monash.pw
Eski Türkçe'de "Gök Tanrı" anlamına gelen tengri, Türklerin islamiyeti kabulünden önceki dönemlere ait inanıştan kalmadır. Bu inanca göre Gök'ün yüce ruhu Tengri'ydi.
Ünlü Arap gezgin İbn Fadlan’ın naklettiğine göre o sıralarda İslâm’a henüz girmiş olan Oğuz Türkleri herhangi bir zorluk ile karşılaştıklarında bakışlarını gökyüzüne yöneltip “Bir Tengri.” derlermiş.
Kâşgarlı Mahmud'un ünlü eseri Divân-ı Lügati't-Türk'te Tenğri üç anlamlıdır, bunlar:
Tanrı Gök, sema (müslüman olmayanlarca) büyük bir dağ, büyük bir ağaç gibi göze ulu görünen her şey (müslüman olmayanlarca).Eski Türklerin ve Moğolların bugün Tengricilik adıyla bilinen geleneksel inancı, kısa zaman öncesine kadar Türk şamanizmi diye adlandırılıyordu. Ancak 'lardan beri Türklerin ve Moğolların geleneksel inancı için Batılı bilimciler arasında Tengrizm adı giderek yaygınlaşmaktadır.
Tengricilik, Tengri’nin etrafından oluşmuş olan ve Macaristan’dan Büyük Okyanus’a kadar olan bölgede yayılmış olan bir inanç sisteminin adıdır.
Türkler, herşeyi görüp gözeten, bilip işleyen ve mekânı gökler olarak tanımlanan bir Tanrı olduğuna inanılmış ve Türk Hakanları’nın da bu Tanrı tarafından yetkilendirildiği düşünülmüştür.
Bu inanca göre ruh ölümsüzdür. Ölenlerin iyilerinin uçmak'a (cennet kavramının karşılığı) gideceğine inanılırken, kötülerin tamu'ya (cehennem kavramının karşılığı) yedi kat yerin dibine gideceği dile getirilmiş ve tabiata saygılı olunduğu ve töreye uyulduğu sürece Tanrı’nın kendilerinden razı olacağına inanılmıştır.
ipucu
Tengricilikte tabiat ruhlarla doludur. Bu ruhlar bulundukları yerlere ve özelliklerine göre kategorilere ayrılırlar. Bunların adları Tengrici halkların farklı dilleri ve lehçelerine göre değişebilir. Ancak bunlar, genel olarak iki büyük gruba ayrılabilirler:[18]
Rafael Bezertinov yazdığı "Tengrianizm: Religion of Turks and Mongols" adlı kitabında[18] Türklerde 17 kutsal varlığın (Tengri, Umay, Erlik, Ülgen vs.), Moğollarda ise 99 "Gök ruhları"nın 77 "Yer ruhları" ile karşı karşıya durduklarını ortaya koymaktadır. Ayrıca çoğunlukla Tengri ile bağlantılı olarak kullanılan "kök" (mavi) kelimesinin, bir "gök ruhu" taşıdığı inanılan yaratıklara da eklendiğine dikkati çeker;
Şamanlar, birçok ruhu kontrol edebilir ancak kimi gök ruhları o kadar güçlüdür ki bir şaman onları etkileyemez. Bir ruh, sadece denge bozulduysa ve düzeltilmesi gerekliyse rahatsız edilebilir. Önemsiz meseleler veya sırf merak için rahatsız edilmemeleri gerekir.[3]
Moğollarda Tengri'nin yanındaki en güçlü kutsal varlıklar Gök'ün ayrı yönlerinde bulunduklarına inanılan dört kudretli gök ruhudur. Moğollar bunların adlarına da "-tenger" (gök) eklerler:
Moğolların bu gök ruhları çok güçlüdür ve etkilenemezler. Şamanlar, onlardan sadece bir âyinde yardımcı olmalarını rica edebilir. Bu ruh gruplarının dışında bir de Çor (Moğolca: Çotgor), Ozor, Ongun, Körmöz ve Burhan ruhları vardır.
Güneş, Ay, ateş ve su, Tengri'nin gücünün simgeleridir. İnsanların göğe yakararak elde ettiklerine inandıkları "buyan" adlı güç, güneşin göğün neresinde durduğuna bağlı olarak değişir. En çok buyanın yeni ay ve dolunayda elde edilebildiğine inanılır. Yılın en uzun gününün yaşandığı ve gündüz ile gecenin eşit olduğu günler, en önemli bayramlardır.[3]
Yılbaşı, 21 Aralık'tan sonra gelen ilk yeni ayda, "Kızıl Güneş Bayramı" 21 Haziran'dan sonra gelen ilk dolunayda kutlanır.[3]
Venüs gezegeninin Türklerdeki adı "Erklik" Moğollardaki adı "Tsolman"dır. "Ateşli ok" denilen yıldız kaymalarını ve yeryüzüne düşen akan yıldızları Erklik Han'ın gönderdiğine inanılır (Erlik Han ile karıştırılmamalı). Büyük ayı yıldızlarına Moğollarda Doolon Obdog ("Yedi Yaş Damlalı Adam") derler. Gök'ün Ülker yıldızlarına bağlı olduğuna ve Ülker'in etrafında döndüğüne inanılır.[3][5]
Ak Ay bayramında 14 adet tütsü yakılır. Bunların ilk yedisi "Yedi Yaş Damlalı Adam" ve diğer yedisi Ülker içindir.[3]