Bu yazımızda 1940-60 dönemi toplumcu-gerçekçi anlayışla yazılan hikayelerin genel özellikleri ve bu anlayışla eser veren yazarları inceledik...
Özellikleri:
www.edebiyatfatihi.net
Temsilcileri:
Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Necati Cumalı, Rıfat Ilgaz, Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Samim Kocagöz, Abbas Sayar, Sadri Ertem, Dursun Akçam, Kemal Bilbaşar, Aziz Nesin, Attila İlhan
Kısaca Toplumcu-Gerçekçi Sanatçılar:
Orhan Kemal; eserlerinin hemen hepsinde toplumsal yapıdaki çelişkileri ustaca vurguladı.
Samim Kocagöz'ün roman ve hikâyelerinin konusunu Aydın-Söke yöresinde yaşayan halkın yaşamı ve ekonomik şartları oluşturur. "Sanat hayat içindir!" anlayışıyla toprağa bağlı yaşam, makineleşmeden dolayı işsiz kalan insanlar, pamuk ve tütün tarlalarında karnını doyurmaya çalışan işçiler eserlerinin ana konularını oluşturur. Toplumcu-gerçekçi yazar; güçlü gözlemlere dayanarak kasaba ve köy insanlarının sorunlarını, duygularını ve günlük yaşamlarını anlatır.
Kemal Bilbaşar; yapıtlarını kasaba ve köylerde yaşayan, çok çalışan ama az mutlu olan insanların hayatını anlatmak için yazdığını söyler. Çağa ayak uyduramayan köylülerin sorunlarını işlerken özellikle Doğu Anadolu’daki feodal toplum yapısına ışık tutan eserler kaleme almıştır.
Kemal Tahir; romanlarıyla Anadolu insanının yaşamını , sorunlarını , töre ve inançlarını toplumsal – gerçekçi bir bakış açısıyla sergiledi.
Yaşar Kemal; yapıtlarında Torosları, Çukurova’yı, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini, sömürülüşünü, kan davasını, ağalık ile toprak sorununu çarpıcı bir biçimde ortaya koyar.
Fakir Baykurt; romanlarında Türkiye'deki köylü yaşamını halkçı ve devrimci bir bakış açısıyla ele aldı.
Aziz Nesin; öykülerinde Türk toplumunu ayrıntılarıyla yansıttı.
Türk Edebiyatı’nda toplumcu gerçekçi ya da toplumsal gerçekçi eserler Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde genellikle hikaye türünde; 1950’li yıllardan sonra özellikle roman türünde ön plana çıkmaya başlamıştır.
Bazı kaynaklarda sosyal gerçekçiler olarak da adlandırılmaktadır. Bu tarz eser veren sanatçılar gözlemledikleri gerçekleri kendi düşünceleri etrafında yorumlarlar ve sorunları ortaya koymaya çalışır. Bu yönleriyle realist yazarlardan ayrılmaktadırlar. Toplumcu gerçekçi olarak nitelediğimiz eserlerin ilk örneklerini verenler arasında Sadri Ertem, Sabahattin Ali ve Reşat Enis gibi isimler yer almaktadır.
Uzun bir süre İstanbul’u anlatan edebiyatımız Milli Edebiyat ile birlikte Anadolu’ya yönelmeye başlamıştır. Cumhuriyet döneminde de köy yaşamını anlatan eserler yazılmıştır. Toplumcu gerçekçi yazarlarla birlikte “Köy romancılığı” da köy yaşamından ziyade köylülerin yaşadığı sıkıntılar üzerine yoğunlaşmaya başlamıştır. Köy Enstitülerinde okuyan yazarların gözünden köyler romanlarda işlenmiş ve sorunlar daha gerçekçi bir şekilde ortaya konulmaya başlanmıştır. Özellikle Fakir Baykurt’un Yılanların Öcü adlı romanı bu konuda dikkat çeken eserlerin başında yer almaktadır.
Toplumsal gerçekçi yazarlarda “Sanat toplum içindir” anlayışı ön plana çıkmaktadır. Yazarlar üstlerinde bulundurdukları sosyal sorumluluklarını eserleriyle yerine getirmeye çalışırlar. Toplumcu gerçekçi sanatçılar için sanattan ziyade bazı düşüncelerin eserlerde aktarılması daha önemlidir. Genellikle şu konular işlenmiştir: Köylünün yaşadığı sıkıntılar, işçi sınıfı, büyük şehirlere göçler, geçim sıkıntısı…
Sabahattin Ali
Yaşar Kemal
Kemal Tahir
Orhan Kemal
Fakir Baykurt
Aziz Nesin
Rıfat Ilgaz
Ayrıca Bkz -> Cumhuriyet dönemi Türk Edebiyatı
Admin