uyku apnesi yatış pozisyonu / En sağlıklı uyku pozisyonu hangisi?

Uyku Apnesi Yatış Pozisyonu

uyku apnesi yatış pozisyonu

Horlama ve Uyku Apnesi Sendromu

Horlama ve Uyku Apnesi Sendromu;

Düzenli horlama uykuyu bölmüyor ve solunumu durdurmuyorsa önemsiz ancak, uykuda 10 saniyeden 1-2 dakikaya kadar solunum durmasına neden oluyorsa uyku apne sendromu adını alır. Uykuda nefes durması (sleep apne, uyku apne sendromu) uyku sırasında solumun kısa süreli ataklar şeklinde durması anlamına gelir. Aritmilerden enfarktüse, felçlere, trafik kazalarına, gündüz uyuklamaya kadar birçok hastalığa yol açabilir.

Uykuda Nefes Durması(Uyku Apnesi, Uykuda Nefes Kesilmesi); Uyku sırasında nefesin durmasını tanımlayan kavramdır.

Apne; nefesin 10 saniyenin üzerinde durmasıdır.

Hipopne; Nefesin 10 saniye üzerinde durması oksijen satürasyonu %70 in altına düşmesidir.

Uykuda nefes durması santral, tıkayıcı ve mikst olmak üzere üç tipte olmaktadır. Tıkayıcı tipte uykuda nefes durması (uykuda boğaz tıkanması );  Boğazda mukoza gevşekliği, bağ-yağ-kas-lenfoid doku fazlalığı ile kas gücünün azalması beraberce rol oynar. Hastalığın merkezi yutaktır. Yatış pozisyonunda havanın geçişi ile oluşan negatif basınç; damak, küçükdil, bademcikler, yutak duvarları ile dil kökü dokularını büzüştürerek yutağı tıkar, buradan hava geçemez nefes durur. Oksijen seviyesi düşer Yutakta bulunan reseptörlerden solunum merkezine uyarı giderek solunum tekrar başlar. Bu kısır döngü uyku süresince devam eder.

Uykuda Nefes Durması Belirtileri;  Aşırı horlama, uykuda nefes durması, uykusuzluk, yorgunluk, gündüz uyuklama, konsantrasyon bozukluğu, sabah baş ağrıları, yorgunluğa bağlı kişilik değişiklikleri olur. Hasta yakınlarının hikayesi (anamnez ), kilo fazlası, boyun kalınlığı, tansiyon, kardiovasküler hastalıkların eşlik etmesi önemlidir. Hamilelik veya menopoz döneminde kadınlarda da horlama artabilir.

Uyku Apnesi Nedenleri;

  • Septum deviyasyonu, konka hipertrofisi, nasal polip, nasal tümör,
  • Geniz eti, nazofarenkste kist, koana atrezisi, yarık damak,koana stenozu,
  • Boğazda  (orofarenks) bademcik (tonsil) hipertrofisi, Pierre Robin Sendromu, Down sendromu, dil kökü hipertrofisi, yumuşak damak gevşekliği, uzun uvula (küçük dil),
  • Hipofarenks ve Larenks ; (yutak girişi ) yutak kisti ses teli paralizisi hemanjiyom gırtlakta yapışıklık ve daralma,
  • Kranio – fasial anomaliler; Crouzen Apart, Treacher Collins ve Down sendromu,
  • Nöromüsküller nedenler; Serebral palsy, Neonatal anoksil, Arnold Chiari sendromu,

Uykuda Nefes Durması Tanısı;

  • Hastanın hikayesi, kliniği
  • Vücut kitle oranı,
  • Boyun genişliği,
  • Endoskopik muayane bulguları,
  • Polisomnografi testi,
  • Uykuda endoskopik muayane,
  • Epworth uyuklama sıkalası,
  • Sefalometrik analiz ve gerekirse MR(manyetik rezonans) ile dil hacmi arka farenks duvar yüzeyi, ağız tabanı yüzeyinin hesaplanması.

Bu adımlar tedavi seçiminin belirlenmesine yardımcı olur kesin tanıyı polisomnografi uyku testi ile konur.

Tıkayıcu Uyku Apnesi; Polisomnografi sonucuna göre; hafif, orta ve şiddetli olmak üzere 3 ana gruba ayrılır.

  1. 5 – 15 Apne – Hipopne  / saat hafif tip
  2. 16 -  30 Apne – Hipopne / saat orta tip
  3. 31 – daha büyük Apne – Hipopne / saat ağır tip

Uykuda Nefes Durmasının Yan Etkileri;

  • Uzun dönemde kardiovasküler hastalıklara yol açar,
  • Yüksek tansiyon,
  •  Kalp aritmisi,
  • İskemik kalp hastalığı,
  • Felç(inme),
  • Uykuda ölümlere,
  • Kontrol altına alınmayan diyabet,
  • Cinsel isteksizlik ,
  • Gündüz uyuklamaya bağlı trafik kazaları ve iş kazalarına neden olmaktadır.

Uyku Apne Sendromunun (Nefes Durmasının) Tedavi Yöntemleri;

Öncelikle hastanın kilo vermesi, yaşam koşullarını düzenlemesi, sigara ve alkolü bırakması, spor yapması, ağız içi apreyleri uygulaması, uykuda yatış pozisyonu ayarlaması, akşam yemeğinin hafif ve erken yenilmesi faydalı olur. Hafif ve orta derecedeki uyku apneli hastalar da cerrahi tedavi uygulanır. İleri derece de (ağır tip ) olan uyku apnesinde ise CPAP (continius positiv airway pressure) denilen maske yöntemi kullanılarak tedavi edilir.  CPAP maskesi hastalar açısından tedavinin en önemli unsurudur. En önemli sorun, hastaların CPAP tedavisini kabul etmemesi ve kullanmaması sorunudur. CPAP aleti sabit basınçlı hava üretmeyi amaçlayan bir cihazdır; Cihaz içindeki tribün sayesinde pozitif basınç üretir, hortum ve maske içindeki sensörleri sayesinde basıncı ölçerek sürekli sabit basınçlı hava verir. Bu basınçlı hava maske aracılığı ile üst solunum yoluna uygulanır.

         CPAP cihaz kullanımında bazı sorunlar yaşanır. Bunlar; Ağız kuruluğu, maskeden hava kaçağı, ağrılı kuru ve kırmızı gözler, fazla basınçlı hava, CPAP cihazının gürültüsü, maske ya da bantların ciltte yaptığı tahrişdir. Bu sorunlar doktorunuzla görüşülerek çözülebilir. Bazen iki seviyeli pozitif hava yolu basıncı = BPAP cihazı ya da sabit basınç vermeyen otomatik basınç yükselten otomatik CPAP cihazı kullanmanız doktorunuz tarafından hastalığınıza göre karar verilir.

Uyku Apnesi Sendromu Cerrahi Tedavi Yöntemleri;

  1. Çocuklarda geniz eti veya iri bademciklerin alınması,
  2. Burun içine uygulanan ameliyatlar; kıkırdak ve kemik eğriliği, burun eti ameliyatlarıdır. (septoplasti – konkaplasti)
  3. Damağa uygulanan ameliyatlar;
  •   Uvulopalatoplasti ameliyatı: Küçük dilin tamamının ve yumuşak damağın alt bölümünün alınıp damağın küçültülmesidir
  •   Uvulopalatofaringoplasti ameliyatı:  Küçük dil ve damağa ilave olarak bademciklerin alınmasıdır.
  •   Palatoplasti ameliyatı: Yalnız yumuşak damağa müdahale edilmesidir
  •    Uvuloplasti ameliyatı: Küçük dilin küçültülmesi ameliyatıdır.
  •    Transpalatal ilerletme ameliyatı:  Sert damak kemik yapısını kısaltılması ameliyatıdır.

     4. Dil kökü ve çene ameliyatları; Dil kökü redüksiyonları, dil kökü süspansiyonları (asma teknikleri ) üst çene ve alt çene ilerletme ameliyatları, Hyoid             kemik süspansiyon ameliyatları yapılmaktadır.

          Bazı vakalarda yapılan ameliyata ilave olarak klasik cerrahinin yanında radyofrekans, lazer, robotik cerrahi yöntemleri de kullanılabilir. Hastanın durumuna göre 2 veya 3 seviyeli ameliyatlar aynı seansta uygulamak mümkündür yani burun, yumuşak damak ve dil kökü aynı seansta ameliyat edilebilir.

 Çocuklarda Uyku Apne Sendromu;

Uyku apne sendromu; Fazla kilolu, adenoidleri (geniz eti ) ya da büyük bademcikler olan çocuklarda görülebilir. Çocuklar, uykuda horlayabilir ya da zor nefes alırken aşırı hareketli de olabilirler (uykuda çırpınma). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanılı çocukların %25 inde uyku apne sendromu olduğu ileri sürülmektedir. Çocuklarda her gece gürültülü horlama normal değildir mutlaka hekimle görüşmeyi gerektirir. Çocuklardaki uyku apnesi; geniz eti ve bademciklerin alınması(Adeno-Tonsillektomi)ameliyatı ile düzelir.

 

Sayfa İçeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.


Yüzüstü yatmanın en tehlikeli uyku pozisyonu olduğunu ifade eden Aygül, “Bu pozisyonda uyumak omurga etrafındaki bağların ve kasların gerilmesine, omurgadan sinirlerin çıktığı deliklerin sıkışmasına sebep olur. Bu da omurga ve disk üzerine yük bindirir. Tüm bunlar ise bel ve boyunda eğriliklerin artmasına bağlı olarak omurgada zedelenmelere ve fıtık gibi sonuçları ortaya çıkarır. Bunun yanı sıra yüzükoyun yatmak, horlamayı önleme konusunda size yardımcı olur ancak diş gıcırdatma sorunu olanlarda durumu daha da kötü etkileyebilir. Bu pozisyonun ellerde acı ve hissizliğe de neden olabileceği gibi aynı zamanda sinirsel problemlere de önderlik edebileceği vurgulanıyor.

 

 

 

Yüzüstü yatarken, çok sayıda yastık boyun pozisyonunu etkileyeceğinden omurgayla uyumlu bir şekilde yastıkları azaltmak gereklidir. Bu, özellikle yaşlı insanlarda, sinirlere baskı olasılığını azaltacaktır. Aynı zamanda, sağ ya da sol şeklinde sıra ile boynunuzu değiştirmeniz, bir tarafı zorlamanızı engelleyecektir. Bu pozisyondan hoşnut olmayanların başlıca şikayetleri ise parmaklarda sızı ve hissizlik şeklindedir.”

 

 

 

Sırtüstü uyumanın kireçlenme sıkıntısı yaşayanlar için iyi bir seçenek olduğunu kaydeden Aygül, “Ancak bazı insanlar sırtüstü yatış pozisyonunda uyuyamazlar. Çünkü astım, horlama, uyku apnesi ve kalp için kötü sonuçlar ortaya çıkardığı tespit edilmiştir. Sırt üstü yatıyorsanız mutlaka dizler bir yastık ile desteklenmeli. Ancak yine de sırt üstü yatış bir süre sonra bacakların arka kaslarında kısalmaya yol açıyor. Bu nedenle uzun süre sırt üstü yatılmasını önermiyoruz” dedi.

 

 

 

'Cenin pozisyonu' efsane mi?

 

 

 

İngiltere’de en yaygın uyku pozisyonu olarak bilinen cenin pozisyonunun sırt ağrılarına iyi geldiği ancak boyun ve baş ağrılarına iyi gelmediğini belirten Aygül, şöyle konuştu: Ancak bu olumsuzluğu boyun ve omuzlar arasına alacağınız bir yastıkla önlemeniz de mümkün. Dizleriniz arasına alacağınız bir yastık da kalça ve pelviste istenmeyen kıvrılmaları önlemeye ve bu pozisyonda rahat etmenize yardımcı olabilir.

 

 

 

Yan yatış pozisyonu bel ve boyun sağlığı için en idealidir. Bacaklar karına doğru çekilerek yatılmalı. Bu pozisyonda belin basıncını azaltmak için dizlerin arasına bir yastık koyulmalıdır. Bu şekilde omurga ve diske daha az yük biner aynı zamanda horlamayı da engeller. Hamile kadınların sol taraflarında uyuması önerilmektedir. Bu pozisyonda bebeğe giden kan akışı engellenmeyecektir. Ancak bu durumda da boyun ve omuzlar zorlanmaktadır.

 

 

 

Kaşık Pozisyonu: Çiftler arasında yaygın olan bu pozisyon eşler arasında duygusal bağları güçlendirerek stresi yok etmeye yardımcı olurken, vücudunuzu zorlayarak var olan ağrılarınızı daha da yoğun hissetmenize neden olabilir. Bu pozisyon boyun, kol ve göğsünüze yük binmesine ve bu bölgelerde ağrılar olmasına da neden olabilir. Düzensiz uykunun genel olarak sağlığımızı negatif etkileyen bir etken olduğuna şüphe yok. Kozmetik olarak da yüz yaşlanmasını ve yaşlanmanın anatomik değişikliklerini hızlandırdığı, kırışıklıkların daha erken ve hızlı ortaya çıkmasını sağladığı da bilinmekte. Genç görünmek ve bunu uzun süre devam ettirmek için yeterli, düzenli ve uygun pozisyonda alınmış uykunun da etkili olduğu ortaya koyulmuştur. Özellikle sert yastıkta yatmanın, uyku sırasında yoğun olarak yan yatma pozisyonunun kullanılmasının yaşlanmayı hızlandırıcı etkileri olduğunu gösteriyor. Yine çoğu insanın yan pozisyondaki uykuda özellikle bir tarafa daha fazla yattığını ve yıllar içerisinde o tarafta yaşlanma etkilerinin daha yoğun olarak ortaya çıktığını da söylemek gerekiyor. Bir insanın yüz dâhil tüm vücudunda tam bir simetrinin olmayacağı kesin, ancak yan yatıştaki bu dengesizlik bu asimetriyi daha da bariz bir duruma getirebiliyor. Yine bazı insanlarda, yan yatış alışkanlığına bağlı olarak uyku çizgileri olarak adlandırabileceğimiz ek kırışıklıkların da ortaya çıkabildiğini unutmamak lazım. Erken yaşlarda önlem almanın tüm bunlardan korunmak için en önemli adım olduğu çok açık.”

 

 

 

Yüze gelecek basıncı azaltın

 

 

 

Uyku sırasında yüze gelecek basıncın ne kadar az olursa o kadar iyi olacağını belirten Aygül, “Ancak boyun ve omurga sağlığı açısından çok yumuşak yastıkların zararlı olacağı unutulmamalı. Uyku sırasında uygun omurga pozisyonunu sağlayacak şekilde, yumuşak bir yastık seçilmelidir.

 

 

 

Yan yatıştan olabildiğince kaçınmak gerekiyor. Uyku sırasında yan yatış pozisyonunu kontrol etmek mümkün olmayabilir ama en azından uykuya geçişte sırtüstü pozisyonu seçerseniz zaman içerisinde bu bir alışkanlık haline gelebilir.

 

 

 

Süt çocuklarında reflüyü önlenmesi ve tedavisi için yüzüstü pozisyonunda yatış önerilmektedir. Reflünün yüzüstü pozisyonda yatan bebeklerde sırtüstü pozisyonda yatanlara göre daha az oluştuğu saptanmıştır. Süt çocukları yan pozisyonda yatırılamaz. Çünkü süt çocuğu uyku sırasında yüzüstü pozisyonuna dönebilir. Yüzüstü pozisyonunda uyumak kesintisiz uzun uyku periyotları sağlarken sırtüstü pozisyonuda bebek daha kolay uyanabilir ve genellikle gece uyanır ve ağlar. Ancak yüzüstü pozisyonda yatış ani bebek ölüm sendromu (SIDS) ile yüksek oranda ilişkili olduğu unutulmamalıdır. Amerikan Pediatri akademisi yüzüstü pozisyonu dışındaki yatışları tavsiye etmektedir.

 

 

 

Çocuklarda ise yaş ile uyku pozisyonları değerlendirildiğinde yaş büyüdükçe yüzüstü yatma oranlarında artma saptandı. Yataktan ani kalkışlar bel tutulmalarının en büyük sebeplerindendir. Bu nedenle uyandıktan sonra yatak içerisinde beş dakika gerinerek gevşeyen kaslar yavaşça harekete geçirilmeli. Yataktan kalkarken, blok olarak yana dönün. Önce bacaklarınızı sarkıtın, sonra kollarınızın yardımıyla vücudunuzu yatak kenarında, dik bir konuma getirin. Ayrıca doğuştan bel ve boyun bölgemizde eğriliklerimizden dolayı çok sert veya çok yumuşak yataklar doğal eğriliklerimizin artmasına ya da azalmasına neden olur. Yanlış yatak seçimi pek çok omurga hastalığına davetiye çıkarmaktadır. Sağlığınız için yatağınızın eni 95 cm’den dar olmamalı, boyunuzdan 20 cm daha uzun olmalı” ifadelerini kullandı.

 

 

Uyku Sırasında Horlama, Uyku Apnesinin Habercisi Olabilir

Uyku sırasında solunumun ani bir şekilde durduğu uyku bozukluğu haline "Uyku apnesi" denir. Bu solunum durmalarının; uykunun derinleşmesine ve hatta  dolayısı ile dinlendirici bir gece uykusu oluşmasına engel olması son derece önemli bir sağlık sorunudur.

Her yaştan herkeste olabilecek bu sorunun; uzun süreli ve şiddetli olması halinde bazı ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabileceğini ve mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Nöroloji Bölümünden Doç. Dr. Ülkü Figen Demir, "Gün içinde uyuklama isteği, künt baş ağrısı, konsantre olamama, depresif ruh hali, iştah değişiklikleri ve özellikle akşam yemeği sonrası oturduğu yerde uyuklamalara sebep olarak kişilerin yaşam kalitesini sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir’ dedi.

En az 10 saniye süre ile solunumun durması uyku apnesi kabul edilir. Fakat solunum durması her zaman görülmeyebilir. Bazen de uyku esnasında solunum durmadan, kan oksijen doygunluğunun azalması söz konusu olabilir. Bu duruma ise Hipopne denir. Uyku apnesi sendromlu hastaların büyük kısmında bu iki durum bir arada görülebilir.

Obstrüktif uyku apne sendromu, çocuklar da dahil olmak üzere her yaş grubunda görülebilmektedir. Erkeklerde %4 oranında görülüyorken, kadınlarda ise görülme sıklığı yaklaşık %2 civarındadır.

Çoğunlukla kilolu, kısa ve geniş boyun çevresi olan, damak-boğaz anatomik yapı bozukluğu olan, vücut kitle indeksi yüksek, alkol sigara kullanımı olan ve çeşitli ilaç kullanımı olan bireyler riskli grubunu oluşturmaktadır.

Bunlara ilave olarak yatış pozisyonu da uyku apne sendromu için risk faktörlerinden biridir. Örneğin sırtüstü pozisyon çok sık apne gelişen bir bireyde, yan yatar pozisyonda daha seyrek apne gelişebilir. Tüm bu söylenenlere ilave olarak genetik yatkınlık da burada bahsedilmesi gereken bir konudur. Uyku apne sendromu olan bireyler genel itibariyle yüksek sesle horlayan bireylerdir. Tipik olarak uyku esnasında kişinin horlaması aniden kesintiye uğrar, en az 10 saniye, bazen hastalığın şiddetine bağlı olarak daha uzun sürer. Apnenin sonlanmasının ardından derin bir nefes alma ile bu periyot sonlanır. Tüm gece boyunca defalarca tekrar eden bu apne veya hipopne periyotları uykunun derinleşmesine mani olur ve aslında kalitesiz bir uyku uyunmasına sebep olur. Bunun neticesinde kişi ertesi gün dinlenmiş olarak uyanamaz. Gün içi uyuklama isteği, künt baş ağrısı, konsantre olamama, depresif ruh hali, iştah değişiklikleri ve özellikle akşam yemeği sonrası sakin televizyon izler pozisyonda oturduğu yerde uyuklamalara sebep olur.

Yapılan çalışmalara göre uyku apne sendromu olan bireylerin miyokard enfarktüsü, ritim bozuklukları, hipertansiyon, obezite ve inme riskinin, diğer bireylere göre daha yüksek olduğu bilinmektedir. Bu nedenle özellikle de kontrolsüz hipertansiyonu olan, ateroskleroz riski taşıyan kilolu, uykusunda yüksek sesle horlayan kilolu kısa boyunlu erkek bireylerin uyku apne sendromu olasılığı açısından değerlendirilmesinde fayda vardır.

Hekim başvurusu, çoğunlukla kişi ile aynı yatağı paylaşan eşlerin durumu fark etmesi ile gerçekleşir, birçok hasta horladığını da, uykusu esnasında solunumun durması anlamına gelen apne periyotlarının da farkında değildir. Şikayetler ve fizik muayene sonucu uyku apne sendromu varlığından şüphe duyan hekimler hastaları, polisomnografi denilen, tüm gece uyku laboratuvarında uyuma sonucu elde edilen veriler toplamı olan bir teste tabi tutar. Bu testten elde edilen veriler ile bir indeks hesaplanır ve teşhis ve hastalığın şiddeti bu indekse göre konur.

Uyku apnesi nasıl tedavi edilir?

Hafif şiddetli uyku apnesi hastalığı olanlar için kilo vermek, alkol ve sigara kullanımını bırakmak, hava yolunu tıkayıcı anatomik bozuklukların tedavisine yönelik kulak burun boğaz konsültasyonu, hastanın gece uykusunu yan yatar pozisyonda uyumasını sağlamak, oksijen maskesi gibi yöntemler kullanılabilir. Daha ileri vakalarda ise, CPAP ve BPAP olarak isimlendirilen cihazlarla hastaların uyuması ve gerekli tetkiklerin yapılması gibi yöntemler uygulanması gerekir

İlgili içerik, yayın kurulu tarafından 14.09.2021 tarihinde yayınlanmış ve 13.04.2023 tarihinde güncellenmiştir.

LİSTEYE GERİ DÖN

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır