yetim hakkı ile ilgili ayetler / Yetim Ne Demek? | Deniz Feneri Derneği

Yetim Hakkı Ile Ilgili Ayetler

yetim hakkı ile ilgili ayetler

Kul Hakkı Nedir? Kul Hakkı İle İlgili Ayetler Ve Hadisler

Haberin Devamı

 Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istenmediği bir şey yapması, onu alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmekte bir kul hakkıdır. Bunun helalliği ise hakkı yenen ve hak yiyen kişi arasında olacaktır. Başka biri bu günahı bağışlayamaz. Helallik alma şartı aranmaktadır.

Kul Hakkı İle İlgili Ayetler ve Hadisler

 Duha Suresi 9. Ayet;

 " Öyleyse yetimin hakkını sakın yeme. "

 Fecr Suresi Ayet;

 " Hayır, hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. "

 Nisa Suresi Ayet;

 " Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş dolduruyorlar. Zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. "

 Peygamber efendimiz Hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur;

 " Kim ki yetimin hakkını yer ise ahirette o kişi iflas eder. "

 Bir diğer hadis- şerifte de kul hakkı yemenin vebali için şu şekilde bahsedilmiştir;

 " Kim birinin hakkını yediyse ahirette zor duruma düşmemek için o kişinin gönlünü alın, helalleşin. Borcu olan bir kişi cennete giremez. "

Yetim İle İlgili Ayetler Nelerdir?

Kur'an fihristi, Kur'an-ı Kerim'de bulunan ayetlerin konularına göre düzenlenmiş bir indekstir. Bu indeks, Kur'an'da bahsedilen konuların alfabetik bir şekilde sıralandığı ve her konunun hangi ayetlerde geçtiğini belirten bir referans kaynağıdır. Kur'an fihristi, Kur'an okuyucuları için oldukça faydalı bir araçtır ve Kur'an'ın içeriğini daha iyi anlamalarına yardımcı olur.

YETİM Ayetleri Nelerdir?

Yetim ile ilgili ayetler de bu noktada sık sık araştırılan konulardan birisi olarak öne çıkmaktadır. Kuran-ı Kerim’de Yetim ile ilgili ayetler yer almaktadır

YETİM İle İlgili Ayetler Nedir?

Bakara Suresi, ayet:

Hani İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.

Bakara Suresi, ayet:

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

Bakara Suresi, ayet:

Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışadır. Hayır olarak her ne yaparsanız, Allah onu şüphesiz bilir."

Bakara Suresi, ayet:

Hem dünya (konusun)da, hem ahiret (konusunda). Ve sana yetimleri sorarlar. De ki: "Onları ıslah etmek (yararlı kılmak) hayırlıdır. Eğer onları aranıza katarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozgun (fesad) çıkaranı ıslah ediciden bilir (ayırt eder). Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. Şüphesiz Allah güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir."

Nisa Suresi, 2. ayet:

Yetimlere mallarını verin ve murdar olanla temiz olanı değiştirmeyin. Onların mallarını mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu, büyük bir suçtur.

Nisa Suresi, 3. ayet:

Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin). Bu, sapmamanıza daha yakındır.

Nisa Suresi, 6. ayet:

Yetimleri, nikaha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü, hemen onlara mallarını verin. Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da artık maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, onlara karşı şahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.

Nisa Suresi, 8. ayet:

(Mirası) Bölüşme sırasında yakınlar, yetimler ve yoksullar da hazır olursa, onları ondan rızıklandırın ve onlara güzel (maruf) söz söyleyin.

Nisa Suresi, ayet:

Gerçekten, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş doldurmuş olurlar. Onlar, çılgın bir ateşe gireceklerdir.

Nisa Suresi, ayet:

Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü, Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.

Nisa Suresi, ayet:

Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki: "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. (Bu fetva,) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size kitapta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.

En'am Suresi, ayet:

"Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiçbir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz."

Enfal Suresi, ayet:

Bilin ki, 'ganimet olarak ele geçirdiğiniz' şeylerin beşte biri, muhakkak Allah'ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah'a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir'de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, herşeye güç yetirendir.

İsra Suresi, ayet:

Erginlik çağına erişinceye kadar, -o da en güzel bir tarz olması- dışında yetimin malına yaklaşmayın. Ahde vefa gösterin. Çünkü ahid bir sorumluluktur.

Haşr Suresi, 7. ayet:

Allah'ın o (fethedilen) şehir halkından Resûlü'ne verdiği fey, Allah'a, Resûl'e, (ve Resûl'e) yakın akrabalığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Öyle ki (bu mallar ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir devlet olmasın. Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası (ikabı) pek şiddetli olandır.

İnsan Suresi, 8. ayet:

Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.

Fecr Suresi, ayet:

Hayır; aksine, siz yetime ikram etmiyorsunuz.

Beled Suresi, ayet:

Ya da açlık gününde doyurmaktır,

Beled Suresi, ayet:

Yakın olan bir yetimi,

Beled Suresi, ayet:

Veya sürünen bir yoksulu.

Duha Suresi, 6. ayet:

Bir yetim iken, seni bulup da barındırmadı mı?

Duha Suresi, 9. ayet:

Öyleyse, sakın yetimi üzüp-kahretme.

Ma'un Suresi, 2. ayet:

İşte yetimi itip-kakan;

 

GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

Son dakika haberler, köşe yazılar, ekonomi, magazin, siyaset, spor gündeminin tek adresi monash.pw; monash.pw haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, haberler izinsiz olarak kopyalanamaz ve başka yerde yayınlanamaz.

Yetim Hakkı ve Yetime Yardım ile ilgili ayetler

(Hatırlayın!) Hani biz İsrailoğullarından: “Yalnızca Allah’a ibadet edin, anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve miskinlere/ihtiyaç sahibi yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzel söz söyleyin. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç (büyük çoğunluğunuz) sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam etmektesiniz. (2/Bakara 83)

İyilik, yüzünüzü doğu ya da batı cihetine dönmeniz değildir. (Gerçek anlamda) iyilik, Allah’a, Ahiret Günü'ne, meleklere, Kitab’a ve nebilere inananların; sevmesine rağmen malı, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve kölelere verenlerin; namazı kılıp, zekâtı verenlerin; söz verdiklerinde sözlerine bağlı kalanların; fakirlik, hastalık ve savaş zamanında sabredenlerin yaptığıdır. İşte bunlar sadık olanlardır. Bunlar takva sahiplerinin ta kendileridir. (2/Bakara )

Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: “Hayır olarak infak ettiklerinizi; ebeveyne, akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa (verin). Hayır olarak ne yaparsanız, şüphesiz ki Allah onu bilir.” (2/Bakara )

(Allah, düşünesiniz diye) dünya ve ahirete dair hükümlerini size açıklıyor. Sana (velayetlerini üstlendikleri, evlerinde onlarla beraber yaşayan ve mallarını kullandıkları) yetimlerden soruyorlar. De ki: “Onların (mallarını) ıslah etmeniz (koruyup, çoğaltmanız) onlar için daha hayırlıdır.” Şayet mallarını mallarınıza karıştırırsanız onlar sizin kardeşlerinizdir. (Bunda bir sakınca yoktur.) Allah (sizden) bozguncu olanla ıslah edeni bilir. Şayet Allah dileseydi (onların mallarına dokunmamanızı, şayet dokunursanız bozulandan mesul olacağınızı söyleyerek) sizi zora sokabilirdi. Şüphesiz ki Allah, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (2/Bakara )

Yetimlere mallarını verin ve (onların mallarından iyiyi alıp, kötü olanı onlara vererek) pis ile temizi değiştirmeyin. (Yetimlerin) mallarını, mallarınıza (karıştırarak) yemeyin. Şüphesiz ki bu, büyük bir günahtır. (4/Nisâ 2)

Yetimler hakkında adil olamayacağınızdan korkarsanız, (yetim olmayan) kadınlardan hoşunuza giden iki, üç, dört (kadını) nikâhlayın. Şayet (kadınlar arasında) adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, bir eşle veya cariyelerinizle yetinin. Haksızlık yapmamanız için en uygun olan budur. (4/Nisâ 3)

Evlilik çağına ulaşıncaya kadar yetimleri sınayın. Onların (evlenecek) olgunluğa ulaştığını sezerseniz, mallarını onlara verin. Onların büyüyüp (mallarını alacakları korkusuyla) israfla ve çabucak mallarını yemeyin. Her kim zengin olursa (onların mallarından yemesin,) iffetli davransın. Kim de fakir olursa örfe göre yesin. (Olgunluğa eriştiklerini görüp) mallarını onlara verdiğinizde şahit tutun. Hesap gören olarak Allah yeter. (4/Nisâ 6)

(Miras) bölüştürmede akrabalar, yetimler ve miskinler/ihtiyaç sahibi yoksullar hazır bulunursa, (mirastan) onları faydalandırın ve onlara güzel söz söyleyin. (4/Nisâ 8)

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı endişe duyanlar, (velayetleri altında olan yetimler konusunda Allah’tan) korksunlar. (Geride bıraktıkları öz evlatlarına nasıl davranılmasını istiyorlarsa sorumlu oldukları yetimlere de öyle davransınlar.) Allah’tan korkup sakınsınlar ve dosdoğru söz söylesinler. (4/Nisâ 9)

Şüphesiz ki yetimlerin mallarını zulümle yiyen kimseler, ancak karınlarına ateş dolduruyorlar. Ve onlar alevleri dehşet saçan ateşe gireceklerdir. (4/Nisâ 10)

Allah’a ibadet edin, hiçbir şeyi O’na ortak koşmayın. Anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere, miskinlere/ihtiyaç sahibi yoksullara, akrabanız olan komşuya, akraba olmayan komşuya, yanınızda olan arkadaşa, yolda kalmışa ve ellerinizin altında bulunanlara (köle ve cariyelere) iyilik yapın. Şüphesiz ki Allah, kibirli ve böbürlenen kimseleri sevmez. (4/Nisâ 36)

Kadınlar hususunda sana fetva soruyorlar. De ki: “Allah onlar hakkında size fetva veriyor.” Kendileri için (Allah tarafından) yazılmış olan (mirası) vermediğiniz (bununla beraber) evlenmek istediğiniz yetim kadınlar, mustazaf çocuklar ve adaletle davranmanız gereken yetimler (hakkında) Kitap’ta okunan (ayetler yeterli değil mi?) Her ne hayır yaparsanız şüphesiz ki Allah, onu bilir. (4/Nisâ )

Yetimler hakkında okunan ayetlerle ilgili bk. 4/Nisâ,

“Ergenliğe ulaşıncaya dek yetimin malına yalnızca güzellikle yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Hiç kimseye gücünden fazlasını yüklemeyiz. Akrabanız dahi olsa söz söylediğinizde adil olun. Allah’a (verdiğiniz veya O’nun sizden aldığı) sözlere bağlılık gösterin.” (Allah) öğüt alasınız diye size bunları emretti. (6/En'âm )

Ergenlik çağına erişinceye kadar, yetimin malına yalnızca güzellikle yaklaşın. Ahde vefa gösterin. Çünkü ahid, sorumluluktur. (17/İsrâ 34)

“Duvara gelince, o, şehirde (yaşayan) iki yetime aitti. Altında da o ikisine ait bir hazine vardı. Onların babası salih bir kimseydi. Rabbin onların yetişkinlik çağına erişip hazinelerini çıkarmalarını istedi. (Bu,) Rabbinden bir rahmettir. (Bunları) kendiliğimden yapmadım. İşte, sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin hakikati budur.” (18/Kehf 82)

Kâfirlere mühlet tanı. (Çok değil) az bir mühlet. (86/Târık 17)

Yakın (akraba) olan bir yetimi, (90/Beled 15)

O hâlde, sakın yetimi kahretme/hor görüp ezme! (93/Duhâ 9)

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır