İbrahim Şinasi (5 Ağustos 13 Eylül ), İstanbulda doğan Türk gazeteci, şair, tiyatro yazarı ve düşünürdür. Bu çok yönlü sanatçımız, parça parça gelen ve hedefleri sınırlı olan yenilikleri belirli bir yönde toplayarak hamleye en muhtaç olduğumuz şekilde topluma döndürmüştür.
yüzyılda Türk edebiyatını etkileyen ve yönlendiren yazarlar arasında yer alan Şinasi Osmanlı toplumunun çağdaş uygarlığı yakalayarak gelişebileceğini, bununsa Batı örnek alınarak gerçekleşebileceğini savunan, Batılılaşma hareketinin öncülerinden biridir. Gazetelerde yazdığı makalelerle, Fransızcadan yaptığı şiir çevirileriyle, edebî ve toplumsal eleştirileriyle, yazdığı tiyatro yapıtlarıyla ve kullandığı yalın, halkın anlayabileceği arı dille edebiyatta Batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır.
Hayatı
İbrahim Şinasi, 5 Ağustos da İstanbulda doğdu. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmet Ağa, da Osmanlı-Rus Savaşı sırasında vurularak şehit olunca, annesi onu yakınlarının desteğiyle büyüttü. Şinasi, ilköğretimini Mahalle Sıbyan Mektebinde ve Fevziye Okulunda tamamladıktan sonra Tophane Müşiriyeti Mektubî Kalemine kâtip adayı olarak girdi. Burada görevli memurlardan İbrahim Efendiden Arapça ve Farsça öğrendi. Aynı kalemde görevli eski adı Chateauneuf olan Reşat Beyden Fransızca dersi aldı. Bu görevindeki çalışkanlığı ve başarısı nedeniyle, önce memurluk sonra hulefalık derecesine yükseltildi. da bilgisini artırması için devlet tarafından Parise gönderildi. Burada edebiyat ve dil konularındaki çalışmalarını sürdürdü. Oryantalist De Sacy Ailesi ile dostluk kurdu. Ernest Renanla tanıştı, Lamartinein toplantılarını izledi. Oryantalist Pavet de Courteillee çalışmalarında yardım etti. Dilbilimci Littre ile tanıştı. de Societe Asiatiquee üye seçildi. Bu yaşamında edindiği izlenimler onun edebî ve düşünce yaşantısını da şekillendirmiştir.
te Paris dönüşünde bir süre Tophane Kaleminde çalıştı. Daha sonra Meclis-i Maarif Üyeliğine atandı. Encümen-i Danişte (ilimler akademisi) görev yaptı. Onu koruyan ve himaye eden Sadrazam Mustafa Reşit Paşanın görevinden ayrılması üzerine üyelikten çıkarıldı. Reşit Paşa, de yeniden sadrazam olunca, Şinasi de eski görevine döndü.
ta Agâh Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahvâl gazetesini çıkardı. Devlet işlerini eleştirmesi ve Sultan Abdülazize karşı girişilen eylemin düzenleyicilerinin yanında yer alması nedeniyle te Meclis-i Maarifteki görevine son verildi. Gazeteyi Namık Kemale bırakarak, te Fransaya gitti. Orada sözlük çalışmalarına yöneldi.
Societe Asiatique Üyeliğinden ayrıldı de İstanbula döndü. Kısa bir süre sonra yeniden Parise gitti. Burada kaldığı iki yıla yakın sürede, Fransa Milli Kütüphanesinde araştırmalar yaptı. da İstanbula dönünce bir matbaa açtı ve eserlerinin basımıyla uğraşmaya başladı. Kısa bir süre sonra da 13 Eylül de beyin tümöründen öldü.
Şinasi, Batı, özellikle de Fransız kültürü etkisinde eserler verdi. Ülkenin, Batı örnek alınarak eğitim alanında uygulanacak radikal yöntemlerle gelişebileceğini savundu. Batı hatta Fransız aktarmacılığını tek çözüm gördü. Bu amaçla yazarlığında çok yönlü bir çaba içine girdi. Gazete çıkardı, makale, şiir ve oyun yazdı, sözlük çalışmaları yaptı. Tanzimatla başlayan Batılılaşma hareketinin öncülerinden biri olarak dil, edebiyat ve düşünce hayatının değişmesinde etkili oldu.
Düz yazılarında sade bir dil kullanmıştır. Dildeki yalınlaşma çabasını, edebiyat ve tiyatro alanlarındaki eserleriyle desteklemiştir. Batı şiirini tanıtma, yeni şiir biçimlerini edebiyata getirme amacıyla Fransız klasik şairlerinden tercümeler yapmıştır.
Edebî Yaşamı
Şinasi, Fransız şairlerinden manzum olarak yaptığı ilk ve basit tercümeleri, de Tercüme-i Manzume adıyla yayımladı. Bunlar, Batı şiiri hakkında Türk okuyucusuna ilk bilgiyi veren çok küçük denemelerdi. Şinasi, bu denemelerden önce şekil bakımından değilse de anlayış bakımından Divan şiirinden tamamıyla farklı denemeler yapmıştı. Sanatçı, daha sonraları birçok türde eser vererek kendisinden sonra gelecek olan genç sanatçılara da örnek olmayı amaçlamıştır. Şinasi her şeyden önce ilklerin sanatçısıdır. İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, ilk özel gazete onun eseridir. Edebiyatımızda ilk defa noktalama işaretlerini kullanan da odur.
Kısaca özetleyecek olursak;
Şinasinin Türk Edebiyatına Getirdiği Yenilikler:
Eserleri
İbrahim Şinasi Eser Özetleri
Şair Evlenmesi: Edebiyatımızda ilk tiyatrodur. Tek perdelik bir komedya olan bu yapıtta yazar, görücü usulüyle evlenmeyi eleştirir. Bir töre komedyası özelliği taşıyan yapıt, görücü usulüyle evliliğin sakıncalarını anlatmaktadır. Batılı tutum ve davranışı, kılık ve kıyafetiyle pek sevilmeyen, eğitimli olmasına rağmen saf bir yapıya sahip olan Şair Müştak Bey, sevdiği Kumru Hanımla kılavuz ve yenge hanımlar aracılığıyla evlenmiştir. Nikâh sonrasında kendisiyle evlendirilen kişinin Kumru Hanımın çirkin ve yaşlı ablası Sakine Hanım olduğunu görünce önce bayılır, sonra itiraz eder. Mahallelinin de işe karışmasıyla başına gelenleri kabul etme mecburiyetinde olan Müştak Beyin imdadına arkadaşı Hikmet Bey yetişir. Hikmet Beyin mahalle imamına verdiği rüşvetle olay çözülür, yapılan hile sonuçsuz kalır.
Durub-u Emsal-i Osmaniye: Halk edebiyatına yönelik bir çalışma olan bu yapıtta atasözlerini toplamıştır. Türk edebiyatında atasözleri üzerine ve folklor ile ilgili ilk çalışmadır.
Müntebahat-ı Eşar: Şiirlerinden yaptığı seçmeler bu yapıtında yer alır.
Tercüme-i Manzume: Fransızcadan manzum olarak Türkçeye çevirdiği bazı şiirleri, asıllarıyla birlikte bu yapıtta toplamıştır. La Fontaineden ve Lamartineden çeviri şiirler yer alır.
Müntehabat-ı Tasvir-i Efkâr: Ebuzziya Tevfik tarafından düzenlenen seçme makaleleri yer alır.
Şinasiden Nükteler
Talihsiz Hırsız
Kendisinin çok iyi bir şair olduğunu zanneden biri, Şinasinin yanına sık sık geliyor ve etrafına da hava atıyormuş. Bir gün Şinasiye: