Ayak tabanı bölgesinde (plantar) veya aşil tendonunun (dorsal / kraniyal) ekinde diken benzeri bir kemik büyümesidir (kalsiyum birikintileri) ve genellikle ilgili ayağın yıllarca aşırı yüklenmesinden kaynaklanır. Bölgeyi çevreleyen dokudaki çatlakları ve iltihapları tetikleyebilir. Bununla birlikte son çalışmalar, topuk dikeninin nedeninden çok plantar tendinitin bir sonucu olduğu sonucuna varmıştır.
Plantar fasiit genellikle yoğun egzersizden kaynaklanır. Tüm koşu çeşitleri (kısa mesafe, orta mesafe ve uzun mesafe koşu), futbol, basketbol, dans ve tenis riskli sporlar olarak kabul edilir .
Plantar fasiit (ayrıca plantar tendinit, plantar fasiyoz veya plantar fasiopati olarak da adlandırılır), plantar fasyanın ağrılı, genellikle tek taraflı ve kronik enflamasyonudur.
Plantar fasya ayak parmaklarını, metatarsal kemikleri ve topuk kemiğini birbirine bağlayan, ayağın uzunlamasına kemerini destekleyen, sert fasya dokusundan (bağ dokusu) oluşan ayak tabanının tendon plakasıdır. Ek olarak plantar fasya yürürken stabilite sağlar. Aynı zamanda oryantasyon sağlayan bir yapıdır. Tüm topuk ağrısının yaklaşık % 80'inin plantar fasiite bağlı olduğu tahmin edilmektedir.
Hastalığın yaygın olduğu düşünülmektedir. Ancak sıklığı konusunda güvenilir rakamlar yoktur. Uzmanlar, her on kişiden birinin topukta en az bir kez enflamasyonla ilişkili ağrı yaşadığını tahmin ediyor. Özellikle 45 ile 65 yaş arasındaki kişiler bu hastalıktan etkilenir. Plantar fasiit her yaşta ortaya çıkabilir ve kadınlar erkeklerden daha savunmasızdır.
Farklı faktörlerin kombinasyonu genellikle plantar fasyanın enflamasyonuna yol açar, bu yüzden uzmanlar çok faktörlü bir gelişimden söz ederler. Tetikleyici genellikle plantar tendonun aşırı yüklenmesi veya tahrişidir.
Tipik bir plantar fasya enflamasyonu, ayaktaki şiddetli (genellikle bıçak batması olarak tanımlanır) topuk ağrısıdır. Bu ağrı, öncelikle doğrudan ayağa kalktıktan sonraki ilk adımlar sırasında veya genellikle uzun bir hareketsizlik döneminden sonra (başlangıç ağrısı) tendon ilk yüklendiğinde ortaya çıkar. Enflamasyonun ileri aşamasında ağrı genellikle ayak tabanının tamamına ve aşil tendonuna yayılır veya yatarken açıkça hissedilebilir. Çoğu hasta enflamasyonlu ayağı hareket ettirmekte zorlanır.
Klasik olarak, sporcular öncelikle ısındıklarında topuk ağrısı hissederler. Egzersiz devam ettikçe semptomlar zayıflar veya tamamen azalır. Yoğun sprintler ve zıplamalar veya ayağa sürekli ağır yük binmesi semptomları yeniden canlandırabilir. Topuğa ağır yüklenmeye devam ederse ağrı da genellikle artar.
Topuk bölgesindeki ağrı net değilse veya belirli bir plantar tendinit şüphesi varsa fizik tedavi, ortopedi, manuel tıp veya nöralterapi uzmanına görünmek doğru bir yaklaşımdır. Kapsamlı bir anamnez ve klinik muayeneye dayanarak genellikle plantar fasiit teşhisini, görüntüleme prosedürlerinin yardımı olmadan bile hızlı ve sıklıkla yapabilir.
Örneğin anamnezi alırken doktor ağrının türü, oluşumu ve yeri ile hastalığın seyri, önceki hastalıklar ve topuktaki düzenli atletik / profesyonel stres hakkında sorular sorar.
Topuk ağrısının klinik muayenesi başlangıçta palpasyon muayenesini içerir: Semptomlar topuktaki plantar fasya ekini hissederek veya bastırarak şiddetlenirse bu plantar fasiiti gösterir.
Ayak röntgeni genellikle yalnızca uzun süreli konservatif tedaviye rağmen topuk ağrısı devam ederse yapılır. Örneğin, topuk dikeni veya bağ dokusu kireçlenmeleri ve kalınlaşmaları üzerinde açıkça görülebilir. Ultra sonografi, manyetik rezonans tomografi veya iskelet sintigrafisi gibi diğer görüntüleme yöntemleri de kullanımı teşhis ederken kullanılır. Ancak bunların gerekliliği uzmanlar arasında tartışmalıdır.
Pek çok tıbbi yayında, tedaviden bağımsız olarak topuk ağrısının bir yıl içinde gerilediği veya kaybolduğu bildirilmektedir. Ancak bu tez henüz bilimsel çalışmalarla desteklenmemiştir. Kesin olan şey, etkilenenlerin % 90'ından fazlasının, konservatif tedavi yaklaşımlarının altı ay içinde iyi sonuç verdiğidir.
Akut ve ağrılı plantar fasiitte steroidal olmayan anti-enflamatuar ilaçlar uygulanır. Bu ilaçlar başılıca asetilsalisilik asit, arilpropiyonik asit türevleri (örn. ibuprofen ) veya arilasetik asit türevleridir (örn. Diklofenak). Paralel olarak anti-enflamatuar etkilere sahip olan İbuprofen veya Diklofenak içeren topikal olarak uygulanan merhemler veya jeller de topuk ağrısına karşı yardımcı olabilir. Ancak sığ penetrasyon derinlikleri nedeniyle tabletlerden daha az etkilidir.
Etkilenen birçok kişi, kortizon enjeksiyonları (glukokortikoid enjeksiyonları) ile olumlu sonuçlar alır. Ancak uzun vadede kortizon uygulamaları bu bölgede kalıcı hasar yaratabilir. Anti-enflamatuar steroid hormonu, plantar yağ yastığının atrofisi veya tendon yırtığı gibi yan etkilere sahiptir.
Ağrılı topuk bölgesine yapılan lokal anestezik enjeksiyonlar da plantar fasiitten kaynaklanan semptomları azaltır. Yapılan enjeksiyonlar nöralterapi yaklaşımı ile lokal enjeksiyonla birlikte segment ve genişletilmiş segment tedavisi uygulanırsa kalıcı çözüm sağlar. Nöralterapi yapılmaz yalnızca lokal uygulamalar yapılırsa geçici bir rahatlama sağlayabilir.
Plantar fasyanın kronik aşırı yüklenmesini azaltan tüm önlemler bu kategoriye girer.
Örneğin:
Nöralterapi uygulamasından hemen sonra yapılacak olan baldır kasları ve plantar fasya için düzenli germe ve izometrik fayda sağlar. Ayrıca bu konuda hastaya ev ödevi olarak da egzersizler önerilmelidir. Çalışmalara göre bu sayede hem kısa hem de uzun vadede iyi sonuçlar (ağrıdan tamamen kurtulma dahil) elde edilebilir.
Düşük dozlu bir X-ışını radyasyonu (düşük dozlu radyoterapi) diğer şeylerin yanı sıra, enflamasyonlu dokuya kan akışını sağlamaya ve ağrıya karşı da yardımcı olacaktır.
Bir ses sondasının yardımıyla elektromanyetik olarak üretilen hassas şekilde hizalanmış basınç dalgalarının topuk dikeni gibi ağrılı birikintileri yok ettiği ekstrakorporeal şok dalgası tedavisi işlemi, başka bir tedavi seçeneğini temsil edebilir. Aynı zamanda topuk masajı ve kinesiotaping bantlamada dolaşımı artırarak ağrıyı azaltır.
Genel olarak plantar fasiit çok nadiren ameliyat gerektirir. Çünkü multimodal konservatif tedaviler genellikle etkilidir.
Topuk ağrısı konservatif tedaviye ve diğer nedenlerin tanısal dışlanmasına rağmen on iki aydan fazla sürerse ve yaşam kalitesini önemli ölçüde kısıtlıyorsa, hekimler ameliyatın yararlı olup olamayacağını tartmalıdır. Gerekirse ikinci bir tıbbi görüş almaları çok daha faydalı olabilir. Plantar fasiitli 100 kişiden yaklaşık sadece 1'ine ameliyat yapılır.
Topuktaki ağrı ilk başta sadece ara sıra ortaya çıkar ve hasta dinlendiğinde tekrar kaybolur. Bununla birlikte plantar tendonun stresi veya tahrişi aynı kalırsa semptomlar daha sık ve artan yoğunlukta ortaya çıkar.
Topuk ağrısı olan kişiler yürürken genellikle başka pozisyonlara geçtiklerinden (örneğin: topukla basmak veya sessizce yürümek) kronik plantar fasiit omurga, dizler, kalçalar veya ayak bilekleri uzun vadede hasar görebilir. Rahatlatıcı duruş uzun vadede güçlü ve ağrılı kas gerginliğine yol açar. Tedavi edilmezse plantar tendinit hareketliliği kısıtlayabilir.
Plantar tendonun iltihaplanması genellikle aşırı yüklenmeden kaynaklandığından aşağıdaki önleyici tedbirler ile hastalık riski önemli ölçüde azaltılabilir:
Dr. Hüseyin NAZLIKUL
IFMANT = Uluslararası Nöralterapi Federasyonu Başkanı
Bilimsel Nöralterapi Regülasyon Derneği Başkanı
Faydalandığım Kaynaklar:
• Nazlikul, H: Nöralterapi Ders Kitabı
• Nazlikul, H: Nöralterapi Başka Bir Tedavi Mümkün
• H. Barop’un (Çevirmen H. Nazlikul) Nöralterapi Atlası
• L. Fischer’in ( Çevirmen H. Nazlikul ve Y. Tamam) Nöralterapi Kitabı
• James W. NcNabb ( Çevirmen H. Nazlikul ve Y. Tamam) Eklem ve Yumuşak Doku Enjeksiyonları
• Weinschenk, S: Neuraltherapie
• Fıscher, L et: Lehrbusch Integrative Schmeztherapie
Topuk dikeni, plantar fasiyanın (ayak tabanını gerdiren zar) topuk kemiğinin yapıştığı yeri aşırı çekmesiyle oluşan ödemin, bir süre sonra topuk kemiğinde dikensi bir kemik çıkıntısı haline gelmesidir.
Topuk dikeni, ağrıya neden olur. Hastalar, öncelikle ağrı şikâyetiyle hekime başvurur. Topuk dikeni olan hastalarda, sabah uyanınca çok fazla topuk ağrısı olur ve bu ağrı yürüyünce geçer.
Uzun süre hareketsizlik sonrasında yaşanan ağrının nedeni ayak tabanındaki zarın kısalmasıdır. İlk basınçta, kısalan zarın topuk kemiğini çekmesiyle birlikte ağrı oluşur. Biraz yürüyüp ayak tabanındaki zar esneyip uzadıkça ağrı azalmaya başlar.
Çoğu insanın sandığı gibi ağrının nedeni topuk kemiğindeki çıkıntı değildir. “Çıkıntının tedavi edilmesi sonucunda topuk dikeni geçer” gibi bir durum söz konusu değildir. Topuk dikenindeki asıl etken, ayak tabanındaki zarın topuk kemiğini aşırı çekmesidir. Bu nedenle topuk dikeninde, ayak tabanındaki zarın esnetilmesi gereklidir. Kısaca, topuk dikeninin oluşmaması ve tedavisi için en önemli şey plantar fasiya denen zarın gevşek olmasıdır.
Hızlı kilo almak, topuk dikeninin en sık görülen nedenlerinden biridir. Ayak altına ne kadar çok yük bindirilirse ayak tabanındaki zar o kadar gerilir ve topuk dikeni gelişir. Hızlı kilo almak gibi hızlı kilo vermek de topuk dikenine neden olabilir.
Ayrıca romatizmal ve tiroid hastalıkları olanlarda “entezopati” olarak adlandırılan ağların kemiklere yapıştığı yerlerde ödem oluşması daha sık görülür. Bu nedenle de romatizmal hastalığı olan bireyler, topuk dikeni oluşumuna daha yatkındır.
Topuk dikenine neden olan diğer faktörler şunlardır:
Sert zeminde yalın ayak yürümek, topuğa yapılan basıncın artmasına yol açarak o bölgenin zedelenmesine ve ödem oluşmasına sebep olur. Ayrıca, havuz kenarında çıplak ayakla dolaşılması da topuk dikenine neden olabilir. Havuz veya tatil sonrası topuk ağrısı varsa bunun nedeni topuk dikeni olabilir.
Ancak, bütün topuk ağrıları topuk dikeni değildir. Topuk dikeni, stres kırığı ile çok karıştırılır. Özellikle yalın ayak çok uzun yürünmesi ve çok sert zeminde yürünmesi durumunda topuk kemiğinin içinde kırıklar oluşur. Ağrının, topuk dikeni ya da stres kırığı nedeniyle ortaya çıkıp çıkmadığının tespit edilmesinde ise hekim muayenesi oldukça önemlidir. “Topukta ağrı varsa topuk dikenidir” denmemeli, ağrının nedeni araştırılmalıdır.
Topuk dikeni tedavisinde öncelikle topuk dikeninin nedeni belirlenmelidir.
Topuk dikeni tedavisinde plantar fasiya zarının gevşetilmesi gerekir. Bunun için de çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Örneğin, pet şişeyi suyla doldurup ayağın altında yuvarlamak ödemi rahatlatabilir.
Ancak asıl yöntem, ayak tabanındaki zarın gevşetilmesi olduğu için; akşamları bir kovaya sıcak su koyularak cam şişeyle çok bastırmadan 15-20 dakika masaj yapılması önerilir.
Ayak tabanındaki ödemi azaltmak için hekim önerisiyle antiinflamatuar ilaçlara başvurulabilir.
Topuk dikeninin bu yöntemlerle geçmemesi durumunda ödemi azaltmak için “steroid enjeksiyon” yöntemine başvurulabilir. Ayrıca ödemin olduğu dokuyu iyileştirmesi için PRP tedavileri de bulunmaktadır.
Bu yöntemlerin hiçbiriyle geçmeyen hastalarda sıklıkla “radyofrekans” tedavisi uygulanır.
Radyofrekans tedavisinde hastanın ağrı şikâyetleri dondurulur. Oldukça başarılı sonuçlar elde edilen radyofrekans, 7-8 dakika süren ve lokal yapılan bir tedavidir. Hasta, radyofrekans tedavisiyle topuk dikeni şikâyetinden tamamen kurtulabilir.
Topuk dikeninin bu yöntemlerin hiçbiriyle tedavi edilememesi ve hastanın şikâyetlerinin geçmemesi durumunda son çare olarak cerrahi müdahaleye başvurulabilir.
Topuk dikeninin oluşmaması için;
Topuk dikeni için önlem alınmaması ve topuk dikeni tedavisinin ihmal edilmesi durumunda hasta, ayağını hiç basamaz ve yürüyemez hale gelir. Ayrıca tedavi edilmeyen topuk dikeni, cerrahi müdahaleye kadar ilerleyebilir.
Perre topuk dikeni ve ağrısı için 100 ml bakım kremi, bu konuda rahatsızlığı olan kişilerin sıkıntılarını azaltmak amacıyla kullanabilecekleri bir üründür. Krem içeriği sayesinde sabah uyandığınızda veya gün içinde yürürken hissettiğiniz acının azalmasına yardımcı olur. Söz konusu krem, haricen kullanılır ve talimatlarda verilen bilgileri dikkate alarak uygulamanız önemlidir. Perre topuk dikeni ve ağrısı için 100 ml bakım kremi, düzenli olarak tatbik edildiğinde olumlu sonuçlar alındığı gözlenmiştir. Topukta çıkıntı oluşturan bu rahatsızlık, gün boyu ayağınızı kullanmanıza engel olur. Aynı zamanda ağrı vererek hayat kalitenizi düşürür. Bu tip durumlara çözüm olması açısından doktorunuzun verdiği tedavilere ek olarak bu bakım kremini deneyebilirsiniz. Özel kutusunda gönderilen kremi, son kullanma tarihine kadar kullanabilirsiniz.
Perre topuk dikeni ve ağrısı için bakım kremi, paraben ve alkol içermeyen yapısıyla sağlıklı bir kullanım sağlar. Ürün içerisinde; vazelin, gliserin, salisilik asit, kırmızı biber ve kafur gibi doğal malzemeler bulunur. Aynı zamanda biberiye, lahana, haşhaş, kantaron ve portakal yağı da vardır. Bu özel formül topukta oluşan fazla kalsiyum birikimini zamanla yok eder. Böylece ağrı ve acıya sebep olan problem ortadan kalkar. Perre topuk dikeni ve ağrısı için 100 ml bakım kremi ayrıca topuk çatlaklarını gidermek amacıyla da kullanılabilir. Böylece birden fazla faydasıyla kullanıcıların beklentilerini karşılar. Söz konusu krem, 100 ml kutusunda satışa sunulur. Kapaklı yuvarlak tasarımı rahat bir kullanım sağlar. Bu ürünü kullanmadığınız zamanlarda kapağı kapalı olarak saklayabilirsiniz.
Perre topuk dikeni ve ağrısı için 100 ml bakım kremini bu konuda şikayeti olan kişiler kullanabilir. Bakım ve onarım amacıyla da faydalı olan bu ürün aynı zamanda çeşitli sebeplerden oluşan topuk çatlaklarının tedavisinde de etkilidir. Bu durum hem görsel hem de fiziksel olarak rahatsızlık verir. Ürün sayesinde kısa sürede temiz ve sorunsuz görünen bir topuk elde edebilirsiniz. Perre topuk dikeni ve ağrısı için bakım kremi, şeker hastalarının kullanımı için de uygundur. Bu hastaların ayaklarında sulu veya susuz yaralar meydana gelir. Ayrıca yaraların iyileşme süreci de çok uzun olur. Kremin içerisinde bulunan bitkisel özler ve yağlar süreci hızlandırır ve sağlıklı sonuçlar alınmasına yardımcıdır. Bu avantajlı özellikleriyle ürün pek çok kişiye hitap eder.
Perre topuk dikeni ve ağrısı için 100 ml bakım kremi kullanımı sırasında dikkat etmeniz gereken birkaç konu bulunur. Böylece ürünün etkilerini daha kısa sürede görebilirsiniz. Öncelikle krem uygulayacağınız bölgeye 6-8 dakika arasında buz kompresi yapmanız önerilir. Sonrasında üründen bir miktar alıp, bu bölgeye nazikçe masaj yaparak yedirebilirsiniz. İşlemi tamamladıktan sonra ayağınıza çorap giymeniz gerekir. Böylece ayağınızın kremi tamamen emmesini sağlayabilirsiniz. Gün içinde sabah ve akşam olmak üzere iki defa uygulama yapabilirsiniz. Düzenli kullanımlarda 2 veya 3 gün içinde ağrı ve acılı histe azalma olacağı belirtilir. Rahatsızlığın durumuna göre 2 veya 3 kutu bittikten sonra topuk dikeninin yok olduğu gözlenebilir. Perre topuk dikeni ve ağrısı için 100 ml bakım kremi yorumlarını inceleyebilirsiniz. Trendyol’da satışa sunulan ürünü avantajlı ödeme seçenekleri ve uygun fiyatlarla hemen sipariş etme şansınız olur.