Günlük yaşamı önemli derecede sekteye uğratan varis probleminin tedavisi için son yıllarda farklı yöntemler uygulanmaktadır. Varisin köpükle tedavisi de söz konus yöntemler arasında önemli bir rol oynamaktadır.
Varisler genellikle safen vendeki kaçak problemi nedeni ile açığa çıkmaktadır. Bu problemin tedavisinde uzun yıllardır köpük yönteminden de faydalanılmaktadır. Bilindiği üzere varisler; skleroterapi yöntemi ile de tedavi edilebilmektedir. Köpük tedavisi ise skleroterapi yönteminde kullanılan ilacın hava ile karıştırılarak köpük haline getirilmesi ve daha sonra yetmezlikli damara uygulanması disiplinine dayanmaktadır.
Köpük yönteminin skleroterapi yöntemi ile arasında en önemli fark; uygulama sonrasında hastanın hemen yürüyebilmesine imkan sağlamasıdır. Herhangi bir acı ya da ağrı hissine neden olmayan köpük tedavisinin genel özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Köpük hal,ndeki ilaç damar duvarı ile daha uzun temas sağlar ve klasik iğne tedavisine oranla daha etkili bir tedavi sağlamaktadır.
Köpük tedavisinde klasik tedaviye oranla çok daha az miktarda ilaç kullanılmaktadır. Bu durum çok daha güvenilir bir tedavi imkanı sağlamaktadır.
Köpük tedavisi varis tedavisinde uygulanan diğer yöntemlere oranla daha etkili bir yöntemdir.
Köpürtülmüş ilaç varisli damar içerisinde enjekte edilmekte ve bacak sarılmaktadır. Birkaç gün çıkarılan sargı yerine ise hastanın birkaç hafta varis çorabı kullanması gerekebilmektedir.
Varis probleminin tedavisinde uygulanacak olan köpük yöntemi öncesinde herhangi bir ön haızrlık gerekmemektedir. Ancak elbette ki varisin konumu ve nedenleri ile ilgili sürdürülecek tanı sürecinde renkli Doppler ultrasonografiye başvurulmaktadır. Oldukça konforlu bir tedavi yöntemi olan köpük tedavisi sonrasında ise hastanın varis çorabı giymesi gerekmektedir.
Oldukça güvenilir bir yöntem olan köpük tedavisi bazı hastalarda kozmetik problemlere neden olabilmektedir. Bu problemlerden en sık kaşrılaşılanı kılcal damarların cilt altında görülmesi ve uygulama alanlarında kahverengi lekelenmeler oluşmasıdır. Aynı zamanda bazı hastalarda da baş ağrısı problemine yol açmaktadır.
Köpük tedavisi günümüzde öğle arası uygulamalası olarak da tanımlanan konforlu ve güvenilir bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra köpük tedavisi; varis hastalığında uygulanan diğer yöntemlere oranla çok daha hızlı bir etki açığa çıkaran yöntem olma özelliği de taşımaktadır.
Varis tedavisi yöntemleri arasında gerek hastalar gerekse de doktorların son yıllarda en sık tercih ettiği tedavi yöntemlerinden biri olan köpük tedavisinde varis bulunan bölgeye ve varis probleminin yaşandığı safen toplardamarının öncelikle ultrasonografi yöntemi ile tanısı amacı ile incelemeye alınmaktadır. Bu sırada hastalıklı damar içerisinde özel olarak geliştirilmiş bir katater ya da iğne yerleştirilmektedir. Bazı hastalarda bu işlem öncesinde uygulama bölgesinde lokal anestezi gerçekleştirilebilmektedir. Yerleştirilen iğne sayesinde köpürtülen ilaç ile hastalıklı damar doldurulmaktadır. Köpük tedavisi ultrason yardımı ile gerçekleştirilmektedir ve olduköça güvenilirdir.
Köpük tedavisinin birden fazla uygulama alanı bulunmaktadır. Safen toplardamarının yetmezliği durumunda köpük tedavisi tek başına fayda sağlamayamayabilmektedir. Bu nedenle damarın cerrahi yöntem ile bağlanıp alt kısma kan akışının engellenmesi sonrasında köpük skleroteapisi uygulanabilmektedir. Cerrahi yöntemin de uygulandığı bu tedavi sürecinde ameliyatsız varis tedavisi de uygulanabilmektedir. Yetmezlikli damarın üst kısmı lazer ile kapatılmakta alt kısmına köpük tedavisi uygulanabilmektedir.
Köpük tedavisi; köpürtülmüş ilacın damar içerisine doprudan verilmesi işlemidir. Bu tedavi yöntemi ile büyük varisler, kılcal damar varisleri ve retiküler varislerin tedavisi mümkündür.
Uygulama öncesinde varisin konumunun ve türünün belirlenmesi amacı ile hasta ayakta ike renkli Doppler ultrasonografi incelemesi gerçekleştirilmektedir. Böylece köpük tedavisinde uygulama alanları da nitelikli bir şekilde belirlenmiş olmaktadır.
Köpük tedavisi sonrasında hastanın yarım saat kadar yürümesi istenmektedir. Bu bağlamda hasta köpük tedavisi sonrasında günlük yaşam konforuna devam edebilmekte herhangi bir hareket kısıtlılığı yaşanmamaktadır. Tedavi sonrasında uygulanan sargı birkaç gün sonra çıkarılmakta ve hastaya varis çorabı kullanması önerilmektedir.
Her cerrahi uygulama sonrasında birtakım yan etkiler ve risk faktörleri bulunabilmektedir. Köpük tedavisi sürecinde yaşanabilecek yan etkiler de aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Köpük tedavisi ya da skleroterapinin en bilinen etkisi tedavi edilen damarın sertleşmesi ve bir miktar koyulaşmasıdır. Büyük bir damara köpük uygulanmışsa, bu damar aylar boyunca nohut ya da mercimek tanesi gibi ele gelir, ancak sonra, zamanla kendiliğinden kaybolur. Sertleşme, aslında varisin başarılı biçimde tedavi edildiğinin göstergesidir. Köpük tedavisinden sonra, varis normal damar gibi yumuşak ise yeterince tedavi edilmemiş olabilir.
Köpük tedavisinden sonra bir miktar koyulaşma da normaldir ve o damarın tedavi edildiğinin göstergesidir. Ancak koyulaşmanın hafif olması ve aylar içinde azalarak yok olması gerekir. Köpük çok yüksek yoğunlukta uygulanırsa, koyuluk çok fazla olabilir ve tamamen geçmesi çok uzun bir süre alabilir.
"Tedavi olsan da varis tekrarlar" dediler, ne yapayım?
Yıllardır büyük varislerim var, ama şikayetim yok. Tedavi gerekir mi?
"Kılcal varisler tedavi edilemez" diyorlar, doğru mu?
Bende derin ven yetmezliği olduğu söylendi, tedavi şansım var mı?
Hem bacak hem de testis çevresinde varisim var, ne yapmalıyım?
Vajina bölgesinde varislerim oluştu, ne yapmalıyım?
Köpük tedavisi oldum, sertlikler ve lekeler oluştu, ne yapmalıyım?
"Senin damarın lazere uygun değil, ameliyat gerekir" dediler, ne yapayım?
"Senin ana damarında kaçak var" tedavi olamazsın dediler, ne yapayım?
"Sende iç varis var" dediler, ne yapayım?
Derin ven trombozu (DVT) geçirdim, varislerim için tedavi şansı yok mu?
İlaç, varis çorabı veya sülük varisi tedavi eder mi?
Köpük tedavisi oldum varisler tekrarladı, ne yapayım?
Varis tedavisi sırasında ağrı duyar mıyım?
Tedavi oldum, varisin tekrarlamaması için ne yapmam lazım?
Varis tedavisi pıhtı oluşumuna neden olabilir mi?
Varis tedavisinde lazer, RF, MOCA, buhar, zamk vs. hangisini tercih edeyim?
Lazerle kapatılacak olan damar ileride bypass için gerekli olmaz mı?
Varise neden olan damarı lazerle kapatırsak onun görevini hangi damar görecek?
VARİSTE SIK SORULAN SORULAR
Varis, hayat kalitesini etkileyen küçümsenmemesi gereken bir rahatsızlıktır. Başlıca tedavi yöntemleri cerrahi tedavi , varis çorabı, skleroterapi ( iğne tedavisi ) ve endovenöz girişimler ( damar içinden lazer tedavisi ) şeklindedir. Her bir yöntem varisin boyutuna ve yaygınlığına göre uygulanır.
Skleroterapi ( iğne tedavisi ), daha çok telenjiektazi denilen örümcek ağı şklindeki mavi damarlarda ya da küçük varislere etkili olan bir yöntemdir. Çok ince iğnelerle, damar içerisine bir ilacın enjekte edilmesiyle yapılır. Aynı ilacın köpük haline getirilerek kullanılması da mümkündür. Bu uygulama, köpük tedavisi olarak da bilinir. Uygun hastalarda çok mucizevi sonuçlar alınırak hastalarda tam memnuniyet sağlanır.
Endovenöz girişimler ( Laser tedavisi, Radyofrekans Ablasyon ), ultrason eşliğinde damar içerisine sokulan bir kateter ile damar içinden varisin büzüşmesi sağlanır. Bu yöntemde laser tedavisi kullanıldığı gibiHastaların hastanede kalmasına gerek kalmadan normal hayatlarına hemen dönmeleri sağlanır. Cild düzeyinde oluşan kılcal damarlara da cild üzerinden lazer verilerek bu hoş olmayan kılcal yapılar yok edilir. Böylece özellikle bayanların hoşlanmadığı bu durumda normal kozmetik görünüm yeniden ameliyatsız bir şekilde sağlanmış olur.
Cerrahi girişimde amaç dıştan görülen varislerin çıkartılmasının yanısıra toplardamarların içinde yüksek basınca yol açan, ve hemen daima kasık bölgesindeki kapakçıkların yol açtığı yetersizliğin giderilmesidir. Hastaların ameliyat öncesinde Doppler ultrason ile incelenmesi bu nedenle çok önemlidir. Eskiden ayak bileğinden kasığa kadar tüm toplardamar bir tel yardımı ile çıkarılıyordu. Ancak gelişen teknoloji ile bu yöntem nadiren uygulanmaktadır. Günümüzde ideal tedavi lazer veya ses dalgası enerjisi kullanarak kasık-diz arasındaki sorunu gidermek ve diz altındaki varisleri ise bölgesel olarak çıkartmaktır.
Hastada kapak yetersizliği yoksa tek gerekli olan genişlemiş varis yumaklarını üzerlerine yapılan küçük cilt kesileri ile çıkartmakdır. Bunlar cildin doğal çizgilerine paralel olarak yapılan 2-3 mm uzunlukta kesilerdir ve çoğu zaman dikiş gerektirmeden iyileşmektedir. Bu nedenle ameliyat sonrası iz kalmamaktadır. Girişim yan dal varislerin çokluğuna ve hastanın isteğine bağlı olarak genel anestezi veya lokal anestezi altında yapılabilmektedir.