlıkları almaya başladı. İnsanlar güzel bir şey gördüklerinde tadını çıkaracaklarına, fotoğrafını çekip, sosyal medyada paylaşıp “beğeni” almasını bekliyorlar.

Çocuklar Teknoloji Karşısında Savunmasızlar

Anne babalar telefon ve tablet gibi cihazlarla oyalanırken çocukları da onları izliyor. Bu ilgi çekici şeyin ne olduğunu, insanların dakikalarca neye baktığını merak ediyorlar. Bu “oyuncak”ı almak için çabalıyorlar ve başarısız olunca da ağlıyorlar. Burada çok kritik bir hata yapılıyor. Telefon çocuğun eline geçiyor. Telefonun yaydığı zararlı ışınlar sebebiyle, biyolojik zararları çocuk üzerinde yetişkinlerden daha fazla etkili olacaktır. Ayrıca çocuğun zihinsel ve duygusal gelişimine zararı da yadsınamayacak boyutta olacaktır.

Her Şeye Rağmen Son Zamanların Trendi “Ağlayan Çocuğa Telefon Vermek”

Çocuk canı sıkıldığı zaman da, acıktığı zaman da, altı ıslandığında da, gezmek istediğinde de ağlar.  Ebeveynler de imkân ölçüsünde çocuklarının taleplerini gerçekleştirirler. Ağlayan çocukları susturmak adına anne ve babaların telefon, tablet vb mobil cihazı çocuğun eline tutuşturması normal karşılanacak kadar yaygınlaşmış durumda. Uzmanlar bu duruma dikkat çekerek teknoloji konusunda şüpheci adımlar atılması gerektiğini söylüyor ve çocukların teknoloji kullanmadan önce bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar.

7 Yaşından Önce Teknolojik Aletlerle Çocuğu Tanıştırmamak Psikologlar Tarafından Tavsiye Edilse De Telefon Bebeklerin Bile Elinde 

Yeni doğan bir bebeğin büyüme çağında mobil cihazlar ile yetiştirilmesi son derece yanlış bir davranış kabul ediliyor. Ebeveynler henüz mama çağındaki bebeklerini telefon ve tabletlerle tanıştırarak çocukların zihinsel ve sosyal yönüne ket vuruyor.

Yemek yemeyen, ağlayan, ”susturulamayan” çocukların mobil cihazlarla avutulmaması gerekiyor. Çocukların özellikle üç yaşına kadar, televizyon dâhil teknolojiden mümkün mertebe uzak tutulması uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor.

İlk Üç Yaş Çocuk Gelişimi İçin Çok Önemli

İlk üç yaş çocukların sosyal ve duygusal gelişimi şekillenir, dil becerisi gelişir. Bu dönemde mobil cihazlar ve televizyon çocuk üzerinde olumsuz etki yapar. Çocukların teknoloji ile tanışması okul öncesi dönemde sınırlı zaman dilimleri ile gerçekleştirilmelidir. Günlük 15 ila 30 dakika arası sınırlama, teknoloji konusundaki kullanımın bilinçli olmasını sağlar. Elbette mobil cihaz ile geçirilen vakit veya televizyon izleme zamanları yetişkin kontrolünde olmalıdır.

Yapılması Gereken Çocuklarla Oyun Çağında İken Oynamak ve İleriki Yaşları İçin De Bilinçli Teknoloji Kullanımını Öğretmek

Okul öncesi dönem oyun çağıdır. Bu dönemde çocuk oyun oynayarak öğrenir. Çocuğun koşması, bir yapbozu birleştirmesi, parkta yürümesi, park oyuncaklarına binerken kendine sıra gelmesi için beklemesi, salıncağı bir arkadaşı ile paylaşması, bir böceği kovalaması hep çocuğu geliştiren etkinliklerdir. Çocuklar dinlerken, bakarken, incelerken hep bir şeyler öğrenirler. Bu sebeple onların aktif bir yaşam içinde büyümeleri gerekir. Bir ekran karşısında geçirilen zaman onlar için kayıp zamandır.

Anne Babalar Çocukları İle Zaman Geçirmeli ve Oynamalılar ya da…

Anne babalar çocukları ile zaman geçirmeli ve oynamalılar ya da buna vakitleri imkan vermiyorsa yardım almalılar. Özellikle çalışan anne babalar için gün içinde çocukla ilgilenme imkanı olmadığı bir hakikat. Bu durumda, iyi ihtimalle, anneanne, babaanne veya bakıcı elinde büyüyen çocuk; park ve bahçede koşuşturarak, oyuncakları ile oynayarak, biraz da televizyon seyrederek günü geçirir. Yemek, uyku derken akşam olur.

Diğer bir ihtimal de çocuğu avutmakta güçlük çeken aile büyükleri veya bakıcı onu televizyon karşısına oturtur. İstediği programı veya çizgi filimi bulamayan çocuk yine ağlar ve telefon veya tablet vasıtasıyla susturulur. Çocuk bunu öğrenmiştir.

Üçüncü bir ihtimal var ki; o da bir profesyonelden oyun yardımı olmak. Çocuğunuzu teknolojik aletlerden uzak tutarak, oyun ile öğrenmesini sağlayacak olan oyun ablası.

Oyun Ablaları Anne Babalara Nasıl Yardım Edebilir?

Oyun ablaları, çocuklarla birebir ilgilenerek, onların belli becerileri kazanmasını sağlayan ve onlara keyifli bir şekilde öğretmenlik yapan kişiler. Oyun içerisinde öğrenmeyi gerçekleştiriyorlar. Genelde üniversite öğrencisi olup, çocuk gelişimi veya psikoloji bölümünde okuyan öğrencilerden oluşuyorlar.

Anne babalar bu hizmeti veren kişileri bir araya getiren, EvdekiBakıcım  gibi sitelerde arama yaparak; istediği şehirde ve istediği özellikte oyun ablaları arasından seçim yapabilir. Küçük çocukla oyun oynanmasından, ona bir dilin öğretilmesine, bir enstrüman çalma eğitiminden, ödevlerine yardım edilmesine kadar birçok alanda oyun ablası ve abisi hizmeti alınabilmektedir.

Oyun Ablaları Kod Öğrenme Teknikleri ile Bilinçli Teknoloji Kullanımını Öğretebiliyor

Çocukların küçük yaşlarda telefon ile meşgul olması problemli bir durum olsa da büyüdükçe bu konuda onu engellemek imkan dışında olacaktır. Bu sebeple çocuklara bilinçli teknoloji kullanımını öğretmek gerekiyor.

Çocukların teknoloji ile geçireceği zamanı verimli ve öğretici aynı zamanda eğlenceli hale getirmenin yolları bulunuyor. Dünyada temelleri atılmış ve yaygınlaşmış olan ülkemizde ise çalışmaları yapılan kod yazma eğitimleri küçük çocukların hayal gücünü, zihinsel gelişimini desteklemek, çocukların bilgisayar ve akıllı cihaz kullanımını bilinçli bir şekilde yönlendirmek amacıyla verilmeye başlanmıştır. Çocuk bakıcısı ve oyun ablası hizmetleri dahi bu yönde şekillendirilmiştir. Genç üniversite öğrencileri tarafından verilen oyun ablası hizmeti teknoloji ile buluşturuluyor. Oyun ablaları çocuklara eğlenceli bir şekilde kod yazmayı öğretebiliyor.

Çocuklarınızın teknoloji ile tanıştırmak için en verimli ve ideal yol EvdekiBakıcım’ın oyun ablaları olabilir. Size en uygun oyun ablasını bulmak için tıklayın.

Televizyonun hayatımıza girmesiyle bambaşka hayatları keşfettik. Bilmediğimiz ülkeler, bilmediğimiz hayatlar, renkler, çiçekler, yüzler evimizin içinde baş köşeyi aldı.

Evimizin en güzel köşesine oturttuk televizyonu, en güzel dantel işlemeleriyle süsledik, sildik temizledik. Uykudan uyandığımız gibi gidip açtık onu, işten-okuldan dönünce ilk önce kumandayı aradı ellerimiz açtık televizyonu. Mutfakta, banyoda, balkonda onun sesi yokken bir eksik var dedik; halbuki eksik olan çocuklarımızın, eşimizin, dostumuzun sesiydik onları aramadık.

Yıllar geçti. Teknoloji ilerledi en son modeller, incecik televizyonlar hayatımızda yerini aldı. Onlarla birlikte duygularımızda, ilişkileriniz de inceldi fark etmedik. Onlar da yetmedi tablet ve telefonlar da hayatımızda en merkeze gelip konuldular. Olmasınlar demiyorum, olsunlar elbette dozunda ihtiyaç halinde olsunlar; mesela haberleri izledikten sonra kapatalım televizyonu oturalım ailece günümüz hakkında konuşalım. İş yazışmaları bittikten sonra kaldıralım telefonları çocuklarımızla doyasıya oynayalım. Bitince araştırmalarımız ya da ara verelim, eşimizle karşılıklı kahve içip sohbet edelim.

Televizyon hayatımıza girince bıraktık anneliğin -babalığın bazı sorumluluklarını televizyona bıraktık çocuğun susturuculuğunu. Acıkan çocuğu,televizyon karşısında yedirdik doyduğunu hissettirmeden, damak zevki gelişmeden.

İşerimiz varken çocuğu saatlerce televizyona emanet ettik. Uyumayan çocuğu televizyon karşısına oturttuk uyuya kalsın diye.  Çocuğu hayata getirip  hayatın içinden çıkarıp mekanik olan bir bakıcının eğitimine bıraktık. Saymakla bitmez televizyonun zararları!

Televizyon!

Soğuk, mimiksiz, hareketli, ruhsuz, empati yanı olmayan, söylenenlere, duygulara yanıt vermeyen biri. Bunları okurken içiniz ürperdi değil mi ? Evet işte çocuğunuz bu bakıcıya emanet. Oysa ki unuttuğumuz bir şeyler vardı. Çocuk gelişiminin en önemli ayağını sıcacık bir dokunuş taşır. Çocuk hayatı dokunarak yaşayarak öğrenir. Etrafındaki yetişkinlerin içten sesini , göz göze gelerek sohbet ederek, gerçek oyuncaklarla, arkadaşlarla oynayarak gelişimlerini sağlıklı bir şekilde ilerletebilir.

Televizyonun Çocuk Gelişimine Zararları

1-) Ekrandaki renkli ve hızla değişen görüntüler çocuklarda dikkat dağınıklığına hareketliliğe ve dürtüselliğe neden olur. 2-) Televizyon tek taraflı bir iletişim aracıdır. Konuşmalarına karşılık bulamayan çocuğun dil gelişimi sekteye uğrar. Konuşma bozukluklarına neden olur. 3-) 0-6 yaş arasındaki çocuklar gördüklerini bir akıl süzgecinden geçirmeden alır, çocukların öğrenmelerinin çoğunu bilinçaltı oluşturur, çocuğa rahatsızlık veren görüntüler korkulara, davranış bozukluklarına neden olur. 4-) Çocuklarda üst benlik gelişmediği için televizyonda izledikleri şiddet, aldatma, kandırma, alay,küçümseme değerlerini direk alırlar. 5-) Televizyon çocuğun hayatında soyut dönemde kalır. Çocukların 12 yaşına kadar hayatı dokunarak,  bir şeyleri deneyerek yapmaya öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Televizyon çocuğun öğrenmesi önündeki en büyük engeldir. 6-) Ekranın renkli çekiciliği nedeniyle çocuk sokaklara çıkıp oynamayı, okula gitmeyi reddedip televizyon karşısında kalmayı seçerek, sosyalleşemez. 7-) Çocuk etrafındaki yetişkinlerin ne söylediklerinden daha çok ne yaptıklarına bakarak öğrenir. Gününü televizyon karşısında geçiren ebeveynlerin çocukları da televizyon seyreder ve günün çoğunu buna ayırır. 8-) Televizyon karşısında harcanan vakit çocukta ruhsal yorgunluklara neden olduğundan dolayı çocuğun ödev yapma duygusunu engeller, bu da derslerdeki başarıyı azaltır. 9-) Televizyon aile sohbetlerini, aile olabilme duygusunu elinizden alır.

Televizyonu Kapat, Hayatı Aç!

Televizyonsuz gün haftasının en güzeel sloganı olan ‘’televizyonu kapat, hayatı aç’’ sloganını hayatımızın her gününe taşıyalım.

1-) Her gün çocuklarınızın ve sizin birlikte vakit geçirdiğiniz özel saatleriniz olsun. 2-) İzlenecek şeyler kısa olması Şartıyla izlendikten sonra televizyon kapatılsın. 3-Yemek sofrasındayken televizyon kapalı olsun, telefonlar masada olmasın, yemek sofranız ailenizle gününüzü de paylaştığınız yer olsun. 3-) Akşamları birlikte kitap okuma saatiniz olsun. Kitap okuyan evlatlarınız olsun istiyorsanız onlara örnek olun. Unutmayın sözden daha çok davranışlarınız tesir eder. 4-) Televizyon yerine alternatif aktiviteleriniz olsun, sinemeya gitmek, ailecek yürüyüşe çıkmak, oyun oynamak, şarkı söylemek gibi… 5-) Çocuğunuz ödev yaparken siz kendi araştırmalarınızı ya da kitap okumalarınızı yapabilirsiniz. 6-) Televizyonu 3-5 yaş arasındaki çocukların gün içinde 1 saatten , 5 yaş ve üstü çocukların da gün içinde 2 saatten fazla televizyon izlemelerine izin verilmemelidir. 7-) Televizyon izleme saatinin dışında  televizyonun açılmamasına dikkat edilmeli. 8-) Diziler gibi çocukların üstbenline zarar veren düzeydeki programlar çocuklara izletilmemeli. 9-) Çocukların yaş düzeylerine uygun programların tercih edilmesi gerekir. Aile önceden araştırdığı çizgi filmleri çocuklarına izletmeli( yaş aralıkların televizyon izleme saatlerine dikkat edilmeli). 10-) Çocuk televizyon karşısında pasif bırakılmamalı. Gerekirse birlikte televizyon izlenmeli ve ara ara görüntüler hakkında konuşulmalı.

Her gününüz televizyonsuz geçsin. Aile birlikteliğinizin arttığı, bol neşe, bol kahkahalı geçen günleriniz olsun…

Psk. Özlem TURAN

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır