Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, misyonunu başarmak ve geliştirmek için, üniversitenin tüm işlevinde etik değerlerin varlığını ve sürekliliğini esas alır.
Akademik Özgürlük ve Özerklik
Akademik özgürlük ve akademik özerklik, üniversitenin vazgeçilemez temel değerleridir.
Akademik özgürlük, öğretim elemanlarının tek tek ya da toplu olarak bilgiyi araştırma, inceleme, tartışma, belgeleme, üretme, öğretme, sözlü veya yazılı olarak edinme, geliştirme ve iletmelerindeki özgürlükleridir.
Akademik özgürlük, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ)’ndeki herkesi ve her akademik faaliyeti kapsar. Bu çerçevede ESOGÜ, Lima Bildirgesi (1988), UNESCO Yüksek Öğretim Personelinin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı (1997), Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliğine İlişkin Tavsiye Kararı (2006) ve Yükseköğretim Kurumu Akademik Özgürlük Bildirgesi (2013) içeriklerini oluşturan temel düşünceleri benimsemektedir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde özgürlük ve özerklik hürriyeti üzerindeki ölçü, genelde üniversite kavramının, özelde ESOGÜ’nün varlık zeminini tehdit eden terör ya da şiddet savunuculuğu, ırkçılık, ideolojik şövenizm, din ayrımcılığı, mezhepçilik ve nefret söylemidir.
Akademik özerklik, yükseköğretim kurumlarının iç işleyişlerine, mali işlerine ve yönetimlerine ilişkin kararlar almada ve eğitim, araştırma, dışa yönelik çalışmalar ve diğer ilgili etkinliklerde kendi politikalarını oluşturmadaki bağımsızlıklarıdır.
Akademik Dürüstlük
Akademik dürüstlük, akademik ideallerin eyleme geçirilmesinde doğruluk, güven, adalet, hakkaniyet saygı ve sorumluluk ilkelerine bağlı kalmaktır.
Üniversitede, her türlü akademik ve yönetsel (idari) etkinlikte dürüstlük değerine ve etik ilkelere bağlı kalınması temel sorumluluktur.
Liyâkat
Bir iş, görev ya da ünvan için gerekli standartlar temelinde yapılacak değerlendirme ile yetenek, nitelik, bilgi, deneyim, dürüstlük düzeylerine göre bir personelin seçilmesi, atanması veya görevlendirilmesi esastır.
Tarafsızlık
Üniversite personeli, takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, her türlü keyfilikten uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak kullanır.
Üniversite personeli, gerçek veya tüzel kişilere öncelikli, ayrıcalıklı, taraflı ve eşitlik ilkesine aykırı muamele ve uygulama yapamaz; herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alan bir davranışta bulunamaz; kamu makamlarının mevzuata uygun politikalarını, kararlarını ve eylemlerini engelleyemez.
Üniversite personeli, hizmetin kişisel veya özel her türlü menfaatin üzerinde bir görev olduğu bilinciyle hizmet gereklerine uygun hareket eder; hizmetten yararlananlara kötü davranamaz, ihmal edemez, çifte standart uygulayamaz ve taraf tutamaz.
Görevin Yerine Getirilmesinde Kamu Hizmeti Bilinci
Üniversite personeli, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde sürekli gelişimi, katılımcılığı, saydamlığı, tarafsızlığı, dürüstlüğü, kamu yararını gözetmeyi, hesap verebilirliği, öngörülebilirliği, hizmette yerindeliği ve beyana güveni esas alır.
Üniversite personeli, kamu bina ve taşıtları ile diğer hizmet malları ve kaynaklarını kamusal amaçlar ve hizmet gerekleri dışında kullanamaz ve kullandıramaz; bunları korur ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri alır.
Hizmet Standartlarına Uyma
Üniversite yöneticileri ve personeli, kamu hizmetlerini, belirlenen standartlara ve süreçlere uygun şekilde yürütürler; hizmetten yararlananlara, iş ve işlemlerle ilgili gerekli açıklayıcı bilgileri vererek, onları hizmet süreci boyunca aydınlatırlar.
Amaç ve Misyona Bağlılık
Üniversite personeli, üniversitenin amaçlarına ve misyonuna uygun davranır, ülkenin çıkarları, toplumun refahı ve üniversitenin misyon ve vizyonu doğrultusunda hareket eder.
Sorumluluk ve Hesap Verilebilirlik
Üniversite evreninde kurumsal barışı, karşılıklı nezaket ve saygıyı korumak her mensuba ait vazgeçilemez bir sorumluluktur.
Üniversite personeli, her türlü bilimsel ve yönetsel etkinlikler ile üstlendikleri diğer görevleri gerekli nitelik ve nicelikte yerine getirmekle sorumludur.
Kamusal kaynakları kullanan personel, kaynakların kullanımı, görevin nasıl ve ne oranda yerine getirildiği konusunda, şeffaf olmakla yükümlüdür.
Üniversite yöneticileri, birimlerinin amaç ve politikalarına uygun olmayan işlem veya eylemleri engellemek için görev ve yetkilerinin gerektirdiği önlemleri zamanında alırlar.
Üniversite yöneticileri, yetkisi dâhilinde personelin ihmal, kasıt veya yolsuzluk yapmasını önlemek için gerekli tedbirleri alırlar. Bu tedbirler, yasal ve idari düzenlemeleri uygulamayı, eğitim ve bilgilendirme konusunda uygun çalışmalar yapmayı, personelin karşı karşıya kaldığı mali ve diğer zorluklar konusunda dikkatli davranmayı ve kişisel davranışlarıyla personeline örnek olmayı kapsar.
Üniversite yöneticileri, personeline etik davranış ilkeleri konusunda uygun eğitimi sağlamak, bu ilkelere uyulup uyulmadığını gözetlemek ve etik davranış konusunda rehberlik etmekle yükümlüdürler.
Üniversite personeli, kendisi, eşi ve velayeti altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmazları, alacak ve borçları hakkında ilgili yasal hükümler uyarınca yetkili makama mal bildiriminde bulunur.
Ayrımcılık Yapmama ve Başkalarına Saygı
Üniversite personeli farklılıklara saygı duyar; ırk, dil, din, cinsiyet, etnik köken ve diğer nedenlere dayalı ayrımcılık yapılmasına hiçbir şekilde izin vermez. Aynı duyarlılığı cinsel taciz, şiddet ve mobbing konularında da gösterir.
Üniversite personeli, üstleri, meslektaşları, astları, diğer personel ile hizmetten yararlananlara karşı nazik ve saygılı davranır ve gerekli ilgiyi gösterir. Konu yetkilerinin dışındaysa, ilgili birime veya yetkiliye yönlendirir.
Çıkar Çatışmasından Kaçınma
Çıkar çatışması, üniversite personelinin görevlerini tarafsız ve objektif şekilde icra etmesini etkileyen ya da etkiliyormuş gibi gözüken ve kendisine, yakınlarına, arkadaşlarına ya da ilişkide bulunduğu kişi ya da kuruluşlara sağlanan her türlü menfaati ve onlarla ilgili mali ya da diğer yükümlülükleri, ticari kuruluşlarla olan ilişkilerden temin edilen gelir ve diğer menfaatleri ve benzeri şahsi çıkarlara sahip olunması hâlini ifade eder.
Üniversite personeli, kurumu dışında her türlü çıkar sağlayan ilişkisini yasal mevzuat dahilinde yapmakla ve gerekli ortamlarda açıkça beyan etmekle yükümlüdür.
Personel, çıkar çatışmasında şahsi sorumluluğa sahiptir ve çıkar çatışması konusunda dikkatli davranır, çıkar çatışmasından kaçınmak için gerekli adımları atar. Çıkar çatışmasının farkına varır varmaz, durumu üstlerine bildirir ve çıkar çatışması kapsamına giren menfaatlerden kendisini uzak tutar. Üniversite personeli, görev, ünvan ve yetkilerini kullanarak kendisi, yakınları veya üçüncü kişiler lehine menfaat sağlayamaz ve aracılıkta bulunamaz; akraba, eş, dost, hemşehri, zümre kayırmacılığı, siyasal kayırmacılık veya herhangi bir nedenle ayrımcılık veya kayırmacılık yapamaz.
Temel İnsan Haklarının Korunması
Üniversite personeli, temel hak ve özgürlüklere ilişkin ülkemiz tarafından kabul edilen uluslararası sözleşmeler ile Anayasa ve yasalarda yer alan temel hak ve özgürlükleri korur, bireysel farklılıklara, tüm bireylerin onur ve kişiliklerine saygı gösterir.
Doğaya, Çevreye ve Sanata Saygı
Üniversite personeli, doğadaki tüm varlıklara ve çevreye ve sanata karşı duyarlı davranır.
AKADEMİK PERSONELİN ÖZEL ETİK İLKELERİ
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde;
Üniversite öğretim elemanları araştırma etkinliklerinde;
Üniversite öğretim elemanları eğitim-öğretim etkinliklerinde;
Üniversite öğretim elemanları yönetim etkinliklerinde;
Üniversite öğretim elemanları toplum yararına yürütülen etkinliklerinde;
AKADEMİK VE İDARİ PERSONELİN GENEL ETİK İLKELERİ
Üniversite personeli;
Yetkili Makamlara Bildirim
Üniversitenin akademik ve idari personeli, bu yönergede belirlenen etik davranış ilkeleriyle bağdaşmayan veya yasadışı iş ve eylemlerde bulunmasının talep edilmesi halinde veya hizmetlerini yürütürken bu tür bir eylem veya işlemden haberdar olduğunda ya da gördüğünde durumu bildirir. 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca yapılacak bildirim, şikâyet ve ihbarlarda; bildirim, şikâyet ve ihbar sahibinin adı, soyadı ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması gerekir. Başvuru sahibinin adı, soyadı ve imzası ile iş veya ikametgâh adresini ihtiva etmeyen bildirim, şikâyet ve ihbarlar incelenmez.
Adalet, hikmet, iffet ve şecaat hayatı yaşanılır kılan temel değerlerimizdendir. Adalet: doğruluk, dürüstlük; hikmet: bilgelik, isabet etmek; iffet, kötü söz ve işlerden kaçınmak şecaat ise cesaret ve kahramanlık anlamlarına gelmektedir.
Adalet
Doğruluk, davranış ve hükümde doğru olup hakka göre hüküm vermek anlamlarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de: “…Allah, adaletli davrananları sever.” (Hucurât suresi, 9. ayet.) buyrularak, bu temel değerin önemine vurgu yapmıştır. Yine, “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır…” (Maide suresi, 8. ayet.) buyrularak da adaletsiz davranmaktan bizleri sakındırmıştır.
Adaletin tersi ise zulümdür. Adalet, hakkı teslim ederek, hak edene hakkını vermek iken, zulüm ise hak edene hakkını vermemek hakkı gasp etmek demektir. Bizim rehberimiz, önderimiz Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) çocukları arasında bile ayrım yapmazdı. Bizlere de Rabbimiz: “…Kendiniz, ana – babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun…” (Nisa suresi, 135. ayet.) buyurarak, hiçbir zaman adaletten ayrılmamamız gerektiği gerçeğini vurgulamıştır. Bu konu ile alakalı olarak, Peygamber Efendimizin şu hadisini de “Sizden önceki insanları helak eden ancak onların içlerinden şerefli ve soylu birisi hırsızlık ettiği zaman onu cezasız bırakmaları, içlerinden fakir ve zayıf birisi hırsızlık edince de onun hakkında ceza uygulamaları idi. Vallahi, hırsızlığı sabit olan Mahzum kabilesinden Fatıma değil, kızım Fatıma bile olsa ayrım yapmaz ve cezasını verirdim.” (M. Asım Köksal, İslam Tarihî, VI/477-478) hatırdan çıkarmamak lazımdır.
Hikmet
Hikmet; bilmek, anlamak, isabet etmek anlamlarına gelir. Hikmet, iyiye yönlendiren, çirkin ve kötü olandan alıkoyan sözdür. Hikmet, Kur’an-ı Kerim’de “Ona (Hz. Yahya) çocuk iken (ilim ve) hikmet verdik.” (Meryem suresi, 12. ayet.) ayetinde bilmek, anlamak manasında kullanılmıştır. Hikmet, gerçeği ifade eden, gereksiz lafızlardan arındırılmış akla uygun söz anlamlarında da kullanılır. Tasavvufi olarak da nefsin ve şeytanın afetlerini ve bunlardan koruyucu manevi terbiye yollarını bilmek anlamında kullanılmıştır. “Hikmet, Mü’min’in yitiğidir. Onu bulduğu yerde alır.” (İbn. Mace, Zühd, 15.) hadisinde de hikmet, Müslümanların işine yarayan her türlü faydalı bilgi ve söz anlamında
kullanmıştır.
İffet
İffet, haramdan, helal ve güzel olmayan söz ve davranışlardan sakınmak demektir. İffet, kişinin bedeni ve maddi hazlara aşırı düşkünlükten korunması, gönül tokluğu gibi anlamlara da gelir. İffet, nefsin isteklerinde ölçülü olmak, aşırı istekleri bastırıp dinin ve aklın buyruğu altına sokmak sureti ile kazanılan erdemdir. İnsanın, dinî ve ahlaki kurallara bağlı kalarak namusunu, şerefini ve haysiyetini koruması iffetin bir gereğidir. Peygamber Efendimiz de bir hadisinde “Allah’ım senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum.” (Müslim, Zikir, 72.) diyerek, iffetin temel değerlerimizden biri olduğunu bizlere bildirmiştir.
Şecaat
Cesaret, yiğitlik ve kahramanlık anlamlarına gelir. İslam bizden, dinimizi, vatanımızı, namusumuzu, canlarımızı korurken cesur davranarak, hatta ölümü göze alarak her türlü sıkıntıya katlanmamızı emreder. Kur’an-ı Kerim’de: “Muhammed Allah’ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler…” (Fetih suresi, 29. ayet.) buyrularak, düşmana karşı şecaatli olmak emredilmiştir. Şecaat, kişinin maddi ve manevi değerlerini korkusuzca savunmasını sağlar. Şanlı tarihimiz bu kahramanlık örnekleri ile doludur.
9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları için tıklayınız
9. Sınıfta Yer Alan Diğer Ders ve Konuları için Tıklayınız.