Yüz yanması, özellikle yaz aylarında çok sık karşılaştığımız durumlardan biridir. İnsanlarda sık sık görülen bu durum bazı insanlarda ciddi bir hal alarak bir hastalık haline gelmektedir. Bu durumlarda sadece yanma insanlarda sorun olmaz, aynı zamanda kişilerde yüz kızarması da meydana gelir. Bu durum eğer bir sorundan kaynaklanıyorsa yanma hissinin yanı sıra kişilerin yüz bölgelerinde şiddetli ağrılara neden olur. Yüz yanması rahatsızlığının birçok farklı nedeni bulunmaktadır. Bu nedenle tek bir nedene bağdaştırılamaz. Yüz yanması, beraberinde yüzde kızarıklık, yüzde kaşıntı, yüzde şişlik gibi durumların oluşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle yüz yanması olan insanların kendilerini ok iyi takip etmeleri gerekmektedir. Aksi durumlarda yüz yanması, hızlı bir şekilde ilerleyerek kişilerde estetik problemlere neden olabilmektedir. İnsanlarda cilt bölgelerinde meydana gelen bu gibi durumlar meydana geldiği zaman ciddi bir öz güven eksikliği ve dikkat dağınıklığı meydana gelir. Meydana gelen bu gibi durumlar ise insanların işlerinin aksamasına neden olmaktadır. Yüz yanması probleminin nedenin bulunması aslında oldukça zordur. Bu durum tedavi sürecinde en önemli şeydir. Çünkü yüz yanması rahatsızlığının nedeni bilinmediği zaman gerekli olan tedaviler de yapılamaz. Fakat bunun için evlerinizde yapabileceğiniz bazı şeyler bulunmaktadır. Yüz yanması, en fazla 48 saati geçmesi durumunda kesinlikle doktora gitmeniz gerekmektedir. Eğer zamanınız varsa bu saati beklemek zorunda bile değilsiniz. Çünkü ilk zamanlarda oldukça basit bir neden olarak görülen bu problemler, ileri ki zamanlarda aniden daha büyük problemlere neden olabilir. Yüz yanmasının sebepleri
Yüz yanması evde için tedavi Bu sorun için öncelikle evde yapılabilecek bazı tedavi yöntemlerini denemelisiniz. Bu tedavi yöntemleri oldukça zararsız olduğu için gönül rahatlığıyla yapabilirsiniz. Öncelikle bir miktar buzu, bir bez parçası içerisine koyarak yüzünüzde meydana gelen yanma probleminin olduğu yerlere uygulayabilirsiniz. Bu şekilde günde üç defa onar dakika yaparak yüz yanması problemini engelleyebilirsiniz. Eğer bu uygulamaya rağmen yüzde yanma problemi ortadan kalkmıyorsa bu durumda içerisinde bulunduğunuz ortamı serin tutmaya özen gösterin. Ortamın serin tutulması insanlarda vücut sıcaklığına direk olarak etki edecek ve yüz yanmasını engelleyecektir. Son olarak evde yapabileceğiniz bir diğer tedavi ise günde iki kez yüz bölgesinin nemlendirilmesidir. Yapılan nemlendirme işlemi yüz bölgesindeki cildin yumuşamasını ve bu şekilde çatlamasını önleyecektir. Son Güncelleme : 16.06.2023 01:43:45 Yüz Yanması ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. |
2 Yorum Yapılmış "Yüz Yanması" Benim 2senedir yüzümde boynumda şiddetli yanmalar vardelirecek gibiyim gitmediğini doktor kalmadı napcam bilmiyorum lütfen yardımcı kimyasala maruz kaldım yüzüm boynum yanıyor ölecek gibiyim Mıray. 14.07.2018 CEVAP YAZ yüzmkizardi yanıyor hala maske yapmış tm ne yapayım ben simdi Mesure. 17.08.2017 CEVAP YAZ |
Avuç İçi Yanması Neden Olur |
Avuç içi yanması neden olur, Çoğunlukla belli bir süre devam edebilen avuç içi yanması, bazı durumlarda kaşıntı, uyuşma ve kızarmayla beraber görülebilir. Fakat bazen uzunca müddetli de olabilmektedir. Epeyce huzursuz edici boyutlara erişebilecek bu ... |
Bacakta Yanma Hissi |
Bacakta Yanma Hissi, birçok hastalığın sadece bir belirtisi olarak görülür ve çoğu zaman bu durma karıncalanma ve uyuşma hisleri eşlik eder. Bacaklarda oluşan bu yanma hissinin süresi ve yanmanın şiddeti bu durumun altında yatan nedene bağlı olarak d... |
Karında Yanma |
Karında yanma, insanların karın bölgesinde oluşan şişkinlik karında yanma hissi yapıyor. Bu şikâyet aslında çok ciddi bir durumdur. Çünkü normalde karında yanma olmaması gerekir. Yapılan sporlar sonrasında ya da kilo almamak için yapılan diyetler son... |
El Ayak Yanması |
El ayak yanması, daha çok yetişkinlerde görülmekte olup geçici sürelerle devam etmektedir. Günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur. Geçici olarak el ayak yanması kimyasal madde alerjisi olan kişilerde ve koşucular da görülmektedir. Bazı ... |
El Yanmasına Ne İyi Gelir |
El Yanmasına Ne İyi Gelir, doku altında ya da dokuda çeşitli bir takım nedenlerden kaynaklanan hasarlara yanık denilmektedir. Yanıkların doğurmuş olduğu tahribata göre 4 gruba ayırmak mümkündür. El yanmaları 2. Dereceden yanıklar kategorisine girm... |
İshal Makatta Yanma |
İshal makatta yanma, Makat bölgesinde yanmalar birçok sebepten olabilir. Bunların içerisinde sürekli ishal durumlarında görülen makatta yanma hissi dışkı yaparken karşılaşılan bir durumdur. Özellikle sürekli tuvalete gitmeye neden olan ishal hastalığ... |
Ayak Parmaklarında Yanma |
Ayak parmaklarında yanma, genellikle insanlarda bacaklarda bulunan sinirlerin herhangi bir darbeye, travmaya bağlı olarak hasar görmesinden kaynaklanmaktadır. Genel olarak ayak parmaklarında yanma sorunu olan insanlarda bu sorun sinirlerin hasar görm... |
Gece Ayak Yanması |
Gece ayak yanması, ayak yanması özellikle geceleri daha belirgin şekilde hissedilir. Ayakta ya da bacaktaki sinirlerde hasar olması, incinme ve diğer sağlık sorunları ayak yanmasına neden olabilir. Bazı hastalarda sürekli hale gelen ayak yanması, baz... |
Peniste Yanma |
Peniste Yanma, Çağın hastalıklarından olan peniste yanma rahatsızlığı çok ciddi bir rahatsızlık türüdür. Çoğunlukla penisin enfeksiyon kapmasından kaynaklı olarak bu rahatsızlığın nüksettiği görülmüştür. İdrar yaparken hastanın boşaltım sırasından ya... |
Kasıklarda Yanma |
Kasıklarda Yanma, Kasıklardaki yanma sorununun genelde birçok hastalığın habercisi olduğu söylenir. Genel olarak kadınlarda oluşan kasık yanmaları erkeklerde de ara sıra görülür. Kasık ağrıları erkeklerde ve kadınlarda farklı durumlarda ortaya çıkmak... |
İlişkiden Sonra Yanma |
İlişkiden sonra yanma, birçok çiftin cinsel hayatında sorunlar yaşamasına neden olan büyük bir problemdir. Cinsel ilişki sonrasında yanma, aslında birçok kişide bir kere bile olsa meydana gelmiş olan bir sorundur. Fakat bu kişilerde genellikle bu yan... |
Erkeklerde İdrar Yaparken Yanma |
Erkeklerde idrar yaparken yanma: Erkeklerde idrar yaparken yanma hissinin oluşmasında birçok neden vardır. Bu nedenlerden ilk önce akla gelen idrar yolu enfeksiyonudur. Erkeklerde idrar yaparken yanma çoğu zaman kişinin idrar yolu enfeksiyonu hastalı... |
Avuç İçi Yanması Neden Olur |
Bacakta Yanma Hissi |
Karında Yanma |
El Ayak Yanması |
El Yanmasına Ne İyi Gelir |
İshal Makatta Yanma |
Ayak Parmaklarında Yanma |
Gece Ayak Yanması |
Peniste Yanma |
Kasıklarda Yanma |
İlişkiden Sonra Yanma |
Erkeklerde İdrar Yaparken Yanma |
İlişki Sırasında Yanma |
Kalp Yanması |
Vajinada Yanma |
Sol Bacakta Yanma Hissi |
Hamilelikte El Ayak Yanması |
Modemde İnternet Işığı Yanmıyor |
Başta Yanma Hissi |
Belde Yanma |
El Yanması |
Kafada Yanma |
Ayak Bileğinde Yanma |
Testislerde Yanma |
Rüyada Ev Yanması |
Makatta Yanma Nasıl Geçer |
Hamilelikte İlişkiden Sonra Yanma |
Göğüste Yanma |
Ayak Altı Yanması |
Koltuk Altı Yanması |
Popüler İçerik |
İlişki Sırasında Yanma İlişki Sırasında Yanma, tamamen sıradan bir kere rastlanacak bir durum olabileceği gibi, önemli bir hastalığın belirtisi de olabilir. İlişki sırasında... |
Kalp Yanması Kalp Yanmasından bahsetmeden önce size kalp hakkında ve kalbin insan vücudu için önemi hakkında bilgi vereceğim. Kalp yaşam organları bakımından iki ö... |
Vajinada Yanma Vajinada yanma, Vajina bayanların cinsel organıdır ve bayanlar için çok büyük bir önem ifade etmektedir. Bu kadar önemli olmasının en büyük nedeni ise... |
Sol Bacakta Yanma Hissi Sol bacakta yanma hissi, çeşitli hastalıkların habercisi olabilir. Çoğu durumlarda bu yanma hissine karıncalanma ve uyuşma da eşlik edebilir. Oluşan b... |
Hamilelikte El Ayak Yanması Hamilelikte el ayak yanması gebelik çağının en çok karşılaşılan rahatsızlıklarından biridir. Anne adaylarınını bu dönem içinde en çok zorlayan etkenle... |
Modemde İnternet Işığı Yanmıyor Modemde İnternet Işığı Yanmıyor, İnternet Servis Sağlayıcısı yani ISS tarafından İnternet portuna erişim yapıldığında ve ip alındığında İnternet Işığı... |
Cilt hastalıkları, bazı sistemik hastalıklar ve fizyolojik olarak karşı karşıya kaldığımız iki problem; yüzde kızrıklık-eritem ve yanma ve kızarma atakları olan flushing...
Derimizde kızarma-eritem belki de hepimizin zaman zaman yaşadığı bir problem. Ancak bunların sıklığı, kalıcılığının artması ve eşlik eden yanma problemlerin varlığı kişisel, psikolojik ve sosyal ciddi bir problem haline gelmektedir.
Deride kızarma-eritem derinin mikro-dolaşım sistemini oluşturan kapiller damarların genişleyerek oksijenden zengin hemoglobinin artmasından kaynaklanmaktadır. Deride kapillerde bu genişleme sinirsel uyarıdan yada histamin gibi mediatörlerden kaynaklanabilmektedir. Deride kapiller sinirsel uyarım otonom sinir sisteminin kontrolü altındadır. Otonom sinir sistemi deride kapiller dışında terlemeyi de kontrol etmektedir.
Deride ısı artışı ile birlikte eritem gelişimi temelde damarsal yapıların dış kısmında bulunan düz kasların direkt etkilenmesi yada bunları kontrol eden sinirsel vazomotor sistemin etkilenmesinden kaynaklanmakta. Mazomotor sistemin etkisi merkezi ve periferik sinir sisteminden kaynaklanmakta.
Flushing sıklıkla blushing alanları olarak tarif edilen yüz, boyun, gövde üst kısmı, omuz ve kollarda olmakta. Bu alanlarda kan dolaşımının daha fazla olması ve bu alanlarda kan akımı düzenlenmesinin daha farklı olması rol oynamakta.
Flushing sıklıkla yüz ve boyunda olmak üzere(daha az sıklıkla gövde üst kısmı, karın, el içi ve ayak tabanında olmakta) deride ritmik/ritmik olmayan ataklar şeklinde başlayan kırmızılık, hatta buna eşlik eden sıcaklık hissinde artış, yanma ve terleme artışına verilen genel tanımlamadır. Başlangıçta kırmızılık sadece ataklar ile paralel olarak gelip geçici iken zamanla kalıcı olmaya başlamakta hatta hafif kılcal damar artışları da eklenmektedir. Yeni damar oluşumu genişlemiş damarlarda deoksihemoglobinden kaynaklanmakta. Flushing basit bir nedenle ilişkili olabileceği gibi ciddi bir sistemik hastalıkla da ilişkili olabilmektedir.
Flushing ataklarında kızarıklık ile birlikte terleme artışı var ise buna “ıslak flushing” denilmektedir ve neden olarak otonom sinir sistemi düşünülmelidir. Flushing ataklarında kızarıklık ile birlikte terleme yok ise buna “kuru flushing” denilmektedir ve neden olarak deride kan dolaşımında histamin gibi meditörlerin lokal yada sistemik artışı düşünülmelidir. Bu nedenle flushing ile birlikte terlemenin varlığı önemlidir. Örneğin fizyolojik flushing ve menopozal flushing ıslak flushing iken niasinin neden olduğu fushing kuru flushingdir.
Yanaklarda damarlar diğer anatomik alanlara göre daha büyük çaplı ve deri yüzeyine yakındır. Bu özellik yüzde kızarmanın neden yanaklarda daha fazla olduğunu açıklamaktadır.
Kızarmada ve flushingde deri renginde farklılıklar olmakta. Bu damarlardaki kandaki hemoglobinin oksijen seviyesi ile de ilişkilidir. Örneğin rosaceada yüzde kızarma daha canlı kırmızı iken polisitemi (kanda eritorisit fazlalığından kaynaklanana bir kan hastalığı) gibi hemoglobinde oksijenizasyonun azaldığı durumlarda canlı kırmızılık yerine parmaklar, kulak memesi, dudak ve dilde daha yoğun hatta morumsu- siyanoze bir flushing olmaktadır.
Yüzde eritem sıklıkla basit ve fizyolojik bir sürecin belirtisi olabileceği gibi daha ciddi sistemik hastalıkların ilk belirtisi olabileceği unutulmamalıdır.
Yüzde flushing ataklar halinde seyrediyor ise sistemik olarak damarları etkileyen(vazoaktif) mediyatörler yada ilaçlar ilk olarak akla getirilmelidir. Flushing ataları sık ve uzun sürmeye başladığında artan kan dolaşımı telenjektazi(kılcal damar artışı) ve mevcut damarlarda daha belirginleşmeler neden olmakta.
Yüzde yada vücutta kızarma yada flushing olan hastalarda iyi bir klinik öykü alınmalıdır. Bu öykü hastalığın ön tanısı, istenebilacek kan tahlillleri ve tedavnin seçiminde son derece önemlidir.
Örneğin kızarma atakları flushing ile birlikte 2 haftadan daha uzun süren ishal ataklarının varlığı ve flushing eşlik eden bronkospazm, baş ağrısı, kan basıncında düşme, taşikardi, karın ağrısı, ürtiker yada kaşıntının varlığında akla sistemik hastalıklar getirilmelidir.
Hasta muayenesi ve değerlendirmesinde kızarma ve flushing hangi faktörler ile arttığı sorgulanmalıdır. Yiyecekler, içecekler, ilaçlar, agzersiz, sters, duygu durumu ve mesleki koşullar sorgulanmalıdır.
Kan tahlilleri gerekir ise istenebilir. Serum serotonin, triptaz, chromogranin A ve histamin, 24 saatlik idrarada 5-hidroksiindolasetik, vanilmandelik asit, norepinefrin, metaepinefrin ve prostaglandin D2 gibi. Bu değerlerdeki yükselme karsinoid sendrom, feokromasitoma ve mastoistozisi düşündürmelidir. Bu değerler normal ise;
Sistemik bir hastalık desteklenmediğinde anksiyete, psikiyatrik bozukluklar, idyopatik flushing akla getirilmelidir.
Bazı yiyecek maddeleri ve içerikleri eriem ve flushing neden olmakta; tiramin, histamin, sülfitler, nitritler, alkol, aldehid, monosodyum glutamate, capsaicin, cigua toxin (bir balık) gibi.
Heyecan, sinirlenme yada yoğun duygusal durumlarda hemen hemen herkes de düşük yoğunlukta ve kısa süreli kızarmalar olmaktadır. Buna “Blushing” denilmektedir.
Çevresel ısı bir çok kişide kızarmaya neden olmaktadır. Sauna gibi dış ısının çok yüksek olduğu durumlar ve yada aşırı bedensel egzersizlerde fizyolojik kızarmaya neden olabilmektedir.
Aslında beyinde ön hipotalamusta vücut ısı düzenleme merkezi ısı artışına karşı kan damarlarının genişlemesi ile cevap vermekte buda kızarmadan sorumlu olmaktadır.
Sıcak içecek ve yiyeceklerin tüketilmesi ağızda sıcaklık artışı, hipotalamusun uyarılması ile kızarmadan sorumludur. Örneğin sıcak kahve içeriğindeki kafeinden daha çok sıcak olması nedeni ile kızarmaya neden olmaktadır. Bazı hastaların kızarmada sırasında buz emerek ağız içerisinde sıcaklığı düşürmesi ve hipotalamus ısı merkezini düzenlemesi ilk 20-30 dakika içerisindeki flushinglerde etkili olmaktadır.
Kızarma bazı fizyolojik özel durumlarda artabilmektedir. Örneğin menopozal dönemde.
Ateş en sık flushing yapan nedendir. Özellikle gece terlemesi tipiktir. Ateş enfeksiyon yada enfeksiyon olmayan nedenlerden kaynaklanabilmektedir.
menopoz öncesi, menopoz ve sonrası dönemde kadınların % 50-85 inde flushing ve terleme artışı gözlenmektedir. Benzer şikayetler prostat kanseri nedeni ile gonadotropin-releasing hormon analogları; buserelin gibi tedavide kullanan erkeklerde de görülmektedir. Menopoz sonrası kadınlarda bu şikayetler 1-5 yıl sürebilmektedir. Hatta 10 yıl süre kadınlarda bulunmaktadır.
Bu kadınlarda özellikle yüz ve başta sıcaklık artışı ile birlikte flushing gözlenmektedir. Bezen bu sıcaklık ve flushing boyun ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilmektedir. Bu şikayetlere kalp çarpıntısı da eklenebilmektedir. Flushing sonrası kadınlarda hafif üşüme ve titreme ile ruhsal gerginlik hissedilmektedir. Ataklar 3-5 dakika sürmekte, günde 20 den fazla atak olmaktadır. Bu flushing atakları sıcak hava, stres, alkol alımı ile daha fazla ortaya çıkmaktadır. Flushing ataklarının gece artışları hastada uykusuzluk, gerginlik ve yorgunluklara neden olmaktadır.
Menopozal dönemde östrojenin azalması ve buna bağlı olarak LH yükselmesinden kaynaklanmaktadır. Bu flushingde bazı nörotransmitterlerde rol oynamaktadır. Noradrenalin ve diğerleri gibi. Bu flushinglerde clonidine içeren α2-adrenerjik agonistleri tedavide etkili olmaktadır.
Veralipride(antidopaminerjik ilaç) menopozal flushin şikayet ve sıklığını azaltmaktadır.
Bazı ilaçlar menopozal flushing arttırabilmektedir. 4-hydroxyandrostenedione, danazol, tamoxifen, clomiphene citrate ve leuprolide gibi.
Alkol alımı menopozal flushing arttırabilmektedir.
Corticotropin- releasing hormon, doxorubicin ve niasin flushing neden olmaktadır.
Sildenafil citrate % 12 oranında flushing neden olmaktadır.
Morfinin sistemik kullanımı yüz, boyun, omuzlarda flushing neden olmaktadır. Bunu histamin mediatörü üzerinden yapmaktadır.
Epidural yada eklem içerisine kortizon uygulamalarında yüzde flushing, genel vücutta eritem oluşabilmektedir.
Bunları dışında ; tüm damar gevşetici ilaçlar; nitrogliserin, prostoglandinler, kalsiyum kanal blokörleri, mail nitrat ve butil nitrat, kolinerjik ilaçlar(metrifonate, antihelmitik ilaçlar), bromokriptin, TRH, tamoxifen, cyproterone asetat, oral triamcinolone, siklosporin, rifampin gibi flushing yapmakta.
Bazı topikal ilaçlar( immunomodülatör tacrolimus gibi) topikal cilde özellikle yüze uygulandığında ve sonrasında azda olsa alkol alımında yüzde aşırı kızarma yapabilmektedir. Bu tacrolimus kullanan hastaların % 7 sinde gözlenmektedir.
Hipertansiyonda Kullanılan ACE inhibitörleri bazı hastalarda yüzde flushng neden olabilmektedir.
Flushing narkotik analjeziklere bağlı olarak ortaya çıkabilmekte hatta anafilaksiye neden olabilmektedir. Bunların dışında lidokain, morfin, kodein, D-tubocurarine, metocurine, etomidate, thiopental, succinylcholine, enflurane ve isofluraneda aynı reaksiyona neden olabilmektedir.
Bunların dışında aspirin, NSAIDs, polymyxin B sulfate, anticholinergic ilaçlar, alkol, travma hatta stres bile reaksiyon ataklarına neden olmaktadır.
Tüm vazodilatatör(damar genişletici) ilaçlar flushing yapmakta( nitrogliserin, nitrik oksitler, sildenafil citrate, kalsiyum kanal blokerleri; nifedipine, verapamil, diltiazem gibi)
Sistemik triamcinolone yada eklem içi yapılan triamcinolone flushing yapabilir.
Yüksek doz metilprednizolone kullanımı
Asya ırklarında özellikle Batı Asya (Japon, Çin ve Kore) az miktarda alkol alımı sonrası aşırı flushing gelişebilmektedir. Flushing eşlik eden bulantı ve taşikardi gelişebilmektedir. Bu kişilerde kanda asetaldehid yüksek bulunmuştur. Bunun nedeni karaciğerde aldehid dehidrogenaz 2 eksikliği olabilir. Ethanol yama testi uygulama alanında deride aşırı eritem olması bunu desteklemektedir.
Bu enzim Hodgkin enfomada ve hipereosinoflik sendromda flushing yapabilmektedir.
Alkolün vücutta metabolitlerde flushing yapmakta, örneğin asetaldehid potent bir flushing ajanıdır.
Chlorpropamide(DM kullanılan kan şeker düşürücü ilaç) ile çok az miktarda alkol alımı bile birkaç dakika içerisinde aşırı flushing neden olabilmektedir.
Alkol alımı ile birlikte flushing de terleme olmayabilir. Ancak çarpıntı, tansiyon düşmesi ve hızlı nefes alma ortaya çıkabilmektedir.
Alkol alımı sonrası diğer flushing yapan nedenler; menopoz, karsinoid sendrom, medullar tiroid karsinoma ve bazı lenfomalarda flushing görülebilmektedir.
Trikloretilen kanserojendir ve flushing neden olmaktadır. Bu alkolü içecekler içerisinde gaz halinde bulunmakta ve solunduğunda probleme neden olmaktadır. Bu problemler; deride döküntüler, yüz, boyun ve omuzlarda eritem, hatta kusma ve bulantı gelişebilmektedir.
Alkol bağımlılığı tedavisinde kulanılan disulfuram aldehid dehidrpgenaz enzimini inhibe etmekte buda alkol alımı ile flushing, kusma, bulantı ve hipotansiyon nausea, vomiting, hipotensiyona neden olmakta.
Mesleki nedenler ile alkol ve diğer kimyasalara maruz kalındığında flushing gelişmektedir. Örneğin klorpropamid alkol ile birlikte alındığında flushing, baş ağrısı, hipogliemi yapmakta.
Alkol ile sulfonilüre içeren ilaçlar birlikte kullanıldığında hastaların 10-30% unda hipoglisemi ve flushing gelişmekte.
Topikal tacrolimus ve steroid kullanımı alkol ile yüde flushing yapabilmektedir.
Alerjik reaksiyonlarda yüzde kızarma ve ısı artışı olabilmektedir.
Anafilaksi hayatı tehdit eden genel bir reaksiyonel durumdur ve flushing gözlenmektedir. Bunun dışında ürtiker döküntüleri ve anjioedem klinik olarak diğer bulgulardır. Bunların dışında hipotansiyon, solunum zorluğu, sisndirim sistem problemleri, burun akıntısı, baş arısı ve göğüste ağrı olabilmektedir. Anafilaksi alerjik bir reaksiyondur. Hastaların 1/ 3 de neden bulunamaz.
Acılı ve ekşi yiyecekler yüzde flushing neden olabilmektedir. Bu otonomik sinir sistemi üzerinden olmaktadır.
Monosodyum glutamat (MSG) flushing neden olmaktadır. MSG kırmızı biber, diğer acılar, yiyeceklerde katkı maddeleri, sıcak içecekler ve alkolde bulunmaktadır.
Tuna balığı birkaç saat sıcak ortamda kaldığında yenilmesi ile birlikte Tuna Balığı zehirlenmesi yapmaktadır. Terleme, flushing, kusma ve ishal belirtileri gelişmektedir. Bunun balıkta çoğalan bakterilerin histidini dekarboksilasyona uğratarak histamin üzerinden yaptığı bilinmektedir.
Yiyecekler, içecekler ve alkol ile alkollü içeceklerde bulunan tiramin, yüksek zincirli akoller, monosodyum glutamat, aldehidler, nitritler, sülfitler flushşng neden olmakta. Sülfitler (potasyum metabisulfite) flushing dışında zorlu ve sesli nefes alma-wheezing ile birliktedir.
Nitritler sıklıkla kurtulmuş etlerde bulunmakta ve flushşng ile birlikte baş ağrısı yapmakta.
Acılı yiyeceklerde bulunan capsaicin flushing, baş ağrısı hatta duyarlı hastalarda wheezing yapmakta.
Yiyecekler ile birlikte gelişen flushing gustatuar flushng olarak tanımlanmakta yüz ve vüxutta iki taraflı flushng, terleme artışı hata burun akıntısına neden olmakta.
Tuna balığı ve somon yenildiğinde içeriğindeki histamin flushing, ürtiker, kalp çarpıntısı ve alejiye benzer semptomalara neden olmakta.
Flushing tropikal ve yarı tropikal balıklar olan "ciguatera balıklarının" yenilmesi flushing ve zehirlenmeye neden olmakta. Bu bu balıkların beslenmesinde kullandığı bir alg tarafından üretilen ciguatoksin ve maitotoksinden kaynaklanmakta. Bu balıkların yenilmesinden sonraski saatler içerisinde flushing, kusma, ishal, karın ağrısı, kaşıntı, batıcı ağrılar, ağızda dilde, dişlerde ve damaklarda hissizlik, kas ağrısı, denge kaybı olmakta. Balıkların pişirilmei toksinleri etkisiz hale getirmez.
Bu sendromda karsinoid bir tümör ve buna eşlik eden flushing, akciğer hava yollarının daralması, bağırsakların hareketlenmesi ve kalp hastalıkları bulunmaktadır. Daha ayrıntılı bilgi için…
Kromaffin hücre tümörü olarakta bilinmektedir. Flushing ve hipertansiyon görülmektedir. Kromafin hücreler böbrek bezinde medullada bulunmaktadır. Bu hücreler katekolamin sentezi ve depolanması görevini görmektedir. Hipertansiyon bu klinik tabloda 60% oranında görülmektedir. Bu kişilerde tansiyon stabil değildir. Ataklar genellikle birkaç dakikadan saate kadar sürmektedir. Taşikardi ile birliktedir. Bunlara eşlik eden baş ağrısı, terleme artışı, çarpıntı eşlik etmektedir. Göğüs ve karın ağrısı hatta bulantı ve kusma olabilmektedir. Atalar kendiliğinden yada karına yapılan sert basınç uygulamaları ile gelişebilmektedir. Feokromasittoma tanısı 24 saat lik idrarda katekolamin metabolitleri(metanefrin, ve normetanefrin) seviyesinde yükselmelerin saptanması ile konulmaktadır. Ayıca karın tomografisi ile böbrek üstü bezi medulasının tümöral kontrolü önemlidir.
Mast hücreleri başlıca histamin, ayrıca tryptase, chymase ve karboksipeptidaz sentezleyip depolamaktadır(seratonin dışında). Mastositozis bu hücrelerin bening ve maling tümörlerine verilen genel tanımlamadır. Burada kendiliğinden, deri mastositozisinde deri travmatize edildiğinde veya alkol alındığında kızarma olmaktadır. Bu flushing ataklarına baş ağrısı, solunum zorluğu, çarpıntı, karın ağrısı, ishal ve bayılma eşlik edebilmektedir. Özellikle mastositoziste hipotansiyon olmaktadır. Erişkinlerden daha çok çocuklarda gözlenmektedir. Çocuklarda daha sık gözlenen “urticaria pigmentosa” flushing belirtileri dışında deride kırmızı-kahverengi maküller, papüller, nodüller ve plaklar ile karakterizedir. Bunun dışında mastosiztozisin ‘‘telangiectasia macularis eruptiva perstans’’ (TMEP) yada deride birkaç tane olarak görünen ”solitary papular mastocytoma” klinik forumlarıda bulunmaktadır. Tanı 24 saatlik idrarada histamin yada prostaglandin D2 metabolitlerinin seviyelerinin ölçümü ile konulmaktadır. Serum triptaza bakılır. Sadece deri mastositozisinde bu normaldir(<20 ng/mL). Fakat bunun zerinde olması sistemik mastositozisi desteklemektedir. Deri lezyonlarından biyopsi alınması tanısal açıdan önemlidir.
Tiroid bezinin medullasında parafolliküler C hücrelerinden kaynaklanan maling bir tümördür. Yüzde ve kollarda omuzda flushing, renk değişimi ve telenjektazi artışına neden olmaktadır. Bu hücrelerden biyolojik aktif maddeler; calcitonin, prostaglandinler, histamin, substance P, ketacalcin, levodopa, adrenocorticotropic hormon ve corticotropin-releasing hormone yapılmaktadır. Klinik belirtilerden bunlar sorumludur. Bu karsinomada diare ve flushing gelişmektedir. Alkol alımı şikayetleri ortaya çıkarabilmektedir. Calcitonin gene-related peptid flushing gelişiminden sorumludur. Ayrıca calsitonin prostaglandinleri uyarmakta buda flushing neden olmaktadır.
Bu “vasoactive intestinal polypeptide [VIP]” salgılayan pankreas tümörleridir. Sulu ishal, hipokalemi ve aklorhidri var ise buna “Verner-Morrison sendromu” denilmektedir. Ataklar sırasında flushing görülmektedir. Hastalarda bunlara ek olarak kas krampları, bulantı, kusma, karın ağrısı ve krampları eklebilmektedir. Hastaların % 50 sinden daha azında ateş, hiperglisemi ve glukoz tolerans eksiklği olmaktadır. Kanda serumda ve gaitada VIP seviyesi yükselmiştir. Serum chromogranin A artmıştır. Karın tomografisi anlamlıdır.
Böbreklerde prostoglandin sentezleyen hücre kanserleri flushing neden olmaktadır. Bu kişilerde yoğun idrarda kanama, yan ağrısı ve karında kitle gözlenmektedir.
Harlequin sendromu (HS) genellikle sıcaklık artışı ve egzersiz ile tetiklenen, yüzün sadece bir yarısında terleme artışı ile birlikte eritem ve diğer yüzde ve vücut yarısında sıcaklık ve terleme yokluğu ile seyrin görüldüğü nadir otonom bozukluktur. Yüzün vazomotor ve sudomotor nöronlarında etkilenme söz konusu olup termoregülasyonda bozulma mevcuttur. Genellikle idiyopatik olmakla birlikte mediastinal nörinom ve boyun cerrahisine sekonder olarak da gelişebilmektedir. Ayırıcı tanıda Pancoast’s sendromu, Horner sendromu ve Ross sendromları düşünülmelidir.
Nadir bir sendromdur. Gözde myozis, göz kapğında düşüklük-pitozis, yüzün bir yarısında terleme yokluğu ve diğer yarısında flushing ve eritem olmakta.
Bu sendromda tek taraflı yada iki taraflı olarak auriculotemporal sinir dağılım alanında flushing, sıcaklık artışı ve terleme artışı ortaya çıkmaktadır. Belirtiler yeme ve stres ile ortaya çıkmaktadır. Bu sendrom erişkinlerde parotis bezi cerrahisi, travması ve enfeksiyonları sonrasında gelişmektedir. Çocuklarda ise sıvı besinler; sıklıkla meyva suyu alınmaya başlandığında 2-6 aylarda gözlenmektedir. Sıvı besinler yada beslenmeden birkaç dakika sonra başlamakta kulak ön kısmından yanağa doğru uzanan eritem gözlenmektedir. Terleme olmayabilir yada 20-60 dakika sürebilmektedir. Çocuklarda 5 yaşında kaybolmaktadır. Yüzde gelişen zona sonrası Frey sendromu gelişebilmektedir. Parotis hasarı sonrası parasempatik sinirlerin yanlış çalışmasından kaynaklanmakta.
Erkeklerde ikincil hipogonadizme bağlı olarak gelişmektedir. Testosteron enanthate verildiğinde düzelmektedir.
Ailesel monoaminoksidaz eksikliği; stres, bazı yiyecekler ishal, baş ağrısı, çarpıntı ve flushin nedne olmaktadır. Bu kişilerde Sertraline hidroklorid kullanılmaktadır.
Daha ayrıntılı bilgi için…
daha ayrıntılı bilgi için…
Anksiyete flushing ve terleme ile birliktedir. Anksiyete tek başına yada diğer psikolojik bozukluklar(depresyon gibi) ile birlikte olabilmektedir.
Panik atak sırasında sıcak yada soğuk flushing, nefes alma zorluğu-dispne, kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı, şok durumu, gerçeklik duyusunun kaybı, uyuşmalar, titremler ile birlikte olabilmektedir.
Bazı nörolojik hastalıklar flushing ile seyredebilmektedir. Parkinson hastalığı, dizotonomi, ortostatik hipotansiyon, migren, multiple sklerozis, beyin tümörleri, epilepsi, spinal chord hasarları ve anatomik hiperrefleksiler gibi. Parkinson, migren, multiple sclerosis hastalarında vazodilatasyon ve otonomik disfonksiyon nedeni ile flushing sık görülmekte.
Trigeminal sinir hasarları bu sinir dağılım alnlarında flushing neden olabilmektedir.
Bazı yüz migeen hastalarında ataklar sırasında flushing, nevraljiler ve göz yaşı artışı olabilmektedir.
Autonomik epilepsiler "diencephalic epilepsy" olarakta bilinmekte. Bu nadir sendromlarda ataklar şeklinde ve geçici flushing, taşikardi, hipertansiyon, bilinç kaybı ve uyuşma hissi olmakta. Ayrıca tükrük salgısında atış, pupillerde genişleme ve sfinkterlerde spazm gelişmekte.
Otonomik hiperfleksi sıklıkla spinal cord hasarlarında ortaya çıkmakta. Flushing, başağrısı ve terleme olmakta. Ayrıca hipertansiyon, bacaklarda ağrılı kas spazmaları ve postural hipotansiyon olmakta.
Ağız Yanması Sendromu (AYS), yüz ile ilişkili ağrının uluslararası sınıflandırmasına göre, “tıbbi veya dişlerle ilgili bir nedeni bulunmayan ağız içinin yanması” olarak tanımlanır. Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği tarafından önerilen tanım ise “ağız içinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sürekli olarak ağızın yanması veya benzer bir ağrıdır”. AYS, ağız içinde yanma, karıncalanma veya uyuşma olarak da betimlenir; genelde dili, damağı ve/veya dudakları da etkiler. Çoğunlukla iki taraflıdır ve tek bir sinirin dağılım bölgesine uymaz. AYS, normal miktarda tükürük salgılama olmasına rağmen, ağız kuruluğu ve tad almada bozukluk ile birliktedir; kokusal algılamada bozukluğa da neden olur. Susuzluk veya kas ağrısı gibi genel semptomlarla birlikte de bulunabilir. Ağızdaki bulgular ile diğer başka ağrı bölgeleri arasında nedensel bir ilişki olduğuna dair herhangi bir kanıt henüz bulunamamıştır. AYS’nin yaşam boyu yaygınlığı %3,7-18, yaşlılarda ise %40 civarındadır. Daha çok kadınları etkiler, cinsiyete göre oran 7:1’dir, özellikle menopoz veya menopoz sonrası dönemlerindeki kadınları etkiler. Başlangıç yaşı, erkeklerde kadınlara göre daha erkendir (yaklaşık olarak 30’a karşı 50 yaşları).
AYS, çeşitli nedenlerden ötürü birçok doktor için tanı zorluğu çıkarır. Tanı ölçütleri net bir biçimde belirlenmemiştir; sebepleri çok faktörlüdür ve yeterince anlaşılamamıştır. Dolayısıyla, bu durumda yeterli tanı koyulamaz. Klinik yönetimi de benzer biçimde karmaşıktır, bütünlüklü bir tedavi protokolü yoktur. Birçok doktor bu hastaları nasıl tedavi edeceğini bilememektedir. Hastaların yarısında 6-7 yıl içinde kendiliğinden kısmi hafifleme olur, ancak AYS yaşam kalitesini ciddi biçimde etkiler ve psikolojik rahatsızlıklara neden olmaya devam eder.
AYS Tanı Ölçütleri:
Hergün, iki taraflı, ağızda yanma veya karıncalanma ya da uyuşma gibi ağrı benzeri hisler:
(1) Ağız mukozasında derinde hissedilir.
(2) En azından 4 ile 6 aydır devam eder.
(3) Süreklidir (neredeyse bütün gün boyunca).
(4) Uykuyu pek bölmez.
(5) Yeme veya içme ile asla daha kötüye gitmez fakat hafifleyebilir.
AYS’ nin diğer belirtileri:
Tad almada bozukluk ve ağızda kuruluk hissi, ağız içinde ve diş etlerinde kaşıntısı, yutma güçlüğü ve ağız kokusu
Susama
Bozuk kokusal algılama
Baş ağrısı
Çene eklemi, boyun ve omuzlardaki kaslarda ağrı veya gerginlik
Anogenital bölgede yanma hisleri
Hastanın kişilik özelliklerinde ruh hali değişimleri ve/veya belirli aksamalar
AYS’ nin Nedenleri:
AYS’ nin genel nedenleri; Sjögren sendromu, şeker hastalığı, mantar enfeksiyonları, demir, folik asit, çinko ve B grubu vitaminlerinin eksikliğidir.
Laboratuvar tetkikleri en azından şunları içermelidir:
(1) Kan örneği; tam kan sayımı, glikoz, demir, serum ferritin, B12 vitamini, çinko, Sjögren sendromundaki serum antikorları ve Helicobacter pylori‘yi test etmek için (2) Mantar enfeksiyonlarının tespiti için ağız içinden ve damaktan alınan kültür.
Özetle, primer AYS, herhangi bir özel tanı testi olmaksızın, bir dışlayıcı tanı biçimidir. Ağız içinde ağrı ile ilişkilendirilecek, diğer ağrı veren belirtiler ve duyusal anormallikler araştırılmalıdır. Buna ek olarak, AYS başlangıcı genelde diş bakımı, fiziksel hastalık veya stresli yaşam olayları ile tetiklenir. Psikiyatrik bulgular da (anksiyete, depresyon, kronik yorgunluk, uyku problemleri vb) alakalı stratejileri belirmek için değerlendirilmelidir.
AYS’ de Tedavi Yaklaşımları:
Diyet Kılavuzları
Diyet kılavuzları ağız yanmasını arttıran yiyeceklerden kaçınmayı önerir (alkol, baharatlı yiyecekler ve asitli içecekler). Diyet kılavuzlarının etkinliğini araştıran çalışmalar henüz yapılmamıştır; ancak, risk/fayda oranının düşük olduğu ve bu yüzden önerilerin zararsız olduğu varsayılabilir.
Tıbbi Tedaviler
Yapılan çalışmalarda antikonvülzan (klonazepam), α-lipoik asit, antidepresanlar (trazodon, amisülprid, paroksetin, ve amitriptilin), analjezikler (benzidamin hidroklorür gargara), klordemetildiazepam, bilişsel davranışsal terapi ve postmenapozal kadınlarda hormon replasman tedavisi kullanıldığı görülmüştür.
Hastalar tükrük arttırıcı (%19,1), anksiyolitik ilaçlar (%34,8), lidokain ile durulama (%20,9), yapay tükürük (%9,6) veya topikal kapsaisin jel (%15,7) ile tedavi edilmiştir. İlginç biçimde, anksiyolitik tedavi alan hastalarda en başarılı sonuçlar alınmıştır.
α-Lipoik asit, hem hidrofilik hem de lipofilik özelliklerinden dolayı iyi bir antioksidandır. Sinir rejenerasyonunu aktive ederler. Buna ek olarak, α-lipoik asit, C ve E vitaminleri gibi antioksidanları rejenere eder, nörotrofik gelişim faktörü üretimini tetikler. α-lipoik asit (600 mg/gün), gabapentin (300 mg/gün) veya her iki tedavinin birleşimi etkili olmuştur.
Acı biberin aktif bileşeni olan kapsaisin, TRPV1 reseptör agonistidir. İlginç şekilde, oral kapsaisin etkili bir tedavi olarak görülmemiştir. Maalesef, sistemik kapsaisin kullanımının etkili olduğu önerilse de, bunun kötü toleransı olabilir (mide ağrısı). Topikal kapsaisin, hem çene eklemi ağrısı hem de radyokemoterapi sonrasında oral mukozit yönetiminde kullanılmıştır. Topikal kapsaisin, termal, kimyasal ve mekanik uyarıcıya desensitizasyonu azaltır. Topikal olarak kullanıldığında, tekrar tekrar kullanılması gerekir çünkü tükrük akışı ve dil hareketlerinden dolayı çabucak erir ve etkişizleşir.
Klonazepam, beyin serotonerjik sistemi üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğundan, ağrı inhibisyonunu azaltmayı teşvik eder ve deaferentasyon yüzünden doğal merkezi nöronal hiperaktiviteyi baskılar.
Amisüliprid, seçici bir dopaminerjik antagonisttir. Ancak düşük dozlar (<50 mg/gün), tercihen D2 otoreseptörleri bloklayarak dopaminerjik iletimi arttırabilirler ki bu dopamin sentezini ve salınımını kontrol eder. Dolayısıyla, amisülpirid AYS ile bağlantılı dopaminerjik sistemin azalmış fonksiyonunu iyileştirebilir.
Farmalojik Olmayan Tedavi Stratejileri
Tükürüğü tetikleme tedavisi
Düşük enerji seviyeli lazer tedavisi
Dil koruyucu
Psikoterapi
Girişimsel Tedaviler
Dil sinirinin bloke edilmesi
Topikal anestezik madde uygulanması
Bazı insanlar, yüzlerinde yanmaya neden olabilecek herhangi bir fiziki etken olmamasına rağmen, yanma hissi veya karıncalanma gibi rahatsız edici durumları deneyimleyebilir. İki ana başlık altında toplanması mümkün olan yüz veya yanak yanmaları, kaygı bozuklukları ya da yoğun stres gibi psikolojik nedenlerden kaynaklanabileceği gibi tıbbi bir sorun nedeniyle ortaya çıkmış olabilir.
Cildin herhangi bir bölgesinde oluşan karıncalanma, yanma hissi, uyuşukluk veya batma gibi durumlara tıp dilinde parestezi denir. Bazı insanlar için bu durum yalnızca rahatsız ediciyken, bazıları için acı verici olarak tanımlanabilir. Söz konusu şikayetler, baş bölgesinde yüzünüzün her iki tarafında veya yalnızca tek tarafında ortaya çıkabilir.
Doktor muayenesi dışında yüz veya yanaklardaki yanma hissinin kesin nedeni hakkında bilgi vermek mümkün olmasa da genel olarak bu duruma sebep olan etkenlerin iki ana başlık altında toplanabileceği söylenebilir. Bunlar, stres, korku, endişe veya kaygı bozuklukları gibi psikolojik sorunlar ve sinir hasarı, alerjiler veya fibromiyalji gibi rahatsızlıklardır. Ek olarak, güneş yanıkları, bazı ilaçların yan etkileri, yanma hissine neden olabilecek otlar, bazı kozmetik ürünler ya da tahrişe neden olabilen yüz keseleri yanma hissinin birincil suçlusu olabilir.
Yüzde Yanma Hissi ve Karıncalanma Neden Olur?
Aşağıda, yüzdeki yanma hissinin bazı potansiyel nedenlerini bulacaksınız ancak kesin teşhis ve tedavi için doktora görünmeniz gerektiğini unutmayın.
Psikolojik etkenler: Ateşiniz olmamasına rağmen yüzünüzde ortaya çıkan yanma hissi, içinde bulunduğunuz psikolojik durumun sonucu olabilir. Bu durumu kısaca özetlemek gerekirse, endişe ve diğer kaygı bozuklukları, vücudun stres tepkisini harekete geçirir. Stres tepkisi, vücudun tehlikeyle ”savaşmak ya da kaçmak” yeteneğini geliştirmek için vücutta pek çok fizyolojik, psikolojik ve duygusal değişiklik meydana getirir. Bu nedenle stres tepkisine genellikle savaş ya da kaç tepkisi denir.
Stres yanıtı, bu değişiklikleri uyarıcı olan stres hormonları aracılığıyla gerçekleştirir. Stres hormonları beynin içeren vücudun sinir sistemi, üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğundan, çok sık stres tepkileri, anormal davranmaya neden sinir sistemini kötüleştirebilir. Yüz veya yanaklarda yanma hissi de bunlardan biridir. Aşırı uyarılmış sinir, yüzdeki sinir uçlarını etkileyerek, gerçekte yanmıyor olsalar bile yanıyormuş gibi hissetmeye neden olabilir. Yanma hissine ek olarak, terleme, titreme ve hızlı nefes alma gibi reaksiyonlar eşlik edebilir.
Güzel haber, bu tür yanma hisleri endişe etmenizi gerektirmez. Bu sadece, vücudun kronik olarak stresli olduğunun ve bu nedenle stres belirtileri gösterdiğinin bir işaretidir.
Sinir hasarı: Yüz dahil vücudun her yerinden geçen sinirler vardır. Sinirlerden biri herhangi bir şekilde zarar gördüğünde yanma hissi, karıncalanma, batma ve uyuşma gibi şikayetleriniz olabilir. Aslında, tıp dilinde bu durumu ifade eden geniş kapsamlı bir terim var; nöropati.
Yüzde yanma hissine çoğunlukla diyabetik nöropati ismi verilen şeker hastalığına bağlı sinir hasarı durumu neden olur. Bununla birlikte, romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklar, zona ve hapatit C gibi enfeksiyonlar, B vitamini, E vitamini ve niasin gibi vitamin eksiklikleri, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları veya tiroid sorunları gibi rahatsızlıklar, kemoterapi ilaçları, alkolizm ve düşme gibi travmalar nöropatiye neden olabilir.
Öte yanan, yüzünüzdeki yanmaya ek olarak şiddetli ağrı ve elektrik çarpması gibi rahatsız edici durumları yaşıyorsanız, beyin ile yüz arasındaki his iletiminden sorumlu trigeminal sinirin etkilenmesi durumu olan trigeminal nevralji rahatsızlığınız olabilir.
Fibromiyalji: Yüz dahil vücudun herhangi başka bir bölgesinde yanma veya karıncalanmaya neden olabilen bu hastalık, kas ağrılarıyla karakterize bir yumuşak doku romatizmasıdır. Erkeklere kıyasla kadınlarda daha sık görülür. Fibromiyalji hastalığı olan kişilerde, sinir uçları ağrı mesajlarını yanlış yorumlayabilir ve sonuç olarak sıcak basması ve yanma hissi gibi rahatsız edici durumları yaşayabilirler.
Alerjik reaksiyon: Yüz veya yanaklarınızdaki yanma hissinin asıl kaynağı bazen alerjidir. Aslında, ağız çevresinde yanma, kaşıntı ve karıncalanma hissi gıda alerjilerine karşı vücudun verdiği yaygın tepkilerdendir. Yediğiniz bir şey alerjiye neden olduysa, yanma hissi dahil bir dizi başka belirti gözlemleyebilirsiniz. Bunlardan bazıları, lokmaları yutmakta zorlanma, döküntüler, kaşıntı, kızarıklık, dil veya ağız içinde şişme, baş dönmesi, ishal, bulantı ve kusmadır.
Yüzde yanma hissinin diğer nedenleri:Yukarıdaki etkenler yüzde yanma hissinin potansiyel nedenleri olsa da yalnızca bunlarla sınırlamak doğru olmaz. Yanmaya neden olabilen çeşitli bitkilerden kozmetik ürünlerine, sert peeling uygulamalarından uzun süre güneşlenmeye kadar pek çok şey yüz veya yanaklarda yanma hissine neden olabilir. İşte, birkaç olası neden…
Yüz veya yanaklarınızda kısa süreli bir yanma hissi yaşadıysanız ve kendiliğinden geçtiyse, elbette bu durumda endişe etmenize gerek yok. Ancak, yaşantınıza müdahale edecek kadar şiddetliyse ve yanma hissine diğer rahatsız edici semptomlar eşlik ediyorsa mutlaka uzman bir doktora muayene olmanız gerekir. Yüzdeki yanma hissi dahil tüm sağlık sorunlarınızda size en iyi ve yalnızca doktorunuzun yardımcı olabileceğini unutmayın.
Yanak Yanması Neden Olur?Yüz Neden Yanar?Yüz Yanması Nedenleri