yasin suresi türkçe okunuşu / YASİN SURESİ OKUNUŞU! Yasin Suresi Türkçe okunuşu ve meali.. Yasin Suresi'nin faziletleri..

Yasin Suresi Türkçe Okunuşu

yasin suresi türkçe okunuşu

YASİN SURESİ OKUNUŞU, Yasin Suresi Duası Arapça Yazılışı, Yasin-i Şerif Türkçe Anlamı, Tefsiri Ve Meali

Yasin Suresi Anlamı

Rahman ve Rahim olan Allah'ın (c.c) adıyla

1: Yâ, Sîn.

2: Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki,

3: Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin;

4: Dosdoğru bir yoI üzerindesin.

5: Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.

6: BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin.

7: Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer.

8: Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır.

9: ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer.

10: Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar.

11: Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği haIde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödüIIe müjdeIe!

12: Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir.

13: OnIara o kent haIkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya.

14: Hani, biz onIara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. ŞöyIe demişIerdi: "Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!"

15: Kent haIkı dedi ki: "Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yaIan söyIüyorsunuz."

16: DediIer: "Rabbimiz biIiyor ki, biz size gönderiImiş eIçiIeriz."

17: "Bize düşen, açık bir tebIiğden başka şey değiIdir."

18: DediIer: "Sizin yüzünüzden uğursuzIukIa karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıkIı bir azap kesinIikIe dokunacaktır."

19: DediIer: "UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganIığa, aşırıIığa sapmış bir topIuIuksunuz."

20: Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi: "Ey topIuIuk, bu eIçiIere uyun!"

21: "Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar."

22: "Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O'na döndürüIeceksiniz."

23: "O'ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar."

24: "Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim."

25: "Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!"

26: "Gir cennete!" deniIdi. Dedi: "Kavmim bir biIebiIseydi?

27: Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı."

28: Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik.

29: OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer.

30: Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi.

31: GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer.

32: Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar.

33: ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar.

34: Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık;

35: Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı?

36: Şanı yücedir o AIIah'ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır.

37: Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer.

38: Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu.

39: Ay'a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner.

40: Güneş'in Ay'a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.

41: ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir.

42: OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık.

43: Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar.

44: Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar.

45: OnIara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar.

46: Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir.

47: OnIara, "AIIah'ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer: "AIIah'ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu."

48: Bir de şöyIe derIer: "Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?"

49: Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir.

50: O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer.

51: Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar.

52: ŞöyIe diyecekIer: "Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer."

53: Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.

54: O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettikIerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız.

55: O gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır.

56: KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır.

57: Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak.

58: Rahîm Rab'den bir de sözIü seIam!

59: Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın!

60: Ey âdemoğuIIarı! Ben size, "Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?

61: "Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi?

62: Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz?

63: AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem!

64: İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün!

65: O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek.

66: DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıI görecekIer?

67: DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer.

68: Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı?

69: Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değiIdir;

70: Diri oIanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indiriImiştir.

71: GörmediIer mi, eIIerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanIar yarattık da onIar, bu hayvanIara sahip oIuyorIar.

72: O hayvanIarı bunIara boyun eğdirdik. OnIardan binekIeri vardır ve onIardan bir kısmını da yiyorIar.

73: O hayvanIarda bunIar için birçok yararIar var, içecekIer var. HâIâ şükretmiyorIar mı?

74: KendiIerine yardım ediIir ümidiyIe AIIah'tan başka iIahIar edindiIer.

75: Oysaki, o iIahIar bunIara yardım edemezIer. Tam aksine, bunIar, o iIahIara hizmet eden orduIar durumundadır.

76: Artık onIarın sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır oIarak tuttukIarını da açıkIadıkIarını da biIiyoruz.

77: Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesiImiştir o.

78: Kendi yaratıIışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyIe diyor: "Şu çürümüş kemikIere kim hayat verecek?"

79: De ki: "OnIara hayatı verecek oIan, onIarı iIk kez yaratandır. O, bütün yaratıImışIarı/her türIü yaratmayı çok iyi biImektedir."

80: O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.

81: GökIeri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi biIen AIîm, sürekIi yaratan HaIIâk O'dur.

82: O birşeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir: "OI!" Artık o, oIuverir.

83: Herşeyin kaynağı/egemenIiği eIinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüIeceksiniz.

YASİN SURESİ OKUNUŞU! Yasin Suresi Türkçe okunuşu ve meali.. Yasin Suresi'nin faziletleri..

YASİN SURESİ OKUNUŞU! Yasin Suresi Türkçe okunuşu ve meali.. Yasin Suresi'nin faziletleri..

Yasin Suresi Kur'an-ı Kerim'in kalbi olarak tanımlanmaktadır. Yasin Suresi'nin birçok fazileti bulunmaktadır. Yasin Suresi 83 ayetten oluşmaktadır.

Peygamber efendimizinde belirttiği üzere Yasin Suresi çok faziletli ve sürekli okunması gereken bir duadır.

Yasin Suresi sonsuz faydası olan bir duadır. Yasin Suresi Kuran-ı Kerim'in en uzun surelerindendir. Uzun olduğu için ezberlemesi ezberleyemeyeceğinizi düşünüyorsanız Yasin Suresini okuyarakta faziletlerinden yararlanabilirsiniz.

Peki Yasin Suresi'nin faziletleri nelerdir? İşte Yasin Suresi'nin Türkçe okunuşu ve faziletleri..

YASİN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU! Yasin Suresi'nin meali ve faziletleri..

Yasin Suresi okumanın faziletleri

Yasin Suresi'ni okumanın ve dinlemenin birçok fazileti bulunmaktadır. Peygamber Efendimizin Yasin Suresi hakkında birçok hadisi bulunnaktadır. Peygamber Efendimizin Yasin Suresi hakkında bahsettiği bazı faziletler şu şekildedir;

"Yasin, Kur'an'ın kalbidir. Muhakkak o, bütün dertlere devadır."

"Geceleri Yasin'i okumak, sanki Kur'an'ı yedi defa hatmetmek gibidir."

"Yasin ne niyet için okunursa, o şey meydana gelir."

"Allah Teala'nın rızası için geceleyin Yasin'i okuyan kimse affolunur."

"Sure-i Yasin'i ölmek üzere olan kimsenin üzerine okuyun."

"Sure-i Yasin ölümü yaklaşan hastanın yanında okunursa Allah Teala onun can vermesini hafifletir."

"Herhangi biri ölmek üzere bulunan kimsenin baş ucunda Sure-i Yasin okunursa Allah Teala ona(ruhunu teslim etmesinde ) kolaylık verir."

Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu;

"Üzerine Sure-i Yasin okunan mevtanın azabı hafifler."

"Her kim her Cuma günü annesinin,babasının veya bunlardan birinin kabrini ziyaret eder de baş ucunda Sure-i Yasin okursa okuduğu her harfi adedince onlar mağfiret edilir."

YASİN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU! Yasin Suresi'nin meali ve faziletleri..

Yasin Suresi'nin Türkçe okunuşu

1. Yâsîn

2. Vel Kur’ân-il hakîm

3. İnneke leminel murselîn

4. Alâ sırâtin mustakîm

5. Tenzîlel azîzirrahîm

6. Litunzira kavmen mâ unzire âbâuhum fehum gâfilûn

7. Lekad hakkal kavlu alâ ekserihim fehum lâ yu’minûn

8. İnnâ cealnâ fî a’nâkihim aglâlen fehiye ilel ezkâni fehum mukmehûn

9. Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden feağşeynâhum fehum lâ yubsirûn

10. Ve sevâun aleyhim eenzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn

11. innemâ tunziru menittebeazzikra ve haşiyerrahmâne bilgaybi febeşşirhu bimağfiretiv ve ecrin kerîm

12. İnnâ nahnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârehum ve kulle şey’in ahsaynâhu fî imâmin mubîn

13. Vadrib lehum meselen ashâbel karyeh. İz câehel murselûn

14. İz erselnâ ileyhi musneyni fekezzebûhumâ fe azzeznâ bisâlisin fekâlû innâ ileykum murselûn

15. Kâlû mâ entum illâ beşerun mislunâ vemâ enzelerrahmânu min şey’in in entum illâ tekzibûn

16. Kâlû rabbunâ ya’lemu innâ ileykum lemurselûn

17. Vemâ aleynâ illel belâgul mubîn

18. Kâlû innâ tetayyernâ bikum lein lem tentehû le nercumennekum vele yemessennekum minnâ azâbun elîm

19. Kâlû tâirukum meakum ein zikkirtum bel entum kavmun musrifûn

20. Vecâe min aksalmedineti raculun yes’â kâle yâ kavmittebiul murselîn

21. İttebiû men lâ yeselukum ecran ve hum muhtedûn

22. Vemâ liye lâ a’budullezî fetarenî ve ileyhi turceûn

23. Eettehizu min dûnihî âliheten in yuridnirrahmânu bi-durrin lâ tuğni annî şefâatuhum şey’en velâ yunkizûn

24. İnnî izen lefî dalâlin mubîn

25. İnnî âmentu birabbikum fesmeûn

26. Kîledhulil cennete, kâle yâleyte kavmî yâ’lemûn

27. Bimâ gaferelî rabbî ve cealenî minel mukremîn

28. Vemâ enzelnâ alâ kavmihî min badihî min cundin minessemâi vemâ kunnâ munzilîn

29. İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâhum hâmidûn

30. Yâ hasreten alel ibâdi mâ ye’tîhim min resûlin illâ kânûbihî yestehziûn

31. Elem yerev kem ehleknâ kablehum minel kurûni ennehum ileyhim lâ yerciûn

32. Ve in kullun lemmâ cemî’un ledeynâ muhdarûn

33. Ve âyetun lehumul ardul meytetu ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhu ye’kulûn

34. Ve cealnâ fîhâ cennâtin min nahîliv ve a’nâb ve feccernâ fîha minel uyûn

35. Liye’kulû min semerihî vemâ amilethu eydîhim efelâ yeşkurûn

36. Subhânnellezî halekal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitul ardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn

37. Ve âyetun lehumulleyu neslehu minhunnehâre fe izâhum muzlimûn

38. Veşşemsu tecrî limustekarrin lehâ zâlike takdîrul azîzil alîm

39. Velkamere kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm

40. Leşşemsû yenbegî lehâ en tudrikel kamere velelleylu sâbikunnehâr ve kullun fî felekin yesbehûn

41. Ve âyetul lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fil fulkil meşhûn

42. Ve halâknâ lehum min mislihî mâ yarkebûn

43. Ve in neşe’ nugrıkhum felâ sarîha lehum velâhum yunkazûn

44. İllâ rahmeten minnâ ve metâan ilâ hîn

45. Ve izâ kîle lehumuttekû mâ beyne eydîkum vemâ halfekum leallekum turhamûn

46. Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn

47. Ve izâ kîle lehum enfikû mim mâ rezakakumullâhu, kâlellezîne keferû, lillezîne âmenû enut’ımu menlev yeşâullâhu et’ameh, in entum illâ fî dalâlin mubîn

48. Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikîn

49. Mâ yenzurûne illâ sayhaten vâhideten te’huzuhum vehum yehissimûn

50. Felâ yestetîûne tavsıyeten velâ ilâ ehlihim yerciûn

51. Ve nufiha fîssûri feizâhum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn

52. Kâlû yâ veylenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânu ve sadekal murselûn

53. İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâ hum cemî’un ledeynâ muhdarûn

54. Felyevme lâ tuzlemu nefsun şeyen velâ tuczevne illâ mâ kuntum tâ’melûn

55. İnne ashâbel cennetil yevme fîşuğulin fâkihûn

56. Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alel erâiki muttekiûn

57. Lehum fîhâ fâkihetun ve lehum mâ yeddeûn

58. Selâmun kavlen min rabbin rahîm59. Vemtâzul yevme eyyuhel mucrimûn

60. Elem a’hed ileykum yâ benî âdeme en lâ tâ’buduşşeytân innehû lekum aduvvun mubîn

61. Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm

62. Ve lekad edalle minkum cibillen kesîran efelem tekûnû ta’kılûn

63. Hâzihî cehennemulletî kuntum tûadûn

64. lslevhel yevme bimâ kuntum tekfurûn

65. Elyevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn

66. Velev neşâu letamesnâ alâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yubsirûn

67. Velev neşâu lemesahnâhum alâ mekânetihim femestetâû mudıyyev velâ yerciûn

68. Ve men nuammirhu nunekkishu filhalkı, efelâ ya’kilûn

69. Ve mâ allemnâhuşşi’ra vemâ yenbegî leh in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn

70. Liyunzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alel kâfirîn

71. Evelem yerav ennâ halaknâ lehum mimmâ amilet eydîna en âmen fehum lehâ mâlikûn

72. Ve zellelnâhâ lehum feminhâ rekûbuhum ve minhâ ye’kulûn

73. Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribu efelâ yeşkurûn

74. Vettehazû min dûnillâhi âliheten leallehum yunsarûn

75. Lâ yestetîûne nasrahum ve hum lehum cundun muhdarûn

76. Felâ yahzunke kavluhum. İnnâ na’lemu mâ yusirrûne vemâ yu’linûn

77. Evelem yeral insânu ennâ halaknâhu min nutfetin feizâ huve hasîmun mubîn

78. Ve darebe lenâ meselen ve nesiye halkah kale men yuhyil izâme ve hiye ramîm

79. Kul yuhyihellezî enşeehâ evvele merrah ve huve bikulli halkın alîm

80. Ellezî ceale lekum mineşşeceril ahdari nâren feizâ entum minhu tûkidûn

81. Eveleysellezî halakassemâvati vel arda bikâdirin alâ ey yahluka mislehum, belâ ve huvel hallâkul alîm

82. İnnema emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehû kun, feyekûn

83. Fesubhanellezî biyedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn.

YASİN SURESİ OKUNUŞU! Yasin Suresi Türkçe okunuşu.. Yasin Suresi'nin meali ve faziletleri..

Yasin Suresi Meali

1. Yâ Sîn.

2,3,4. (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur'an'a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.

5,6. Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

7. Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.

8. Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.

9. Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.

10. Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.

11. Sen ancak Zikr'e (Kur'an'a) uyanı ve görmediği hâlde Rahmân'dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele.

12. Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) bir bir kaydetmişizdir.

13. (Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.

14. Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, "Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz" dediler.

15. Onlar şöyle dediler: "Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân, hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."

16. (Elçiler ise) şöyle dediler: "Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor."

17. "Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir."

18. Dediler ki: "Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur."

19. Elçiler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" dediler.

20. Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun."

21. "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."

22. "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca O'na döndürüleceksiniz."

23. "O'nu bırakıp da başka ilâhlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."

24. "O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum."

25. "Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!"

26,27. (Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): "Cennete gir!" denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" dedi.

28. Kendisinden sonra kavmi üzerine (onları cezalandırmak için) gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik.

29. Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.

30. Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar.

31. Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?

32. Onların hepsi de mutlaka toplanıp (hesap için) huzurumuza çıkarılacaklardır.

33. Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler.

34,35. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

36. Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve (daha) bilemedikleri (nice) şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir.

37. Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.

38. Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri (düzenlemesi)dir.

39. Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.

40. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.

41. Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir.

42. Biz, onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık.

43. Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar.

44. Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar.

45. Onlara, "Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan) sakının ki size merhamet edilsin" denildiğinde yüz çevirirler.

46. Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar.

47. Onlara, "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın" denildiği zaman, inkâr edenler iman edenlere, "Allah'ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" derler.

48. "Eğer doğru söyleyenlerseniz, bu tehdit ne zaman gelecek?" diyorlar.

49. Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.

50. Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.

51. Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.

52. Şöyle derler: "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler."

53. Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın, hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır.

54. O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir.

55. Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler.

56. Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar.

57. Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır.

58. Çok merhametli olan Rab'den bir söz olarak (kendilerine) "Selâm" (vardır).

59. (Allah, şöyle der:) "Ey suçlular! Ayrılın bu gün!"

60,61. "Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?"

62. "Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?"

63. "İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir."

64. "İnkâr ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!"

65. O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.

66. Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!

67. Yine eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi.

68. Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?

69. Biz, o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

70. (Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur'an'ı indirdik.

71. Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar.

72. Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler.

73. Onlar için bu hayvanlarda (daha pek çok) yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

74. Belki kendilerine yardım edilir diye Allah'ı bırakıp da ilâhlar edindiler.

75. Onlar, ilâhlar için (hizmete) hazır asker oldukları hâlde, ilâhlar onlara yardım edemezler.

76. (Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.

77. İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.

78. Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: "Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?"

79. De ki: "Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir."

80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz.

81. Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.

82. Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.

83. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şanı yücedir! Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.

duakuran-ı kerim

Google News ile Takip Et

Yasin Suresi okunuşu ve anlamı: Yasin Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı, meali, tefsiri ve okunuşu

Yasin Suresi Türkçe Anlamı

Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.

1.Ya, Sin.

2.Yemin olsun o hikmetlerle dolu Kur'an'a ki,

3.Hiç kuşkusuz, sen, gönderilen elçilerdensin;

4.Dosdoğru bir yol üzerindesin.

5.Aziz ve Rahim'in indirdiği üzeresin.

6.Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.

7.Yemin olsun ki, onların çoğuna söz hak olmuştur, artık onlar iman etmezler.

8.Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır.

9.Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler.

10.Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar.

11.Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele!

12.Biz, yalnız biz, ölüleri diriltiriz ve onların önden gönderdiklerini de eserlerini de yazarız! Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntılı olarak kaydetmişizdir.

13.Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, elçiler gelmişti oraya.

14.Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyle destek vermiştik. Şöyle demişlerdi: "Biz, size gönderilen elçileriz!"

15.Kent halkı dedi ki: "Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."

16.Dediler: "Rabbimiz biliyor ki, biz size gönderilmiş elçileriz."

17."Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."

18.Dediler: "Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşılaştık/biz sizi uğursuzluk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinlikle dokunacaktır."

19.Dediler: "Uğursuzluk kuşunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa, aşırılığa sapmış bir topluluksunuz."

20.Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"

21."Sizden herhangi bir ücret istemeyelere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar."

22."Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O'na döndürüleceksiniz."

23."O'ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar."

24."Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim."

25."Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"

26."Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi?

27.Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı."

28.Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.

29.Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.

30.Yazık şu kullara! Kendilerine gelen her resulle mutlaka alay ederlerdi.

31.Görmediler mi, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik! Onlar artık bir daha bunlara dönmeyecekler.

32.Ancak herkes toplandığında, onlar da huzurumuzda hazır bulundurulacaklar.

33.Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dane çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.

34.Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık;

35.Ki onun ürününden ve ellerinin yapıp ettiğinden yesinler. Hala şükretmiyorlar mı?

36.Şanı yücedir o Allah'ın ki toprağın bitirdiklerinden, onların öz benliklerinden ve nice bilmediklerinden bütün çiftleri yaratmıştır.

37.Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler.

38.Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Aziz, Alim olanın takdiridir bu.

39.Ay'a gelince, biz onun için de bir takım durak noktaları/birtakım evreler belirledik. Nihayet o, eski hurma sapının eğrilmişi gibi geri döner.

40.Güneş'in Ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.

41.Zürriyetlerini o dopdolu gemilerde taşımamız da onlar için bir ayettir.

42.Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.

43.Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.

44.Ancak bizden bir rahmet olarak bir süreye kadar daha nimetlensinler diye kurtarılırlar.

45.Onlara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet edilebilsin!" denildiğinde, hiç aldırmazlar.

46.Çünkü Rablerinin ayetlerinden kendilerine bir ayet gelince, ondan mutlaka yüz çevirmişlerdir.

47.Onlara, "Allah'ın size lütfettiği rızıklardan dağıtın!" dendiğinde, nankörlüğe sapanlar, iman edenlere şöyle derler: "Allah'ın, dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıklık içindesiniz, hepsi bu."

48.Bir de şöyle derler: "Eğer doğru sözlüler iseniz, bu tehdit ne zaman?"

49.Sadece korkunç titreşimli bir sesi bekliyorlar. Onlar çekişip dururlarken, o ses kendilerini enseleyecektir.

50.O zaman ne bir tavsiyede bulunmaya güçleri yetecek ne de ailelerine dönebilecekler.

51.Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.

52.Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler."

53.Topu topu korkunç titreşimli bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.

54.O gün hiçbir canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız.

55.O gün cennet halkı bir uğraş içinde eğlenip ferahlamaktadır.

56.Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, koltuklar üzerinde yaslanmışlardır.

57.Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak.

58.Rahim Rab'den bir de sözlü selam!

59.Ey günahkarlar! Bugün şöyle ayrılın!

60.Ey ademoğulları! Ben size, "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?

61."Bana ibadet edin, dosdoğru yol budur!" demedim mi?

62.Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz?

63.Alın size, tehdit edildiğiniz cehennem!

64.İnkar edip durmanız yüzünden dalın oraya bugün!

65.O gün, ağızlarını mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak, ayakları da kazanmış olduklarına tanıklık edecek.

66.Dilesek, gözlerini siler, onları elbette kör ederiz. O zaman yola koyulmak isterler ama nasıl görecekler?

67.Dilesek, onları oldukları yerde hayvana çeviririz. O zaman ne ileri gitmeye güçleri yeter ne de geri dönebilirler.

68.Kimi uzun ömürlü kılarsak, onu yaratılışta gerisin geri çeviririz. Hala akıllarını işletmiyorlar mı?

69.Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir;

70.Diri olanı uyarsın ve gerçeği örten nankörler/inkarcılar aleyhine söz hak olsun diye indirilmiştir.

71.Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettiklerinden, kendileri için nice hayvanlar yarattık da onlar, bu hayvanlara sahip oluyorlar.

72.O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar.

73.O hayvanlarda bunlar için birçok yararlar var, içecekler var. Hala şükretmiyorlar mı?

74.Kendilerine yardım edilir ümidiyle Allah'tan başka ilahlar edindiler.

75.Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezler. Tam aksine, bunlar, o ilahlara hizmet eden ordular durumundadır.

76.Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onların sır olarak tuttuklarını da açıkladıklarını da biliyoruz.

77.Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o.

78.Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?"

79.De ki: "Onlara hayat verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışları/her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir."

80.O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.

81.Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alim, sürekli yaratan Hallak O'dur.

82.O, bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o, oluverir. 

83.Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır