tengri ne demek / Tengri - Vikipedi

Tengri Ne Demek

tengri ne demek

kaynağı değiştir]

Eski Türklerin daima hareket hâlinde olmuş olmaları, bu yüzden yeterince kazı yapılabilecek yerleşim yerleri bulunamaması, yazı kullanmaya çok geç başlamış olmaları (6. yüzyıl) ve sık sık yabancı kültürlerin etkisi altında kalmış olmaları, antik Türkleri araştırmayı çok zor bir mesele hâline getirir.

Ancak 6. yüzyıldan itibaren kendi yazdıkları dikili taşlar eski Türklerin neye inandıklarını kanıtlamakta ise de yabancı halkların kalıntılarında Türkleri tarif eden çok daha eski yazılar bulunmaktadır. En mühim bilgiler Çin, Arap, Fars ve Bizans kitâbelerinde bulunur. Ancak bu halklar, Türkleri çoğunlukla düşman olarak görmüş oldukları için yazdıkları da neredeyse hiç olumlu değildir. Bu yüzden yabancı kaynaklarda Tengrici Türkler 'iki ayak üstünde yürüyen köpekler', 'insanlık dışı barbarlar', 'kurt ya da köpek kafalılar' gibi adlandırılmışlardır. Buna rağmen bu kaynaklarda da faydalı bilgiler bulmak mümkündür.[2]

Orta Çağ'ın Türk araştırmacısı Kaşgarlı Mahmud'un yüzyılda tamamladığı Divân-ı Lügati't-Türk adlı sözlüğü, Tengriciliği araştırmak açısından en kıymetli kaynaktır. Kendisi Müslüman olan Kaşgarlı Mahmud, kâfirler diye adlandırdığı Tengrici Türklerin yaptıklarını beğenmediğini her fırsatta belirtmiştir. Buna rağmen yazdığı eseri günümüze kadar, İslâm öncesi Türkleri araştıran bütün bilimciler arasında en güvenilir kaynak olarak kabul edilir.[2]

Günümüzde antik Türkleri ve onların inançlarını araştıran bilimcilerin sayıları artmıştır. Ancak birçok önemli noktada tartışmaları hâlâ devam eden farklı görüşler yaygındır.

Tek tanrı kuramı[değiştir kaynağı değiştir]

Kutsal dağlar, göller ve ağaçlar[değiştir kaynağı değiştir]

yüzyıl öncesinde Araplar ve Farslar'la temasa girip İslam'ı kabul etmiş olan Türk boyları vardır. Ama İslam'ı toplu şekilde kabul etmiş olan ilk büyük Türk topluluğu, Saltuk Buğra Karahan emri altındaki Karahanlılar olmuşlardır ().[2] Bundan sonra İslam, Orta Asya'nın güneybatısındaki Türk kavimleri arasında süratle yayılmıştır.

Bâzı Türk kavimlerinin İslam'a katılmadan evvel Nestoryan Hristiyanları oldukları hakkında da kanıtlar bulmak mümkündür. yılından kalma bir Farsça yazıda bir savaştan sonra esir düşen Türk askerlerinin yüzlerinde Haç dövmeleri bulunduğundan söz edilir.[2]

yılında Bögü Kağan, Göktürk Ülkesi'nin parçalanmasından doğmuş olan Uygur Ülkesi'nde, Mani dinini ülkenin resmî inancı olarak ilan etmiştir. Ancak Farslar'dan alınmış olan Mani dini, eski Türkler'in Tengricilik ilkeleriyle kesinlikle bağdaşmadığından Uygur halkının tümüyle bu dini kabul ettiğine inanmak zordur.[2]

Bundan yüz yıl kadar sonra Uygurların çoğunluğu Budizm'i kabul edip bu temelin üzerine ilk "yerleşik Türk kültürünü" geliştirmişlerdir. Hatta Budizmin öncüleri olup dini diğer halkların arasında yaymaya başlamışlar, binlerce Çince ve Sanskritçe Budist yazısını özenle Türkçeye çevirmişlerdir. Budizmi kendi kültürlerine göre şekillendirmiş ve hatta ilk kez kadınlar için bir manastır inşa ederek "Budist rahibeler" geleneğini başlatmışlardır. Kırgızlar'ın saldırısından sonra bir süre göçebeliğe geri dönmek zorunda kalmışlardır. Bugünkü Uygurlar çoğunlukla Müslümandır. Uygurlar, bâzı gelenekleri Budizmden İslâm'a taşımışlardır. Mesela kendini ruhsallığa adamış, maddî varlığı olmayan göçmen rahip geleneğini İslâm'da da devam ettirerek kapı kapı dolaşarak iyilik duaları ile geçimini sağlayan ve bazen ermiş olarak görülen derviş geleneğini çıkarmışlardır. İslâm'daki tüm derviş şekilleri buradan kaynaklanmıştır.[2]

yüzyıldan sonra, Sibirya'nın Türk kavimleri Ruslar tarafından gitgide Hristiyanlaştırılmış ve Slavlaştırılmıştır. Ancak bu toplulukların Hristiyanlığında günümüzde Tengricilik kalıntılarını bulmak mümkündür. Şimdi bile şaman geleneği sürdürülmekte ve köylerdeki şamanlara olan güven, köyün papazına ya da doktoruna olan güvenden daha çoktur. Bugün Tengricilik, artık sadece Moğollarda Lamaizm ile karışmış bir şekilde ve hâlâ doğaya bağlı ve göçebe yaşam sürdüren bâzı Sibiryalı küçük Türk kavimlerinde görülmektedir.

Tengriciliği bugüne kadar korumuş olan kavimler daima göçebe olmuşlardır. Kimi Müslüman Türkmen ve Kırgız boyları hâlâ tamamen veya kısmen göçebe bir yaşam sürdürmektedirler. Bu boylarda eski dinî törelerini İslâmî dualar ile karışık şekilde uygulayan şamanlara rastlamak mümkündür.[2]

Son yüzyıllarda birkaç kez Tengriciliği modernleştirme ve canlandırma denemeleri yapılmıştır. Bu çabalardan biri, Altay bölgesinde doğmuş olan ve Batılı bilimcilerin Burkhanism dedikleri Burhancılık ya da Ak Yang (Ak Din)'dır. yılından yılına dek süren Ak Din'in en önemli özelliği, şamanlara ve Ruslar'a karşı düşmanlığıdır. Onlara göre şamanlar, yüzyıllar boyunca diğer dinlerin ritüellerini taklit etmiş ve saçma sapan şeyler yapmaya başlamışlardır. Ak Din, şamanların Gök'ün (yani Tengri'nin) değil, yer altının, yani kötülüğün temsilcileri olduklarını vurgulamış ve şamanları yok etmeye çağırmıştır. Ak Din için vaaz verilen toplantılarda şaman elbiseleri, şaman davulları ve hatta Rusların şeytanlığı olarak görülen Rus kâğıt paraları bile yakılmıştır. Bu uygulamalara yılında Ruslarca şiddetli ve kanlı bir şekilde son verilmiştir.[1]

Gökteki kutsal nesneler[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır