türkiyenin en şerefsiz kulübü / türkiyenin en şerefli en büyük takımı beşiktaş dır - inci sözlük

Türkiyenin En Şerefsiz Kulübü

türkiyenin en şerefsiz kulübü

yazarresmi

Ahmet Yenilmez

Ehiller Kabinesi

06 Haziran 2023

ALGORİTMA

01 Haziran 2023

Yargısız İnfaz

21 Mayıs 2023

SOSYAL KREDİ

27 Nisan 2023

Sahi niye…?

25 Nisan 2023

Size soruyorum

18 Nisan 2023

Kazanmak mı?

05 Mart 2023

Ama… Keşke…

07 Şubat 2023

Tercih bizim…

24 Ocak 2023

Taharet Musluğu

25 Aralık 2022

Derin Basitlik

18 Aralık 2022

YETKİ DEVRİ

15 Aralık 2022

G-20 KARARLARI

24 Kasım 2022

Devlet Olmak

20 Ekim 2022

Vefalı Türk

25 Eylül 2022

PARAZİT

22 Eylül 2022

ANLATAMIYORUZ

18 Eylül 2022

ÇAĞDAŞ SANAT

11 Eylül 2022

Sivrisinek

01 Eylül 2022

30 Ağustos…

30 Ağustos 2022

Cesur Yürek

25 Ağustos 2022

PROPAGANDA

09 Haziran 2022

5 Haziran 1983

05 Haziran 2022

EKSEN KAYIYOR

05 Mayıs 2022

HAVALAR NASIL

27 Ocak 2022

18 Ocak 1927

18 Ocak 2022

AĞIR YÜK

23 Aralık 2021

İlla da edep!

28 Kasım 2021

Mavi tık!

16 Eylül 2021

CHP zihniyeti!

14 Eylül 2021

Yeter artık be!

12 Eylül 2021

9 Eylül…!

09 Eylül 2021

Çılgın Atlar!

05 Eylül 2021

Hekim arıyorum!

31 Ağustos 2021

Kısacası vefa…!

22 Ağustos 2021

Ölüm!

04 Temmuz 2021

Delikanlılar…!

24 Haziran 2021

İtiraf ediyorum!

22 Haziran 2021

Yeter artık…!

20 Haziran 2021

Bitli Palas!

17 Haziran 2021

Aşk Ahlakı…

06 Haziran 2021

Yüzleşme!

04 Mayıs 2021

500 gün

14 Ocak 2021

Mazallah..!

20 Aralık 2020

1 Aralıklar!

01 Aralık 2020

“Bi dakka..!”

26 Kasım 2020

Ayıp be kardeşim!

24 Eylül 2020

Dillenelim!

22 Eylül 2020

“40 yıl”!

13 Eylül 2020

Evettt..!

03 Eylül 2020

“Biz” başardık!

23 Ağustos 2020

Hamdolsun!

12 Temmuz 2020

Yoksulların dili

02 Haziran 2020

21 Mayıs 1864!

21 Mayıs 2020

11 yıl oldu!

26 Mart 2020

Kabe sessiz!

08 Mart 2020

Ne derdiniz?

09 Şubat 2020

Aydemir Akbaş

Aydemir Akbaş (d. 25 Şubat 1936, İstanbul), Arnavut asıllı[1][2]Türksenarist, yönetmen, oyuncu, gazeteci ve spor yazarı.

İlk yılları ve eğitimi[değiştir

Fenerbahçe (futbol takımı)

Fenerbahçe erkek futbol takımı, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Süper Lig'de mücadele eden profesyonel futbol takımıdır.[2] Kulübün futbol dışında faaliyet gösterdiği diğer spor dalları basketbol, voleybol, atletizm, boks, kürek, yelken, yüzme ve masa tenisi'dir. Fenerbahçe futbol takımı, iç saha maçlarını İstanbulKadıköy'de bulunan 50.530 kişilik Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda yapmaktadır.[2] 1907 yılında bir spor kulübü olarak kurulan Fenerbahçe, Türkiye futbol tarihinin en başarılı ve en çok taraftarı olan spor kulüplerinden birisidir.[3][4]

Fenerbahçe, toplamda 28 Türkiye şampiyonluğu ile en çok şampiyon olan Türk futbol takımıdır.[6]Süper Lig'de 19 kez, Millî Küme'de 6, Türkiye Futbol Şampiyonası'nda ise 3 kez birinci olarak Türk futbol tarihinde en çok millî şampiyonluk yaşamış takımdır.[a] Ayrıca, 7 Türkiye Kupası ve 9 Türkiye Süper Kupası şampiyonluğu da bulunmaktadır.[7]2012-13 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'nde yarı finale çıkarak tarihinde bir Avrupa kupasındaki en iyi derecesini elde etti. 1968 yılında şampiyonluk yaşadığı Balkan Kupası Türkiye'nin ve kulüp tarihinin ilk Avrupa kupası oldu.

Takma adı Sarı Kanaryalar olan Fenerbahçe'nin Trabzonspor ve Beşiktaş gibi takımlarla rekabeti bulunsa da en büyük rakibi aynı şehirde bulunduğu Galatasaray'dır. Bu iki takım arasında gerçekleşen maçlar Kıtalararası Derbi veya Avrasya Derbisi olarak adlandırılır. Kulübün geleneksel forması düz, sarı lacivert çubuklu forma, beyaz şort ve yanları hafif renkli beyaz çoraplardan oluşur.

Tarihçe

1907-1959

Londra Sefareti (Büyükelçilik) Başkatibi Nurizâde Suad Bey'in oğlu Mehmed Ziya Songülen, Hareket OrdusuFeriki (tümgeneral) Şevki Paşa'nın oğlu Ayetullah Bey, edebiyatçı Samipaşazade Sezai Bey’in yeğeni ve Bahriye Mektebi öğrencisi Enver Necip (Okaner), Basra Valisi Abdurrahman Sami Efendi’nin oğlu, Alman Lisesi talebesi Hassan Sami Kocamemi, “Hintli” namıyla anılan Asaf Beşpınar, Haccarzade Mehmed Tevfik ve mutasarrıf Saffet Paşa’nın oğlu Hakkı Saffet Tarı, o yıllarda Kalamış, Papazın Çayırı’nda İngilizler ile Rumların oluşturdukları futbol takımlarının maçlarını izlemekte ve İngilizlerin yer aldığı Moda FC'de oynayan “Bobby” lakaplı ilk Türk futbolcu Fuat Hüsnü Kayacan'ı seyretmekteydiler.[8] 1907 yılının bahar mevsiminde yine bir maç dönüşünde Necip, Ziya ve Ayetullah Bey’ler, Necip Bey'in Moda, Beşbıyık Sokak’taki evinde toplandılar. İçinde bulundukları tarihin de desteğinden güç alan bu gençler, kuracakları takımın ilk fikir harcını attılar.[9] Bu genç arkadaş grubunun yaptığı istişare sonrasında gerekli parayı finanse edecek olan dönemin zenginlerinden Saint-Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey'e kulübün kurucu başkanlığı, Osmanlı Bankası memurlarından Saint-Joseph mezunu Ayetullah Bey'e katiplik (sekreter) görevi, Bahriye Mektebi’nden henüz yeni mezun olmuş Necip Bey'e de kaptanlık ve veznedarlık (sayman) görevi paylaşıldı. Kulübün adını ise, oturdukları semtten esinlenerek, Fenerbahçe Futbol Kulübü olarak belirlediler. Böylece Fenerbahçe Spor Kulübü, bir futbol takımı olarak 1907 yılında İstanbul'un Kadıköy ilçesi Moda semtinde kuruldu.[9]

Kulüp başkanı Ziya Bey'in İngiltere'den bizzat getirttiği; önü ve kolları düğmeli pazen kumaş olan sarı beyaz renkte bol formaları, lacivert şort pantolonları ve sarı löverli yün çorapları ile takım, ilk antrenmanlarına Saint-Joseph Koleji Türkçe muallimi Enver Kemal Yetiker’in nezaretinde Kuşdili ve Fenerbahçe çayırlarında başladı. Kısa zamanda çevrenin futbola kabiliyetli gençlerini de kendi etrafında toplayan kulübün ilk kadrosu, olası olarak; Hint Asaf - Necip, Ziya - Büyük Hasan - Hassan Sami, Çerkes Sabri - Nasuhi, Şevkati - Galip - Hüseyin, Hayrullah Bey terkibinde ya da; Asaf - Ziya - Hassan Sami - Ayetullah - Mazhar - Necip - Fethi - Galip - Hüseyin - Büyük Hasan - Nevzat şeklinde oluştu.

8 Kasım 1908 (26 Teşrîn-i Evvel 1324)tarihinde bir lig maçı öncesinde çekilen Fenerbahçe takım fotoğrafı. (Başkan Ziya Songülen, ayakta soldan dördüncü kişidir)
1911-12 Sezonu’nu namağlup şampiyon tamamlayan Fenerbahçe kadrosu. Fenerbahçe tarihinin ilk lig şampiyonluğu

Fenerbahçe futbol takımı, 1908 yılında ilk kez İstanbul Futbol Ligi'ne katıldı. Takımın Enver Yetiker’den sonraki teknik direktörlüğünü, aynı zamanda takımın oyuncusu olan Hüseyin Dalaklı yapmaktaydı.[10] İlk iki yıl, kulüp kurucularının istifasının da etkisiyle İstanbul Ligi'nde varlık gösteremeyen takım, 1911-12 sezonunda Zeki (Mazlum), Karnik Arslanyan, Abbas (Elkatipzade), Mustafa (Elkatipzade), Yahya Berki (Karagözoğlu), Hüseyin (İzzi), Arif, Kemal (Aşkın), Tevfik, Nuri, Galip (Kulaksızoğlu), Nasuhi (Baydar) ve Hasan Kâmil (Sporel)'den oluşan kadrosuyla namağlup şampiyon olarak tarihindeki ilk lig şampiyonluğunu elde etti.[11] 1912-1913 Sezonu’nu Fenerbahçe, her ne kadar lider olarak sürdürse de, bu sezon; Balkan savaşları nedeniyle tamamlanamadı.[12] Resmi kuruluşu 1907 olarak bilinen Fenerbahçe'nin tescili ise 1913 yılında yapıldı. "1907'de Kuşdili Çayırı'nda kurulan ve başkanlığını Hamid Hüsnü (Kayacan) Bey'in yaptığı Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kuruluş amacı "Beden ve fikir eğitimini yaygınlaştırmak, vatan gençlerini hayat mücadelesine, sıkıntılara ve askeri seferlere (savaşmaya) alıştırmak" ifadelerini ihtiva eden belge ile kulüp resmi olarak tescil edildi. Bu kayıt aynı zamanda, bir Türk futbol kulübü hakkında şu ana kadar bulunmuş tek resmî Osmanlı tescil belgesidir.[13]1913-14 ve 1914-15 sezonlarında ise Galip Kulaksızoğlu'nun teknik direktörlüğündeki takım, iki sezon art arda namağlup olarak İstanbul Lig şampiyonluğunu kazandı.[14] 1912 yılında kurulan ve 1923 yılına kadar devam eden Cuma Ligi'nde de ayrıca mücadele eden Fenerbahçe, 1920-21 ve 1922-23 sezonlarını şampiyon olarak tamamladı.[15]

1913-14 Sezonu’nu namağlup şampiyon olarak tamamlayan Fenerbahçe takımı ve şampiyonluk şildi
1 Mart 1908 tarihinde Fenerbahçe‘nin, Kumkapı’yı 4-0 mağlup ettiği maçın haberine ait kupür. (Fenerbahçe’ye ait, bulunan en eski haber metni değeri taşımaktadır)

Fenerbahçe'nin 1922-23 sezonu şampiyonluğu dünyada eşi benzeri görülmemiş bir sezon olarak tarihe geçti.[16] Takım kadrosunun tamamı yüksek okul mezunları ve öğrencilerden oluşan Fenerbahçe, sezonu hiç yenilmeden ve gol yemeden 58-0 gibi bir skorla tamamladı.[16]

Fenerbahçe forması ile 352 maçta 470 gol atan, Türk millî takımının ilk gollerini (2 kez) atan, Türk futbolunun efsanevi futbolcularından Zeki Rıza Sporel

1923 yılının Fenerbahçe açısından en önemli olaylarıdan bir diğeri ise Birleşik Krallık işgal kuvvetleri komutanı General Charles Harington Harington'ın İstanbul'dan ayrılırken kendi adına bir turnuva düzenlemesi oldu.[17] General, bu kupaya yönelik olarak "Gardler Muhteliti Türk kulüplerine meydan okuyor. Galibine, Başkumandanın adını taşıyan büyük bir kupa verilecek bu maça Türk kulüpleri diledikleri gibi takviye de alabilirler." şeklinde bir ilan verdi. Fenerbahçe ise generalin ilanına "Fenerbahçe Kulübü yalnız kendi kadrosuyla bu maçı şartsız olarak kabul eder." şeklindeki gazete ilanıyla karşılık verdi.

29 Haziran 1923 tarihinde General Harrington Kupası adıyla Taksim Stadı'nda yapılan maçı Fenerbahçe, dönemin önemli oyuncularından olan Zeki Rıza Sporel'in atmış olduğu iki golle 2-1 kazandı.[17] Maç gecesi Lozan Konferansı'nda bulunan Türk Heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı İsmet Paşa tarafından Fenerbahçe kulübüne "Heyetimiz adına hepinizi mutlulukla tebrik eder, meserretle gözlerinizden öperim." şeklinde bir kutlama telgrafı gönderildi.[17]

1932 yılının Haziran ayında meydana gelen Kuşdili Yangını sonucu kulüp binası ciddi ölçüde zarar gördü ve kupalar, üye kayıt ve maç defterlerini de içeren belgeler dahil olmak üzere çoğu maddi eser ve belge yok oldu.[18] 1936 yılında en güçlü İstanbul, Ankara ve İzmir takımlarının yer aldığı Millî Küme kuruldu.[19] 1938 yılında kendi isteğiyle ligden çekilen Fenerbahçe, bunun dışındaki tüm turnuvalara katılmış 1937, 1940, 1943, 1945, 1946 ve 1950 yıllarında olmak üzere 6 kez şampiyonluk kazanarak bu kupada en çok zafere ulaşan takım olmuştur.[20] Bu yılların en önemli futbolcularından birisi ise Fenerbahçe formasıyla çıktığı 615 maçta 423 gol atan Lefter oldu.[21] 1947-1951 ve 1953-64 yılları arasında Fenerbahçe forması giyen Lefter, Türkiye'de kulübü tarafından jübilesi yapılan ilk futbolcu oldu.[22] Fenerbahçe taraftarlarının gönlünde taht kuran ve Ordinaryüs lakabı takılan Lefter için Tribünler söyledi binlerce kere. Ver Lefter'e yaz deftere. Bitti kalem doldu defter. Bu âlemde kral Lefter. sloganı yazıldı.[23]

17 yıl formasını giydiği Fenerbahçe’de 400’ün üzerinde gol atan ve Türk millî futbol takımının en çok gol atan 3. oyuncusu Lefter Küçükandonyadis

1939 yılında Türk futbol tarihinde ilk kez gece maçları oynanmaya başlandı. 9 Eylül 1939 tarihinde saat 21.00'de Fenerbahçe ile Beyoğluspor arasında yapılan bu ilk maçta, Fenerbahçe rakibini 4-2 mağlup etti. İlk gece maçının ilk golünü ise Fenerbahçeli futbolcu Fikret Kırcan kaydetti.[24]

Fenerbahçe, ilk olarak 1908-09 sezonunda katıldığı ve 1958-59 sezonuna kadar farklı statülerde yapılan İstanbul Ligleri'nde 16 şampiyonluk kazandı. Bu şampiyonluklardan 14'ü İstanbul Ligi, 2'si Cuma Ligi kupasıydı.[25]

1959-1969

Fenerbahçe formasıyla 268 maçta 115 gol atan Yüksel Gündüz, Beşiktaş'a gol atarken.

21 Şubat 1959 tarihinde sadece İstanbul, Ankara ve İzmir takımlarının katılabildiği Türkiye 1. Futbol Ligi kuruldu. Beyaz ve kırmızı grup şeklinde düzenlenen ve 16 takımın yer aldığı ligde, Fenerbahçe, beyaz grupta yer aldı. Macar teknik direktör Ignace Molnar yönetimindeki[26] Fenerbahçe, 12 galibiyet ve 2 beraberlik alıp 26 puanla grubunu lider tamamladı.[27] Finalde ise kırmızı grubun birincisi Galatasaray ile karşılaştı. İki maç şeklinde düzenlenen finalde, ilk maçı 1-0 kaybetmesine karşın ikinci maçta rakibini Yüksel Gündüz, Mustafa Güven, Naci Erdem ve Şeref Has'ın attığı gollerle 4-0 yenerek Türkiye 1. Futbol Ligi'nin ilk şampiyonu oldu.[28]1959-60 sezonunda ligi ikinci olarak bitiren Fenerbahçe, aynı sezon tarihinde ilk defa Şampiyon Kulüpler Kupası'na katıldı. 1. ön eleme turunda Nemzeti Bajnokság şampiyonu Csepel'i 1-1 ve 3-2'lik skorlarla eleyerek ikinci tura yükseldi. İkinci turda Fransa ligi şampiyonu Nice'yle karşılaşan Fenerbahçe, rakibine elenerek turnuvaya veda etti.[29]

1960 yılında takımın başına Macar teknik direktör László Székely getirildi.[26] Fenerbahçe, 1960-61 sezonunda 38 maçta aldığı 26 galibiyet, 9 beraberlik, 3 mağlubiyetle ligi yeniden şampiyon olarak tamamladı.[30] Bu sezonun en önemli gelişmelerinden birisi ise Fenerbahçe'nin en önemli futbolcularından olan Can Bartu'nun sezon sonunda bir İtalyan takımı olan Fiorentina'ya transfer olması oldu.[31]1961-62 sezonunda ise yeniden Şampiyon Kulüpler Kupası'nda mücadele etme hakkı kazanan Fenerbahçe, 2. turdan katıldığı turnuvada Nürnberg'e 2-1 ve 1-0'lık skorlarla yenilerek kupaya veda etti.[32] 1962 yılının Ocak ayında takımın başına Necdet Erdem getirildi.[26] 1962 yılının Temmuz ayında ise takımın başına Yugoslav teknik direktör Miroslav Kokotović getirildi.[26]1962-63 sezonunu üçüncü olarak bitiren Fenerbahçe, 1963-64 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'na katıldı.[33] Ön eleme turunda Romanya ligi takımlarından Petrolul Ploiești'yi geçen Fenerbahçe, birinci turda Kuzey League of Ireland takımı olan Linfield'i eleyerek tarihinde ilk defa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda çeyrek finale kaldı. Çeyrek finalde Nemzeti Bajnokság takımlarından MTK Budapeşte ile eşleşti. İlk maçı 2-0 kaybeden Fenerbahçe, ikinci maçı 3-1 kazanarak turu playoff'a taşıdı. Ancak playoff maçında rakibine 1-0 yenilerek kupaya veda etti.[33]Miroslav Kokotović yönetiminde hem Avrupa'da hem de Türkiye'de başarılı bir sezon geçiren Fenerbahçe, aynı sezon ligi şampiyon olarak tamamladı.[34]

31 Mayıs 1932 tarihli Milliyet gazetesinde Fenerbahçe Stadyumu'nun açılışı için Fenerbahçe Spor Kulübü'ne verilen hatıra ve Federasyonun takdir mektubu.

1964-65 sezonunda teknik direktörlüğe İngilizOscar Hold getirildi.[26] Fenerbahçe bu sezonda dördüncü kez lig şampiyonluğu elde etti. 1965-66 sezonunda Selahattin Torkal yönetimindeki takım, ligi üçüncü, 1966-67 sezonunda ise Abdullah Gegiç yönetiminde ligi ikinci sırada bitirdi.[34] Bu sezonun en önemli gelişmelerinden birisi ise Fenerbahçe'nin Balkan Kupası'nı kazanması oldu.[35] Fenerbahçe'nin Balkan Kupası şampiyonluğu, bir Türk futbol takımının uluslararası resmi bir organizasyonda kazandığı ilk şampiyonluk oldu. Kupa'nın final maçında Yunanistan ligi takımlarından AEK ile karşılaşan Fenerbahçe, rakibini Ogün Altıparmak'ın iki, Yılmaz Şen'in ise attığı bir gol ile 3-1 mağlup etti.[35]

1967-68 sezonunda takımın başına yeniden Ignace Molnar'ı getiren Fenerbahçe, sezonu en yakın takipçisi Beşiktaş'ın 7 puan önünde şampiyon olarak tamamladı.[36] Aynı sezon Türkiye Kupası finalinde Altay ile karşılaşan Fenerbahçe, rakibini Ogün Altıparmak ve Nedim Doğan'ın attığı gollerle 2-0 mağlup ederek ilk Türkiye Kupası şampiyonluğunu kazandı.[37]1968-69 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'na 1. turdan katılan Fenerbahçe İngilterePremier League takımlarından Manchester City'i ilk maçı 0-0 biten maçın ardından ikinci maçta 2-1 mağlup ederek 2. tura yükseldi. 2. turda Hollanda ligi takımlarından Ajax ile karşılaşan Fenerbahçe, iki maçı da 2-0 kaybederek turnuvaya veda etti.[38] 1969 yılı Mart ayında Ignace Molnar takımdan ayrıldı. Sezonu sırasıyla Fikret Kırcan ve Basri Dirimlili[26] yönetimde geçiren Fenerbahçe ligi dördüncü sırada bitirdi.

1969-1979

1972-1975 yılları arasında Fenerbahçe'yi çalıştıran ve 8 kupa kazanan teknik direktör Didi.

1969-70 sezonunda takımın başına Rumen teknik direktör Traian Ionescu'yu getiren Fenerbahçe, sezonu Eskişehirspor'un 7 puan önünde şampiyon olarak tamamladı.[39] Sezonun en önemli istatistiklerinden birisi ise Ilie Datcu'nun kalesini koruduğu Fenerbahçe'nin toplam 30 maçta kalesinde sadece 6 gol görmesi oldu.[40] Bu durum günümüzde bir rekor olarak varlığını korumaktadır.[41] Fenerbahçe, 1970-71 sezonunda takımın başına Rumen teknik adam Constantin Teașcă‎'yı getirdi.[26] Fenerbahçe bu sezon ligi ikinci sırada bitirdi.[42] Aynı sezon Ogün Altıparmak, 26 maçta attığı 16 golle Türkiye 1. Futbol Ligi'nde gol kralı olan ilk Fenerbahçeli futbolcu oldu.[43]1971-72 sezonunda takımın başına Sabri Kiraz getirildi.[26] Fenerbahçe bu sezon ligi üçüncü sırada tamamladı. 1972-73 sezonunda yeni bir yapılanmaya giden takım, ilk olarak teknik direktörlüğe Brezilyalı Didi'yi getirdi.[44] Bunun yanı sıra İstanbulspor'dan transfer edilen Cemil Turan dönemin önemli transferlerinden birisi oldu.[45] Sezonu ise Galatasaray'ın ardında ikinci olarak bitirdi. Osman Arpacıoğlu, 19 maçta attığı 16 golle gol kralı oldu.[43]1973-74 sezonunda, takımın 1980-1983 yılları arasında kaptanlığını da yapacak olan Alpaslan Eradlı transfer edildi.[46]Ziya Şengül'ün takım kaptanlığını yaptığı, Cemil Turan'ın gol kralı[43] olduğu sezon Fenerbahçe 7. kez lig şampiyonluğunu kazandı. Aynı sezon Türkiye Kupası finalinde Bursaspor'u mağlup ederek bu kupayı ikinci kez müzesine götürdü.[47]1974-75 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'na katılan Fenerbahçe, 1. turda Lüksemburg ligi takımlarından Jeunesse Esch'i eleyerek 2. tura yükseldi. Bu turda Polonya ligi takımlarından Ruch Chorzów'a elenerek turnuvaya veda etti.[48] Lig sezonunu ise Galatasaray'ın 5 puan önünde şampiyon olarak tamamladı.[49]

1975 yılı Eylül ayında teknik direktörlükten ayrılan Didi'nin yerine Necdet Niş getirildi.[26] Takımın başında 3 hafta kalan Necdet Niş'in yerine yeniden Abdullah Gegiç getirildi.[26]1975-76 sezonunda üç kez teknik direktör değişikliği yaşandı. Sırasıyla İlie Datcu, Nedim Günar ve son olarak Yugoslav teknik direktör Tomislav Kaleperović takımın başına getirildi.[26] Fenerbahçe bu sezonu Trabzonspor'un 3 puan gerisinde ikinci sırada tamamladı.[49]Cemil Turan ise 30 maçta attığı 17 golle ikinci kez gol kralı oldu. 1976-77 sezonunu ise yine Trabzonspor'un 4 puan gerisinde ikinci sırada tamamladı.[49]1977-78 sezonunda Tomislav Kaleperović teknik direktörlüğündeki Fenerbahçe, sezonu lider olarak tamamlayarak, dokuzuncu lig şampiyonluğunu elde etti.[49] Aynı sezon Cemil Turan, 30 maçta attığı 17 golle üçüncü kez gol kralı oldu. 1978-79 sezonunda takımın başına yeniden Necdet Niş'i getiren Fenerbahçe, ligi üçüncü sırada bitirdi.[50]Türkiye Kupası'nda ise finalde Altay ile karşılaştı. İlk maçı 2-1 kaybetmesine rağmen ikinci maçta rakibini Raşit Çetiner ve Önder Mustafaoğlu'nun attığı gollerle 2-0 mağlup ederek Türkiye Kupası'nı üçüncü kez müzesine götürdü.[51]

1979-1989

25 Ağustos 1979 tarihinde Türkiye 1. Futbol Ligi'ne yabancı futbolcu transfer yasağı getirildi.[52] Fenerbahçe bu dönemde Şekerspor'dan Selçuk Yula'yı transfer etti. Haziran ayında teknik direktörlüğe Şükrü Ersoy getirildi.[53] Ancak 9 maçta alınan 5 mağlubiyet sonucu Şükrü Ersoy görevinden istifa etti ve yerine Ziya Şengül getirildi.[54] Fenerbahçe, 1979-80 sezonunu Trabzonspor'un ardından ikinci sırada bitirdi. 1980-81 sezonunda takımın başına Alman teknik direktör Friedel Rausch getirildi.[55] Tarihinin en sıkıntılı dönemini bu sezonda yaşayan Fenerbahçe, ligi onuncu sırada bitirdi.[56]1981-82 sezonunda yabancı futbolculara yönelik transfer yasağı kaldırıldı.[57] Dönem ortasında yardımcı antrenörlük yapmakta olan Enver Katip'i takımın başına getiren Fenerbahçe, sezonu üçüncü sırada tamamladı. Bu sezonda Selçuk Yula, 28 maçta attığı 16 golle gol kralı oldu.[49]

1982-83 sezonunda Yugoslav teknik adam Branko Stanković takımın yeni teknik direktörü oldu.[26]Alpaslan Eradlı'nın futbolu bırakmasının ardından Cem Pamiroğlu yeni takım kaptanı oldu. En başarılı sezonlarından birisini geçiren Fenerbahçe, bu sezonda ligi şampiyon olarak tamamlayarak, toplamda 10. lig şampiyonluğunu kazandı.[58] Bunun yanında Türkiye Kupası finalinde Mersin İdman Yurdu ile karşılaşan Fenerbahçe, rakibini iki maçta da 2-0 ve 2-1'lik skorlarla mağlup ederek dördüncü kez Türkiye Kupası şampiyonu oldu.[59] Dönemin etkili futbolcularından Selçuk Yula ise 30 maçta attığı 19 golle ikinci kez gol kralı oldu.[49] Fenerbahçe, 1983-84 sezonunu Trabzonspor'un ardından ikinci sırada bitirdi. 1984-85 sezonunda bir başka Yugoslav teknik direktör Todor Veselinović takımın başına getirildi.[26] Aynı sezon Hajduk Split'ten transfer edilen Dušan Pešić, takıma dahil edilen önemli futbolculardan birisi oldu.[60] Sezon sonunda Beşiktaş'la aynı puanda olan Fenerbahçe, averaj üstünlüğü ile onbirinci lig şampiyonluğunu elde etti. Sezon sonunda takımdan ayrılan Todor Veselinović'in yerine Macar teknik direktör Kálmán Mészöly getirildi.[26]

22 Mart 1948 tarihli Öz Fenerbahçe dergisinde Fenerbahçe taraftarları

Bir önceki sezonu şampiyon olarak tamamlayan takım, 1985-86 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'na 1. turdan katıldı.[61]Fransa ligi'nin son şampiyonu Bordeaux ile eşleşen Fenerbahçe, ilk maçta rakibini Selçuk Yula, Şenol Çorlu ve Hüseyin Çakıroğlu'nun attığı gollerle 3-2 yendi.[61] Takım kadrosunun yarısını Fransa millî takımın oluşturduğu Bordeaux'a[62] karşı alınan bu galibiyet, Avrupa basınında büyük yankı uyandırdı.[63] 2. turda İsveç ligi takımlarından Göteborg ile eşleşen Fenerbahçe, kendi evindeki maçı 2-1 kazanmasına rağmen, ilk maçı 4-0 kaybettiği için turnuvaya veda etti.[61] Ligde ise sıkıntılı bir dönem geçiren takım, sezonu beşinci sırada tamamlayarak bir sonraki sezon Avrupa kupalarına katılma şansını kaybetti.[64] Bu nedenle Kálmán Mészöly ile yollar ayrılarak yerine Yugoslav teknik direktör Branko Stanković getirildi.[65] Sezon sonunda emekliye ayrılan takım kaptanı Cem Pamiroğlu'nun yerine ise Müjdat Yetkiner getirildi.

Fenerbahçe'nin önemli futbolcularından Şeytanlakaplı Rıdvan Dilmen.

1986-87 sezonunda, son haftalarda alınan başarısız sonuçlar nedeniyle ligin bitimine iki hafta kala Branko Stanković'in görevine son verildi.[66] Sezon sonuna kadar Yılmaz Yücetürk'ün yönetiminde kalan Fenerbahçe, ligi bir önceki sezon olduğu gibi beşinci sırada bitirdi.[67] Sezon sonunda dönemin genç yıldızlarından olan Rıdvan Dilmen, Sarıyer'den transfer edildi. Diğer önemli transfer ise Sakaryaspor'dan transfer edilen savunma oyuncusu Nezihi Tosuncuk oldu.[68][69]1987-88 sezonunda ligin dördüncü haftasında Yılmaz Yücetürk istifa etti ve takımın başına geçici bir süre için Birol Pekel getirildi.[26][70] Ligin altıncı haftasında ise Macar teknik adam Pál Csernai Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü oldu.[26] En kötü sezonlarından birisini geçiren Fenerbahçe, ligi sekizinci sırada bitirdi. Sezon sonunda ise Pál Csernai ile yollar ayrıldı.[71] Bunun yanı sıra Müjdat Yetkiner'in yerine takım kaptanlığı Şenol Çorlu'ya verildi.

1988-89 sezonu öncesi Fenerbahçe'nin yaptığı transferler büyük yankı uyandırdı.[72]Almanya millî futbol takımının kalesini koruyan Toni Schumacher, Schalke 04'ten transfer edildi.[72] Bunun yanı sıra Sakaryaspor'dan transfer edilen Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman diğer önemli transfer hamleleri olarak gerçekleşti.[72]Pál Csernai'den boşalan teknikp direktörlüğe ise yeniden Todor Veselinović getirildi.[26] Takım kaptanlığı ise yeni transfer Toni Schumacher'e verildi. Kadrosunu önemli oyuncularla güçlendiren Fenerbahçe, sezonu Beşiktaş'ın 10 puan önünde şampiyon olarak tamamladı.[73] On ikinci lig şampiyonluğunu elde eden Fenerbahçe'de, Aykut Kocaman 34 maçta attığı 29 golle gol kralı oldu.[49]

1989-1999

O dönem ligin en önemli forvet'lerinden olan 3 kez gol kralı olmuş Aykut Kocaman.

Fenerbahçe, 1989-90 sezonu öncesi Danimarkalı futbolcu Henrik Nielsen'i transfer etti.[74] Bu sezon Toni Schumacher'in sarılık teşhisi konulması nedeniyle 6 ay,[75] ligin 10. haftasında Trabzonspor maçında ağır bir şekilde sakatlanan Rıdvan Dilmen'in ise 3 ay sahalardan uzak kalması takımın şansız bir sezon geçirmesine neden oldu.[76] Fenerbahçe, ligi Beşiktaş'ın 5 puan gerisinde ikinci olarak bitirdi. Sezon sonunda ise Todor Veselinović ile yollar ayrıldı. Boşalan teknik direktörlük görevine ise PSV'yi 1987-88 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonu yapan Hollandalı çalıştırıcı Guus Hiddink getirildi.[77]1990-91 sezonuna, hastalık ve sakatlıklar nedeniyle Schumacher, Rıdvan, Semih ve Aykut gibi önemli futbolculardan yoksun başlandı. Ligin 22. haftasında Trabzonspor deplasmanında alınan mağlubiyet nedeniyle Guus Hiddink'in görevine son verildi. Sezon sonuna kadar önce Erol Togay, daha sonra ise Tınaz Tırpan'ın çalıştırdığı Fenerbahçe, sezonu beşinci sırada tamamladı.

Bir önceki sezon yaşanan başarısızlıklar nedeniyle 1991-92 sezonu öncesi önemli transfer hamleleri gerçekleşti. Dönemin en büyük transferi Galatasaray'dan olaylı bir şekilde alınan Türkiye 1. Futbol Ligi gol kralı Tanju Çolak oldu.[78]Toni Schumacher'in emekliye ayrılmasından sonra Beşiktaş'tan alınan Engin İpekoğlu ise bir diğer önemli transfer oldu.[79][80] Teknik direktörlük görevine ise SlovakJozef Vengloš getirildi. Sezon sonunda Aykut Kocaman 25 maçta attığı 25 golle gol kralı olurken, Fenerbahçe ligi Beşiktaş'ın ardından ikinci sırada bitirdi.[81]Jozef Vengloš yönetimindeki Fenerbahçe, 1992-93 sezonunu lider Galatasaray'ın 8 puan gerisinde beşinci sırada tamamladı.[82] Bir önceki sezon Galatasaray'dan alınan Tanju Çolak ise 23 maçta attığı 27 golle gol kralı oldu.[83] Sezon sonunda Jozef Vengloš gönderilerek yerine Alman teknik adam Holger Osieck getirildi.[84] Kadroda yeni bir yapılanmaya giden Fenerbahçe'de Tanju Çolak ile yollar ayrılırken, Uche Okechukwu, Brian Steen Nielsen, Rüştü Reçber, Bülent Uygun, Kemalettin Şentürk kadroya dahil edilen önemli oyunculardan oldu.[85]1993-94 sezonunu ikinci sırada bitiren Fenerbahçe'de, Bülent Uygun 27 maçta attığı 22 golle gol kralı oldu.[83] Fenerbahçe, 1994-95 sezonunun ilk yarısını Holger Osieck teknik direktörlüğünde tamamlarken, 2. yarısında ise teknik direktörlüğe Tomislav Ivić getirildi. Sezonu dördüncü sırada bitiren Fenerbahçe'de Aykut Kocaman 25 maçta attığı 27 golle 3. kez gol kralı oldu.[83]

1995-96 sezonunda Brezilya'yı 1994 FIFA Dünya Kupası şampiyonu yapan teknik direktör Carlos Alberto Parreira takımın başına getirildi.[86] Bunun dışında Gaziantepspor'dan alınan Elvir Bolić dönemin önemli bir transferi olarak gerçekleşti.[85] Sezonu Trabzonspor'un 2 puan önünde lider tamamlayan Fenerbahçe, yedi sezonun ardından 13. lig şampiyonluğuna ulaştı. 1996-97 sezonunda teknik direktörlüğe Sebastião Lazaroni getirildi.[85] Transferde ise Jay-Jay Okocha önemli bir transfer olarak gerçekleşti.[87] Fenerbahçe bu sezon tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalma başarısı gösterdi.[88] Elemelerde İsrail ligi takımlarından Maccabi Tel Aviv ile eşleşen Fenerbahçe, rakibini 1-1 ve 1-0'lık skorlarla eleyerek gruplara katılmaya hak kazandı. Grup kuralarında ise Rapid Wien, Juventus ve Manchester United'ın aralarında bulunduğu C grubunda mücadele etti. 20 Kasım 1996 tarihinde Old Trafford'da Manchester United ile yapılan maç, sezonun en önemli gelişmelerinden birisi oldu.[89] Bu maçta Fenerbahçe, rakibini Elvir Bolić'in 78. dakikada attığı golle 1-0 mağlup ederek, kendi sahasında oynadığı Avrupa maçlarında 40 yıldır yenilmeyen Manchester United'ı yenmiş oldu.[89] Grubu ise 2 galibiyet, 1 beraberlik ve 3 yenilgiyle tamamlayarak 3. sırada kaldı ve turnuvaya veda etti. Sezon ortasında Sebastião Lazaroni gönderilerek yerine 3. kez Todor Veselinović getirildi ve takım sezonu 3. sırada bitirdi.[85] Sezon sonunda Todor Veselinović ile yeniden yollar ayrılarak Hırvat teknik adam Otto Barić ile anlaşıldı.[85]1997-98 sezonunun en önemli olaylarından birisi 11 Şubat 1998 tarihinde Trabzonspor ile oynanan Türkiye Kupası çeyrek final karşılaşmasında yaşandı.[90] Maçın 78. dakikasında teknik direktör Otto Barić'in başına taş atılması sonucu, takım sahayı terk etti. Bunun sonucunda Fenerbahçe hükmen mağlup sayılarak bir sonraki sezon Türkiye Kupası'nda oynamaktan men edildi.[90] Sezonu ise Galatasaray'ın 4 puan gerisinde ikinci olarak tamamladı. 1998-99 sezonunda teknik direktörlüğe Joachim Löw getirildi.[85] Transferde ise Viorel Moldovan ve Elvir Baljić gibi önemli oyuncular takıma dahil edildi. Bu sezonu üçüncü sırada tamamlayan Fenerbahçe'de, sezon sonunda teknik direktörlüğe eski futbolcusu Rıdvan Dilmen getirildi.[85]

1999-2009

1999-00 sezonunda Gaziantepspor'dan Yaw Preko ve Samuel Johnson takıma dahil edildi.[85] Bu sezon UEFA Kupası 1. turunda MTK Budapest ile eşleşen Fenerbahçe, deplasmanda 0-0 berabere kaldığı Macar takımına kendi evinde 2-0 mağlup olarak kupaya veda etti.[91] 30 Eylül 1999 tarihinde oynanan bu ikinci maç sonrası teknik direktör Rıdvan Dilmen istifa etti ve yerine Zdenek Zeman getirildi.[85][92]Zdenek Zeman'ın yönetiminde başarılı bir grafik sergilenememesi nedeniyle, ligin 15. haftasında takım Fenerbahçe'nin eski futbolcularından Turhan Sofuoğlu'na emanet edildi.[93] Sezonu 4. sırada tamamlayan takım, bir sonraki sezon Avrupa kupalarına gitme şansını kaybetti. 2000-01 sezonunda gerek teknik direktör gerekse oyuncu transferlerinde büyük hamleler gerçekleşti. Yeniden bir yapılanmaya giden takım ilk olarak teknik direktörlüğe Mustafa Denizli'yi getirdi. Bunun dışında Haim Revivo, Kennet Andersson, Nikola Lazetic, Zoran Mirkovic, Milan Rapaić, Serhat Akın ve Yusuf Şimşek gerçekleşen önemli transfer hamleleri oldu.[85] Fenerbahçe bu sezonda iç sahada oynadığı 17 maçta 17 galibiyet alarak bir rekor kırdı.[94] Sezonu ise Galatasaray'ın 3 puan önünde şampiyon olarak tamamladı. Bu şampiyonluk Fenerbahçe'nin Süper Lig'de bir Türk antrenörle kazandığı ilk şampiyonluk oldu.[95]

2001-02 sezonunda Şampiyonlar Ligi elemelerinde İskoçya ligi ekiplerinden Glasgow Rangers'ı ilk maçı 0-0 biten maçın rövanşında 2-1 mağlup ederek tarihinde ikinci defa Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalma başarısı gösterdi.[96] Grup kuralarında Barcelona, Bayer 04 Leverkusen ve Olympique Lyonnais'un aralarında bulunduğu F grubuna düşen Fenerbahçe, oynadığı maçlardan puan alamayarak turnuvaya veda etti.[96] Şampiyonlar ligindeki başarısızlık ve ligde alınan kötü sonuçlarla birlikte, 21 Aralık 2001 tarihinde Diyarbakırspor'a deplasmanda kaybedilen 2-1'lik maç sonucunda teknik direktör Mustafa Denizli'nin görevine son verildi.[97] Yerine ise Alman teknik direktör Werner Lorant getirildi.[85]2002-03 sezonunun en önemli transfer hamlesi River Plate'den transfer edilen Arjantinli futbolcu Ariel Ortega oldu. Bu transferin Fenerbahçe'ye maliyeti ise 15.5 milyon dolar oldu.[98] Bunun dışında Ponte Preta'dan alınan Washington ise bir diğer önemli transfer olarak gerçekleşti.[99] Sezonun en önemli olayı 6 Kasım 2002 tarihinde Galatasaray ile yapılan derbi maçı oldu.[100] Bu maçta Fenerbahçe, rakibini Tuncay Şanlı, Ariel Ortega, Serhat Akın (2), Ceyhun Eriş ve Ümit Özat'ın attığı gollerle 6-0 mağlup ederek ezeli rakibine karşı tarihi bir skor elde etti.[100] Bunun dışında ligde kötü bir performans sergilenmesi nedeniyle ligin 16. haftasında Werner Lorant ile yollar ayrılarak yerine Oğuz Çetin getirildi.[101] Oğuz Çetin yönetiminde beklenilen sonuçlar alınamayınca ligin 26. haftasında Oğuz Çetin'in yerine Tamer Güney getirildi.[101] Sezon sonuna kadar Tamer Güney yönetiminde kalan takım ligi 6. sırada bitirerek bir sonraki sezon Avrupa kupalarında mücadele etme şansını kaybetti.

2003-04 sezonu öncesi yeniden bir yapılanmaya giden Fenerbahçe, ilk olarak Alman teknik direktör Christoph Daum'u takımın başına getirdi.[102] Transferde ise Pierre van Hooijdonk, Robert Enke, Mehmet Aurelio, Fábio Luciano ve Mert Nobre gibi önemli oyuncular takıma dahil edildi.[102] Başarılı bir sezon geçiren Fenerbahçe, ligi Trabzonspor'un 4 puan önünde bitirerek 15. lig şampiyonluğunu elde etti ve formasına 3. yıldızı taktı.[103] Bir sonraki sezon Şampiyonlar Ligi'ne doğrudan katılacak Fenerbahçe'nin en önemli transfer hamlesi ise Cruzeiro'dan 5 milyon dolara transfer edilen Alex de Souza oldu.[104] Bunun dışında alınan Serkan Balcı bir transfer hamlesi gerçekleşti. Şampiyonlar Ligi kuralarında Olympique Lyonnais, Manchester United ve Sparta Prag'ın aralarında bulunduğu D grubuna düşen Fenerbahçe, ligde ise ilk yarıyı lider olarak tamamladı.[105][106] Devre arasında takıma dahil edilen Fransız futbolcu Nicolas Anelka büyük ses getirdi.[107] Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'nde grubu 3. sırada bitirerek, UEFA Kupası'na katıldı.[105] UEFA Kupası'nda ise 3. turda İspanyol rakibi Real Zaragoza'ya 1-0 ve 2-1'lik skorlarla elenerek Avrupa kupalarına veda etti.[108] Ligde ise başarılı bir sezon geçiren Fenerbahçe, sezonu Trabzonspor'un 3 puan önünde lider olarak tamamlayarak 2004-05 sezonunda 16. şampiyonluğunu kazandı.[109]

2005-06 sezonu öncesi Juventus'tan 8 milyon euro karşılığında Stephen Appiah transfer edildi.[110] Bir önceki sezonu şampiyon olarak tamamlayan Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi gruplarına doğrudan katıldı. Grup kuralarında Milan, PSV ve Schalke 04'ün aralarında bulunduğu E grubunda mücadele etti. Grup maçlarında ise 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 yenilgi alarak, Avrupa kupalarına veda etti.[111] Ligi ise Galatasaray'ın 2 puan gerisinde ikinci olarak bitiren Fenerbahçe'de sezon sonunda teknik direktör Christoph Daum ile yollar ayrıldı. Boşalan teknik direktörlük görevine ise Brezilyalı teknik adam Zico getirildi.[112]2006-07 sezonu öncesi Uğur Boral, Tümer Metin, Mateja Kežman, Edu Dracena, Diego Lugano, Deivid gibi oyuncular takıma dahil edildi.[113]Şampiyonlar Ligi'ne eleme turlarından katılan Fenerbahçe, 3. tur eleme maçında Dinamo Kiev'e 3-1 ve 2-2'lik skorlarla elenerek, bu turnuvaya veda etti ve UEFA Kupası'na katıldı.[114]UEFA Kupası'nda gruplardan çıkma başarısı gösteren Fenerbahçe, 3. turda Hollanda ligi takımlarından AZ ile eşleşti. İlk maçta kendi sahasında 3-3 berabere kalan Fenerbahçe, ikinci maçta 2-2 berabere kalarak kupaya veda etti.[114] Ligde ise başarılı bir sezon geçiren takım, en yakın takipçisi Beşiktaş'ın 9 puan önünde ligi şampiyon olarak tamamladı.[115] Bu şampiyonlukla, kuruluşunun 100. yılında 17. lig şampiyonluğunu elde etti. Diğer taraftan takımın kaptanlığını da yapmakta olan Alex, 32 maçta attığı 19 gol ile gol kralı oldu. Bununla birlikte Alex, Fenerbahçe formasıyla gol kralı olan ilk yabancı futbolcu oldu.[116] Fenerbahçe, sezon sonunda Beşiktaş ile yapılan Türkiye Süper Kupası maçını Mateja Kežman ve Deivid'in attığı gollerle 2-1 kazanarak yedinci kez bu kupayı müzesine götürdü.[117]

2007-08 sezonunda Şampiyonlar Ligi gruplarına doğrudan katılan Fenerbahçe'de sezon öncesi yaşanan en önemli gelişme, ünlü Brezilyalı futbolcu Roberto Carlos'un Real Madrid'den transfer edilmesi oldu.[118] Bunun dışında Gençlerbirliği OFTAŞ'tan transfer edilen Gökhan Gönül bir diğer önemli transfer olarak gerçekleşti.[119]Zico yönetimindeki takım, Şampiyonlar Ligi'nde Internazionale, CSKA Moskova ve PSV'nin aralarında bulunduğu G grubunda mücadele etti. Grup maçlarında 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alan takım, tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde 2. tura yükseldi.[120][121] 2. turda Sevilla ile eşleşen Fenerbahçe, ilk maçı kendi evinde 3-2 kazandı. İkinci maçın Sevilla lehine 3-2 bitmesi üzerine karşılaşma uzatmalara gitti. Uzatmalarda da eşitlik bozulmadı ve penaltı atışları sonucunda Fenerbahçe rakibini 3-2 mağlup ederek, yine tarihinde ilk defa çeyrek finale yükseldi.[120][122] Çeyrek finalde Chelsea ile eşleşen Fenerbahçe, ilk maçı 2-1 kazanmasına rağmen ikinci maçta rakibine 2-0 mağlup olarak Şampiyonlar Ligi'ne veda etti.[120] Ligi ise Galatasaray'ın 6 puan gerisinde ikinci sırada bitirdi. Bu sezon Semih Şentürk 27 maçta attığı 17 gol ile gol kralı oldu.[123] Sezon sonunda Zico ile yollar ayrılarak, boşalan teknik direktörlük görevine Luis Aragonés getirildi.[124]2008-09 sezonunda Daniel Güiza ve Emre Belözoğlu takıma dahil edilen önemli oyuncular oldular.[125] Bir önceki sezonu ikinci olarak bitiren Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'ne eleme turlarından katıldı. Sırasıyla MTK Budapest ve Partizan'ı eleyen takım, tarihinde ikinci kez Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalma başarısı gösterdi.[126] Grup kuralarında ise Porto, Dinamo Kyiv ve Arsenal'in aralarında bulunduğu G grubuna düştü. Grup maçlarında 2 beraberlik ve 4 yenilgi alan takım, Avrupa kupalarına veda etti.[126] Ligde ise başarılı bir performans elde edemeyen takım, sezonu 4. sırada bitirdi. Avrupa'da ve ligde alınan başarısız sonuçlar nedeniyle sezon sonunda teknik direktör Luis Aragonés'in görevine son verildi.

/i/Futbol

+8-7

Kuruluşu: 1903

Kurucuları: Ahmet Fetgeri (Aşeni), Mehmet Ali Fetgeri (Aşeni), Osman Paşazade Mehmet Şamil (Osmanoğlu), Hüseyin Bereket, Kadızade Nazım Nazif (Ander) ve 20'ye yakın Kafkas kökenli gençlerdir. Fetgeri kardeşler Gürcistan tahtına kadar yükselmiş Batum civarından göç etmiş bir ailedir. Kurulduğu Yer: Serencebey Mahallesi (Beşiktaş)

Renkleri: Renklerin kırmızı-beyaz olduğu, balkan Savaşı'ndan sonra kırmızının yerine siyahın konduğu belirtilir. Bazı tarihçilere göre ise kuruluşundan bu yana renkler siyah-beyazdır.

ilk Başkan: Mehmet Şamil Bey

Futbol şubesinin kuruluşu: Ağustos 1911.

KARA KARTAL NASIL DOĞDU?

1940-41 sezonunda rakip Süleymaniye'dir. Beşiktaş farklı önde olmasına rağmen rakibini Ablukaya alır. Şeref Stadı'nda tribünden ikinci yarının ortalarında bir ses yükselir: "Haydi kara kartallar." Sesin sahibi Mehmet Galin isminde bir balıkçıdır. Öyle ya böyle hiç bitmeyen ataklar ancak kartallar benzetmesiyle tanımlanır. Beşiktaş maçı 6-0 kazanır, o Günden sonra kara kartallar siyah-beyazlı takımın lakabı olarak kalır.

YOK BÖYLE BiR LiSTE

• En fazla resmi istanbul Lig şampiyonu. (15 kez)

• Üst üste en fazla istanbul Şampiyonu tek kulüp. (5 yıl, 1939-43)

• istanbul Liglerinde en fazla gol atan takım. (1 sezonda 90, 8 yılda 599 gol)

• Resmi liglerde en fazla namağlup şampiyon olan takım. (7 kez)

• Sırıkla atlamayı Türkiye'ye getiren kulüp. (Ressam Namık ismail).

• Türkiye Ligi'nde namağlup şampiyon olan tek takım.

• Türk Milli Takımı'nı temsil hakkı verilen ilk ve tek takım.

• "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" fikrini ortaya atan ve uygulanmasını ve kanunlaşmasını sağlayan kulüp.

• Evinde 10 sene hiçbir Anadolu takımına yenilmeyen tek kulüp.

• Lig tarihinde en uzun süre yenilmeyen takım. (48 maç)

iLKLERiN KULÜBÜ

• Ulu önder Atatürk'ün ilk ilgilendiği, ilk ziyaret ettiği takım. (1914)

• ilk kurulan spor kulübü. (1903)

• ilk resmi istanbul Ligi şampiyonu. (1924)

• Olimpiyatlara ilk defa bayan sporcu yollayan takım. (1936-Berlin)

• ilk sualtı sporları yapan kulüp.

• Ülkemizde ilk defa sahnede spor gösterisi ve jimnastik gösterisi düzenleyen kulüp. (1910 / Kadıköy Apollon Sineması)

• Türkiye'de engelli şubesi olan ilk ve tek spor kulübü.

• Türkiye Süper Kupası'nı kazanan ilk takım.

MUHTEŞEM SÜLEYMAN

Beşiktaş, 1903-1908 arasında Başkanlık yapan Mehmet Şamil'den sonra bir çok seçim gördü. 1984-2000 arasında kesintisiz 16 yıl başkanlık yapan Süleyman Seba ise kırılamayacak bir rekora imza attı. Beşiktaş'ta futbol oynayan, inönü Stadı'ndaki ilk golü atan Seba, 16 yılda 5 şampiyonluk yaşadı.

UNUTULMAZ YABANCI OYUNCULAR

Arnavutoviç

Paunoviç

Kuzman

Şekerbegoviç

Les Ferdinand

Fani Madida

Daniel Amokachi

Stephan Kuntz

Pascal Nouma

KAZANDIĞI KUPALAR

SÜPER LiG 12

TÜRKiYE KUPASI 6

CUM.BAŞ. 7

BAŞBAKANLIK 6

TSYD 12

ATATÜRK 1

SÜPER KUPA 1

METiN, ALi, FEYYAZ FiLELERE YAZ

Hakkı Yeten, Şeref Görkey, Şükrü Gülesin, Nazmi Bilge, Ali ihsan Karayiğit, Recep Adanır, Sabri Dino, Sanlı Sarıalioğlu, Vedat Okyar, Yusuf Tunaoğlu, Necdet Ergün, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek ve Sergen Yalçın unutulmaz yerli oyunculardan bazılarıdır. Metin, Ali, Feyyaz üçlüsü ise bir döneme imza atan müthiş oyuncular olarak tarihe geçmişlerdir.

Türkiye'nin Takımı

Armadaki ilk beyaz çubuk biri (1), üç siyah çubuk üçü (3), ikinci beyaz çubuk ikinci biri (1) ifade etmektedir. Armanın tümü dokuz parçadan oluşmaktadır. Bu rakamlar yan yana geldiğinde Beşiktaş'ın Hicri takvimdeki kuruluş yılı (1319) ortaya çıkar. Bu rakamın Rumi takvimdeki karşılığı ise 1903'tür.

Ambleminde Türk bayrağı olan ilk ve tek kulüptür. Beşiktaş, Yunan Milli Takımı ile yaptığı maçta Türk Milli Takımı'nı temsil ettiği için bu hakkı kazanmıştır. Başka hiçbir takımın ambleminde ay-yıldız kullanma hakkı yoktur.

KRALLAR GÜVEN ÖNÜT VE FEYYAZ UÇAR

Kartal tarihinde iki gol kralı çıkardı. 1963-64 sezonunda Güven Önüt 30 maçta 19 golle, 1989-90 sezonunda ise Feyyaz Uçar 34 maçta 28 golle tacı taktı.

UNUTULMAZ MAÇLAR

Tarih Maç Sonuç

23.03.1941 Beşiktaş-F.Bahçe 7 - 1

11.08.1974 Beşiktaş-F.Bahçe 5 - 4

15.10.1989 Beşiktaş-Adana D.S. 10 - 0

06.01.1990 F.Bahçe-Beşiktaş 1 - 5

20.10.1993 Beşiktaş-Trabzon 7-1

19.09.2000 Beşiktaş-Barcelona 3-0

01.10.2003 Chelsea-Beşiktaş 0-2

17.04.2005 F.Bahçe-Beşiktaş 3-4

BEŞiKTAŞ'ın 48 YıLLık Lig Serüveni...

Turkcell Süper Ligi'nde 2006-2007 sezonuna iddialı giren Beşiktaş, lig tarihindeki en farklı skorlu galibiyetini 10-0'lık sonuçla aldı.

Geride kalan 48 sezonda en farklı skorlu yenilgisini 5-0 ile alan

Beşiktaş, bir maçta kalesinde en fazla 5 gol gördü. Bir maçta en

fazla 10 gol atan Kara Kartallar, üst üste en fazla 13 maç

kazandı, 5 maç yitirdi.

Üst üste 48 maç yitirmeyen siyah-beyazlılar, buna karşın en uzun

süre 9 maç galibiyete hasret kaldı. Lig tarihinde 9 maç üst üste

kalesinde gol görmeyen Beşiktaş, en uzun süre üst üste 6 maçta gol

yollarında suskun kaldı. Kara Kartallar ayrıca, kalesini üst üste

17 maçta gole kapatamadı.

-EN FARKLI SKORLU GALiBiYETLERi-

Sezon Tarih Maç Sonuç

--- --- --- ---

1989-90 15.10.1989 Beşiktaş-Adana Demirspor 10 - 0

1988-89 26.11.1988 Beşiktaş-K.Maraşspor 7 - 0

1989-90 30.12.1989 Beşiktaş-Sakaryaspor 7 - 0

1992-93 28.02.1993 Beşiktaş-Konyaspor 7 - 0

1996-97 16.08.1996 Beşiktaş-Vanspor 7 - 0

-EN FARKLI SKORLU YENiLGiLERi-

Sezon Tarih Maç Sonuç

--- --- --- ---

1980-81 07.09.1980 Bursaspor-Beşiktaş 5 - 0

2000-01 11.02.2001 Ç.Rizespor-Beşiktaş 5 - 1

1995-96 05.05.1996 Beşiktaş-Denizlispor 0 - 4

2003-04 25.01.2004 Beşiktaş-Samsunspor 0 - 4 (H)

-EN ÇOK GOL ATTIĞI MAÇLAR-

Sezon Tarih Maç Sonuç

--- --- --- ---

1989-90 15.10.1989 Beşiktaş-Adana Demirspor 10 - 0

1994-95 24.03.1995 Altay-Beşiktaş 2 - 8

1988-89 26.11.1988 Beşiktaş-K.Maraşspor 7 - 0

1989-90 30.12.1989 Beşiktaş-Sakaryaspor 7 - 0

1992-93 28.02.1993 Beşiktaş-Konyaspor 7 - 0

1996-97 16.08.1996 Beşiktaş-Vanspor 7 - 0

1993-94 20.11.1993 Beşiktaş-Trabzonspor 7 - 1

1994-95 21.08.1994 Beşiktaş-Kocaelispor 7 - 1

1997-98 22.11.1997 Vanspor-Beşiktaş 1 - 7

2002-03 02.03.2003 Beşiktaş-Göztepe 7 - 3

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.