türkçede bulunan korece kelime / Kategori:Korece kökenli sözcükler - Vikisözlük

Türkçede Bulunan Korece Kelime

türkçede bulunan korece kelime

Korece Günlük Kelimeler Ve Cümleler - Korece Kendini Tanıtma, Selamlama Ve Veda Cümleleri

Güncelleme Tarihi:

#Korece

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2021 14:24

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Türkçeye en çok benzeyen bir dil de Korece dilidir. Bu nedenden dolayı Türkler Korece dilini çok çabuk öğrenmektedir. Benzerliğin nedeni ise cümle yapısının aynı olmasıdır. Aynı zamanda kelime sırası da Türkçe ile aynıdır. Korece alfabesi bilindiğinde ortalama olarak bir kaç ayda yeterli konuşma seviye ulaşılmaktadır. Kore alfabesi Hangur alfabesi olarak geçmektedir. Korece günlük kelimelere ve cümlelere, kendini tanıtma, selamlaşma ve veda cümlelerini detayları ile derledik.

Haberin Devamı

 Korece dili dendiğinde dünya üzerinde yaşayan birçok insan korkmaktadır. Çünkü Korece zor bir dil olarak bilinmektedir. Aynı şekilde dünyadaki diğer ırklar da Türkçeyi zor bir dil olarak görmektedir. İnsanlar gerek meslek yaşamlarında gerekse eğitim hayatlarında Korece öğrenmek zorunda kalmaktadır.

Korece Günlük Kelimeler

 Günlük hayatta en çok kullanılan kelimeler merhaba, nasılsın, teşekkür ederim, özür dilerim, seni seviyorum gibi hem selamlaşma hem de veda kelimeleridir.

 Bunun yanında anne, baba, ağabey, abla gibi aile ve akraba terimlerini içeren kelimeler de günlük hayatta sıklıkla kullanılmaktadır. İşte Korece günlük olarak kullanılan kelimeler şöyle sıralanmaktadır; İlk sıra Türkçesi, ikinci sıra okunuşu ve üçüncü sırada yazılışı şeklinde sıralanmıştır.

Akşam, Conyok, 저녁

Öğle, Conşim, 점심

Gece, Pam, 밤

Sabah, Açim, 아침

Kahvaltı, Açim Şigsa, 아침식사

Haberin Devamı

Akşam Yemeği, Conyok Şigsa, 저녁식사

Öğle Yemeği, Comşim Şigsa, 점심식사

Bardak, Can, 잔

Park, Gongvon, 공원

Ayakkabı, Şinbal, 신발

Etek, Çima, 치마

Makyaj Malzemesi, Huacangpum, 화장품

Kore, Hanguk, 한국

Şirket, Hösa, 회사

Memur, Gongmuvon, 공무원

Patron, Sacang, 사장

Sekreter, Biso, 비서

Çalışmak, İlhada, 일하다

Okul, Haggyo, 학교

Okul Arkadaşı, Haggyo Çingu, 학교 친구

Sınav, Şihom, 시험

Öğretmen, Sonsengnim, 선생님

Anne, Omma, 엄마

Aile, Gacok, 가족

Baba, Appa, 아빠

Kız Kardeş, Yodongseng, 여동생

Kardeş, Dongseng, 동생

Dede, Haraboci, 할아버지

Büyük Anne, Halmoni, 할머니

Abla, Onni, 언니

Ağabey, Oppa, 오빠

Korece Günlük Cümleler

 Korece günlük cümleler şöyle sıralanmaktadır;

Seni seviyorum: Sarang hamnida

Yarın görüşürüz: Neil bayo

Tatil için geldim: Hyugarıl vassımnida

Nakit ödeyeceğim: Hyongımıro nel goşimnida

Çok pahalı: Nomu bisayo

Seni bekleyeceğim: Nol kidarindago

Korece Kendini Tanıtma Cümleleri

 Korece kendini tanıtma cümleleri şöyle sıralanmaktadır;

Benim adım Gözde: nae ileum-eun goejeude, 내 이름은 괴즈데

Ben Türkiyeliyim ve Türküm: naneun teokiin-igo naneun teokiin-ida, 나는 터키인이고 나는 터키인이다

Ben otuz yaşındayım: naneun 30 sal-iya, 나는 30 살이야

Evliyim ve bir çocuğum var: naneun gyeolhonhaessgo aiga issda, 나는 결혼했고 아이가 있다

Mesleğim ise yazarlık: je jig-eob-eun geulsseugiibnida., 제 직업은 글쓰기입니다.

Haberin Devamı

Annem ve babam hayatta değil, eomma appaneun sal-aissji anh-a, 엄마 아빠는 살아있지 않아

Hobilerim kitap okumak, film izlemek ve müzik dinlemektir: naui chwimineun chaeg-eul ilg-go, yeonghwaleul bogo, eum-ag-eul deudneun geos-ibnida, 나의 취미는 책을 읽고, 영화를 보고, 음악을 듣는 것입니다.

Korece Selamlama Cümleleri

 Korece selamlama cümleleri şöyle sıralanmaktadır;

Merhaba: Annyeonghaseyo, 안녕하세요

İyi Geceler: Annyeonghi jumuseyo, 안녕히 주무세요

Tünaydın: Annyeonghaseyo, 안녕하세요

İyi Akşamlar: Annyeonghaseyo, 안녕하세

Günaydın: Joheun achimipnida, 좋은 아침입니다

Selam: Godeunghaggyo, 고등학교

Korece Veda Cümleleri

 Korece veda cümleleri şöyle sıralanmaktadır;

Kendine iyi bak: Momjosimhaseyo, 몸조심하세요

Görüşürüz: Tto bwayo, 또 봐요

Hoşçakal: Annyeong, 안녕

Güle güle: Annyeong, 안녕

Haberin Devamı

Teşekkür ederim: Gamsa haeyo, 감사 해요

Korece veda ederken samimi olunan arkadaşlara annyeong diyerek veda edebilirsiniz. Bu veda cümlesinin anlamı güle güle veya hoşçakal demektir. Kelimenin okunuşu yukarıdaki gibiyken yazılışı ise 안녕 bu şekildedir. Samimi olunmayan fakat nazik olunması gereken yerlerde de bir yerden ayrılırken annyeonghi gyeseyo demeniz yeterli olacaktır. Bu cümlenin yazılışı 안녕히 계세요 bu şekildedir. Birini bir yere uğurlarken annyeonghi gaseyo diyerek veda edilir. Bu cümlenin yazılışı da 안녕히가세요 bu şekildedir.



Han-Woo Choi ∗ Korece’de pek çok Altay’ca ödünç kelime bulunmaktadır. Bunların esas olarak iki ayrı dönemde Korece’ye girdikleri kabul edilmektedir. Korece’deki Altay’ca kelimelerin çoğu 13. yüzyılın orta-larında, Kore’deki Moğol egemenliği döneminde ödünçlenmiştir. Ayrıca Kore tarihinin daha erken dönemlerinde, ilk veya eski Korece döneminde de ödünçlenmiş çok sayıda Altay’ca kelime bulabiliriz. Bu Altay’ca ödünç kelimelerin çoğunun Türkçe kökenli olması ilginçtir. Bu yazı eski Korece'deki Türkçe ödünç kelimelerle ilgilidir.

Korece ile Türkçe arasında köklü bir genetik münasebetin söz konusu olduğu hakkında birçok görüş ileri sürülmüştür. Bu görüşler söyle özetlenebilir; Moğolca, Türkçe ve Mançu-Tunguz’ca birbirine en yakın diller olarak bir Altay dil ailesini oluşturmaktadır ve Korece’nin de bu birliğe dahil edilebilme ihtimali çok büyüktür. Korece konusuyla en çok ilgilenen Batılı bilim adamları Ramstedt ve Poppe olmustur. Bu iki bilginin konuyla ilgili görüşleri arasında bazı farklılıklar vardır. Ramstedt Korece ile diğer Altay dilleri arasındaki genetik ilişkiden söz ederken Korece’yi diğer Altay dilleri ile ayni ölçüde yakın bir dil say mistir. Fakat onun öğrencisi Poppe, Korece’nin Altay dil birliği içindeki yeri konusunda bazı şüpheler taşır. Ona göre Korece'nin bir Altay dili olma ihtimali yüksektir; ancak Korece bir Altay dili ise Altay dil ailesinden, yani Proto-Altay dilinden en erken ayrılan dil olmalıdır. Bundan dolayı Korece diğer Altay dillerinden biraz uzak kalemistir. Bu konu hakkindaki benim görüşüm ise sudur: Korece kesin bir şekilde Altay dil ailesine mensuptur ve Altay dilleri içinde en çok Türk diline yakındır.

Şimdiye kadar yapılmış araştırmalar dışında, kendi araştırmalarımın sonucu olarak Korece ile Türkçe arasında 180’e yakın yeni ortak kelime ve 90’a yakın ortak ek bulunmuştur. Üstelik bu ortak unsurların çoğu yalnız Türkçe ile Korece arasında değil, Moğolca ve Mançu-Tunguz’ca gibi diğer Altay dillerinde de mevcuttur. Ortak kelimeler bir yana bırakılırsa, çalışmalarımdan elde ettiğim ortak unsurlar şunlardır; İsim yapma ekleri 37, fiil yapma ekleri 14, hal ekleri 9, zamirler 8, sıfat fiiller 5, zarf fiiller 12, çoğul ekleri 2. (Choi 1989). Öte yandan, Türkçe ile Korece arasında birçok ödünç kelime de bulunmaktadır. Türkçeden Korece’ye yapılmış ödünçlemeler iki ayrı tarihi dönemde meydana gelmiştir; Birincisi ilk Kore devletlerinin teşkil edilmesi ve gelişmesi sıralarında, yani aşağı yukarı M.Ö. 2. yüzyıldan önceki asırlarda, ikincisi ise M.S. 13. yüzyılda Moğol İmparatorluğu’nun Kore’yi idare ettiği yıllarda Moğolca vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Bu makalede ilk Kore devletleri devrinde Türkçeden Korece’ye geçmiş ödünç kelimeler üzerinde duracağım. Bilindiği gibi milattan önceki asırlarda Kore’nin ilk devleti olan Kocoson ile Proto-Türkler olarak bilinen Hunlar arasında coğrafi ve kültürel açıdan oldukça sık münasebetler olmuştur. Bu iki devlet ve bunlardan sonra kurulan devletler de bir Altay kavimler birliği halinde Çin’e karşı savaşmışlardır. Bu sıralarda ve ondan önceki dönemlerde Korece ve Türkçe arasında hem kültürel hem de söz varlığı anlamında ödünçlemeler olmuştur. Kore devletinin ilk devirlerinde Türkçeden Korece’ye geçmiş kelimeler.
[Resim: america158nl8jk1.gif]
(Bu Mesaj 20-05-2012 3:09 değiştirilmiştir. Değiştiren : raybak.)
12-02-2008 22:20
 Tüm Mesajlarını Bul
hiraru  Dışarıda
♥TATW & ASOT♥
*
Member : 회원

Mesajlar: 9,739
Üyelik Tarihi: 13-02-2007
Rep Puanı: 737
Mesaj: #2RE: Eski Korece’de Türkçe Ödünç Kelimeler
bademd Yazilan

1) Ko.ori “ördek”: Orta Korecede orh ve orhi olarak iki sekli vardir. Bu kelimedeki /h/, epithesis ses olayi sonucu ilave edilmis bir ünsüzdür. Ayrica orhi seklinin sonunda bulunan /i/ ünlüsü Korecede sik görülen isimden isim yapma ekidir. Modern Korecesi ise ori seklindedir. Öte yandan, bu kelime Yakutçada uzun ünlülü olarak o:r seklinde bulunmaktadir. Eski Uygurcada ördek “ördek” kelimesi vardir (Ligeti 1966: 190). Clauson (1977: 205), bu kelimenin or- “yüksek yere çikmak” fiili ile isim yapma eki –dek gibi iki ayri morfemden meydana gelmis oldugunu iddia etmistir. Fakat, bildigimiz gibi Türkçede –dek seklinde bir isimden isim yapma eki bulunmamaktadir. Bana göre bu, Türkçe ör ile bilinmeyen bir dilden geçmis -dek kelimesinden olusmus ve hendiadion olarak kullanilmistir.

(2) Ko. turumi “turna”: Bu kelime Eski Türkçeden Koreceye geçmistir. Eski Türkçede turunya, Orta Türkçede turna seklindedir. Kipçakça, Kumanca, Osmanlica gibi tarihi Türk dillerinde de ayni sekilde geçmektedir. Azerice ve Türkmencede ise durna seklindedir. Öte yandan, Yakutçada bu kelimeturuya seklindedir ve bu Tunguzcaya da geçmistir: Evk. turuya. Bu kelime Japonca tarafindan da turu seklinde ödünçlenmistir.

(3) Ko. bora “kar firtinasi”: Korecede bu kelime yalniz nunbora “kar firtina” (nun“kar”) kelimesinde bulunmaktadir. Bu kelime ilk defa Orhon Türkçesinde bor “karfirtinasi, siddetli yagmur” seklinde bulunmaktadir. Çagatayca'da boragan seklindedir ve bu Mogolcadan geçmistir. Bugünkü Türk lehçelerinde de bu kelime bulunmaktadir; Trkm. bo:ran “id”leri., Kzk. boran “id”leri., Tuv. bora:n “id”leri., Tat. buran“id”leri. Fakat bunlarin hepsi Mogolcadan geçmistir. Çok ilginçtir ki Anadolu Türkçesinde bora sekli kullanilmaktadir ve bu sekil Eski Türkçe bor sekline paragoge ses olayiyla sonuna ünlü ilave edilerek meydana gelmistir. Öte yandan, Anadolu Türkçesinde Mogolcadan geçmis boran sekli de bulunmaktadir. Bu kelime Mogolca ve Tunguzcada da bulunmaktadir; Mo. borogan “yagmur”, Lam. burkun“kar firtinasi”, Evk. burkan “id”leri. Bu kelime Yakutçadan Evenkiceye geçmistir; Yak. burxa:n “kar firtinasi”. Poppe’ye (1960: 21) göre Mogolca borogan,burugan’dan gelismistir. Poppe bu kelimeyi Türkçe bur- fiili ile karsilastirmis-tir. Fakat Poppe’nin bu görüsü yanlistir, çünkü Kazakça ve Kirgizcada Mogolcadan geçmis boran kelimesinin yaninda bora- fiili bulunmaktadir. Bu fiil, isim isim bor ile isimden fiil yapma eki –a-’dan meydana gelmistir.

(4) Ko. cokha “yegen”: Bildigim kadariyla bu kelime Mogolca ve Mançu-Tunguz dillerinde görünmemekte ve yalniz Orhon Türkçesinde çiqan seklinde bulunmaktadir.

(5) Ko. tonga “kuvvetli, kalin ve güçlü halat”: Bu yalniz tongacur “kuvvetli halat” kelimesinde görünmektedir. Eski ve Orta Türkçede tonga oldukça sik görünmektedir. Bu kelime Kasgarli Mahmud’un lugatinda “kaplan”, Clauson’a (1972: 515) göre “kahraman”, Ibnü Mühenna’ya göre ise “kuvvet-li” anlamindadir. Öte yandan bu kelime Çince kaynaklarda da d’ung-ngaolarak geçmektedir. Bu kelime büyük ihtimalle Mançu-Tunguzca yoluyla Koreceye geçmistir.

(6) Ko. w∋ri “iri köpek”: Bu kelime Kore’nin güney eyaletinde kullanilmak-tadir. Bu Eski Türkçe böri “kurt” ile aynidir ve Türkçeden Koreceye geçmis-tir. Yenisey Ostyak ve Rus dillerine de geçmistir.

(7) Ko. toksuri “dogan”: Bu kelime disinda Korecede “doganin bir çesidi”ni ifade eden ve suri ile yapilmis iki kelime daha vardir: surimae (<*suri + mae“dogan”) ve surisae (< suri + sae “kus”). Öte yandan, anlami belli olmayan suri tek basina hiç kullanilmamaktadir. Fakat bu örneklerden toksuri kelime-sinin tok ve suri seklinde iki kelimeden meydana gelmis oldugu anlasilmak-tadir. Korece tok kelimesi Türkçe “dogan” anlamindaki togan (<*tok+kan) kelimesinde yasamaktadir. Türkçe togan kelimesi *tok ve kökeni belli olma-yan *kan seklinde iki kelimeden meydana gelmis ve hendiadion olarak kul-lanilmistir. Türkçe *tok ise büyük ihtimalle proto veya eski Türkçeden Koreceye geçmistir.


8) Ko. kåo “uyuyan kisiyi bastiran kötü ruh”: Bugünkü Korecede bu kelime kawi seklindedir. Orta Türkçe Oguz diyalektinde “kötü ruha tutulmus hal” anlaminda kowu ve kowuz sekli vardir. Kasgarli Mahmud’un lugatinde bu kelime hakkinda ilginç bir izah vardir; Kötü ruha tutulmus adamdan kötü ruhu kovarken soguk suyu adamin yüzüne döküp “kowu! kowu!” diye bagi-rirlarmis. Clauson (1972: 581) ve Dankoff’a (1985: 144) göre bu kelime “kovmak” anlamindaki Türkçe fiil kow-’dan gelismistir. Fakat bu görüs pek inandirici degildir. Çünkü Türkçede fiilden isim yapma eki –u veya –uz nadir görünmektedir ve istisnasiz olarak geçisli fiillerle kullanilmistir. Bunun di-sinda semantik bakimdan da pek ilgili görünmemektedir. Bence iki ihtimal vardir: birincisi, isim olan kowu’ya küçültme eki –ç gelmis olmasi; ikincisi, isim olan kow ile “uçmak, yok olmak” anlamindaki uç- fiilinin beraber kul-lanilmis olmasi. Ikincisi kow uç! “kötü ruh! yok ol!” anlamindadir. Öte yandan, Korece sekil kawi, arkaik sekil kåw’e isimden isim yapma eki –i’nin eklenmesi ile sonradan gelismistir.

(9) Ko. tark “tavuk”: Bu Eski Uygurca ve Orta Türkçe takigu “evcil kus” ile aynidir. Bu kelime tak ve –gu seklinde iki morfemden meydana gelmistir. Clauson (1972: 587), –gu’nun Eski Türkçe hayvan isimlerinde sik sik rastla-nan –ga ile ayni isim yapma eki oldugunu söylemistir: Trk. kaburga “bay-kus”, torga “tarla kusu”. Fakat, bence –gu’nun Çince bir ödünç kelime olma-si ihtimali büyüktür (Karl. 126). Türkçe takigu, taki ve gu seklindeki iki kelimenin ikileme olarak yanyana kullanilmis seklidir. Eski Türkçe taki bi-çimi, /r/ ünsüzünün düsmesi ve sonda /i/ sesi türemesiyle ortaya çikmistir. Korecenin sivelerinde /r/ düsmesiyle /tak/ seklinde kullanilis yaygindir. Bu kelime Mogolcada da görünmektedir: Mo. takijan “piliç”. Bu kelime, tak“tavuk” ile dönüsümlü-aitlik eki –ijan’dan olusmustur. Korece tark kelimesinin Türkçeden Koreceye mi yoksa Koreceden Türkçeye mi geçmis oldugu belli degildir.

(10) Ko. satari “portatif merdiven”: Bu kelime “merdiven” anlamindaki Türkçe satu ile baglantilidir. Clauson (1972: 867) bu Türkçe kelimenin bi-linmeyen baska bir dilden ödünçleme oldugu ihtimalini ileri sürmüstür. Korecede satari kelimesinin yaninda ayni anlamda sataktari kelimesi vardir. Korece satari ve sataktari ayni köktendir. Bu iki kelime mukayese edilirse, satari’nin birden fazla morfemden olustugu belli olmaktadir. Bence satarikelimesi sata ve –ari olmak üzere iki morfemden meydana gelmistir. Burada –ari bir küçültme eki olup Korecede çok yaygin olarak kullanilmaktadir. satak kelimesi ise sata ile isimden isim yapma eki –ak’tan olusmustur. Isimyapma eki –ak Korecede çok yaygin bir ektir.

(11) Ko. kut “(samanizmde) kutluluk dilemek için yapilan dini merasim”: Bu ke-lime samanizm ile ilgili bir kelimedir ve Altay dillerinde yaygin bir sekilde kulla-nilmaktadir. Eski Türkçede “devlet, saadet, kutlama” anlaminda kut vardir.
eski Uygurcada, fiil yapma eki ile yapilan qutgur- “kut vermek, saadet vermek” ve kutad- “kutlu olmak” da vardir. Orta Türkçede “saadet, kutlama” anlaminda yay-gin olarak kullanilmistir. Mogolcada ise bu kelime iki heceli kutu seklinde olup “saadet; kutsal” anlamindadir. Mançucada ayni anlamda xuturi sekli vardir ve ayrica “kötü ruh” anlaminda xutu da kullanilmaktadir. Bu kelimenin nasil ödünçlenmis oldugunu belirlemek kolay degildir. Fakat, sekillere ve anlamlara bakilirsa, Türkçeden Koreceye ve diger dillere geçmisolmasi ihtimali büyüktür. Korecedeki anlami kutlulugu dilemek için saman merasimi düzenlemek olup bu, Türkçedeki anlamina göre ikincildir.

(12) Ko. tul “disi hayvan; yavru veya yumurta veremeyen disi”: Bu kelime yal-niz önek olarak kullanilmakta ve tek basina kullanilmamaktadir. Bu kelime Türkçe “dul kadin” anlamindaki tul kelimesinden ödünçlemedir: Uyg., MK, Çag. tul “dul”. Ramstedt (1935) bu Türkçe kelimeyi Mogolcanin Kalmuk lehçe-sine ait tulgu “yalniz, yetim” ile iliskilendirmistir.

(13) Ko. kor “maya, mayali yemeklerde görünen ve sertlesmis kalinti”: Korecede bu kelime tek basina kullanilmamakta, kormaçi (< *kor-maçi), korkaci (< *kor-kaci), kormaci (<*kor-maci) gibi kelimelerde görünmektedir. Bu kelimeye Orta Türkçede rastlanmaktadir: MK kor. Bugünkü Türk lehçelerinden Türkmence ve Kirgizcada kullanilmaktadir: Trkm. gor, Krg. kur.

(14) Ko. tuk “set, bent”: Bu kelime Eski ve Orta Türkçede tug “dam, cover, stopper” (Dankoff 1985:198) seklinde kullanilmistir. Bunun disinda tugla-(<*tug-la-), tugaq (<*tug-aq) gibi kelimeler de vardir. Türkçe tug kelimesi tu-fiiline isimden fiil yapma eki –g’nin eklenmesiyle yapilmis bir isimdir.

(15) Ko. tam “toprak ve taslarla yapilmis duvar”: Bu kelime Eski ve Orta Türkçede çok yaygin kullanilmistir: Orh., Uyg. tam id., MK tam id. Orta Türkçe Çagatayca ve Kumancada “çati” anlaminda, Osmanlicada ise “çati, bina, hapisha-ne” anlamindadir. Orta Türkçede bundan türemis fiil de vardir: MK tamula- “setve bent insa ederek suyu korumak”. Türkçe tam kelimesi, tuk ile beraber çok erken dönemde Türkçeden Koreceye geçmistir.
[Resim: Mhh7P.jpg]
(Bu Mesaj 01-08-2011 12:37 değiştirilmiştir. Değiştiren : jang gume.)
13-02-2008 1:41
 Tüm Mesajlarını Bul

hiraru  Dışarıda
♥TATW & ASOT♥
*
Member : 회원

Mesajlar: 9,739
Üyelik Tarihi: 13-02-2007
Rep Puanı: 737
Mesaj: #3RE: Eski Korece’de Türkçe Ödünç Kelimeler
bademd Yazilan

(16) tori “kahraman”: Bu kelime ilk defa eski Korece kaynaklardan Samgukyusa’da, ilk Kore devletlerinden biri olan Silla devletinin kurucularindan söz edilirken sobєltori seklinde geçmektedir. Sobєltori, sobєr ve toriolmak üzere iki kelimeden olusmustur. Sobєl “baskent” anlamindadir; sonra seul’e gelismistir. tori kelimesinin anlamina gelince, bu Mogolistan’in baskenti Ulan Bator’un adinda geçmektedir. Burada ulan bir sifat olup “kirmizi” anlamina gelir; bator ise Türkçe bagator ile aynidir. bagator asli olarak “kahraman” anlamina gelir ve Dogu Türkistan’da, Miran ve Tunhuang’da kesfedilen ve Runik yaziyla yazilmis Eski Uygurca bir metinde görülmekte-dir.Bu kelime baga ve tor seklinde iki kelimeden olusmustur. baga Türkçe baqa ile aynidir. Çünkü /q/ > /g/ ses olayi Türkçede nadir olsa da görülmektedir: Uyg., MK buqa, Çag. buga, Kum. boga. Eski Uygurca baqa “kara kurbaga”, Kipçakça ve Osmanlicada baga seklinde gelismistir. Bagator ünvani için kullanilan baga kelimesinin hayvan isminden olmasipek sasirtici degildir. Çünkü, Eski Türkçede hayvan isminden gelme ünvanlar çoktur: Baqa Tarqan, Boqa Kagan, Böri Kagan, Sonkor Kagan, vb. Bu gibi geleneklerin eski totemizm ile ilgili olmasi gerekir. Bagator’daki tor “general, kahraman” anlamindadir ve bagator “kara kurbaga general” anlami tasimaktadir. Ilginçtir ki bu isim Kore halkbiliminde çok güçlü bir hayvan olarak taninmistir. Eskiden Koreliler güçlü erkek çocuklara “kara kurbaga general gibi çocuk” diye hitap ederlerdi. Çocuk oyunlarinda da çocuklar oynarken “kara kurbaga bana yardim et!” diye bagirmaktadirlar. Gelenek olarak Kore’de tori “cesur erkek” anlaminda kullanilmistir. Öte yandan, tori kelimesinin son ünlüsü olan /i/ Korecede çok yaygin olan bir isimden isim yapma ekidir

(17) kakkan “Silla devletinin bir ünvani”: Eski Kore devletlerinden Kogurye’de “ulu hükümdar” anlaminda kaxan ünvani kullanilmistir (Lee B.D. 1985: 12). Bu, Silla ünvani kakkan ile aynidir. Bu Eski Türkçe ünvan qaqan ile de aynidir. Öte yandan Eski Korecede qan bir “hükümdar” ünvaninin yaninda bir de qa“yerel hükümdar” ünvani kullanilmistir. Bu, Türkçe qagan’in qa ve qan seklin-de iki ünvandan olustugunu göstermektedir. Mogolcada bu kelime qan (<*qan <*qān <*qa’an <*qagan <*qaqan) ol-mustur. Öte yandan, Ön-Türkçe Tabgaç (Topa) dili ve Eski Türkçede kulla-nilan qagan Altay dilleri disinda Farsça, Tibetçe, Ural dilleri ve Hint-Avrupa dillerine de geçmistir (Doerfer IV, 1161).

(18) Ko. kam “Silla devletinin bir ünvani”: Silla ünvanlarinda büyük kam, küçük kam, küçük kardes kam gibi ünvanlar kullanilmistir. Bu kelime samananlamindaki Türkçe kam kelimesiyle aynidir. (Ramstedt 1949: 90, Lee B.D. 1985: 610): Uyg. qam “sorcer”, MK qam id., Çag. qam “physician, healer, wise man” (Clauson 1972: 625).

Orta Türkçede kam kelimesi fiil yapma eki ile de kullanilmistir: kamla- “sifaci olarak çalismak”. Eski devirde samanlarin yalniz dini islerde bulunmayip politik islerde de faaliyet gösterdigini iyi biliyoruz. Kumancada kam “kadin saman” için kullanilmistir. Ramstedt’in (1951:51) bu Korece kelimeyi Çinceden ödünçleme olarak görmesi yanlistir. Yukarida erken dönemde Türkçeden Koreceye geçmis ödünç kelimelerden bazilari gösterilmistir. Bunun disinda Türkçeden gelmis daha pek çok ödünçleme mevcuttur. Tabii ki bazi kelimeler ne Türkçe, ne de Korecedir; kökü belli olmayanlar da bulunmaktadir.

Bunlarin ne zaman Koreceye geçtigi hakkinda kesin bir sey söylemek mümkün degildir, fakat bunlarin büyük kisminin tahminen Proto- veya Ön-Türkçe döneminde, digerlerinin ise Eski Türkçe döneminde olmasi ihtimali büyüktür. Bilindigi gibi ilk Kore devleti olan Kocoson ile Proto-Türkler olarak tahmin edilen Hyung-nu’lar arasinda oldukça siki münasebetler oldugu hakkinda kanitlar çoktur. Bunun yaninda Kocoson’dan sonraki Kore devletlerinden Puye ve Kogurye de Mançu bögesinde olup kuzey ve kuzey batisinda bulunan Ön veyaEski Türkler ile sürekli münasebetleri olmustur. Japon Türkologu Mori’nin Orhon abidelerinde sözü edilen “bökli” ile, bu Kore kavimlerinden bahsedilmekte oldugu seklindeki görüsü dogrudur. Gerçekten de Hyung-nu’lar ve Göktürkler, sirasiyla önce Kocoson ile, sonra ise Kogurye ile askeri müttefik halinde Çin’e karsi direnmis ve savasmislardir. MS 9. yüzyildan sonra Asya kitasinin kuzey-dogusunda Çin’in güçlü bir hakimiyet kurmasiyla Koreliler ve Türkler arasindaki münasebetler tamamen kopmustur.

Bu yazinin kaynagi bir doktora tezidir.



Korece'de pek çok Altayca ödünç kelime bulunmaktadır. 

Bunların esas olarak iki ayrı dönemde 

Koreceye girdikleri kabul edilmektedir.

Korece'deki Altayca kelimelerin çoğu 13.yüzyılın ortalarında, Korece'deki Moğool egemenliği döneminde ödünçlenmiştir. Ayrıca Kore tarihinin daha erken dönemlerinde, ilk veya eski Korece döneminde de ödünçlenmiş çok sayıda Altayca kelime bulabiliriz. Bu Altayca ödünç kelimelerin çoğunun Türkçe kökenli olması ilginçtir. 

Korece ile Türkçe arasında köklü bir genetik münasebetin söz konusu olduğu hakkında bir çok görüş ileri sürülmüştür. Bu görüşler şöyle özetlenebilir:

Moğolca , Türkçe ve Mançu-Tunguzca birbirine en yakın diller olarak bir Altay dil ailesini oluşturmaktadır ve Korecenin de bu birliğe dahil edilebilme ihtimali çok büyüktür.

Korece konusuyla en çok ilgilenen Batılı bilim adamları Ramstedt ve Poppe olmuştur. Bu iki bilginin konuyla ilgili görüşleri arasında bazı farklılıklar vardır.

Ramstedt Korece ile diğer Altay dilleri arasındaki genetik ilişkiden söz ederken Koreceyi diğer Altay dilleri ile aynı ölçüde yakın bir dil saymıştır.

Fakat onun öğrencisi Poppe, Korecenin bir Altay dil birliği içindeki yeri konusunda bazı şüpheler taşır. Ona göre Korecenin bir Altay dili olma ihtimali yüksektir; ancak Korece bir Altay dili ise Altay dil ailesinden, yani Proto-Altay dilinden en erken ayrılan dil olmalıdır. Bundan dolayı Korece diğer Altay dillerinden biraz uzak kalmıştır.

Bu konu hakkındaki benim görüşüm ise şudur: Korece kesin bir şekilde Altay dil ailesine mensuptur ve Altay dilleri içinde en çok Türk diline yakındır.

Şimdiye kadar yapılmış araştırmalar dışında, kendi araştırmalarımın sonucu olarak Korece ile Türkçe arasında 180'e yakın yeni ortak kelime ve 90'a yakın ortak ek bulunmuştur. Üstelik bu ortak unsurların çoğu yalnız Türkçe ile Korece arasında değil, Moğolca ve Mançu-Tunguzca gibi diğer Altay dillerinde de mevcuttur.

Ortak kelimeler bir yana bırakılırsa, çalışmalarımdan elde ettiğim ortak unsurlar şunlardır:

İsim yapma ekleri 37

Fiil yapma ekleri 14

Hal ekleri 9

Zamirler 8

Sıfat fiiller 5

Zarf fiiller 12

Çoğul ekleri 2

Öte yandan, Türkçe ile Korece arasında bir çok ödünç kelime de bulunmaktadır. Türkçeden Koreceye yapılmış ödünçlemeler iki ayrı tarihi dönemde meydana gelmiştir.

Birincisi ilk Kore devletlerinin teşkil edilmesi ve gelişmesi sıralarında, yani aşağı yukarı MÖ.2 yüzyıldan önceki asırlarda;

İkincisi ise MS.13.yüzyılda Moğol İmparatorluğu'nun Kore'yi idare ettiği yıllarda Moğolca vasıtasıyla gerçekleşmiştir.

Bu makalede ilk Kore devletleri devrinde Türkçeden Koreceye geçmiş ödünç kelimeler üzerinde duracağım. 

Bilindiği gibi milattan önceki asırlarda Kore'nin ilk devleti olan Kocoson ile Proto-Türkler olarak bilinen Hunlar arasında coğrafi ve kültürel açıdan oldukça sık münasebetler olmuştur. Bu iki devlet ve bunlardan sonra kurulan devletler de bir Altay kavimler birliği halinde Çin'e karşı savaşmışlardır. Bu sıralarda ve ondan önceki dönemlerde Korece ve Türkçe arasında hem kültürel hem de söz varlığı anlamında ödünçlemeler olmuştur. Kore devletinin ilk devirlerinde Türkçeden Koreceye geçmiş kelimeler şunlardır:

(1) Ko. ori “ördek”: Orta Korecede orh ve orhi olarak iki şekli vardır. Bu kelimedeki /h/, epithesis ses olayı sonucu ilave edilmiş bir ünsüzdür. Ayrıca orhi şeklinin sonunda bulunan /i/ ünlüsü Korecede sık görülen isimden isim yapma ekidir. Modern Korecesi ise ori şeklindedir. Öte yandan, bu kelime Yakutçada uzun ünlülü olarak o:r şeklinde bulunmaktadır. Eski Uygurcada ördek “ördek” kelimesi vardır (Ligeti 1966: 190). Clauson (1977: 205), bu kelimenin or- “yüksek yere çıkmak” fiili ile isim yapma eki –dek gibi iki ayrı morfemden meydana gelmiş olduğunu iddia etmiştir. Fakat, bildiğimiz gibi Türkçede –dek şeklinde bir isimden isim yapma eki bulunmamaktadır. Bana göre bu, Türkçe ör ile bilinmeyen bir dilden geçmiş -dek kelimesinden oluşmuş ve hendiadion olarak kullanılmıştır. 

(2) Ko. turumi “turna”: Bu kelime Eski Türkçeden Koreceye geçmiştir. Eski Türkçede turunya, Orta Türkçede turna şeklindedir. Kıpçakça, Kumanca, Osmanlıca gibi tarihi Türk dillerinde de aynı şekilde geçmektedir. Azerice ve Türkmencede ise durna şeklindedir. Öte yandan, Yakutçada bu kelime turuya şeklindedir ve bu Tunguzcaya da geçmiştir: Evk. turuya. Bu kelime Japonca tarafından da turu şeklinde ödünçlenmiştir. 

(3) Ko. bora “kar fırtınası”: Korecede bu kelime yalnız nunbora “kar fırtına” (nun “kar”) kelimesinde bulunmaktadır. Bu kelime ilk defa Orhon Türkçesinde bor “kar fırtınası, şiddetli yağmur” şeklinde bulunmaktadır. Çağataycada borağan şeklindedir ve bu Moğolcadan geçmiştir. Bugünkü Türk lehçelerinde de bu kelime bulunmaktadır; 

Trkm. bo:ran “id”leri., 

Kzk. boran “id”leri., 

Tuv. bora:n “id”leri., 

Tat. buran “id”leri. 

Fakat bunların hepsi Moğolcadan geçmiştir. 

Çok ilginçtir ki Anadolu Türkçesinde bora şekli kullanılmaktadır ve bu şekil Eski Türkçe bor şekline paragoge ses olayıyla sonuna ünlü ilave edilerek meydana gelmiştir. Öte yandan, Anadolu Türkçesinde Moğolcadan geçmiş boran şekli de bulunmaktadır. Bu kelime Moğolca ve Tunguzcada da bulunmaktadır; Mo. boroğan “yağmur”, Lam. burkun “kar fırtınası”, Evk. burkan “id”leri. Bu kelime Yakutçadan Evenkiceye geçmiştir; Yak. burxa:n “kar fırtınası”. 

Poppe’ye (1960: 21) göre Moğolca boroğan, buruğan’dan gelişmiştir. Poppe bu kelimeyi Türkçe bur- fiili ile karşılaştırmıştır. Fakat Poppe’nin bu görüşü yanlıştır, çünkü Kazakça ve Kırgızcada Moğolcadan geçmiş boran kelimesinin yanında bora- fiili bulunmaktadır. Bu fiil, isim isim bor ile isimden fiil yapma eki –a-’dan meydana gelmiştir.

(4) Ko. cokha “yeğen”: Bildiğim kadarıyla bu kelime Moğolca ve Mançu-Tunguz dillerinde görünmemekte ve yalnız Orhon Türkçesinde çıqan şeklinde bulunmaktadır

(5) Ko. tonga “kuvvetli, kalın ve güçlü halat”: Bu yalnız tongacur “kuvvetli halat” kelimesinde görünmektedir. Eski ve Orta Türkçede tonga oldukça sık görünmektedir. Bu kelime Kaşgarlı Mahmud’un lugatında “kaplan”, Clauson’a (1972: 515) göre “kahraman”, İbnü Mühenna’ya göre ise “kuvvetli” anlamındadır. Öte yandan bu kelime Çince kaynaklarda da d’ung-nga olarak geçmektedir. Bu kelime büyük ihtimalle Mançu-Tunguzca yoluyla Koreceye geçmiştir. 

(6) Ko 'iri köpek' : Bu kelime Kore'nin güney eyaletinde kullanılmaktadır. Bu Eski Türkçe böri “kurt” ile aynıdır ve Türkçeden Koreceye geçmiştir. Yenisey Ostyak ve Rus dillerine de geçmiştir. 

(7) Ko. toksuri “doğan”: Bu kelime dışında Korecede “doğanın bir çeşidi”ni ifade eden ve suri ile yapılmış iki kelime daha vardır: surimae (<*suri + mae “doğan”) ve surisae (< suri + sae “kuş”). Öte yandan, anlamı belli olmayan suri tek başına hiç kullanılmamaktadır. Fakat bu örneklerden toksuri kelimesinin tok ve suri şeklinde iki kelimeden meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır. Korece tok kelimesi Türkçe “doğan” anlamındaki toğan (<*tok+kan) kelimesinde yaşamaktadır. Türkçe toğan kelimesi *tok ve kokeni belli olmayan *kan şeklinde iki kelimeden meydana gelmiş ve hendiadion olarak kullanılmıştır. Türkçe *tok ise büyük ihtimalle proto veya eski Türkçeden Koreceye geçmiştir.

(8) Ko. kåo “uyuyan kişiyi bastıran kötü ruh”: Bugünkü Korecede bu kelime  kawi şeklindedir. Orta Türkçe Oğuz diyalektinde “kötü ruha tutulmuş hal” anlamında kowu ve kowuz şekli vardır. Kaşgarlı Mahmud’un lugatinde bu kelime hakkında ilginç bir izah vardır; Kötü ruha tutulmuş adamdan kötü ruhu kovarken soğuk suyu adamın yüzüne döküp “kowu! kowu!” diye bağırırlarmış. Clauson (1972: 581) ve Dankoff’a (1985: 144) göre bu kelime “kovmak” anlamındaki Türkçe fiil kow-’dan gelişmiştir. 

Fakat bu görüş pek inandırıcı değildir. Çünkü Türkçede fiilden isim yapma eki –u veya –uz nadir görünmektedir ve istisnasız olarak geçişli fiillerle kullanılmıştır. Bunun dışında semantik bakımdan da pek ilgili görünmemektedir. Bence iki ihtimal  vardır: birincisi, isim olan kowu’ya küçültme eki –ç gelmiş olması; ikincisi, isim olan kow ile 'uçmak, yok olmak' anlamındaki uç-fiilinin beraber kullanılmış olması. İkincisi kow uç! “kötü ruh! yok ol!” anlamındadır.  Öte yandan, Korece şekil kawi, arkaik şekil kåw’e isimden isim yapma eki – i’nin eklenmesi ile sonradan gelişmiştir. 

(9) Ko. tark “tavuk”: Bu Eski Uygurca ve Orta Türkçe takığu “evcil kuş” ile aynıdır. Bu kelime tak ve –ğu şeklinde iki morfemden meydana gelmiştir. Clauson (1972:587), - ğu'nun Eski Türkçe hayvan isimlerinde sık sık rastlanan - ğa ile aynı isim yapma eki olduğunu söylemiştir: Trk.kaburğa 'baykuş', torğa 'tarla kuşu'. 

Fakat bence - ğu'nun Çince bir ödünç kelime olması ihtimali büyüktür (Karl. 126). Türkçe takığu, takı ve ğu şeklindeki iki kelimenin ikileme olarak yanyana kullanılmış şeklidir. Eski Türkçe takı biçimi, /r/ ünsüzünün düşmesi ve sonda /ı/ sesi türemesiyle ortaya çıkmıştır.. 

Korecenin şivelerinde /r/ düşmesiyle /tak/ şeklinde kullanılış yaygındır. Bu kelime Moğolcada da görünmektedir: Mo. takijan “piliç”. Bu kelime, tak “tavuk” ile dönüşümlü-aitlik eki –ijan’dan oluşmuştur. 

Korece tark kelimesinin Türkçeden Koreceye mi yoksa Koreceden Türkçeye mi geçmiş olduğu belli değildir. 

(10) Ko. satari “portatif merdiven”: Bu kelime “merdiven” anlamındaki  Türkçe satu ile bağlantılıdır. Clauson (1972:867) bu Türkçe kelimenin bilinmeyen başka bir dilden ödünçleme olduğu ihtimalini ileri sürmüştür. 

Korecede satari kelimesinin yanında aynı anlamda sataktari kelimesi vardır. Korece satari ve sataktari aynı köktendir. Bu iki kelime mukayese edilirse, satari’nin birden fazla morfemden oluştuğu belli olmaktadır. Bence satari kelimesi sata ve –ari olmak üzere iki morfemden meydana gelmiştir. Burada  –ari bir küçültme eki olup Korecede çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Satak kelimesi ise sata ile isimden isim yapma eki –ak’tan oluşmuştur. İsim yapma eki –ak Korecede çok yaygın bir ektir.

(11) Ko.kut '(şamanizmde) kutluluk dilemek için yapılan dini merasim' : Bu kelime şamanizm ile ilgili bir kelimedir ve Altay dillerinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Eski Türkçede “devlet, saadet, kutlama” anlamında kut vardır. Eski Uygurcada, fiil yapma eki ile yapılan qutğur- “kut vermek, saadet vermek” ve kutad- “kutlu olmak” da vardır. Orta Türkçede “saadet, kutlama” anlamında yaygın olarak kullanılmıştır. Moğolcada ise bu kelime iki heceli kutu şeklinde olup “saadet; kutsal” anlamındadır. Mançucada aynı anlamda xuturi şekli vardır ve ayrıca “kötü ruh” anlamında xutu da kullanılmaktadır.

Bu kelimenin nasıl ödünçlenmiş olduğunu belirlemek kolay değildir. Fakat, şekillere ve anlamlara bakılırsa, Türkçeden Koreceye ve diğer dillere geçmiş olması ihtimali büyüktür. Korecedeki anlamı kutluluğu dilemek için şaman  merasimi düzenlemek olup bu, Türkçedeki anlamına göre ikincildir.

(12) Ko.tul 'dişi hayvan ; yavru veya yumurta veremeyen dişi' : Bu kelime yalnız önek olarak kullanılmakta ve tek başına kullanılmamaktadır. Bu kelime Türkçe “dul kadın” anlamındaki tul kelimesinden ödünçlemedir: Uyg., MK, Çağ.tul 'dul'. Ramstedt (1935) bu Türkçe kelimeyi Moğolcanın Kalmuk lehçesine ait tulğu “yalnız, yetim” ile ilişkilendirmiştir.

(13) Ko. kor “maya, mayalı yemeklerde görünen ve sertleşmiş kalıntı”: Korecede bu kelime tek başına kullanılmamakta, kormaçi (< *kor-maçi), korkaci (< *korkaci), kormaci (<*kor-maci) gibi kelimelerde görünmektedir. Bu kelimeye Orta Türkçede rastlanmaktadır: MK kor. Bugünkü Türk lehçelerinden Türkmence ve Kırgızcada kullanılmaktadır: Trkm. gor, Krg. kur. 

(14) Ko. tuk “set, bent”: Bu kelime Eski ve Orta Türkçede tuğ “dam, cover, stopper” (Dankoff 1985:198) şeklinde kullanılmıştır. Bunun dışında tuğla (<*tuğ-la-), tuğaq (<*tuğ-aq) gibi kelimeler de vardır. Türkçe tuğ kelimesi tu-fiiline isimden fiil yapma eki –ğ’nin eklenmesiyle yapılmış bir isimdir. 

(15) Ko. tam “toprak ve taşlarla yapılmış duvar”: Bu kelime Eski ve Orta Türkçede çok yaygın kullanılmıştır: Orh., Uyg. tam id., MK tam id. Orta Türkçe  Çağatayca ve Kumancada 'çatı' anlamında, Osmanlıcada ise "çatı, bina, hapishane” anlamındadır. Orta Türkçede bundan türemiş fiil de vardır: MK tamula- “set ve bent inşa ederek suyu korumak”. Türkçe tam kelimesi, tuk ile beraber çok erken dönemde Türkçeden Koreceye geçmiştir.

(16) tori “kahraman”: Bu kelime ilk defa eski Korece kaynaklardan  Samgukyusa'da , ilk Kore devletlerinden biri olan Silla devletinin kurucularından söz edilirken sobєltori şeklinde geçmektedir. Sobєltori, sobєr ve tori olmak üzere iki kelimeden oluşmuştur. Sobєl “başkent” anlamındadır; sonra  seul’e gelişmiştir. 

Tori kelimesinin anlamına gelince, bu Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator’un adında geçmektedir. Burada ulan bir sıfat olup “kırmızı”anlamına gelir; bator ise Türkçe bagator ile aynıdır. bagator asli olarak “kahraman” anlamına gelir ve Doğu Türkistan’da, Miran ve Tunhuang’da  keşfedilen ve Runik yazıyla yazılmış Eski Uygurca bir metinde görülmektedir. 

Bu kelime baga ve tor şeklinde iki kelimeden oluşmuştur. bağa Türkçe baqa ile aynıdır. Çünkü /q/ > /ğ/ ses olayı Türkçede nadir olsa da görülmektedir: Uyg., MK buqa, Çağ. buğa, Kum. boğa. Eski Uygurca baqa “kara kurbağa”, Kıpçakça ve Osmanlıcada bağa şeklinde gelişmiştir. 

Bağator ünvanı için kullanılan bağa kelimesinin hayvan isminden olması pek şaşırtıcı değildir. Çünkü, Eski Türkçede hayvan isminden gelme ünvanlar çoktur: Baqa Tarqan, Boqa Kağan, Böri Kağan, Sonkor Kağan, vb. Bu gibi geleneklerin eski totemizm ile ilgili olması gerekir. 

Bağator’daki tor “general, kahraman” anlamındadır ve bağator “kara kurbağa general” anlamı taşımaktadır. İlginçtir ki bu isim Kore halkbiliminde çok güçlü bir hayvan olarak tanınmıştır. Eskiden Koreliler güçlü erkek çocuklara “kara kurbağa general gibi çocuk" diye hitap ederlerdi. Çocuk oyunlarında da çocuklar oynarken “kara kurbağa bana yardım et!” diye bağırmaktadırlar. Gelenek olarak Kore’de tori “cesur erkek” anlamında kullanılmıştır.

Öte yandan, tori kelimesinin son ünlüsü olan /i/ Korecede çok yaygın olan bir isimden isim yapma ekidir. (17) kakkan “Silla devletinin bir ünvanı”: Eski Kore devletlerinden Kogurye’de “ulu hükümdar” anlamında kaxan ünvanı kullanılmıştır (Lee B.D. 1985: 12). 

Bu, Silla ünvanı kakkan ile aynıdır. Bu Eski Türkçe ünvan qaqan ile de aynıdır.  Öte yandan Eski Korecede qan bir “hükümdar” ünvanının yanında bir de qa "yerel hükümdar" ünvanı kullanılmıştır. Bu Türkçe qağan'ın qa ve qan şeklinde iki ünvandan oluştuğunu göstermektedir. 

Moğolcada bu kelime qan (<* qan <* qän <* qa'an <* qağan <* qagan) olmuştur. Öte yandan , Ön Türkçe Tabgaç (Topa) dili ve Eski Türkçede kullanılan qağan Altay dilleri dışında Farsça, Tibetçe, Ural dilleri ve Hint-Avrupa dillerine de geçmiştir (Doerfer IV, 1161). 

(18) Ko. kam “Silla devletinin bir ünvanı”: Silla ünvanlarında büyük kam, küçük kam, küçük kardeş kam gibi ünvanlar kullanılmıştır. Bu kelime şaman anlamındaki Türkçe kam kelimesiyle aynıdır. (Ramstedt 1949: 90, Lee B.D. 1985: 610): Uyg. qam “sorcer”, MK qam id., Çağ. qam “physician, healer, wise man” (Clauson 1972: 625). Orta Türkçede kam kelimesi fiil yapma eki ile de kullanılmıştır: kamla- “şifacı olarak çalışmak”. Eski devirde şamanların yalnız dini işlerde bulunmayıp politik işlerde de faaliyet gösterdiğini iyi biliyoruz. Kumancada kam “kadın şaman” için kullanılmıştır. Ramstedt’in (1951:51) bu Korece kelimeyi Çinceden ödünçleme olarak görmesi yanlıştır.

Yukarıda erken dönemde Türkçeden Koreceye geçmiş ödünç kelimelerden bazıları gösterilmiştir. Bunun dışında Türkçeden gelmiş daha pek çok ödünçleme mevcuttur. Tabii ki bazı kelimeler ne Türkçe, ne de Korecedir; kökü belli olmayanlar da bulunmaktadır.

Bunların ne zaman Koreceye geçtiği hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir, fakat bunların büyük kısmının tahminen Proto- veya Ön-Türkçe döneminde, diğerlerinin ise Eski Türkçe döneminde olması ihtimali büyüktür. Bilindiği gibi ilk Kore devleti olan Kocoson ile Proto-Türkler olarak tahmin edilen Hyung-nu’lar arasında oldukça sıkı münasebetler olduğu hakkında kanıtlar çoktur. 

Bunun yanında Kocoson’dan sonraki Kore devletlerinden Puye ve Kogurye de Mançu bögesinde olup kuzey ve kuzey batısında bulunan Ön veya Eski Türkler ile sürekli münasebetleri olmuştur. Japon Türkoloğu Mori’nin Orhon abidelerinde sözü edilen “bökli” ile, bu Kore kavimlerinden bahsedilmekte olduğu şeklindeki görüşü doğrudur. 

Gerçekten de Hyung-nu’lar ve Göktürkler, sırasıyla önce Kocoson ile, sonra ise Kogurye ile askeri müttefik halinde Çin’e karşı direnmiş ve savaşmışlardır. MS 9. yüzyıldan sonra Asya kıtasının kuzey-doğusunda Çin’in güçlü bir hakimiyet kurmasıyla Koreliler ve Türkler arasındaki münasebetler tamamen kopmuştur.

Han-Woo Choi

Handong University / Güney Kore

bilig, Summer / 2004, Number 30: 85-93 

© Ahmet Yesevi University Board of Trustees 

pdf

NOT: 

Hyung-nu 'lar Çin kaynaklarında geçen Hun'lardır,  Türk'tür.

Yani: 

"Bilindiği gibi milattan önceki asırlarda Kore'nin ilk devleti olan Kocoson ile Proto-Türkler olarak bilinen Hunlar arasında coğrafi ve kültürel açıdan oldukça sık münasebetler olmuştur."

ile

"Bilindiği gibi ilk Kore devleti olan Kocoson ile Proto-Türkler olarak tahmin edilen Hyung-nu’lar arasında oldukça sıkı münasebetler olduğu hakkında kanıtlar çoktur. "

söylemi arasındaki "bilinen" ile "tahmin edilen" kelimeleri , çeviri hatası mıdır, bilinçli bir hata mıdır, anlamadım. - SB.

In the Korean language, a lot of Altaic loan words are found. These are supposed to have been borrowed into Korean mainly in two different periods. Most of the Altaic loan words were borrowed into Korean during the Mongolian rule of Korea in the middle of the 13th century AD. In addition to these, we can  find considerable number of Altaic loan words, which was passed into Proto or Ancient Korean in the earlier periods of Korean history. It is very interesting that most of these Altaic loan words are of Turkic origins. This paper deals with some Turkic loan words in Ancient Korean. 

____________

Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinde Bulunan Kore 

ile ilgili Belgeler Üzerine bir Değerlendirme

Yrd.Doç.Dr. A.Merthan Dündar ,2007

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi

Japon Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

PDF

ON THE ANCIENT RELATIONS BETWEEN 

THE TURKIC AND KOREAN PEOPLES 

Dr.Gaybullah BABAYAR

Institute off Oriental Studies

Academy of Sciences of Uzbekistan

PDF

KORE TAŞAT

KORE TAŞKOÇ
KORE KAPLUMBAĞA - ANIT
MOĞOLİSTAN KAPLUMBAĞA -ANIT
GÖKTÜRK TAMGASI İLE KAPLUMBAĞA -ANIT

KAYNAK

ORHUN ANITI - KAPLUMBAĞA ÜZERİNDE MÜZEDE
TÜRK KÜLTÜRÜ

Taşat, Taşkoç, Taşbabalara benzeyen Taşheykeller ve Kurganlar Türk Kültürüdür.

KİTAP














nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır