tiroid hipodens nodül nedir / Tiroid Nodülleri Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri | Acıbadem

Tiroid Hipodens Nodül Nedir

tiroid hipodens nodül nedir

TANIM

 

Tiroid nodülü, tiroid bezinin içinde bezi oluşturan hücrelerin aşırı çoğalması sonucu oluşan kistik (içi sıvı dolu) veya katı kitlelerdir. Tiroid nodüllerine genel populasyonda oldukça sık rastlanır. Toplumun yaklaşık % 'unda muayeneyle saptanabilen tiroid nodulü bulunmaktadır. 1 cm ve üzerindeki nodüller muayene ile saptanabilirken, tiroid nodülleri genellikle cm boyutuna ulaştığında fark edilmektedir. Günümüzdeki modern görüntüleme yöntemleriyle tesadüfen rastlanan tiroid nodülleri sıklığı ise özellikle 50 yaş ve üzerinde % 50'lere yaklaşmaktadır. Tiroid nodüllerinin yaklaşık % 5'ini kanserli nodüller oluşturur bununla beraber nodüllerin yaklaşık % 95'i iyi huyludur ve belirti vermezler. Bu nedenle tüm nodüller kanserli nodülün diğer nodüllerden ayırt edilmesi için mutlaka değerlendirilmelidir.
 

BELİRTİLER

 

Tiroid nodullerinin genellikle herhangi bir belirti ve bulguya yol açmazlar. Çoğunluğu doktor tarafından yapılan rutin fizik muayene veya check-up sırasında yapılan ultrasonografi ile tesadüfen saptanır.

Tiroid nodülü büyüdüğü zaman boyunda şişlik, ele gelen lezyon şeklinde kendini gösterir. İleri derecede büyüyen tiroid nodülleri bunlara ek olarak bası belirtileri verebilirler;

- Yutkunurken takılma hissi veya yutma güçlüğü,

- Sesde kalınlaşma,

- Nefes darlığı Tiroid nodülünü oluşturan hücreler aşırı hormon üreterek hipertiroidi belirtilerine yol açabilirler;

- İştah artışına rağmen kilo kaybı,

- Kalp atım sayısının artması, çarpıntı,

- Sinirlilik,huzursuzluk

- Terleme, sıcağa karşı dayanıksızlık

- Adet düzeninde değişiklik

- Artmış barsak hareketleri, bazen ishal,

- Çabuk yorulma, kas güçsüzlüğü,

- Ellerde titreme,

- Ciltte incelme, tırnaklarda bozukluk çabuk kırılma

- Uyku bozukluğu

 

Aşağıdakilerin Varlığında Kanser Riski Açısından Dikkat

Hikayede;

  • Diyetteki iyot miktarının yetersiz olması,
  • Baş ve boyun bölgesine radyasyon hikayesi: Radyasyon hikayesi varlığında tiroid nodülde kanser riski %40'lara ulaşmaktadır.
  • Aile hikayesi: MEN, Gardner sendromu, ailevi poliposis sendromu, Cowden Hastalığı.
  • Tiroid nodulünde hızla büyüme hikayesi,
  • Ses değişikliğinin olması,
  • Yutma güçlüğünün olması
  • 20 yaşın altındaki ve 70 yaşın üzerindekilerde risk artmaktadır. 14 yaş ve altında saptanan nodüllerin % 50'si kanserdir. 


Fiziki Muayenede;

  • Nodülün cilt, kas gibi civar dokulara yapışık ve fikse olması,
  • Nodülün çok sert olması,
  • Nodüle boyunda lenf nodu büyümesinin eşlik etmesi,
  • Nodülün 4 monash.pw büyük olması,
  • Nodülün tek olması



Görüntülemede:

  • Kapsul dışına yayılım olması,
  • Tek taraflı lenf nodlarında büyüme saptanması,
  • Nodülde veya lenf nodunda kalsifikasyonlar saptanması 
     

NEDENLERİ

 

Tiroid nodüllerinin nedeni genellikle bilinmemektedir. Bununla beraber nodül oluşumunda bazı risk faktörleri vardır;

- Besinle alınan iyotun yetersiz olması,
- Ailede tiroid nodülü olması,
- Hashimato tiroiditi gibi bazı tiroid hastalıkları,
- Çocukluk çağında boyun bölgesine ışın uygulanmış olması.

Tiroid nodülleri aşağıdaki formlarda karşımıza çıkar;

Kolloidal nodül: Tiroid nodüllerinin çoğunluğunu oluşturur ve iyi huyludur. Bir veya birden fazla olabilir. Büyük boyutlara ulaşabilmelerine rağmen tiroid dokusunun dışına çıkmazlar.

Foliküler adenom: İyi huylu olmakla birlikte iyi huylu-kötü huylu ayrımı ince iğne aspirasyon biyopsisi ile yapılamaz. Bu nedenle ince iğne biyopsisinde şüpheli gruba dahil edilir.

Tiroid kisti: Tiroid bezinde içi sıvı dolu lezyonlardır. Tiroid kistlerinin içi tamamen sıvı ile dolu olabileceği gibi (basit kist), bazılarının içinde sıvının yanında katı bölümlerde bulunabilir. Bunlara kompleks kist denir. Basit kistler genellikle iyi huyluyken, kompleks kistlerde kansere rastlanabilir.

Enflamatuar nodül: Tiroid bezinin kronik enflamasyonu (tiroidit) sonucu nadiren oluşur. Tiroiditlerin nadir formu olan subakut tiroiditte tiroid bezinde ciddi ağrı olur. Diğer formları ağrısızdır ve bazen doğum sonrası ortaya çıkar.

Tiroid kanseri: Tiroid nodüllerinde kanser olma ihtimali düşükken ailede tiroid veya diğer endokrin bezlerde kanser hikayesi olması, 20 yaş altı ve 70 yaş üzerinde olmak, erkek cinsiyet ve abş boyun bölgesine ışın uygulanmış olması kanser riskini arttırır. Kanserli nodüller genellikle büyük ve serttir.

Multinodüler Guatr: Tirod bezinde birden fazla nodülün olduğu durumdur.

Hiperfonksiyone tiroid nodülü (toksik adenom, toksik multinodüler guatr, Plummer hastalığı): Bu nodüller büyüyerek ve otonomi kazanarak, hipofiz bezinden salgılanan ve tiroid hormonu salgılanmasında düzenleyici rol oynayan Tiroid Stimüle Edici Hormon'dan (TSH) bağımsız olarak fazla tiroid hormonu salgılarlar.
 

RİSK FAKTÖRLERİ

 


Tiroid nodüllerinin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber bazı risk faktörleri vardır.

Aile hikayesi: Ailede tiroid nodülü olması kişide nodül gelişme riskini arttırır.
Yaş: Tiroid bezinde nodüle gelişme olasılığı yaşla birlikte artmaktadır. 50 yaşında tiroid nodülü görülme sıklığı % 50lere ulaşmaktadır.
Cinsiyet: Tiroid nodülleri kadınlarda daha fazla görülür.
Radyasyona (ışın) maruz kalma: 'li yıllarda akne, tonsillit (bademcik) gibi bazı iyi huylu hastalıkların tedavisi için radyoterapi (ışın) yöntemi kullanılmış. Baş boyun bölgesine bu amaçla ışın alanlarda tiroid nodülü görülme olasılığı daha yüksektir. Nükleer santral kazaları veya nükleer silah denemeleride çevrede yaşayanları tiroid nodülü ve kanseri açısından riskli duruma getirir.
Bazı tiroid hastalıkları: Tiroid nodülleri kronik tiroidit gibi bazı tiroid bozukluklarında daha fazla görülür.
 

KOMPLİKASYONLARI (İSTENMEYEN ETKİLERİ)

 

Tiroid nodüllerinin çoğunluğu iyi huyludur. Bununla beraber bazı nodüllerde istenmeye etkiler görülebilir.Büyük nodül ve multinodüler guatrlarda bazen nefes darlığı, yutma zorluğu, öksürük, ses kalınlaşması gibi bası belirtileri görülebilir.

Hiperfonksiyone tiroid nodülünde (toksik adenom, toksik multinodüler guatr, Plummer hastalığı) hipertiroidiye bağlı istenmeyen yan etkiler görülebilir.;

Kalple ilgili sorunlar: Hipertiroidiye bağlı olarak kalp atım sayısının artması, atrial fibrilasyon ve ileri dönemlerde kalp yetmezliği görülebilir.
Kemik güçsüzlüğü, erimesi (osteoporoz): Kemik yapısının sağlamlığı içerdiği kalsiyum ve diğer minerallere bağlıdır. Aşırı tiroid hormonu kalsiyumun kemik tarafından alınmasını etkiler ve sonuçta kemiklerin zayıflaması ve kemik erimesine yol açar. 

Tiroid krizi: Ani gelişen ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Acil olarak müdahale etmek monash.pw fırtınası olarakda adlandırılır. Hipertiroidi belirtilerinin aşırı şekilde ortaya çıkmasıdır.
 

TANI


Tiroid nodüllerinin genellikle belirti ve bulgu vermezler. Büyük çoğunluğu  başka bir nedenle  yapılan fizik muayene veya görüntüleme sonrasında tesadüfen saptanırlar. Nodül saptandığında öncelikle tiroid bezinin yapısında bu nodüle eşlik eden başka nodüller olup olmadığı, incelenmelidir. Saptanan nodüllerin kanserli nodülden mutlaka ayırt edilmesi gerekir.  Aynı zamanda nodüle eşlik eden fonksiyonel bir bozukluk yani hipertiroidi veya hipotiroidi durumu varmı diye araştırılır. Bu amaçla aşağıdaki testler yapılır.

Kan Testleri

  • Öncelikle tiroid bezinin fonksiyonunu görmek için testler yapılır. Bu amaçla tiroid hormon düzeyleri (T3 ve T4) ve tiroid bezinden tiroid hormonlarının salgılanmasını stimule eden tiroid stimüle edici hormon (TSH) düzeyine bakılır. Düşük T3 ve T4 düzleri ve yüksek TSH düzeyi hipotiroidiyi, yüksek T3 ve T4  ve düşük TSH düzeyleri ise hipertiroidiyi gösterir.
  • Antitiroid antikorlar Hashimoto Tiroiditi gibi otoimmün tiroiditlerin saptanmasında yararlıdır.

İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB)

Bu test iyi huylu ve kanserli nodül ayrımını yapmak için en duyarlı yöntemdir. Yatış gerektirmeyen son derece basit bir yöntemdir. Herhangi bir ön hazırlık (aç kalmak gibi) gerektirmez ve işlem sonrası hasta evine dönebilir. Bu işlemde çok ince bir iğne ile tiroid nodülünden hücreler alınır ve bir cama yayılarak patolojiye yollanarak mikroskop altında incelenir. Patolojik inceleme sonrası aşağıdakilerden birisi rapor edilir;

Benign nodül (iyi huylu, kanser içermeyen) : Biyopsilerin yaklaşık %65'i benigndir ve genellikle koloidal nodüllerdir. Bu şekilde rapor edilen nodüllerde kanser olasılığı %3'ün altındadır. İnceleme bu konuda tecrübeli merkezlerde yapılmalıdır. Benign olarak rapor edilen nodüllerde takip yeterlidir. Takip sırasında büyüme gösteren nodüllerde ince iğne aspirasyon biyopsisinin tekrarı uygundur.

Şüpheli nodül : Tiroid biyopsilerinin yaklaşık % 20'si şüpheli nodül olarak rapor edilir. Genellikle folliküler adenom veya folliküler kanserlerde ince iğne aspirasyon biyopsisi ile iyi huylu, kanser ayrımı yapılamaz. Bu şekilde rapor edilen nodüllerde kanser olasılığı yaklaşık  %20 monash.pwat ile çıkartılması gereken nodüllerin saptanması için tiroid sintigrafisi yapılmasında fayda vardır. Sintigrafi saptanan soğuk nodüllerde kanser olasılığı % iken, sıcak nodüllerde bu olasılık %5 civarındadır.

Malign (kanser) : Tiroid biyopsilerinin yaklaşık %5'i malign olarak rapor edilir. Sıklıkla görülen kanser papiller tiroid kanserdir. Tiroid nodülünde kanser saptandığında tedavi için uygulanacak yöntem cerrahi olarak tiroid bezinin çıkartılmasıdır. 

Tanısal Değil: (non-diyagnostik): Tiroid biyopsilerinin yaklaşık %10'unda bu ifadeyi görebilirsiniz. Biyopsi sonucunda tanı koymak için yeterli miktarda hücre alınamadığını gömonash.pw durumda biyopsi tekrarı gerekir. Sonuç değişmez ve klinik ve radyolojik olarak şüphe devam ediyorsa cerrahi tedavi uygulanabilir.

Tiroid Sintigrafisi

Normal tiroid bezi kandaki iyotu tutarak tiroid hormonu yapımında kullanır. Ağızdan veya damar yoluyla verilen radyoaktif iyot tiroid tarafından tutulur ve bu nükleer kamera ile görüntülenir. Tutulum oranı tiroid bezi ve nodüllerinin nasıl fonksiyon gösterdiği hakkında fikir verir. Tiroid hormonu fazla üretildiğinde tutulum daha fazla olur (sıcak bölge). Hormon üretimi olmayan veya daha az olan bölgelerde tutulum az olur veya hiç olmaz (soğuk bölge). Soğuk nodüllerde kanser riski sıcak nodüllere göre iki kat daha fazladır.  
Günümüzde yüksek çözünürlüklü ultrasonografilerin ve ince iğne biyopsisinin geniş çaplı kullanımıyla birlikte kullanım alanı daralmıştır. Halen aşağıdaki üç durumda kullanımı faydalı olabilir:

  • Multinoduler guatrlı hastalarda ince iğne biyopsisi yapılacak nodülün saptanmasında kullanılabilir. Tüm nodüllerden biyopsi yapılması pratik olmayacağından, biyopsi için ultrasonografideki görüntüye göre dominant nodül veya içinde kalsifikasyonlar bulunan nodül tercih edilir. Bu kriterlerin bulunmadığı hastalarda sintigrafide saptanan soğuk nodüllere ince iğne biyopsisi uygulanır.
  • Tanısal olmayan ince iğne biyopsisi veya tanısı folliküler neoplazm olarak gelen (iyi huylu ve kötü huylu lezyonun ayırt edilemediği bir durum) cerrahi kararı için kullanılabilir.
  • Hipertiroidili hastalarda sıcak nodülün gösterilmesi oldukca faydalıdır. Bu nodullerde kanser riski oldukca düşüktür (%1'den az)

Ultrasonografi
Ultrason, ses dalgaları kullanılarak vücudun bir bölgesinin görüntülenmesidir. Ses dalgalarının yansımaları bilgisayar tarafından toplanarak ekranda bir görüntü (resim) oluşturulur. Tiroid nodüllerinin şekil ve yapısı hakkında en iyi bilgi veren testtir;

  • Muayene ile hissedilemeyen nodülleri saptar,
  • Nodüllerin sayı ve boyutlarını saptar,
  • Nodülün kistik veya solid (katı) olduğunu saptar,
  • İnce iğne biyopsisinde yardımcı olur.

Kanserli nodül ile iyi huylu nodül ayrımı için en duyarlı test ince iğne aspirasyon biyopsisi olmasına rağmen ultrasonda kapsul dışına yayılım saptanması, tek taraflı lenf nodlarında büyüme saptanması, nodülde veya lenf nodunda kalsifikasyonlar saptanması bize kanser açısından uyarıcı olmaktadır.

 

TEDAVİ

 

Tiroid nodüllerinde cerrahi tedavi kararını nodüle yapılan ince iğne patolojisinin sonucu (kanser, şüpheli veya iyi huylu), nodülün bası belirtilerine yol açması ve kozmetik olarak problem yaratması belirler.

Tiroid kanseri saptanan tüm nodüllerde tedavi cerrahi ile ve tecrübeli bir cerrah tarafından tiroid bezinin çıkartılmasıdır. Tiroid kanserlerinin büyük çoğunluğu tedavi edilebilir kanserlerdir ve genellikle hayatı tehdit eden problem oluşturmazlar.

İyi huylu tiroid nodülleri aşırı büyüyerek veya büyük multinodüler guatrlar yutma veya nefes güçlüğü gibi bası belirtileri ortaya çıkardığında veya boyun ön yüzde kozmetik açıdan kötü bir görüntüye neden olduklarında cerrahi tedavi uygulanmalıdır.

İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) sonucu şüpheli olarak rapor edilen tiroid nodüllerinde daha ayrıntılı patolojik inceleme amacıyla cerrahi uygulanmalıdır.

İyi huylu olduğu düşünülen nodüller belirli periyodlarla fizik muayene, tiroid fonksiyon testleri ve tiroid ultrasonografisi yapılarak takip altında tutulabilirler. Takiplerde boyut ve ultrasonografi görüntülerinde değişiklik görülen nodüllere ince iğne biyopsisi tekrarı yapılır ve izlenecek yol buna göre belirlenir. Nodülün boyut ve özelliklerinde değişiklik olmazsa herhangi bir tedaviye gerek olmadan sadece izlem yeterlidir.

Tiroid Nodülü

İzoekoik Nodül Nedir?

İzoekoik nodül özellikle tiroid olarak bildiğimiz yerde kendi varlığını hissettirmektedir. En az bir adet ya da daha fazla olarak görülebilir. Özellikleri ve görünümü, dışarıdan bakmakla hemen anlaşılacak durumda değildir.  Hatta ve hatta birçok hastanın öğrenme olayı, farklı hastalıklardan kaynaklı girilen ultrasonlardan dolayı meydana gelmiştir.

Bu nodül çeşidi kendisini ultrason ve ultrason cihazlarda rahatça gösterir. Farklı tetkikler yapılmasına gerek kalmadan, anında ortaya çıkmaktadır.

Kistik Nodül Nedir?

İçerisinde sıvı ya da kan birikmiş olan ve kişilerde ağrı hissi yaratan nodüllere kistik nodül adı verilmektedir. Kistik Nodüller kanser riski çok daha az olan nodüllerdir. Ancak, 4 cm çapın üzerinde ise kanser riskleri artar.

Kistik nodüllerin sıvı ya da kan içermesinin sebebi, iyot eksikliğinden kaynaklanan tiroid büyümesidir. Kistin içinde herhangi bir kanama meydana gelirse bu da ağrıya sebep olmaktadır. Soğuk nodüllerin %15’lik kısmı kistik nodül olarak bilinmektedir.

Herhangi bir kanama ve buna bağlı ağrı yaşanılan durumlarda mutlaka uzman bir hekim tarafından destek alınması gerekmektedir. Erken teşhis yapılmalı ve uygun tedavi yöntemine başlanmalıdır.

Hipoekoik Nodül Nedir?

Hipoekoik nodül, vücutta bulunan herhangi bir hücre, doku ya da bölgede meydana gelen hasarlar olarak bilinmektedir. Genellikle bu tarz nodüllerin sıklıkla rastlandığı yerler; rahim, tiroid, karaciğer ve göğüs bölgeleridir.

Hipoekoik nodüllerin iyi ya da kötü huylu olabilmesi mümkündür.  İyi huylu Hipoekoik nodüllerin insan vücuduna herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Fakat önemli bir nokta var ki kaçırmamak gerekir. Bu nodüllerin kontrolleri düzenli yapılmazsa ve takip edilmezse, ilerleyen zamanlarda kendilerini kötü nodüllere çevirebilmektedir.

Bu nedenle iyi huylu Hipoekoik bir nodülle karşılaşıldığı zaman düzenli aralıklarla ve sürekli olarak doktor muayenesinden geçilmesi gerekmekte ve nodülün durumu kontrol altına alınmalıdır.

Soğuk Nodül Nedir?

Çekilen sintigrafilerde troid nodülleri kendi aralarında sıcak nodül ve soğuk nodül olarak ikiye ayrılmaktadır.

Tiroid bezinde çok fazla radyoaktif madde tutan nodüllere sıcak nodül denilmektedir. Eğer kişilerin tiroid bezlerinde normalden fazla çalışma gözlemleniyorsa ya da sintigrafi testinde sıcak nodül görüldüyse, aşırı hormon üretiminin sıcak nodülden dolayı ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Sintigrafi testinde, radyoaktif maddeyi tutmayan nodüllere soğuk nodül denilmektedir. Genel olarak soğuk nodüllerin, kanser barındırma riskinin olduğu düşünülmektedir. Fakat teknolojinin ilerlemesiyle beraber bu düşüncenin netleşmesi için, ultrason ile inceleme ve iğne biyopsisi ile patolojik testler yapılarak net bir şekilde tanı koyulmaktadır. Bunun sonucunda ise ameliyatın yapılıp yapılmaması gerektiği, uzman hekim tarafından belirlenmektedir.

Kolloidal Nodül Nedir?

İyi huylu ve tiroid nodüllerinin büyük çoğunluğunu oluşturan nodüller olarak bilinirler. Çok büyük boyutlara ulaşsalar dahi, tiroid dokusunun dışına çıkmamaktadırlar. Bu nedenden dolayı da yayılma göstermezler.

Kolloidal nodülün olup olmadığı bir bakışla anlaşılacak durumda değildir. Birçok araştırma ve biyopsi yapıldıktan sonra teşhis konulmaktadır.

Kolloidal nodülün oluşmasında genetik yapı en büyük faktördür. Ondan sonra iyot eksikliği, çocukluk döneminde yaşanan ışın uygulamaları ve tiroid ile ilgili herhangi bir hastalığın olması durumları gelmektedir.

Kolloidal nodül kendisini; yutma güçlüğü, seste kısıklık, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, çok fazla terleme, ellerde meydana gelen titreme, uyku sorunları, vücutta güçsüzlük ve hemen yorulma gibi belirtilerle belli etmektedir.

Kalsifikasyon Nodül Nedir?

Bir tiroit nodülünde kalsifikasyon gelişimi, nodül içerisinde kalsiyum birikimini gösterir. Bu durum en fazla Papiller tiroit kanserlerinde görüldüğü için, ultrasonda bir nodülde kalsifikasyon görülmesi boyutu ne olursa olsun kanser şüphesi uyandırmaktadır. Büyük kalsifiye nodüller yutkunma ve soluk alma problemleri de yaratabilmektedirler. Bu tür nodülü bulunanlar mutlaka bir hekim kontrolüne girmelidirler. Bunların ince iğne biyopsisine yönlendirilmeleri gerekebilir. Kanser şüphesi devam ediyorsa, ameliyat şarttır.

Tiroid Nodülü Tedavisi

İçi dokuyla dolu olan nodüller ile hormon üretmeyen nodüller, içi sıvı dolu olanlara ve hormon üretenlere göre çok daha fazla kanser riski taşımakta ve çok fazla dikkat edilmesi gerekmektedir.  Sürekli büyümekte olan ve ayrıca çok fazla ağrı oluşturan tiroid nodüllerinin kanser riski daha fazladır.

İnce iğne biyopsisi sonucunda, kanser ya da kanser şüphesi oluşturan tüm tiroid nodüllerinin acil bir şekilde ameliyat edilmesi gerekmektedir.

Biyopsi sonuçları iyi çıkan hastalarda, %3 ya da %5 oranında biyopsiye bağlı olarak hatalı sonuçlar meydana gelebilir. Bu durum göz önünde bulundurularak, hastalar belli bir süre daha ultrasonla izlenmeye devam edilmelidir. Belirli aralıklarla yapılan ultrason testleri sonucunda nodülde devamlı olarak ve %20 oranında büyümeler meydana geliyorsa, önce iğne biyopsisi tekrarlanmalı daha sonra da ameliyat düşünülmelidir.

Sağlık Rehberi

Guatr ve Tiroid Nodülleri


Tiroid bezi, boynun ön tarafında, ortada, gırtlağın hemen önünde yer alan bir iç salgı bezidir (endokrin gland). Ağırlığı gr kadardır. kesme şekeri kadar bir büyüklüğü vardır. Tiroid bezinin şekli kabaca bir kelebeğe benzemektedir. Kelebeğin sağ kanadı gibi olan kısmına sağ lob, sol kanada uyan kısmına sol lob denilmektedir. Bu lobları bağlayan isthmus dediğimiz köprü benzeri bir bölümü vardır. Kıvamı çok yumuşaktır; sağlıklı tiroid bezi, muayenede kolay fark edilemeyebilir.
Tiroid bezi tiroid hormonu salgılamaktadır. Tiroid hormonu vücudumuzda; büyüme, gelişme, enerji oluşumu ve enerji kullanımı, vücut ısısının sağlanması ve devamlılığı, her türlü metabolizma faaliyeti, diğer hormonlarımızın üst düzeyde etkileri ve enzimlerin normal işlevlerinde çok önemli roller üstlenmektedir.


Tiroid bezinde üretilen hormonlar genel olarak vücudun enerji durumunu kontrol ederler ve dolaşım, sindirim ve sinir sistemi başta olmak üzere bütün sistemlerin çalışmaları üzerinde önemli rol oynarlar. Çeşitli hastalıklarda bu hormonlarının fazla üretilip salgılanması (hipertiroidi) ya da olması gerekenden az üretilmesi ve salgılanması (hipotiroidi) söz konusu olabilir. Salgının fazla olması durumunda çarpıntı olarak adlandırılan kalbin hızlı atması, aşırı iştah ve yemek yemeye rağmen kilo kaybı, sinirlilik, ellerde titreme, terleme, saç dökülmesi gibi şikâyetler oluşurken, salgının yetersiz olması halinde hareketlerde ağırlık, halsizlik, vücutta su tutulması ve kilo artışı, ciltte kuruma, ses kısıklığı, barsak hareketlerinde azalma, adet düzensizliği gibi şikayetler ortaya çıkar.
Tiroid bezinin hastalıkları oldukça yaygın görülmektedir.


GUATR NEDİR?
Tiroid bezinin anormal büyümesine guatr denir. Tiroid bezinde ortaya çıkabilen yuvarlak ya da elips şeklindeki oluşumlara nodüldenir. Nodül olmaksızın tiroid büyümesi basit (difüz) guatr, nodüllü tiroid büyümesi nodüler guatr olarak adlandırılır. Tiroid bezinin birden fazla nodül içermesi durumu da multinodüler guatr olarak bilinir.
Guatr oluşumunda iyot elementinin gıda ile yetersiz alınması, genetik yatkınlık, çevresel ve kişisel özellikler gibi değişik faktörler etkili olmaktadır. Özellikle iyot eksikliği, ülkemizde guatr oluşumunda yakın geçmişte en önemli etken olarak izlenmektedir.


Tiroid Nodülleri
Nodüller, tiroid bezi içinde normal tiroid dokusundan farklı yapıdaki hücre gruplarıdır. Toplumda çok sık karşılaşılan bir durum olan tiroid nodülleri ultrasonografinin yaygın olarak kullanılmaya başlanması ile daha fazla tespit edilir olmuştur. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülürler. Nodüller, temel olarak üç potansiyel sorun nedeni ile değerlendirilirler. .Birincisi nodülün kanser olup olmadığıdır. İkincisi, nodül veya nodüllerin otonom bir şekilde çalışarak aşırı hormon üretimi ile hipertroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığıdır. Üçüncüsü ise, iri nodüllerde rastlanabilen, nefes borusu, yemek borusu, ve çevredeki büyük damarlara baskı yapıp yapmadığıdır.


Elle yapılan muayeneden sonra en önemli tetkik tiroid ultasonografisidir. Bunda da kullanılan cihazın görüntüleme yeteneği yanında o incelemeyi yapan hekimin bilgi ve deneyimi de önemlidir.
Tiroid nodüllerinin büyük çoğunluğu bası yapmazlar ve fazla hormon üretmezler. Tiroid hormonları normal olduğu sürece, hastalardaki kilo değişimi, sinirlilik, çabuk yorulma, çarpıntı gibi şikayetlerin, nodül varlığı ile ilişkileri yoktur. 
Ultrasonografinin yaygın kullanılmadığı zamanlarda elle muayene ile hastaların %’unda nodül olduğu bildirilirdi. Tiroid ultrason kullanımının yaygınlaşması ile yaş civarındaki erişkin insanların hemen hemen %50’sinde tiroid nodülü veya nodüllerinin bulunabileceği gösterilmiştir.


Genel olarak, nodüllerin yaklaşık %95’i iyi huylu olmasına karşın %5 civarında nodül içinde kanser bulunabilmektedir. Nodüller fonksiyonel yönden tiroid hormonu salgılayan (sıcak) ve hormon salgılamayan (soğuk ya da ılık) nodül olarak isimlendirilirler. Nodüllerin sıcak ya da soğuk oldukları sintigrafi adı verilen tetkik yöntemi ile anlaşılmakta, sayı, boyut ve yapıları ise USG ile değerlendirilmektedir.
Soğuk nodüllerde, kötü huylu hastalık bulunma ihtimali diğer nodül tiplerine göre daha fazladır.


Tiroid nodüllerinin kötü huylu olup olmadığını anlamakta tercih edilen en önemli yöntem nodüllerden ince iğne ile alınan biyopsilerdir (Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi). Ultrason eşliğinde yapılan iğne biyopsilerinin tanı koymadaki hassasiyeti % civarındadır. Yani bu yöntemle kanser çok büyük oranda yakalanabilmektedir. Genellikle, cm boyutuna ulaşmış ve/veya ultrasonda şüpheli özellikler gösteren nodüllere biyopsi yapılmalıdır.
Tiroid ince iğne aspirasyonu biyopsisi, el ile saptanabilen nodüllere doğrudan yapılabildiği gibi, el ile saptanamayan nodüllere veya tercihen planlanan tüm nodüllere ultrasonografi eşliğinde yapılabilir. Ultrason eşliğinde uygulama sayesinde, varsa, özellikle şüpheli alanlardan aspirasyon yapılabilmekte ve işlemin doğru sonuç verme oranı yükselmektedir. Biyopsinin komplikasyon riski son derece düşüktür. Poliklinik koşullarında kısa sürede yapılabilmekte, hasta daha sonra günlük aktivitelerine devam edebilmektedir. Aspirasyonda gelen materyal lamlara yayılır ve inceleme için laboratuara gönderilir. Deneyimli bir sitolog, lamları boyayarak mikroskop altında inceler ve kanser hücresi bulunup bulunmadığına karar verir.

TEDAVİ ve İZLEM
Biyopsi sonuçları çoğu zaman iyi huylu çıkar.  Bu durumda, nodüllerin boyutları ve görünümleri, belli aralıklarla ultrason ile takip edilir; bu süre genellikle 3 ay ile 1 yıl arasında değişir. Önemli bir değişiklik olmazsa, takip aralığı zamanla açılır. Takipte, nodül boyutlarında önemli değişiklik, ya da şüphe uyandıran görünümler ortaya çıkarsa tekrar biyopsi yapılmalıdır. 
Biyopsi sonucu kötü huylu, ya da kötü huylu olma açısından şüpheli çıkarsa, ilk geçerli tedavi yöntemi ameliyattır. Bu durumda, çoğu zaman tiroid bezinin tamamının alınması gerekecektir. Bu da, ömür boyu ilaç kullanmayı gerektirir. Bu süreç, hastalığın olası tekrarlama riski açısından düzenli takip gerektirir.


Tiroid biyopsileri, seyrek olarak sonuç vermeyebilir (tanısal olmayan, belirsiz,gibi). Bu gibi durumlarda, hastanın ve nodülün özelliklerine göre, biyopsi bir süre sonra tekrarlanabileceği gibi, takip, sintigrafi, bazen de ameliyat uygun yaklaşım olmaktadır.
Tiroid kanserleri genel olarak çok saldırgan ve ölümcül kanserler olmayıp tiroid kanserine bağlı ölüm oranları son derece düşüktür. Yine de tiroid nodülü nedeni ile ameliyat planlanan hastalarda nodülde kanser bulunup bulunmadığı ameliyattan önce mutlaka iğne biyopsisi ile araştırılmalıdır. Kanserli hastalarda tedavinin başarısı için tiroid bezinin geride hiç tiroid dokusu bırakmadan tam olarak çıkartılması gerekmektedir. Kanser saptanmayan hastalarda bırakılan tiroid dokusunun fonksiyon görmesi sayesinde hastaların hayat boyu hormon kullanmaktan kurtulması sağlanabilse de hastalığın tekrarlama ihtimali ve kalan dokularda kanser gelişme riski gibi nedenler göz önüne alınarak bu hastalarda ameliyat kararı verildiğinde tiroidin tam olarak çıkartılması tercih edilebilmektedir.
Mekanik bası yapan oldukça iri nodüllü hastalarda tedavi, cerrahidir. Hastanın nodüllerin boyunda yaratabildiği görüntü nedeni ile onlardan kurtulmak istemesi, diğer bir cerrahi gerekçesi olabilir. Tiroid cerrahisi ülkemizde oldukça başarılıdır; deneyim önemlidir. Yine de, her cerrahinin belli bir anestezi riski vardır.


Hastanın nodülü veya nodüllerinin otonom, yani aşırı çalışıp çalışmadıklarını anlamak için tiroid hormonlarına (TSH, sT4, sT3) bakmak gerekir. Kan testleri aşırı çalışma ile uyumlu ise, tiroid sintigrafisi ile nodüllerin sıcak nodül olup olmadıkları değerlendirilmelidir. Genel olarak, bu durum dışında nodül izleminde sintigrafinin yeri yoktur. Sıcak nodüllerde kanser olma olasılığı son derece düşük olması nedeni ile iğne biyopsisine gerek yoktur.
Nodüllerin büyümesine engel olmak için bazılarınca verilen tiroid hormonu tedavisi genellikle yararlı olmamakta; yaşlılarda, postmenopozal kadınlarda çok hafif doz fazlalığı bile osteoporoza ve kalpte ritim bozukluklarına yol açabilmektedir.
Nodüler tiroid hastalıkları toplumda çok yaygın görülürler. Çoğu zaman herhangi bir tedavi gerektirmeden sadece takip yeterli olmaktadır. Ameliyat, çok nadiren gerekir.

* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır