veba hastalığı tedavisi / Hıyarcıklı veba: Oluşumu, semptomları, tedavisi

Veba Hastalığı Tedavisi

veba hastalığı tedavisi

kaynağı değiştir]

Antik Çağlar'dan itibaren tanınmış bir hastalıktır. Lakabı "Kara Ölüm"dür. Orta Çağ'da 1347-1353 arasında, Avrupa nüfusunun üçte birinin kaybedilmesinden sorumludur. (Ayrıca bu hastalık 1347-1348 yılları arasında Venedik nüfusu 130.000 iken 70.000'e düşmesine neden olmuştur.) Modern antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Gelişmiş ülkelerin tamamında ve gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda ortadan kaldırılmış olmasına rağmen Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde hâlen görülebilmektedir.

Kendini 4 şekilde gösterebilir:

  1. Bubonik
  2. Septisemik
  3. Pnömonik
  4. Gastro-intestinal

Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygındır, ancak gerçekte bakteriyi yayan bir tür piredir ve fareler de bu hastalığın kurbanıdırlar. Tarihte veba salgınlarından önce şehirlerde büyük miktarda fare ölümlerinin meydana geldiği görülmüş, ölü farelerle temas eden insanların, pire ısırması nedeniyle bu hastalığa maruz kaldıkları tespit edilmiştir.

Hastalık, mikrop kapıldıktan 2-8 gün içerisinde kendini gösterir. Hastada aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma, nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri, burun kanaması, kan tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık görülür.

Dili de kahverengi ve kurudur. Yapılacak ilk iş hastayı tecrit etmektir. Çevresindeki sağlıklı kişilere koruyucu antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Bugün için önemi olmayan ve eski devirlerde de olduğu kadar çok görülmeyen bu hastalığın tedavisi için geç kalmadan sağlık kuruluşlarına haber vermek gerekir.

"Hıyarcıklı veba" (bubonik veba) veba hastalığının en yaygın biçimidir. Hastalığa Yersinia pestis adı verilen enterobakteri neden olur. Bakteri vücuda girdikten sonra 3 ila 8 gün içinde etkisini gösterir. Belirtileri, yüksek ateş, üşüme duygusu, başağrısı, ishal ve bubo adı verilen, lenf bezi şişmeleridir. Deri altında ve iç organlarda kanama başladığı zaman da, akan kanın birikmesi sonucu ciltte siyah lekeler oluşur.

Geçmişte belirli dönemlerde bu hastalığın büyük salgınları yaşanmıştır. 14. yüzyıldakara ölüm olarak kayıtlara geçen salgının, hıyarcıklı veba olduğu sanılmaktadır.

Hıyarcıklı Veba[değiştir

Veba hastalığı nedir? Belirtileri ve tedavisi

Veba hastalığı antik çağlardan beri var olan bir hastalıktır. Bu hastalığa neden olan yersiniapestis olarak adlandırılan bir bakteridir. Bu hastalık dünya tarihinde çok yüksek oranda ölümlere neden olmuş, bazı ülkelerde nüfusun yarıya yakın kişinin ölümüne sebep olmuştur. Tıptaki ilerlemeler sayesinde gelişmiş ülkelerde durdurulmuş olmasına rağmen, az gelişmiş ülkelerin bazılarında hala varlığını sürdürmektedir. Özellikle Asya ve Afrika kıtasında bu hastalığa rastlanmaktadır.

Kendini 3 şekilde gösterebilir:

Bubonik Veba: Genellikle enfekte bir kemirgen veya pire tarafından ısırıldığında oluşur. Bazen de bakteriye bulaşan bir materyalden bulaşır. Bubonik vebada bağışıklık sistemi etkileyerek, enflamasyona neden olur. Tedavisi yapılmazsa kana karışarak hızla yayılır. . 1-2 gün içinde yüksek ateş ve titreme meydana gelir. Isırılan bölgedeki lenfler şişer ve ağrı oluşur. Lenf bezlerindeki iltihap akabilir. Yüksek nabız görülür ve hastalık giderek kötüleşir. Mikrobun kan yoluyla ilerlemesi ve yerleşmesi nedeniyle daha kötü bir hale gelir.

Pnömonik Veba: Bakterilerin akciğerlerde çoğalması ile, hastalık daha ciddi bir hal alır. Bu vebayı taşıyan kişi öksürdüğünde, bakteriler havaya karışarak, diğer kişilere bulaşmasına neden olur. Bu hastalıkta yüksek ateş, ani gelen başağrısı, öksürük ve nefes darlığı oluşur. Kan basıncı düşüktür. Balgam kanlı gelmeye başlar ve çok hızlı bronşit ve zatürreye çevirir. Karaciğerde oluşan hasardan dolayı ani ölümle sonuçlanır.

Septisemik Veba: Bakterilerin kanda çoğalmasıyla oluşur ve tedavi edilmediğinde diğer veba türleri olan bubonik ve pnömonik vebaya dönüşür.

Veba bulaşıcı ve ölümle sonuçlanan bir hastalıktır. Bu hastalık pislikten, güneş ışığı almayan yerlerden dolayı ortaya çıkar ve pireler sayesinde kolayca taşınır. Bu hastalığa yakalan kişiler 2 ila 8 gün arasında ancak durumu fark edebilir. Belirtileri; aniden oluşan baş ağrıları, yüksek ateş, kusma, titreme, halsizlik, nefes darlığı, kan tükürme, burunda kanama, deri lekesi, kasıklarda ağrı ve süreklilik gösteren dalgınlıktır. Hastalığa yakalanan kişinin dil rengi kahverengi olur ve ağızda kuruluk oluşur. Böyle bir durumda yapılması gereken ilk şey, o kişiyi tecrit ederek, diğer kişilerle temasından kaçınarak bulaşmasını önlemektir. Ayrıca yakınında bulunan kişilerin koruyucu aşı olması gerekmektedir. Hastayı tecrit ettikten sonra, bir sağlık kurumundan yardım alınarak, hastayı hastaneye götürmek gerekmektedir.

Veba mikrobu 1,5 ile 2 mikron boyutunda, 0,5 ile 0,7 mikron eninde negatif basil olarak varlık gösterirler. Kemirgenlerden olan pireler bu mikrobu taşır. Pirelerin ısırmasıyla, fareler de bu mikrobu bulaştırabilmektedir. Gerekli şartlar oluştuğunda çok hızlı bir şekilde yayılırlar. Bakteri vücuda girdiği noktalarda renksiz bir sıvı veya iltihap dolu kabarcık oluşturur. Bazen de kanlı lekeler görülmektedir. Vücuda giren veba mikrobu kana karışır ve dalak, karaciğer ve kemik iliğine yerleşir. Pire vücuttaki kanı emdiği esnada, mikropta deriye, oradan da kan yoluyla bütün vücuda ulaşır.

Bu mikrop pirelerin yutağında oluşmaya başlar, bu mikrobu pire ciltte kusar ve ardından kan emer. Böylelikle mikrobu vücuda bırakmış olur. Bazen de pire dışkısına maruz kalındığında, veba mikrobu alınabilir. Veba mikrobu ölü hayvanlarda bir gün boyunca canlı kalabilmektedir.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Bu hastalığın tedavi edilmesi, antibiyotik kullanımı ve steril bir bakımla mümkün hale gelmiş durumdadır.

Bu hastalığın teşhisi için, ateşli durumlarda mutlaka kan kültürüne bakılmalıdır. Ölüm oranını yüksek olduğu bu hastalıkta antibiyotik tedavisi şarttır. Ayrıca hastanın çok iyi sterilize edilerek bakılması gerekmekte ve diğer kişilerle teması engellemelidir. Günümüzde iyi bir ilaç tedavisiyle hastalıktan kurtulmak mümkündür.

Newcastle (Yalancı Veba) Hastalığı

Newcastle Hastalığı ND (Yalancı Veba)

Kanatlıların çok bulaşıcı, öldürücü, solunum, sindirim ve sinir sisteminde bozukluklar meydana getiren viral bir hastalığıdır. İnfeksiyona, tavukların yanısıra hindi, güvercin, ördek, kaz, serçe, sülün ve diğer yabani kanatlılarda da rastlanmaktadır.

Dezenfektanlardan değişik derecede etkilenir.
Etiyoloji: Hastalığın etkeni Myxovirusların Paramyxovirus (PMV-1) cinsinde yer almaktadır. Virusun bir serotipi vardır. Ancak, farklı patotipleri bulunmaktadır. Bu patotipler Lentojenik, Mezojenik, Velojenik olarak sınıflanır.

Lentojenik Suşlar: Virulent karakterde olmayan suşlardır. Ancak bağışıklığın zayıf veya baskı altında olduğu durumlarda bu suşlar ile ilgili bazı patolojik değişiklikler gözlenebilir. Bu suşlar aşı üretiminde kullanılmaya elverişlidirler ki bilinen ND aşı suşlarından Hitcner B1 (HB1), La Sota, F, VH, Clon-30 bu grubun bilinen aşı suşlarıdırlar.

Lentojenik suşların ICPI değeri (Intra Cranial Patojenite Indeksi) düşüktür.

0,0-0,4 olarak belirlenir.ND.....

Mesojenik Suşlar: Orta derecede virulent karakterde suşlardır. Solunum ve sinir sisteminde patolojik değişimler gösterir. Bu grubun bilinen suşları Roakin, Komarov, Muktesvar, MK-107 dir. Bu suşlar için ICPI : 0,4-1,9 değerleri arasında yer almaktadır.

Velojenik Suşlar: Bu gruba ait viruslar çok bulaşıcıdırlar. Etkiledikleri hayvanlarda çok şiddetli reaksiyona neden olmaktadır, öldürücü gücü çok yüksektir. Solunum, sindirim sistemi, sinir sisteminde yapmış olduğu dejenerasyonlara bağlı olarak semptomlar çok belirgin olarak belirlenebilmektedir. Bu grubun bilinen en kuvvetli suşu Hertz 33-56 dır. Bu suş aynı zamanda aşı etkinlik çalışmalarında challange denemelerinde kullanılmaktadır. ICPI 2.0-3.0 arasındadır.

ND Virusu ayrıca hedef aldığı organlara göre;

Pneumotropik Suşlar: Solunum sistemini etkiler. Şiddetli solunum bozukluklarına sebep olurlar. Bazı durumlarda felçlere neden olabilmektedir.

Visserotropik Suşlar: Sindirim sistemin etkiler. Virus öncelikle Sindirim sistemini etkiler, ancak solunum sistemi üzerinde de patojenite gösterir.

Neurotropik Velojenik Suşlar: Sinir sistemini etkiler. Tipik belirtileri felç ve tikler tarzında sinirsel bozukluklara neden olmaktadırlar.

 

Bulaşma: Newcastle virüsü duyarlı hayvanlara başta solunum sistemi olmak üzere, sindirim sistemi, deri ve göz konjoktivasından girerek hastalık meydana getirebilir. Virüsle bulaşık yem, su, sekretler, ekstretler ve diğer maddeler birer hastalık kaynağıdırlar. Virus vücuttan gaita, solunum yolu ve yumurta yolu ile saçılabilmektedir. Bulaşmada yabani kuşlar (serçe, güvercin, kumru vs.), sokucu sinekler, kemiriciler, gaita, diğer canlı ve cansız materyaller (viyoller, malzeme, giyim eşyaları, kamyonlar, çizme v.s.) önemli rollere sahiptirler. Hastalık bulunan yakın çiftliklerden kuşlar, kemiriciler, havalandırma bacalarından çıkan tozlar, araçlarla kolayca taşınabilmektedir.

Özellikle horizontal bulaşmada ND’nin bölgesel ya da endemik olarak görülmesinde kümes yoğunluklarının fazlalaşması, hayvan hareketlerinin artması, bilinçsiz, eğitimsiz işletme ve üreticilerin virusun güçlenmesi, bulaşması ve yayılmasında çok büyük rolü bulunmaktadır.

Hastalık her mevsimde çıkabilir. Ancak, stres faktörlerinin fazla olduğu, içinde gizli infekte ve portör hayvanların bulunduğu, koruyucu önlemlere dikkat edilmeyen kümeslerde infeksiyon daha kolay çıkar, yayılır ve öldürücü seyreder. Sürüde yeterli bağışıklığın olmaması veya birkaç duyarlı hayvanın bulunması hastalığın çıkması için yeterli nedeni oluşturur. Göçmen kuşlar ve hindiler de bulaşmada önemli rol oynamaktadır.

Newcastle ND (Yalancı Veba) Hastalığı Belirtileri :

Hastalığın inkübasyon periyodu doğal koşullar altında 3-7 gün kadardır. Bu süre Virüsün virulensine, giriş yoluna ve konakçının duyarlılığına göre değişkenlik gösterir. Hastalığın klinik tablosu Doyle tipi, Beach tipi, Beaudette tipi, Hitchner tipi olmasına göre bazı farklar göstermekle beraber, genel olarak rastlanan arazlar şöyle özetlenebilir;

Gizli infeksiyonlar (subklinik infeksiyonlar, asemptomatik infeksiyonlar):

Çok tehlikeli olan bu formlarda, hayvanlarda herhangi bir klinik belirtiye rastlanmaz. Ancak, böyle hayvanlar virüsü saçtıklarından çok tehlikelidirler. Kronik hastalarda da benzer durum söz konusudur. Böyle hayvanlar kümeslerde her zaman hastalığın çıkış ve yayılışında rol oynarlar. Latent görülen bu dönem fırtına öncesi sessizlik ile mecazlandırılabilir.

Klinik belirtilerin görülebildiği formlar:

Bu formda hastalarda durgunluk, iştahsızlık, zayıflama, tüylerde kabarıklık, yumurta veriminde azalma, ishal, hızlı ve hırıltılı solunum, başın sağa-sola, yukarı-aşağı inmesi, tikler, tortikolis, kanatların düşmesi, bacaklarda felçler, öksürük, tıksırık, burundan ve gözlerden akıntıların gelmesi, yumurtaların dış ve iç kalitesinde bozukluklar gözlenebilen belli başlı semptomlar arasında bulunmaktadır.

Ancak bütün klinik arazların hepsini bir hayvanda gözlemlemek mümkün değildir. Doğaldır ki, böyle durumların görülmesinde esas faktör virüs (virulens, miktar, giriş yolu) ile konakçıya (yaş, ırk, genetik, bağışıklık, vs) bağımlıdır.
Otopside, Bezsel midede(proventrikülüs) ve bağırsaklarda kanamalar, bağırsakta ülserler, solunum sistemi mukozasında hiperemi ve kanamalar ve kanlı mukoid salgı, hava keselerinde bulanıklık, matlaşma ve kalınlaşma, kalp kasında kanama odakları, yumurta foliküllerinde kanamalar, iliosekal lenf yumrularında hiperplazi ve diffuz hiperemi başlıca rastlanan patolojik bozukluklar arasındadır.
Teşhis:

İnfeksiyonun teşhisi amacıyla hasta hayvanlardan yeteri miktarda laboratuvara gönderilir. Burada hastalığın klinik tablosu ile ölen veya öldürülenlerin nekropsi bulguları, yapılan izolasyon, identifikasyon ve serolojik yoklamalar ile birlikte değerlendirilerek karar verilir. Yeni ölmüş olanlar, sadece nekropsi tablosunu incelemek ve zorunluluk varsa marazi madde almak için kullanılabilir.
Ayırıcı teşhis için Newcastle ‘a benzeyen bazı hastalıklar (İnfeksiyoz coryza, lnfeksiyöz sinusitis, Mycoplasmosis (CRD), Pasteurellosis, lnfksiyöz bronchitis, İnfeksiyöz laryngotracheitis, Çiçek(Pox), Marek’s Disease, Vitamin A noksanlığı) gibi hastalıklar dikkate alınmalı ve bunlardan ayrılmalıdır. Yumurta kalitesindeki bozulmalar yönünden de EDS-76 ve IB ile benzerliği vardır. Klinik tablo ve nekropsi bulguları Avian influenza (Tavuk vebası) ile benzerlik gösterir.
Laboratuvarda yapılacak muayeneler; etkenin izolasyonu, identifikasyonu, serolojik yoklamaları (ELISA, HI, FAT Testi vs), ile gerekirse deneme hayvanlarına yapılacak inokülasyonlar gerçekleştirilir.

Tedavi :

Newcastle viral bir etken olduğu için antibiyotik ve kemoterapötiklerle sağaltımı yapılamaz. Ancak, hastalık çoğu zaman sekonder bakteriyel infeksiyonlar ile birlikte seyrettiği için hastalığın seyir şiddetini azaltmak için antibiyotikler ve destekleyici ürünler (solunum sistemi rahatlatıcı mentol,okaliptus) ile takviye edilebilir.

Koruma ve Kontrol:

Hastalık çıktığında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın çıkardığı “Kanatlılarda Yalancı Tavuk Vebası hastalığına karşı korunma ve savaş yönetmeliği” uyarınca işlem yapılır.

*İnfeksiyon kümeslerde tektük olgular halinde ise, hastalar, hasta görünümlü olanlar hemen ayrılır. Geri kalanlara aşı yapılır.
*İnfeksiyon yayılma eğilimi gösteriyorsa, ölümler yüksek ise, hastalar ve hasta görünümlü olanlar ayrılarak geri kalanlar kesime sevk edilir. Hiç hastalık çıkmayan kümesler, eğer aşılı değillerse hemen La Sota aşısı ile Coarse Spray(kalın damla) yöntem ile aşılanmalıdır.
*Hastalık çıkan ve aşılanan kümesteki hayvanlar, dezenfekte edilirler.
*Stres faktörleri ortadan kaldırılır ve iyi bir bakım besleme rejimi uygulanır.
*Kümeslerde her türlü kısıtlayıcı önlemler uygulanır.

Koruma:

Newcastle Hastalığı, bulaşıcı, öldürücü gücü yüksek, ekonomik yıkımı olabilen viral bir hastalık olması nedeni ile alınacak önlemlerde birbirini takip eden zincir halkaları şeklinde olmalıdır. Zincir halkalarından birisi koptuğunda koruma programı işlerliğini kaybedebilmektedir.

 

 

 AVİAN ENSEFALOMİYELİTİS Avian ensefalomiyelitis (epidemik tremor) başta civciv ve gençler (6-25 günlük) olmak üzere erginlerde, bacak ve kanatlarda felçler, baş, boyun ve vücutta titremeler, inkoordinasyon, erginlerde yumurta veriminde azalmalarıyla karakterize olan bulaşıcı viral bir hastalıktır. Etken; Picarnoviridae grubuna ait RNA virüsüdür. Bulaşma; Yem ve suyun dışkı ile kontaminasyonu, enfeksiyon gözlenen tavuklarla direk temas ve yumurta […]

EGG DROP SYNDROME EDS-76) Tavuklarda; yumurta veriminde düşme, yumurtaların iç ve dış kalitesinde bozulma, yumurta kanalında yangısal reaksiyonlar gözlenen viral bir hastalıktır. Etken; Adenoviridea ailesine ait bir DNA virüsüdür. Bulaşma; Etkenin hayvanlara bulaşması sindirim sistemi yolu ile olur; dışkı ile virüs yem, su, altlık, malzeme ve çevreye saçılır. Ayrıca vertikal yolla bulaşma ile infekte yumurtalardan […]

GUMBORO(İNFEKSİYÖZ BURSAL HASTALIK, IBD) Genellik 3-8 haftalık piliçlerde klinik, daha erken dönemlerde ise    subklinik seyreden viral bir hastalıktır. Hastalık bulaşıcı, orta derecede öldürücü bir yapıya sahiptir. B.fabricius gibi primer lenfoid organlarda dejeneratif etki yaparak immun sistemin baskılanmasına yol açabilmektedir ki bu formu subklinik Gumboro Hastalığı olarak adlandırılır. Bğışıklık sisteminin baskılanması durumunda antikor sentezine engel olduğu […]

İnfeksiyöz Bronşitis Hastalığı(IB): Enfeksiyöz bronşit (IB) tavukların oldukça bulaşıcı, akut solunum yolu hastalığıdır. Hastalık güçlükle soluma, öksürük, trakeal raller (trakeal eksudat toplanması), hapşırma ve burun akıntısı ile karakterizedir. Genç hayvanlarda ciddi solunum sıkıntısı oluşturabilir. Solunum sıkıntıları yanında, yumurta veriminde azalma, yumurta kalitesinde ve yumurta kabuğu kalitesinde bozulmalar görülmektedir. Virusun bazı variant suşlarının böbreklerde meydana getirdiği […]

İNFEKSİYÖZ KORİZA: Tavuklarda Haemophilus paragallinarumun neden olduğu akut solunum yolu enfeksiyonudur. Etiyoloji: Haemophilus paragallinarum gr(-), hareketsiz, sporsuz, kapsüllü, çomak şeklindedir. A,B,C olmak üzere üç serovarı mevcuttur. Epizootiyoloji: Tavuklar etkenin doğal konakçıklarıdır. Gençler çok duyarlıdır ve hastalık çok şiddetli seyreder. Semptomlar: İnkübasyon süresi 1-3 gün. Duyarlı hayvanın bulunduğu sürülerde belirtiler 7-10 gün içinde görülür. En belirgin […]

INFEKSİYÖZ LARİNGOTRACHEİTİS – ILT Kanatlılarda Avian herpes virüs 1 tarafından oluşturulan, akut subakut, kronik formlarda seyreden, solunum sistemi yangısı, öksürük solunum güçlüğü ve konjonktivit ile karakterize bulaşıcı, ölüm oranı % 10-30 arasında değişen;  daha çok ergin hayvanlarda gözlenen viral bir hastalıktır. Etken; Herpesvirus familyasına ait bir DNA virüsüdür. Her yaştaki yumurta tavukları enfekte olabilmektedir.  Hastalığa, […]

KANATLI ÇİÇEĞİ Kanatlıların (tavuk, hindi, güvercin, kanarya) sakal, ibik, yüz, göz ve ağız kenarlarında, deride, tüy folliküllerinde küçük lezyonlar ve kabarcıklar(kutanöz form); ağız, dil, yutak, larinks, üst solunum yolu mukozasında küçük veya büyük membranlar (difterik form)tarzında bozukluklar oluşturan bulaşıcı viral bir hastalıktır. Etken; Poxviridae familyasından Avipoxvirus DNA virüsüdür. İmmunolojik yönden birbirine benzerlik gösteren 4 suşu […]

KANATLI LÖKOZU (LENFOİD LEUKOSİS) Tavukların çeşitli organlarında, küçük veya büyük, lenfoid hücre (genellikle B lenfositler) üremeleri (lenfoproliferasyonu) sonucu oluşan tümörlerle karakterize olan kronik ve bulaşıcı viral bir hastalığıdır. Etiyoloji: Etken retroviridae grubuna ait avian retrovirus cinsi, leucosis/sarcoma virusudur. İki adet tek iplikçiği olan RNA virüsüdür. A,B,C,D ve J olmak üzere subgrupları mevcuttur. Epidemiyoloji: Etken asıl […]

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır