Gelişmelerden haberdar olmak için bizi Google Haberler'den takip edin!
Binaların deprem, sel gibi doğal afetlerde yıkımına sebep olan teknik faktörlerden birisi olan zemin sıvılaşması olayını bu içeriğimizde sizler için derledik.
Zemin sıvılaşması, deprem gibi hareketli yükler altında gevşek ve yüzeye yakın zeminlerde oluşan bir durumdur. Sismik kuvvet uygulandığı zaman, tanecikler arasındaki denge bozulur. Zeminde durağan ve dağınık halde bulunan su içeriği yüzeye doğru hareket eder. Bu olaya zemin sıvılaşması denir. Sıvılaşma olayında kum, su ile beraber hareket ederek sıvı gibi davranır. Bu olay oluştuğu vakit zemin üzerinde ki yapılarda yan yatma, devrilme ve batma kaçınılmaz hale gelir.
Zemin sıvılaşması olayı, çoğunlukla deniz kenarlarında, körfez bölgeleri ve kıyı düzlüklerinde, akarsuların taşkın ovalarında görülür. Bilinen en büyük örnekleri; 1964 Nigaata – Japonya, 1967 Mudurnu – Bolu, 1999 Gölcük – İzmit.
Yakın tarihte gerçeklesen ve ülkemiz için acı bir olay olan Gölcük depreminde şehir merkezinde hasarın daha büyük olmasının ana sebebi zemin Sıvılaşmasının sonucudur. Birçok binanın zemin katının içe gömülmüş ve pek çok yapıda ise yan yatma devrilme olmuştur.
Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerin ardından zemin sıvılaşması gündeme gelirken suların çekildiği Keban Barajı Gölü sahasında zemin sıvılaşması olduğu görüldü. Peki, Zemin sıvılaşması nedir, neden olur, deprem için neden tehlikeli? Zemin sıvılaşması nasıl gerçekleşir, alınacak önlemler nelerdir?
ZEMİN SIVILAŞMASI NEDİR?
Sıvılaşma, zeminin sarsıntı sırasında taşıma gücünü kaybetmesidir. Eğer zemin 'alüvyon' denilen henüz suyunu kaybetmemiş, diyajenez sürecini (taşlaşma-taş haline geçme) tamamlamamış ise, yer altı suyu seviyesi 0-10 metre arasındaysa ve kum-silt boyutundaki malzemeden oluşuyorsa o bölgede sıvılaşma tehlikesi var demektir. Normalde bu tür zeminler üzeri imara açılmadan önce jeolojik-jeoteknik etütlerle belirlenir.
ZEMİN SIVILAŞMASI NEDEN OLUR?
Zemin sıvılaşması, kohezyonsuz, doymuş veya kısmen doymuş bir toprak, deprem sırasındaki sallanma veya gerilme durumundaki diğer ani değişiklikler gibi uygulanan bir gerilmeye tepki olarak mukavemetini ve sertliğini önemli ölçüde kaybettiğinde meydana gelir. Zemin sıvılaşmasıaşması, zeminin efektif gerilmesi ( kayma mukavemeti ) sıfıra düştüğünde meydana gelir. Toprak, deprem sırasındaki sallanma veya gerilme durumundaki diğer ani değişiklikler gibi uygulanan bir gerilmeye tepki olarak mukavemetini ve sertliğini önemli ölçüde kaybettiğinde meydana gelir. Böylelikle normalde katı olan malzeme sıvı gibi davranır.
ZEMİN SIVILAŞMASI NERELERDE GÖRÜLÜR?
Kıyı şeridi, denize bakan kısımlar sıvılaşma açısından en riskli alanlar. Dere yataklarının sıfıra yakın eğimde aktığı alanlar sıvılaşma riskinin olduğu alanları oluşturuyor. Burada inşa edilecek yapılarda tedbirlerin alınması gerekiyor. Ülkemizde hemen hemen her depremde gözlemleniyor. Alüvyal zeminlerde sıvılaşma daha sık yaşanıyor ve bu risk Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde daha çok yer alıyor.
ZEMİN SIVILAŞMASI İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER NELERDİR?
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, ise “Sıvılaşmayı önlemek mümkün değildir. Uygun alanlarda yapılar yapılması gerekir” uyarısında bulundu.
Depremlerde, alüvyal zeminlerin riskli olduğu ve bunların üzerine yapılacak binalarda bu koşulların mutlaka gözetilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ali Uzun, “Özellikle zemin şartlarının büyük etkisi var. Ana kaya üzerine inşa edilen yapılar depremden daha az etkilenecektir. Uygun alanlarda bina yapmak lazım” diye konuştu.
Prof. Dr. Uzun, “İbn-i Haldun’un da dediği gibi coğrafya kaderdir. Kuzey Anadolu Fay Hattı, fay oluğu içerisindeki bütün ovalar, tektonik ve çukur alanlar bundan etkilenir. Geçmişte yaşadığımız depremlerde Adapazarı, Düzce, İzmit buralarda da zemin sıvılaşması görülmüştür” dedi.
Zeminde Sıvılaşma Neden Görülür?
Depremin etkisiyle gevşemiş, suya doygun duruma gelmiş daneli zeminin yük taşıma kapasitesi düşer. Bu durumda oluşan zemin sıvılaşması sonucu zemindeki daneler yer değiştirir. Danelerin yer değiştirmesi sonucu ise su gidecek yol bulamaz ve basınç yükselir. Basıncın yükselmesi ise daneli tabaka sıvılaşma özelliği göstermeye başlar. Böylece sıvılaşma olayı meydana gelmiş olur.
Zeminin sıvılaşması sonunda zemin üzerinde bulunan yapılarda batma ya da yana yatmalar görülür. Buna en güzel örnek 1999 Marmara Depremi’dir. Zemin sıvılaşması görülen zeminlerde eğer yapı çok ağır değilse deprem anında zemin sıvılaşması görülmeyebilir ancak daha sonraki zamanlarda olan basınçtaki suya direnç gösterilmezse bu göçüğe sebep olabilir.
Zeminde Sıvılaşma Etkileri Nelerdir?
Zeminde sıvılaşma arazinin tümünde oluşmaz. Bu yüzden sıvılaşma tehlikesinin önceden analiz edilerek etüd çalışmalarının yapılması büyük önem taşır. Arazinin yapılandırılmaya uygun olup olmadığı yapılan incelemeler sonucu belirlenmelidir.
Bir zeminin sıvılaşabilirliği sıkılık durumuna, zeminin arazi gerilmelerine, zeminin jeolojik geçmişine, depremin büyüklüğü ve merkeze uzaklığına, zemin tabakasının kompozisyonuna bağlıdır. Sıvılaşmayı etkileyen faktörler arasında zemin ve sıvılaşmaya yol açan elemanın yani depremin özellikleri sayılabilir. Sıvılaşmayı etkileyen faktörler arasında zemin vardır. Bunun dışında yapılan gözlem ve deneyler sonunda molekül çekim kuvveti olmayan zeminlerde sıvılaşma görülebilir. Yani zeminin sıkılık derecesi, dane özellikleri, kil zemin içeriği ve arazide bulunan drenaj şartları sıvılaşmayı etkileyen faktörler arasında yerini alır.
Zemin-dane özellikleri de zemin sıvılaşmasında önemlidir. Dane boyutu, dane şekli, dane çapının dağılımı, kil içeriği, dane özelliklerini oluşturur. Dane boyutunun küçük olması granül zeminlerde sıvılaşmayı artırır. Yuvarlak daneli zeminler, köşeli daneli zeminlere göre daha fazla sıvılaşma riski taşır. Bunun yanında ince kumlu zeminler, kaba kumlu zeminlere göre sıvılaşmanın daha hassas olduğu zeminlerdir.