Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı. Söz arasında herkesçe bilinen geçmişteki bir olaya, ünlü bir kişiye bir inanca ya da yaygın bir atasözüne işaret etmek, onu anımsatmaktır. Telmih edilen şey uzun uzadıya açıklanmaz, bir iki sözcükle anımsatılır.
Söz sırasında, herkesçe bilinen bir olayı geçmişteki bir olaya, ünlü bir kişiye, bir inanca. işaret etmeye, onu anımsatmaya telmih denir.
Çağrışıma dayanan bu sanatta anımsatılan şey uzun uzadıya açıklanmayıp bir iki sözcükle ifade edilir. Telmihte, anlatılan duygu ile işaret edilen olay arasında gizli bir benzetme söz konusudur.
ÖRN: İnsanız, en şerefli mahlukuz,
Deyip de pek fazla övünmemiz haksız,
Atamız elma çaldı cennetten,
Biz o hırsızların çocuklarıyız.
Şair, Atamız elma çaldı cennetten dizesiyle okuyucuya Adem ile Havvanın cennetten kovulmasına neden olan olayı anımsatmakta ve telmih sanatına başvurmaktadır.
ÖRN: Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
Şair, Çanakkale şehitleri için yazdığı bu dizelerde, düşmanla savaşan Mehmetçikleri Bedir Savaşındaki Hz. Peygamberimizin askerlerine benzetiyor ve bu olayı anlatırken geçmişteki bir olaydan yararlanıyor.
ÖRN: Gökyüzünde İsâ ile,
Tur dağında Musâ ile,
Elindeki asâ ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Yunus Emre
(Birinci dizede “Hz. İsa’nın göğe çıktığı inancı”na, ikinci dizede “Hz. Musa’nın Tur-ı Sinâ dağında Tanrı ile konuşması” olayına ve üçüncü dizede de yine “Hz. Musa’nın yere atınca yılan olan asasıyla gösterdiği mucizelere” telmih vardır).
ÖRN: Vefasız Aslıya yol gösteren bu,
Keremin sazına cevap veren bu.
ÖRN: Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor teshidi,
Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
ÖRN: Ekmek Leyla oldu bire dostlarım,
Mecnun olup ardı sıra giderim.
Şu Boğaz harbı nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.
Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile ,
Elindeki asa ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Ey dost senin yoluna, / Canım vereyim Mevlâ,
Aşkını komayayım, / Odo gireyim Mevlâ.
Son dizedeki ateş anlamına gelen od sözcüğü, Hz. İbrahimin ateşe atılmasına ve ateşin gül bahçesine dönmesine telmih vardır.
Gökyüzünde Îsâ ile / Tûr dağında Mûsâ ile
Elindeki âsâ ile / Çağırayım Mevlâm seni
Birinci dizede Hz.Îsânın göğe çıktığı inancına , ikinci dizede Hz. Mûsânın Tûr-ı Sinâ dağında Allah ile konuşması olayına ve üçüncü dizede de yine Hz. Mûsânın yere atınca yılan olan âsâsıyla gösterdiği mucizelere telmih vardır.
Karışık Örnekler:
Şuh Şirinler yüzünden dağ delen Ferhatlar,
Aslıhanlardan yanan Âşık Keremler görmüşüz.
Sultan Süleymana kalmayan dünya,
Bu dağlar yerinden ayrılır bir gün.
Ekmek Leylâ oldu dostlarım / Mecnûn oldum peşi sıra giderim.
Vahdetün şarabından / Bir cura nûş edeyin,
Enel-Hak çağıruban / Dâra gireyin Mevlâ.
Sabâ Mesîh- dem olub bahârdan bu gece,
Hıtâya benzedi gülşen nigârdan bu gece.
Bilinmeyen Sözcükler: SABÂ: hafif ve tatlı esen rüzgâr, MESÎH: Îsâ peygamberin lakabı, HITÂ : Çinin kuzeyinde ceylanları dolayısıyla mis gibi kokan ülke, MİSK: Ceylanların göbeğinden çıkarılan güzel bir koku, GÜLŞEN: Gül bahçesi.
«Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda Bir susuz yolcu yok, şimdi dağlarda.» |
Birinci dizede geçen "Leyla" ve "Mecnun" herkesin bildiği "Leyla ile Mecnun" hikâyesinin kahramanlarıdır.
«Seyretti hava üzere denir taht-ı Süleyman O saltanatın yeller eser şimdi yerinde.» |
Birinci dizede geçen "taht-ı Süleyman", Süleyman Peygamber'in havada uçtuğuna inanılan tahtıdır.
«Afrodit olmadan ilah, Dağdan inerdi her sabah; Elde gümüş hamam tası.» |
İlk dizede geçen "Afrodit", Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçasıdır.