yasin suresi 9 ayet kaç defa okunmalı / Ve Cealna (Yasin Suresi 9. Ayet) okunuşu ve anlamı. Neden okunur?

Yasin Suresi 9 Ayet Kaç Defa Okunmalı

yasin suresi 9 ayet kaç defa okunmalı

Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları çepeçevre kuşattık. Artık göremezler.

Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

Önlerinden ve arkalarından bir set çektik ve onları çepeçevre kuşattık; gerçeği görmezler.

Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çekerek onları perdeledik; artık göremezler.

Erhan Aktaş Kerim Kur'an

Önlerine ve arkalarına birer set çektik

*

. Böylece onları perdeledik. Artık gerçeği görmezler.

*

Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

Sanki önlerine bir engel, arkalarına da bir engel koyup onları kuşatmışız da göremiyorlar

*

.

Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

Önlerine ve arkalarına set çekerek onları perdeledik; onlar, artık görmezler.

Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

Yine (adeta) önlerinden ve arkalarından birer set çekmiş ve gözlerini perdelemişizdir de, artık görememektedirler.

Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler.

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Hem önlerinden bir set, hem arkalarından bir set çekmişiz ve kendilerini sarmışızdır; artık baksalar da görmezler.

Muhammed Esed Kur'an Mesajı

önlerine ve arkalarına setler çektik ve göremesinler diye üzerlerine perdeler geçirdik:

Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.

Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

Hem önlerinden bir sedd ve arkalarından bir sedd çekmişiz, kendilerini sarmışızdır da baksalar da görmezler

Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

Önlerinden bir sed ve arkalarından bir sed çektik de onları kapattık; artık görmezler.

Gültekin Onan

Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.

Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

Biz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık görmezler.

İbni Kesir

Önlerinden bir sed ve arkalarından da bir sed çekmişizdir. Gözlerini perdelemişizdir. Bu yüzden artık göremezler.

Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

Önlerine bir set, arkalarına da bir set çekerek onları bürüdük de artık göremezler.

Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

Hem önlerinden hem arkalarından bir set yaparak, öylesine çepeçevre sardık ki, artık hiç göremezler onlar...

Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

Onların önlerinden bir set (geleceği göremezler) ve arkalarından bir set (geçmişlerinden ders almazlar) oluşturduk da böylece onları bürüdük... Artık onlar görmezler.

Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çekerek onları perdeledik; artık göremezler.

Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

Önlerine ve arkalarına birer set çektik

*

. Böylece onları perdeledik. Artık gerçeği görmezler.

*

Rashad Khalifa The Final Testament

And we place a barrier in front of them, and a barrier behind them, and thus, we veil them; they cannot see.

The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

And We have placed a barrier in front of them, and a barrier behind them, thus We shielded them so they cannot see.

Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

We have placed a barrier in front of them, and a barrier behind them, thus We shielded them so they cannot see.

Ve Cealna (Yasin Suresi 9. Ayet)

Özellikle kötü bir durumla karşılaşmamak için veya karşılaşmak üzereyken biri size demiş veya bir yerden duymuş olabilirsiniz şu cümleyi; “hemen bir Ve Cealna oku”. Peki nedir Ve Cealna, neden okunur, fazileti ve hükmü nedir? Yasin suresi 9. ayeti olan “ve cealna min beyni eydihim…” ayetinin okunuşu, anlamı ve tefsiri…

Ve cealna duası olarak bilinen bu ayet bir dua veya sure değildir. Yasin suresinin 9. ayetidir. Ayetin meali ve manası bakımından bazı kötü durumları engellemek için hemen bu sureyi okuyanlar vardır. Örneğin, otomobilinizle giderken trafik polisi çevirdiğinde bunu bilen biri size; “ve cealnayi oku” diyebilir. Bu ayetinde sizi bir ceza yemekten kurtarabileceğini düşünür.

Gerçekten de böyle bir durum söz konusu olabilir mi, Yasin suresi 9 ayeti olan Ve cealna’nin hükmü, fazileti ve iniş sebebi bunlar için midir bir inceleyelim.

Yasin suresi 9. ayeti okunuşu

“Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden fe agşeynâhum fe hum lâ yubsırûn.”

Yasin suresi 9. ayeti anlamı

“Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.”

Bu ayetin tefsirine göre; İslamı inkarda ısrarcı olanların kararlılıklarını psikolojilerini ortaya koyan ve Rabbimizin o inkarcıların kararlılıklarını artık tescillediğini beyan ettiğini belirten bir ayettir. Bu setler nesnel olarak değil mecazi olarak ifade edilmiş terimlerdir. İnkarcıların şartlanmışlıklarını ortaya koyan mecazi setlerdir.

Bu ayetin devamında 10. ayette ise Hz. Peygamber’in (sav) inkarcılıkta direnenleri iman dairesine sokmakla yükümlü olmadığına, bu gibilerin kendi tercihlerinin sonucuna katlanmak zorunda kalacaklarına işaret eder. (Diyanet Kuran Yolu tefsiri)

Kısaca, bu inkarcıların dünyada artık hakikatı görmediklerini, bundan sonra da göremeyeceklerini ifade eden bir ayettir.

Ve Cealna ne zaman okunur

Bazı rivayetlere göre Peygamber Efendimiz ve sahabelerin savaş sırasında düşmanlardan korunmak için bu ayeti okudukları bilinir. Yine Hz. Peygamberimiz’in, Ebu Cehil ve adamlarının arasından, “Feağşeynahüm fehüm lâ yübsirûn” diyerek geçip gittiği rivayet edilir.

Bizlerde halis niyetle, kötü kişilerden, bize zulm etmek isteyenlerden, felaketlerden, hırsızlardan, zalimlerden korunmak adına Ve cealna ayetini okuyabiliriz. Çünkü Yasin suresinin fazileti oldukça fazladır. Dolayısıyla bu ayeti okumak yanlıştır diyemeyiz. Hatta bu ayet kısaca;

Mü’minlerin şerden korunma ayeti olarak bilinir.

Önemli olan şudur; yazımızan başındaki örnekten yola çıkarsak, trafik polisi sizi çevirdi ve gerekli trafik kontrollerini yapmak istedi. Sizin de ehliyetiniz yok, bunun üzerine trafik polisi bunu görmesin, onun gözlerine perde insin niyetiyle “ve cealne” yi okudunuz. Ama bu ayeti okumak polisin bunu görmeyeceği anlamıza gelmez. Bu durumda Ve Cealna ayeti sizi korumaz, siz ilk önce kurallara uyacaksınız, üzerine düşeni yapacaksınız. Veya ben işyerinde vergi kaçırayım, arkasından Yasin suresi 9. ayeti olan ve cealna’yi okuyayım, vergi yetkilileri de bu olayı görmesin, farketmesin diyemezsiniz. Aynı şekide evinizin kapısını açık bırakıp yattınız ve bu ayeti okudunuz, nasılsa bu ayet beni hırsızlardan korur gibi düşüncelere girmemelisiniz.

Gerçekten müminler halis niyetleriyle üzerlerine düşen görevleri yaptıktan sonra Allah’a dua etmek niyetiyle Yasin suresi ve bu surenin 9 ayetini okuyabilirler.


Hakkında

Yâsîn sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına göre 41. sûredir.


Nuzül

         Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple 12. âyetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur.


Konusu

Sûrede üç ana mevzu üzerinde durulur. Öncelikle Resûlullah (s.a.s.)’e hitap edilerek, kesinlikle peygamber olduğu ve ona indirilen Kur’ân-ı Kerîm’in de Allah’tan geldiği beyân edilir. Efendimiz (a.s.)’ı, İslâm’ı tebliğ ederken müşriklerden gördüğü eziyetlere sabredip katlanmaya teşvik ve teselli etmek için önceki peygamberler ve onlara inananların mücâdelelerinden dikkat çekici misaller arz edilir. Bunun en güzel misallerinden biri, dini uğruna canını fedâ edip şehâdet şerbetini içen Habîb-i Neccâr’ın kıssasıdır. Bu misallerde aynı zaman da inkârcılara da ciddi bir ikaz ve tehdit vardır. İkinci olarak sûrede Allah’ın varlığını, birliğini, nihâyetsiz ilim ve kudretini gösteren kevnî delillere ve Allah’ın insanlığa olan müstesnâ lutuflarına yer verilerek beşeriyet tevhide çağrılır. Üçüncü olarak da âhiret gerçeği işlenir. Ölüm ve kıyâmetten, mahşerden, cennet ve cehennemden son derece canlı; bir taraftan ümitlendiren, bir taraftan korkutan manzaralar sunulur. Neticede insanın dikkat nazarı, kendi yaratılışı üzerine çekilerek, hiç olmazsa buradan hareketle göklerin ve yerin melekûtuna, açık ve gizli hükümranlığına sahip olan Allah’ın birliğini, kudret ve azametini anlaması istenir.


Fazileti

Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurur:

“Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 7)

Yine Efendimiz (s.a.s.) buyurur:

“Ölülerinizin yanında Yâsîn’i okuyun.” (İbn Mâce, Cenâiz 4; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 26)

Bu hadis-i şerifi iki türlü anlamak mümkündür. Birincisi, “Ölmek üzere olanlarınıza okuyun.” Çünkü Yâsîn sûresi hep imanî mevzulardan bahsettiği için, son nefeslerini vermekte olan bir kişi onu dinlediği zaman imanı takviye olacak ve biiznillâh imanla âhirete intikâline yardımcı olacaktır. Bir kısım âlimlerimiz ise, hadisin zahiri mânasını dikkate alarak, “Yâsîn’i ölüp defnettiğiniz mevtâlarınız üzerine okuyun” şeklinde anlamışlardır. Her iki mânada dinimiz açısından doğrudur. Çünkü, ölülerimizin hayrına yaptığımız duaların, istiğfarların, kestiğimiz kurban ve verdiğimiz sadakaların onlara faydalı olacağını haber veren çok sayıda âyet-i kerîme ve hadis-i şerif vardır. Nitekim şu âyet-i kerîme bu açıdan dikkat çekicidir:

“…Rabbimiz bizi ve bizden önce geçmiş olan mü’min kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin ve kötü duygu bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” (Haşr 59/10)

Pey­gam­ber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurur:

 “İn­san öl­dü­ğü za­man bü­tün amel­le­ri ke­si­lir. An­cak şu üç şey bun­dan müs­tes­nâ­dır: Sa­da­ka-i câ­ri­ye, istifade edi­len ilim ve ken­di­si­ne dua eden ha­yır­lı ev­lât.” (Müs­lim, Va­sıyet 14)

Sa‘d b. Ubâ­de (r.a.), ya­nın­da bu­lun­ma­dığı bir esnâda an­ne­sinin ve­fât et­tiğini, onun adı­na sa­da­ka ver­diği takdirde ken­di­si­ne bir fay­da­sı olup olmayacağını sormuştu. Allah Resûlü (s.a.s.) “Evet” bu­yu­run­ca, Sa‘d sahip olduğu mey­ve bah­çesini an­nesi adı­na ta­sad­duk etmişti. (Bu­hâ­rî, Ve­sâ­yâ 15)

Çünkü dinimiz kabir âlemini ve âhiret hayatını dünyanın tabii bir devamı saymakta, ölüsüyle dirisiyle Müslümanları tek ruh olarak görmekte, mü’minlerin gönüllerinde âhirete imanı kökleştirecek hususlara çok önem vermekte, bu sebeple dirilerin ölülerle, daha açık bir ifadeyle hayattakilerin kabir âlemiyle irtibatlarını hep canlı tutmaktadır. Efendimiz (s.a.s.) kabirdekilerini selamlarken buyurduğu وَ اِنَّا اِنْ شَاءَ اللّٰهُ بِكُمْ لَاحِقُونَ(ve innâ inşâellâhu bikum lâhikûn) “İnşallah biz de yakın zamanda size kavuşacağız” (Müslim, C3nâiz 104) sözü bu açıdan çok mânidardır.

Yâsîn sûresi İslâm toplumlarında öylesine mühim bir yere sahiptir ki hatta “Yâsîn sütü” diye bir tabir ortaya çıkmıştır. Nitekim anlatıldığına göre imanlı bir kadın, çocuğunu emzirirken daima Yâsîn sûresini baştan sona kadar okurdu. Kadın sûreyi bitirinceye kadar da çocuk emmeyi bitirir ve bu âdetini muntazaman devam ettirirdi. Çocuk büyüdü; hayırlı, âlim, fâzıl bir zat oldu. Kadın oğluna ara - sıra şöyle derdi:

“- Oğlum! Sakın bu fazileti hep kendinden bilme, zira ben seni Yâsîn sütü ile büyüttüm!..”

Şimdi Yüce Rabbimiz, Kur’an’ın kalbi olan Yâsîn sûresinin muhteşem talimatlarıyla kalbimizi harekete geçirmek, Yâsîn sütünden içerek manen tekamül etmemizi sağlamak üzere buyuruyor ki:

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır