Tanımı: Mâni, başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür. Çoğunlukla 7 heceli dört dizelik bir bendden meydana gelir. Ama dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü dizeler birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxadır. Aaaxa düzeninde maniler de var.
İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Maniler çok çeşitlidir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani’dir.
Özellikleri:
1.Sözlü edebiyat ürünlerindendir.
2. Genellikle bir dörtlükten oluşur. Ama mısra sayıları 5,6,7,8 hatta 14 olan maniler de vardır.
3. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir.
4. Anonim halk edebiyatının en yaygın şeklidir. Özellikle yüzük oyunları ve mangal sohbetlerinde söylenirler.
5. Maninin birinci ve ikinci mısraları konuya giriş için hazırlık mısralarıdır. Asıl söylenilmek istenen 3. ve 4. mısralarda söylenir. 1. ve 2. mısralar tamamen de konu dışı değildir.
6. Üçüncü mısraın serbest oluşu söyleme kolaylığı sağlar.
7. Anlam bakımından bir bütünlük gösteren maninin başlıca karakteri kendi kendine yetmesidir.
8.Manilerde konu sınırı yoktur. Genelde aşk, toplum olayları, ölüm, iyilikler, hasret, evlat sevgisi vb. konuları işlenir.
9. Maniler, Divan Edebiyatı‘ndaki “tuyuğ“un karşılığıdır.
Maniler şekillerine göre 4’e ayrılırlar.
1. Düz (tam) mani:
– 7’li hece ölçüsüylesöylenir.
– Dört mısradan oluşur.
-aaxa şeklinde kafiyelenir.
– Maninin en yaygın şeklidir.
– Bu tarz manilere tam mani de denir.
Şu dağlar olmasaydı
Çiçeği solmasaydı
Ölüm Allah’ın emri
Ayrılık olmasaydı
Kaşların ok dedikçe
Kirpiğin çok dedikçe
Pek mi gönlün büyüdü
Sen gibi yok dedikçe
2. Kesik (cinaslı) mani:
-İlk dizesi cinaslı bir sözden oluşur.
-Bu ilk mısra hece sayısı bakımından diğerlerinden eksiktir.
-Kesik manilere, cinaslı mani, hoyrat da denir.
Güle naz
Bülbül eyler güle naz
Girdim bir dost bağına
Ağlayan çok gülen az
Boğaza
Derdim çıktı boğaza
Moskof gözün oyarım
Yan bakarsan boğaza
Bağ bana
Bahçe bana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfün teli bağ bana
3. Yedekli (artık) mani:
-Düz maninin sonuna anlamı tamamlamak ya da pekiştirmek için iki dize daha eklemek suretiyle elde edilen manidir.
-Bu tarz manilere artık mani de denir.
Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim sağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi
Derdim var beller gibi
Söylemem eller gibi
Kalbimin hüznü var
Yıkılmış eller gibi
Gözlerimden yaş akar
Bulanmış seller gibi
4. Ayaklı Mani:
-Kesik manilerin birinci dizesinin doldurularak söylenen şeklidir. Bunlara doldurmalı kesik mani de denir.
Ah o beni o beni
Kakül örtmüş o beni
Ben yarimi unutmam
Unutsa da o beni
5. Düz Mani: Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çoklukla cinassızdır.
6. Kesik mani: Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri “aman aman” ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir.
Örnek Kesik Maniler:
Karaca
Aldım aşkın tüfeğin
Vurdum bir kaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşı gözü karaca
Dağ bana
Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfin teli bağ bana
Ayağı
Kuşlardan bir kuş gördüm
Var başında ayağı
Üstad manici isen
Aç maniden ayağı
6. Cinaslı mani: Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.
Yedekli (artık) mani: Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.
Örnek Yedekli Maniler:
Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim çağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi
Ne viran çeşme imiş
Su içecek tası yok
Yıkıldı viran gönlüm
Yapacak ustası yok
Şu vefasız dünyanın
Ucu var ortası yok
7. Deyiş: İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır.
Adilem sen naçarsın İnci mercan saçarsın Dünya deniz olanda Gönlüm nere kaçarsın Ağam derim naçarım Adilem sen naçarsın Ağam derim naçarım | Adilem sen naçarsın La’lü gevher saçarsın Ben azrail olunca Kuzum nere kaçarsın Ağam derim naçarım |
Mânî, başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım biçimdir. Arapça kökenli bir kelimedir. Halk kültüründe goşa (koşa) olarak da bilinir.[1] Goşa kelimesi Türkçede çiftlenmiş (ikili) demektir ve mânînin kafiye yapısından dolayı bu ad verilmiştir. Koşa kelimesi "beyit" manası da taşır.[2] Anonim halk edebiyatında en küçük nazım biçimidir. Çoğunlukla 7 heceli dört mısralık bir bentten meydana gelir. Ama mısraları 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş mânîler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü mısralar birbirleriyle kafiyeli, üçüncü mısra serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxadır. aaaxa düzeninde mânîler de var. İlk iki mısra hazırlık dizeleridir. Son iki mısra ile anlam bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mânî, kesik mânî, cinaslı mânî, yedekli mânî, artık mânîdir.
Çeşmenin başı güzel
Dibinin taşı güzel
Öyle bir yar sevmişim
Kipriği kaşı güzel
Ağaçlarda kestane
Kestane tane tane
Öyle bir yar sevmişim
Alpaslan'da bir tane
Kaya dibi kara imiş
Gün doğmadan erimiş
Otuz iki meyvenin
En tatlısı yâr imiş
Çaydanlıkta çayım var
Utanacak neyim var
Alpaslan'ın içinde
Aslan gibi yârim var.
AYRILIK - HASRETLİK ÜZERİNE SÖYLENEN MANİLERİMİZ
Keklik vurdum kalkmaz
Kanı yere akmaz
Önceki sevdiğim yâr
Bu yıl bana bakmaz
Saçım uzun tararım
Var mı size zararım
Ben yârimi yitirdim
Uğrun uğrun ararım
Dağlar dağladı beni
Gören ağladı beni
Ayırdı zalim felek
Derde bağladı beni.
ANA - KIZ ARASINDA SÖYLENEN MANÎLERİMİZ
Sarı taksi geliyor
Tozu duman ediyor
Ana abim evlendi
Sıra bana geliyor
Anam anam garip anam
Ben derdimi kime yanam
Komşu kızını sevmişem
Durmadan kanar yaram
Ay hırsın insin ana
Elin gül dersin ana
Göz görüp gönül sevdi
İnsafın gelsin ana
Bu gece ay doğacak
Kız gelin oynayacak
Benim zalim anam
Düğüne koymayacak
OĞLAN TARAFININ - KIZ TARAFININ ATIŞMA ŞEKLİNDE BİR BİRLERİNE SÖYLEDİĞİ MANİLER
Af kapı kara kapı
Yeşil billurun sapı
Siz kızınızı vermezseniz
Sürünsün kapı kapı
Bahçede gül ağacı
Dibindedir ilacı
Sizin deli kızınız
Karabiberden de acı
Karanfıl katar katar
Ucu sulara batar
Sizin tembel oğlunuz
Baba eline bakar
Alayı alın düze
Görüşelim yüz yüze
Arada sevgi varmış
Kızı verdik biz size
GELİN KAYNANA ARASINDA SÖYLENEN MANİLERİMİZ
Sokakta geziyorsun
Oğlumu üzüyorsun
Sende ne güzellik var
Maymuna benziyorsun
Çarşıda it kaynana
Başında bit kaynana
Biz oğlunla yan yana
Dışarı git kaynana
Başı saçaklı gelin
İpten kuşaklı gelin
Dün geldin adam oldun
Leylek bacaklı gelin
Çarşı biber kaynana
Ne bu haber kaynana
Oğlun beni boşamaz
Çatla geber kaynana
Bu manilerden başka, çeşitli konularda söylenen manilerimiz de vardır. Bunları şu başlıklar altında devam ettirebiliriz: Komşu manileri, manicinin maniciye söylediği maniler, kıskançlık manileri, komşu köylere söylenen maniler ile kendini övme ve üstün görme manileri gibi...
Başında ince oya,
Gül yüzü benzer aya,
Sevabı var bakmanın,
Güzeli doya doya.
Kaşların kara imiş,
Gözlerin ela imiş,
Sevdanı bana verdin,
Çekmesi bela imiş.
Ateş yanar olur kor,
Düş görünce hayra yol,
Sevda çekmek nasılmış,
Sen onu çekene sor.
Ovalarda bıtırak,
Yarım yeşil yaprak,
Yarimi ölmüş diyen,
Olsun kara toprak.
Soğuk sular akar dağda,
Mor menekşe biter bağda,
Sarılıp yatacak zamanda,
Nazına kurban olduğum.
Yazı yazdım vardı mı?
Yar eline aldı mı?
Doğru söyle götüren,
Yüreğinden yandı mı?
Altın tabak olaydım,
Yar önüne konaydım,
Yarim saat takınmış,
Kordonu ben olaydım.
Püskülü bağlayalım,
Biz garibiz ağlayalım,
Bugün ayrılık günü,
Birbirimize doyalım.
Yeni cami yapısı,
Yerden bunun kapısı,
Ana kapısına benzemez,
El oğlunun kapısı.
Merdivenden inmem ben,
Takırrak terlik giymem ben,
Hala oğlu varırken,
Başkasına varmam ben.
Makinanın ayağı,
Ayağı değil dayağı,
Çok yaşama kaynana,
Şimdi yersin dayağı.
Hey gül dibi gül dibi,
Gül dibi kazılmış gibi,
İnce bele şal kuşak,
Haktan yazılmış gibi.
Bahçelerde hasırım var,
Tarlalarda mısırım var,
Ah gidi gavurun kızı,
Benim nerde kusurum var?
Bahçelerde ak kuzu,
Çangal çungal boynuzu,
Kızlar varmayın dullara,
Ne tadı var ne tuzu...
Avlu dibinde kazık,
Kaynanam ölmüş yazık,
Kaynanama acımam,
Bir top kefene yazık.
Şu gelen Yarangümeli,
Kulağı altın küpeli,
Çok cilve yapıyor,
Kulağını çekmeli.
Ovanın darısına,
Sel aldı yarısına,
Asker oğlan gelsin de,
Boşasın karısına.