tüp bebek tedavisinde prednol neden kullanılır / Memorial Şişli Tüp Bebek Merkezi / Tedavi Yöntemleri

Tüp Bebek Tedavisinde Prednol Neden Kullanılır

tüp bebek tedavisinde prednol neden kullanılır

1 ) Klomifen

FSH salınımında artış sağlayan Klomifen, kısırlık tedavisinde kullanılmaya başlayan ilk ilaçlardan biridir. Tablet biçiminde satılan ilaç, genel olarak adet döneminin 5. Günü ile 9. Günleri arasında kullanılır. Overlerde birden çok follikül gelişimini sağlar.

2 ) Human Menapozal Gonadotropinler (HMG)

Menapoz dönemi sonrasında kadınların idrarından saflaştırılarak oluşturulan, FSH ve LH hormonlarını beraberinde bulunduran ilaç, IVF ve ICSI için yumurtalıkların uyarılması ve birden çok follikül oluşması amacı ile uygulanmaktadır. Her gün, deri altı enjeksiyonu şeklinde kullanılır.

3 ) Uriner FSH

Menapoz dönemi sonrasında, aynı şekilde kadınların idrarından saflaştırılarak oluşturulan, yalnızca FSH hormonu içeren ilaç, IVF ve ICSI için yumurtalıkların uyarılması ve birden çok follikül oluşması amacı ile kullanılmakta ve tedavi boyunca her gün deri altı enjeksiyonu şeklinde uygulanmaktadır.

4 ) Rekombinant FSH

Rekombinant FSH preparatları % olarak saftır ve genetik mühendislik sayesinde laboratuvar ortamında oluşturulmaktadır. Bu ilacın kullanılmadın da ki amaç, FSH yumurtalıkları uyararak birden çok follikül gelişimini sağlayıp, IVF ve ICSI için birden çok yumurta oluşturulmaktadır. Subkütan (deri altına) enjeksiyon yardımı ile uygulanan ilacın, artık otomatik olarak doz ayarı yapan kalem tarzında olanları da bulunmaktadır.

5 ) Gonadotropin Relasing Hormon Agonistleri (GnRHa)

Hipofiz bezinden FSH ve LH hormonu salgılanmasına destek olan ve beyinde yer alan hipotalamus adlı merkezden salgılanan Gonadotropin serbestleştirici (İngilizce releasing) hormonun sentetik halde oluşturulan formudur. Kullanım çeşitleri içerisinde, iğne veya burundan sprey şeklinde alınabilenleri de bulunmaktadır.

LH’nın (Luteinize edici hormon) erken artması, yardımcı üreme yöntemleri ile tedavideki çok önemli problemlerden biridir. Bu durum, folliküllerin beklenen zamandan daha erken çatlayıp, miktar ve kalite bakımından yeterli yumurta oluşturma ihtimalini azaltmasına neden olmaktadır. GnRH analoglarının uygulanması, yumurtalıkların hormonal bir şekilde uyarımı esnasında, vücudun salgıladığı LH hormonunun bu erken yükselişini engellediğinden dolayı, miktar ve kalite bakımından düşük yumurtaların oluşturulması ihtimalini minimuma indirir. Bir çok klinikte ki tedavi yöntemlerinde, çok fazla kullanılmamaktadır.

6 ) GnRH Antagonistleri

Özellik bakımından, GnRH analogları ile aynı etkiye sahip olsa bile, etki gösterme ve kullanım müddeti daha az olduğu için, hastaların kliniğe gelecekleri gün sayısını düşürmekte, bu da tedavinin ücretini azaltmaktadır. Enjeksiyon miktarının daha az olması da, başka bir avantajıdır. Gün içerisinde mg’lık Formu stimulasyonun 6. günü başlanıp, yumurta gelişim sürecini tamamlayana dek sürmektedir.

7 ) Human Koryonik Gonadotropini (Çatlatma iğnesi)

Yumurta toplanmasından ortalama olarak 35 veya 36 saat önce enjekte edilir. Bu enjeksiyonun ardından yaklaşık 36 saat ile 38 saat sonra, follikül çatlaması oluşarak yumurtalar salınır. Bu hormonun sağladığı etki, büyümüş folliküllerin içindeki yumurtaları istenilen ölçüde olgunlaştırıp döllenmeye hazırlamak ve progesteron salgılanmasını başlatmaktır. Doğal bir hormon olan LH’a benzeri bu ilaçlar, anne adayında yumurtanın çatlamasına neden olur. HCG enjeksiyonunun zamanlaması çok önemli olduğu için, muhakkak anne adayına belirlenen uygun zamanda yapılmalıdır.

8 ) Progesteron

Rahim içini çevreleyen ve döllenen yumurtanın yerleştiği endometrium tabakasının, sağlıklı olgunlaşması ve gelişmesi için lazım olan bu hormon, gerektiği kadar salınamaz ise, embriyonun endometriuma sağlıklı olarak yerleşmesi de mümkün olmaz. Bu sebepten dolayı, IVF ve ICSI uygulamasında endometriumu desteklemek amacı ile bu hormon dışarıdan verilmektedir. Luteal faz desteği olarak bilinen bu tedavi, vajinal fitil veya jel şeklinde uygulanmaktadır. Kliniklerde yumurta toplama işleminin yapılacağı gün, vajinal kapsül günde 3 defa 1’er ovül olacak şekilde başlanmakta ve hamilelik testi yapılana dek devam edilmektedir. Hamilelik testinin müspet çıkmasın durumunda, hamileliğin 8. haftasına kadar, vajinal ovül şeklinde, kullanmayı bırakmadan devam edilir. Kliniklerde verilen progesteron preparatları doğal olduğu için hamilelik üzerinde herhangi bir reaksiyon etkisi bulunmamaktadır.

9 ) Letrazol

Yumurta gelişimi zor olan anne adaylarında kullanılan ilaca, adet döneminin 2. veya 4. günü başlanır ve günlük 2 tablet olacak şekilde toplamda 5 gün kullanılır. Yumurta gelişimi görülmemesi halinde, arka arkaya 3 veya 4 adet dönemi kullanılabilmektedir.

10 ) Diğer ilaçlar

  • Tetra Kapsül: Kadın üreme sisteminde oluşabilecek olan enfeksiyonların, hamileliğin meydana gelmesini engellememesi için, koruyucu olarak verilen Tetra bir antibiyotiktir. Yumurta toplanmaya başlandığı zaman kullanılmaya başlanır ve 4 gün boyunca bırakılmadan kullanıma devam edilir.
  • Prednol 16 mg Tablet: Hamilelik oluşumu döneminde gelişebilecek bağışıklık sistemince red reaksiyonunu önlemek amacı ile kullanılan ilacın kullanımına, yumurtanın toplandığı gün başlanır ve 4 gün boyunca devam edilir. Gece yatarken tek doz şeklinde alınır.
  • Folikasit (Folbiol veya Centrum): Bebeklerin sakat doğma durumunu önlemek amacı ile tedavinin başlangıcından itibaren günlük alınacak şekilde verilen bir vitamindir.
  • Parlodel SRO Kapsül: Prolaktin hormon seviyesi yüksek olan hastalara verilen ilaç, akşam yemeklerinin ardından yutulmaktadır.

Ovulasyon indüksiyonu (Yumurta gelişiminin uyarılması)

Düzenli adet gören bir kadında yumurtalıklardan her ay bir adet yumurta seçilir ve yumurtlama zamanında bu yumurta çatlayarak tüplerde sperm ile karşılaşır ise döllenme gerçekleşir. Ancak düzenli adet görmeyen ve yumurtlama problemi olan kadınlarda bu durum gerçekleşmeyecektir. Bu nedenle yumurtlamayı uyarmak için yapılacak ovulasyon indüksiyonunda amaç verilen ilaçlar ile bir veya iki follikülün gelişmesinin sağlanmasıdır. Follikül olgunlaştığında eklenecek tetikleyici hormon bu yumurtanın olgunlaşması ve çatlamasını sağlayacaktır. Tetikleyici hormon verildikten 36 saat sonra zamanlı bir ilişki yapılması veya intrauterin inseminasyon (aşılama) yapılması gebelik şansını arttıracaktır. Bu işlemlerin yapılabilmesi için tüplerin açık, sperm incelemesinin normal ve gebeliğe engel olabilecek başka bir durumun olmadığının önceden kanıtlanmış olması gerekmektedir.

 

Ovulasyon indüksiyonu için kullanılan ilaçlar

1. Klomifen sitrat: Hipotalamustaki östrojen reseptörlerine bağlanıp yumurta geliştiren hormonların (gonadotropinlerin) salgılanmasını uyararak follikül gelişimini sağlar. Klomifen sitrat çoğunlukla ovulasyon indüksiyonu amaçlı kullanılmasına rağmen tüp bebek tedavisinde de yalnız veya  gonadotropinlerle beraber kullanılabilmektedir.

 2. Letrozol : Vücutta sentezlenen östrojen hormonunu azaltarak FSH salgısını arttırır. Hem ovulasyon indüksiyonu amaçlı ve hem de tüp bebek tedavisinde ve özellikle de meme kanseri öyküsü olan kadınlarda östrojen hormon seviyesinin yükselmesinin engellemek amaçlı gonadotropinlere eklenerek kullanılmaktadır.

 3. Gonadotropinler: Rekombinant FSH veya hMG içerikli ilaçlardır. Cilt altı veya kas içi enjeksiyonlar şeklinde uygulanır.

 

Intra-uterin inseminasyon (IUI)

Semen örneğinin hazırlık aşamalarından geçirildikten sonra en iyi hareketli spermlerin seçilmesi ve ince bir kateter yardımı ile rahim içine verilmesi işlemidir. Semen örneğinin hazırlanarak spermlerin seminal plazmadan, hücre artıklarından ve lökositlerden ayrıştırılıp, ileri hızlı hareketli spermlerin seçilmesi ve bunların rahim içine verilmesi sağlanır.

İşlem sonrası elde edilen en hızlı hareket eden spermler bir kateter vasıtası ile rahim içerisine verilir (Resim 1). Bu şekilde vajina ve rahim ağzı geçilerek spermin yumurtaya daha yakın bir yere bırakılması sağlanmış olur. İşlem bütünüyle ağrısız olup anestezi gerektirmemektedir. 

IUI öncesinde yumurtaların geliştirilebilmesi için yukarıda bahsedilen ovulasyon indüksiyonu yöntemleri kullanılır. Yumurta boyutu mm’ye ulaşınca olgunlaştırma-çatlatma iğnesi olarak bilinen rekombinant-hCG enjeksiyonu uygulanır. İlaç enjeksiyonundan yaklaşık 36 saat sonra çift işlem için çağırılır. Açıklanamayan infertilite olgularında IUI ile başarı şansı % arasında değişmektedir.

 

Resim 1: Semen örneği hazırlık aşamalarından geçirilerek hareketli spermler seçilir ve ince bir kateter ile rahim içine verilir.

 

Tüp bebek işlemleri 

Konvansiyonel tedavi yöntemleri ile başarı sağlanamadığında veya aşağıdaki faktörlerin birinin varlığında direkt olarak tüp bebek işlemlerine geçilebilmektedir.

  • Şiddetli erkek faktörü (Sperm parametrelerinde şiddetli bozukluk izlenmesi, sperm sayısında belirgin azalma (<5milyon/mL), hareket azlığı, ciddi şekil bozukluğu ya da menide hiç sperm bulunmaması)

  • Tubal faktör (tüplerde yapışıklık veya tıkanıklık izlenmesi veya tüplerin cerrahi olarak alınmış olması)

  • Şiddetli endometriosis

  • Uzun süreli (3 yılı aşmış) ve diğer tedavilere cevapsız, açıklanamayan infertilite olguları

  • Konvansiyonel tedavilere yanıtsız yumurtlama problemleri

  • İleri anne yaşı(>38 yaş) ya da yumurta rezervinin belirgin azaldığı durumlar

  • Tek gen hastalıkları ve HLA uyumlu embriyo seçimi gerektiren olgular

 

Tüp bebek tedavileri aşağıdaki basamaklardan oluşmaktadır

 

- Yumurtalıkların uyarılması (kontrollü ovaryan hiperstimülasyon, KOS)

- Yumurta toplama işlemi (OPU)

- Laboratuvar ortamında döllenme (fertilizasyon)

- Embriyo kültürü, gerekirse embriyo dondurma (FET)

- Embriyo transferi (ET)

Tüp bebek işlemlerinin ilk aşaması çok sayıda yumurta gelişiminin sağlanmasını hedefleyen tedavi kısmı kontrollü ovarian hiperstimulasyon, KOS olarak bilinir. Bu amaçla kadının yumurtalık rezervi, yaşı, kilosu ve varsa önceki tedavileri açısından değerlendirme yapılır ve kendisi için en uygun olabilecek ilaç kullanım protokolü ve ilaç dozlarına karar verilir. Bu kararlar hastaya göre seçilmekte ve bireyselleştirilmiş tedavi protokolleri benimsenmektedir. Dolayısı ile bir hastanın tedavisi bir başka hastadan farklılık gösterebilmektedir.

 

Kontrollü ovarian hiperstimulasyonda kullanılan ilaçlar (Gonadotropinler)

Follikül Stimülan Hormon: FSH içerir. Rekombinant DNA teknolojisi ile üretilir. Cilt altına enjekte edilerek kullanılır. 

Luteinizan Hormon: LH içerir. Rekombinant DNA teknolojisi ile üretilir. FSH içeren ilaçlar ile follikül büyümesinin yetersiz olduğu özellikle ileri yaş vakalarında FSH ile birlikte kullanılabilir. 

Human Menopozal Gonadotropin: Menopozdaki kadının idrarından elde edilir. Doğal FSH ve LH içerir. Cilt altına veya kas içine enjekte edilerek kullanılır. 

Highly Purified Human Menoposal Gonadotropin: Menopozdaki kadınların idrarından elde edilir. HMG’den farkı yüksek derecede saflaştırılmış olmasıdır. FSH ve LH içerir. Cilt altına enjekte edilerek kullanılır.

Yumurtalıkları Olgunlaştırmak için Kullanılan İlaçlar:

Human Chorionic Gonadotropin: Kimyasal yapısı ve fonksiyonu LH’ya benzer. Yumurtalıklardaki folliküller istenilen boyuta ulaştığında yumurtaların olgunlaşmasını sağlamak için yapılır. Tek doz şeklinde cilt altına uygulanır.

Gonadotropin Releasing Hormon (GnRH Analoğu): GnRH hipofizden FSH ve LH salgılanmasını uyaran bir hormondur. Kullanılmaya başlandığında ilk önce flare up etki ile  FSH ve LH hormonu salgılanmasını arttırırken sonrasında baskılayıcı etkisi ortaya çıkar. Yarılanma ömrü r-hCG’ye göre daha kısa olduğu için yumurta toplama işleminden sonra yumurtalıklarda kalan folliküllerin büyümesini  engelleyerek OHSS (yumurtalıkların aşırı uyarılması) riskini ortadan kaldırır. 

Baskılayıcı İlaçlar:

GnRH Antagonisti: Kısa protokol uygulanan vakalarda kullanılır. Hipofizden FSH ve LH salgılanmasını baskılayarak yumurtalıklardaki folliküllerin asenkron büyümesini ve zamansız çatlamasını engellemek için kullanılır.

GnRH Analoğu: Uzun protokol uygulanan vakalarda kullanılır. Kullanılmaya başlanan ilk günlerde FSH ve LH salgılanmasını uyarırken devam eden günlerde bu hormonların salgılanmasını baskılayarak yumurtalıklardaki folliküllerin erken çatlamasını engeller. 

Diğer ilaçlar:

Folik asit: Folik asit eksikliğinde yeni doğan bebeklerde nöral tüp defektleri nadiren de olsa oluşabilmektedir. Bu nedenle tedavinin hazırlık döneminde varsa folik asit eksikliğini engellemek için kullanılır.

Antibiyotik: Rahim ağzında veya menide bulunabilecek ve cinsel yolla geçebilecek bazı bakteriler tüp bebek tedavisinde başarı şansını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle hazırlık döneminde hem kadın hem de erkeğe antibiyotik kullanımı önerilir.

Metformin: İnsülin direnci olan olgularda, polikistik over sendromu vakalarında ve obezite problemi olan vakalarda artan insülin düzeyleri yumurta kalitesini ve hormonal durumu olumsuz etkileyebileceği için bu hastalarda metformin kullanımı önerilir.

Prednol: Embriyo transfer edildiğinde endometrium tarafından embriyonun yabancı hücre gibi algılanmasını baskılamak için transferden itibaren sadece 4 gün kullanılmaktadır.

Progesteron: Embriyonun rahim iç tabakasına tutunması ve gebeliğin devam etmesi için progesteron hormonuna ihtiyaç vardır. Jel, iğne veya ağızdan kullanılan formları mevcuttur.

Tedavi protokolleri: 

IVF uygulamalarında amaç, kadından yeterli sayıda ve kalitede yumurta elde etmektir.  Uygulamalarda protokol seçimi hastaya göre değişmektedir. Bu seçimde, tüp bebek merkezinin deneyimi ve başarısı önemli bir kriterdir. Kadının yaşı, yumurtalık rezervi, hormon değerleri, vücut kitle indeksi ve varsa önceki tedavilere verilen yanıtlara uygun olarak seçilen bir protokol ile yumurta büyütme sağlanır. Olguların özelliklerine göre farklı şekillerde uygulanabilen KOS tedavilerinde öncelikle gonadotropin adı verilen yumurtalıkları uyarıcı ilaçların yardımı ile yumurtalar belli bir olgunlaşma aşamasına getirilir. Bu süreçte istenmeyen bir zamanda yumurtaların çatlamasını engellemek için agonist veya antagonist adı verilen ilaçlar kullanılır.

 

Antagonist protokol:

Günümüzde tedavide en yaygın kullanılan protokol, “kısa protokol” olarak da bilinen “antagonist protokol” olup, bu tedavi şemasında tedaviye genellikle adetin ikinci veya üçüncü günü başlanır. Fakat kanser tanısı konulması ve kemoterapi gerekliliği gibi acil durumlarda adetin herhangi bir günü tedaviye başlanabilmektedir (random start).

Tedavide öncelikli amaç çok sayıda yumurtanın ve embriyonun elde edilebilmesini sağlamaktır. Bu amaçla yumurtalıkların uyarılması için hormon preparatlarının cilt altı enjeksiyon yöntemi ile uygulanmasına başlanır. Kullanılan başlıca ilaçlar; folikül uyarıcı hormon (rec-FSH), insan menopozal gonadotropini (hMG), rekombinant luteinizan hormon (rec-LH) ve rec-FSH + rec-LH kombinasyonu içeren preparatlardır.  Tedavinin ilerleyen günlerinde gelişen yumurtaların boyutları ve kan hormon düzeylerinin ölçülmesi için kontroller gerekebilmektedir. Takipte elde edilen sonuçlar doğrultusunda ilaç dozlarında gereken değişiklikler yapılır. Yapılan bu kontrollerde yumurta boyutlarının belli bir aşamaya gelmesini takiben kan hormon düzeylerinin kontrolsüz olarak artmasını ve yumurtaların zamanından önce çatlamasını engellemeye yönelik olarak tedavi şemasına ilave ilaçlar eklenmektedir. GnRH antagonistleri denilen bu ilaçlar uyarıcı ilaçlar ile birlikte yumurta olgunlaştırma-çatlama iğnesinin yapıldığı güne kadar devam eder. Bu tedavi ile yumurta gelişimi ortalama olarak kişinin ilaca verdiği cevaba göre değişebilmekle beraber genellikle gün kadar sürmektedir.

Şekil 1: Antagonist protokol:

 

Uzun protokol

Uzun protokolde tüp bebek tedavisine bir önceki adetin günü (ovulasyondan 7 gün sonra)  10 IU veya Gonapeptyl ile başlanır. Bu enjeksiyonlardan yaklaşık 10 gün sonra adet kanaması başlar. Adetin 2. günü yapılan ultrasonografi ve hormon sonuçlarına göre gonadotropinlere başlanır ve baskılayıcı enjeksiyonun dozu yarıya indirilir. Yumurtalıklardaki folliküller yeterli sayı ve boyuta ulaştığı zaman gonadotropinler kesilir ve yumurta olgunlaştırma iğnesi r-hCG  yapılır. Olgunlaştırma iğnesinden 36 saat sonra ise yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir.

Şekil 2: Uzun Protokol

 

Oral kontraseptif ile kombine long (uzun) protokol:

Long protokolden farklı olarak doğum kontrol hapına bir önceki adetin 2. veya 3. günü başlanır ve bitinceye kadar (21 gün) kullanılır. Doğum kontrol hapının  gününde ise baskılayıcı cilt altı enjeksiyon iğnelerine başlanır. Tedavinin geri kalan kısmı uzun protokol ile aynı şekilde uygulanır.

Long stop protokol
Adetleri düzenli olan kişilerde adetin günü, adetleri düzenli olmayanlarda ise yumurtlama gününden 1 hafta sonra, GnRH analoğu 10 ünite, başlanır. Enjeksiyonun başlanmasından yaklaşık 10 gün sonra adet kanaması başlar. Adetin 2. günü ultrasonografi ve hormon sonuçlarına göre yumurtalıklardaki folliküllerin büyümesini sağlamak için gonadotropin tedavisine başlanır ve baskılayıcı enjeksiyon iğneleri kesilir. Adetin 5 veya 6. günü yapılan ultrasonografi sonucuna göre yumurtalıklarda bulunan folliküller belli bir boyuta ulaşınca yumurtaların erken çatlamasını engellemek için tedaviye GnRH antagonisti eklenir.  Bu ilaçlar, yumurtalar yeterli sayı ve boyuta ulaştığında kesilir ve yumurta olgunlaştırma iğnesi yapılır. Olgunlaştırma iğnesinden 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır.

Şekil 3: Long stop protokol

 

Co flare-up protokol
Adetin 2. günü yapılan hormon testleri ve ultrasonografi bulguları normal ise tedaviye GnRH-a iğnesinden 10 ünite ile başlanır. Adetin 3. günü tedaviye yumurtalıklardaki folliküllerin büyümesini uyarmak için gonadotropin eklenir. Adetin 5. veya 6. günü yapılan ultrasonografi ve hormon testlerinin sonucuna göre kullanılan enjeksiyon dozu yarıya indirilir (5 ünite) ve gonadotropin enjeksiyonları ile yumurtalıklardaki folliküller yeterli sayı ve boyuta ulaşıncaya kadar devam edilir. Yumurtalıklardaki folliküller yeterli sayı ve boyuta ulaştığı zaman yumurta olgunlaştırma iğnesi yapılır. Olgunlaştırma iğnesinden 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır.

 

Şekil 4: Co flare-up protokol

 

Mikrodoz Flare-up Protokol
Mikrodoz protokolünde tedaviye başlamadan önceki ay, adetin 2. veya 3. günü doğum kontrol hapı başlanır. Doğum kontrol hapı bittikten 2 gün sonra  yapılan hormon testleri ve ultrasonografi sonuçlarına  göre tedavinin ikinci aşamasına geçilerek günde 2 kez 40 mcg GnRH-a enjeksiyonuna başlanır. Bu enjeksiyonlardan 2 gün sonra tedaviye gonadotropin eklenir ve yumurtalıklardaki folliküller belli bir boyuta ve sayıya ulaşıncaya kadar devam edilir ve ardından olgunlaştırma iğnesi yapılır. Olgunlaştırma iğnesinden 36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır.

Şekil 5: Mikrodoz flare-up protokol

 

Ultra-long Protokol

İleri evre endometriozis ve adenomyozis olgularında kontrollü over stimülasyonuna başlamadan 3 ay önce GnRH analoğu depo formundan yapılır. Amaç endometriozis veya adenomyozis odaklarını baskılamaktır.

Mild Stimülasyon

Mild stimülasyon protokollerinde standart protokollere göre daha düşük doz ve daha kısa süreli gonadotropin kullanılır.  Yapılan çalışmalarda mild stimülasyonda  diğer protokole göre ovarian hiperstimülasyon sendromu riskinin  ve maliyetin  daha düşük olduğu gösterilmiştir. Ancak mild stimülasyonda diğer protokollere göre uygulamaların sayısına göre elde edilen gebelik oranlarının daha düşük olduğu da gösterilmiştir.

Random Start Protokol

Klasik olarak IVF uygulamalarında yumurtalıkları uyarıcı ilaçlara adetin 2. günü başlanmakta ve bu tedavi yaklaşık 15 gün sürmektedir. Kemoterapi veya radyoterapi alması gereken kanser (özellikle meme kanseri) olgularında fertilitenin korunması amacı ile tedaviye başlamadan önce yumurta veya embriyo dondurma işlemleri önerilmektedir.. Kemoterapiye başlama zamanını geciktirmemek için bu vakalarda adet olmalarını beklemeden siklusun herhangi bir döneminde yumurta uyarma işlemine başlanabilir. Bu protokole adetin herhangi bir gününde başlanabilir olmasından dolayı random start protokol denir. Özellikle östrojen reseptörü pozitif olan meme kanseri vakalarında verilen gonadotropinlerin östrojen seviyesini yükseltmemesi için tedavi süresince letrozole verilerek östrojen düzeyi yükselmeden çok sayıda yumurta ve embriyo elde edilebilir. Yapılan çalışmalarda random start başlanan protokoller ile adetin 2. günü başlanan standart protokoller arasında yumurta kalitesi, embriyo gelişimi ve döllenme oranları açısından bir fark bulunmadığı gösterilmiştir.

 

Yumurta Toplama İşlemi (OPU)

Yumurta toplama işlemi vaginal yoldan hafif anestezi (sedoanaljezi) altında uygulanmaktadır (Resim ). Bu nedenle bir önceki akşam saat 'den itibaren hiçbir şey yiyip içmemeniz ve sabah size bildirilen saatte aç olarak merkeze gelmeniz istenecektir.

İşlem için ultrasonografi probuna ilave edilmiş bir iğne kullanılır ve her bir folikülün içine girilerek ultrason eşliğinde follikülün içindeki yumurta aspire edilir. Çoğu zaman işlem rahat tolere edilir ve ciddi bir ağrıya yol açmaz. Eğer işlem sonrası ağrı hissedilirse parasetamol tablet almanızda sakınca yoktur. İşlem bitiminde bir süre sulu gıdalarla beslenmeniz sağlanıp yaklaşık bir iki saat gözlem altında tutulduktan sonra ayrılmanıza izin verilecektir. Yumurta toplama işlemlerinde nadir de olsa kanama ve enfeksiyon gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Böyle bir durumda hastanede gözlem altında olmanız veya kanamadan şüpheleniliyor ise nadiren laparoskopi yapılması gerekebilmektedir. 

Yumurta topluma işleminden sonra aşağıdaki belirtilerden herhangi birinin olması durumunda mutlaka doktorunuzla iletişime geçmeniz önerilir.

- 38 derece veya daha yüksek ateş,
- Aşırı vaginal kanama (hafif veya lekeleme tarzında kanamalar normaldir),
- İşlemden saat sonrasında artan ağrı ile birlikte, halsizlik baygınlık hissi, omuza vuran ağrı,
- Ani kilo artışı, bulantı, kusma, ishal, nefes almada zorluk, karında şişkinlik

Resim 2: Yumurta toplama işlemi vaginal yoldan hafif anestezi (sedoanaljezi) altında uygulanmaktadır.

Resim 3: Yumurta toplama işleminin şematik görüntüsü

 

Video 1: Yumurta Toplama İşlemi

 

Elde edilen yumurtaların aynı gün eşinizin spermleri ile IVF veya ICSI yöntemleri kullanılarak döllendirilecektir. IVF (in-vitro fertilizasyon) işleminde elde edilen yumurtaların öevresine hastanın eşinden alınan spermler bırakılır ve spermlerin yumurtayı döllemesi beklenir. ICSI (intrasitoplazmik sperm injeksiyonu-mikroenjeksiyon) yöntemi ise başarı oranlarının çok daha yüksek olması nedeni ile günümüzde artık pek çok merkez tarafından tercih edilen ve merkezimizde de rutin olarak uygulanan yöntemdir (Video-2). Bu yöntemde her yumurta için seçilen bir sperm mikropipetler yardımı ile kat büyütme sağlayan mikroskoplar kullanılarak yumurta içine direkt enjekte edilir. Ülkemizde mikroenjeksiyon işlemi ilk kez yılında Prof. Dr. Semra Kahraman ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiş ve ‘lk canli doğumlar elde edilmiştir. Mikroenjeksiyon için ejekulattan veya testislerden elde edilen spermler kullanılabilmektedir, yumurtaların döllenip döllenmediğinin kontrolleri ertesi gün yapılır. Döllenen yumurtalardan elde edilen embriyolar her gün gelişimleri açısından kontrol edilir. Embriyolar merkezimizde çoğunlukla güne kadar kültüre edilmekte ve blastokist aşamasına ulaşmaları sağlanmaktadır.

Video 2: ICSI- mikroenjeksiyon işlemi

 

Embriyo transferi

Yumurta toplanma işleminden sonraki veya günlerde seçilecek embriyolar rahim içine ince bir kateter ile transfer edilmektedir (Video 2). Embriyoların hangi gün transfer edileceği embriyolarınızın gelişme durumuna göre doktorlarımızın ve embriyologlarımızın ortak kararı ile belirlenmektedir. Embriyo transferleri tüp bebek işleminin son basamağı olup son derece önemli bir işlemdir. Uygun şartlarda yapılan embriyo transferi, tüp bebek tedavisinde başarıyı arttıran bir faktördür ve önemi göz ardı edilemez. Bu nedenle transferi gerçekleştirecek doktorun ve embriyoloğun dikkati ve özeni büyük önem taşımaktadır. 

Tüp bebek işlemlerinin başarısını belirleyen en önemli faktörlerden biri transfer edilen embriyoların kalitesidir. Çok sayıda embriyonun transferi, gebelik şansını arttırmamakta ancak beraberinde çoğul gebelik riskine yol açmaktadır. Çoğul gebelikler, erken doğum ve buna bağlı olarak bebeklerde yetersiz akciğer gelişimi, enfeksiyonlara eğilim, mental gerilik gibi ciddi risklerin oluşumunu arttırmaktadır. Ayrıca gebelik sürecinde hem anne hem de gelişen bebekler birçok tıbbi sorunla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı tarafından çoğul gebelik riskinin azaltılması için transfer edilecek embriyo sayısına sınırlandırılma getirilmiştir. Merkezimizde özellikle çok sayıda iyi embriyosu gelişen vakalarda en iyi embriyonun seçimine olanak sağlamak için 5. Veya 6. gün (blastosist dönemi) embriyo transferi tercih edilmektedir.  Blastosist döneminde seçilen en iyi tek embriyonun transferi yapılmakta ve böylece gebelik şansı arttırılırken çoğul gebelik riski azaltılmaktadır,  arta kalan iyi embriyolar, çiftlerin birlikte onayı alındıktan sonra dondurularak saklanmaktadır.

Bunun dışında, bazı riskli durumlarda gelişen tüm embriyoların zorunlu olarak dondurulması gerekebilir. Özellikle yüksek yumurtalık rezervi olan hastalarda yumurta gelişimi için verilen hormon ilaçlarına bağlı yumurtalıkların aşırı uyarılması (OHSS: Ovarian Hiperstimulasyon Sendromu) gelişirse elde edilen tüm embriyolar dondurulur. Embriyo transfer işlemi yumurta toplama işleminden ay sonra yapılır.  

Dondurma işlemi ayrıca preimplantasyon genetik tanı yapılması planlanan hastalarda, tedavi esnasında rahim içi dokusunun, embriyonun tutunması için yeterli kalınlıkta olmamasının saptanması durumunda, transfer öncesi rahim içinde büyük polip, aşırı sıvı toplanması veya tüplerde sıvı izlenmesi gibi durumlarda da embriyoların tümü dondurulmaktadır.

Embriyo transferinde temel prensip, embriyonun rahim içinde belirlenecek bölgeye mümkün olduğunca en az travma ile yerleştirilmesidir. Ağrısız bir işlem olduğundan anestezi gerektirmez. Embriyo transferinin kolay yapılması amacıyla hastanın ilk muayeneye geldiği gün kateter ile transfer provası yapılmakta ve böylece muhtemel zor transferler için önlem alınmaktadır (Resim 3).

Resim 3: Transfer kateteri

 

Embriyoların rahim içinde verileceği en uygun yerin tespit edilmesi ve rahim içi zarına dokunulmaması açısından, embriyo transfer işleminin dolu mesane (idrar torbası) ile ve ultrasonografi eşliğinde yapılması tercih edilmektedir. Bu şekilde rahim ağzı ve rahim arasındaki açı tespit edilerek, transfer kateterinin izleyeceği yol belirlenmekte ve işlemin daha az travmatik olması sağlanmaktadır. Yüksek çözünürlüğü olan ultrason kullanımı da transfer işleminin daha iyi görülmesini sağlayarak başarıyı olumlu yönde etkilemektedir.

Video 3: Embriyo Transfer İşlemi

Transfer işlemi sırasında rahim ağzında bulunan mukus steril bir çubuk ile temizlenir, ince ve yumuşak bir kateter yardımı ile embriyolar rahim içerisine bırakılır. Transferde yumuşak kateter tercih edilmesi rahim ağzında kanama riskini de azaltmaktadır. Kullandığımız kateterlerin uçları ultrasonografi ile gözlenebildiği için embriyoların rahim içinde bırakılacağı bölge net olarak tespit edilebilmektedir. Kateter içerisine yüklenen embriyoların transferi nazik bir şekilde yapıldıktan sonra kateter yavaşça çıkarılır ve embriyologlarımız tarafından mikroskop altında embriyoların tümünün transfer edilip edildiği kontrol edilir. 

Embriyolar rahime yerleştirildikten sonra yarım saatlik dinlenme yeterlidir. Daha uzun süreli yatak istirahatının gebelik şansını arttırıcı bir etkisi saptanmamıştır.

Kısırlık Tedavisinde Hangi İlaçlar Kullanılır?

Klasik gebe kalma yöntemlerini denemiş fakat başarıyla sonuçlanmamış kadınların sıkça tercih ettiği, gebeliğe yardımcı tedavilerden biri de tüp bebek yöntemidir. Bu yöntem erkek ve dişi hücrelerinin laboratuvar ortamında birleşmesini sağlar. Oluşan embriyoların, anne rahmine transfer yöntemiyle uygulanmasıyla birlikte tüp bebek yöntemi başarıyla neticelenmiş olur.

Tüp bebek tedavilerindeki hedef yeterli sayıda ve sağlıkla embriyo oluşturulmasıdır. Tedavi esnasında kullanılması gereken ilaçlar üremeyi kolaylaştıracak olan hormon ilaçlarıdır. Tedavide kullanılacak ilaçların belirlenmesinde hastanın yaşı, hormon düzeyleri, ultrasonografide görülen yumurtalıklarının rezervi önemli yol oynamaktadır. İlaçların kullanım şekli ve dozu bu tetkiklerin kriterlerine göre belirlenir, her hastaya özel tedavi uygulanır. Tüp bebek tedavisi gören kadınlara ilaçlar, adet döneminin ikinci ya da üçüncü günü muayene sonrası başlatılır. Fakat bazı hastalarda da gerek görüldüğü takdirde adet döneminin günü de başlanabilmektedir.

Tüp bebek tedavilerinde kullanılan ilaçları 4 ana gruba ayırabilmekteyiz. Bunlar; yumurtalıkları baskılayan ilaçlar, yumurtalıkların uyarılması için kullanılan ilaçlar, yumurtaların olgunlaşması için uygulanan ilaçlar ve embriyonun rahim içine tutunmasına yardımcı olan ilaçlardır. İlaçların dozu ayarlanamadığı ve yüksek dozda ilaç verildiği zamanlarda hastada yumurtalıkların aşırı uyarılma hastalığı (OHSS) dediğimiz bir hastalık oluşur. Bunun neticesinde yumurtalıklarda aşırı büyüme, karın içinde su toplama, karın şişmesi ve gerginlik hissi oluşur. İlerleyen saflarda ise hasta bazen yoğun bakım tedavisi uygulanabilecek kadar ağır şekilde rahatsızlanabilir.

Sağlıktaki büyük teknolojik gelişmeler sayesinde, bugün kısırlık alanında birçok yeni ve etkin içeriğe sahip ilaç çeşitleri bulunmaktadır. Bu ilaçların amacı overlerde yeterli büyüklüğün sağlanması ve yeterli sayıda follikül gelişimine neden olup, gebe kalma oranını arttırmayı sağlamaktır. Özellikle tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerinde birden fazla follikül (tek bir yumurta hücresini saran ve besleyen yapı) elde edilmesi başarı için çok önemli faktörlerden biridir.

Tüp bebek yönteminde kullanılan ilaçlar şöyle şıralanabilir:

Klomifen: FSH (beyinde hipofizden salgılanan ve yumurtalıklardaki folikülleri uyarıp büyümesini sağlayan hormon) salınımını arttıran Klomifen, kısırlık tedavisinde kullanılmaya başlayan ilk ilaçlardan biridir. Tablet şeklinde bulunan ilaç, genelde adet döngüsünün 5 ya da 9. günleri arasında kullanılmaya başlanması gerekimektedir. Bu ilaç overlerde birden fazla follikül gelişimine yardımcı olabilir.

Human Menapozal Gonadotropinler (HMG): Menapoz dönemi sonrası kadınların idrarından saflaştırılarak elde edilen, FSH ve LH (yumurtlamaya yakın dönemde artış gösteren hormon) hormonlarını birlikte içeren ilaç türüdür. Günlük olarak uygulanan deri altı enjeksiyonudur. IVF (laboratuvar ortamında döllenme) ve ICSI için yumurtalıkların uyarılmasını sağlamakta ve birden fazla follikül elde edilmesi için uygulanmaktadır.

Uriner FSH: Menapoz dönemi sonrası kadınların idrarından saflaştırılarak elde edilen, sadece FSH hormonu içeren ilaçtır. Günlük olarak hastaya deri altı enjeksiyonu olarak uygulanmaktadır. Döllenmenin sağlanması için yumurtalıkların uyarılması ve birden fazla follikül elde edilmesi için kullanılmaktadır.

Gonadotropin Relasing Hormon Agonistleri (GnRHa): Beyindeki hipotalamus adlı merkezden salınan hormonun sentetik halde elde edilen biçimidir. İğne yöntemiyle ya da burundan sprey olarak alınabilir. Hipofiz bezinden FSH ve LH hormonu salgılanmasına yardımcı olur. LH hormonu seviyesinin erken yükselmesi, tedavi sürecindeki çok önemli sorunlardan biridir. Bu durum folliküllerin tahmin edilen süreden önce çatlamasına neden olabilir. Böylece sayı ve kalite olarak yeterli yumurta elde edilme şansını azaltabilmektedir.

GnRH Antagonistleri: İşlev bakımından GnRH analogları ile aynı etkiye sahiptir. Ancak etki gösterme ve kullanım süresi daha kısa olduğundan, hastaların tüp bebek merkezlerine gitmesi gereken gün sayısını indirerek, tedavinin maliyetini aza indirger. Diğer bir avantajı da hastaya yapılan enjeksiyon sayısının daha düşük olmasıdır.

Rekombinant FSH: Rekombinant FSH preparatları % olarak saf biçimdedir. Laboratuvar koşullarında, genetik mühendislik sayesinde üretilmektedir. Eskiden yalnızca subkütan (deri altına) yöntemle enjeksiyon yardımıyla uygulanan ilacın, şimdililerde otomatik doz ayarı yapan kalem şeklinde olanları da mevcuttur. İlacın hedefi, FSH yumurtalıkları uyararak birden fazla follikül gelişimini sağladıktan sonra, gebeliği kolaylaştırmak için birden fazla yumurta elde etmektir.

Human Koryonik Gonadotropini (Çatlatma iğnesi): Yumurta toplanmasından yaklaşık olarak 35 - 36 saat öncesinden hastaya enjekte edilir. Bu enjeksiyondan tahmini olarak 36 - 38 saat sonra follikül çatlaması sağlanarak yumurtalar salınır. HCG enjeksiyonunun zamanlaması oldukça önemli olduğundan mutlaka gereken zamanda uygulanmalıdır. Bu hormon, folliküller içindeki yumurtaları olgunlaştırarak döllenmeye hazırlar ve progesteron salgılanmasını başlatır. Doğal bir hormon olan LH’a benzeyen bu ilaç tipi, sorun yaşayan kadında yumurtanın çatlamasına neden olmaktadır.

Letrazol: Muayene sırasında yumurta gelişiminin zor olacağı anlaşılan hastalarda kullanılan bu ilaca adetin 2 veya 4. gününde başlanır. Günde 2 tablet olmak üzere toplamda 5 gün boyunca kullanılması gerekir. Doz yeterli gelmediği ve yumurta gelişimi gerçekleşmediği takdirde, doktorun uygun gördüğü şekilde arka arkaya 3 - 4 adet kullanılabilmektedir.

Progesteron: Rahim içini döşeyen ve döllenen yumurtanın yerleştiği tabakanın sağlıklı büyümesi ve gelişebilmesi için gerekli olan bu hormonun, vücut tarafında yeterli olarak sağlanamadığı takdirde embriyonun rahme sağlıklı olarak yerleşmesi olanaklı değildir. Bu yüzden gebeliğe yardımcı işlemlerde yerleşmeyi desteklemek için bu hormon dışarıdan sağlanmalıdır. Bu tedavi işlemi vajinal fitil ya da jel olarak uygulanmaktadır.

Prednol: Gebelik oluşumu döneminde meydana gelebilecek bağışıklık sistemince red reaksiyonunu engellemek amacıyla kullanılan ilaçtır. Günde tek doz kullanılması gereken bu ilaca, yumurta toplandığı gün başlanır ve 4 gün boyunca devam edilir.

Prof. Dr. Cem Fı&#;ıcıoğlu

Prof. Dr. Cem Fı&#;ıcıoğlu
[email protected]

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar yumurtaların gelişmesini, büyümesini ve son olarak da çatlatılması amacıyla kullanılmaktadır. Tüp bebek tedavisinde ağızdan kullanılan ilaçlar ve/veya göbekten yapılan iğneler kullanılmaktadır. Tüp bebek tedavisinde göbekten yapılan iğneleri kadınlar kendileri kolaylıkla uygulayabilmektedirler. Bu iğneler kolay uygulanabilen ağrıya neden olmayan ilaçlardır. 

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar, tüp bebek aşamalarından yumurta büyütme aşamasında, birden farklı amaçla kullanılmaktadır. Bunlar;

  • yumurta büyütme iğneleri, yumurta geliştirici ilaçlar
  • büyüyen yumurtaların erken çatlamasını önleyen ilaçlar
  • belirli büyüklüğe ulaşan yumurtaların çatlatılması için kullanılan ilaçlardır.

Bu amaçla kullanılan farklı isimlerde birçok ilaç bulunmaktadır. Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların bir kısmı aynı etki mekanizmasına sahip olup sadece isimleri farklıdır. 

Tüp bebek tedavisinin başında yumurtalık rezervine göre tüp bebek ilaçlarının tipleri ve dozları belirlendikten sonra adetin 2. veya 3. gününde tedaviye başlanmaktadır. 

Tüp bebek tedavisinde kullanılan iğnelerin uygulama şekli hastaya gösterildikten sonra hasta tarafından rahatça uygulanabilmektedir.  

Tüp Bebek İlaçları, Tüp Bebek İğneleri

Tüp bebek ilaçları ağızdan kullanılan tabletler ve/veya göbekten yapılan iğnelerdir. Tüp bebek ilaçları arasında en sık kullanılan ilaçlar tüp bebek iğneleridir. 

Tüp bebek tedavisinde yumurta büyütme ve geliştirme için ağızdan kullanılan ilaçlar;

  • Aromataz inhibitörleri
  • Klomifen

Ağızdan kullanılan tabletler yumurta büyütücü ve geliştirici ilaçlardır. Genellikle adetin 2. veya 3. gününde başlanır ve 5 gün süreyle kullanılmaktadır.

Tüp bebek iğneleri; yumurta geliştirici iğne, yumurtaların erken çatlamasını önleyen iğne ve yumurta çatlatan ilaçlardır. Bunlar;

  • recombinant FSH: yumurta büyütme iğnesi
  • recombinant LH: yumurta büyütme ve geliştirici ilaç
  • human menopozal gonadotropinler (HMG; FSH ve LH içerir): yumurta büyütücü ve geliştirici iğne 
  • GnRH agonistleri : yumurta çatlatan ilaç
  • GnRH antagonistleri: yumurtanın erken çatlamasını önleyen iğne
  • hCG hormonları: yumurta çatlatan iğne

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar genellikle hastanın yaşına, yumurtalık rezervine, eşlik eden hastalığı olup olmamasına göre düzenlenerek kombine ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Eş zamanlı olarak hem ağızdan kullanılan tabletler hem de göbek bölgesinden uygulanan iğneler kullanılabilmektedir. 

Tüp bebek tedavisinde iğnelere ne zaman başlanıyor?

Tüp bebek tedavisinde iğneler adetin 2. veya 3. gününde başlanmaktadır ve 5 gün sonra ultrason kontrolünde yumurtaların ilaçlara verdiği cevap ve büyümeleri kontrol edilir. 

Yumurtalar yaklaşık olarak mm boyutlarına ulaştığında, yumurtaların erken çatlamasını önleyen iğneler başlanmaktadır ve artık hem yumurta büyütme ilacı hem de yumurtaların erken çatlamasını önleyen sağlayan iğneler beraber kullanılıyor. 

Yumurtalar mm boyutlarına ulaştığındayumurta çatlatma iğnesi uygulanmaktadır ve saat sonra yumurtalar toplanmaktadır.

Tüp bebek iğneleri kaç gün kullanılır?

Tüp bebek tedavisinde göbekten yapılan yumurta büyütme iğneleri yaklaşık olarak günkullanılır. Yumurta büyütücü iğnelere başladıktan 6 gün sonra veya önde giden yumurta boyutları mm olduğunda, yumurta çatlamasına engel olan tüp bebek iğnelerine başlanılır.  

Yumurta çatlatan iğne, sıklıklahcg içeren ilaçlar tercih edilir ve yumurta boyutları mm olduğunda uygulanmaktadır. 

Tüp bebek tedavisinde transfer sonrasında kullanılan iğneler

Tüp bebek işlemleri embriyo transferi sonrasında biterken ilaç kullanımı devam etmektedir.. Embriyo transferi sonrasında embriyonun tutunması için progesteron içerikli iğneler kullanılmaktadır. Progesteron içerikli iğneler karın bölgesinden veya kalçadan yapılan iğneler, tüp bebek transfer sonrası iğneleridir. 

Genellikle gebeliğin haftasına kadar düzenli olarak tüp bebek transfer sonrası iğneleri kullanılmaktadır.

​​Dondurulmuş embriyo transferi sonrası kullanılan ilaçlar

Dondurulmuş embriyo transferinde adetin 2. günü östrojen içeren ilaçlar başlanmaktadır. 13 gün sonra ultrasonla rahim kalınlığı bakılır, rahim kalınlığı 7mm’den fazla ise progesteron içerikli ilaçlar başlanır ve embriyo transferi gerçekleştirilir. Dondurulmuş embriyo transferi sonrası kullanılan ilaçlar; östrojen tablet veya patch ve progesteron içeren vajinal jel, kapsül,iğne kombinasyonudur. 

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan İlaçların Fiyatları

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların toplam fiyatı kullanılan tedavi protokolüne göre değişmektedir. yılı için tüm tedavi boyunca kullanılan tüp bebek ilaçlarının toplam maliyeti yaklaşık olarak tl ile tl arasında değişmektedir.   

Tüp bebek tedavisinde yumurta büyütme süreci uzadıkça kullanılan ilaç miktarı artmaktadır, buna bağlı olarak tüp bebek ilaçlarının maliyeti artmaktadır. Çünkü yumurta büyütme iğnesi fiyatı nedeniyle süreç uzadıkça tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaç maliyeti artmaktadır. Yumurta büyütücü iğne fiyatları tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar arasında fiyatı en yüksek olan iğnelerdir.

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan İlaçların Yan Etkileri

Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri nadir görülmektedir ve ciddi yan etkileri bulunmamaktadır.  İlaç türlerine göre farklı yan etkiler olabilmektedir. Özellikle görme bulanıklığı, şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi durumunda mutlaka doktorunuzla görüşmeniz gerekmektedir.

Klomifen sitrat

Baş ağrısı, sıcak basması, görme bulanıklığı, bulantı, karında şişkinlik, vajinal kuruluk, duygu durum değişiklikleri, baş dönmesi gibi şikayetlere neden olabilmektedir ve ikiz gebelik riski bulunmaktadır. 

Aromataz inhibitörleri

Yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, karın bölgesinde rahatsızlık hissi, sıcak basması, görme bulanıklığı, uyku kalitesinde bozulma, memelerde gerginlik hissi ve ağrı şikayetlerine neden olabilmektedir. 

Tüp bebek tedavi iğneleri (yumurta büyütücü iğneler)

İğne yerlerinde kızarıklık şişlik, OHSS (ovaryen hiperstimülasyon sendromu), çoğul gebelik, bulantı, karında şişkinlik, kabızlık, kasık bölgesinde baskı hissi, kilo alımı, sivilcelenme.

hCG içeren yumurta çatlatma iğneleri

Göğüslerde şişkinlik, iğne yerlerinde kızarıklık, sıcak basması, başağrısı, bulantı, görme bulanıklığı.

Yumurtaların erken çatlamasını engelleyen iğneler

Karın bölgesinde rahatsızlık hissi, baş ağrısı, bulantı, damlama şeklinde adet kanaması.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır