Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. KAÇALİN’in 20 Haziran Perşembe günü Anadolu Ajansına yaptığı açıklamayı paylaşıyoruz:
“Son günlerde günlük hâdiseler dolayısıyla halkımızda bazı kelimelere karşı merak ve hassasiyet uyanmıştır. Önce “çapulcu” ardından “darbe” kelimesinin, ülke gündeminin etkisinde kalınarak verilen ani kararlarla değiştirildiği yönündeki asılsız haberler, doğru ile yanlışın birbirine karışmasına sebebiyet vermiş ve Kurumumuz sözlü ve yazılı olarak zaman zaman hakarete varan haksız ithamlarla karşı karşıya kalmıştır. Bütün bu gelişmeler Kurumumuzca bir açıklama yapılmasını zaruri kılmıştır.
Türk Dil Kurumu ilk sözlüğünü 1945 yılında yayımlamıştır. O tarihten bugüne aralıksız olarak çalışılarak geliştirilen Türkçe Sözlük’ün 11. baskısı 2010 yılında yapılmıştır. Sözlük çalışmaları hiçbir zaman tamamlanan, yani bitirilip sonuçlandırılan çalışmalar değildir; çünkü dil böyle bir nihayetlenmeye izin vermeyecek bir niteliğe sahiptir. Zaman içerisinde bazı kelimeler kullanıştan düşerken yeni kelimeler dile girer ve bazı kelimeler yeni anlamlar kazanır. Bunlar sürekli bir takibi ve dolayısıyla madde başlarında ve tariflerde değişiklikleri gündeme getirir. Bu düzeltme yetkili, uzman kurulların kararlarıyla yapılır. Bu da anlık değişiklikler değildir ve sözlüğe bu değişmelerin işlenmesi ancak sözlüğün yeni baskısı yapılırken gerçekleştirilir. Yani 2010 baskısı sözlükte tespit edilen bir değişiklik, aslında, eserlerin gözden geçirme ve baskı aşamaları da dikkate alındığında bazı zaman bir yıl öncesinde kararı verilmiş bir değişikliktir. Yeni baskılardaki düzeltme ve değişiklikler de Genel Ağ’daki sözlüğe işlenir. Yani Genel Ağ’daki Güncel Türkçe Sözlük, 11. baskı Türkçe Sözlük ile aynıdır.
Ayrıca şunun da bilinmesinde fayda var: Kurum, bugün 15 sözlüğünü Genel Ağ’dan kullanıcılarının hizmetine sunarken bütün dünyada Türk dili üzerine çalışan, bu dile ilgi duyan herkesi kapsayacak bir genişlik içerisinde ve onların da katılmalarını sağlamanın yollarını geliştirerek yürütmek amacından yola çıkmıştır. Bu amaç her gün telefon, mektup ve e-posta ile bize ulaşan, onlarca teklif, tenkit ve katkıların değerlendirilmesiyle gerçekleştirilmektedir. Sözlüklerimiz halkımızla imece usulüyle geliştirilip mükemmelleştirilmektedir. Kurum kendisine iletilen eleştirileri her zaman dikkate almış, kurullarında tartışılmasını sağlamıştır. Bu nedenle bütün halkımızın, bize ilettiği bilgilerin dikkate alındığının bilinmesini istiyorum. Her eser içinde hata barındırabilir. Kurumumuz kaçınılmaz olan bu gerçekten hareketle, çalışmalarını Genel Ağ aracılığıyla herkese açarak kabul ediyor ve bütün dünyadan bizlere ulaşan takipçilerimizin gözü önünde bu hatalarla yüzleşerek ve onları düzelterek ilerliyoruz. Türk Dil Kurumu bu anlamda çok şeffaf bir çalışma yöntemini benimsemiş bulunmaktadır. Bundan kimsenin en küçük bir endişesi olmasın.
Bütün açıklığıyla bir gerçeği daha halkımızla paylaşmak isterim ki ilmî çalışmalara siyasi mülahazalarla yapılacak müdahaleler asla kabul edilemez. Şu da açıklıkla bilinmelidir ki halkımızın bugün dikkatini çekmiş olan kelimelerin tariflerine ilişkin de hiçbir telkin ve ima olmamıştır. Ayrıca, Kurumumuzun böyle bir telkini kabul etmesi mümkün değildir.
Türk Dil Kurumunun sözlüklerine halkta duyulan güvenin bu tarz yanıltıcı haberlerle zedelenmek istendiği görülmektedir. Ancak Türk Dil Kurumu, kuruluş amacına uygun olarak çalışmalarını ilk günkü inancı ve azmi ile sürdürmektedir. Bu konuda kimsenin bir kaygısı olmasın.”
Aşağıda “darbe” ve “çapulcu” kelimelerinin Türkçe Sözlük‘te, ilk baskısından itibaren nasıl tarif edildiğine ilişkin bilgi yer almaktadır:
Darbe:
1945 | Ar. i. Vuruş. |
1955 | is. Ar. Vuruş, çarpış. |
1959 | is. Ar. Vuruş, çarpış. hükümet darbesi hükümeti kanunsuz yollardan ele geçirme. |
1966 | is. Ar. Vuruş, çarpış. hükümet darbesi hükümeti yasa dışı yollardan ele geçirme. |
1969 | is. Ar. Vuruş, çarpış. hükümet darbesi hükümeti yasa dışı yollardan ele geçirme. |
1974 | a. Ar. Vuruş, çarpış. |
1983 | a. Ar. 1. Vuruş, çarpış: “Böğründe yeniden bir hançerin darbesini duydu.” -A. Ağaoğlu. 2. Bir ülkede zor kullanarak yönetimi devirme eylemi: Hükümet darbesi. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay. Darbe vurmak (ya da indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: “Abdülhamit, Mithat Paşa’nın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş…” -H. E. Adıvar. Darbe yemek gücünü sarsıcı, yok edici bir durum olmak: “Seniha’nın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celis’in kalbi oldu.” -Y. K. Karaosmanoğlu. “İmparatorluk, darbeleri öldürecek yerlerinden yemişti.” -K. Tahir. |
1988 | is. Ar. darbe 1. Vuruş, çarpış: “Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti.” -O. C. Kaygılı. 2. Bir ülkede zor kullanarak yönetimi devirme işi: Hükümet darbesi. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: “Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü.”-E. E. Talu. Darbe vurmak (veya indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: “Abdülhamit, Mithat Paşanın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş…”-H. E. Adıvar. Darbe yemek gücünü sarsıcı, yok edici bir durum olmak: “Seniha’nın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celis’in kalbi oldu.” -Y. K. Karaosmanoğlu. |
1998 | is. Ar. darbe 1. Vuruş, çarpış: “Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti.” -O. C. Kaygılı. 2. Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirmek veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirmek işi: “Partisinin hükûmet darbesi yapacağına dair haber aldığını söylediğini, açık açık belirtmişti.” -Ç. Altan. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: “Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü.” -E. E. Talu. darbe vurmak (veya indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: “Abdülhamit, Midhat Paşanın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş…” -H. E. Adıvar. “Siyasî itibarına pek ağır bir darbe indirmiş, onu manevî bir ölüm cezasına mahkûm etmişti.” -Y. K. Karaosmanoğlu. darbe yemek gücünü sarsıcı, yok edici bir durum almak: “Seniha’nın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celis’in kalbi oldu.” -Y. K. Karaosmanoğlu. |
2005 | is. Ar. darbe 1. Vuruş, çarpış: “Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti.” -O. C. Kaygılı. 2. Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi: “Partisinin hükûmet darbesi yapacağına dair haber aldığını söylediğini, açık açık belirtmişti.” -Ç. Altan. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: “Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü.” -E. E. Talu. darbe vurmak (veya indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: “Abdülhamit, Midhat Paşa’nın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş…” -H. E. Adıvar. darbe yemek 1) gücü sarsılmak: “Seniha’nın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celis’in kalbi oldu.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 2) kötü, olumsuz bir duruma maruz kalmak. |
2011 | a. Ar. darbe 1. Vuruş, çarpış: “Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti.” –O. C. Kaygılı. 2. Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi. 3. mec. Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: “Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü.” –E. E. Talu. darbe (veya darbeyi) yemek 1) gücü sarsılmak: “Seniha’nın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celis’in kalbi oldu.” –Y. K. Karaosmanoğlu. 2) kötü, olumsuz bir duruma maruz kalmak. darbe almak kötü bir duruma düşmek. darbe vurmak (veya indirmek) iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek: “Abdülhamit, Midhat Paşa’nın katli ile fikir denilen kuvvete ağır bir darbe vurmuş.” –H. E. Adıvar. |
Çapulcu:
1945 | s. Çapul yoliyle başkasının malım alan. |
1955 | s. Çapul yoliyle başkasının malını alan. |
1959 | s. Çapul yoliyle başkasının malını alan. |
1966 | s. Çapul yolu ile başkasının malını alan. |
1969 | s. Çapul yolu ile başkasının malını alan. |
1974 | s. Çapul yolu ile başkasının malını alan, vurguncu, talancı, plaçkacı. |
1983 | s. Çapul yolu ile başkasının malını alan, talana, yağmacı, plaçkacı. |
1988 | s. Çapul yolu ile başkasının malını alan, talana, yağmacı, plâçkacı: “Bütün çapulcu alayı başka kasabalara gittiler.” -S. F. Abasıyanık. |
1998 | s. Çapul yolu ile başkasının malını alan, talancı, yağmacı, plâçkacı: “Bütün çapulcu alayı başka kasabalara gittiler.” -S. F. Abasıyanık. |
2005 | is. Başkasının malını alan, yağma, talan eden kimse, talancı, yağmacı, plaçkacı: “Bütün çapulcu alayı başka kasabalara gittiler.” -S. F. Abasıyanık. |
2011 | a. Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan, plaçkacı: “Çapulcuların teklifine boyun eğilmesini asla kabul etmem.” –N. F. Kısakürek. |
Kelimelere ilgisi olan ve araştırmayı seven kişiler tarafından usturuplu kelimesinin anlamı inceleniyor. Gerek TDK sözlüğünde gerekse arama motorlarında merak edilen bu kelimenin anlamı ve kökeni, dil ve edebiyat meraklılarınca araştırılıyor. Peki usturuplu kelimesinin TDK’ya göre doğru anlamı nedir, usturuplu kelimesinin kökeni ne, usturuplu kelimesinin kaç anlamı var? İşte örnek cümleler ile birlikte usturuplu kelimesine dair merak edilenler…
USTURUPLU NE DEMEK, NEDİR? TDK'YE GÖRE ANLAMI
Usturuplu kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. TDK'ye göre, usturuplu kelimesi anlamı şu şekildedir:
- Yerli yerinde, işlevine uygun bir biçimde
- Derli toplu, ustalıklı, işlevine uygun bir biçimde olan
USTURUPLU KELİMESİ CÜMLE İÇERİSİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ
- İşlerini, kimseyi taciz etmeden usturuplu, icap edene yardım ederek, hediyeler takdim ederek görmüşlerdi.
NeDemek.org anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
Nedemek.org kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.
Cevap: Yerli Yerinde, İşlevine Uygun Bir Biçimde
Derli Toplu, Ustalıklı, İşlevine Uygun Bir Biçimde Olan
Cevap: Usturuplu
Usturuplu kelimesi ile Google aramalarda en çok sorulan sorular şunlardır: Usturuplu ne demek? Usturuplu kelimesi nasıl yazılır? Usturuplu kökeni nedir? Usturuplu kelimesinin cümle içerisinde kullanımı