yüzde karıncalanma kaşıntı / Yüz Felci - Hakan Soygür

Yüzde Karıncalanma Kaşıntı

yüzde karıncalanma kaşıntı

Hiç canınıza sıkan bir haber aldığınızda ya da ütüyü fişte unuttuğunuzu fark ettiğinizde, yüz uyuşması ya da dilde uyuşma, kolların karıncalanması gibi durumlar yaşadınız mı?

Parestezi olarak da bilinen karıncalanma genellikle iğnelenme, uyuşukluk veya uyku hissi, yanma şeklinde tanımlanır. Aslında neredeyse herkes bu durumu en azından bir defa tecrübe etmiştir. Uzun süre üzerine yatılan kol, fazla yüklenilen bacak karıncalanıp uyuşabilir. Böyle bir anda kan akışı normale dönene kadar bacağınızın üzerine basamayabilir, elinizle herhangi bir şeyi kavrayamayabilirsiniz. İşte genellikle bir tür yüklenme ya da sıkışma sonucu kan akışının yavaşlamasıyla görülen karıncalanma, uyuşma ve vücutta yanma hissi psikolojik sebeplerle de oluşabilir. Özellikle kendinizi endişeli hissettiğiniz anlarda vücudun farklı bölgelerinde karıncalanma ve uyuşma fark edebilirsiniz. Sinirlenince karıncalanma, kötü bir haber alındığında aniden bütün vücudun uyuşması gibi durumlar o an için korkutucu da olabilir.

Psikolojik Karıncalanma ve Uyuşma Nasıl Anlaşılır?

El ve bacaklarda uyuşma ve karıncalanma ya da yüz karıncalanması psikolojik mi diye anlamak için izleyebileceğiniz ipuçları şöyle:

  • Genellikle bu tür karıncalanmalar anksiyete ile tetiklenir. Endişeli hissettiğiniz, kaygı duyduğunuz anlarda yaşanan karıncalanma hissi, üzülünce el uyuşması gibi durumlar psikolojik olabilir.
  • Sinirlenince vücudun uyuşması gibi durumlarda en çok bacak, kol, el ve ayaklar etkilenir. Elde genelde parmakların üst kısmı ile başlar. Parmaklardan kollara doğru ilerleyebilir. Ayakta da genellikle parmak kısmından bileğe ve yukarı doğru ilerler.
  • Yaşanan durum aynı anda farklı hislere de sebep olabilir. Örneğin, vücudun bir kısmında psikolojik iğne batması hissederken bir kısmın tamamen uyuştuğunu hissedebilirsiniz. Bir bölümde tam his kaybı, diğer bölümde yalnızca ayak karıncalanması gibi birbirinden farklı, simetrik olmayan semptomlar görülebilir.
  • Kaygı anında gelen yüzde uyuşma ve saçların diken diken olması hissi de psikolojik bir dışavurum olabilir.
  • Psikolojik yüz uyuşması genellikle boyun bölgesini de etkiler. Ayrıca dilde uyuşma, dilin ucunda karıncalanma da hissedilebilir. Yüzde karıncalanma ve uyuşma hissi diğer bölgelere göre daha korkutucu olabilir. Çünkü el, parmaklar ya da bacak kan akışının yavaşlaması gibi fiziksel sebeplerden daha sık uyuşabilir. Bu, günlük hayatta daha karşılaşılabilen bir durumdur. Oysaki dilde karıncalanma, yüzde uyuşma gibi durumlar daha nadir görülür. Bu da ciddi bir fiziksel sorun varmış gibi korku duymanıza yol açabilir. Ama aslında yüzde uyuşma psikolojik olduğunda, tetikleyici ortadan kalkınca uyuşukluk hissi de geçer.
  • Uyuşmanın dışında hafif bir yanma hissi de oluşabilir. Herhangi bir egzersiz yapılmadığı halde görülen kol ve bacaklarda yanma psikolojik olabilir.
  • Kendinizi gözlemeniz de aniden yaşadığınız bütün vücudun uyuşması ya da karıncalanma durumunun psikolojik olup olmadığını görmeniz açısından önemli. Eğer daha çok yoğun ve stresli günlerde bu tür tecrübeler yaşıyorsanız ve stres etkeni ortadan kalktığında uyuşmalar geçiyorsa, bu sorunun temelinde çok yüksek ihtimalle psikolojik etmenler var demektir. 💬 **Uzman Dr. Cansu Mert Adikti:** Nörolojik hastalıklarda karşımıza çıkan uyuşma; vücutta dokunma, ağrı, ısı gibi duyularımızın iletiminden sorumlu duysal sinirlerde bir bozukluk belirtisidir. Duysal sinirler, santral sinir sistemi (beyin, omurilik ) ve/veya periferik sinir sistemi (omurilikten çıkıp vücuda yayılan sinirler) düzeyinde hasarlanabilir. Hasarın hangi düzeyde olduğuna bağlı olarak semptom ve bulgular değişiklik gösterir. Polinöropati denilen duysal sinir uçları iltihaplanmasında ise genellikle el ve ayakta eldiven-çorap tarzı bir uyuşma ortaya çıkar. Hayatının bir döneminde çoğu insanın deneyimlediği uzun süre aynı pozisyonda kalma sonrası ortaya çıkan uyuşma da geçici bir sinir basısıdır. Bozukluk olduğu anlamına gelmez, kısa süre içinde geçer. Uyuşmaya eşlik eden kas güçsüzlüğü ve/veya ağrı, ciltte döküntü, ağız çevresinde olan ve psikolojik stres ortadan kalktığında da devam eden uyuşma, diyabet hastalarında günler-haftalar süren el , ayak uyuşmaları, vücudun bir yarımında(kol,bacak, yüz) yeni başlayan ve saatlerce geçmeyen uyuşma, uykuyla geçmeyen, gece uykudan uyandıran uyuşmada, psikolojik uyuşmadan ziyade nörolojik hastalık düşünülebilir.

Psikolojik Uyuşma ve Karıncalanma Neden Olur?

Psikolojik ayak uyuşması, el karıncalanması gibi durumların temelinde yatan en büyük etken anksiyetedir. Yoğun kaygı duygusu ve anksiyete bozukluğu kafada uyuşma, ellerde karıncalanma, dilde uyuşma ya da batma, alında soğukluk hissi ya da genel anlamda vücutta uyuşma ile beraber soğuk ter gibi semptomlara yol açabilir Şöyle ki:

  • Bir kişi endişeli olduğunda vücut savaş ya da kaç tepkisi verir. Bu durumda da beyin vücudu tehlikelere karşı uyarır ve kasları da buna göre hazırlar.
  • Kan akışı kaçış için kaslara doğru hızlanır ve damarlar daralır. Bu daralma kan akışını yavaşlatır. Bu durumda da özellikle ayak ve ellerde uyuşma, karıncalanma görülür.
  • Benzer şekilde psikolojik dil uyuşması da tetiklenir.
  • Aslında burada uyuşmanın kaynağı fiziksel gibi görünür. Neticede kan damarlarının daralması sonucunda karıncalanma oluşur. Ama tetikleyici psikolojiktir.
  • Anksiyetenin yanında hiperventilasyon sebebiyle de psikolojik bacak uyuşması, el ve yüz karıncalanması gibi semptomlar oluşabilir. Bunu da şöyle açıklayabiliriz:
  • Hiperventilasyon, doğru nefes alınmadığında oluşur. Çok endişeli hissettiğiniz anlarda kendinizi düzensiz, çok hızlı ve yetersiz nefes alıp verirken bulabilirsiniz.
  • Bu düzensiz nefes ritmi sonucunda solunumsal alkaloz yani kan pH artışı gerçekleşir. Bu da kandaki serbest kalsiyum miktarını azaltarak uyuşma hissine yol açar.
  • Psikolojik yuşma hissi ile anksiyete daha da artarak bir kısır döngü oluşmasına sebep olur.

Görüldüğü gibi her iki durumda da aslında uyuşmaya sebep olan şey, fiziksel. Yani vücudun uyuştuğunu hayal etmek gibi bir durum yok, gerçekten uyuşmaya sebep olan etkenler var. Ama fiziksel tepkiyi oluşturan faktör, psikolojik.

Psikolojik Uyuşma ve Karıncalanma Ne Kadar Sürer?

Psikolojik el, ayak uyuşmasının ne kadar süreceği, vücudun verdiği tepkinin ne zaman kontrol altına alınabileceği ile ilgili. Örneğin anlık yaşanan psikolojik dil uyuşması, aniden yükselen kaygı duygusu kontrol altına alındığında yavaş yavaş azalabilir. Fakat psikolojik uyuşma ve karıncalanmaya yol açan etken fark edilemediğinde ya da etkisi azaltılamadığında bu his daha uzun süre boyunca kalabilir. Burada en doğru yaklaşım bir uzmanın görüşünü almak. Çünkü tetikleyiciler kontrol altına alınmadığı sürece psikolojik uyuşma ve karıncalanma tekrar edebilir.

Psikolojik Uyuşma ve Karıncalanma Nasıl Geçer?

Kaygı anında oluşan psikolojik uyuşma ve karıncalanmanın geçmesi için kaygıyı kontrol altına almak gerekir. Modern dünyada insanların en büyük sorunlarından biri olan aşırı kaygı ve kaygı bozuklukları için farklı stratejiler deneyebilirsiniz. Günlük hayatta aniden gelen psikolojik el ayak uyuşması için neler yapabilirim, strese bağlı uyuşma nasıl geçer diye düşünüyorsanız, aşağıdaki ipuçlarını inceleyebilirsiniz.

1. Hareket Edin

monash.pw Psikolojik uyuşma ve karıncalanma anında hareket etmek hem fiziksel hem ruhsal anlamda fayda sağlayabilir.

  • Esneme ve açma germe hareketleri kaygıya bağlı değişen kan akışının düzenlenmesine yardımcı olabilir.
  • Hafif tempolu bir yürüyüş, açık havada yapılacak basit egzersizler kaygı hissini uzaklaştırmaya destek olabilir.
  • Temiz hava alacak şekilde bir camın önüne geçerek, sevdiğiniz müzik eşliğinde dans ederek de kendinizi rahatlatabilirsiniz.

2. Nefes Egzersizi Yapın

Diyafram solunumu gibi farklı derin nefes teknikleri kaygıyı kontrol altına alma ve sakinleşme aşamasında size yardımcı olabilir. Bu noktada yapabileceğiniz en basit egzersizlerden biri, temel diyafram nefesi.

  • Hafif dik ama rahat bir şekilde oturun.
  • Bir eli kaburgaların altına diğerini de göğsün üst kısmına koyun.
  • Burundan yavaşça, zamana yayarak nefes alın. Bu aşamada göğüs kafesini sabit tutmaya çalışarak karnınızı şişirin.
  • Nefesi 1 – 2 saniye kadar tutun.
  • Ardından burundan yine yavaşça, zamana yayarak nefes verin.
  • Kısa bir ara verdikten sonra aynı egzersizi tekrarlayabilirsiniz.

Çok basit gibi görünse de diyafram nefesi oldukça etkilidir. Vücuda alınan nefes, dolayısıyla da oksijen miktarını artıran diyafram nefesi sakinleşmenize yardımcı olacaktır. Ayrıca bu egzersizi dilerseniz dizleri kırıp uzanarak da yapabilirsiniz. Fakat kaygı anında uyaranlara karşı savunmasız hissetmemeniz için egzersizin; oturarak, gözler açık ve kapıya doğru dönük bir şekilde yapmanız önerilir.

3. Dikkat Dağıtıcı Unsurlardan Yardım Alın

Kaygıya ve bununla birlikte gelen psikolojik uyuşma ve karıncalanmaya odaklanmak bir kısır döngü yaratabilir. Bu döngüyü kırmak ve biraz bile olsa anksiyeteden uzaklaşmak için dikkatinizi başka bir yöne vermeye çalışabilirsiniz. Bu noktada;

  • Eğlenceli bir video izlemek,
  • Uzun süredir ihmal ettiğiniz kitap rafını ya da çekmeceleri düzenlemek,
  • Bir arkadaşınızı, partnerinizi ya da aile üyelerini arayarak farklı konularda sohbet etmek,
  • Sakinleştirici bir bitki çayı içmek,
  • Sevdiğiniz bir hobi ile ilgilenmek fayda sağlayabilir.

4. Kaygı Kaynaklarını Belirlemeye Çalışın

Psikolojik uyuşma ve karıncalanma aşina olduğunuz bir durumsa, endişelerinizi azaltarak bu histen kaçınmaya çalışabilirsiniz. Tabii ki endişelenmeyin, kaygı duymayın demek ile bu hisler aniden ortadan kaybolmuyor. Ama eğer tetikleyicilerin ne olduğu biliniyorsa mümkün olduğunca kaygı kaynaklarından kaçınılabilir.

  • Psikolojik uyuşma ve karıncalanmaya sebep olan olayları not alarak durumu daha yakından tanıyabilirsiniz. Bu kayıt tutma alışkanlığı özellikle kaygıya yol açan alışkanlıkları ve rutinleri belirleme aşamasında size yardımcı olabilir.
  • Kaynakları tespit ettikten sonra ise uzak durmaya çalışabilirsiniz. Tabii ki her zaman bu mümkün olmayabilir. Örneğin, sosyal bir ortamda bulunmak size kaygı veriyor diye kendinizi izole etmeniz de doğru değil. Ama bunu bilmek bundan sonraki adımlar açısından size fikir verebilir.

5. Bir Uzmandan Destek Alın

Psikolojik uyuşma ve karıncalanma yaşayan çoğu kişi karıncalanma ve uyuşma hissi yoğunlaştığında bir doktora başvurur. İlk etapta yapılan fiziksel ve nörolojik muayenelerin sonunda bir şey çıkmazsa, durumun psikolojik olduğu anlaşılır. Böyle bir sonuca varıldığında da bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirilirsiniz.

Bunun yanında yaşadığınız durumun psikolojik olabileceğini düşünüyorsanız direkt bir ruh sağlığı uzmanı ile de görüşebilirsiniz. Psikolojik uyuşma ve karıncalanma tetikleyiciler ortadan kalktığında geçse bile temelde yatan sorun çözülmedikçe hayatınızdan çıkmayabilir. Bu nedenle soruna çözüm üretebilecek bir uzmanla görüşmeniz oldukça önemlidir.

  • Kaygı belirtileri ile başvurduğunuz bir uzman size farklı sorular yöneltebilir ve sizi yakından tanımak, kaygı yoğunluğunu ölçmek için testler uygulayabilir.
  • Sonrasında size özel bir tedavi süreci tavsiye eder. Genellikle psikoterapi ile kaygı ile başa çıkma stratejileri ve anksiyeteye sebep olan kaynaklar, tetikleyiciler üzerine çalışılır.
  • Bazı durumlarda kaygının yarattığı psikolojik uyuşma ve karıncalanma gibi semptomları kontrol altına almak adına ilaç kullanımı da önerilebilir.
  • İzlenecek tedavi programı uzun vadede sadece psikolojik uyuşma ve karıncalanmayı azaltmakla kalmaz, genel anlamda kaygıyı kontrol etme yollarını öğrenmenize yardımcı olur.
  • Psikolojik uyuşma ya da karıncalanma gibi kaygı bozukluğu belirtileri gösteriyor, yaşadığınız durumun tam olarak neyden kaynaklandığını bilemiyorsanız destek almak için Salus uzmanları ile görüşebilirsiniz.

Bu makaledeki bilgileri faydalı bulduysanız "Psikolojik Mide Bulantısı Yaşayanlar için 7 İpucu" ve "Psikolojik Kaşıntı Belirtileri Nelerdir, Nasıl Geçer?" yazılarımızı da inceleyebilirsiniz.

Sayfa içeriği yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka bir uzmana başvurunuz.

Yüzümde Karıncalanma Oluyor, Neden Oldu, Nasıl Geçer?

Yüzde karıncalanma hissi çeşitli nedenlerden ortaya çıkan bir durumdur. Karıncalanma hissi, yüzün genelinde yahut bir kısmında görülebilir. (Yüzde karıncalanma hissi nedenleri ve tedavisi) isimli makalemizde bu duruma yol açan faktörlere ve tedavi yöntemlerine yer verdik. Çoğu zaman bu karıncalanma hissi kişiyi çok rahatsız eder ve ağrı ile birlikte seyr eder. Yüze dokunulduğunda bu histe artış gözlemlenebilir. Karıncalanmaya, uyuşukluk hissi, ciltte sıvı dolu kabarcıklar, ciltte yanma ve cilt renginde değişim de eşlik edebilir.

Yüzde karıncalanmanın en yaygın nedenleri şunlardır:

Stres

Yüzde karıncalanma, adrenalin hormonu salgılanmasından kaynaklanabilir. Anksiyete veya stres, vücutta adrenalin salgısını artırır. Bunun sonucunda da yüz bölgesinde karıncalanma yaşanır. 

Sinir hasarı

Trigeminal sinirin sıkışması ya da yaralanması sonucunda yüzde karıncalanma, başta uyuşma hissi ve hatta felç de ortaya çıkabilir. Semptomların şiddeti sinirdeki hasara göre değişir. Sinir hasarı genellikle boyun yaralanmalarının meydana geldiği araba kazalarında görülebilir.

Serebrovasküler inme

Yüz karıncalanması, inmenin nadir belirtilerinden biri olabilir. Bu duruma yüzde his kaybı da eşlik edebilir. İnmenin diğer belirtileri arasında,konuşmanın anlaşılmaması ve hareket etmede zorlanma gelir.

Aşırı sıcaklık veya soğukluk

Soğuğa karşı duyarlı olanlar, aşırı sıcak veya soğuk havadan kaynaklı olarak, yüzde karıncalanma hissi yaşayabilirler.

Zararlı kimyasallara maruz kalma

Kimyasal ürünlerde bulunan çeşitli zararlı maddeler, yüzde karıncalanma gibi belirtilere neden olabilir. Özellikle kimyasal maddelerin olduğu bir işyerinde çalışıyorsanız, yüzünüzde sıklıkla karıncalanma hissi duyabilirsiniz.

Vitamin eksiklikleri

Vitamin eksiklikleri (B, magnezyum), sinirlerin yanlış sinyal göndermesi ve kasların yetersiz kasılmasına neden olup yüzde karıncalanmaya yol açar. 

İlaç tedavisi

Yüzde karıncalanma, herhangi bir ilacın yan etkisi olarak da ortaya çıkabilir. İlaç kullanmadan önce, belirtilen yan etkileri prospektüsten okuyun. Kullandığınız ilaç yan etki olarak yüzde karıncalanma yaptıysa doktora danışıp o ilacı muadili ile değiştirin.

Multipl skleroz

Multipl skleroz, sinir hasarına neden olan bir hastalıktır. Yüz karıncalanması, zarar gören sinirlere bağlı olarak multipl sklerozun nadir belirtilerinden olabilir.

Baş yaralanması

Yüzde karıncalanma hissi, başta yaralanma sonrası komplikasyon olarak belirti verebilir. Sinir hasarının bir işaretidir. 

Beyin tümörü

Beyin tümörü yüzle alakalı bir sinire baskı uyguluyorsa, yüzde karıncalanma hissi görülebilir.

Migren

Migren hastalığına, yüzde karıncalanma hissi, bulantı ve baş dönmesi gibi belirtiler eşlik edebilir.

Zona hastalığı

Bu viral enfeksiyon oldukça ciddi bir hastalıktır ve lezyonlar genellikle sinir yolu üzerinde görülür. Yüz siniri zonadan etkilendiyse yüzde karıncalanma hissi görülebilir.

Yüzde karıncalanma hissi nasıl geçer?

Yüzde karıncalanma hissi yaşıyorsanız mutlaka bir Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları) doktoruna başvurmalısınız. Doktor nedenin durumuna göre gerekli tedaviyi uygulayacaktır. İşte olası tedavi yöntemleri:

Sinir hasarı tedavisi

Cerrahi müdahale, genellikle yüzdeki sinir sıkışmasını tedavi etmek için yapılır. Fizik tedavi, iyileşme döneminde tavsiye edilebilir.

İnme

İnme ciddiyetine bağlı olarak, hastaya oksijen tatbik edilebilir. Beynin şişmesini önlemek için ilaçlar verilir. Damar içine sıvı verilerek vücudun susuz kalması önlenir.

Kimyasallara maruz kalma durumunda

Yüz iyice yıkanmış ve yumuşak bir havlu ile temizlenmelidir. Hasta etkilenen alana dokunmaması konusunda uyarılır. Enfeksiyonundan korumak için, pansuman uygulaması yapılabilir.

Vitamin eksikliği halinde

Vitamin takviyesi alımı yapılır. İntravenöz uygulama daha ciddi durumlarda tavsiye edilir.

M.S hastalığı

Doktorun verdiği ilaçlar içilir.

Baş yaralanması

Acil tıbbi müdahale - vital bulguları stabil olmasını sağlama ve ameliyat ile duruma müdahale edilir.

Beyin tümörü

Kemoterapi / radyoterapi ve cerrahi operasyon tedavisi uygulanır.

Migren

Anti-inflamatuar ilaçlar - İbuprofen, asetaminofen gibi ilaçlarla hastalık tedavi edilmeye çalışılır.

Ayaklarda Karıncalanma Ve Yanma Hissinin En Önemli Nedenleri Tıklayınız

Burun Uyuşması Ve Karıncalanması Neden Olur, Nasıl Geçer? Tıklayınız

Uyuşma ve karıncalanma neden olur?

Uyuşma ve karıncalanma hissi duysal sinirlerin hasarlanması yada aşırı uyarılması sonucu oluşur. Duysal sinirler beyinde, omurilikte, omurilikten çıkan sinirlerin köklerinde, periferik sinir sistemi denen vücut sinirlerinde veya deride hasarlanabilir. Hasarın şiddeti ve hasarlanan sinirin yerine göre hastaların hissettikleri değişir.

Uyuşmanın şekli, hasarın yerinden etkilenmektedir. Örneğin beyinde hasarı olan bir hasta sağ veya sol vücut yarısında uyuşma hissederken, vücut sinirlerinde hastalığı olan bir hasta, sadece hasarlı sinirin duyusunu aldığı alanda, sıklıkla bacak veya kollarında uyuşma hisseder.

Polinöropati gibi vücut sinirlerinin tümünü tutan hastalıklarda el ve ayaklarda eldiven ve çorap tarzında uyuşmalar, ağrı veya yanma hissi ortaya çıkabilmektedir. Bu duruma nöropatik ağrı adı verilir.

Polinöropatilerin en sık nedeni şeker hastalığıdır. Şeker hastalığı vücudun birçok yerini etkilediği gibi vücut sinirlerini de etkiler. Bu duruma diyabetik nöropati adı verilir. Şeker hastalığında hasarlanan sinirler özellikle duysal sinirler olduğu için, hastalarda uyuşma ve yanma gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Motor sinirlerin de etkilenmesi durumunda duysal yakınmalara güç kaybı gibi yakınmalar da eklenir.

Uyuşma veya karıncalanma yakınması olan bir kişi ne zaman bir nöroloğa başvurmalıdır?

Her insan hayatının belli dönemlerinde geçici uyuşmalardan yakınabilir. Bu durum genellikle vücut sinirlerinin ezilmesi ile sonuçlanan uzun süre aynı pozisyonda durma, kol üzerine ters bir şekilde yatma, kol veya bacağı bir yere çarpma gibi durumlar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Ancak bunların hepsi en fazla birkaç gün içinde kendiliğinden tam olarak düzelir.

Aşağıdaki durumlar uyuşmanın bir nörolojik hastalık sonucunda oluşabileceğini düşündürmelidir:

• Vücudun bir yarısında (yüz, kol, bacak) daha önce olmayan yeni bir uyuşma
• Uyuşma ile birlikte olan şiddetli ağrı veya güç kaybı
• Eldiven ve çorap tarzında el ve ayaklarda uyuşma, yanma hissi
• Şeker hastası olanlarda ortaya çıkan, geçmeyen uyuşma ve yanma hissi
• Özellikle ellerde olan, geceleri uyandıran uyuşma ve ağrı
• Haftalar süren uyuşmalar

Uyuşması olan bir hastada hangi incelemeler yapılmaktadır?

Uyuşması olan hastaların hikayesi ve ayrıntılı nörolojik muayenesi, çoğu zaman karmaşık laboratuvar incelemelerinden daha önemlidir. Muayenede uyuşmanın şekli bir nörolojik hastalığı düşündürüyorsa, ileri incelemelerin yapılması uygundur. Bu incelemeler hastadan hastaya farklı olmakla birlikte MR, EMG ve kan incelemeleri en sık istenen incelemelerdir.

Uyuşma ve karıncalanmanın tedavisi nasıl yapılmaktadır?

Uyuşmalar sadece altta yatan bir hastalık varsa ilaçla tedavi edilmelidir. Uyuşmaya neden olan hastalıklar birbirinden çok farklı nedenlerden kaynaklandığı için, uyuşmanın her hasta için geçerli standart bir tedavisi yoktur. Örneğin, neden olan hastalık şeker hastalığı ise şeker hastalığının tedavisi tekrar düzenlenmelidir. Hastada mutipl skleroz hastalığı varsa öncelikle multipl skleroz tedavi edilmelidir. Polinöropati nedeni ile olan uyuşmalara da bu şekilde yaklaşılır.

Altta yatan hastalığın tedavisine rağmen, yakınmaların devamı halinde belirti giderici ilaçlar kullanılabilir. Bu gruptaki ilaçların sayısı her geçen gün artmakla birlikte, ilaçların hemen hepsi epilepsi ve depresyon tedavisinde de kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar arasında gabapentin, karbamazepin, pregabalin, amitriptilin ve duloksetin sayılabilir. Hangi ilacın tercih edileceği hastanın yakınmalarının şiddetine, eşlik eden diğer hastalıklara ve yaşına göre değişiklik gösterir.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar

Multipl skleroz (MS)

Polinöropati

Karpal tünel sendromu

Dengesizlik

Meraljia parestetika

Sinirsel Kaşıntı Nedir? Sinirsel Kaşıntıya Ne İyi Gelir?

Sinirsel kaşıntı, cilt sorunlarının yanı sıra nöropatik ve psikolojik nedenlerden kaynaklı ortaya çıkabilen sağlık sorunudur. Kaşıntının ortaya çıkma nedeni dermatologlar ya da nörologlar tarafından tam olarak bilinmese de sinir sisteminde oluşan hasarlar nedeniyle meydana geldiği düşünülmektedir. Bu hasarlar psikolojik veya nörolojik etkenlerden kaynaklanabilir. Tedavi süreci genellikle hastanın tıbbi öyküsü, kaşıntının şiddeti, yoğunluğu ve türüne bağlı olarak planlanır.

Beyni etkileyen kimyasal süreçlerin cilt altında bulunan sinir hücrelerini olumsuz yönde etkilemesi ile görülen kaşıntı, psikojenik kaşıntı olarak adlandırılır. Bu durum, psikolojik faktörlerin kaşıntıyı tetiklemesi, şiddetini artırması ve süreklilik sağlaması sonucu görünen kaşıntı türüdür. Psikolojik kaşıntıya neden olan faktörler arasında; stres, depresyon, anksiyete ve bazı travmatik olaylar yer alabilir. Nöropati vakalarında ise kaşıntı sırasında ağrıya çok sık rastlanır. Kronikleşen durumlarda tedavi süreci zorlaşır ve kişide ciddi bir hassasiyet durumu gözlemlenir.

Sinirsel Kaşıntı Belirtileri Nelerdir?

Kaşıntı, pek çok rahatsızlığın belirti ve semptomu olarak ortaya çıkabilirken, genellikle birey bu durumun neden kaynaklandığını anlayamaz. Akşam ve özellikle geceleri artabilen kaşıntılar; sarılık, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi farklı semptomlarla beraber görüldüğünde altta yatan neden karaciğer problemlerinden kaynaklı olabilir. 
Sinirsel kaşıntı belirtileri ortaya çıktığı durumlarda, bireyin yaşam kalitesini ciddi seviyelerde zorlaştırabilir. Tek bir bölgede görülmediği gibi genellikle; eller, ayaklar, sırt ve bacaklarda görülür. Ayrıca kaşıntı, tek bir alanı değil daha çok yüzeysel ve geniş alanları kapsayan kaşıntılardır. 
Kaşıntının gerçekleştiği bölgede yanma, uyuşma ve elektriklenme hissedilir. Psikolojik faktörlerin neden olduğu kaşıntı hissinde ise stresli durumların artması gibi duygu durumlarında kaşıntının şiddeti artar. 
Psikojenik kaşıntılarda genellikle fiziksel bir bulguya rastlanmaz ve bu durum çok fazla açıklanamaz. Altta yatan psikolojik etkenlerin belirlenmesi gerekir. Nöropatik kaşıntılarda genellikle kaşınan bölgede ağrılar yaşanır. Bu duruma psikojenik kaşıntıda çok sık rastlanmasa da hafif bir ağrı görülebilir. Ayrıca uyku sırasında görülen kaşıntı, çoğu durumda kişiyi uykusunda uyandıracak seviyelerde olabilir. Bu durum uyku bozukluklarına ve stres gibi psikolojik etkenlerin artmasına yol açabilir.

Sinirsel Kaşıntı Nedenleri Nelerdir?

Sinirsel kaşıntı nedenleri arasında sinir hücrelerinin farklı sebeplerden kaynaklı hasar görmesi bulunmaktadır. Beyin hücrelerinde ortaya çıkan hasara yol açabilecek birçok sağlık problemi olabilir. Bunlar arasında en sık görüleni diyabetik nöropatidir. Kötü kontrollü diyabet vakalarında uzun süre devam eden yüksek kan şekeri, sinir hücrelerine zarar vererek diyabetik nöropatiye neden olur. Ayrıca bu durum şiddetli ağrıya ve kaşıntıya da yol açar. 
Sinir hücreleri kendini çok fazla yenileyemez ve çoğalma yeteneği sınırlıdır. Bu durum da tedaviyi zorlaştırır. Diyabetin yanı sıra bazı travmatik olaylar, enfeksiyon, metabolik problemler ve genetik yatkınlık gibi farklı nedenler de sinirsel kaşıntı nedenleri arasında yer alabilir.

Sinirsel Kaşıntıya Ne İyi Gelir?

Psikojenik kaşıntının altında yatan nedenin belirlenmesi önemlidir. Birey, travmatik bir dönemden mi geçiyor, depresyonda mı, yoğun strese mi maruz kalıyor, gibi pek çok noktanın incelenmesi ve değerlendirilmesinden sonra kişiye uygun tedavi ve terapi planı oluşturulur. 
Altta yatan nedenin belirlenmesinin ardından sinirsel kaşıntıya iyi gelen bazı terapiler veya ilaç tedavileri kişiye uygulanır. Uygulanan terapiler arasında en sık tercih edilen ve fayda sağlayan terapi yöntemi bilişsel davranışçı terapidir.
Bu terapilerle kişi iyileştirilir ve psikolojik faktörlere bağlı olarak yaşadığı kaşıntı durumları ortadan kalkar. Ancak bu durumun altında nörolojik etkenler bulunuyorsa hangi hastalığın bu duruma neden olduğu belirlenerek, o hastalık üzerine bir tedavi uygulanmalıdır. 
Bilişsel davranışçı terapide bireyin yaşadığı psikolojik durumlara dair düşünce ve davranışları üzerinde çalışılır. Ayrıca uzmanlar tarafından gerekli görülmesi halinde antidepresanlar, kremler ve bazı ilaçlar verilebilir.

Sinirsel Kaşıntı Teşhisi Nasıl Konulur?

Uzman tarafından hastanın tıbbi öyküsü ve ailenin tıbbi öyküsü detaylı olarak öğrenilir. Kaşıntının altta yatan nedeni psikolojik mi yoksa nörolojik mi olduğu belirlenmesi için birtakım muayene ve testler istenebilir. 
Nöropati şüphesi olan vakalarda sık görülen şikayetler arasında; kaşıntı ve ağrının yanında ellerde uyuşma, karıncalanma, üşüme, yanma, güç kaybı ve yorgunluk gibi sorunlar gözlemlenir. Ancak bu belirtiler farklı hastalıklardan da kaynaklı olabileceği için diğer hastalıkların ekarte edilmesi adına bazı testler yapılabilir.
Herhangi bir nörolojik sorun olup olmadığı elektromiyografi (EMG) testi ile belirlenebilir. Sinir sisteminde bir hasar söz konusu ise tedavi süreci planlanır. Ancak herhangi bir hastalık durumu yoksa durum psikolojik yönden ele alınır. 

Sinirsel Kaşıntı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kaşıntının nedenine bağlı olarak tedavi süreci uzmanlar tarafından planlanır. Sinirsel kaşıntı tedavisinde genellikle terapi uygulamaları, kremler ve antidepresanlar kullanılır. Bu yöntemler uzman klinik psikologlar veya psikiyatristler tarafından yapılır. Genellikle bilişsel davranışçı terapi yöntemi, anestezik kremler ve antidepresanlar uygulanan yöntemler arasındadır. Bazı durumlarda bu yöntemler tek başına yeterli olmayabilir ve birlikte uygulanabilir.
Psikolojik kaşıntıda, aleksitimi diğer bir adıyla duygu körlüğü (kişinin duygularını ifade edememesi) durumuyla karşılaşılır. Kaşıntı durumunu artıran etkenler arasında öfke, saldırganlık, sevgi ve ilgi ihtiyacı yer alabilir. Bu tür duygular karşılanmadıkça ve şiddeti arttıkça kaşıntı da artar. Terapilerde bireyin yaşadığı duyguları ifade edebilmesi üzerine çalışılır. Duyguların ne kadar çok ifade edilmesi sağlanırsa ortaya çıkan kaşıntı durumu da bir o kadar azalır. 
Depresyonda olan kişilerde meydana gelen değersiz ve yetersiz hissetme duygularıyla da benzer şekilde çalışılır ve kişinin bu duyguları ifade etmesi sağlanır. Uzman tarafından reçete edilen antidepresanlar kişinin vücuduna serotonin salınımı sağlayarak, kişinin kaşıntı durumundan kurtulması sağlanır.

Psikolojik Olarak Kaşıntı Olur mu?

Stres, anksiyete, depresyon ve bazı psikolojik travmalar kişinin vücudunda bazı tepkimelere neden olur. Bu gibi durumlarda psikolojik kaşıntı ortaya çıkabilir ve bu durum bireyin yaşamını zorlaştıran bir hal alabilir.

Strese Bağlı Kaşıntı Nasıl Geçer?

Kaşıntının altta yatan nedenine bağlı olarak tedavi uygulanır. Nöropatik kaşıntılar farklı hastalıklara bağlı olarak görülebileceğinden doktor tarafından gerekli görülen bazı ilaç tedavileri veya çeşitli cerrahi girişimler yapılabilir. Psikojenik kaşıntılarda ise genellikle bilişsel davranışçı terapi, kremler veya antidepresanlar kullanılabilir. Tüm tedavi yöntemleri ve ilaç kullanımları doktorlar tarafından uygulanır ve reçete edilir.

Aşırı Stres Kaşıntı Yapar mı?

Aşırı ve uzun süreli strese maruz kalınması bazı sorunları ortaya çıkarabilir. Bu sorunlar arasında strese bağlı kaşıntı durumu da yer alabilir. Özellikle psikolojik faktörlerden meydana gelebilen durumlar psikojenik kaşıntılar olarak adlandırılır.

Güncelleme Tarihi: 19 Ocak

Yayınlama Tarihi: 10 Ocak

Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır