vajina florasını düzenleyen ilaçlar / Vajinit (vajinal enfeksiyonlar) vajinal mantar, trikomonas, bakteriyel

Vajina Florasını Düzenleyen Ilaçlar

vajina florasını düzenleyen ilaçlar

VAJİNAL FLORA BOZUKLUĞU VE VAJİNİT

Vajinit, vajina iç yüzeyini döşeyen mukozanın enflamasyonu anlamına gelir. Vücutta bulunan tüm mukozal yapılar mikroorganizmalara konaklık eder ve mukoza-mikroorganizma kompleksinin oluşturduğu ortama flora adı verilir. Bağırsak florası, ağız florası ya da konumuz vajen florası gibi. Vajinal mukozanın enflamasyonu anlamına gelen vajinitte esas sorun vajen florasının disfonksiyonudur. (1,2)

Vajina, önde üretra ve mesane, arkada ise rektum ve anal kanal arasında uzanan yaklaşık 7-9 cm uzunluğunda fibromuskuler yapıda bir tüptür. Mukoza, muskularis ve adventisya tabakalarından oluşur. Mukozayı çok katlı yassı keratinize olmayan epitel döşer. Bunun altında elastik lifler, damar ve lenfatik ağı içeren lamina propria ve onun altında da muskularis tabakası bulunur. En dışta bağ dokusu, damar ve lenfatiklerden zengin adventisya tabakası bulunur. (3,4)

Vajinanın İnnervasyonu, Perfüzyonu ve Drenajı

Kadın ürogenital sisteminin fonksiyonel bir organı olan vajina, vulvadan başlar, serviks ile sınırlanır. Pelvis içinde rektumun önünde ve mesanenin arkasında lokalize olur. Vajina uterusa dik açı ile komşuluktadır, endopelvik fasya ve ligamanlar ile yerinde durur. Vajinanın yapısı, bağ doku, membran ve erektil dokudan oluşan bir networktür. Üretranın sfinkteri ve M. perineus transversus, perineal membran ve pelvik diyafragma vajeni destekler. Bu yapıların duysal innervasyonu N. pudendus'un perineal dallarından ve ağrı lifleri S2-S4 sakral pleksusundan gelir. Vajinanın kanlanması A.iliaca interna'nın dalı olan A. vaginalis tarafından sağlanır. Vajinanın perfüzyonu çok zengindir, bu arter vajenin tüm çevresinde yaygın şekilde bulunur. Vajinanın 1/3 üst kısmının lenfatik drenajı eksternal iliak nodlarla; orta 1/3 kısmı comminis ve internal iliac lenf nodları; alt 1/3 lük vajen ise superficial inguinal ve perirektal lenf nodları ile sağlanır. (5,6,7)

Vajinal Flora

Vajen florası gerek salgıları gerek enzimleri ve içerdiği mikroorganizmalara göre farklı özellikleri olan bir ortamdır. Esas olarak aerobik olan vajen florasında ortalama 30 değişik tip mikroorganizma farklı oranlarda ve belli bir denge içinde bulunur. Bunlar:

  • Laktobasiller (hidrojen peroksit üretir)
  • Bakteroidesler
  • Peptokoklar
  • Streptokokus epidermitis, B ve D grubu streptokoklar
  • Korinobakteriler
  • Peptostreptokoklar
  • E. koli ve Eubakteriumlar
  • Gardnerella vaginalis ve Trichomonas vaginalis
  • Candida albicans (az)

Vajinit etkenlerinden olan Neisseria gonorrhoeae, HSV (Herpes Simplex Virus) ve HPV (Human Papilloma Virus) vajen flora üyesi değildir. (7,8,9)

Yenidoğan döneminde ilk birkaç hafta vajinada sadece aerobik laktobasiller bulunur. Puberte döneminde streptokok, stafilokok, difteroid ve E.coli bakterileri eklenir ve pH asitleşir. Cinsel aktif dönemde, Candida türleri ve Trichomonas vajinalis etken olarak görülebilir. Menopozdan sonra laktobasiller yeniden azalır ve karışık vagina florası ortaya çıkar. (8,9)

Vajinal sekresyonlar, floranın önemli bölümünü oluşturur. Sağlıklı vajinal sekresyon; Bartholin ve Skene bezlerinden, vulvadan yer alan sebase bezlerden, uterus ve serviks mukozasından, vajen epitelinin transuda tarzı sekresyonlarından, dökülen servikal-vajinal hücrelerden ve  mikroorganizmalar ile  onların metabolitlerinden oluşur. (9,10)

Üreme çağında sağlıklı vajen florası 3.8-4.2 aralığında asidik pH'a sahiptir. Bu özelliği sağlayan temel etken östrojendir. Östrojen vajen epitelinin prolifere olmasını ve epitel hücrelerinde glikojen depolanmasını sağlar. Glikojenin enzimatik ve laktobasillerle yıkımı ile ortaya çıkan laktik asit, vajen pH’sını asidik kalmasını temin eder. Asidik ortam başta laktobasiller olmak üzere vajen florasının gelişimini uyarır (1,2). Puberte öncesi ve postmenopozal dönemde öströjen azalışı nedeniyle vajina epiteli incelir ve pH 6-8 seviyesine yükselir. Postmenopozal dönemde vajen dokusunda oluşan atrofi, vajenin travma ve enfeksiyonlara hassas hale getirmekte, floradaki laktobasiller yerini patojenik kokların başını çektiği mikst floraya bırakmaktadır. (8,9,10)

Vajinit ve Belirtileri

Vajen florasının disfonksiyonu ile seyreden vajinitte, artmış akıntı ve akıntının yarattığı vajinal irritasyon sonucu kaşıntı ilk şikayetlerdir. Akıntı kıvamında değişiklik, akıntının kokusunda değişiklik, lokal huzursuzluk, yanma, disparoni, dizüri, hiperemi ve ödem diğer yakınmalardır. Tekrarlayan ve tedavi edilemeyen vajinit vakalarının özellikle bakteriyel olanlarında enfeksiyonun uterus, fallop tüpleri ve overlere yayılması, hamilelikte çocuğun erken ve düşük kilolu doğması ve infertilite nadir komplikasyonlar arasındadır. (1,11,15)

Vajinit çeşitleri ve klinik belirtileri:

1- Mantar Vajiniti: Erişkin kadınların %75'i yaşamları boyunca en az bir kez, %45'i her yıl en az iki vulvovajinal kandidiyazis atağı yaşar. Vakaların %85-90'ında etken Candida albicans'tır. Normalde ağız, boğaz, kolon ve vajina flora üyesi olan C. albicans,  flora disfonksiyonlarında vajinitin etkeni olarak karşımıza çıkar. Vajinadaki normal bakteriler, mantarın üremesine engel olur, bu sebeple antibiyotik kullanımı mantar enfeksiyonu için önemli bir predispozan faktördür. Hamile, obez, diyabetli ve immun disfonksiyonu olan hastalarda daha sık görülür. Candida vajiniti genelde beyaz, sulu peynir görünümlü bir akıntıya neden olur. Labiumlar eritemli ve ödemli olabilir. Sık tekrarlayan kronik, dirençli enfeksiyonlara neden olabilir ve bu durum seksüel disfonksiyona, psikolojik sorunlara yol açabilir. (12)

Candida albicans, en sık görülen vajinit etkenidir. Vajinal candida albicans varlığında kişinin bozulan sadece vajen florası değildir, bağırsak flora bozukluğu da tabloya eşlik eder. Gerek vulvovajinal gerekse bağırsak candidiyazisinde çözüm sadece ilaç değildir. Candidanın eliminasyonu için beslenmenin düzenlenmesi, candidanın besini olan rafine karbonhidratların diyetten çıkartılması ve nöralterapi ile mukozanın perfüzyonu gereklidir. Antifungaller ile sağlanan kürlerin bağırsak florasındaki olumsuz etkileri mantar enfeksiyonlarının rekkürenslerinden sorumludur. (13)

Kronik mantar enfeksiyonları: Bazı kadınlarda alt genital bölgede inatçı kaşıntılar meydana gelir. Bu kaşıntılar defalarca mantar enfeksiyonu tanısıyla tedavi edilmeye çalışılmış olabilir. Kronik mantar enfeksiyonu gerçekte çok ender görülen bir durumdur. İleri incelemelerde bu kadınların çoğunda dış genital bölgede gerçekte bir alerjik reaksiyon veya ciltte enfeksiyona bağlı olmayan bir dermatit durumu söz konusudur. Böyle bir durumda mantar ilaçlarıyla belirtilerin geçirilmesi mümkün olamamaktadır (12, 13).

2- Bakteriyel Vajinitler (14)

  • Gardnella vaginalis vajiniti (Bakteriyel vajinozis): Normal vajinal floranın değişmesi ile hidrojen peroksit üreten laktobasillerin kaybı ve anaerobik bakterilerin artarak floraya hakim olmasıyla karakterizedir. Genelde balık kokulu bir akıntıya neden olur. Akıntı beyaz, gri veya sarımsı olabilir. Kaşınma ve irritasyon vardır, disparoni olmaz.
  • NeisseriaGonorrhoeae Vajiniti
  • ChlamydiaTrachomatisVajiniti: Trichomonas vaginalis etkeni ile gelişen balık kokulu, yeşilimsi sarı, bol akıntılı, dış genital organlarda enflamasyonun olduğu tablodur. Dizürü ve disparoni görülür.

3- Atrofik Vajinit (Hormonal Vajinit): Doğum sonrası, menopoz sonrası veya ergenlik öncesi genç kızlarda görülen vajinittir. Burada sorun östrojen yokluğudur. Özellikle postmenopozal dönemde aynı sebepten vajen pH’sı 6.0 ile 8.0 arasındadır. Bu dönemde vajenin asidojenik florası mikst flora ile yer değiştirir. İncelen mukozada kolaylıkla vajinit gelişir. Atrofik vajinit genelde kokusuz ve akıntısız olur, vajina kuru ve cinsel birleşme acılıdır. (15)

4- Enfeksiyona bağlı olmayan vajinit (atrofik vajinit)

Vajinanın doğal ortamını oluşturan laktobasil adlı bakteriler östrojen hormonunun vajinaya etkisiyle "ayakta dururlar". Yine östrojen hormonu vajina dokusunun sağlamlığını da sağlar. Östrojen herhangi bir nedenle azaldığında vajina dokusunun incelmesi (atrofi) ve laktobasillerin azalması tek başına akıntı nedeni olabilir. Vajinanın incelmesi ilişkide ağrı ve kanamaya da neden olabilir. Ek olarak laktobasillerin azalmasıyla vajinada oluşan enfeksiyon akıntı şikayetinin artmasına neden olabilir. (13, 15).

5-İrritan Vajinit: Vajinal mukozayı irrite eden maddelerden kaynaklanan vajinittir. Bunlar sıklıkla lateks, spermisitler, hijyenik ürünler, krem, parfüm, sabun, vajinal duş, meni, sürtünme, kumaşlar veya tampon olabilir. İrritan vajinitte artmış akıntı, kaşıntı ve yanma vardır.  Tedavisinde irritan temasının kesilmesi önemlidir.(16)

6-Parazitik Vajinit: Enterobius vermikularis ve Entamoeba histolitica ile oluşan nadir tablolardır.

7-Herpetik Vajinit: Herpes simpleks ailesine bağlı gelişen, tipik herpetik lezyonların eşli,k ettiği vajinittir. Genelde etkenin alınmasından bir hafta sonra lezyonlar gelişir. Şiddetli ağrı, lenfadenopati ve sistemik ateş görülür. 3 haftalık bir iyileşme süresi vardır. Ancak çok ağrılı bir klinik olan postherpetik nevralji, herpes atağında farklı süreler sonra ortaya çıkabilen, nöralterapi ile tedavi edilebilen önemli bir kliniktir.(17)

Görüldüğü gibi etkene göre vajinitin de adı ve kliniği değişir ancak hepsinde ortak olan patojenik süreç vajen florasının bozukluğudur.

Modern tıbba göre vajen florasını bozan risk faktörleri:

  • Multipartner
  • Rahim içi araç
  • Sigara
  • Kozmetikler (sabun, vajinal deodorant-parfüm vs)
  • Antiseptikler ile vajinal temizlik
  • Vajinal duş
  • İç çamaşırlarında kullanılan tekstil
  • İç çamaşırlarında kullanılan iyi durulanmayan deterjanlar.
  • Antibiyotik kullanımı
  • Menapoz, doğum ve ergenlik dönemi hormonal değişiklikler (1,14,16,17)

NÖRALTERAPİ YAKLAŞIMI İLE VAJİNİTİN ETYOLOJİSİ (7,18,19,20,21,22)

Nöralterapi yaklaşımı ile bu fonksiyonel bütünlüğün kavranmasında vejetatif sinir sistemi (VSS) çok özel bir öneme sahiptir. Bu durumda VSS nerelerde bulunur sorusuna yanıt bulmak gerekir: VSS organizmanın her yerini bir ağ gibi sarmış durumdadır. Saç, diş ve tırnakta yok; kıkırdak, lens ve nucleus pulposusta sınırlı olarak bulunur. Tüm damarların üzerini ve sinirlerin etrafını sararak tüm vücuda ulaşır. Boyama metoduyla, immünolojik ve histolojik yaklaşımlarla tespit edilmektedir. Daha çok ürettikleri hormon veya transmitterler sayesinde incelenmektedir (7).

VSS'ni tüm bütünlüğü ile değerlendiren nöralterapik yaklaşımda vajinitin etyolojisini şu şekilde sıralayabiliriz:

  1. Vajinal disbiyozis
  2. Antibiyotik kullanımı, steroid ve NSAİ'lerin kontrolsüz kullanımı
  3. İmmun disfonksiyon
  4. Hormonal disfonksiyon (IVF tedaviler, hormon replasmanları, fizyolojik dönemler, endokrin hastalıklar...)
  5. Beslenme hataları ve dehidratasyon
  6. Bağırsak Flora Bozukluğu yani disbiyozis
  7. Geçirilen operasyonlar
  8. Ürogenital cerrahi girişimler (Doğum, sezaryen doğum, küretaj, abortus, perineal plastik operasyonlar)
  9. Ağır metal varlığı ve bağ dokusu yüklenmesi
  10.  Latent asidoz
  11.  Dehidrate beden
  12.  Allerji
  13.  Bozucu alan 
  14.  Kranyosakral bağlantı (N.pudendus ilişkisi)
  15.  Stres ve mental yüklenme
  16.  Elektrosmog
  17.  Sakroilyak disfonksiyon
  18.  Lumbal sakral bolkaj
  19.  Torako lumbal geçişte blokaj
  20.  TME disfonksiyonu

Nöralterapi yaklaşımında ilk adım bedenin bütünlüğünü görebilmektir. Bu kadar kompleks olan bir sistemin tedavisinde mültidisipliner bir yaklaşım içinde olmadan kalıcı çözüm yaratmak zordur. Tüm organların dolaşım sistemini detaylı olarak incelediğimizde arter, ven ve lenfatik sistemin sağlıklı çalışabilmesi için sağlıklı bir vejetatif sinir sistemine (VSS) ihtiyaç vardır (7).

Bu durumda VSS başlıca görevlerini kısaca hatırlamakta fayda var. İhtiyaca göre perfüzyon, hücreler arası iletişim, foton ve elektriksel denge ve iletişim, nörosekretif enformasyon transferi ve değerlendirmesi, organ ve doku fonksiyonlarının yönetimi, solunum, dolaşım, sekresyon, ısı, sıvı ve asit baz dengesi, üretim organlarının kontrolü, metabolizma, sindirim ve immun sistem fonksiyonları. Kısacası VSS organizmanın adaptasyonu ve çevre ile olan ilişkisini düzenlemek üzerine programlanmıştır, bedenin homeostazından sorumludur (7, 19, 21, 24, 27)

Vajinitin oluşumundaki temel patoloji, vajinal floranın bozulmasıdır. Floranın bozulmasında bağırsak florasının bozulması, immun sistemin disfonksiyonu, lenfatik drenaj sorunu ve bağ dokusunun yüklenmesi önemlidir. İmmun sistem, vejetatif sinir sistemi (VSS) özellikle de sempatik sinir ve hormonal sistemin fonksiyonel bütünlüğü ile birlikte yürür. Hormonal disfonksiyona neden olabilecek tüm durumlar; stres, ilaç kullanımı, tiroid hastalıkları, fizyolojik ya da patolojik hormon değişiklik dönemleri (ergenlik, hamilelik, pre-post menapozal dönem, diyabet, insülin ve glukoz dengeleri), hormon tedavileri (hormon replasman tedavileri, IVF tedavileri) vajinite neden olabilir. Bunun dışında sinirsel innervasyonu bozabilecek olan segment içindeki geçirilen tüm cerrahi girişimler (küretaj, sezayen doğum, spiral kullanımı, plastik cerrahiler, ürogenital hastalıklar) ya da segmental bağlantı içerisinde tüm bozucu alanlar da vajinitin sebepleri içerisinde değerlendirilir. Yanı sıra önemli bir diğer bağlantı N.pudentus üzerinden cranyo-sakral bağlantılar (tonsil, diş-çene kompleksi ve serviko-kranyal bağlantı) da bütünsel bakışın içerinde yer almalıdır.

Nöralterapi bir regülasyon tedavisidir. Aynı zamanda hem diyagnostik, hem de terapi amaçlı uygulanmaktadır. İnsan bedeninde, hastalıklar ortaya çıkmadan önce bazı değişiklikler oluşur. Çoğu kez modern tıbbın açıklayamadığı ve hastanın kendi psikolojisi ile ilgili olduğu iddia edilen bu rahatsızlıkların temelinde, hastanın zorlanan vejetatif sinir sistemindeki düzensizlikler yatmaktadır (7,19,24).

Bunun içinde değerlendirilmesi gereken ve sıkça göz ardı edilen bir diğer durum da kişinin beslenmesi ile oluşabilecek olan disfonksiyonlardır. Şöyle ki karbonhidrat ağırlıklı beslenen bir kişinin bağırsak flora bozukluğu olması ve gelişen bağırsak disbiyozisine sekonder gelişen bağırsak candidiyozisinin de vulvovajinal candidiyazise sebep verecek olmasıdır. Günümüz modern tıp yaklaşımında vajinal candidiyazisin "dirençli enfeksiyon" diye adlandırılması, çok sayıda lokal ve sistemik antifungal tedavilerine rağmen rekküren vajinal candidiyazisin görülmesinin en büyük sebebi kadınların karbonhidrat tüketmelerine devam etmeleri ile açıklanabilir. Çünkü candida albicans colonisinin temel besini glukozdur. Ne kadar geniş spekrumlu antifungal verilse de kişi yediği karbonhidratlar ile gerek bağırsak gerekse vajinal floralarında bulunan candida kolonisini besledikleri sürece ilaç tedavilerinin bitiminde her menstruasyon siklusundaki hormonal değişikliği takiben yeni bir candida atağı kaçınılmazdır. Aynı zamanda kullanılan kimyasal antifungallerin bağırsak florası üzerindeki olumsuz etkisi, olayı tam bir kısır döngüye sokmaktadır.

Son olarak, kişinin su içe alışkanlığı vajinal floranın önemli bir parçası olan vajinal sekresyonlar üzerinde çok net bir etkiye sahiptir. Vajinal kuruluğa sebbeiyet veren tek şey başlıca menapoz döneminde azalan östrojen miktarı değil, bedeni kronik dehidrate halidir.

TAMAMLAYICI TIP YAKLAŞIMI İLE VAJİNİTİN TEDAVİSİ (7,21,22,23,24,25,26,27)

Bir hastalığı yada disfonksiyonu tedavi edebilmek regülasyonun nerede bozulduğunu bulmakla başlar. Vajinit multifaktöryel bir disfonksiyondur. Nöralterapi yaklaşımında, yakınmaları ortaya çıkaran patofizyolojik değişiklikler incelenir, kişiye özel durum tespit edilir ve engeller ortadan kaldırılır. Regülasyon ancak %1 – %0,5 lik prokain veya lidokain kullanılarak uygulanan nöralterapi ile mümkündür. Bu uyarı, sadece tedavi amaçlı olmayıp aynı zamanda tanı konusunda da yardımcı olmaktadır.  Nöralterapide amaç vajinal mukozanın perfüzyonun ve innervasyonunun yeniden düzenlenmesi, lenfatik drenajın sağlanmasıdır. Bununla birlikte regüle olan immun sistem etken ne ise de vajinit tablosunu tedavi eder.

  • Lokal ve segmental tedavi (S2-S4 segmentine yapılacak olan quadellar ile segmental innervasyon sağlanarak, perfüzyonun ve lenfatik drenaj sağlanır)
  • Hormonal aks  (Hipofiz - ggl.supremum - tiroid - ggl.coeliacum - pleksus uterovaginalis)
  • N. Pudendus enjeksiyonu
  • Pleksus sakralis
  • Sakral kanal  ve ggl. impar enjeksiyonu
  • Bozucu alan tedavisi
  • Kişinin beslenmesinin düzenlenmesi (Mantar vajinitinde özellikle karbonhidrattan uzak beslenmeye geçilmesi)
  • Su içme alışkanlığının sağlanması
  • Bozulmuş olan bağırsak florası ile vajina florasının yeniden oluşturulması için probiotik desteği
  • İrritan vajinitlerde irritasyona sebebiyet verilen maddenin eliminasyonu

Tedavi yaklaşımını bu şekilde özetlenebilir ve kişiye göre bu seçenekler kombine edilir. Çünkü nöralterapi yaklaşımında ezber tedaviler yoktur. Nöralterapi vajinit tedavisinde etkin bir regülasyon tedavidir.

*Referanslara yazarın kendisinden ulaşabilirsiniz. [email protected]

 

İÇİNDE DOSTLUK VAR!

  • 2 farklı probiyotik çeşidi
  • Cranberry ekstresi
  • Probiyotik mikroorganizmalar sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur.
  • Günde 1 veya 2 kez, sabah veya akşam yemekle beraber alınır.
FORMUKULLANIM ÖNERİSİİÇERİĞİ

Kapsül

Günde 1 - 2Kapsül

  • 5 milyar aktif probiyotik
  • Cranberry ekstresi
  • Lif
FORMU

Kapsül

KULLANIM ÖNERİSİ

Günde 1 - 2 Kapsül

İÇERİĞİ
  • 5 milyar aktif probiyotik
  • Cranberry ekstresi
  • Lif

Saklama Koşulları ve Uyarıları görmek için tıklayınız

İçindekileri görmek için tıklayınız

Vajinit (vajinal enfeksiyonlar)

Vajinitler yani vajinanın enfeksiyonları mantar, parazit veya bakteri enfeksiyonlarına bağlı olarak meydana gelirler. Bazı durumlarda bu etkenlerin ikisi veya tümü birden beraberce enfeksiyon yaratırlar. En sık yarattıkları belirtiler vajinal akıntı (kokusuz veya kötü kokulu) ve vajinal kaşıntıdır.

Mantar enfeksiyonu

Kadınların yaklaşık %75'i hayatlarında en az bir kez, önemli bir kısmı ise senede iki veya daha fazla vajinal mantar enfeksiyonu atağı geçirirler. Gebelik, doğum kontrol hapı kullanımı, uzun süren antibiyotik kullanımı ve tedavi edilmemiş şeker hastalığı mantar enfeksiyonunu kolaylaştıran etkenlerdir.

Candida Albicans veya Torulopsis Glabrata adı verilen iki mantar türünün neden olduğu bu vajinit türünün en sık görülen bulgusu vulva ve vajinada yoğun kaşıntıyla birlikte peynir kesiği şeklinde, beyaz renkli, kokusuz akıntıdır. Bazen akıntı çok yoğun olabilir. Dış genital bölgede enfeksiyonun kendisine ve kaşıntıya bağlı olarak kızarıklık ve ödem oluşmuş olabilir.

Bazı durumlarda kaşınmanın yarattığı tahriş idrar yaparken yanmaya neden olabilir. İleri durumlarda vajinal mantar enfeksiyonları ilişki esnasında ağrıya da neden olabilmektedirler.

Tanı nasıl Konur?

Bu şikayetlerle başvuran bir kadında tanı koymak kolaydır. Gerektiği durumlarda vajinal salgı örneklerinde mantarı görmek veya kültürde mantarı üretmek gerekebilir.

 

Bazı durumlarda hiçbir şikayeti olmayan bir kadının genel jinekolojik muayenesinde veya alınan papsmear örneğinde mantar saptanabilmektedir. Böyle bir durumda doktorların bir kısmı mutlak tedavi önermekte, bir kısmı ise şikayet yaratmayan mantarlara ilaçla müdahale etmenin gerekli olmadığı görüşünü taşımaktadırlar. Hangi yaklaşımın doğru olduğu net olarak bilinmemekle birlikte mantarların vajinada hiçbir belirti yaratmadan yıllarca yaşayabildiği bilinmektedir. Dahası, şikayet yaratmayan bu mantar hücrelerini genital sistemden atmaya çalışmak kadını sonraki yaşamında mantar enfeksiyonundan muaf tutmamaktadır.

 

Mantar enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan bir hastalık olarak kabul edilmez.

 

Nasıl tedavi edilir?

Mantar enfeksiyonunun tedavisinde günümüzde çok sayıda ilaç seçeneği bulunmaktadır. Hafif enfeksiyonlarda vajinaya fitil uygulaması, vulvaya krem uygulaması şeklinde tedavi önerilmekte, daha ağır enfeksiyonlarda veya fitil kullanamayanlarda ise tek dozlu ilaçlarla tedavi çoğu durumda başarılı olmaktadır.

Tekrarlayıcı enfeksiyon durumunda öncelikle mantar enfeksiyonunu kolaylaştıran etkenler göz önünde bulundurulmakta ve tek doz tedavi yerine uzun süreli tedaviler tercih edilmektedir. Probiyotikler ve vajinal flora düzenleyiciler (Gynoflor, Vagiflora) çoğu durumda işe yaramaktadır.

Mantar enfeksiyonu geçiren kadınlarda eş tedavisinin gerekli olup olmadığı tartışmalı olmakla birlikte, mantar enfeksiyonunun esasen kadın genital sisteminin bölgesel bağışıklığının geçici olarak azalmasına bağlı oluştuğu gerçeği göz önünde bulundurularak bu tedavinin gereksiz olduğu düşünülmektedir. Bu konuda doktorların yaklaşımları farklı olabilir.

 

Tedaviye cevap en erken 2. günde alınabildiğinden şiddetli kaşıntı nedeniyle günlük yaşamı olumsuz etkilenmiş kadınlarda bölgesel kaşınma belirtisini ortadan kaldırmak için ek ilaçlar kullanmak gerekebilir.

 

Kronik mantar enfeksiyonları

Bazı kadınlarda alt genital bölgede inatçı kaşıntılar meydana gelmiş ve bu kaşıntılar defalarca mantar enfeksiyonu tanısıyla tedavi edilmeye çalışılmış olabilir. Kronik mantar enfeksiyonu gerçekte çok ender görülen bir durumdur.

 

İleri incelemelerde bu kadınların çoğunda dış genital bölgede gerçekte bir allerjik reaksiyon veya ciltte enfeksiyona bağlı olmayan bir dermatit durumu söz konusudur. Böyle bir durumda mantar ilaçlarıyla belirtilerin geçirilmesi mümkün olamamaktadır.

 

Trikomonas enfeksiyonu

Trichomonas Vaginalis kuyruklarıyla hareket eden ve vajinal ortamda kolaylıkla

üreyerek vajinit yapabilen bu mikroskopik parazitin cinsel yolla bulaştığı düşünülmektedir. Henüz yeterince kanıtlanmamış olmasına karşın ortak kullanılan tuvaletlerden, havlulardan ve iç çamaşırlardan, havuzdan da bulaştığı düşünülmektedir.

Trikomonas enfeksiyonu sıklıkla belirti vermeyen bir enfeksiyon türüdür. Mantarın aksine hiçbir şikayeti olmayan bir kadının muayenesinde tesadüfen saptandığında da mutlaka tedavi edilmesi önerilir. Bunun nedeni bu enfeksiyonun cinsel ilişkide kolaylıkla diğer tarafa bulaşabilmesidir.

Trikomonas vajinitinin en sık görülen belirtileri sarı, köpüklü, kötü kokulu bol

vajinal akıntı ve sıklıkla vulvada (genital bölgenin dış kısmında) kaşıntıdır.

 

Trikomonas enfeksiyonunun gebelik döneminde suların erken gelmesine ve erken doğum tehdidine neden olduğu da düşünülmektedir.

Trikomonas vajiniti sıklıkla aşağıda anlatılacak olan Gardnerella vajiniti ile birlikte bulunur.

Tedavide fitil veya tablet şeklindeki ilaçlardan faydalanılır.

Trikomonas vajiniti cinsel yolla bulaşan hastalıklar grubunda yer aldığından kadının eşinin de tedavi edilmesi önemlidir. Trikomonas enfeksiyonu taşıyan bir erkek çoğunlukla hiçbir hastalık belirtisi göstermez ve tek bir ilişkide bile enfeksiyonu eşine kolaylıkla bulaştırabilir.

Enfeksiyondan korunmada cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma önlemlerine uyulması çok önemlidir. Ortak kullanıma açık tuvaletlerde dikkatli olmak, iç çamaşır ve havlu gibi özel eşyaları başkalarıyla paylaşmamak ve temiz olduğundan emin olunmayan havuzlara girmemek uyulması gereken diğer kurallardır.

Gardnerella vajiniti (Bakteriyel vaginosis)

Bu vajinit türü vajinanın normal florasının doğal bileşeni olan ve vajinayı enfeksiyonlara karşı koruyan laktobasil bakterilerinin sayıca azalması ve yerini başta Gardnerella Vaginalis olmak üzere diğer bazı bakterilerin almasıyla oluşur.

"flora" vücudun mukozalarında (barsak, ağız, burun, vajina) ortama zarar vermeden ve hatta bazı önemli işlevleri yerine getirmek için bulunan bakterilerin oluşturduğu topluluktur.

Gardnerella vajinada laktobasiller sayıca normal olduğu sürece çoğalma gücüne sahip değildir.

Vajinanın doğal bakteriyel ortamını oluşturan laktobasillerin sayıca azalmasına neden olan etkenler tam olarak bilinmemekle birlikte sık cinsel ilişki, vajinanın içinin yıkanması gibi etkenlerin önemli rolü olduğu düşünülmektedir.

 

Gardnerella vajiniti vajinitler arasında en sık görülendir ve direkt cinsel yolla bulaştığı düşünülmemektedir.

Bu vajinit türünün en sık görülen belirtisi sarı-gri renkli akıntı ve özellikle cinsel ilişkiden sonra belirginleşen kötü kokudur. Bu koku çoğu durumda balık kokusuna benzer.

Gardnerella vajiniti gerek genital hijyeni bozması nedeniyle gerekse pelvik enfeksiyon riskini artırması, gebelik döneminde erken doğum tehdidi, suların erken gelmesi, doğum sonrası enfeksiyon oluşumu gibi sorunlara neden olabilmesi mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Tedavi için fitil ve tablet şeklinde ilaçlar kullanılmaktadır.

Enfeksiyona bağlı olmayan vajinit (atrofik vajinit)

Vajinanın doğal ortamını oluşturan laktobasil adlı bakteriler östrojen hormonunun vajinaya etkisiyle "ayakta dururlar". Yine östrojen hormonu vajina dokusunun sağlamlığını da sağlar. Östrojen herhangi bir nedenle azaldığında vajina dokusunun incelmesi (atrofi) ve laktobasillerin azalması tek başına akıntı nedeni olabilir. Vajinanın incelmesi ilişkide ağrı ve kanamaya da neden olabilir. Ek olarak laktobasillerin azalmasıyla vajinada oluşan enfeksiyon akıntı şikayetinin artmasına neden olabilir.

 

Kadında östrojen azalmasının en sık görülen nedeni menopozdur.

Dış genital ve vajinal mantar enfeksiyonları

Kadınların yaklaşık %75'i hayatlarında en az bir kez genital mantar enfeksiyonu geçirirler. Genital bölgede normal şartlarda mantarlar bulunur ve bunlar hiç bir sorun çıkarmadan yaşarlar.

Genital mantar enfeksiyonları cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında yer almazlar. Aktif cinsel yaşamı olmayan kadınlarda da genital bölgede mantar enfeksiyonları oluşabilir.

Çoğu kadın tüm hayatı boyunca en fazla 5-6 kez mantar enfeksiyonu geçirir. Genital hijyen kurallarının yanlış uygulanması, gebelik süreci, doğum kontrol hapı kullanımı ve ender olarak şeker hastalığı genital bölgede mantarların enfeksiyonunu kolaylaştıran etkenlerdir ve bu kadınlar sık sık bu enfeksiyon için ilaç kullanmak durumunda kalırlar.

Bazı durumlarda ise genital bölgedeki kaşıntının nedeni mantar enfeksiyonu değildir. Kaşıntının nedeninin belirlenmesi için yapılan jinekolojik muayenede olayın mantar değil bölgesel allerjik bir reaksiyon olduğu ortaya çıkar. Bazen de olay tümüyle psikolojik kökenlidir.

Sık sık mantar enfeksiyonu geçirenlere öneriler

  • Vajinanın içini yıkamaya yönelik üretilen hijyen ürünlerinden vazgeçmek: Vajina zaten kendini sürekli yenileyen bir organdır. Bu nedenle bu "temizlik" uygulamaları çoğu durumda anlamsızıdır, hatta vajinanın doğal ortamının bozulmasına neden olabilir.

  • En azından bir süre (6 ay - bir yıl) vajinal tampon kullanımına ara vermek ve bunun yerine ped kullanmak

  • Genital sprey, parfüm katkılı ped ve tampon, ilişkide parfüm katkılı prezervatif kullanımı gibi allerji yapabilecek uygulamalardan vazgeçmek

  • Dış genital bölgenin temizliğinde kullanılan sabunu değiştirmek: bu sabun allerji yapıyor olabilir. Vücut için kullanılan sabunu genital bölgede kullanmamak, bunun yerine dış genital bölge temizliğine uygun ürünlerle temizlik yapmak

  • İç çamaşırı günlük değiştirmek ve pamuklu iç çamaşırları kullanmak

  • Genital bölgenin kuru kalmasına önem vermek

  • Kaşıntının giderilmesi için en kısa zamanda tanı ve tedavi için doktora başvurmak: Kaşıntı tahrişi atrtırır, tahriş daha çok kaşındırır ve bu kısır döngü her geçen gün daha zor kırılır hale gelir

  • Kilo vermek: aşırı kilo sık mantar enfeksiyonu nedeni olabilir

  • Dar pantolon ve iç çamaşırı kullanımından vazgeçmek

Jinekolojik Sorununuz İçin Muayene Randevusu Alın:

 

 

 

 

 

 

 

 

Jinekolog Dr. Kağan Kocatepe'den mesai günlerinde 9.30-18.00 arası randevu almak için:

0555 663 13 13
0212 268 45 02​

Telefonla tıbbi sorularınıza yanıt verilememektedir.

​​

Adres: Nispetiye Cd. 36/3

Levent II Apt. - Kat 2 Daire 3-4

Etiler - 1. Levent / İstanbul

Muayene Saatlerimiz:

  • Pazartesi: 11.30-18.30

  • Salı: 12.00-18.30

  • Perşembe: 11.30-18.30

  • Cuma: 11.00-15.30

  • C.tesi: 09.00-18.00

Daha fazla bilgi >>

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır