“1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
«Madde 59– Maddede derneklerin tüzel kişilik kazanması ve özellikle tüzel kişiliğin hangi anda kazanılmış olacağı düzenlenmektedir.
Birinci fıkrada derneklerin tüzel kişilik kazanma anı, kuruluş bildirimi, dernek tüzüğü ve gerekli belgelerin yerleşimyerindeki en büyük mülki amire verildiği an olarak öngörülmektedir. Bu itibarladır ki, derneklerin tüzel kişilik kazanmasında ‘normatif bildirim sistemi’ benimsenmiş olmaktadır. Böylece de yürürlükteki Kanunun kabul etmiş olduğu ‘serbest kuruluş sistemi’ değiştirilmiş olmaktadır. »
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘Madde 57– Madde, yürürlükteki Kanunun 56. maddesini karşılamaktadır. Hüküm değişikliği yoktur.’:
«IV. Dernek tüzüğü ile kanun arasındaki ilişki
Madde 57– Dernek tüzüğü, kanunun emredici kurallarına aykırı olamaz.
Dernek tüzüğünde özel olarak düzenlenmemiş konularda kanun hükümleri uygulanır.»
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe
‘1) Terim ve ifade: Terimler öteki maddelere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiş, ikinci fıkra, İsviçre aslına uygun olarak, açıklığa kavuşturulmuştur. Ayrıca bu maddeyle 57, 58, 60, 63, 65 ve 67 nci maddelerin son fıkralarındaki ifade ve terim uygunluğunun sağlanması için İsviçre aslına uygun olarak (yasa gereği) terimi eklenmiştir.’:
«IV. Ana tüzükle yasa arasındaki ilişki.
Mad. 56– Ana tüzükte derneğin kuruluşuna ve üyeleriyle ilişkilerine dair kural yoksa, aşağıdaki kurallar uygulanır.
Uygulanması yasa gereği olan kurallar ana tüzükle değiş-tirilemez.»
Hukuki düzenlemeler bakımından iki tür kişilik bulunmaktadır. "Gerçek kişi" ve "Tüzel kişi". Gerçek kişi, sağ ve tam doğmak şartı ile kişinin anne karnına düşmesinden ölümüne kadar geçen süreçte hukuken kişiler için kullanılan terimdir. Yani bu şahıslar alacak ve borç yaratabilme ehliyetine sahiptirler. Tüzel kişi ise gerçekte kişilik sahibi olmayan ancak kişilik sahibi olduğu varsayılan kişi veya mal topluluklarıdır. Tabi oldukları hukuk dalına göre ise "özel hukuk tüzel kişisi" ve "kamu hukuku tüzel kişisi" şeklinde ikili ayrıma tabi tutulabilir.
Dernek, vakıf, sendika, şirket, siyasi parti gibi oluşumlar hukuken varlık kazandıkları anda tüzel kişilik kazanırlar ve bu tip oluşumlara özel hukuk tüzel kişisi denilmektedir. Dernek kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmeye dönük olarak bir araya gelmesi nedeniyle kişi topluluğu iken, vakıf belirli miktarda malın önceden belirlenen bir amacı gerçekleştirmeye özgülenmesi nedeniyle mal topluluğudur.
Tüzel kişilikler, yasal organlarının oluşmasıyla tüzel kişilik kazanırlarken, dağılma (amacın gerçekleştirilmesi) ve dağıtma (yasal olmayan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi sonucu fesih) nedenleriyle kişilikleri son bulur.
Tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılar birer resmî mektuptur. Tüzel kişilikler bakanlıklara bağlı olabilir.
Tüzel kişiliğin oluşturulması ile ilgili genel kurallar şunlardır.
Tüzel kişiliğin kurulması konusunda genel bir yetki verilmiş olup somut durumlarda kuruluş süreci herhangi bir izne tabi tutulmamıştır.Bu sistemde kuruluş ve tüzel kişiliğin kazanılması mevzuatta belirlenmiştir. Mevzuatta yer alan şartların yerine getirilmesiyle kişi veya mal topluluğu üzerinden tüzel kişilik kazanılır, bu şartların yerine getirilip getirilmediği ise resmi makamların kontrolüne bağlı değildir.
Mevzuatta tüzel kişiliğin kurulmasına imkan tanınmış ve asgari şartlar yine mevzuatta belirtilmiştir. Bu şartlara uyulup uyulmadığı resmi makamlarca denetlenir. İstenilen şartlar yerine getirildiğinde ve idare tarafından da denetlendikten sonra resmi makamın takdir yetkisine gerek olmadan tüzel kişiliğin kurulması gerekir.İdarenin aksi yöndeki kararlarına karşı yargı yolu açık tutulmuştur.
Tüzel kişiliğin hak süjesi olma devletin iznine bağlıdır.Takdir yetkisi idari makamındır. Bu sistemde devletin tüzel kişiliği tanımasında etkisi en üst seviyelerdedir.
KANUNDA
Madde 47- Başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları ve belli bir amaca özgülenmiş olan bağımsız mal toplulukları, kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanırlar. Amacı hukuka veya ahlaka aykırı olan kişi ve mal toplulukları tüzel kişilik kazanamaz.
Madde 101- Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir. Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamaz.
Madde 102/1-Vakıf kurma iradesi, resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır.
Kanun koyucu kural olarak tüzel kişiliklerin tam olarak hak ehliyetine sahip olmalarını kabul etmiştir. Ancak cins, yaş, hısımlık gibi haklardan tüzel kişiler yararlanamaz. Buna rağmen tüzel kişilere de ayrıcalıklı haklar tanınmıştır.
KANUNDA
Madde 48-Tüzel kişiler, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler.
Tüzel kişilerin üyelerine karşı hakları,tüzel kişilerinde gerçek kişiler gibi yararlanabilecekleri hakları vardır.
Malvarlığı bakımından;
Diğer;
KANUNDA
Madde 51- Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir.
Tüzel kişilerin fiil ehliyetinin kanun veya tüzüklerine göre gerekli organlara sahip olmaları ile başlayacağını belirtir. Tüzel kişi kurulduğu zaman organlar teşkil etmemişse hak ehliyeti vardır ama fiil ehliyeti yoktur. Organlar olmadığı sürece fiil ehliyeti de yoktur.
KANUNDA
Madde 49- Tüzel kişiler, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla,fiil ehliyetini kazanırlar.
Madde 50- Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır. Organlar, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.
– Hukuka Aykırı Fiiller Açısından
Organın borca aykırı davranışı: Tüzel kişi üçüncü kişiye karşı üstlendiği borçları organları aracılığıyla yerine getirebilir. Organ tüzel kişinin borcunu ifa ederken borca aykırı davranışı nedeniyle alacaklıyı zarara uğratırsa zarardan tüzel kişi sorumlu olur. Organın borca aykırı davranışı tüzel kişiye izafe olur.
Organın haksız fiili: Organın görevi sırasında neden olduğu haksız fiillerden t