yedili şamdan / YAHUDİLİK | Sutori

Yedili Şamdan

yedili şamdan


Arapça "şem" (mum) kelimesinden Farsça "-dân" ekiyle yapılan “şem‘dân”, “mum taşıyıcı aydınlatma aracı” demektir. Kollarının ucundaki tablalara lamba ya da kandil konulan birk1 seyyar lambalıklar da halk arasında şamdan ya da çırakma / çırakman (Far. çerağ- pâ “ışık ayağı”) diye anılır. Çeşitli boyda ve biçimlerde bakır, bronz, pirinç, gümüş ve altın gibi malzemelerden yapılan şamdan mânevî aydınlatmayı da temsil ettiği için Yahudilik başta olmak üzere hemen her dinde özel bir değer ve sembolik anlam taşır.[1]

İsrail simgesi Menorah ya da Menora (İbranice: מנורה), Kudüs’teki eski tapınakta kullanılan ve zeytinyağı ile yakılan 7 kollu şamdan ya da lamba tutacağıdır.[2][3] Mûsevî inanç sembollerinin en eskisi olup "Sonsuz Işık"ı (Allah'ın nûrunu) simgeler. Evrenin ve ruhların aydınlığını sembolize ettiği gibi, bilimin aydınlığını da ifade eder.[9] Tevrat'a göre Tanrı, yeri ve göğü yarattıktan sonra ilk olarak "Yei Or!" (Işık olsun!) demiştir.[4] Yahudiliğin sembolü olan yedi kollu şamdanlar, Yahudi tapınaklarında, sinagog ve havralarda bulunur. İslam tekkelerinde de yedi kollu şamdan kullanılmıştır.[5]

Midraş, Moşe Rabenu'nun Menora'yı tam olarak görüp algılayabilmesi için Tanrı Yahve'nin onu, kırmızı, beyaz, siyah ve yeşil ateşlerle çizdiğini, böylece Moşe Rabenu'ya bunu netlikle gösterdiğini ve nasıl yaptıracağını tarif ettiğini anlatır. Tanrı'nın Moşe Rabenu'ya talimatı aynen şöyledir :

"Ve som altından bir şamdan yapacaksın. Şamdanın kaidesi ve kolları çekiçle işlenecek. Sütun başları, çanakları, çiçekleri tek bir parça halinde olacak. Hepsi bir talant altından yapılacak. Bak ve sana dağda gösterilen örneklerine göre yap." Şemot (Çıkış ).

Moşe Rabenu, dağda Tanrı'nın kendisine ateşlerle çizip gösterdiği Menora figürünü aklında tutarak Sinay Dağı'ndan aşağı inmiş çok yetenekli bir çizimci ve sanatçı olan Yeuda Kabilesi'nden Betsalel Ben Uri Ben Hur'a bu Tanrısal gerecin tarifini vermiştir.

Menora'nın boyu, ortalama bir insan boyu ya da biraz daha uzun olacak, ortadaki merkez kolun iki yanında üçer kol daha olacaktır. Kolların başlıklarında badem çiçeği biçiminde içleri saf zeytinyağı ile dolu kaseler olacaktır. Menora tek parça altından yekpare yapılacak, dövme işçiliğiyle, sadece çekiçle vurularak şekillendirilecektir.

Menora yedi kollu oluşu itibariyle, antik Dönem Bilimi'nin 7 ana temeli olan aritmetik, geometri, astroloji, simıa, retorik, müzik ve etniği simgeler.

Menora'nın 7 ışığı yaradılışın 7 gününü sembolize eder. Altı çalışma günü ve yedinci dinlenme gününü yani Şabat'ı.

Menora aynı zamanda İsrailoğulları'nın Mısır'ı terk edişleri ile Sinay Dağı eteklerinde Tora'yı alışları arasında geçen 7 haftayı (Şeva Şavuot) temsil eder. Bu bağlamda Menora; özgürlüğe kavuşma mutluluğu ile bir disiplin zorunluluğu arasındaki zamanı simgeler ki, disiplinsiz özgürlüğün hürriyet değil, başı bozukluk olduğu düşüncesinin temelini oluşturur.[4]

Yedi kollu şamdan, aynı zamanda 'de kurulan İsrail'in devlet amblemidir [6] ve Kudüs’te Knesset’in önünde devâsâ bir

Saray’daki yedi kollu şamdan

Eski Türkiye'de bir cumhurbaşkanı veya başbakan veya ünlü bir kişi, Hahamlarla, papazlarla bir araya gelse,  Yahudi ve Hıristiyanlık inancının sembollerinden biri de hediye edilse dinci medya bin bir başlık atardı.

Aynı şekilde bir cumhurbaşkanı veya başbakan veya ünlü bir kişi, dini kimliğini kıyafetiyle gösteren kişileri misafir etseydi (sözüm onlara) ulusalcı, çağdaş, laik olduğunu iddia eden medyada bin bir başlık atardı. 

Aralık ayının son haftasında Sayın Erdoğan bir çok hahambaşını, Saray'da ağırladı. Hahamlar günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, 'yedi kollu şamdan' hediye ettiler.

Bu şamdan, Yahudilik inancının en önemli sembollerinden. Dahası İsrail devletinin resmi amblemlerinden birisidir. 

Ama ne dinci medyadan ve ne de dün 'tarikatlar başbakanlıkta' başlığını atan sözde ulusalcı medyadan tek yorum gelmedi. 

Hahamlar, Sayın Erdoğan'a, kendi inançları dahilinde dua ettiler. O meşhur barış, kardeşlik kavramlarını dillendirdiler. 

Sayın Erdoğan ise Nas'a rağmen (ki, Allah katında tek din İslam'dır' Ali İmran 19) üç semavi din vurgusu yaptı.  

Yahudilerin tarih boyu zulüm gördüklerini ve Yahudilere nasıl Osmanlı sahip çıktıysa kendilerinin de sahip çıkacağını, ifade etti. 

yılında 'Bizim, İsrail'e ihtiyacımızın olduğunu kabul etmemiz lazım' diyen Erdoğan, Hahambaşılara da, "Türkiye-İsrail ilişkileri bölgemizin istikrarı ve güvenliği bakımından hayatidir. Bu konuda özellikle sizlerin desteğini önemsiyorum. İşbirliğimizi geliştirmeye yüksek potansiyelimizi daha iyi değerlendirmeye hazırız" dedi. (İsrail ile dost olmamız için yardım edin çağrısı yaptı)

Ne var bunda, diyenler olabilir. Bende ne yok, bunda, diye soruyorum.

Örneğin Sayın Erdoğan neden BM'de gösterdiği o haritayı, Hahambaşılara gösterip, İsrail'in bir terör devleti olduğunu, ifade etmedi. 

Öyle ya! Birleşmiş Milletler genel kurulunda bu tabir kullanılabiliyorsa, Hahambaşılar karşısında da kullanılabilirdi. 

İsrail'in ve bizdeki medyanın tarifi ile 'fanatik Yahudilerin' İslam'ın kutsallarına ve Müslümanların can, mal, namuslarına saldırıları gündem edilebilir ve Hahambaşılardan, İsrail ve fanatik Yahudilere karşı, 'durun, bu yaptığınız insanlık suçudur' çağrısında bulunma talepleri dile getirebilirdi. Ama hiçbiri gündeme gelmedi. 

Geçen yılki Ramazan ayının hatırlayan var mı?

İsrail, asker ve polis ile Mescid-i Aksa'ya basmış, Kıble Mescidi'nin içinde namaz kılan cemaate ses bombaları ve plastik mermiyle saldırmıştı. 

Kudüs'teki bu saldırılar Ramazan ayı boyunca devam etmişti. Dünyadan sözde tepkiler yükselmiş ve İsrail 21 Mayıs ateşkes ilan etmişti. 

O kanlı Ramazan'ı herkes unutmuş gibi!

Oysa o Ramazan'da 66'sı çocuk Müslüman, İsrail tarafından katledildi. 'den fazla kişi yaralandı.

18 hastane yıkıldı. 3 cami yıkıldı, 40'a yakın cami ağır hasar aldı. ev yıkıldı, ev ağır hasar aldı.

İsrail vahşeti bitti mi? Hayır. Her gün aynı katliamlar, aynı din terörü, aynı soykırım, aynı vahşet, aynı gasp, talan devam ediyor.

Bir daha sorayım: Bu Hahambaşılardan, İsrail'in inanç terörüne, devlet terörüne karşı tek laf ettiklerini duydunuz mu, gördünüz mü?

Siyasi hayatı boyunca, 'Filistin davası bizim davamızdır' diyen Sayın Erdoğan'ın, Hahamlara olan bu ülfetini ve İsrail ile ısrarla dost olma gayretini nasıl yorumlamamız lazımdır?

Işıklar Bayramı

Yahudi olmayan topluluklar arasında dokuz kollu şamdan ile yedi kollu şamdan arasındaki farkı bilenlerin sayısı çok azdır. Dokuz kollu şamdanın bilinen adı ‘hanukiya’dır. İçerisinde bulunduğumuz günde yani Hanuka Bayramı’nda yakılır. Bir kutlamayı ve yeniden başlangıcı temsil eder. Sekiz gün süresince her gün bir mum yakılır. Yakılan her mumun ayrı bir anlamı vardır. Mum yakma riüteli şu şekilde yapılır: Özel bir dua ile Hanuka Bayramı’nda her gün bir mum, evin bireyleri tarafından yakılır. Bütün mumları yakan Şamaş adında bir mum vardır. Birinci gün bir mum ve Şamaş toplamda iki mum, ikinci gün diğer iki mum ve Şamaş olmak üzere üç mum, üçüncü gün üç mum ve Şamaş olmak üzere dört mum ve sekizinci gün ise sekiz mum ve Şamaş olmak üzere dokuz mum yakılır. Böylece bir Hanuka boyunca toplam kırk dört mum yakılmış olur. Şamaş bu toplama dahil edilmezse otuz altı mum yakılmış olur. Bu mum sayısı tesadüfi olmayıp belirli bir mesajı içermektedir. Bazı Yahudi kaynakları otuz altı mumu Babil zamanında okunan Talmud’a bağlar.

Yakılan hanukiya için bazı kurallar da belirlenmiştir. Örneğin, hanukiya yakıldıktan sonra mumlar bitene kadar söndürülmez, hanukiya en az yarım saat yanmalıdır, ancak cuma geceleri güneş batmadan yarım saat önce yakılması gerektiğinden o gün en az bir saat yanmalıdır. Yanar haldeki bir hanukiya hareket ettirilmez veya yanan bir hanukiya’nın ışığından istifade edilmez. Bu yüzden odada başka bir ışık açık bırakılmalıdır.

Gelelim, hanukiya ile en çok karıştırılan, ancak İbrani kimliğinin önemli bir sembolü olan ‘menora’nın anlamına… Menorah, Hz. Musa’nın gördüğü yanan çalıyı betimlemektedir. Eski zamanlarda Kudüs’te tapınağın var olduğu zamanlarda Kohen, yani Yahudi rahip olarak da tanımlanabilen görevli kişi tarafından günde iki kere Tanrı’nın dünyaya ışık saçmasını dilemek için yakılırmış. Menora üzerinde yedi ayrı kol vardır. Tek bir gövdeden ayrılan bu kollar, bilgeliğin dünyaya ışık yardımıyla yayılmasını sembolize eder.

Birbirine çok karıştırılan bu iki önemli sembol aslında aynı mesajı, yani bilgeliği, barışı, ışığın güvenini ve bizlere yol göstermesini temsil eder. Tek fark dokuz kollu olanının belirli bir zaman diliminde, yani  İbrani takvimine göre Kislev ayının 25’inde başlayarak sekiz gün boyunca yakılması; diğerinin ise dünya var oldukça ışığını bizlerin üzerinden eksiltmemesini gösterir.

Işığınız bol olsun! İyi bayramlar…

 

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır