theraflu kaç saatte bir içilir / theraflu forte kullananlar ve hakkında yorumları

Theraflu Kaç Saatte Bir Içilir

theraflu kaç saatte bir içilir

theraflu forte

4. dün eczaneye gidip aldığım ilaç. prospektüsünü okuduğumda uyku yaptığı falan yazıyordu ama böyle bir şey beklemiyordum açıkcası. eve geldim, ilacı içtim, yemek sipariş ettim, yemeği ne zaman, nasıl yediğimi hatırlamıyorum. bir ara çöpü de çıkarmış olmalıyım çünkü uyandığımda her yer temizdi. sonra koltukta uyuyakalmışım akşam 7 civarı, 2 gibi uyandım bir tane daha içtim ama boğazım daha iyi gibiydi. bu sefer 12de uyandım. bütün gece lucid dreaming, türlü türlü halisünasyonlar... etkisini gördüm mü? gördüm. çok çok daha iyiyim düne göre. ama kesinlikle gün içinde veya araba/makine herhangi bir şey kullanacaksanız içmemelisiniz. içtikten yarım saat sonra insanı hülyalara daldıran, rüya evrenlerinde gezintiye çıkaran bir ilaç.

root
cinsiyet:kadın
cilt alt tonu:cool
alerjik cilt:hayır
saç rengi:koyu kestane
saç kalınlığı:ince telli
kepekli saç:hayır
ten rengi:beyaz tenli
cilt tipi:kuru
göz rengi:açık kahverengi
saç şekli:düz
saç tipi:yağlı

İLAÇ ALLERJİSİ

Allerjik ilaç  reaksiyonları tüm ilaç reaksiyonlarının %5-10’unu oluşturur. Hastalar tarafından sıkça dile getirilmesine rağmen gerçek ilaç allerjisi oranları oldukça düşüktür.  Belirli bir ilacın uygun dozda kullanımından sonra dakikalar- saatler içinde gelişen , öngörülemeyen,  kişinin bağışıklık sisteminin  beklenmeyen bir yanıtı olarak ortaya çıkan zararlı belirti ve bulgulardır.Erişkinlerde ilaç allerjisi çocukluk çağına göre daha sık gözlenir.

En sık allerjiye neden olan ilaçlar antibiyotikler olup, bu grup içinde de özellikle penisilin ve sefalosporinler sorumlu ilaçlardır. İkinci sırada ağrı kesiciler gelir. 

Epilepsi tedavisi için kullanılan ilaçlar, ameliyat sırasında narkoz için kullanılan ilaçlar, kanser ve romatizma tedavisinde kullanılan ve damardan verilen ilaçlar da allerjiye yol açabilir.

RİSK FAKTÖRLERİ

Uzun süreli ve tekrarlayan ilaç kullanımı, ilacın kas ya da damar içine uygulanması, ilacın kimyasal yapısının karmaşık olması ilaç ile ilgili riskleri oluşturur.

Kronik böbrek, karaciğer hastalığı, sık antibiyotik kullanımını gerektiren bağışıklık sistemi yetmezliği, kistik fibrozis, ya da  başka allerjik hastalık varlığı , erişkin yaş,  kadın cinsiyet, genetik yatkınlık hasta ile ilgili risk  faktörleridir. 

BELİRTİLER

Allerjik ilaç reaksiyonları genellikle erken (ilaç  alımını takiben ilk saatlerde) ve geç (ilk saatlerden sonra) olmak üzere ikiye ayrılır. Geç tip ilaç  allerjileri erken tipe göre daha sıktır.

Allerjik ilaç reaksiyonları sırasında en sık deri tutulumu olur.Kendini kaşıntı kızarıklık ya da kabarıklık, ürtiker (kurdeşen) şeklinde gösterir. Buna dudaklarda, göz kapaklarında, yüzde  veya vücudun başka yerlerinde şişme(ödem) de eşlik edebilir. Nadiren derinin büyük bir kısmında ve ağız içi, dudaklar gibi organları da saran zarlarda yaygın su toplaması ve soyulmalar  da görülebilir.

Öksürük, hırıltı, nefes darlığı, boğulma hissi gibi alt, burun akıntısı, kaşıntısı, hapşırık, yutkunamama, dilde şişme gibi üst solunum yoluna, karın ağrısı, ishal,kusma gibi sindirim sistemine ve kan basıncında düşme, bayılma gibi  kalp-damar sistemine ait belirtiler görülebilir. 

En korkulan durum ise iki veya daha fazla farklı organ veya sistemi tutan belirtilerin bir arada görüldüğü, hayatı tehdit eden allerjik reaksiyon(anafilaksi) gelişimidir. Erişkin ve yaşlılarda ilaçlar anafilaksinin en sık nedenidir.

TANI

İlaç allerjisini tespit etmeye yönelik genel bir test bulunmamaktadır. ilaç allerjilerinin değerlendirilebilmesi için, daha önce hangi ilaçlar ile sorun yaşadığınız, ilaç alımı ile ortaya çıkan belirtilerin neler olduğu, bu belirtilerin şiddeti, nasıl ve ne kadar sürede ortaya çıkıp düzeldiği gibi ayrıntılı bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu  bilgilere dayanarak allerji uzmanı tarafından gerekli testlerin planlanması yapılmaktadır. 

İlaç allerjisini değerlendirirken hastanın ihtiyacına, daha önce yaşanan sorunun özelliğine göre şüpheli ilaçlar veya kullanabileceğiniz güvenli alternatif ilaçlar ile testler yapılmaktadır. Bunlar ilaçlar ile deri testleri ve/veya ilaç karşılaştırma testleridir. Deri testleri negatif sonuçlanırsa ilaç karşılaştırma testi yapılır. İlaç karşılaştırma testinde ilaç küçük dozlarda verilmeye başlanır ve eğer reaksiyon olmazsa belli aralıklarla doz giderek arttırılır ve hastanın alması gereken toplam doza tamamlanır. Reaksiyon gelişmezse ilaç allerjisi tanısı dışlanır, gelişirse ilaç allerjisi tanısı onaylanır.

Allerji uzmanınız tarafından seçilen ilaçlar ile uygun görülen testlerin  ilaç  ile yaşanan istenmeyen olaylardan 4-6 hafta sonra yapılması idealdir. 

TEDAVİ

İlaca bağlı allerjik reaksiyon gelişirse ilk önlem sorumlu ilacı doktora danışarak kesmektir. Hafif döküntüler allerji ilaçları ile tedavi edilebilir. Hayatı tehdit eden allerjik reaksiyon (anafilaksi) ise acil müdahale gerektiren tıbbi bir durumdur, hiç zaman kaybetmeden  acil servise başvurulmalıdır. Eğer  önceden bir değerlendirme yapılıp allerji uzmanı tarafından bireyin yanında taşıması önerilen  hazır epinefrin (adrenalin) otoinjektörü öğretildiği şekilde hemen üst bacak uyluk kası içine yapılmalı ve  en yakın sağlık kurumuna başvurulmalıdır. 

 Bazı hastalarda nadiren de olsa allerji yapan ilacın mutlaka kullanılması gerekmektedir (örn, kanser tedavisi, bazı kan hastalıkları veya romatizmal hastalıklarda). Böyle durumlarda hasta hastaneye yatırılarak çok yakın gözlem altında alacağı ilaç dozunun milyonda birinden başlanarak çok yavaş yavaş verilir ve vücudun bu ilaca   tepkisiz hale  getirilir. 

ÖNLEMLER

İlaç allerjisi şüphesi olan hasta, allerji uzmanı tarafından değerlendirilmeden ve uygun testler yapılmadan aynı ilacı veya benzerini  kullanmamalıdır.

İlaç allerjisi kesinleşen hasta kullanmaması gereken ilaçların isimlerini taşıyan bir belgeyi her zaman yanında bulundurmalıdır.

Çapraz ilaç reaksiyonlarının engellenmesi için hasta kendi ilaç allerjileri konusunda doktorunu mutlaka bilgilendirmelidir.

İlaç allerjilerinin geçici olup olmadığına ilişkin yeterince bilgi yoktur. Bu nedenle allerji uzmanı tarafından hasta değerlendirilip gerekli testler yapıldıktan sonra ilaç allerjisinin devam edip etmediğine karar verilmelidir.  

Bu bir bilgilendirme yazısıdır. Daha ayrıntılı bilgi için doktorunuza başvurunuz Randevu için www.losante.com.tr adresin ziyaret edebilir ya da 03126667666 no’lu telefonu arayabilirsiniz

 aa.com

 

Kullanıcılar bunları da aradı:

 

DERGİ - Nezle ve soğuk algınlığına en iyi ilaç nedir?

çorba

Kaynak, Getty Images

Portakal suyundan çinko pastillere, tavuk çorbasından sarımsağa, soğuk algınlığı için birçok ilaç önerisi duymuşuzdur. Peki bunlar gerçekten işe yarıyor mu?

Soğuk algınlığı herkesin yakalandığı bir hastalık olarak evrensel özellik taşır. Bu hastalığa sebep olan 200'ü aşkın virüs, neredeyse bir o kadar da ilaç diye önerilen tedavi yöntemi işitmişizdir.

Evde uyguladığımız tedavilerin amacı bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Vücudumuza virüs girdiğinde iki savunma mekanizmasıyla karşılaşır.

Doğuştan gelen bağışıklık sistemi işgalci virüsleri dışarı atmaya uğraşırken, edinilmiş bağışıklık da vücudun karşılaştığı hastalık yapan belli patojenleri hedef alır ve tekrar karşılaşma halinde hazırlıklı olmak üzere hatırlayıcı hücreler oluşturur. Suçiçeği gibi bazı çocukluk hastalıklarıyla sadece bir kez karşılaşmanın nedeni budur.

Soğuk algınlığına neden olan virüs ise bir insandan diğerine geçerken sürekli değişir. Hatırlayıcı hücreler bu nedenle onları tanıyamaz ve defalarca soğuk algınlığına yakalanabiliriz.

Hem yaşam tarzı hem de beslenme, bağışıklık sisteminin ne kadar güçlü olduğunu etkiler. Bağışıklık sistemi herhangi bir vitamin veya mineral eksikliği olduğunda aksar. Bu nedenle, zaten iyi bir beslenme düzenimiz varsa, soğuk algınlığına karşı bağışıklık sistemini güçlendirecek takviye gıda ve vitaminlerin pek katkısı olmayacaktır.

Herhangi bir vitamin, çinko veya demir gibi önemli bir besin eksikliği durumunda takviye gıda veya vitaminlerin yararı olur.

Peki, genel kullanım açısından takviyeler çözüm mü?

Besin takviyesinin soğuk algınlığına yararı olup olmadığına dair çalışmalar herhangi bir gıda ürünü değil vitamin takviyeleri üzerinde yoğunlaşmıştır.

Sarımsak

Bir araştırmada sarımsağın soğuk algınlığına karşı koruyucu etkisi olabileceği görüldü. 146 sağlıklı yetişkinle yapılan deneyde, kışın 12 hafta boyunca katılımcıların yarısına plasebo (etkisiz bir ilacın telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma hali) kapsül, yarısına ise kapsül şeklinde sarımsak takviyesi verildi.

İlk grupta 65 soğuk algınlığı vakası ortaya çıktığı ve 366 günün hastalıkla geçtiği kaydedilirken, sarımsak takviyesi alan grupta 24 soğuk algınlığı ve 111 hasta gün tespit edildi.

C Vitamini

Soğuk algınlığına karşı çoğu insanın başvurduğu takviyelerden biri de C vitamini. Bazı araştırmalarda C vitamininin de yararı olabileceği, ancak bunun sanıldığı kadar olmadığı görüldü.

Bu konuda yapılan 29 araştırmayı değerlendiren bir çalışmada, C vitamini takviyesinin, soğuk algınlığı riskini azaltma veya semptomları hafifletme etkisinin pek olmadığı sonucuna varıldı.

Ancak hastalık süresini çocuklarda yüzde 14, yetişkinlerde ise yüzde 8 oranında azalttığı görüldü.

C vitamini içerdiği düşüncesiyle soğuk algınlığı için tavsiye edilen portakal suyu ise pek işe yaramıyor. Zira bir bardak portakal suyunun içerdiği C vitamini, takviye haplardan çok daha düşük.

Çinko

Bir araştırmada, günlük emilen çinko pastillerinin burun tıkanması ve akması süresini üçte bir, hapşırmayı yüzde 22, öksürmeyi ise yaklaşık yüzde 50 oranında azalttığı görüldü.

Semptomların başladığı günden itibaren günlük 80 mg dozda alınan çinko asetat pastillerinin soğuk algınlığı tedavisinde etkili olduğu sonucuna varıldı.

Uzmanlar vitamin ve minerallerin takviye haplardan ziyade en iyi besinler yoluyla alınacağını vurguluyor. Ancak C vitamini gibi bazı türleri yüksek dozda almak için takviye haplar daha etkili.

Çinko açısından da aynı şey geçerli. Yavaş emilen türden çinko pastiller, çinko bakımından zengin besin ve haplardan daha etkili. Zira çinko temas ettiği bölgede etkili oluyor.

Ancak araştırma öncesinde katılımcıların C vitamini veya çinko düzeyleri ölçülmediği için, kaydedilen olumlu etkinin takviyeden ziyade vücuttaki bu eksikliğin giderilmesinden kaynaklanabileceği belirtiliyor.

Plasebo etkisi

Tavuk çorbası veya portakal suyu gibi halk arasında soğuk algınlığı tedavisinde başvurulan yöntemlerin işe yaraması plasebo etkisine de bağlı olabilir. Plasebo ilaçların ağrıdan rahatsız bağırsak sendromuna kadar birçok hastalıkta belirtileri hafiflettiği biliniyor. Ancak bunun neden kaynaklandığı bilinmiyor.

Ekinezya gibi bitkisel ilaçların soğuk algınlığına iyi geldiğine inananlarda hastalık süresinin biraz kısaldığı, inanmayanlarda veya habersiz olarak ekinezya verilen kişilerde ise herhangi bir etkisinin olmadığı görüldü.

Süt açısından da aynı şey söz konusu. Soğuk algınlığı sırasında içilen sütün balgam yaptığına inananlar süt içtikten sonra bu etkiyi hissettiklerini söylüyor. Oysa araştırmalar bunun doğru olmadığını ortaya koydu.

Genler önemli

Bazı insanların genleri onları belli hastalıklara karşı daha zayıf kılabilir. Bu nedenle genetik farklılıkların önemli olduğu vurgulanıyor. Bazıları nezle olduğunun farkına bile varmazken bazıları yataklık olabiliyor.

Bağışıklık sisteminde herhangi bir sorun olmayan çoğu insan için soğuk algınlığına karşı biraz çinko ve sarımsak takviyesi yapmak işe yarayabilir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır