transferrin düşüklüğü / DİYALİZ HASTALARINDA BEKLENENİN AKSİNE OBEZİTE

Transferrin Düşüklüğü

transferrin düşüklüğü

ÇOCUKTA DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ

Başlıklar

Demir eksikliği anemisi her yaş grubunda ve her iki cinste de görülebilmekle birlikte özellikle 6-24 aylık süt çocuklarında ve ergenlik çağında aneminin en önemli nedenidir. Ülkemizde demir eksikliği anemisi okul öncesi dönemde %30-%40 oranında saptanabilmektedir.  Annede çok ağır anemi olmadıkça zamanında doğan sağlıklı bebeklerde yeterli demir deposu vardır ve ilk 6 ayda demir eksikliği anemisi gelişmez. Altıncı aydan sonra demir eksikliği anemisinin temel nedeni hızlı büyümeyle birlikte diyette demirin yetersiz bulunması ve süt ağırlıklı beslenmedir. Ergenlik döneminde (12-18 yaş) hızlı büyümenin yanında özellikle genç kızlarda adet kanamasıyla kan kaybı, vejeteryan beslenme, yetersiz besin alımı ve zayıflama rejimleri önemli nedenlerdir.

Demir niçin önemlidir?
Demir, yaşam için çok önemli bir elementtir. Protein sentezi, oksijen taşınması, elektron transportu, hücre solunumu, pek çok enzimin yapı ve işlevinde görev alır. Eksikliğinde sadece anemi değil, sinir sistemi gibi diğer sistemlerin işlevlerinde de bozukluk ortaya çıkar.

Demir eksikliği anemisi nasıl ortaya çıkar?
Besinlerle alınan demirin ancak %10 kadarı (1-2mg/gün) barsaklardan özellikle duedonumdan emilir; geri kalanı dışkı ile atılır. Vücutta en önemli demir kaynağı eski eritrositlerin yıkımıyla açığa çıkan demirdir (20 mg). %12-25 kadarı karaciğerde gerektiğinde kullanılmak üzere depolanır. Günde 0,5-1 mg demir deri ve mukozal yüzeylerdeki hücrelerin dökülmesi ile kaybedilir. Adet gören kızlarda kanama süresince günde 1 mg kadar demir fazladan kaybedilir; besinle alınan demir miktarı artırılmazsa bir süre sonra açık ortaya çıkar. Tüm kişilerde eğer besinle alınması gerekli demir az alınırsa, emilimi bozulursa, demirin organizmadaki iletimi yapılamazsa, demire ihtiyaç artarsa ve kan kayıpları varsa demir eksikliği ve buna bağlı demir eksikliği anemisi gelişir (Tablo 1). Demir eksikliği anemisi bir hastalık değil, bulgudur; mutlaka altta yatan nedenin ortaya konması gereklidir.

Demir eksikliğinin klinik bulguları nelerdir?
Anemi geliştiğinde yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, çabuk yorulma, deri renginde solukluk, dilde ağrı, tad alma duyusunda azalma, tırnaklarda kırılma ve çizgilenme,  ağız köşelerinde yara gibi yakınmalar ortaya çıkabilir. Besin değeri olmayan toprak, buz, tuz, kağıt, kireç gibi maddeleri yeme isteği olabilir. Demirin eritrosit dışındaki fonksiyonları nedeniyle sinirlilik, iştahsızlık, derslerde dikkati toplayamama, okul başarısında düşme, anlama ve algılama güçlüğü, zeka düzeyinde azalma, sık enfeksiyon geçirme gelişebilir. Süt çocukları yutma güçlüğü, ağlarken morarıp kalma (katılma nöbeti) ve gelişmelerinde duraklama, gerileme ile gelebilirler. Bebek otururken oturamaz, yürürken yürüyemez olur. Bu bulgular demir eksikliğinin erken döneminde, daha anemi ortaya çıkmadan da görülebilir.

Tablo 1. Çocukluk ve ergenlikte demir eksikliği anemisinin nedenleri
 Doğum öncesi nedenler
      İkiz ve çoğul gebelikler 
      Bebekten anneye veya ikiz eşine kan geçişi
      Diğer kanama nedenleri
Oksijensiz (hipoksi) kalmak
 Doğum sonrası nedenler
      Alım yetersizliği
- Beslenme yetersizliği 
      - Ek besinlere geç başlama
      - Aşırı inek sütü kullanımı (>500ml)
      - Vejeteryan beslenme
      - Zayıflama rejimleri
- Yeme bozuklukları
      Emilim bozuklukları
      - Kronik ishaller
      - Kronik enfeksiyonlar
      - Sindirim sistemi doğuştan anomalileri
- Cerrahi olarak barsakların kısaltılması
      - Emilim bozukluğu ile giden hastalıklar
- Anti-asit tedavisi, yüksek mide pH’ı
- Çinko gibi elementlerin fazla alımı
      Demir gereksiniminin arttığı durumlar
      Akut veya kronik kan kaybı
      Paraziter enfeksiyonlar
      Hızlı büyüme dönemleri
Düşük doğum ağırlığı olan bebekler
Erken doğmuş bebekler
Gebelik

Demir eksikliği anemisinin laboratuvar bulguları nelerdir?
Demir eksikliği olduğunda ilk önce depodaki demir azalır, serum ferritini düşer. Daha sonra serum demiri azalır, demir bağlama kapasitesi artar. Bu dönemde transferrin saturasyonu azalır, ancak anemi henüz gelişmemiştir. En son dönemde demir eksikliği aşikar hale gelir, artık anemi de vardır ve buna bağlı bulgular ortaya çıkar. Demir eksikliği anemisinde eritrosit sayısı, hemoglobin, hematokrit değerleri düşüktür; ortalama eritrosit hacmi, ortalama eritrosit hemoglobini, ortalama eritrosit hemoglobin konsantrasyonu azalmıştır Eritrosit dağılım genişliği artmıştır. Eritrosit içi serbest protoporfirin düzeyi ve serum soluble transferrin reseptör düzeyi  artmıştır. Kemik iliği örneği alınıp demir boyası ile boyandığında eritrosit öncüllerinde demirin hiç olmadığı veya çok azaldığı izlenir. Erişkinlerde kemik iliği aspirasyonu tanı için kullanılmaktaysa da çocuklarda tanı için çok gerekli değildir.

Demir eksikliği anemisi hangi hastalıklarla karışabilir?
Demir eksikliği anemisi sıklıkla akdeniz anemisi (talasemi) taşıyıcılığı ve bazı hastalıklar sonucu gelişen anemilerle karışabilir. Bu hastalıklar arasında enfeksiyonlar, böbrek yetmezliği, karaciğer hastalıkları ve kanserler sayılabilir.
Akdeniz anemisi taşıyıcılığı görülme sıklığı Türkiye genelinde %2 olmakla birlikte İzmir’de %5, Akdeniz Bölgesinde yer yer %10’un üzerindedir. Ailesinde Ege adalarından, Trakya’dan göçmenlik öyküsü olanlarda görülme oranı daha sıktır. Demir eksikliği tedavisine yanıt yoksa, kan sayımında doktorunuzun dikkatini akdeniz anemisi taşıyıcılığı ile uyumlu bulgular çekerse hemoglobin elektroforezi tetkikini isteyerek bu tanıyı doğrulayabilir. Akdeniz anemisi taşıyıcılığı tanısı konulsa da bunun bir hastalık durumu olmadığı, ancak aynı şekilde taşıyıcı olan biriyle evlilik halinde çocuklarda akdeniz anemisi hastalığı görülebileceği bilinmeli ve gebelik öncesi her ikisi de taşıyıcı olan çift mutlaka kan hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Demir eksikliği anemisi Akdeniz anemisi taşıyıcılığı ile birlikte de olabilir, bu durumda önce demir eksikliği tedavi edilmeli, sonra hemoglobin elektroforezi tetkiki yaptırılmalıdır.
Enfeksiyonların neden olduğu anemi, özellikle ilk iki yaşta çocukları etkiler.  Ağır enfeksiyonlara aneminin eşlik ettiği uzun süredir bilinmektedir. Son yıllarda hafif ve yaygın enfeksiyonlarda da anemi görülebileceği üzerinde durulmaktadır, hemoglobin değerlerinde 1,5 g/dl kadar düşme olabilir.

Demir eksikliği anemisinin tedavisi nasıl yapılır?
Tedavide ağızdan alınacak damla veya şurup şeklinde demir içeren ilaçlar verilir. İlaçlar genellikle günde iki kez ve tercihen çocuk aç iken, öğün aralarında verilir. Süt ve süt içeren gıdalarla birlikte verilmez, en az yarım saat geçmiş olmalıdır. C vitamini içeren içecek ve yiyecekler demir emilimini artırır.
Demir ilaçlarının düzenli ve yeterli süreyle kullanılması çok önemlidir.  Birlikte mutlaka aileye ve hastaya dengeli ve demirden zengin beslenme hakkında bilgi verilir. Kas içine veya damardan iğne ile demir ilaçlarının verilmesi şeklindeki tedavi sadece bazı özel durumlarda gereklidir. Bunlar arasında demirin barsaklardan emiliminin olmaması, kolit gibi barsak hastalıkları, böbrek yetmezliği gibi durumlar sayılabilir.
Çocuklarda ağır anemi nedeniyle kalp yetmezliği bulgularının ortaya çıkması durumunda eritrosit süspansiyonu 5 ml/kg 3-4 saat içinde vital bulgular yakından izlenerek verilir. Daha sonra demir tedavisine devam edilir. Kalp yetmezliği bulguları yoksa hastaya kan transfüzyonu yapılmaz.
Demirin azı kadar çoğu da zararlı olabilir. Bu nedenle demir ilaçlarını hekimin önerdiği doz ve sürede kullanmak önemlidir. Demir tedavisinin kulanım yolu dozu ve süresi konusunda hekiminizin önerilerine uymanız bu bakımdan da önemlidir.

Tedavi süresi ne kadar olmalıdır?
Tedavi süresi yaklaşık üç aydır. İlk bir aylık tedaviden sonra hemoglobin değerinin normal sınırlara geldiğini görmek gerekir. Hemoglobin değeri normal değere ulaştıysa demir ilacının dozu azaltılarak 6-8 hafta daha tedaviye devam edilir. Böylece demir depoları da doldurulmuş olur. Demir tedavisi kesildikten üç ay sonra çocuk yeniden değerlendirilmelidir; yine anemi ortaya çıkıyorsa altta yatan bir neden vardır, bunun ortaya çıkarılması gerekir.
İlk bir ayda hemoglobin değeri normale ulaşmadıysa bir problem vardır; çocuğun tedaviyi doğru alıp almadığı, ek kayıpların varlığı, tanının doğru olup olmadığı gözden geçirilmelidir.

Demir içeren ilaçların kullanımında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Demir içeren ilaçların tadı çok tatlı olmadığından bazı çocuklarda ilaç alımına karşı direnç görülebilir. Bu çocuklarda ilacın portakal suyu ile birlikte verilmesi hem tadı hem de emilimi artırması açısından yararlı olur.
İlaç kullanımı ile birlikte bazı çocuklarda kabızlık veya ishal, karın ağrısı ve midede yanma hissi gelişebilir. Karın ağrısı varsa ilaç açken akşam saatlerinde verilebilir. Midede yanma ilacın tok karnına, yemekten en az yarım saat sonra alınması ile kontrol altına alınabilir. İlacın kullanımı sırasında çocuğun dışkısı renginin siyaha yakın koyulaştığı izlenebilir.

Demir eksikliği anemisi tedavi edilmezse ne olur?
Süt çocukluğu döneminde gelişmiş demir eksikliği anemisinin erken tanı konulup tedavi edilmediği durumda çocukta ileride demir tedavisi ile kan değerleri normale ulaşsa bile beyin gelişiminde demir elementinin rol alması nedeniyle zeka düzeyinde düşüklük olur. Demir eksikliği anemisi olan çocuklarda sıralama ve yürümede gecikme şeklinde gelişme geriliği, algılamada gerilik ve dikkat dağınıklığı oluşabilir. Okul başarısı düşer. Ayrıca demir eksikliği anemisi devam ederse giderek ilerleyen halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık günlük yaşamı zorlaştırır. Ağır demir eksikliği anemisinde kalp yetmezliği ortaya çıkabilir.

Demir eksikliği anemisi nasıl önlenebilir?
Demir eksikliğinin önlenmesi için süt çocuklarına zamanında doğmuş ise dördüncü ayın sonunda, erken doğmuş ise birinci ayını doldurunca düşük dozda koruyucu demir ilacı başlanması, zamanı gelince demirden zengin ek gıdaların verilmesi önemlidir. Sağlık Bakanlığı koruyucu demir tedavisi uygulamasını desteklemektedir. Çocukların beslenmesine altıncı aydan sonra demir içeriği fazla olan kırmızı et ve yumurta gibi ek gıdaların eklenmesiyle demir eksikliği anemisinin gelişmesi önlenebilir. Ekonomik durumu iyi olan ailelerin süt çocuklarında ilk yıl inek sütü yerine demir içeren devam mamalarını kullanmaları da demir eksikliği anemisi riskini azaltır. Çocuklara günde 500 ml’den fazla inek sütü verilmemelidir.
Şekil. Sağlık Bakanlığının koruyucu demir tedavisi verilmesi ile ilgili bir çalışması

Demirden zengin beslenme nedir?
Demirden zengin gıdalar dana ve koyun eti gibi kırmızı et çeşitleri, karaciğer, yumurta sarısı, mercimek-nohut gibi bakliyat ve üzüm pekmezidir. Çocuklarda bu gıdaların uygun porsiyonlar halinde her birinin haftada en az üç-dört kez tüketilmesi demirden yeterli beslenmeyi sağlar. Ispanak gibi yeşil yapraklı sebzelerde fazla demir yoktur ve bitkisel yapısı nedeniyle içeriğindeki demirin emilimi de azdır.

Kaynaklar

  1. Kliegman RM, Behrman RE,  Jenson HB (Eds). Nelson Textbook of Pediatrics, 18th edition, W.B. Saunders Company, 2007, Philadelphia, USA.
  2. Lanzkowsky P. Manual of Pediatric Hematology and Oncology, Third Edition, Academic Press, 2000, San Diego, USA.
  3. Orkin SH, Nathan DG, Ginsburg D, Look AT, Fisher DE, Lux SE (Eds).  Nathan and Oski’s Hematology of Infancy and Childhood, Seventh Edition, W.B. Saunders Company, 2009, Philadelphia, USA.

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

  • Kimlik bilgileriniz: Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik numaranız, pasaport numaranız veya geçici TC Kimlik numaranız, doğum yeri ve tarihiniz, medeni haliniz, cinsiyetiniz, sigorta veya hasta protokol numaranız ve sizi tanımlayabileceğimiz diğer kimlik verileriniz.
  • İletişim Bilgileriniz: Adresiniz, telefon numaranız, elektronik posta adresiniz ve sair iletişim verileriniz, müşteri temsilcileri ya da hasta hizmetleri tarafından çağrı merkezi standartları gereği tutulan sesli görüşme kayıtlarınız ile elektronik posta, mektup veya sair vasıtalar aracılığı ile tarafımızla iletişime geçtiğinizde elde edilen kişisel verileriniz.
  • Muhasebesel Bilgileriniz: Banka hesap numaranız, IBAN numaranız, kredi kartı bilginiz, faturalama bilgileriniz gibi finansal verileriniz.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı ve planlaması amacıyla özel sağlık sigortasına ilişkin verileriniz ve Sosyal Güvenlik Kurumu verileriniz.
  • Hastane veya tıp merkezlerimizi ziyaret etmeniz halinde güvenlik ve denetim amaçlı tutulmakta olan kamera kayıtları görüntüleriniz.
  • Otoparkı kullanmanız halinde araç plaka veriniz.
  • Sağlık Bilgileriniz: Laboratuvar sonuçlarınız, test sonuçlarınız, muayene verileriniz, randevu bilgileriniz, check-up bilgileriniz, reçete bilgileriniz dahil ancak bunlarla sınırlı olmaksızın tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi sırasında veya bunların bir sonucu olarak elde edilen her türlü sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel verileriniz.
  • www.acibadem.com.tr sitesine veya www.acibadem.com.tr/AcibademOnline/TR/MainPage adresine gönderdiğiniz veya girdiğiniz sağlık verileriniz ve sair kişisel verileriniz.
  • Acıbadem’e veya Acıbadem Grup şirketlerinden herhangi birine iş başvurusunda bulunmanız halinde bu hususta temin edilen özgeçmiş dâhil sair kişisel verileriniz ile Acıbadem Grubu çalışanı ya da ilişkili çalışan olmanız halinde hizmet akdiniz ve işe yatkınlığınız ile ilgili her türlü kişisel verileriniz.

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

  • Kimliğinizi teyit etme,
  • Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi.
  • İlgili mevzuat uyarınca Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Hastane ve Tıp Merkezlerimizin iç işleyişi ile günlük operasyonların planlanması ve yönetilmesi.
  • Hastane Yönetimi, Hasta Hakları, Hasta Deneyimi bölümleri tarafından hasta memnuniyetinin ölçülmesi, arttırılması ve araştırılması.
  • İlaç temini.
  • Randevu almanız halinde randevu hakkında sizi haberdar edebilme.
  • Risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerini geliştirme amacıyla analiz yapma.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından sağlık hizmetlerinizin finansmanı, tetkik, teşhis ve tedavi giderlerinizin karşılanması, müstehaklık sorgusu kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Araştırma yapılması.
  • Yasal ve düzenleyici gereksinimlerin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgileri paylaşma.
  • Kalite, Hasta Deneyimi, Bilgi Sistemleri bölümleri tarafından risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından hizmetlerimiz karşılığında faturalandırma yapılması ve anlaşmalı olan kurumlarla ilişkinizin teyit edilmesi.
  • Pazarlama, Medya ve İletişim, Çağrı Merkezi bölümleri tarafından kampanyalara katılım ve kampanya bilgisi verilmesi, Web ve mobil kanallarda özel içeriklerin, somut ve soyut faydaların tasarlanması ve iletilebilmesi.

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

  • 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu,
  • 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu,
  • 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,
  • Özel Hastaneler Yönetmeliği,
  • Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Korunması Yönetmeliği,
  • Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuat hükümleridir.

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

  • Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme,
  • Kişisel veriler işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
  • Kişisel sağlık verilerine erişim ve bu verileri isteme,
  • Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
  • Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesine ve/veya kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesine ilişkin işlemlerin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
  • İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme hakkını haizsiniz.

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

  • (i) ATATÜRK MAH.FEZA SK.NO:3/8 ATAŞEHİR, Istanbul, Türkiye adresine kargo ile ıslak imzanızı taşıyan bir dilekçe ile “Kurumsal Sekretarya” departmanı dikkatine Zarfına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Bilgi Talebi” yazılarak gönderebilirsiniz,
  • (ii) Noter kanalıyla gönderebilir,
  • (iii) [email protected] adresine güvenli elektronik ya da mobil imzalı olarak, kayıtlı elektronik posta adresi veya sistemimizde kayıtlı elektronik e-posta adresiniz aracılığıyla ve/veya
  • (iv) Acıbadem’e hitaben yazdığınız “word veya pdf.” formatındaki bir dosyayı güvenli eimza ile imzalayarak [email protected] ‘a e-posta’nın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Bilgi Talebi” yazarak iletebilirsiniz.

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI
Demir Eksikliğine Bağlı Kansızlık (Demir Eksikliği Anemisi) ve Tiroid Sağlığı

Demir eksikliği tiroid ve otoimmün tiroid hastalıkları olan kişilerde en sık görülen mineral eksikliğidir. O nedenle tiroid sorunları olan kişilerde mutlaka demir paneli istenmeli ve demir eksikliği değerlendirilmelidir. Aşırı yorgunluk şikayetleri olan kişilerde de demir eksikliğinden kuşkulanmak gerekir. Bu yazıda tiroid sağlığı üzerindeki etkileriyle birlikte demir eksikliği anemisinden söz edeceğiz.

Öncelikle, demir eksikliğine bağlı kansızlıktan konuşacak olsak da bir insanda demir eksikliği olmadan kansızlık olabileceğini belirtmek gerekir. Başka bir deyişle, demir eksikliği, anemi yani kansızlık nedenlerinden sadece biridir. Anemi vücudun yeterli kırmızı kan hücresi veya hemoglobin üretememesinden kaynaklanır. Birçok doktor her zaman hastasında demir paneline bakılmasını istemese de rutin testlerden olan tam kan sayımında kırmızı kan hücreleri (eritrosit), hemoglobin ve hematokrit gibi anemiyle ilgili değerler bulunur. Anemisi olan bir kişide bu değerlerden bazıları düşük çıkabilir. Hemoglobin kana kırmızı rengini veren, demirden zengin bir proteindir. Genellikle demir düşük olduğunda hemoglobin düşüktür, kırmızı kan hücrelerinin sayısı ve hematokrit düşük olabilir.  Ne var ki bu üç değerin normal olması bir kişide demir eksikliği olmadığı anlamına gelmez.

Tam kan sayımı gibi rutin fizik muayenelerde bakılan kan testlerine demir paneli de dahil edilmesinde fayda vardır. Eğer demir paneli normal olan bir kişide eritrosit (kırmızı kan hücreleri), hemoglobin, ve/veya hematokrit düşükse aneminin başka potansiyel sebepleri araştırılmalıdır. Öte yandan, eğer kişide anemi olup olmadığından bağımsız olarak demir eksikliği söz konusu ise bu eksikliğin sebebi aranmalıdır.

Demir Panelinin Bileşenleri

Demir eksikliğinden kuşkulanılan bir hastada çoğu kez yalnızca serum demiri ve/veya ferritin değerlerine bakılır. Aslında tam bir demir paneli istenmesi gerekir. Bunun nedenleri aşağıda belirtilmiştir.

Serum Demiri:  Kandaki demir miktarını ölçer. Ortalama referans aralığı 60-170 ug/dL olmakla birlikte 90-100 ug/dL  arasında olması istenir.

Ferritin:  Demiri depolayan proteindir. Düşük ferritin düzeyi genellikle demir eksikliğinin ilk belirtisidir. Bir kişide serum demiri normal olabilir ama ferritinin düşük olması demir eksikliğinin göstergesidir. Normal referans sınırları birçok laboratuvarda 12-150 ng/mL arasındadır. Ancak ferritin değeri  en az 40-45 ng/mL, bazı kaynaklara göre ise 70-90 ng/mL arasında olmalıdır. İnflamasyonun ferritin düzeylerini yükseltebileceği unutulmamalıdır. Onun için tek başına güvenilebilecek bir test değildir.

Demir Satürasyonu:  Tranferrin satürasyonu veya % satürasyon olarak da bilinir.  Demir satürasyonu bize, transferrin denen proteine gerçekten ne kadar serum demirinin bağlı olduğunu gösterir. Sözgelimi bir kişide bunun değeri % 20 ise transferrin proteininin bağlanma yerlerinin % 20’sine demir bağlanmış demektir. Demir eksikliğinde bu değer genellikle düşüktür. Normal referans değeri % 15 ile 50 arasındadır ama ideali % 30 ile 35 arasında olmasıdır.

Toplam Demir Bağlama Kapasitesi (TIBC): Demir kanda dolaşırken transferrine bağlıdır.  TIBC transferrinin kanda demiri ne kadar taşıdığını ölçer.  Yüksek bir TIBC değeri demir depolarının düşük olduğu anlamına gelir.  Laboratuvar referans aralığı genellikle 240-450 ug/dL arasındadır.

Ne Zaman Demir Eksikliğinden Söz Edilir?

Doktorlar laboratuvar değerleri referans sınırların dışında olan bir kimsede demir eksikliği bulunduğunu varsayarlar. Sözgelimi bir hastanın serum demiri 65 ug/dL, ferritin değeri 15 ng/mL ve demir satürasyonu % 18 olduğunda çoğu doktor bunu normal kabul edecektir. Ne var ki birçok başka kan testinde de söz konusu olduğu gibi “laboratuvar” referans aralığı ile “fonksiyonel” referans aralığı farklı şeylerdir. Eğer  ferritin laboratuar referans aralığı içerisinde ama alt sınıra yakınsa o kişide demir eksikliğinden kuşkulanmak gerekir. Özellikle demir satürasyonu, serum demiri düşük ve/veya TIBC (toplam demir bağlama kapasitesi) yüksekse kişide demir eksikliği olabilir.

Demir Eksikliğinin Sık Rastlanan Sebepleri Nelerdir?

Bir kimsede demir eksikliği oluşmasının başlıca üç ayrı nedeni vardır. Bunlardan birincisi kan kaybıdır. O nedenle demir eksikliği olan bir hasta sindirim sistemindeki bir kanamayı ekarte etmek için gastroenteroloji uzmanına yönlendirilmelidir. Böyle bir durumda dışkıda gizli kan testiyle araştırmaya başlanabilir. Endoskopi bu hastaların büyük bölümünde kanama kaynağının bulunmasını sağlar.

Demir eksikliğinin ikinci sebebi demir emiliminin yetersiz oluşudur (demir malapsorpsiyonu). Pek çok faktör buna neden olabilir. Örneğin otoimmün tiroid hastalıklarında sık rastlanan H. Pylori enfeksiyonu demir eksikliğine yol açabilir. H. Pylori bakterisinin ortadan kaldırılması (H. Pylori eradikasyonu) serum demiri düzeylerinde düzelme sağlayabilir. Giardia paraziti demir emilimini bozan bir diğer faktördür. Kronik enfeksiyonlarda demir eksikliği ve bağırsaklardan emilim bozukluğu sıktır. Enfeksiyonların dışında iltihabi bağırsak hastalığı demir eksikliği anemisine neden olabilir. Çölyak hastalığı demir eksikliği anemisinin bir diğer sebebidir. İnce bağırsaklarda aşırı bakteri çoğalması da (SIBO) demir eksikliğiyle sonuçlanabilen bir durumdur. Çok toksik bir tarım ilacı olan glyphosate demiri bağlayarak demir eksikliğine yol açabilir.

Demir eksikliği anemisinin üçüncü nedeni beslenmeyle demir alımının yetersiz olmasıdır. Demir iki farklı formda bulunur. Hem demiri etlerde bulunan demir formudur. Bitkisel kaynaklarda bulunan non-hem demire göre hem demiri daha kolay emilir. Bu nedenle vejetaryen ve vegan beslenenlerde, et yemeyenlerde demir eksikliği gelişme olasılığı daha yüksektir. Ancak madalyonun öbür yüzüne baktığımızda kırmızı etten hem demiri alımı potansiyel olarak kalp damar hastalığı, kolon kanseri ve safrakesesi problemlerini de arttırabilir. Ancak ilgili çalışmalarda yenilen etin kalitesinin dikkate alınmadığını ve bunun da kronik sağlık sorunlarının gelişmesinde bir faktör olabileceği belirtilmelidir.

Demir Eksikliği Anemisi ile Tiroid Arasında Nasıl Bir İlişki Var?

Tiroid hormonu metabolizması için önemli olan çok sayıda mineral vardır. İyot ve selenyum tiroid hormonu yapımıyla ilgisi iyi bilinen minerallerden ikisidir. Ancak demir eksikliği de heme-bağımlı tiroid peroksidaz enziminin aktivitesini azaltarak tiroid hormonu sentezinin bozulmasına yol açabilir. Her ne kadar Hashimoto tiroiditi ve demik eksikliği anemisi olan bir hastada tiroid hormonlarının düşüklüğünden birinci olarak bağışıklık sistemi sorumlu olsa bile düşük demir düzeyleri burada rol oynayabilir.
Demir eksikliği tiroid hormonu düzeylerini doğrudan etkileyebildiği gibi, otoimmün tiroid hastalığına neden olan başka faktörler de demir eksikliğine yol açabilir. Daha önce söz ettiğimiz H. Pylori enfeksiyonu tiroid otoimmünitesini tetiklemenin yanı sıra demir emilimini azaltabilir. O yüzden otoimmün tiroid sorunları olan bir hastada daima tam bir demir paneli yapılmalıdır.

Demir bağlama kapasitesi

Toplam demir bağlama kapasitesi (TDBK) tıbbi bir laboratuvar testidir. Test; serumdaki demir bağlayan bölgelerin ne dereceye kadar doyurulabildiğini ölçmektedir. Serumdaki demir bağlayan grupların neredeyse tamamının transferrin üzerinde bulunmasından dolayı bu test aynı zamanda kandaki transferrin miktarının dolaylı yoldan bir ölçütüdür.

Serum demiri ve yüzde transferrin doyurulması birlikte ele alındığında, klinisyenler bu testi genellikle Anemi, demir eksikliği ve demir eksikliği anemisinden şüphelenildiği durumlarda uygularlar. Bununla birlikte, karaciğer akut faz reaktanı olarak transfferin ürettiği için bu test uygulanırken karaciğer fonksiyonları ve vücutta bir inflamasyon varlığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durum nadir de olsa demir normal iken demir bağlama testinin niçin yüksek olabildiğini açıklar. Bu nedenle Test aynı zamanda dolaylı bir karaciğer fonksiyon testidir. Ancak ender olarak bu amaçla kullanılmaktadır.

Karaciğer demir eksikliğine karşı yanıt olarak daha fazla transferrin üretmektedir, böylece yüzde transferrin doyurulması (yani serum demiri/TDBK x 100 formülünün sonucu) da faydalı bir belirteç olabilmektedir.

Basit demir eksikliği anemisinde, serum demiri düşük, transferrin yüksektir ve buna bağlı olarak yüzde transferrin doyurulması çok düşüktür.

Diğer yandan, kronik hastalık anemisinde, vücut demiri serumun dışında tutmakta ama aynı zamanda daha düşük miktarda transferrin üretmektedir (muhtemelen metabolizmaları için demire ihtiyaç duyan patojenlerden demiri uzak tutmak için vücudun verdiği yanıtın bir parçası olarak). Bu durumda serum demir miktarı düşüktür ancak TDBK (yani transferrin) de düşüktür. Bu nedenle yüzde transferrin doyurulması normal değerdedir.

Gebe ya da hormonal gebelik önleyici kullanan kadınlarda karaciğer transferrin üretimini artırmaktadır. Bu durum, normal demir miktarıyla bile yüksek TDBK ve düşük yüzde transferrin doyurulması sonucu doğurmaktadır. Bu örnekler göstermektedir ki; TDBK değerinin tam olarak anlaşılabilmesi için aynı zamanda serum demir miktarının, yüzde transferrin doyurulma miktarının ve bağımsız klinik durumun da bilinmesi gerekmektedir. Testin uygulanması için laboratuvarlar damardan alınan kandan elde edilen serumu kullanmaktadır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır