yüze su değdirmeden abdest / Hasta veya yaralı olanın abdesti - Dinimiz İslam

Yüze Su Değdirmeden Abdest

yüze su değdirmeden abdest

Abdest nasıl alınır? Hangi durumlarda teyemmüm alınır?

Haberin Devamı

Sol Kolu Yıkamak

Sol kol dirseklerle beraber üç kere yıkanır. Yıkarken kolun her tarafı, kuru bir yer kalmayacak şekilde iyice ovulur.

Başı Meshetmek

Eller yeni bir su ile ıslatılır. Sağ elin içi ve parmaklar başın üzerine konularak bir kere meshedilir.

Kulakları Meshetmek

Eller ıslatılarak sağ elin şehadet parmağı ile sağ kulağın içi, baş parmağı ile de kulağın dışı; sol elin şehadet parmağı ile sol kulağın içi, baş parmağı ile de kulağın arkası meshedilir.

Boynu Meshetmek

Elleri yeniden ıslatmaya gerek olmadan geriye kalan üçer parmağın dışı ile de boyun meshedilir.

Sağ Ayağı Yıkamak

Sağ ayak üç kere topuklarla beraber yıkanır. Yıkamaya parmak uçlarından başlanır ve parmak araları iyice temizlenir. Sol ayak topuklarla beraber yıkanır. Yıkamaya parmak uçlarından başlanır ve parmak araları iyice temizlenir.

Sol Ayağı Yıkamak

Sol ayak topuklarla beraber yıkanır. Yıkamaya parmak uçlarından başlanır ve parmak araları iyice temizlenir.

HANGİ DURUMLARDA TEYEMMÜM ALINIR?

Teyemmüm, bazı durumlarda abdest ve gusül yerine geçen istisnâî bir uygulama olup, ancak belli bir mazeretin bulunması hâlinde yapılabilir. Abdest ve gusül için su bulunmaz veya bulunur da kullanma imkânı olmazsa her ikisi yerine geçmek üzere teyemmüm yapılır.

Teyemmümün su bulunmadığında yapılabileceği âyet-i kerimelerde açıkça belirtilmiştir (Nisâ, 4/43; Mâide, 5/6). Teyemmümle ilgili hadisler de su bulunamadığında teyemmümün yapılabileceği yönündeki Kur’an hükmünü teyit etmektedir. Nitekim bir kenara çekilip duran, cemaatle namaza iştirak etmeyen birini gören Resûlullah, “Ey falan! Neden cemaate iştirak etmiyorsun?” diye sorduğunda adam, “Ey Allah’ın Resulü, cünüp oldum; su da yok” deyince Peygamber (s.a.s.), “Toprağı kullan, o sana yeterlidir” buyurdular (Buhârî, Teyemmüm, 9).

Teyemmüm şu hâllerde yapılır:

a) Abdest veya gusle yetecek miktarda su bulunamaması,
b) Su bulunduğu hâlde, suya ulaşma imkânının olmaması,
c) Su bulunduğu hâlde, havanın çok soğuk oluşu, banyo yapacak yerin bulunmayışı gibi engellerle suyu kullanma imkânının bulunmaması,
d) Sağlık açısından suyun kullanılmasının sakıncalı olması,
e) Yıkandığı veya abdest azalarını yıkadığı takdirde hastalanması, hastalığının artması veya iyileşme süresinin uzaması,
f) Vücudun veya abdest organlarının yarısından fazlasının yara, yanık vb. sebeplerle yıkanamaması.

Uzuvlarının yarısından azında yara olan bir kimse ise, sağlam olan organlarını yıkar, yaralı olanları mesh eder. Konu ile ilgili bir rivayette ifade edildiğine göre, cünüp olan yaralı bir kişiye gusletmesi söylenmiş, o da yıkanmış ve bu sebeple ölmüştür. Haber Resûlullah’a ulaşınca, “O’nu öldürmüşler! Hâlbuki ona, teyemmüm yeterliydi.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 128) buyurmuştur.

Cebire Abdesti

Abdest organlarının bazısında yara olur ve suyla ıslanmasının zararı olursa veya başka bir nedenden dolayı bazı organlara suyun zararı olursa, bu durumda insan organın o kısmının üzerine temiz bir bez bırakır ve ıslak elini o bezin üzerine çeker. Bu şekilde alınan abdeste, cebire abdesti denir.

Cebire Abdestiyle İlgili Birkaç Hüküm

1- Eğer el veya yüzde yara olur ve suyun yaraya zararı varsa, onun üzerine temiz bir bez parçası veya başka bir şey bırakılır ve o yer yıkanırken bırakılan şeyin üzerine ıslak el çekilir.

2- Eğer yaranın üzeri bağlı olur ve açılmazsa, abdest alınırken ıslak el onun üzerine çekilir. Eğer yaranın üzerindeki parça vs. necis olursa, onun üzerine temiz bir parça bırakılarak ıslak el onun üzerine çekilir.

3- Eğer baş veya ayağın meshedilecek bölümünde yara olursa; yara meshedilecek bölümün sadece bir kısmında olursa, yara olmayan kısım meshedilir; örneğin, eğer ayağın sadece iki parmağında yara olursa, yara olmayan parmaklara meshedilir. Fakat eğer yara meshedilecek organın hepsini kapsamışsa; örneğin, ayağın tamamı sarılmışsa, o sargının üzeri meshedilmelidir. Elbette bu ikinci durumda cebire abdesti dışında teyemmüm de yapmak iyidir. Hatta bazı müçtehitlere göre teyemmüm yapmak farzdır.

4- Eğer yara dışında bir nedenle su abdest uzuvlarından birine zararlı olursa, cebire abdesti yapmak gerekir.

5- Cebire abdestinde de yüz ve eller yukarıdan aşağıya doğru yıkanmalıdır. Dolayısıyla eğer el veya yüzün üst tarafı sarılı olursa, önce sargının üzerine ıslak el sürülmeli, sonra aşağı taraf yıkanmalıdır.

6- Cebire abdesti alma imkânı olan bir kimse, cebire abdesti almalıdır ve sadece teyemmüm yeterli değildir.

 

ABDEST ALMAK BİR ANTİ-AGİNGDİR

SOĞUK SUYLA YÜZ YIKAMA CİLDİ GENÇLEŞTİRİYOR

YAŞLANMAK İSTEMİYORSANIZ ELİNİZİ

SICAK SUDAN SOĞUK SUYA SOKUN!

GÜNDÜZ UYUMAK YAŞLANDIRIYOR

GECE UYKUSU GENÇLEŞTİRİYOR

Yaşlılık izlerini önlemenin, oluştuktan sonra düzeltmekten kolay olduğunu söyleyen Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Ahmet Arslan: “Gece karanlıkta uyumak müthiş bir anti-aging etkisi yapar, tüm hücrelerinizi yeniler. Sabahları kalkınca yüzünüze çarpacağınız soğuk su cildinizi en pahalı kremden daha çok tazeler. Güne soğuk duşla başlamak vücudunuzu oksijenlendirir.”

Medical Park Elazığ Hastanesi Estetik Rekonstrüktif ve Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Ahmet Arslan; genç kalmak ve güzelliğini korumak isteyen kadınlara, servet harcamadan yapabilecekleri anti-aging yöntemlerini anlattı:

  • KENDİNİZE BAKMAKTA GEÇ KALMAYIN: Yaşlılık izlerini önlemek, oluştuktan sonra düzeltmekten daha kolaydır. Bunu sağlamak için 20’li yaşlardan itibaren bazı noktalara dikkat edip, önlemlerimizi almamız gerekiyor. Aslında bu önlemler de zaten hiç de zor olmayan, sağlıklı yaşamak isteyenlerin normalde de yapmaları gereken şeyler. Kum saatimiz doğar doğmaz akmaya başlıyor. Stresle, hırsla, yanlış beslenmeyle, hareketsizlikle biz doğamızı yavaşlatıyoruz. İşte bu nedenle çocuklukta, gençlik döneminde nasıl yaşadığın, kendine nasıl baktığın çok önemli. Peki bu durumda çocuklara ya da gençlere verilecek öğütler ne olmalıdır?
  • GÜNDÜZ UYUMAK YAŞLANDIRIYOR: Bir kere düzenli bir yaşam şart. Birbirine bağlı bir aile ortamında yaşayan, ailesiyle birlikte sofraya oturup yemek yiyen bir gençle, bar ortamından çıkmayan bir gencin yaşlanması aynı olmuyor. 25 yaşında yüzünü gerdirmek için gelen genç kızlar var ve yüzü gerçekten 40 yaşında gibi! Baktığınızda sigara var, alkol var, gece geç yatıyor, gündüzleri uyuyor… Sabahlara kadar sigara içme, gece oturup, sabahları akşama kadar uyuma gibi yanlışlar cildimizin yaşlanmasına sebep olan faktörlerdir. Bunları düzene sokabildiğimiz, stresli ortamları aza indirgediğimiz zaman cildimizin yaşlanma hızını yavaşlatabiliriz.
  • AKŞAM UYUMAK GÜZELLEŞTİRİYOR: Bir kere gece uykusu ile gündüz uykusu aynı değildir. Bizim salgıladığımız hormonlar gece farklıdır, gündüz farklıdır. Siz bu döngüyü değiştirirseniz; ne yerseniz yiyin, ne uygularsanız uygulayın, hangi kozmetik ürünleri kullanırsanız kullanın o içinizden gelen iyileşmeyi öldürüyorsunuz
  • GÜZELLİK UYKUSUNA YATIN: Yine bizim kültürümüzde pek olmayan ya da eski zamanlarda olan güzellik uykusu çok önemli. Öğlenleri yemek sonrası bir 5 – 10 dakikalık uyku yani şekerleme ya da güzellik uykusu İtalyanların, Çinlilerin yaptığı bir uygulama. Bu dönemde gerçekten güzelleştirici hormonlarının aktif olması nedeniyle bu uykuya ‘güzellik uykusu’ deniyor. Serotonin vücuda salgılanıyor, bu da vücudu canlandıracak mutlu edecek bir hormondur. Aslında bu 5 – 10 dakikalık uyku, beynimizde inanılmaz deşarj etkisi yaratıyor. Tam yemek vakti bütün enerjiniz midenizdedir; bu nedenle keşke vaktimiz olsa da kahve çay içerek açtığımız uykumuzu, uyuyarak alsak. Beyin orada gerçekten ihtiyaç duyduğu mineralleri alıyor, vücudumuz yenileniyor. Eğer uyumazsak, vücutta yaşlanma başlıyor. Çünkü o 5 – 10 dakikalık uykuda vücut yenileniyor.
  • YÜZÜNÜZÜ SOĞUK SUYLA CANLANDIRIN: Sabah erken saatlerde soğuk su ile yüzü yıkamak çok etkili bir anti-aging yöntemi aslında. Böylece yüzümüzü canlandırmış oluyoruz. Ben hiç sıcak su kullanmıyorum, hep soğuk suyla yüzümü yıkıyorum. Günde en az 3 – 4 sefer yüzünüzü soğuk suyla yıkayın. Sadece soğuk suyla yüze yapılan masaj, kanlanmayı arttırıcı bir özelliğe sahiptir. Ben soğuk su ile yüzümü sık sık yıkıyorum. Hafta içerisinde makyajlı olduğumdan dolayı pek yapamıyorum ama yine de sık sık yüzümü soğuk su ile yıkamaya dikkat ediyorum. Özellikle ameliyatlardan çıktıktan sonra. Kanlanmanın arttığını hissediyorum.
  • HÜCRELERE KAN GÖNDERİN: Beyne ve diğer iç organlara kan gidişini artırmak çok önemli. Çünkü kanlanma çok önemli. Biliyoruz ki hücreye kan giderse yeni hücreler gelecek eski hücreler geri dönecek, yani hücre içerisinde toksit maddeler kalmayacak, hücre daha geç yaşlanacak. Bunu nasıl sağlayabiliriz dışardan? El bileğimizin iç kısmı. Zaten dokunduğunuz zaman da hissedersiniz. Dirsek bölgesinin iç kısmı, ayak bileğimiz buralar şok etkisi yaratır. Masaj bölgesinde de kullanılan bölgelerdir. Bu bölgelere sıkıca bastırdığınızda beyninizdeki tıkanmaları ortadan kaldırabilir, şok etkisi yaratabilirsiniz. Baş ağrıları çekenler bunu deneyebilir.
  • ENSENİZİ SOĞUK SUYLA ISLATIN: Ayrıca ensemizi, dirsek içlerimizi yani el bileklerimizi gün içerisinde 4-5 defa soğuk suyla ıslatırsak, kanlandırmayı arttırmış oluruz ve bu da anti-aging etki yaratır. Ayrıca seratonin hormonu salgılayarak kendimizi huzurlu ve mutlu hisseder, ferahlarız. Hem hücrelerimiz kanlanıyor hem beynimize daha fazla oksijen gidiyor. Kendinizi yenilemiş hissediyoruz. Yararları aslında saymakla bitmez.
  • ABDEST ALMAK DA BİR ANTİ-AGİNG: Abdest almak bir anti-agingdir. Bizi ferahlatır derler ya; aslında ferahlatıcı etkisi hassas bölgelerimizden kaynaklanır ve bizi yeniler. Mutluluk hormonu yani serotonin hormonu salgılatır.

SOĞUK DUŞA SAĞ BACAKTAN BAŞLAYIN

Soğuk suyla yapılan duş da çok faydalı. Hatta önce ılık su ile başlayıp, sonunu soğuk duşla tamamlayabiliyorsanız çok güzel. Eğer her sabah duş alıyorsanız kesinlikle sıcak su, kaynar su kullanmayın, ılık suyla duş alın. Sağ bacağınızdan başlayarak, giderek soğutun. Çünkü kalbe en uzak nokta sağ ayak parmağınızdır. O zaman o soğukluğu hissetmezsiniz. Sağ ayağınızdan başlayarak, giderek suyu soğutun ve yukarıya kadar yıkanın. Vücut şöyle bir ürperecektir. Bu sayede vücudunuzda vazokonstrüksiyon (damarların büzülmesi), arkasından da vazodilatasyon (damarların genişlemesi) gerçekleşir. Yani tüm vücuda kan fışkırıyor. Kan, vücuda besleyici madde taşır. Sizin için bu durum, iki saat yaptığınız egzersizin verdiği yenileme ile eşdeğerdir. Vücudunuz yeniden oksijenlenir. Güne bu şekilde başlamak da harika bir anti-agingdir.

SÜTÜN KAYMAĞI VAZELİN CEVİZ PEELİNG ETKİSİ YAPAR

Ben cilt bakımım için gidip de kremlere avuç avuç para ödemiyorum. Kendi hazırladığım bir karışım var ve son derece işe yarıyor. Sütü kaynattıktan sonra üzerindeki kaymağı (bir kaşık yeterli) alıyorum. Bu vazelin işlevi görüyor. Meyveler koyuyorum. Salatalık, havuç biraz da bulabiliyorsanız susam, çörekotu. Bunları dövüyorsunuz. Meyveleri mikserden geçiriyorum. Bir gün buzdolabında bekletiyorum ki suyunu iyice çeksin. Ceviz de koyuyoruz çünkü cevizinde peeling etkisi var. Onların hepsini dövüp süt kaymağı ile karıştırıp göz çevresine değdirmeden yüzümüze sürüp bir saat bekletiyoruz. Bir saat içerisinde gerçekten gözenekleri açıyor. Ama bu arada toz toprak yapışmaması gerekiyor. Haftada bir gün uygulanabilir. Bu karışım bir kereliğine kullanılabilir, çünkü içerisinde meyve olacağı için bozulabilir. Yüzünüzü bir hafta boyunca canlandırıyor, peeling yapıyor. Kızarıklığı hemen hissediyorsunuz, kanlanma artışını hemen görüyorsunuz.

EN UCUZ ANTİ-AGİNG: SAKİN VE HUZURLU HAYAT

İnsanlar günümüzde hayatı çok koşturarak, çok iddialı, dolayısıyla da çok stresli yaşıyorlar. Tatile giderken bile, sosyalleşirken bile kendilerini zorluyorlar. Tatil dönüşü kredi borçları ödeniyor, bir sinemaya ya da tiyatroya gitmek için saatlerce trafikte çile çekiyorlar. Sürekli mobilya değiştiriyorlar, iki yıl geçmeden yeni çamaşır makinesi istiyorlar. Yıllarca Amerika’da çalıştım ve gördüm; orada böyle şeyleri hiç önemsemiyorlar ve en zengini bile gidip çamaşırlarını çamaşırhane yıkayabiliyor. Ama biz sürekli bir yarış, tüketim ve koşturmaca içindeyiz. Böyle bir yaşam, koşuşturma, maddi zorluklar bizleri yaşlandırıyor. Basic yaşama dönebilsek her şey daha kolay olacak. ünkü eğer kendine bakıyorsan, sağlığına dikkat ediyorsan, sade ve huzurlu, kendinle barışık bir hayat sürüyorsan gerçekten o kadar anti-aging yapacağım diye kendini paralamana gerek kalmaz. Biz gerçekten kendimizi gereksiz yere çok fazla yiyip bitiriyoruz! Oysa iç huzurumuzu sağlayabilirsek, her şey kendiliğinden geliyor… HG

#Elazığ, elazig, harput, Elazığ haberleri, Elazığspor

Sual: Yatalak bir hasta, nasıl abdest alır, nasıl namaz kılar?
CEVAP
Abdest alması veya aldırtılması mümkün değilse, teyemmüm eder, namazlarını ima ile kılar. (Merakıl-felah)

Kesilen yeri yıkar
Sual: Ayağı topuk kemiğinden kesik olan, kesilen yeri abdestte yıkaması gerekir mi?
CEVAP
Evet.

Ayağında protez olan
Sual: Ayağım topuk kemiğinden kesik olduğu için protez kullanıyorum. Protezi giyip çıkarmam zordur. Bu özür olur mu?
CEVAP
Evet. Protezin üstünden mesh etmek caizdir.

Elde olmadan yel kaçıran
Sual: Akıntısı olan ve yel kaçıran yani gelen yeli tutamayan hanımlar da Maliki’yi taklit edebilir mi?
CEVAP
Evet. Sadece erkeklere mahsus değil. Kadın da yel kaçırır. Elinde olmadan kaçırmak Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. Namaz kılarken böyle bir durum meydana gelirse namaz bittikten sonra abdesti devam eder, namazı da bozulmaz.

Abdestini bozmaz
Sual: Bir insanın hem yel hem idrar özrü varsa yani gelen yeli ve idrarı tutamıyorsa, nasıl yapmalı?
CEVAP
Maliki’yi taklit etmeli. İsterse beş tane özrü olsun, hiç biri abdesti bozmaz. Yani elde olmadan çıkan yel, idrar, akıntı, ishal, basur kanı, yaradan çıbandan çıkan kan irin, burun kanaması, gözden ağrı ile gelen yaşlar vs. abdesti bozmaz. Başka abdesti bozan bir şey olmazsa, sabahtan yatsıya kadar namaz kılar Kur’an okur. Çünkü abdesti bozulmadı. Ama Hanefi mezhebinde farklı, Hanefi’de her namaz vakti girince abdest alması gerekir.

İdrar kaçıran kimse
Sual:
İdrar kaçıran özürlü bir Hanefî, az da olsa isteyerek idrar yapsa, abdesti bozulmuş olur mu?
CEVAP
Özürlü olduğu için elde olmadan zaten idrarı damlıyor, idrarını tutamıyor. Bu arada kendi zorlamasıyla da olsa idrar yapsa abdesti bozulmuş olmaz.

İdrar kaçıranın namazı
Sual: Günde bir defa veya iki günde bir defa idrar kaçırıyorum. Bazen namazda kaçırdığımı sanıyorum. Namazım sahih oluyor mu?
CEVAP
İdrar kaçıran, fakat sizin gibi özür sahibi olmayan kimse, temiz olarak bağladığı bezde yaşlık görür, ne vakit damladığını bilmezse, hayz kanında olduğu gibi, gördüğü anda damladı sayılır. Şüphe eden kimse, namaza dururken beze bakar, yaşlık görürse, yeniden abdest alır. Namazda iken şüphelenirse, selam verince hemen bakıp, damlamış olduğunu görürse, namazını iade eder. Selamdan birkaç dakika sonra bakıp görürse, namazını abdestli kılmış sayılır.

Bu durumda olan kimse, Hanefi’de özürlü sayılmaz ise de, Maliki’de özürlü sayılır. Onun için Maliki mezhebini taklit ederse, idrar kaçırmakla abdesti bozulmuş olmaz ve namazda iken beze veya çamaşıra akan idrar da necis sayılmaz. Bu ruhsattan faydalanıp kendimizi sıkıntıya sokmamalıyız.

Necasetli çamaşırla namaz
Sual: İdrar için, sonda takıldı. İdrar, bir torbada birikiyor. Üstüm başım necasetlidir. Bu durumda Maliki’yi taklit edip necasetli çamaşır ile namaz kılmam caiz midir? Yoksa kılmayıp iyi olunca mı kaza etmeliyim?
CEVAP
Kazaya bırakmak haramdır, başka çareniz olmadığı için, o hâliyle kılmak caizdir. Maliki’de necaset namaza mani değildir.

Ameliyatlı hastadan gelen necaset
Sual: Ameliyatla, karnımdan delik açılarak torba bağladılar. Torbadan bazen necaset sızıyor. Maliki’yi taklit caiz mi?
CEVAP
Evet.

Kendiliğinden olan akıntı
Sual: İdrar yollarımı üşüttüğüm için devamlı tuvalete gitme ihtiyacı duyuyorum. Namaz kılarken beni rahatsız ediyor, bu durumda kılmam mekruh olur mu? Kaza namazlarına iyileşinceye kadar ara vermem daha mı iyi olur?
CEVAP
Mekruh olmaz. Maliki’yi taklit ederseniz, kendiliğinden akıntı olursa abdestiniz bozulmaz. Kaza kılmayı geciktirmeyin. Maliki’yi taklit edip, o hâlinizle kılın.

Ağızdan gelen kan
Sual: Dişini çektiren kimsenin kanaması devam ediyorsa, vaktin sonunu mu bekler, yoksa hemen kılabilir mi?
CEVAP
Vaktin sonunu beklemesine lüzum yoktur, hemen kılabilir. Çünkü ağızdan kan çıkmadığı müddetçe, abdest bozulmuş olmaz.

Ağzı tuz ile gargara yaptıktan sonra, pamuk konur. Sonra abdest alıp namaz kılınır. Şayet namaz kılarken ağızdan dışarı kan çıkarsa abdest bozulur. Abdestin bu sebeple bozulmaması için, gusül ve abdest alırken Maliki taklit edilir. O zaman dişten gelen kan, ağızdan dışarı çıksa da abdest bozulmuş olmaz.

Diş etleri kanayan
Sual: Diş etleri kanayan nasıl abdest alır?
CEVAP
Hanefî mezhebine göre özür sahibi olabilmek için, kanamanın bir namaz vaktinin başından sonuna kadar devam etmesi gerekir. Sonraki vakitlerde de, en az bir defa akarsa özür sahibi olur. Bir defa akmazsa özür sahibi olmaz. Hanefî mezhebine göre özür sahibi olamayan bir kişi, Mâlikî mezhebini taklit eder. Mâlikî mezhebinde diş kanamaları abdesti bozmaz. Bir abdest ile, abdesti bozan başka şey olmazsa istediği kadar namaz kılar. Mesela sabah abdesti ile yatsıyı bile kılar.

Yardımcısız hasta
Sual: Bir yardımcısız hasta, nasıl abdest alır ve gusleder?
CEVAP
Abdest alamayan bir hasta, bir yardımcı bulamazsa, teyemmüm edip namaz kılar.

Yaşlıların abdesti
Sual: Yaşlı anne babam abdestte çok sıkıntı çekiyorlar. Ne tavsiye edersiniz?
CEVAP
Yaşlılar genelde özür sahibi olurlar. Bunlar Maliki’yi taklit ederse akıntıları, yel kaçırmaları yani gelen yeli tutamamaları, idrar kaçırmaları, kanamaları abdestlerini bozmaz. Nasıl diş dolgusu için Maliki taklit ediliyorsa, hastalık için de aynen taklit edilir.

Elinde yara olanın abdesti
Sual: Elinde çatlak, yara veya egzama olan nasıl abdest alır ve gusleder?
CEVAP
Elindeki çatlak, yara veya egzamayı ıslatmak zarar verirse, eline eldiven takıp, eldiven ile abdest alabilirse, böyle abdest alması gerekir. Eldiven bulamazsa, ellerine su alamaz ve yüzünü, başını, ayaklarını suya sokamaz ise, teyemmüm eder. Yaralı kısımları ıslatmadan gusledemezse, yine teyemmüm eder.

Ellerini kullanamayan
Sual: İki eli çolak veya felçli olup kullanamayan nasıl taharet edip abdest alır?
CEVAP
Elleri çolak olan, taharetlenmez. Kollarını toprağa, yüzünü duvara sürüp teyemmüm eder.

Abdest uzuvları yaralı olan
Sual: Abdest uzuvlarının bir kısmı yaralı olan nasıl abdest alır?
CEVAP
Abdest uzuvlarından hepsinin yarıdan çoğu veya dört abdest uzvundan ikisi sağlam ise, abdest alıp, yaralı yerleri mesh eder. Mesh zarar verirse, sargı üzerine mesh eder. Abdest uzuvlarının yarıdan çoğu yaralı ise teyemmüm eder. Teyemmüm edenin, bazı yerleri yıkaması caiz değildir.

Başı ve yüzü yara olan
Sual: Başım ve yüzüm tamamen yara beredir. Vücudumu yıkarken yüzüme de su sıçrayabiliyor. Doktor, su değmemesini söyledi. Bu durumda nasıl abdest alırım ve nasıl guslederim?
CEVAP
Baştan boynunuza kadar olan kısma renksiz bir poşet geçirirsiniz. Vücudunuzun diğer yerlerini yıkarsınız. Islak el ile, baş ve yüzünüzü poşetin üstünden mesh edersiniz. Eğer poşetin üstünden başınızdan aşağı su dökerseniz mesh yerine geçer. Ayrıca mesh etmenizin de mahzuru olmaz.

Sargı üstüne mesh
Sual: Abdest veya gusülde, su değmemesi gereken bir yerin üstüne sarılan sargının veya poşetin üstünü mesh etsek, sonra bunları kaldırınca yıkanmamış yeri mesh etmek gerekir mi?
CEVAP
Yaranın, çıbanın, derideki çatlak veya yarıkların üzerine veya içine konan merhem, pamuk, fitil, gazlı bez, sargı gibi şeylerin çözülmesi, çıkarılması yaraya zarar verirse veya bunlar çıkınca, yıkamak veya mesh etmek zarar verirse, bunlardan merhem, poşet gibi, su geçirmeyenler üzerine su akıtılır. Su geçirenler üzerine mesh edilir. Zarar vermek, şifanın gecikmesi yahut ağrının artması demektir.

Mesh ettikten sonra, bunlar, yara iyi olmadan alınır veya düşerlerse, mesh bozulmaz. Yara iyi olup da düşerlerse, altlarını yıkamak gerekir. Bunlar üzerine mesh, altlarını yıkamak yerine geçer. Bunlara mesh eden, özür sahibi olmaz, böyle biri, sağlam kimselere imam olabilir. Salih ve uzman doktorun(Islatılmaması lazımdır) dediği bir yer, yara gibi olur. Bunlara mesh etmekte, abdestsiz ve cünüp arasında, fark yoktur. (S. Ebediyye)

Alçının üstü mesh edilir
Sual: Sağ ayağım burkulduğu için alçıya aldılar, herhangi bir kanama veya yara yok, buna rağmen her vakit namazda abdest tazelemem lazım mı, yoksa bir abdestle iki üç vakit namazı kılabilir miyim?
CEVAP
Evet, abdest bozulmadan beş vakit de kılabilirsiniz. Bozulunca, abdest alırken alçının üstü mesh edilir.

Özür sahibi
Sual: Trafik kazası geçirdim. Birkaç haftadır, alçılı koluma mesh ederek abdest alıyorum. Bir hoca, (Sen özürlüsün, vaktin sonuna kadar bekleyerek her namaz vaktinde abdest alman gerekir) dedi. Doğru mudur?
CEVAP
Çok yanlıştır. Bir kere, kolu sargılı olan özürlü olmaz, bir akıntısı olan özür sahibi olabilir. Sabah aldığı abdestle, abdesti bozan bir şey olmadıkça, yatsıyı da aynı abdestle kılabilir. İkincisi, özürlü olan da yine vaktin sonunu beklemez. Özür sahibi olmayıp da, akıntısı ilk defa olan kimse, vaktin sonuna kadar bekler. Bunun, alçılı kol ile alakası yoktur.

Sık sık kusanın abdesti
Sual: Hastalık veya hamilelik sebebiyle sık sık kusan kimsenin abdesti bozulur mu?
CEVAP
Maliki’yi taklit ederse bozulmaz.

Burnu kanayanın abdesti
Sual: Bir hastalık sebebiyle zaman zaman burun kanasa abdest bozulmuş olur mu?
CEVAP
Burundan kan akarsa elbette abdest bozulur; ama Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz; çünkü elinde olmadan akıyor. Semavi bir özürle aktığı için abdesti bozmaz. Burnunu bir yere vurup kanatsa semavi özür olmadığı için abdesti bozulur.

Namazda burnu kanayan
Sual: Sık sık veya ara sıra burnu kanayan kimsenin, namazda iken burnu kanasa abdesti ve namazı bozulur mu?
CEVAP
Maliki’yi taklit ederse, abdesti de namazı da bozulmuş olmaz.

Malikiyi taklit eden beklemez
Sual: Bir vaktin girmesiyle eli veya herhangi bir yeri kanayan bir kimse, farzı kılacak kadar bir zamanda kan durmazsa, vaktin sonuna doğru o haliyle vaktin farz namazını kılabiliyorken, yatsı vaktinin girmesiyle eli kanayan ve kanaması devam eden bir kimse yatsı namazını ve vitri kılmak için yatsının son vakti olan imsak vaktine kadar mı beklemesi lazım?
CEVAP
Evet; ancak Maliki taklit edilirse hemen kılınır, sabaha kadar beklenmez.

Ayaktaki yaradan çıkan kan
Sual: Ayağında mantar ve yara olan, ayakta durunca tazyikten dolayı kan veya irin çıkan abdestinin bozulmaması için oturarak kılması caiz midir?
CEVAP
Evet, caizdir. (Hindiyye)

Böyle hallerde Maliki mezhebini taklit etmek iyi olur. Maliki taklit edilirse, çıkan kan, irin abdesti bozmaz. Bunun gibi sebeplerle veya başka bir özürden dolayı Maliki mezhebi taklit edilirken, gusülde, abdestte ve namazda Maliki’nin farzlarına ve müfsitlerine riayet etmek gerekir.

Basurdan akan kan
Sual: Basur hastasıyım, kanama oluyor, çamaşırım kirleniyor. Abdestli durmam zor. Bir kolayı yok mu?
CEVAP
Kolayı var. Maliki mezhebini bu konuda taklit ederseniz, basurdan akan kan, abdesti bozmadığı gibi, necis de sayılmaz. Yani namaz içinde kan gelse, hem abdestiniz bozulmaz, hem de çamaşırı kirleten kan, necis sayılmadığı için o hâliyle kılabilirsiniz.

Namazdan önce kan gelirse, yine abdestinizi bozmaz ancak imkan ve vakit varsa çamaşırınızı değiştirmeniz gerekir, çünkü kendi mezhebimizden çıkmış değiliz. İmkan yoksa, o hâliyle kılmak caizdir.

Günde bir defa
Sual: Kadın, günde bir defa gelen akıntı için, Maliki’yi taklit eder mi?
CEVAP
Evet.

Maliki’de özür sahibi olur
Sual: Günde 2-3 sefer akıntısı olan bir hanım özür sahibi midir? Akıntısının ne zaman olduğunu hissetmediği zaman da oluyor. Abdestinden devamlı şüpheleniyor. Bu durumda ne yapması gerekir?
CEVAP
Hanefi’de özürlü olabilmek için iki namaz arasında en az bir kere gelmesi gerekir. Yani günde beş kere akıntı gelmesi lazım ki özürlü olasınız. Maliki’de ise günde bir kere gelse hatta üç beş günde bir kere gelse bile yine özürlü oluyor. Onun için Maliki’yi taklit ederseniz akıntılar abdesti bozmaz, isterse namazda gelsin mahzuru olmaz.

Abdestte kolaylık
Sual: Doktor bir bayanım. Bayanlarda mensturuel sıklusun yani aylık âdet döngüsünün dönemlerine bağlı olarak miktarı ve kıvamı değişen fizyolojik yani doğal akıntı vardır. Bu akıntı meselesi abdest ve namaz konusunda bayanların yaşadığı en büyük sıkıntı. Ancak benim birçok tesettürlü arkadaşım var ve hiçbirinin böyle bir şeyden yani Maliki mezhebini taklitten haberleri yok. O zaman kadınlar Maliki’yi neden taklit etmiyorlar?
CEVAP
Bilmedikleri için taklit etmiyorlar. Çekinip rahatça soru soramamalarından bu sıkıntıyı çekiyorlar. Maliki’yi taklit etseler rahat edecekler. Bu akıntılar ne abdestlerini ne de namazlarını bozacak.

Ayrıca, iç çamaşırına akıntı bulaşmış ise, temizini bulmak zor olursa, bunu değiştirmeden namaz kılabilir. Maliki’de necaseti temizlemek farz değil. İhtiyaç halinde necasetle namaz kılmak caizdir.

Doğal akıntı nasıl olur?
Sual: Doğal akıntı sarı akıntı mı, rengi nasıl? Evlide bekârda değişir mi? Menopozdan sonra da doğal akıntı olur mu? Bu doğal akıntı nedir, diğerlerinden farkını nasıl anlayacağız?
CEVAP
Nisaiye uzmanı bayan doktor diyor ki:
Doğal akıntı denilen şeyin rengi aslında şeffaf-beyaz arasıdır. Ancak bu akıntı çamaşırda veya pamukta birikince ve biraz bekleyince sarımsı renk alır. Dolayısıyla çamaşırda görülen sarı renk doğaldır. Evlide bekârda aynıdır. Menopozdan sonra olmaz, ancak eğer hormon hapı kullanılıyorsa, bir rahatsızlık varsa olabilir.

Maliki’de bozmaz
Sual: Kadınların hayzı bittikten sonra, istihaza yani özür hâli oluyor. Normal akıntıları da oluyor. Bunlar için Maliki’yi taklit edebilir mi?
CEVAP
Evet, taklit eder ve bu durumlar abdesti bozmaz.

Akıntısı olan
Sual: 13 yaşında buluğa eren kızım akıntıdan dolayı Maliki mezhebine uyabilir mi?
CEVAP
Elbette, akıntısı o zaman abdestini bozmaz.

Eli kesik olanın abdesti
Sual:
Eli kesik olan nasıl abdest alır?
CEVAP
Bir eli kesik olan, diğer eli ile abdest alır. İki eli kesik olan, elini, yüzünü toprağa sürer. (İslam Ahlâkı)

Başka biri, buna abdest aldırabilir, teyemmüm de ettirebilir.

Sual: Abdest uzuvlarında yaralar bulunan bir kimse, nasıl abdest alır?
CEVAP
Abdest uzuvlarının çoğunda veya yarısında yara bulunan kimse, teyemmüm eder. Çoğu sağlam ise, sağlamını yıkayıp yaralara mesh eder. Gusülde, bedenin hepsi, bir uzuv sayılır. Bedenin yarısı yaralı ise, teyemmüm eder.

Sual: Bir kimsenin başında hastalık ve yaralar varsa, abdest alırken ne yapması, nasıl hareket etmesi gerekir?
CEVAP
Bu konu ile alakalı olarak Merâk-ıl-felâhın Tahtâvî hâşiyesinde deniyor ki:
 “Başında hastalık olup, abdestte başını meshetmek zarar verirse, meshetmek sakıt olur.” Yani abdest alırken başını meshetmez, sadece diğer uzuvlarını yıkar.

Sual: Hasta bir kimse, su ile abdest aldığında, bu hal kendisine zarar verirse, teyemmüm yapabilir mi?
CEVAP
Merâk-ıl-felâhın Tahtâvî haşiyesinde, konu ile alakalı olarak deniyor ki:
“Hastalık, teyemmüm etmek için özürdür. Ancak sağlam kimsenin, abdest alınca, hasta olacağından korkması özür olmaz. Sağlam kimse oruç tutunca, hasta olacağından korkarsa, kazaya bırakması caiz olur diyen âlimler ise, hasta olmaktan korkan kimsenin de teyemmüm etmesi caiz olur dediler. Hastaya, su ile abdest almak ve hareket etmesi zarar verirse, teyemmüm yapar. Suyun veya hareketin zarar vermesi, kendinin çok zannetmesi veya Müslüman ve mütehassıs bir doktorun haber vermesi ile anlaşılır. Fıskı açıkça bilinmeyen doktorun sözü de kabul edilir.”

Sual: Ellerde zaman zaman meydana gelen çatlaklar oluyor. Bu çatlaklardan bazısı büyük de olmaktadır. Abdest alırken geniş olarak açılan bu yerler de yıkanacak mıdır?
CEVAP
Abdest alırken, deri üzerindeki yarık yıkanır. Su değdirmesi zarar veriyorsa, mesh eder. Mesh etmek de mümkün değilse, mesh de terk olunur. Ayağındaki yarığa merhem sürmüş kimse, merhemin üstünü yıkar. Yıkamak yaraya zarar verirse, o zaman mesh eder. Yıkadıktan sonra merhem düşerse, altı iyi olmuş ise, altını yıkar. İyi olmamış ise, yıkamaz. İki elinde yarık, yara olup su ile abdest alması zarar verirse, teyemmüm eder. Bir eli sağlam ise, bunun ile abdest alır. Eli dirsekten, ayağı topuktan kesilmiş ise, kesik yeri yıkar.

Sual: Abdest ve gusül alamayan hasta bir kimse de özürlü mü sayılır, özürlü gibi mi abdest alır?
CEVAP
Özür, yalnız abdesti bozan şeylerdir. Abdest veya gusül abdesti alamayan hasta, özürlü olmaz. Böyle olan bir kimse, yerine göre, su değmeyecek uzvunu mesh ederek abdest alır veya teyemmüm ederek, namazlarını sağlam kimse gibi kılar.

Sual: Hanefi veya Şafii mezhebinde olup idrar yollarındaki rahatsızlıktan dolayı idrar kaçıran bir kimse, her namaz vakti abdest almakta güçlük çekiyorsa, ne yapması, nasıl hareket etmesi lazımdır?
CEVAP
Böyle olan hasta ve yaşlılar, gusül, abdest ve namazda Maliki mezhebinin şartlarına riayet ederek bu mezhebi taklit etmelidir. El-fıkh-u alel mezâhibil-erbe'a kitabında deniyor ki:
“Maliki mezhebinin ikinci kavline göre, özür sahibi olmak için, hastalık sebebi ile çıkan, abdesti bozan bir şeyin bir kere çıkması kafidir. Bir namaz vakti içinde devamlı çıkması lazım değildir. Namazdan evvel veya namaz içinde idrar, yel kaçıran hastaların ve ihtiyarların abdestlerinin ve namazlarının bozulmaması için, haraç ve meşakkat hâlinde, bunların Maliki mezhebini taklit etmeleri ve imam olmaları sahih olur.”

Sual: El ve ayaktaki çatlaklara, merhem sürüldüğü zaman, abdest alırken ne şekilde hareket edeceğiz?
CEVAP
El veya ayak tabanındaki yarığa, çatlağa su zarar verirse ve merhem de kullanılıyorsa, merhemin üstü yıkanır. Bu da zarar verirse, yara mesh edilir. Bu da zarar verirse, yara üzerindeki sargı mesh edilir. Bu da zarar verirse, başka mezhep taklit edilemez. Çünkü diğer üç mezhepte de bu hâl, zarurettir, affedilmiştir. Gusülde de böyledir. Zararı olmayanı yapmak lazımdır. Abdest alırken soğuk su zarar verip, sıcak su zarar vermezse, sıcak su ile abdest uzuvlarını yıkamak lazım olur. İlaç yaranın, yarığın kenarındaki sağlam deriye aşmış ise, bunun altını yıkamak lazım olur. Göz kapakları üstünü yıkamak da, göz ağrısı yaparsa, böyledir. Abdestten, gusülden sonra tıraş olunca, tıraş yerlerini yıkamak lazım olmaz. Tırnak kesmek de böyledir.

Sual: Elleri yara olan bir kimse, yine su ile mi abdest almalıdır?
CEVAP
Elleri yara olan, yüzünü ve ayaklarını suya sokar. Sokamazsa, teyemmüm eder.

Sual: Soğuk su ile gusül alınca hasta olacak veya hastalığı artacak kimse, gusül için teyemmüm yapabilir mi?
CEVAP
Şehir, köy haricinde olup sıcak su bulamayan kimse, soğuk su ile gusül ederse, hasta olacağından korkunca teyemmüm eder. Şehir içinde de böyle olduğuna fetva verildi.

Sual: Vücudunun çoğunda yaralar olan bir kimse, abdest ve guslü nasıl alır?
CEVAP
Abdest ve gusül azasının yarıdan fazlası yara ise, teyemmüm eder. Yarısı yara ise, sağlam yerleri yıkar. Yaraları mesh eder, yaraya mesh zarar verirse, sargı üzerine mesh eder. Bu da zarar verirse, hiç mesh etmez.

Sual: Bir kimsenin elleri ve ayakları kesilmiş veya yoksa, bu kimse nasıl abdest alması gerekir?
CEVAP
Bu konuda Merâk-ıl-felâhın Tahtâvî haşiyesinde deniyor ki:
“İki elinin ve iki ayağının yıkaması farz olan yerleri kesik olanın yüzü de yara ise, teyemmüm edemeyeceğinden abdestsiz kılar ve iade etmez. Yüzü sağlam ise, yüzünü yıkatır. Yardımcısı yoksa, sadece yüzünü toprağa sürer.”

Sual: Sağlam kimsenin abdest uzuvlarını başka birinin yıkaması uygun olur mu?
CEVAP
Bu konuda İbni Âbidînde deniyor ki:
“Sağlam insanın abdest uzuvlarını başkasının yıkaması mekruhtur. Buna başkasının abdest suyu getirmesi ve kendisi yıkarken başkasının su dökmesi caizdir. Hasta, elbisesini ve yatağını hep kirletiyorsa yahut bunları değiştirmek meşakkatli oluyorsa, necis oldukları hâlde namazını kılar. 'Cebire' denilen tahtalar, flasterler, merhemler, altlarındaki yara iyi olduktan sonra düşerlerse, abdest bozulur. Yara iyi olur, fakat üstündekiler düşmezse, zararsız kaldırılabilirlerse, abdest ve gusül yine bozulur.”

Sual: Başında yaralar olan kimse, abdest alırken başını mesh etmese abdesti olur mu?
CEVAP
Başında hastalık olup, mesh zarar verirse, mesh sakıt olur, yani başını mesh etmez.

Sual: Bir ayağında yara olup sargı ile kapatılmış olan bir kimse, abdest alırken ne yapması, nasıl hareket etmesi gerekir?
CEVAP
Sağlam ayağı yıkayıp diğerindeki sargıya mesh caizdir. Yara iyi olmadan, üzerindeki şey düşerse, abdest bozulmaz. Mesh ettikten sonra, mesh olunan şey değiştirilirse de bozulmaz.

Sual: Bir eli çolak veya kesik olan bir kimse, abdesti nasıl ve ne şekilde alır?
CEVAP
Sağlam kimsenin bir eli tutmuyor, yaralı, kesik, çolak ise, diğer eli ile abdest alır. İki eli de böyle ise, elini, yüzünü toprağa sürer.

Sual: Vücuttaki yara ve kırık üzerine sargı bezi sarılmaktadır. Abdest alırken bu sargı bezlerini çıkarmak gerekir mi?
CEVAP
Yaranın, çıbanın, kırığın üstüne, bunları tedavi ve zarardan korumak için zaruri olarak sarılan sargı veya tahta, merhem, alçı açılıp yara yıkanamaz ve mesh edilemezse, bunların yüzeylerinin ekserisine ve arada kalan sağlam cilt üzerine mesh edilir. İmkân olursa, bunlar çıkarılıp yara üzerine mesh etmek ve sağlam cildi yıkamak lazım olur. Bunların abdestli olarak sarılması ve belli müddeti yoktur.

Sual: Abdestte yıkanması gereken bir yerdeki yaraya merhem sürülmüş ise, abdest alırken bu yaranın üzerini yıkamak gerekir mi?
CEVAP
Tırnak kırılır veya yara olursa, üzerine veya ayaktaki çatlağa konan merhemi kaldırmak zarar verirse, zaruret olacağından, merhemin üstü yıkanır. Yıkamak zarar verirse mesh eder. Bu da zarar verirse mesh de etmez. Diğer üç mezhepte, böyle olduğu için başka mezhebi taklide imkân yoktur. Bu merhemin, cebire gibi olduğu, İbni Âbidînde yazılıdır. Fakat, diş dolgusu ve kaplaması böyle değildir. Çünkü Malikiyi veya Şafiiyi taklit mümkündür.

Abdest uzvunda yarası olanın abdesti
Sual:
Abdestte yıkaması emredilen uzuvlarda yara olan bir kimse, ne şekilde abdest alabilir?
CEVAP
Abdest azasının yarısında yara olan kimse, su olduğu hâlde teyemmüm eder. Yara yarıdan azında ise, sağlamını yıkayıp, yarayı mesh eder. Gusülde, bütün beden bir uzuv sayıldığı için, bütün bedenin yarısı yara ise teyemmüm eder. Yaralı yer, yarıdan az ise, sağlamını yıkayıp yaraları mesh eder. Yaraya mesh zarar verirse, sargıya mesh eder. Buna da zarar verirse, meshi terk eder. Abdestte ve gusülde, başa mesh zarar verirse, başı mesh etmez. Eli çolak yahut elinde egzama, yara olup, su kullanamayan teyemmüm eder. Yüzünü, kollarını yere, kireçli, topraklı, taşlı duvara sürer. Elleri ve ayakları kesik olanın yüzü de yara ise, namazı abdestsiz kılar. Abdest aldıracak kimse bulamayan da, teyemmüm eder. Çocuğu, ücret ile tuttuğu kimse, yardıma mecburdurlar. Başkalarından da yardım ister. Fakat başkaları yardım etmeye mecbur değildir. Karı ve koca da, birbirlerine abdest aldırmaya mecbur değildirler.

Sual: Abdestte yıkanacak yerlerinde yara olup bu yaraları sargı bezi ile kapatmış olan bir kimse, abdest alırken bu sargı bezlerini çıkarması mı gerekir?
CEVAP
Kan aldırarak, sülük tutunarak, yara, çıban olarak, kemiği kırılarak veya incinerek sargı, pamuk, gaz bezi üzerine flaster, merhem koyan, orasını soğuk, sıcak su ile yıkamaya veya mesh etmeye kadir olamazsa, abdestte ve gusülde, bunların yarıdan fazlası üstüne bir kere mesh eder. Sargıyı çözmek zarar verirse, altındaki sağlam yerler yıkanmaz. Sargı aralarında görünen sağlam deri kısımları mesh edilir. Sargıyı abdestli olarak sarmak lazım değildir. Meshten sonra, sargı değiştirilirse, üstüne başkası da sarılırsa, yenisine mesh lazım olmaz.

Elinde çatlak, egzama olanın abdesti
Sual:
Elinde veya diğer abdest uzuvlarında egzama olan bir kimse, su ile abdest alması kendisine zarar verirse, ne yapması gerekir?
CEVAP
Bu konuda Halebîde deniyor ki:
“Bir veya iki elinde çatlak, egzama veya başka yara olup, bunları ıslatmak zarar verirse, bu kimse abdest alamaz. Bu sebepten abdest alamayan kimseye, hatır ile veya para ile başkasının abdest aldırması, İmâm-ı a'zam hazretlerine göre müstehabdır. Başkasından yardım istemeden teyemmüm edip kılarsa, namazı kabul olur. Yardımcı veya para bulamazsa, teyemmüm etmesi, imâmeyne göre de, caiz olur.”

Bundan anlaşılıyor ki, yaralı eline eldiven takıp, eldiven ile abdest alabilirse, böyle abdest alması lazım olur.

Abdest uzuvları yaralı olan
Sual:
Abdest uzuvlarından bir kısmı yaralı olup bu kısımların yıkanması mümkün olmazsa, böyle bir kimse, su ile nasıl abdest alır veya ne yapmalıdır?
CEVAP
Yaralı kısımlar ıslatmadan yıkanamazsa, teyemmüm eder. Abdest uzuvlarından hepsinin yarıdan çoğu veya dört abdest uzvundan ikisi sağlam ise, abdest alıp, yaralı kısımları veya uzuvları mesh eder. Mesh zarar verirse, sargı üzerine mesh eder. Abdest uzuvlarından hepsinin yarıdan çoğu veya abdest uzuvlarının üçü veya dördü de yaralı ise, teyemmüm eder. Teyemmüm zarar verirse, namazı kazaya bırakır. Müsavi, eşit miktarda iseler, teyemmüm etmemelidir. Teyemmüm eden kimsenin, bazı yerleri yıkaması caiz değildir. Başında ağrı olup mesh edemeyen, abdest için yıkanamayan da, gusül için teyemmüm edebilir denildi ise de, her ikisinin de sakıt olacağını bildiren fetva daha evvel verilmiş olduğundan, bu sözle amel olunmaz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır