yoğurtta demir var mı / Neden Yoğurt ve Pekmezi Birlikte Tüketmemeliyiz ?

Yoğurtta Demir Var Mı

yoğurtta demir var mı

Beslenme tedavilerinin çoğu büyük ölçüde beslenme eksikliklerinin teşhis edilip bunların yerine konmasına yöneliktir. Besinler arasındaki homeostatik dengenin kaybı da sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Özellikle eser elementler adını verdiğimiz vitamin ve mineraller arasındaki bu önemli dengenin kaybı, çeşitli hastalıklara yol açabilir.

Birçok besin, sindirim işlevini ve asimilasyonu tamamlamak için uyum içinde çalışır. Bazıları bu süreçleri engelleyebilir ve alım için rekabet edebilirken, diğerleri de sonuçta bir dizi biyokimyasal döngüyü etkileyebilecek metabolizmaya yardımcı olmak için birlikte gerekli olabilir.

Antagonist ve Sinerjik nedir?

Bazı vitaminler ve mineraller diğer vitamin ve minerallerin emilimini veya işlevini engelleyebilir işte buna "Antagonist" denir. Bu durumda bu mikro besinler vücuda aynı anda alındığında vücuttaki kullanılabilirlikleri yani biyo yararlılıkları azalır.

"Sinerji" (agonist) ise besinlerin doğru miktarlarda alındığı sürece vücuttaki emilim ve işlevini arttırarak güçlü bir birliktelik oluşturmasıdır. Ancak ortamda biri diğerinden büyük sayıda olduğunda birbirlerine karşı zıt etki yarabilirler.

Sinerjik İkili: A Vitamini ve Çinko

A vitamini düzenleyici özelliğini koruyabilmek için yeterli miktarda Çinkoya ihtiyaç duyar. Çinko retinol bağlayıcı proteinin sentezindeki rolü ile A vitamininin taşınmasında rol oynar. Aynı zamanda, A vitamini için elzem bir enzim kofaktörü olan Çinko oksidatif dönüşüm mekanizmasında da yer alır. Bu nedenle A vitamini ve Çinko kaynakları, sinerjist besinlerdir.
A vitamini kaynağı olan balkabağı, brokoli, havuç, ıspanak, karalahana ve koyu yeşil yapraklı sebzeler tüketilirken; çinko kaynağı olan deniz ürünleri, etler, kuru baklagiller ve mantar gibi besinler ile tüketilmesi her iki element açısından da daha etkili olabilir.

  • Bu sinerjiyi sağlamak için örnek yemekler/öğünler:
  • Balık ve yeşil salata
  • Kıymalı ıspanak yemeği
  • Mercimekli salata
  • Ispanaklı nohut yemeği
  • Kırmızı et ve brokoli

Sinerjik İkili: Kalsiyum ve D Vitamini

Kalsiyum ve D vitamini arasında iyi kurulmuş bir sinerjizm vardır. Bu sinerjinin mekanizması; bağırsak mukozasından kalsiyum alımını kolaylaştırmak için meydana gelen Calbindin'in (kalsiyum taşıma proteini) sentezi için gerekli olan olaydır.
D vitamininin en iyi kaynağı güneştir ancak yağlı balıklar, süt ürünleri ve yumurta gibi bazı besinlerden de bir miktar alınabilir. Ayrıca Kalsiyumun en iyi kaynakları da süt ve süt ürünleridir. Bununla birlikte pekmez, susam, yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kurutulmuş meyvelerde kalsiyum bulunmaktadır. Bu noktada hem D vitamini hem de kalsiyum açısından zengin süt ve süt ürünleri bu sinerjizmi destekleyici niteliktedir.

Yapılan çalışmalarda hem meme kanseri hem de mamografi yoğunlukları ile kalsiyum ve D vitamini alımları arasında ters ilişki olduğu gösterilmiştir. Kanser riskini azaltmak için yüksek D vitamini ve kalsiyum alımı, başta kolorektal kanser olmak üzere kanser riskini azalttığını gösteren birçok çalışma da mevcuttur.

Bu sinerjiyi sağlamak için örnek yemekler/öğünler:

  • Yağlı bir balık (somon) ve bol yeşillikli bir salata
  • Ara öğünlerde bir bardak ayran
  • Yeşil yapraklı sebzelerle hazırlanmış omlet

Kalsiyum Antrogonistlerine Dikkat!

Besinlerin bileşiminde bulunan oksalat, fitat gibi öğeler kalsiyum emilimini azaltarak antagonistlerdir. Bunun sebebi tahıllardaki fitik asit veya ıspanak gibi bazı yeşil yapraklı sebzelerde bulunan oksalik asit; kalsiyum ile birleşerek suda erimeyen tuzları oluşturarak ve emilimi azaltmasıdır. Bu bilgiden yola çıkarak aslında ıspanak ve yoğurt ikilisi aslında ne kadar lezzetli olsa da beslenme açısından çok da doğru değildir.

Düşük proteinli diyetler kalsiyum emilimini etkileyebilir ve ayrıca kemik mineral yoğunluğunda bir azalmaya katkıda bulunabilir. Bu nedenle diyetinizde yeterli protein almanız hem kas kaybını önlemek hem de kalsiyum gibi çeşitli minerallerin emilimini bozmamak için oldukça önemlidir.

Tehlikeli İkili: Magnezyum ve Kalsiyum

Magnezyum ve kalsiyum mineralleri gastrointestial sistemde fazlalık olduğunda bağırsak emilimi için rekabet ederler. Bu nedenle Magnezyum eksikliği durumunda kalsiyum eksikliği de ortaya çıkabilir.

Tam buğdaylı ürünler yüksek oranda fitik asit ve magnezyum içerir. Bu ürünler ile kalsiyum kaynağı olan süt ürünlerini ayrı ayrı yemek bizim için iyi olabilir.

Yüksek miktarda doymuş yağ tüketimi, kemik mineralleri olan kalsiyum ve magnezyumun bağırsaklardan emilimini azaltır. Bu nedenle hem kalp ve damar hastalıklarından korunmak için hem de besinlerin vücudumuzdaki etkilerini arttırabilmek için doymuş yağ tüketimimizi sınırlandırmalıyız.

Birlikte tüketilmemesi gereken besinlere örnekler:

  • Kurufasulye ve tereyağ
  • Kuyruk yağı ve kurubaklagiller
  • Tereyağlı pilavlar

Ayrılmak İstemeyen İkili: Magnezyum ve D Vitamini

Magnezyum ve D vitamininin de aralarında bir sinerji vardır. Magnezyum vücudumuza bağırsaklardan emilerek girer, böbreklerden ise atılır. Ancak magnezyumun emilebilmesi için yeterli miktarda D vitamini ve Paratiroid hormonuna ihtiyaç vardır. Bu nedenle ay çekirdeği, kabak çekirdeği, badem, brokoli, patates, fasulye, et, süt, balık, kuru baklagiller, tam tahıllar ve çikolata gibi magnezyumdan zengin besinler D vitamini kaynakları olan yumurta, yağlı balıklar ve süt ürünleri ile tüketilmelidir.

Bu sinerjiyi sağlamak için örnek yemekler/öğünler:

  • Uskumru veya somon ve brokoli, fasulye veya patates
  • Yoğurt ve badem
  • Yulaflı yumurtalı omlet

Ayrılmaz birliktelik: Demir ve C vitamini

C vitamini demir emilimi için en iyi agonisttir. Askorbik asit demirin "ferric" formundan, hücre içinde kullanılabilen "ferrouse" formuna dönüşmesini sağlar. Demirin bu kimyasal mekanizması için C vitamini mutlaka gereklidir. Bu nedenle mikrobesinlerin birlikte tüketilmesi etkilerini arttırır.

Ancak yapılan bir çalışmada, aynı öğünde tüketilen gıdalardan heme olmayan demirin emilimini C vitamini ile artarken, heme demirin emilimi C vitamini alımından etkilenmez.

Bu nedenle özellikle heme olmayan demir kaynakları olan kurubaklagiller, kuruyemişler, yağlı tohumlar, pekmez, kuru meyveler, bulgur ve koyu yeşil yapraklı sebzeler yanlarında C vitamini kaynakları olan portakal, mandalina, greyfurt, kivi, ananas, çilek, limon, kırmızı ve yeşil biber gibi besinler ile tüketilmelidir.

Bu sinerjiyi sağlamak için örnek yemekler/öğünler:

  • Kurubaklagil tüketilirken yanına bol limonlu ve kırmızı/yeşil biberli salata
  • Ara öğünde küçük bir avuç dilediğiniz bir yağlı tohum ve bir narenciye ürünü
  • Çayınıza atacağınız bir parça limon

Gelişimde Kritik İkili: Folat ve B12

Folat ve B12 vitamini birlikte, merkezi sinir sistemi içinde ve nörotransmitter sentezi, hepatosellüler detoksifikasyon, sinir miyelinasyonu ve DNA stabilizasyonu gibi başka yerlerde sayısız biyokimyasal reaksiyonda çok önemli bir rol oynamaktadırlar. B12 eksikliği, folatı aktive eden metiyonin sentaz (MS) enzim aktivitesini azaltarak ikincil bir folat eksikliğine neden olabilir. Bu nedenle B12 vitamini ile Folat sinerjik etkileti sebebi ile tüketilmesi gerekir. Folat içeriği yüksek sebzeler, baklagiller, tahıl gevrekleri, yumurta ve meyve gibi besinler B12 kaynağı olan bazı sakatatlar, kabuklu deniz ürünleri, uskumru, ton balığı, süt, yoğurt, peynir ve yumurta ile tüketilmelidir.

Bu sinerjiyi sağlamak için örnek yemekler/öğünler:

  • Yeşil yapraklı sebzeler ile yapılan omletler
  • Yeşil mercimek salatası
  • Ton balıklı Salata
  • Bulgur pilavı ve yoğurt

Ters ikili: Sodyum ve Potasyum

Sodyum ve Potasyum mineralleri antagonistlerdir. Yüksek sodyum tüketiminin artmış kemik demineralizasyonu, mide kanseri ve böbrek taşı riski ile ilişkili olduğu ve aynı zamanda hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklarla da ilişkilendirildiği yapılan çalışmalar sonucu kanıtlanmıştır. Buna karşın Potasyum vücutta tam tersi bir etki yaratarak yüksek kan basıncını düşürür. Ayrıca Potasyumun bu etkisi, böbreklerde elektrolitlerin kullanımında değişikliklere yol açar bu da kalsiyum rezorpsiyonunun artmasına ve sodyumun vücuttan atılmasına neden olur. Yani sodyum alımını azaltıp, potasyum alımını arttırmak hem bu antagonist ilişkinin olumlu sonuçlanmasına hem de hastalık risklerini önlemek için oldukça önemlidir. Örneğin bu anlamda birçok elektroliti içinde barındıran mineral suları, sodyum oranı düşük potasyum oranı daha yüksek şekilde seçilmelidir.

Yetişkinlerde yapılan çalışmalar hem potasyum hem de magnezyum alımının kalsiyum ile olan sinerjik etkileri, metabolik asidozu azaltarak kemik kütlesinin korunmasında önemli olabileceğini göstermektedir.

Bu dengeyi sağlamak için tüketilmemesi gereken besinler:

  • Mineral suları, sodyum oranı yüksek olanlar
  • Pastırmalı yumurta
  • Patates ile balık
  • Soya sos ve balık

İyi Anlaşamayan İkili: Magnezyum ve Sodyum

Vücutta potasyumun çok azalması ile hipofosfatemi meydana gelir ve bu da magnezyum atılımını uyarır. Magnezyum ayrıca sodyum ile ortak bir renal reabsorpsiyon yolunu paylaşır, bu nedenle artan sodyum magnezyumun idrarla atılması ile sonuçlanır. Bu nedenle Magnezyum ve Sodyum arasında da antagonist bir ilişki olduğunu söylemek mümkündür. O halde magnezyumdan zengin kaynaklar olan bakliyatlar, tahıllar, kuruyemişler, yeşil yapraklı sebzeler, üzüm çekirdeği, tohumlar, pırasa, keten tohumu, yoğurt, kereviz, pırasa ve çavdar gibi besinler tüketilirken

Sodyum içeriği yüksek maden sularının, deniz ürünlerinin, tuzlu peynirlerin ve işlenmiş kuruyemişlerin tüketilmemesi gerekir. Zaten sağlıklı bir beslenme modeli işlenmiş ve tuz içeriği yüksek gıdalardan uzak durmayı temel alır.

  • Ayrıca yüksek kalsiyum, karbonhidrat, alkol ve kafein seviyeleri magnezyum durumunu etkilerken, günlük 30 gramdan az protein alımı da magnezyum emilimini azaltır.
  • Ek olarak yüksek diyet lifi, fitat, oksalat ve fosfat alımları, Magnezyumun katyonlarını bağlayarak emilimini azaltır. Bu nedenle tahılların, ıspanak gibi bazı yeşil yapraklı sebzelerin ve süt, yoğurt, işlenmiş peynir gibi besinlerin çok yüksek miktarlarda tüketilmesi magnezyum emilimini azaltabilir.

Bu ilişkiyi korumak için tüketilmemesi gereken besinler:

  • Ispanak ve yoğurt (farklı öğünlerde ayrı ayrı tüketilebilir.)
  • Tuzlu peynirli börek
  • Pastırmalı pide
  • Sucuklu yumurta

Bu ilişkiyi korumak tüketilmesi faydalı besinler:

  • Ceviz ve diğer yağlı tohumlar
  • Ispanak yemeği ve diğer koyu yeşil yapraklı sebze yemekleri
  • Keten tohumlu bir salata

Neden Yoğurt ve Pekmezi Birlikte T&#;ketmemeliyiz ?

Pekmez; üzüm, dut, incir, elma ve şeker kamışı gibi farklı meyvelerden yapılan geleneksel Türk yiyeceğidir. Besin içeriğiyle sağlıklı bir yiyecek olan pekmez, kimyasal bileşimi sebebiyle enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. İçindeki karbonhidratlar; bebekler, çocuklar, sporcular ve aktif çalışanlar için beslenme açısından önemli olan glikoz ve fruktoz gibi doğal şekerlerdir.1 Ayrıca içeriğinde kalsiyum, potasyum, magnezyum, sodyum, fosfor, sülfür ve yüksek miktarda demir bulunur. Zengin demir oranıyla pekmezin vejetaryen diyetlerinde demir takviyeli gıdalar yerine kullanılması da öneriliyor.2,3

Yoğurt, Streptococcus thermophilus* ve Lactobacillus bulgaricus* kültürleriyle üretilen fermente bir süt ürünüdür. Süte oranla daha besleyici olup protein, kalsiyum, fosfor, B12 vitamini, magnezyum ve çinko açısından zengindir.Yüksek kalsiyum içeriği, düşük maliyeti ve yüksek emilim oranıyla yoğurt en iyi kalsiyum kaynaklarından biridir. Sağlıklı bir yetişkin için önerilen günlük kalsiyum miktarı yaklaşık mg’dır ve bir porsiyon yoğurttaki mg kalsiyum bu önerinin dörtte birini karşılar.5

“Yoğurt” kelimesinin Türkçe “yoğurmak” fiilinden geldiğine inanılıyor. Bu kelimenin yüzyılda göçebe Türk metinlerinde kullanıldığı kayıtlara geçmiş. Ayrıca ishal, kramp, güneş yanığı gibi çeşitli semptomlar ve hastalıkların tedavisi için yoğurdu medikal olarak ilk kez Türkler kullanmış. Daha sonraki yıllarda ise tarçın, bal, meyve gibi malzemelerle karıştırılıp tatlı olarak tüketilmiş.6  Hatta Osmanlı’da Fatih Sultan Mehmet döneminde saraydaki görevlilere pekmezli yoğurt tatlısı veriliyormuş.7  Peki günümüzde de devam eden pekmez ile yoğurdun birlikte tüketimi ne kadar doğru?

Yapılan çalışmalarda kalsiyumun demir emilimini engelleyebildiği gözlemlendi. Bu durum, demir eksikliği riski taşıyan popülasyona kalsiyum alımı önerildiği için ilgi çekmiştir. Ancak bu etkinin gerçekleşmesi için belirli bir kalsiyum oranı gereklidir. mg kalsiyumun süt, peynir, yoğurt gibi besinler aracılığıyla alımının demir emilimini % oranında azalttığı belirlenmiştir.Bu sonuçlara dayanarak pekmez ve yoğurdu birlikte tüketmek yerine ayrı öğünlerde tüketmek, iki besinden de daha fazla yararlanma açısından daha doğru olacaktır. O halde bu durum sadece pekmez ve yoğurt için mi geçerli?

Demir, yiyeceklerde hem demir (hemoglobine bağlı) ve hem dışı (hemoglobine bağlı olmayan) demir olmak üzere iki formda bulunur. Hem demir et ile; hem dışı demir ise et dışındaki besinlerle alınır.9  Araştırmalar sonucunda kalsiyumun hem demir ve toplam demir miktarını azaltıp hem dışı demire önemli ölçüde bir etkisi olmadığı gözlemlenmiştir. Hem demirdeki bu azalmanın nedeni ise kalsiyumun, demirin ilk mukozal* alımını engellemesidir.10

Buradan çıkarılan sonuca göre; hem demir içerdiği için etli yemeklerin, kalsiyum içeren süt ürünleriyle birlikte alınmasında da aynı etki ortaya çıkar. Kebabın yanında ayran içmek, tavuk yemeğinin yanında yoğurt yemek vb. buna örnektir. Hatta pizza, hamburger gibi yaygın yemeklere milkshake veya peynir ilavesi demir emilimini aynı oranda (%) azalttığı için bu durum önemlidir. Özellikle en çok demir ihtiyacı olan çocuklar, gençler ve kadınların demir içeren ana öğünlerle birlikte süt ürünleri tüketimini azaltması öneriliyor.11

Sözlük
*Mukoza: Mukoza veya sümükdoku bazı iç organlar ve dışarıya açılan boşluklarda en dış katmanı oluşturan, ektodermik kökenli, kaplayıcı, sümük (mukus) salgılayan zar. Epitel bir yapıdır. Emilim ve salgılamada görev alırlar.
*Streptococcus thermophilus: Laktik asit oluşturmak için kullanılan probiyotik bakteridir ve yoğurt gibi fermente gıdalarda bulunur. Küresel, oval ve gram pozitiftir.
*Lactobacillus bulgaricus: Çubuk şeklinde gram pozitif bir laktik asit bakterisidir. 

Kaynaklar:

[1] Karababa, E., & Develi Isikli, N. (). Pekmez: A traditional concentrated fruit product. Food Reviews International, 21(4),
[2] Akbulut, M., & Özcan, M. M. (). Comparison of mineral contents of mulberry (Morus spp.) fruits and their pekmez (boiled mulberry juice) samples. International journal of food sciences and nutrition, 60(3),
[3] Inan, Ö., & Özdemir, Y. (). Chemical composition and iron speciation of traditional Turkish fruit juice concentrate (pekmez). Journal of Food Science and Technology (Mysore), 46(4),
[4] Gahruie, H. H., Eskandari, M. H., Mesbahi, G., & Hanifpour, M. A. (). Scientific and technical aspects of yogurt fortification: A review. Food Science and Human Wellness, 4(1),
[5] Rizzoli, R. (). Dairy products, yogurts, and bone health. The American journal of clinical nutrition, 99(5), SS.
[6] Fisberg, M., & Machado, R. (). History of yogurt and current patterns of consumption. Nutrition Reviews, 73(suppl_1),
[7] Güler, S. (). Türk mutfak kültürü ve yeme içme alışkanlıkları. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 26(S 1),
[8] Hallberg, L., Brune, M., Erlandsson, M., Sandberg, A. S., & Rossander-Hulten, L. (). Calcium: effect of different amounts on nonheme-and heme-iron absorption in humans. The American journal of clinical nutrition, 53(1),
[9] Uysal, Z. Hepsidin ve demir metabolizması. VI. Hematoloji İlk Basamak Kursu, Ankara, s, 9.
[10] Roughead, Z. K., Zito, C. A., & Hunt, J. R. (). Inhibitory effects of dietary calcium on the initial uptake and subsequent retention of heme and nonheme iron in humans: comparisons using an intestinal lavage method–. The American journal of clinical nutrition, 82(3),
[11] Hallberg, L., Rossander-Hulten, L., Brune, M., & Gleerup, A. (). Calcium and iron absorption: mechanism of action and nutritional importance. European Journal of Clinical Nutrition, 46(5),

Yoğurdun faydaları nelerdir? Yoğurdun besin değerleri ve vücuda yararları…

Yoğurt insanlar tarafından yüzlerce yıldır tüketilmektedir. Çok besleyicidir ve düzenli olarak yemenin, kalp hastalığı ve osteoporoz riskini azalttığı ve ayrıca kilo yönetimine yardımcı olduğu bulunmuştur. Şimdi yoğurdun sağlık açısından faydalarına daha yakından bakalım

Yayınlanma: - 26 Temmuz Güncellenme:

Yoğurdun faydaları nelerdir? Yoğurdun besin değerleri ve vücuda yararları…

Yoğurt, karbonhidratlar, proteinler, lipitler, mineraller ve vitaminler gibi pek çok besin içeren bir gıdadır. Yoğurtta, B (B1, B2, B3, B6, B9 ve B12), A, C, E vitaminleri, potasyum ve fosfor bol miktarda bulunur, ayrıca vücut sağlığı için çok önemli olan omega-4 ve omega-4 yağları bakımından da zengin bir kaynaktır. Peki, Yoğurdun faydaları nelerdir? Merak edilen tüm detaylar haberimizde…

YOĞURT HAKKINDA

Yoğurt, sütün yoğurt kültürü ile fermente edilmesiyle elde edilen bir süt ürünüdür. Protein ve kalsiyum sağlar ve sağlıklı bağırsak bakterilerini artırabilir. Bazı yoğurtlar, bağırsakların sağlıklı kalmasına yardımcı olabilecek, probiyotikler olarak bilinen aktif ve canlı bakteriler içerir. Yoğurt kalsiyum, B6 ve B12 vitaminleri, riboflavin, potasyum ve magnezyum içerir.

Yoğurdun sağlıklı bir seçim olup olmadığı, tüketen kişiye ve yoğurt türüne bağlıdır. Yoğurtlar, bağırsak mikrobiyotasını artırabilen protein, kalsiyum, vitamin ve canlı kültür veya probiyotik bakımından yüksek olabilir. Bunlar kemikler ve dişler için koruma sağlayabilir ve sindirim sorunlarının önlenmesine yardımcı olabilir.

Az yağlı yoğurt, kilo verme diyeti için faydalı bir protein kaynağı olabilir. Probiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirebilir.

yoğurt sözcü ile ilgili görsel sonucu

YOĞURDUN FAYDALARI

Yoğurdun sağlık faydalarından bazıları şunlardır:

– Astımı tedavi eder

Anti-enflamatuar özellikleriyle yoğurt, astım semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. İçindeki probiyotikler fiziksel olarak aktif hastalardaki ölümcül astım ataklarını önemli ölçüde azaltır.

– Kolesterol seviyelerini düşürür

Düzenli olarak yoğurt tüketimi LDL (kötü) kolesterol seviyelerinde düşüşe sebep olmaktadır. Ayrıca yoğurdun günlük tüketimi kardiyovasküler hastalıklarda azalmaya yol açabilir.

– Saçı besler

Nemlendirici özelliği saçınıza da faydalı olabilir. Kuru, yıpranmış saçları onarmaya yardımcı olur. Saç folikülleriniz yoğurtun B5 vitamini gibi besin maddelerinin bolluğundan ve bunun nemlendirici özelliklerinden uygun bir şekilde beslendiğinden, saç dökülmesi durumları olası değildir. Ayrıca, yoğurt mantar önleyici özelliğe sahiptir, bu da kepek için ideal bir ilaçtır.

– Hipertansiyonu önler

Yoğurt, kan basıncı düzenleyici olarak güçlü bir mineral olan önemli miktarda potasyum içermektedir. Potasyum, sodyumun yeniden emilimini etkili bir şekilde azaltır ve vücuttaki aşırı sodyumun giderilmesine yardımcı olur. Ek olarak, potasyum, kan basıncını düşürmede ve genel kalp sağlığını iyileştirmede çok önemli olan sinir sistemi hücre fonksiyonunu uyarır. Sodyum, yüksek tansiyonun arkasındaki ana neden olarak nitelendirilir; sıklıkla hipertansiyon ve böbrek bozukluklarına yol açar. Günde en az üç porsiyon yoğurt tüketmenin yüksek tansiyon geliştirme riskini azalttığı öne sürülmektedir.

– Vejetaryenler için omega-3 sağlar

Omega-3 yağ asitleri kilo kaybına yardımcı olur, kan basıncını düzenler, iltihaplanmayı azaltır, bilişsel gerileme ile savaşır ve kanseri önler. Süt ürünlerinde omega-3 yağ asitlerinden bol miktarda bulunur. Beslenmesinde et ürünleri kullanmayanlar için yoğurt, omega-3 gereksinimini karşılamak için mükemmel bir seçim olacaktır.

– Bağışıklık sistemini güçlendirir

Düzenli olarak tüketilmesi bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olur ve hastalıklara karşı direncinizi artırır. Yoğurtta bulunan canlı aktif mikroorganizmalar bağırsakta sitokin üreten hücreleri teşvik ederek bağırsak mukozal bağışıklık sistemini harekete geçirir. Gelişmiş bir sindirimin sonuçta ortaya çıkan yararı, bağışıklığı artıracak besinlerin uygun şekilde emilmesidir. Aynı şekilde, iyi bakteri, birçok sağlık koşuluyla bağlantılı olan iltihabı azaltmaya yardımcı olur. Bu sahip magnezyum, selenyum ve çinko aynı zamanda bağışıklık arttırıcı özelliği güçlendirmektedir.

– Kilo yönetimini destekler

Özellikle gramlık bir porsiyon için ortalama 6 gram fakat üretim tekniğine bağlı olarak 10 gr’a kadar olan yüksek miktarda protein içerir. Protein, vücudunuzun gün boyunca yaktığı kalori miktarını artırarak metabolizmayı hızlandırır. İştah kontrolünde, yeterli miktarda protein almak, dolgunluğu işaret eden belirli hormonların üretimini arttırdığından çok önemlidir. Bu nedenle, kilo vermede olumlu olan kalori alımınızı azaltır.

– Ruh halinizi iyileştirir

Yapılan bir araştırmaya göre, sindirim sağlığınız mizacınızı
etkileyebilir. Araştırmalar, probiyotiklerin sindirim sistemi üzerindeki etkilerinden yararlanan kadınların genellikle daha iyi ruh hallerinde olduğunu ve daha az zorlayıcı davranışlar, sinirlilik ve endişe gösterdiğini göstermektedir. Ayrıca, aynı araştırmadan araştırmacılar antibiyotik kullanırken yoğurt tüketiminin ideal olduğunu belirtti. Antibiyotikler midede bulunan hem iyi hem de kötü
bakterileri öldürür; bu nedenle probiyotiklerin yoğurt yiyerek güçlendirilmesi faydalı olacaktır.

– Osteoporozu önler kemik sağlığını artırır

Kalsiyum ve D vitamini eksiklikleri osteoporozun iki ana suçlusudur. Süt ürünleri iyi kalsiyum kaynaklarıdır. Bununla birlikte yoğurt, kalsiyum ve D vitamini ile fosfor, potasyum ve protein gibi kemik sağlığını geliştirmek için diğer temel besin maddelerinin bir kombinasyonuna sahiptir. Birlikte, bu vitaminler, mineraller ve besin maddeleri kemik yoğunluğunu arttırır ve osteoporozu önler.

YOĞURDUN BESİN DEĞERLERİ

g yoğurtta aşağıdakiler bulunur:

Su: 83,56 g
Enerji: 73 kcal
Protein: g
Toplam yağ: g
Karbonhidrat: g
Lif: 0 g
Toplam şeker: 3,56 g
Kalsiyum: mg
Demir: mg
Magnezyum: 11 mg
Fosfor: mg
Potasyum: mg
Sodyum: 34 mg
Çinko: mg
C vitamini, toplam askorbik asit: mg
Tiamin: mg
Riboflavin: mg
Niasin: mg
B-6 Vitamini: 0,06 mg
Folat, DFE: 12 µg
B Vitamini: µg
A Vitamini, RAE: 90 µg
A Vitamini, İÜ: İÜ
E Vitamini (alfa-tokoferol): mg
D Vitamini (D2 + D3): 0 µg
D vitamini: 0 IU
K Vitamini (filokinon): µg
Yağ asitleri, toplam doymuş: g
Yağ asitleri, toplam tekli doymamış: g
Yağ asitleri, toplam çoklu doymamış: g
Yağ asitleri, toplam trans: 0,06 g
Kolesterol: 10 mg
Kafein: 0 mg

Birçok kişi her gün tüketiyor İşte faydalarıİlginizi ÇekebilirBirçok kişi her gün tüketiyor İşte faydalarıGüneş yanıklarına yoğurt ve diş macunu sürülür mü?İlginizi ÇekebilirGüneş yanıklarına yoğurt ve diş macunu sürülür mü?

beyincanlıÇayD vitaminidiş macunuGüneşkanserSağlıkseçimşekersütyoğurtyüksek tansiyon

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır