toprağın organik maddesi nasıl arttırılır / TOPRAKTA ORGANİK MADDENİN ÖNEMİ

Toprağın Organik Maddesi Nasıl Arttırılır

toprağın organik maddesi nasıl arttırılır

Toprağın gıdası: Organik atıklar

Yayınlanma Tarihi: 27 Temmuz 2017

Toprağın gıdası: Organik atıklar

Paylaş

Doğal atıklar, verimlilik ve besin değeri açısından toprağın en önemli yaşamsal ihtiyaçları arasında yer alıyor. Hayvan ve insan dışkısından kemik ununa, ayçiçeği sapı külünden tütün tozuna, su yosunundan çay artığına kadar çoğunluğun “işe yaramaz çöp ve atık” olarak nitelendirdiği organik atıklar, gübre olarak kullanıldığında yiyeceklerimizin besin değerini artırıyor.

Bitki ve hayvan artıklarından oluşan organik gübreler, topraktaki, dolayısıyla yiyeceklerdeki besin maddesi ihtiyacını karşılıyor. Ekolojik tarımda, ekonomik değeri olan, besin zincirini tamamlayıcı, toprağı doldurma değeri yüksek olan bitki ve hayvan artıklarından oluşan gübreler kullanılıyor. Toprağa besin maddeleri takviyesi yapmaktan çok, toprak yapısının, su ve hava içeriğinin düzeltilmesini amaçlayan organik gübreleme, toprağın mikrobiyolojik aktivitesini artırıyor.

Ahır gübresi: Buna “hayvan gübresi” ya da “çiftlik gübresi” de denir. Bu gübre, ahır ve çiftlik avlularında biriken hayvan dışkıları (sıvı ve katı) ile yataklık, saman ve ot kalıntılarının karışımından oluşur. Ahır gübresi tarımsal açıdan değerlidir, çünkü; organik maddelerin çürümesiyle birlikte topraktaki besin maddeleri daha fazla faydalanılır hale gelir. Ahır gübresi, topraktaki humus miktarını ve kolloidal maddeleri artırır, toprağa yararlı bakteriler katar ve onların çoğalması için uygun toprak şartları sağlar, toprak için uzun süreli bir azot kaynağıdır, toprağın katyon alış-veriş kapasitesini artırır, asit karakterini düzeltir ve erozyondan korunmasına yardımcı olur. Ahır gübresinin toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri üzerine olumlu etkilerinin bir sonucu olarak toprak verimliliği de büyük ölçüde artar. Değişik ürün gruplarında yapılan araştırmalar, ahır gübresinin ürün artırmadaki etkisinin azalarak 3-4 sene devam ettiğini göstermiştir.

Kompost: Kompost, kısmen ayrıştırılmış ve fermantasyona uğratılmış organik atıklardan meydana gelir. Özellikle organik tarımda, işlenmiş ve işlenmemiş toprağın organik madde içeriğini artırmak için başvurulan yöntemlerden biri kompost kullanımıdır. Kompost kullanımı ile, çeşitli şekillerde topraktan kaybolan organik maddeler tekrar toprağa verilmekte ve bu sayede besin maddesi kaybı azalmaktadır. Kompost, besin maddesi sağlar, hava sirkülasyonuna izin verir, nemli topraklarda mikrobik hareketi engelleyerek havayı dışarıda bırakır, materyallerin dıştan içeriye döngüsünü azaltır, toprağın havalanmasına ve sıcaklığın artmasına izin verir.

Tarım işletmelerinde olduğu kadar endüstri işletmelerinde de bitki besinlerini içeren, fakat gübrelemede kullanılamayacak organik maddeler vardır. Bu organik maddeleri kompost yaparak gübrelemede kullanmak mümkündür.

Tüm hayvan ve bitki artıkları kompost olabilir. Ancak odunsu ve iri materyaller oldukları gibi kullanılmazlar. İri materyaller, yığınlara eklenmeden önce parçalanmalıdır. Patates yaprakları, dökülmüş yapraklar, mısır sapları, her çeşit çalı çırpı, sebze artıkları, yabani otlar, yem artıkları, çürümüş yemler, kül, havuzların temizlenmesinden toplanan çamur, mezbaha artıkları, boynuz, kemik gibi organik maddeler bir tarım işletmesinde kompost yapmak için kullanılan gereçlerdir.

Yeşil gübreler: Bitkilerin olağan şekilde hasadı yapılmayarak tümü ile toprağa karışmasıyla yapılan gübrelere “yeşil gübre” denir. Yeşil gübreler; toprağa ekilecek yeni ürünün faydalanabileceği azot ile diğer besin maddeleri yönünden katkıda bulunurlar, mineralleri hareketlendirerek, organik madde ve azot meydana getirerek toprağın verimlilik gücünü artırırlar, toprağı erozyondan korurlar, toprağın fiziksel şartlarını düzelterek bitkilerin besinlerden daha fazla yararlanmalarını sağlarlar, yıkanmayı önleyerek besin maddelerinin birikmesini kolaylaştırırlar ve toprak tavını koruyarak bakteri faaliyetini artırırlar. Yeşil gübre olarak kullanılacak bitkiler, kısa sürede çabuk gelişen, bol sap ve yaprak veren, kökleri oldukça derine giden, tohumu ucuz, tarımı kolay ve az giderli ürünlerden seçilir. Bu gibi bitkiler, kendilerinden sonra ekilecek ürünlerin veriminde yüzde 100 artış sağlayabilirler.

Özellikle baklagiller, köklerindeki nodoziteler (baklagillerle ortak yaşama ilişkisi kuran özel bakteriler) yardımıyla havanın azotunu hapsederek, bitkiye istenen azotlu besinleri sağlarlar. Baklagiller dışında yeşil gübre olarak kullanılan bitkiler de vardır. Ancak bunlar, toprağa havanın azotunu verme özelliğine sahip değildir. En çok kullanılan yeşil gübre bitkileri; baklagillerden tırfıl (kırmızı, crimson), yonca, hayvan börülcesi, yer fıstığı, soya fasulyesi, kışlık bezelye, bakla, lüpen (acı bakla), Japon tırfılı (lespedeza); baklagil olmayanlardan ise yulaf, çavdar, sudan otu, ak darı ve mısırdır.

Çöp gübreleri: Çöp, tanım olarak; evlerden, işyerlerinden, kamu kurum ve kuruluşlarından ve ortak kullanılan altyapı tesislerinden (yol, park ve kanalizasyon hariç diğer belediye alanlarından) toplanan atıkları kapsar. Yığılan çöp herhangi bir işleme tabi tutulmazsa, depo yerlerinin neden olduğu parazit ve sineklerin yaygınlaştırdığı hastalıklar, çöp sularının yeraltı ve yerüstü sularını kirletmesi, çöplerin çıkardığı kötü koku sonucu çevre ve halk sağlığı açısından oldukça zararlı olur. Bunun için bazı önlemlerin alınması gerekir. Bu önlemlerden biri çöplerin dezenfekte edilmesidir ki oldukça pahalı bir işlemdir. Bir diğer önlem, çöplerin üzerinin buldozer yardımı ile zaman zaman toprakla örtülmesi olabilir. Bu yöntem ilkine göre daha ucuzdur. Ya da nakliyat masrafı, koku ve haşerelerden kurtulmak ve enerji olarak faydalanmak için yakılarak imhası düşünülebilir, ama bu da tesis ve işletme masrafı oldukça yüksek bir yöntemdir. Ayrıca, içerdiği organik maddeler imha edildiği için, tarımsal açıdan da ekonomik değildir.

Tarımsal anlamda ele alındığında, çöplerin en iyi değerlendirilme şekli, toplanma ve biriktirilmesinde bazı kural ve tekniklere uymak şartıyla uygun bir yöntemle kompost elde edilerek kullanılmasıdır. Yapılan araştırmalar, çöplerden gübre olarak yararlanmada en pratik yolun, yabancı maddeler olabildiğince ayıklandıktan sonra çöpün, belli yığınlar halinde yeterli nem ve havalanmayla fermente edilerek, çürütülerek ve yakılarak gübreye dönüştürülmesi olduğunu gösteriyor. Yanmanın çabuklaştırılması için gübrenin iki üç kez aktarılması, karıştırılması gerekir.

Çöpün belli başlı özellikleri arasında kolay fermente olabilirliği geliyor. Çöpteki artıkların fermantasyon yoluyla tekrar kazanılması, kompost gübre üretiminin esasını oluşturuyor. Çöp gübresi kullanıldığında, baklagiller, tahıl, buğday, arpa, yulaf, şeker pancarı, patates, kereviz ve diğer yumru bitkiler ile zeytin, incir, şeftali, erik gibi meyve ağaçlarının verimi artıyor. Ancak gübrenin tam olgunlaşmaya erişmesi gerekir. Aksi halde gübrede sıcaklığın yüksek olması nedeniyle bitkiler zarar görür.

Fekaller (insan gaitası): İnsanların katı ve sıvı dışkılarına fekal denir. Fekal, katı kısım (faeses) ile idrardan meydana gelir. Faeses miktarı, fazla et yiyenlerde az, daha çok bitkisel ve selülozca zengin besin alan insanlarda fazladır. Çin ve Japonya gibi Uzakdoğu ülkelerinde çok eski devirlerden beri, toprakların verimliliğini artırmak ve daha fazla ürün almak için, insanların katı ve sıvı dışkılarından oluşan fekali doğrudan doğruya tarlaya verdikleri bilinmektedir. Hindistan’da da aynı amaçla fekal kullanılmaktadır. Fekal daha çok kompost yapılarak değerlendirilmektedir. Fekalin tohum ve bitkilere olabilecek sakıncalarını en aza indirebilmek için sulandırılmasının ve olgunlaştırılmasının gerektiği yine Çinli çiftçiler tarafından eskilerden beri bilinip uygulanmaktadır.

Kuş guanosu: Kuşların kendi vücut artıkları, yumurtaları ve dışkıları karışık, çürümüş halde bulunur. Kuş gübresi yüzde 100 doğaldır. Guano bileşimindeki bitki besin madde miktarları, yataklarının yaşına ve o bölgenin iklim koşullarına bağlı olarak değişir. Deniz kuşlarının dışkıları ile vücut artıklarının yüzlerce sene yığılarak çürümesinden oluşan organik yapıdaki guano, Pasifik Okyanusu’ndaki bazı adalarda, özellikle Peru sınırındaki Chincha adalarında fazla miktarda bulunduğundan buna Peru guanosu adı verilmiştir. Bunun yanında büyük mağaralarda yarasaların dışkılarından oluşan guanolara da rastlanmaktadır. Indiana ve Missouri eyaletleri ile Yeni Zelanda’daki büyük mağaralarda olduğu gibi Türkiye’deki pek çok mağarada da yarasa guanosu bulunur. Guanonun bileşimindeki azotun büyük bir kısmından bitki süratle yararlanabilmektedir.

Hümik asit: Binlerce yılda, sıkışma ile oluşan basınç altında kalarak meydana gelen maden filizlerinin ayrıştırılması ile ortaya çıkan hümik asit, Dünya’da yapılan pek çok araştırmaya göre, gübrelerin etkilerini son derece artırmaktadır. Çözünmesi zor halde bulunan besin maddelerini erir hale geçirip bitkiler tarafından kullanılmaya hazır hale getirmektedir. Topraktaki yararlı mikroorganizmaların faaliyetlerini artırmaktadır.

Balık guanosu (Balık unu): Deniz kenarlarındaki balık pazarlarında değerlendirilmesi mümkün olmayan balıklar ile balık artıkları, organik gübre olarak değerlendirilirler. Balık artıkları, hem sterilize edilmek hem de olabildiğince kötü kokusunu giderebilmek için önce buharda pişirilir daha sonra da öğütülerek un haline getirilir. Balık unu, toprağa uygulandığında çok süratli ayrışır ve kötü kokusu da çabucak geçer. Yüksek oranda azot, aşağı yukarı bütün mikro elementler ve aminoasitler ile birçok vitamin -özellikle de B vitamini kompleksleri- içeriyor olması balık ununun yararlarıdır.

Kemik unu: Kemiklerin fosforca zengin olduğu 18. yüzyılın ortalarında anlaşılmış ve daha sonra Avrupa, tarımda geniş ölçüde kemik unu kullanmıştır. Kemik doğrudan doğruya toprağa verildiğinde ayrışması çok güç olduğundan olabildiğince ince un haline getirilerek gübre şeklinde değerlendirilebilmektedir. Kemikte yaklaşık olarak yüzde 10 oranında bulunan yağ, kemikteki fosfatın toprakta ayrışmasını yavaşlattığından gübreleme açısından bu yağın uzaklaştırılması tercih edilir.

Kan tozu (Unu): Mezbahalarda hayvan kesiminden ortaya çıkan kanın kurutulmasıyla, yani kanın suyunu (serum) diğer proteinli (plazma) kısmından ayırıp uzaklaştırdıktan sonra geride kalan çökeleği kurutup öğüterek elde edilir. Genel olarak 100 kısım taze kandan 20-25 kısım kuru kan elde edilir. Bileşimindeki azot, organik halde ve özellikle protein halinde bulunur ve kan tozu toprağa verildiğinde süratle bitki tarafından kullanılabilir hale geçer. Bu özelliğinden dolayı kan tozu, diğer organik gübre materyallerinden daha üstündür, ancak daha pahalı ve kullanım miktarı azdır.

Deri tozu: Her türlü deri işlenen yerlerde arta kalan materyalin öğütülmesiyle elde edilir. Deri tozunda yaklaşık olarak yüzde 6-10 arasında azot bulunmasına rağmen, deri tozundaki azotun toprakta zor ayrışması nedeniyle gübre değeri oldukça düşüktür. Deri tozu, kompost yapımında değerlendirilir.

Boynuz ve tırnak tozu: Hayvanların kesiminden arta kalan tırnak ve boynuzların öğütülmesiyle elde edilir. Boynuz ve tırnaklarda keratin olduğu için çok ince toz haline getirilmiş olsalar da toprakta çok yavaş ayrışırlar. Bu nedenle topraktaki etkileri çok yavaş olup, dört beş sene devam eder.

Su yosunu: Tüm ürün programları için uygun olan su yosununun özelliği, bitkiler için tonik etkisi yapmasıdır. Bitki için dinçleştirici ve bitki sağlığını artırıcı etkisi vardır.

Tütün tozu: Tütün işleyen fabrikalarda ince toz, yaklaşık olarak yüzde 6 potasyum ve oldukça az miktarda da azot (yüzde 2) içerir. Tütün tozu, kompost yapımında kullanılır.

Pamuk çiğidi küspesi ve diğer endüstri artıkları: Yağı çıkarılmak üzere preslenmiş pamuk çiğidi küspesi, hayvan yemi olarak değerlendirildiği gibi gübre olarak da kullanılabilir. Topraktaki etkisi oldukça yavaş olan pamuk çiğidi küspesi toprağa verildiğinde yapısındaki bitki besin maddelerinin çoğu, bitkiye yararlı şekle dönüşür. İkinci ve üçüncü senelerde de ürün artışına etkisi görülebilir. Daha çok, elde edildiği bölgede gübre olarak değerlendirilmesi, ekonomik olması bakımından yararlıdır. Diğer bitkisel yağ elde edilen fabrika artıkları da gübre olarak değerlendirilmekle beraber, daha çok hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.

Ayçiçeği sapı külü: Kompost yapımında kullanılan bitkisel kaynaklı organik gübrelerdendir. Potasyum bakımından zengindir.

Çay artığı: Çay fabrikalarında elde edilir. Kompost şeklinde değerlendirilen gübrelerdir. Azot bakımından zengindir.

Paylaş

Toprak organik maddesi, bitkisel ve hayvansal doku artıklarının toprakta ayrışmaya başlamasından mineralize olmasına dek geçen süreçte oluşturduğu organik bileşiklerdir.  Topraktaki organik madde toprağın yapısına, iklime, üzerindeki bitki örtüsüne, yetiştirilen ürüne göre ve zamana göre değişiklik gösterir.

Organik madde toprağın verimi ve korunması için gereken en önemli unsurların başında gelir. 

Hiçbir üretim sisteminde toprağa yeterli organik maddeyi vermeden başarılı olmak mümkün değildir. Üretici toprağına bol kimyevi gübre atmaya hazırken, organik madde her zaman ihmal edilir, küçümsenir. Oysa organik madde toprağın canıdır. Toprağın işlenmesi, tava gelmesi, zenginliği, bereketi, verimi hep organik maddeye bağlıdır. 

Organik maddenin verimle olan bağlantısı asırlar önce anlaşılmış, tarımın ilk yapıldığı zamanlardan bu yana koyu renkli toprakların daha verimli olduğu çiftçinin dikkatini çekmiştir.

Toprağın canlılığı, üretimin sürdürülebilirliği açısından organik gübreler kimyasal gübreden daha önemlidir ancak, kimyasal gübre kadar değer verilmez, itibar görmez ve hep göz ardı edilir. 

Organik madde vermeden sürekli kimyasal gübre kullanmak toprağı zehirler. Toprak aşırı kimyasal gübreleme, yanlış tarım ilaçları uygulama, aşırı sürüm gibi sebeplerle hızla canlılığını yitirmekte, tuzlanmakta ve çoraklaşmaktadır. Tarım topraklarının kaybı sadece tarım dışı kullanımla değil, yanlış üretim teknikleriyle de söz konusudur.

Ülkemiz topraklarının Karadeniz ve Marmara Bölgesi dışında organik maddece çok fakir olduğu bilinmektedir. Bu durum özellikle organik gübreden başkaca bir besin kullanılamayan bir üretim sistemi olan organik tarımdan elde edilen verimi de düşürmektedir. Buna bağlı yüksek fiyatlar dış pazarlarda rekabet şansımızı azaltmakta ve iç pazarda yaygınlaşmayı engellemektedir. İdeal bir tarla  toprağında % 5 oranında organik madde bulunması gerekir. Ege Bölgesi’nde tarım topraklarının %98,4 ünde organik madde eksikliği görülür.  Bölge topraklarının %35,7 sinde bu miktar %1 in de altındadır. 

Toprak organik maddesi sınıflandırması;

% Organik Madde Miktarı

Değerlendirme

< 1

Çok düşük

1-2

Düşük

2-4

Orta

4 >

Zengin

Organik madde miktarı azaldıkça toprağa verilen kimyasal gübre miktarı da artmaktadır

Ege Bölgesi’nde organik maddesi %1 den az olan bir narenciye bahçesine 90 kg/ da amonyum sülfat verilirken, organik madde %3 ün üzerindeyse verilecek amonyum sülfat miktarı 60kg/da’ a düşer.

 Tarımsal açıdan organik maddenin ne olduğunu daha anlaşılır bir şekilde tekrar tarif etmek istersek “ölü bitkisel ve hayvansal atıklara ve kalıntılara organik maddeler” diyebiliriz.

Toprak kalitesi ve verimliliği toprağın organik madde miktarı ve topraktaki mikroorganizma sayısı ile doğrudan ilgilidir.
Toprakta organik madde yetersiz düzeyde ise topraklardaki mikroorganizma sayısı azalacak ve dolayısıyla toprakların verimlilik kapasitesi de düşecektir.

Topraklarımızın Organik Maddesi Nasıl Arttırılabilir
  1.  Yıllık yağışı 500-600 mm den fazla olan topraklarda yeşil gübreleme yapılmalı.

Yeşil gübrelemede öncelikle baklagil yem bitkilerine yer verilmelidir.

Organik madde miktarını arttırmak için yeşil gübreleme çok eskiden beri bilinin bir uygulamadır. Çin’de 3000 yıl önce baklagillerin yeşil gübreleme için kullanıldığı bilinmektedir. Hz. İsa’dan önceki devirlerde Roma ve Yunan Çiftliklerinde bile bitkilerin yeşil gübreleme için kullanıldığı kaynaklarda belirtilmektedir.

  1. Her sene aynı tarlada aynı bitkiler yetiştirilmemeli yani münavebe yapılmalı.

Örneğin tahıllardan sonra sebzeler, sebzelerden sonrada yem bitkileri yetiştiriciliği yapılması tavsiye edilmektedir.

  1. Münavebede baklagil yem bitkilerine (yonca, üçgül, korunga, fiğ, yem bezelyesi ve mürdümük v.b)  mutlaka yer verilmelidir.

Yapılan bir araştırma sonucuna göre yonca 1 dekar alanda 4 yıl yetiştirildiği zaman 1410 kg organik maddenin toprağa kazandırıldığı bu organik madde miktarının da 7000 kg hayvan gübresinin verdiği organik madde miktarına karşılık geldiği belirlenmiştir. (Tarman,1972)

  1.  Anız kesinlikle yakılmamalı.
  2. Sap ve saman atıkları, çeşitli bitkisel ve hayvansal atıklar toprağa karıştırılmalı.
  3.  Suni gübreler yerine Organik, organomineral, mikrobiyal gübreler ile ahır gübresi ve kompostlar gibi toprak organik maddesini arttıran gübreler kullanılmalı.
  4. Leonardit veya leonarditten yapılmış hümik asitler kullanılmalı.
Topraklarımızdaki Organik Maddelerin Korunmasında Kime Ne Görevler Düşmektedir.
  1. Suni gübrelerin dışında kalan hayvan gübrelerini, organik, organomineral ve mikrobiyal gübreleri, leonardit ve leonarditten yapılmış hümik asitleri ve ya kompostları kullanan üreticilere kayda değer teşvikler verilmelidir.
Bu konuda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Faruk ÇELİK Türk Tarım dergisine verdiği demeçte “Organik, organomineral ve mikrobiyal gübrelerin kullanımını teşvik etmek ve yaygınlaştırmak için eylem planlarının hazırlandığını” belirtmişlerdir. Sayın Bakanımız Faruk ÇELİK’e böylesine önemli bir konuyu gündemlerine aldıklarından dolayı teşekkür ederim.
Umarım hazırlanan eylem planı beklentilere cevap verecek şekilde ve kısa zamanda tamamlanır.
  1. Tarım teşkilatları yıllardır toprak analizleri yapıldıktan sonra gübre kullanılması gerektiğini anlattı ama bu uygulama çiftçilerimize bir türlü benimsetilemedi.
Bunun nedenlerini, yapılan yanlışları başka bir yazıda detaylı bir şekilde değerlendirmek istiyorum.
Toprak analizi yaptıran üreticilere de tarım teşkilatları genelde sadece eksik olan besinleri, suni gübreler tavsiye edilerek tamamlama eğiliminde olmuşlardır.
Organik maddelerin önemi, üreticilerin bu maddeleri nasıl arttırabilecekleri konusunda bilgilendirilmeleri genel olarak yapılmamaktadır.  
  1. Üzülerek yazmak durumundayım. Devlete ait arazilerde tarımsal üretim ve Ar-Ge yapan kurum ve kuruluşlarında topraklarındaki organik maddelerin yok olmasını önemsemediklerini ve tedbir almadıklarını gözlemliyorum.
Bu konuda sorumluluk sahibi kişileri bu sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum. Bakanlığımızın ilgili birimleri de bu sorumluların görevlerini yerine getirip getirmediğini denetlemeli.
  1. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde çalışmaları devam eden “Gübre Kullanım Rehberi”nin en kısa zamanda tamamlanarak uygulamaya aktarılması gerekmektedir.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarımsal alanda araştırma ve geliştirme yapacak özel sektöre, sivil toplum ve çiftçi kuruluşlarına, üniversitelere üst limiti 3 milyon TL’ye kadar Ar-Ge Proje desteği vermektedir. Desteklenen konular arasında mikrobiyal, organik ve nano gübre geliştirme ile ilgili konularda vardır. Son müracaat tarihi 7 Nisan 2017 olarak belirlenmiştir. Bu konularda araştırma ve geliştirme yapacakların mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Ar- Ge yapacaklara bu proje desteklerinin verilmesinde ve geçen yıla göre bahsedilen proje desteklerinin 10 kat arttırılmasında katkısı olanlara ve özellikle Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Dr. Nevzat BİRİŞİK’ e teşekkür ederim. 
Bir ayağı, bir kolu olmayan ve iki kulağı da duymayan, başkalarının ve teknolojinin yardımı olmadan hayatını devam ettirmeye çalışan bir kişinin durumu ile organik maddesi, mikroorganizma sayısı ve etkinliği yok denecek kadar az olan toprakların durumununda aynı olduğunu bilmeliyiz, bilmeyenlere öğretmeliyiz ve bu konuda bize düşen sorumluluk ne ise yerine getirmeliyiz.
“Topraklarımız atalarımızdan miras kalmadı, onlar bize gelecek nesillerin emanetidir”diye çok sevdiğim bir atasözü vardır.
Lütfen gelecek nesillerin emanetini hep birlikte el ele vererek koruyup kollayalım ve sahip çıkalım.
Kaynak: Topraklarımızın organik maddesi nasıl arttırılabilir? - Dr. Mevlüt Şahin

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır