ıtri buhurizade mustafa efendi kimdir / Buhurizade Mustafa Itri Kimdir? Hayatı ve Eserleri Hakkında Bilgi

Itri Buhurizade Mustafa Efendi Kimdir

ıtri buhurizade mustafa efendi kimdir

Türk Müziği Tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Buhurizade Mustafa Itri Efendi, İstanbul’da Mevlanakapı yakınlarındaki Yayla semtinde doğdu. Kaynaklarda doğum tarihi, ailesi ve öğrenimi konusunda bilgi bulunmamaktadır. Rauf Yekta Bey Itri’nin yılında[1], Suphi Ezgi ise Ameli Nazari Türk Musikisi adlı eserinde yılında doğmuş olabileceğini ifade etmiştir.

itri

Esas adı Mustafa olan Itri’nin, bahçe işleri ile meşgul olmaktan büyük zevk aldığı ve döneminde “Mustafabey armudu” olarak bilinen bir armut türünün tarafından yetiştirildiği kabul edilir. Bahçe ve çiçek işlerine olan merakından ötürü kendisine ıtırdan gelen Itri mahlasının verildiği rivayet edilmektedir.

Itri, sanatkârlığı ile döneminin padişahı Sultan IV. Mehmet ve Kırım Hanı I. Selim Giray () tarafından saygı ve itibar görmüştür. Bu dönemlerde kendi isteği ile ”esirciler kethüdalığı” yapmıştır.  Itri’nin bu görevi, esirlerin getirildikleri ülkelerin musikileri hakkında bilgi sahibi olmak ve güzel sesli gençleri tespit ederek onları musiki sahasına yetiştirmek amacıyla istemiş olabileceği rivayet edilir.

Şiirlerinde Itri mahlasını kullanan Buhurizade Mustafa Efendi’nin şiirlerinde çağdaşı olan şair Urfalı Yusuf Nabi’nin etkisi olduğu söylenmektedir. Itri’nin bir divanının varlığı bazı eserlerde geçse de bu divan günümüze ulaşmamıştır.  Aynı zamanda ünlü talik hattı üstatlarından Siyahi Ahmed Efendi’den ders almış bir hattat olduğunu eklemekte fayda var.

Bestekarlığı

Buhurizade Mustafa Efendi’nin musikişinas olarak ele alındığında en önemli özelliği bestekâr yanıdır. Döneminin önemli musikişinaslarından olan Nasrullah Efendi, Derviş Küçük İmam Mehmed Efendi, Kasımpaşalı Koca Osman ve Hafız Post gibi üstatlardan faydalanmıştır. Cami Ahmed Dede (ö. )’nin şeyhliği zamanında pazartesi ve Perşembe günleri Yenikapı Mevlevihanesine giderek ayinleri takip ettiği, mevlevihaneye gelen üstatlardan faydalandığı, bir süre sonra Mevleviyye tarikatına insitsab ettiğini de Rauf Yekta Bey’in ifadelerinde rastlanmaktadır. [2]

Buhurizade Mustafa Efendi, Türk müziğinin hemen her formunda besteler yapmış; Şehri, Nabi, Fuzuli, Yahya Nazım şiirlerini ve zaman zaman da kendi güftelerini bestelemiştir. Aynı zamanda sarayda padişah IV. Mehmed huzurunda yapılan fasıllarda eserler okuyarak hanende yanını da ortaya koymuştur.

Din musikisi ve klasik musikide besteler yapmıştır. Din musikisinin cami ve tekke musikilerinde örnekler vermiştir. İslam coğrafyasının dört bir yanında okunan segâh tekbir ve segâh salat-ı ümmiye cami musikisi formunda bestelediği önemli örneklerdendir. Bestelediği Mevlevi ayinleri de tekke musikisi formu için örnek gösterilebilir.

Cami Musikisine dair eserleri:

  • Segâh Tekbir
  • Segâh Salat-ı Ümmiye
  • Dilkeşhaveran Sala
  • Maye Cuma Salatı
  • Pençgâh Tevşih, “No’la tacım gibi başımda götürsem daim”
  • Rast Tevşih, “Çün doğup tuttu cihan”
  • Nühüft Tevşih, “Sayesi düşmez yere bir böyle nahl-i tursun”
  • Rehavi-Rast Tevşih/Fahte, “İlahî Mefâtihü’l Hûdâ oldu hilâlin ya Resulallah”

Tekke Musikisine dair eserleri:

  • Rast Na’t-i Şerif (Na’t-i Mevlana)
  • Segah Âyin-i Şerif

Klasik Türk musikisindeki kâr formunun örnekleri arasında yer alan ve ünlü İranlı şair Hafız’ın “Gülbün-i iyş mîdemed sâkî-i Gülizar kû?” mısraıyla başlayan gazeline yaptığı neva makamındaki beste onun bestekâr yanının kuvvetini gözler önüne sermektedir. Neva makamındaki bu beste Nevakâr olarak da bilinmektedir.

Klasik musikide küçük formlarda yaptığı besteler maalesef günümüze ulaşmamıştır. Şeyhülislam Esad Efendi’nin belirttiğine göre bini aşkın beste yapmıştır. Ancak birçoğu günümüze ulaşmamıştır.

yahut yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Yenikapı Mevlevihanesi civarında ya da Edirnekapı dışındaki Mustafapaşa dergahı karşısına defnedildiği rivayet edilmektedir.

 

Nevâ Kâr &#; Buhurizade Mustafa Itri Efendi

 

[1] “Itri”, Türk Müziği Klasiklerinden Mevlevi Ayinleri, İstanbul , c. 7, s. 7.

[2] Mevlevi Ayinleri, İstanbul , c. 7, s.7

kaynağı değiştir]
Itrî'nin portresi TL'lık banknotların arka yüzünde yer almaktadır.

1 Ocak tarihi itibarıyla tedavüle giren TL'nin arka yüzünde, "notalar, kudüm ve ud gibi enstrümanlar” ve “ney üfleyen Mevleviderviş” figürü ile birlikte Itrî'nin portresi yer almaktadır.

Yahya Kemal Beyatlı “Itrî” adlı şiirinde, onun Türk mûsikisindeki yerini dile getirmiş, Rüştü Şardağ ve Yılmaz Öztuna ise hayatı hakkında iki kitap yazmıştır.

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, 25 Ekim - 10 Kasım tarihlerinde gerçekleşen genel konferansında[3] yılını şair Nâbi ve bestekâr Itrî anma yılı ilan edilmiş ve bu kapsamda Ankara'da 2 Mart tarihinde UNESCO Türkiye Millî Komisyonu ve Yunus Emre Enstitüsü tarafından anma yılı açılış etkinliği düzenlenmiştir.[4][5] Aynı yıl Itrî'nin hayatı veya geçimini ne şekilde sağladığına dair Recep Uslu, Nilgün Doğrusöz ve Ali Tan tarafından yılında detaylı bir araştırma yapılarak "Itrî İzleri" adında bir kitap yayınlanmıştır.

Ayrıca Mustâbey adı verilen armut çeşidinin de kendisi tarafından yetiştirildiği kabul edilmektedir.[2]

Ertan Tekin, Murat Aydemir ve Çağ Erçağ tarafından hazırlanmış olan Itrî&Bach isimli albüm yılında Kalan Müzik etiketi ile postmodern klasik müzik kategorisinde yayınlanmıştır. Albümde, aynı yüzyılda farklı coğrafyalarda bambaşka besteler yapmış olan iki büyük müzisyenin bestelerinden sentezlenerek hazırlanmış olan 14 eser yer almaktadır.[6]

Kaynakça[değiştir kaynağı değiştir]

yılları civarında, İstanbul Mevlanakapı civarındaki Yaylak semtinde doğdu. Asıl adı Mustafa olup lakabı olan Buhûrîzâde'yi babasının “koku ticareti” mesleğinden dolayı almıştır. Mahlas olarak aldığı “Itrî”yi çiçekçilik ve meyvecilikle uğraştığı için almış olduğu söylenir. Kasımpaşalı Koca Osman Efendi tarafından yetiştirilmiş ve Küçük İmam Mehmed Efendi’den istifade etmiştir. Hafız Post’tun talebesi olması da kuvvetle muhtemeldir. Segâh makamında bestelediği Mevlevî âyîn-i şerîfinden dolayı Mevlevî olduğu düşünülmektedir.

Hayatı boyunca birçok padişah ve devlet adamın himaye görmüş olup, bunlardan en önemlileri IV. Mehmet ve I. Selim Giray'dır. Devlet adamlarına yakınlığı nedeniyle bir dönem imparatorluğunEsirciler Kethüdalığını yapmış, sarayda da musiki dersleri vermiştir.

Itrî'nin Neva Kâr'ı Klâsik Türk Musikisi repertuvarının en yetkin eseri olarak kabul edilmektedir. Makamsal geçkiler, ezgilerin zengin ve orijinalliği bu eseri bir baş yapıt haline getirmiştir. Kâr'ın sözleri ünlü İranlı şair Hafız-ı Şîrâzî'ye aittir. Pençgâh makamında iki murabba bestesi, Isfahan, Râhatülervâh, Hisar, Bestenigâr, Dügâh, Bûselik ve Nikriz makamında murabba besteleri ile muhtelif makamlarda semâîleri, birkaç da saz eseri günümüze notalarıyla ulaşabilmiştir.

Itrî'nin küçük formda (şarkı, türkü, köçekçe vs.) hiçbir eseri günümüze kadar gelememiştir. Eserlerin tümü büyük formlardadır. Segah Bayram Tekbiri, Segah Salat-ı Ümmiye, Cuma Salatı, Dilkeş-haveran Gece Salası gibi eserler yüzyılda Itrî’ye izafe edilmiştir. Halbuki cami müziğine eser verdiğine dair tarihsel bir beri bulunmamaktadır. Yalnız birkaç tevşih ve ilahi bestelemiştir. Bunlar da gayet sanatlı, klasik besteleri andıran eserlerdir.

Kabri Mevlanakapı surlarının dışında imiş. Ancak bugün tamamen kayıptır. Tamamen karışıklık eseri olarak ona izafe edilen Edirnekapı Şehitliği’ne yakın kabir Buhurcu Şeyh Yakub Efendi’ye aittir ve bu zatın Itrî ile hiçbir ilgisi yoktur.[2]

Eserleri[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır