trigeminal nevralji gamma knife / Trigeminal Nevralji | Prof. Dr. Kadir Tufan, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı

Trigeminal Nevralji Gamma Knife

trigeminal nevralji gamma knife

Geleneksel olarak tic douloureux olarak adlandırılan trigeminal nevralji, yüzün bir bölgesinde spontan ve ortaya çıkan elektrik şoku benzeri veya bıçaklayan ağrı paroksizmleri ile karakterize kronik nöropatik ağrı bozukluğu. Kötü yaşam kalitesi ve ağır vakalardaki intihar hastalığa atfedilmiştir.

Trigeminal nevraljinin bir sınıflandırması birkaç profesyonel topluluk tarafından benimsenmiştir ve Uluslararası Hastalık Sınıflandırması, Revizyondaki (ICD) tanımının temelini oluşturur.

Klinik Özellikler ve Tanı
Trigeminal nevralji tanısı klinik olarak konulur ve üç ana kritere dayanır: ağrı, trigeminal sinirin bir veya daha fazla bölümünün bölgesiyle sınırlıdır; ani, yoğun ve çok kısa (<1 saniye ila 2 dakika, ancak genellikle birkaç saniye) ve “şok” veya “elektrik hissi” olarak tanımlanan ağrı paroksizmleri; ve yüzdeki veya ağız içi trigeminal bölgedeki normalde ağrı yapması beklenmeyen uyaranların tetiklediği ağrı. Tetiklenmiş paroksismal ağrı, trigeminal nevraljiye özgüdür ve hastaların% 91 ila 99'u tarafından rapor edilir ve bunun trigeminal nevraljinin patognomonik özelliği olabileceğini gösterir.

Trigeminal nevraljinin ağrısı en sık olarak trigeminal sinirin ikinci (maksiller) veya üçüncü (mandibular) bölümünün dağılımını etkiler, yüzün sağ tarafı sol tarafa göre daha sık etkilenir. Bilateral trigeminal nevralji nadirdir ve altta yatan nörolojik bir hastalık veya kafatasını etkileyen nörolojik olmayan bir bozukluk nedeniyle olan fasiyal nevraljiyi düşündürmelidir. Trigeminal nevralji görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre daha yüksektir ve yaşla birlikte artar.

Yüz ağrısının pek çok biçimi, trigeminal nevralji ile özleştirilmişir, ancak bunlar, bazen "atipik yüz ağrısı" veya "ağrılı trigeminal nöropati" kategorisi altında sınıflandırılan farklı hastalıklar olma olasılıkları yüksektir. Kafa derisinin arka üçte birlik kısmı, dış kulak (tragus hariç) ve çene kenar ve altını örten deri, trigeminal sinir tarafından innerve edilmez ve trigeminal nevraljiye bağlı ağrı alanları değildir (Şekil 1) ; bu bölgelerdeki ağrı, alternatif bir hastalığı düşündürür.


Trigeminal nevraljinin ağrısı, günlük yaşamın genel hareketleri tarafından tetiklenebilir ve  

 

Şekil 1 Trigeminal Sinirin İnovasyon Bölgeleri ve Tetikleyici Bölge Dağılımı.
Panel A, üç trigeminal dalın innervasyon bölgesini göstermektedir: oftalmik, maksiller ve mandibular. Panel B ve C, Ocak ve Aralık tarihleri ​​arasında Roma'daki Sapienza Üniversitesi Nöropatik Ağrı Merkezi'nde görülen klasik trigeminal nevraljili hastadan alınan verilere dayanarak sırasıyla yüz ve ağızda tetik bölge dağılımını göstermektedir (ekstraoral ve intraoral bölgelerin tetikleme bölgesi örtüşme profiline izin veren özel bir yazılım ile). Renkler, her bölgede bir tetikleme bölgesi bildiren hasta sayısını temsil eder; bu sayı 2 hastadan (Panel B'deki en üst noktalar gibi grimsi lavanta) 28 hastaya (turuncu) kadar değişmektedir. Hastaların ağızda sınırlı bir tetikleme bölgesi bölgesini tanımlamadaki zorlukları nedeniyle, ağız içi bölgedeki tetikleme bölgelerinin sayısı, konuşmanın veya çiğnemenin ana tetikleme manevrası olduğunu bildiren hasta sayısından daha azdır.

tetikleyiciler, küçük duyusal bölgelerdedir - örneğin, bir peçetenin veya havlunun üst dudağa dokunması veya hatta hassas yüzdeki bir bölgeye temas eden bir esinti bunu başlatabilir. Ağrının yeri her zaman duyusal bir tetikleyicinin bulunduğu yer ile uyumlu değildir. Örneğin, alt dudağın içindeki ve çevresindeki uyaranlar şakakta ağrıya neden olabilir veya burnun yan kısımlarındaki duyusal tetikleyiciler, alına veya üst dudağa doğru yayılan şok benzeri bir ağrıya neden olabilir. Bir hasta grubunun spesifik tetikleme manevraları Tablo 1'de gösterilirken ağrıya neden olan tetik bölgelerinin dağılımı Şekil 1'de gösterilmektedir. Çok az hasta tetikleyicinin olmadığını bildirmiştir. Trigeminal nevralji muayenesi, hasta otururken ve tamamen hareketsiz dururken yüzün gözlemlenmesini içerir. Kendiliğinden gelişen trigeminal nevralji paroksizmiyle doktor, hastanın farkında olmadığı bir göz kırpma veya küçük bir ağız hareketi fark edebilir. Daha seyrek olarak, paroksismal atak sırasında, yüz kaslarında “tik konvülsif” olarak adlandırılan kuvvetli kasılma meydana gelebilir. Bazı hastalar hafif hipoestezi alanlarını bildirmesine rağmen, yüzün duyusal muayenesi, trigeminal nevralji vakalarında genellikle anormal değildir ve tanı koydurmaz.

Tablo 1. Klasik Trigeminal Nevraljili Hastanın Ağrısını Tetiklendiği Manevralar


Tetik Şekli

Hasta Sayısı (%)

Günlük Yaşamdaki Aktiviteler

 

Konuşma

71 (59)

Yüz Yıkama

52 (43)

Çiğneme

49 (41)

Diş Fırçalama

43 (36)

Yüz kurulama

43 (36)

Yemek yeme

23 (19)

İçme

17 (14)

Traş olma

16 (13)

Makyaj yapma

7 (6)

Saç tarama

2 (2)

Saç yıkama

2 (2)

Özel hareketler

 

Yutma

13 (11)

Burun kanatlarının şişmesi

11 (9)

Yüze hafif dokunma

(88)

Çene hareketi

7 (6)

Baş hareketi

7 (6)

Esneme

7 (6)

Gövde öne eğme

5 (4)

Dudaklerın  hareketi

5 (4)

Sesin yükseltilmesi

5 (4)

Gülme

3 (3)

Göz hareketleri

2 (2)

Dil hareketleri

2 (2)

Trigeminal Nevralji Tipleri ve Nedenleri
Üç tür trigeminal nevralji tanımlanmıştır: klasik, ikincil ve idiyopatik. En yaygın olan klasik tip, aşağıda tarif edildiği gibi, trigeminal sinir kökünün intrakraniyal vasküler sıkışmasından kaynaklanır. Sorumlu damar genellikle, trigeminal sinir kökünde morfolojik değişikliklere neden olan süperior serebellar arterdir. Vakaların yaklaşık % 15'ini oluşturan ikincil trigeminal nevralji, multipl skleroz veya serebellopontin açıda bir tümör gibi bir nörolojik hastalığa atfedilebilir; bu, trigeminal sinirin kök giriş bölgesini değiştirir veya siniri başka şekilde sıkıştırır. Herhangi bir görünür sinir rahatsızlığına neden olmayan idiyopatik trigeminal nevralji, vakaların yaklaşık % 10'unu oluşturur.

Klasik ve sekonder trigeminal nevraljinin klinik özellikleri benzerdir, ancak sekonder trigeminal nevraljili hastalar genellikle daha gençtir, yüzün bir kısmında duyu kaybı daha olasıdır ve iki taraflı ağrıya sahip olma olasılığı daha yüksektir. Trigeminal nevralji klinik olarak birbirinden ayırt edilemez olabilir bu durumda manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ile multipl sklerozu, gadolinyumlu seriler ile serebellopontin kitle tanısını ortaya koymak mümkün olabilir. Yakın zamanda yapılan bir çalışma, ailede klasik veya idiyopatik trigeminal nevralji öyküsü olan hastalarda voltaj geçişli iyon kanallarını kodlayan genlerde nadir varyantlar gösterdi, ancak bu bulgunun sıklığı ve klinik önemi bilinmemektedir.

Klasik Trigeminal Nevraljide Nörovasküler Kompresyon
Son birkaç on yılda, klasik nevralji formu Peter Jannetta ve diğerlerinin çalışmaları ile ortaya çıkarıldı ve intrakraniyal mikrovasküler cerrahi yoluyla tedavi potansiyeli araştırıldı. Patofizyolojinin, trigeminal sinirin duyusal kısmının, pons'taki kök giriş bölgesine yakın, baziler arterin bitişik küçük bir dalı, çoğunlukla süperior serebellar arter tarafından sıkıştırılması olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte, sinir ile bir vasküler yapı arasındaki basit temas, bozukluğa neden olmak veya açıklamak için yeterli görünmemektedir. Bozukluğu nörovasküler kompresyona atfetmek için, anormal damar ideal olarak distorsiyon veya atrofi gibi trigeminal kökte anatomik değişiklikleri indüklediği gösterilmelidir. Operasyon sırasında en karakteristik bulgu, giriş bölgesinde trigeminal kökün medial yönüne çarpan ve trigeminal kökün lateral dislokasyonuna, distorsiyonuna, düzleşmesine veya atrofisine neden olan küçük, kıvrımlı bir arter veya arteriyel halkadır (Şekil 2).

Nörovasküler kompresyon MRG ve üç boyutlu rekonstrüksiyon kullanılarak görülebilir. Görüntüleme teknikleri arasında sinirin sisternal ve kavernöz segmentlerinin ayrıntılı incelemesiyle birlikte üç boyutlu T2 ağırlıklı MRI sekansları, arterlerin görselleştirilmesi için üç boyutlu TOF manyetik rezonans anjiyografi ve damarları görüntülemek için faz kontrastlı MRI kullanılabilir. Trigeminal kökteki morfolojik değişiklikleri kesin olarak tanımlayan spesifik görüntüleme özellikleri araştırmacılar arasında farklılık gösterir. Bununla birlikte, birkaç çalışma, vasküler kompresyon bölgelerinde sinirdeki mikroyapısal değişikliklerin, fokal demiyelinizasyon ve ödemi ortaya çıkarmak için difüzyon tensör görüntüleme ve traktografi kullanılarak ölçülebileceğini ileri sürmüştür, bu hassas teknikler çoğu merkezde kullanılmasa da, görüntüleme teşhisi daha geleneksel MR yöntemleriyle yapılabilir. Vasküler

 

Şekil 2. Nörovasküler Kompresyon
dekompresyon, sinirin duyusal kısmının ventral ponsa  girdiği trigeminal kök giriş bölgesinde bu anormallikleri tersine çevirebilir.

Patofizyoloji
Pons'a girişinde, trigeminal sinir Schwann hücresi miyelin kılıfını kaybeder (tüm periferik sinirler gibi), bunun yerine  oligodendroglia tarafından üretilen merkezi miyelin ile kaplanır. Bu geçiş bölgesi hasara ve özellikle demiyelinizasyona karşı savunmasızdır. Vasküler kompresyon, sinir pons'a girmeden hemen önce bölgedeki demiyelinizasyonun olağan nedenidir ve multipl skleroz, pons'a girdikten hemen sonra bölgedeki tipik nedendir. Bu sitelerdeki demiyelinizasyon nörofizyolojik, nörogörüntüleme ve histolojik çalışmalarda gösterilmiştir.

Miyelin kılıfı, alttaki aksondaki iyonların zarın ötesi geçişine izin verecek kadar inceldiğinde, akson, sodyumu derhal dışarı pompalayacak donanıma sahip değildir. Ortaya çıkan depolarizasyon, aksonu hiper-uyarılabilir hale getirir, (uyaranın sonlandırılmasından sonra meydana gelen deşarjlar) ve lifler arasında çapraz konuşma (efaptik aktarım olarak adlandırılır) ile yüksek frekanslı ektopik dürtü oluşumuna neden olur. Histolojik kanıt, Demiyelinizasyona en çok katılan sinir lifleri, mekanik hasar veya multipl sklerozdan kaynaklanan demiyelinizasyona en duyarlı olan A-β lifleridir (büyük, nosiseptif olmayan lifler). A-β primer afferentler boyunca demiyelinizasyon sahasından kaynaklanan yüksek frekanslı deşarjların beyin sapı nöronları tarafından paroksismal ağrı olarak algılanması için yeniden beyine yönlendirildiği öne sürülmüştür. Bazı araştırmacılar, Trigeminal nevraljili hastalardaki artmış uyarılabilirlik veya çeşitli kortikal ve subkortikal serebral alanların hacminde azalma oluşmaktadır fakat bu tür değişiklikler muhtemelen bu bölgelerin kronik uyarımına adaptasyonun azalması ile sonuçlanmaktadır.

Sürekli Ağrılı Trigeminal Nevralji
Paroksismal yüz ağrısı trigeminal nevraljinin ayırt edici özelliği olmasına rağmen, hastanın % 24 ila 49'u paroksismal ataklar arasında sürekli veya uzun süreli ağrı bildirmektedir. Paroksismal ağrı ile tutarlı bir dağılım gösteren arka planda dalgalanan ağrı, yanma, zonklama veya ağrı olarak tanımlanır. Nedeni ne olursa olsun, bu semptomla karakterize edilen trigeminal nevralji, daha önce trigeminal nevralji tip 2 veya atipik trigeminal nevralji olarak sınıflandırılmıştı ama şimdi ise “eşlik eden sürekli ağrı ile birlikte olan trigeminal nevralji” olarak sınıflandırılmaktadır. Sürekli ağrının altında yatan mekanizma, paroksismal ağrı ile karşılaştırıldığında, sodyum kanal blokerleri veya mikrovasküler dekompresyon ile tedaviden sonra sürekli ağrının daha az hafifletilmesinin görülmesi, paroksismal ağrının altında yatan mekanizmadan farklı olduğunu ortaya koymaktadır. İki ağrı varlığı arasındaki patofizyolojik bağlantı belirsizdir. Sinir kökünün progresif hasarı ve merkezi duyarlılaştırma mekanizmaları burada söylenmektedir. Diğer nöropatik ağrı koşullarında gösterildiği gibi, yanma, zonklama veya sancılı ağrı, muhtemelen C liflerinin (impulsları yavaşça ileten miyelinsiz duyusal aksonlar) bozulmasından kaynaklanmaktadır. Trigeminal duyu kökündeki C liflerinin kaybı, nörotrasmitterlere maruz kalan postsinaptik membranların denervasyon süper duyarlılığının bir sonucu olarak, beyin sapındaki sekonder order nöronlarda anormal spontan aktiviteye neden olabilir. Uzun süredir devam eden trigeminal nevraljinin bir sonucu olarak sürekli ağrının geliştiği şeklindeki önceki fikir, daha yeni verilerle desteklenmemektedir.

Sekonder Trigeminal Nevralji
Tipik ağrı atakları olan hastaların% 15'inde trigeminal nevraljiye multipl skleroz veya serebellopontin açısındaki iyi huylu tümörler neden olur. Trigeminal nevralji riski genel popülasyon ile karşılaştırıldığında  multipl sklerozlu hastalarda 20 kat artar., 7 multipl sklerozlu hastalar arasında hastalığın prevalansı % 2 ila 5 arasındadır. Multipl sklerozla ilişkili trigeminal nevralji, trigeminal sinirin fasikülünde ventral pons boyunca seyreden demiyelinizan bir plağa atfedilmektedir. Bazen, trigeminal nevralji, multipl sklerozlu hastalarda klinik olarak izole bir sendrom olarak ortaya çıkar; Bu hastalarda multipl skleroz başlangıç ​​yaşı, trigeminal nevraljisi olmayanlara göre daha yüksektir. Bir nöro-görüntüleme çalışması, nörovasküler kompresyon ile multipl sklerozla ilişkili trigeminal nevralji arasında bir ilişki olduğunu göstererek, bunların bir arada bulunabileceğini ve ilave olabileceğini düşündürdürmüştür. Bu ikili mekanizmanın sıklığı bilinmemektedir, ancak tedavi açısından çıkarımları vardır. Multipl sklerozlu hastalarda trigeminal nevralji ağrısının farmakolojik tedavisi, ilaçların yan etkileri, yorgunluk ve ataksi gibi multipl skleroz semptomlarının kötüleşmesi ve bu tür hastalarda etkinliğinin sınırlı kalması nedeniyle zordur. Vaka serileri, multipl sklerozun neden olduğu trigeminal nevraljili hastalarda, klasik trigeminal nevraljili hastalara göre mikrovasküler dekompresyon ameliyatlarının daha az etkili olma eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Trigeminal sinir kökünü sıkıştıran ve trigeminal nevraljiye neden olan serebellopontin açı tümörleri arasında akustik nöromalar, menenjiyomlar, epidermoid kistler ve kolesteatomlar sayılabilir. İlginçtir ki, trigeminal nöromalar (nadirdir) trigeminal nevralji ile ilişkilendirilmemiştir. Trigeminal nevraljili hastayı içeren dört çalışmadan elde edilen verilerin analizinde, 20 hastada neden tümörlerdi (% 8). Trigeminal sinirin tümörler tarafından sıkıştırılması, trigeminal sinir kökünün fokal demiyelinasyonunu tetikleyerek sinirin vasküler sıkışmasında meydana gelen incelmiş veya soyulmuş aksonlardaki yüksek frekanslı deşarjların oluşması hadisesinin aynısını tetikler. İnfiltratif habis tümörler ayrıca aksonal dejenerasyona neden olabilir, bu da yüz bölgelerinde hipoestezi ve kalıcı ağrı ile sonuçlanır.

Travma ve sistemik lupus eritematozus ve skleroderma gibi romatolojik hastalıklara bağlı trigeminal nöropatiler, trigeminal nevraljiyi taklit eden paroksismal ağrı olarak ortaya çıkabilir, ancak bu ilişkiler nadirdir. Bu durumlarda trigeminal nöropati, tek taraflı paroksismal ağrı ile başlayabilir, ancak kısa süre içinde, genellikle trigeminal nörit olarak adlandırılan bir bozukluk olan, devam eden ağrılı yüz bölgelerinde bilateral duyu kaybı gelişir. Yüz travması, diş prosedürleri veya maksillofasiyal cerrahi, trigeminal sinir dallarına zarar vererek paroksismal bıçaklamaya, elektrik çarpmasına benzer veya yanma ağrısına neden olabilir. Bununla birlikte, ağrı nöbetleri, trigeminal nevralji paroksizmlerinden daha uzun sürelidir ve çoğu hasta ayrıca duyusal tetikleme bölgeleri olmaksızın devam eden şiddetli ağrıyı tarif eder. İzole idiyopatik trigeminal nöropati, iyi huylu bir bilateral, simetrik, tamamen duyusal trigeminal nöropati ve daha ciddi bir progresif hastalık olan fasiyal başlangıçlı duyusal motor nöropati de başlangıçta tek taraflı paroksismal yüz ağrısı olarak ortaya çıkabilir.

Trigeminal refleks testi, trigeminal sinir hasarını saptamak için nörofizyolojik bir teknik olarak kullanılmıştır. Bu tanısal test, MRI yapılamayan hastalarda veya trigeminal nevraljiyi taklit eden demiyelinizasyon ve nöropatileri saptamak için yararlıdır.

Tedavi

Tıbbi tedavi
Trigeminal nevraljili hastalarda, nedeni ne olursa olsun, paroksismal ağrının kontrolü için, antikonvülsan ajanlar karbamazepin, günde yaklaşık ila mg ve okskarbazepin (günde ila mg), paroksismal ağrının kontrolü için ilk tercih edilen tedaviler olarak kabul edilmiştir. Bu tedaviler randomize, kontrollü çalışmalardan elde edilen verilerle desteklenmese de, klinisyenler ilaçların oldukça etkili olduğunu ve hastaların neredeyse % 90'ında anlamlı ağrı kontrolü sağladığını düşünüyor. Tedavi etkisinin voltaj-kapılı Sodyum kanallarının blokajıyla aşırı uyarılmış nöronal membranların stabilizasyonu ve tekrarlayan ateşlemenin inhibisyonu ile ilişkili olduğu öne sürülmektedir. Bununla birlikte, klinik iyileşme genellikle baş dönmesi, diplopi, ataksi ve yüksek aminotransferaz seviyeleri gibi yan etkilerle nedeniyle sekteye uğrayabilir ve hastaların % 23'ünde ilaç kesilmesi yapılmaktadır. Okskarbazepin, karbamazepinden daha az yan etkiye ve daha düşük ilaç-ilaç etkileşim potansiyeline sahip olabilir, ancak aşırı merkezi sinir sistemi depresyonu veya doza bağlı hiponatremi nedeniyle kesilebilir. Diğer, daha seçici sodyum kanalı blokerleri geliştirme aşamasındadır. Sodyum kanal blokerlerinin kullanımına yönelik kontrendikasyonlar arasında, aromatik antiepileptik ilaçlarla yüksek derecede çapraz reaktivite (% 40 ila 80) ve  kardiyak iletim sorunları ve alerjik reaksiyonlar yer almaktadır. Karbamazepin ve okskarbazepin, elektrik çarpması benzeri paroksizmler ile karakterize olan yüksek frekanslı deşarjları azaltır, ancak bu ilaçların eşlik eden sürekli ağrı üzerindeki etkisi genellikle sınırlıdır.

Sürekli ağrı ile karakterize diğer nöropatik durumların tedavisinde etkili olduğu gösterilen gabapentin, pregabalin ve antidepresan ajanlar, oksikarbazepin veya karbamazepin ile birlikte ilave ajanlar olarak denenebilir. Klinik deneyimler, gabapentinin trigeminal nevralji üzerinde karbamazepin ve okskarbazepinden daha az etkiye sahip olabileceğini, ancak daha düşük yan etki nedeni ile kabul edilebilir bir tedavi ile ilişkilendirilirse multipl sklerozlu hastalarda monoterapi veya ilave tedavi olarak denenebileceğini göstermektedir. Bir tıbbi tedavi süreci etkisiz ise veya kabul edilemez yan etkilerle birlikte ise, trigeminal sinirin cerrahi olarak dekompresyonu düşünülebilir.

Lokal Cerrahi İşlemler

Cerrahi prosedürler, uygun şekilde seçilmiş hastalarda trigeminal nevralji ataklarının şiddetini ve sıklığını azaltmada etkili olsa da bu tip cerrahi genellikle sadece standart ilaç dozları semptomları kontrol etmek için yeterli değilse veya yan etkiler, sürekli kullanımı engelliyorsa yapılır.

Günümüzde seyrek olarak kullanılan birinci grup cerrahi müdahale; yüz kemiklerinden çıktığı bölümlerde trigeminal sinir dallarının nörektomi, alkol enjeksiyonları veya radyofrekans lezyonları veya kriyolesiyonlar yoluyla periferik blokajını içerir. Bu işlemlerin amacı, yüz üzerinde hasarlı sinirin dağılımına karşılık gelen bir anestezi alanı oluşturmaktır. Bununla birlikte, bu tür tedavilerin yararı klinik denemelerle yeterince desteklenmemiştir 8 ve prosedürler sıklıkla anestezi dolorozaya (duyu kaybı alanında yoğun ağrı) yol açmıştır.

İkinci bir müdahale grubu; radyofrekans termokoagülasyon, gliserol enjeksiyonu yoluyla kimyasal hasar, veya balon şişirme yoluyla mekanik kompresyon yoluyla Meckel mağarasındaki trigeminal gangliona veya kafatasının tabanındaki gangliyonun çıkan dallarına perkütan olarak zarar vermeye çalışır. Radyofrekans termokoagülasyon tercihen küçük çaplı ağrılı liflere zarar verir. Korneal deafferantasyonu ve bunun sonucunda ortaya çıkan keratiti önlemek için, elektrot, trigeminal sinirin birinci dalına (V1) zarar vermekten kaçınacak şekilde hedeflenir. Balonla sıkıştırma ve gliserol enjeksiyonu tercihen büyük miyelinli liflere zarar verir. Ağrının giderilmesi bu tekniklerle hemen gerçekleşir ve aşağıdaki vakaların başarı yüzdeleri bildirilmiştir: Balon kompresyonu ile % 68 (aralık, 55 ila 80) (takip, 4,2 ila 10,7 yıl), radyofrekans termokoagülasyon (% 58 (aralık, 26 ila takip, 3,0 ila 9,3 yıl) ve gliserol rizoliz ile % 28 (aralık, 19 ila 58) (takip, 4,5 ila 8,0 yıl). Trigeminal duyu eksiklikleri genellikle balon kompresyonu ve gliserol enjeksiyonu ile geçicidir ve radyofrekans termokoagülasyon sonrası daha şiddetli ve daha uzun ömürlüdür.

Bir gama bıçağıyla trigeminal kökün lezyonunu oluşturulması, daha yeni tanıtılan bir prosedürdür ve çeşitli çalışmalarla desteklenmektedir. Bu prosedürün bir zorluğu, trigeminal kökün koordinatlarının pons'a girmeden önce doğru bir şekilde tanımlanmasıdır; burada, ponsa zarar vermekten kaçınmak için radyasyon ışınları kolime hale getirilmelidir. Trigeminal ganglionun perkütan yolla yapılan lezyonları ile bağlantılı ani ağrı kesilmesinin aksine, gamma-knife stereotaktik radyocerrahinin ağrı giderici etkisinin gelişmesi 6 ila 8 hafta sürer. Hastaların yaklaşık % 24 ila 71'i, prosedüre girdikten 1 ila 2 yıl sonra ağrının azalmaya devam ettiğini ve % 33 ila 56'sı 4 ila 5 yılda ağrının azalmaya devam ettiğini bildirmiştir 8. Hastaların % 16'sında yüz uyuşması bildirilmiştir ve  anestezi dolorosa neredeyse yoktur. Bir meta analiz, hastaların yaklaşık % 34'ünün 1 yılda ağrısının azalmadığını ve tekrar prosedürler gerektirdiğini göstermiştir.

Mikrovasküler Dekompresyon
Mikrovasküler dekompresyon, artık ilaç tedavisine yanıt vermeyen çoğu trigeminal nevralji vakası için tercih edilen cerrahi prosedür haline gelmiştir. Beyin cerrahı, trigeminal sinir kökünü sıkıştıran damarı tanımlar, gerekirse sinirin altından sinirin üzerine doğru hareket ettirir (Şekil 3) ve tipik olarak iten arteri sinir kökünden ayırmak için küçük bir sünger yerleştirir. Hastaların yaklaşık % 11'inde cerrah nörovasküler kompresyon bulmaz veya görünürde sinir sıkışması olmaksızın sadece bir temas bulur. Bu durumlarda cerrah, sinir kökünün distorsiyonu tespit edildiğindeki başarısızlık oranından daha yüksek olmasına rağmen, genellikle yine de ayırıcı süngeri yerleştirir. Bu sorun, trigeminal kökteki morfolojik değişiklikleri tanımlamak için yerleşik MRI kriterlerini kullanmanın avantajının altını çizmektedir.
Yüksek düzeyde kanıta dayalı verilerin olmamasına rağmen, 49,50 meta-analiz, mikrovasküler dekompresyonun klasik trigeminal nevralji için en etkili cerrahi müdahale olduğunu ileri sürmüştür. Prosedürden 1 ila 2 yıl sonra, hastaların% 68 ila 88'inde ağrı kesilir ve 4 ila 5 yılda bu oran % 61 ila 80 arasındadır. Ameliyatla ilişkili ortalama ölüm oranı % 0,3'tür. Hastaların % 'ında beyin omurilik sıvısı sızıntısı, % 'sında beyin sapı enfarktüsü veya hematom ve % 'ünde menenjit görülür. Yüzdeki trigeminal sinir duyu dağılımının bir kısmında veya tamamında duyu kaybı hastaların % 'unda görülür. Nadir de olsa (insidans% 1,8) en rahatsız edici uzun vadeli komplikasyon ipsilateral işitme kaybıdır. İlaca dirençli trigeminal nevraljisi olan multipl sklerozlu hastalara mikrovasküler dekompresyon

 

Şekil 3 Mikrovasküler Dekompresyon.
Mikrovasküler dekompresyonda, kraniyotomiden sonra, beyin cerrahı dura materyi keser, serebellar yarımküreyi kaydırır ve ventral pons'tan çıkan sinirleri görselleştirmek için mikroskopi kullanır. Trigeminal sinir kökünü sıkıştıran damar tespit edilerek gerekirse hareket ettirilir ve nabız şeklinde atan arteri kökten ayırmak için küçük bir sünger (teflon) yerleştirilir.

önerilebilse de, multipl sklerozlu hastalarda trigeminal nevraljinin cerrahi tedavisinin etkinliğini desteklemek veya çürütmek için yeterli kanıt yoktur. Bununla birlikte, hem perkütan ganglion lezyonları hem de gama-knife lezyonlarının multipl sklerozlu hastalarda iyi sonuçlara sahip olduğu da bildirilmiştir.

Sonuçlar
Trigeminal nevralji, teşhis edilmesi ve tedavisi zor olabilen son derece ağrılı bir durumdur. Karbamazepin ve okskarbazepin birinci basamak tıbbi tedaviyi oluşturur. Ancak,
birçok hastada yan etkileri vardır ve eşlik eden sürekli ağrıya sahip olanların tedaviye iyi yanıt verme olasılığı daha düşüktür. Teşhis testleri, özellikle nörogörüntüleme, nedeni belirlemek ve majör nörolojik hastalıklara bağlı trigeminal nevraljili hastaları ve baziler arterin küçük dallarının proksimal siniri sıkıştırdığı hastaları belirlemek için faydalıdır. Nörovasküler kompresyonu belirlemek için standartlaştırılmış MRI kriterlerinin uygulanması, mikrovasküler dekompresyon için hasta seçiminde yardımcı olabilir.

Kaynak: N Engl J Med ;

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

  • Kimlik bilgileriniz: Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik numaranız, pasaport numaranız veya geçici TC Kimlik numaranız, doğum yeri ve tarihiniz, medeni haliniz, cinsiyetiniz, sigorta veya hasta protokol numaranız ve sizi tanımlayabileceğimiz diğer kimlik verileriniz.
  • İletişim Bilgileriniz: Adresiniz, telefon numaranız, elektronik posta adresiniz ve sair iletişim verileriniz, müşteri temsilcileri ya da hasta hizmetleri tarafından çağrı merkezi standartları gereği tutulan sesli görüşme kayıtlarınız ile elektronik posta, mektup veya sair vasıtalar aracılığı ile tarafımızla iletişime geçtiğinizde elde edilen kişisel verileriniz.
  • Muhasebesel Bilgileriniz: Banka hesap numaranız, IBAN numaranız, kredi kartı bilginiz, faturalama bilgileriniz gibi finansal verileriniz.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı ve planlaması amacıyla özel sağlık sigortasına ilişkin verileriniz ve Sosyal Güvenlik Kurumu verileriniz.
  • Hastane veya tıp merkezlerimizi ziyaret etmeniz halinde güvenlik ve denetim amaçlı tutulmakta olan kamera kayıtları görüntüleriniz.
  • Otoparkı kullanmanız halinde araç plaka veriniz.
  • Sağlık Bilgileriniz: Laboratuvar sonuçlarınız, test sonuçlarınız, muayene verileriniz, randevu bilgileriniz, check-up bilgileriniz, reçete bilgileriniz dahil ancak bunlarla sınırlı olmaksızın tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi sırasında veya bunların bir sonucu olarak elde edilen her türlü sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel verileriniz.
  • monash.pw sitesine veya monash.pw adresine gönderdiğiniz veya girdiğiniz sağlık verileriniz ve sair kişisel verileriniz.
  • Acıbadem’e veya Acıbadem Grup şirketlerinden herhangi birine iş başvurusunda bulunmanız halinde bu hususta temin edilen özgeçmiş dâhil sair kişisel verileriniz ile Acıbadem Grubu çalışanı ya da ilişkili çalışan olmanız halinde hizmet akdiniz ve işe yatkınlığınız ile ilgili her türlü kişisel verileriniz.

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

  • Kimliğinizi teyit etme,
  • Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi.
  • İlgili mevzuat uyarınca Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Hastane ve Tıp Merkezlerimizin iç işleyişi ile günlük operasyonların planlanması ve yönetilmesi.
  • Hastane Yönetimi, Hasta Hakları, Hasta Deneyimi bölümleri tarafından hasta memnuniyetinin ölçülmesi, arttırılması ve araştırılması.
  • İlaç temini.
  • Randevu almanız halinde randevu hakkında sizi haberdar edebilme.
  • Risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerini geliştirme amacıyla analiz yapma.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından sağlık hizmetlerinizin finansmanı, tetkik, teşhis ve tedavi giderlerinizin karşılanması, müstehaklık sorgusu kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Araştırma yapılması.
  • Yasal ve düzenleyici gereksinimlerin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgileri paylaşma.
  • Kalite, Hasta Deneyimi, Bilgi Sistemleri bölümleri tarafından risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından hizmetlerimiz karşılığında faturalandırma yapılması ve anlaşmalı olan kurumlarla ilişkinizin teyit edilmesi.
  • Pazarlama, Medya ve İletişim, Çağrı Merkezi bölümleri tarafından kampanyalara katılım ve kampanya bilgisi verilmesi, Web ve mobil kanallarda özel içeriklerin, somut ve soyut faydaların tasarlanması ve iletilebilmesi.

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

  • sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu,
  • sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu,
  • sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,
  • Özel Hastaneler Yönetmeliği,
  • Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Korunması Yönetmeliği,
  • Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuat hükümleridir.

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

  • Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme,
  • Kişisel veriler işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
  • Kişisel sağlık verilerine erişim ve bu verileri isteme,
  • Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
  • Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesine ve/veya kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesine ilişkin işlemlerin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
  • İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme hakkını haizsiniz.

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “monash.pw” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

  • (i) ATATÜRK monash.pw monash.pw:3/8 ATAŞEHİR, Istanbul, Türkiye adresine kargo ile ıslak imzanızı taşıyan bir dilekçe ile “Kurumsal Sekretarya” departmanı dikkatine Zarfına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Bilgi Talebi” yazılarak gönderebilirsiniz,
  • (ii) Noter kanalıyla gönderebilir,
  • (iii) [email protected] adresine güvenli elektronik ya da mobil imzalı olarak, kayıtlı elektronik posta adresi veya sistemimizde kayıtlı elektronik e-posta adresiniz aracılığıyla ve/veya
  • (iv) Acıbadem’e hitaben yazdığınız “word veya pdf.” formatındaki bir dosyayı güvenli eimza ile imzalayarak [email protected] ‘a e-posta’nın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Bilgi Talebi” yazarak iletebilirsiniz.

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, monash.pw web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI

Size ulaşmamızı ister misiniz?

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır