Türkçe Italyanca Çeviri Sesli

Aman Allahım, şimdi kesinlikle sesli ve anlaşılırdı.

Oh, mamma mia, era proprio là, forte e chiaro, certo.

'de gelen sesli mesaj

Ricevuto alle ore

6 İsa’nın takipçileri bir araya geldiklerinde çeşitli konularda konuşabilir, sesli olarak bir şeyler okuyabilir veya ilginç tecrübeler anlatabilirler.

6 Quando stanno in compagnia i cristiani possono parlare di vari argomenti, leggere qualcosa ad alta voce, oppure raccontare esperienze interessanti.

Protokollerin birçok versiyonu ağ tarama, elektronik mail, İnternet üzerinden faks, anlık mesajlaşma ve İnternet üzerinden sesli iletişim gibi uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Diverse versioni del protocollo sono ampiamente utilizzate in applicazioni come i browser, l'e-mail, la messaggistica istantanea e il voice over IP.

Vaftiz yüksek sesli duygusal ifadeler, şamata ve parti zamanı değildir.

Non è un’occasione per dare sfogo alle emozioni, festeggiare o abbandonarsi a sfrenata allegria.

Üstelik yabancı sesli harfler.

Fottute vocali straniere sovvenzionate.

Joe, bu sözleri ilk kez sesli bir şekilde söylüyordu. Ama yaşananlar dün gibi aklındaydı.

Era la prima volta che Joe diceva ad alta voce quelle parole, parole che pero'erano risuonate nella sua testa sin dal giorno dell'accaduto.

Toplamda kaç sesli harf duyduğunu söyle?

Quante vocali hai individuato?

Denetimsiz ziyafetler, sarhoşluk ve yüksek sesli müzikle dans etmek genellikle böyle cenaze törenlerinin bir parçasıdır.

In molti casi queste celebrazioni funebri sono caratterizzate da feste sfrenate, ubriachezza, balli e musica ad alto volume.

Çok sesli konuşuyorsunuz.

Parli troppo forte.

Ve bunu sesli söyleyebilen herkes de senin gibi yalakalar tarafından nazi olarak adlandırılıyor.

E chiunque abbia le palle per dirlo ad alta voce viene definito nazista da tutti gli stronzi illusi come te.

Ama kendimi ne onun için kasetler doldururken, ne de onunla karşılıklı oturup, sesli okumalar yaparken görebiliyordum.

Ma in realtà non mi vedevo né a registrare cassette per lei, né a incontrarla e leggere ancora per lei a voce alta.

Bu yüzden operasyon boyunca bu iki şüphelinin sesli ve görüntülü şekilde izlenmesi gerekiyor.

Per questo, d'ora in avanti, l'operazione richiedera'una sorveglianza audiovisiva completa, su entrambi i soggetti.

O kadar sesli haykıracak nefes yok bende.

Non ho i polmoni per gridare cosi'forte.

“Tanrım, kocaman bir sürü bu,” dedi Evan Lindsay sesli düşünür gibi.

«Gesù, ce n’è un intero branco», ansimò Evan Lindsay, riecheggiando il suo pensiero.

Duymak isteyeceğiniz bir sesli mesaj var.

C'e'un messaggio vocale che vorrete ascoltare.

Bu sefer sesli olsun.

Io prendo una vocale stavolta.

Ancak Tanrı’nın ismine ya “Rab” sözcüğünün sesli harf işaretleri eklendi (böylece okuyucuya bu ismin yerine söyleyeceği sözcük hatırlatılacaktı), ya da hiçbir işaret konmadı.

Nel caso del nome divino, però, o non venne aggiunto alcun segno vocalico o vennero aggiunti quelli della parola ebraica per “Signore”, in modo da ricordare al lettore di pronunciare quest’ultima.

Sesli konuştuğunun farkındasın değil mi?

Sai che stai parlando ad alta voce, vero?

Şu anda kullandığımız, Yehova’ya Hamt İlahileri Söyleyin başlıklı ilahi kitabımızın bazı ilahilerinde, ilahiler armonideki sesleriyle söylemekten zevk alanlar için düşünülmüş dört sesli armonik yazı kullanılmıştır.

Alcuni cantici del nostro attuale libretto, Cantate lodi a Geova, conservano la notazione a quattro voci a beneficio di coloro che amano il canto polifonico.

Kolayca görev listeleri, işlem öğeleri, sesli notlar vs. oluşturun.

Crea con facilità elenchi, attività, note audio e altro ancora.

Karısı cırtlak sesli, uyuşuk, hoş ve dehşet verici bir kadındı.

Sua moglie era una donna stridula, languida, bella e terribile.

Bu Billy'nin sesli mesajı.

Questa e'la segreteria di Billy.

Son satırı daha sesli okur musun, lütfen?

Rileggerebbe l'ultima riga piu'forte, per favore? Non

Eric söze başladı; sonra ikizler, iki sesli bir müzik parçası gibi konuştular: “Gitmen gerek; çünkü başın belaya girer

Toccava ad Eric, e parlò lui, poi tutti e due ripresero la loro antifona: «Te ne devi andare perché c'è pericolo