Tümay Özokur Kurs Ücreti
tümay özokur
az önce bana şöyle bir sms atarak kopmama neden olan kurum. noktasına virgülüne dokunmadan
"dikkat!dikkat!dikkat! cast direktörümüz nesli han uzer hacklenmistir.ondan gelen mailleri acmayiniz.msn den gelen linklere tiklamayiniz paranizi cekiyorlar dikattttt"
kendisi gibi kapris makinesi oyuncuları bulunan ajans sahibesi. upuzun saçları, kemik gözlükleri vardır. asistanı ile beraber "kapris yapma"nın kitabını yeniden yazmıştır.
kendisi ile geçenlerde küçük bir iş için çalışma fırsatı buldum, hatta beni de keşfederler mi acaba diye insanların gözlerinin içine baktım ama nafile.
güzel insanlarla dolu bir ajansı var diye tanım yapabiliriz. huzurla çalışılabilecek bir yere benziyor. mail neydi, atayım hemen cv'yi ben?
yanliş hatirlamiyorsam süper baba dizisinin cast ekibinin başinda bu isim vardi.
işini düzgün ve düzeyli şekilde yapan ajans sahibi ve cast direktörü. dedikodusu yoktur, boş vaatlerle kimseye umut satmaya çalışmaz, işini zamanında teslim eder, ekip çalışanları ılımlı insanlardır. yıllar içinde kimler geldi, kimler geçti ama tümay özokur hala olduğu yerde.
tümay özokur akademisine herkesi almıyorlarmış. ne gibi şartları var bilen var mı acaba?
Merhaba,
Ben Cemre. Oyunculuk hayalleriyle yanıp tutuşan bir kadınım ve bundan sonra, oyunculuk üzerine yazılarımı burada yayınlayacağım. Umarım siz de okurken hoş vakit geçirirsiniz.
Açıkçası, oyunculuğa ilk olarak ne zaman ilgi duyduğumu tam olarak hatırlayamıyorum. Doğduğum günden beri olabilir. Aklımın ermeye başladığı günden beri de, hiç kuşku yok ki, oyuncu olmak istemekteyim. Ne yazık ki, günümüz eğitim sistemi ve hayat şartları, insanların, sevdikleri, arzuladıkları işi yapabilmesinden önce, karnını doyuracak işlere yönelmesine neden oluyor. Ben de bu nedenle üniversitede işletme bölümü bitirdim ama oyunculuk, hâlâ rüyalarıma giriyordu desem yalan söylemiş olmam.
Bu sebeple, bitirdiğim bölümle alakalı işimden arta kalan vakitlerde, bir tiyatro grubuna katıldım ve kendi çapımızda oyunlar sergilemeye başladık. Doğduğum günden beri arzuladığım şeye, işte tam da bu sebeple, geç de olsa kavuştum. Rüyada gibi hissediyorum kendimi ve tabii ki, dur durak bilmeden, bu yolda devam etmek istiyorum.
Şimdi sık sık tiyatro oyunları okuyor, hatta bir taraftan, yazmaya çalışıyorum. Beckett’ten Sartre’a nice oyun okuyup kendimi geliştirmeye çabalıyorum ve bu iş, daha önce hiç bu kadar keyifli olmamıştı diyebilirim. Çünkü şu anda, her ne kadar, henüz amatör de olsa sevdiğim işi yapıyor ve bu yolda ilerliyorum.
Kısacası, bu blog, bundan sonra oyunculuk ve oyunculuk eğitimi üzerine yazılarımı yayınlayacağım yerdir. Sık sık güncellemeye çalışacak, hem yazarak kendimi geliştirecek hem de siz okuyucularıma da bir şeyler katabilmeye çabalayacağım. Umarım siz de keyifle okur ve kendinizden bir şeyler bulabilirsiniz. Sonuç olarak da şunu söylemem gerekir ki, şartlar her ne olursa olsun, hayallerinizin peşini asla bırakmayın. İnanmak başarmanın yarısıdır derler, işte tam olarak öyle. İnanın ve harekete geçin. Başarıyı ise önemsemeyin ve şunu da asla unutmayın: Kendinizi hiç kimseye kanıtlamak zorunda değilsiniz.