zikir ilahileri dinlemek istiyorum / Hasan Dursun - Zikir ilahi sözleri | İlahi Sözleri

Zikir Ilahileri Dinlemek Istiyorum

zikir ilahileri dinlemek istiyorum

Fetih Suresi Okunuşu - Fetih Duası Türkçe Anlamı, Diyanet Meali, Arapça Yazılışı ve Fazileti (Tecvitli Dinle)

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2023 17:05

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Fetih suresi Medine döneminde inmiştir. 28 âyettir. Sure adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır.Fetih suresi oku ve dinle sayfamızda Fetih suresi'nin anlamı, fazileti, Diyanet meali, tefsiri, Türkçe ve Arapça okunuşu ile yazılışı ve diğer detaylar yer almaktadır.

Haberin Devamı

Fetih Suresi Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır. Sûre de başlıca, hicretin altıncı yılında Hz.Peygamber ile Mekke’li müşrikler arasında gerçekleşen Hudeybiye antlaşması, cihad, savaştan geri kalan münafıklar ve Mekke’nin fethedileceği müjdesi konu edilmektedir. Ordumuzun muzafferiyet kazanması için fetih duası olarak okunmaktadır.

Fetih Suresi Türkçe Okunuşu

  1. İnna fetahna leke fetham mübına
  2. Li yağfira lekellahü ma tekaddeme min zembike ve ma teahhara ve yütimme nı'metehu aleyke ve yehdiyeke sıratam müstekıyma
  3. Ve yensurakellahü nasran azıza
  4. Hüvellezı enzeles sekınete fı kulubil mü'minıne li yezdadu imanem mea ımanihim ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü alımen hakıma
  5. Li yüdhılel mü'minıne vel mü'minati cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve yükeffira anhüm seyyiatihim ve kane zalike ındellahi fevzen azıyma
  6. Ve yüazzibel münafikıyne vel münafikati vel müşrikıne vel müşrikatiz zannıne billahi zannez sev' aleyhim dairatüs sev' ve ğadıbellahü aleyhim ve leanehüm ve eadde lehüm cehennem ve saet masıyra
  7. Ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü azızen hakıma
  8. İnna erselnake şahidev ve mübeşşirav ve nezıra
  9. Li tü'minu billahi ve rasulihi ve tüazziruhu ve tuvekkiruh ve tusebbihuhu bükreten ve ezıyla
  10. İnnellezıne yübayiuneke innema yübayiunellah yedüllahi fevka eydıhim fe men nekese fe innema yenküsü ala nefsih ve men evfa bi ma ahede aleyhüllahe fe se yü'tıhi ecran azıyma
  11. Se yekulü lekel mühallefune minel a'rabi şeğaletna emvalüna ve ehluna festağfir lena yekulune bi elsinetihim ma leyse fi kulubihim Kul fe mey yemlikü leküm minellahi şey'en in erade biküm darran ev erade biküm nefa bel kanellahü bima ta'melune habıra
  12. Bel zanentüm el ley yenkaliber rasulü vel mü'minune ila ehlıhim ebedev ve züyyine zalike fı kulubiküm ve zanentüm zannes sev' ve küntüm kavmen bura
  13. Ve mel lem yü mim billahi ve rasulihı fe inna a'tedna lil kafirıne seıyra
  14. Ve lillahi mülküs semavati vel ard yağfiru li mey yeşaü ve yüazzibü mey yeşa' ve kanellahü ğafurar rahıyma
  15. Se yekulül mühallefune izen talaktüm ila meğanime li te'huzuha zeruna nettebı'küm yürıdune ey yübeddilu kelamellah kul len tettebiuna kezaliküm kalellahü min kabl fe se yekulune bel tahsüdunena bel kanu la yefkahune illa kalıla
  16. Kul lil muhallefıne minel a'rabi se tüd'avne ila kavmin ülı be'sin şedıdin tükatilunehüm ev yüslimun fe in tütıy'u yü'tikümüllahü ecran hasena ve in tetevellev kema tevelleytüm min kablü yüazzibküm azaben elıma
  17. Leyse alel a'ma haracüv ve la alel a'raci haracüv ve la alel meriydı harac ve mey yütıılahe ve rasulehu yüdhılhü cennatin tecrı min tahtihel enhar ve mey yetevelle yüazzibhü azaben elıma
  18. Le kad radıyallahü anil mü'minıne iz yübayiuneke tahteş şecerati fe alime ma fı kulubihim fe enzeles sekınete aleyhim ve esabehüm fethan karıba
  19. Ve meğanime kesiraten ye huzuneha ve kânallahü aziyzen hakiyma
  20. Ve adekümüllahü meğanime kesiraten te'huzuneha fe accele leküm hazihı ve keffe eydiyen nasi anküm ve li tekune ayetel lil mü'minıne ve yehdiyeküm sıratam müstekıyma
  21. Ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatallahü biha ve kanellahü ala külli şey'in kadıra
  22. Ve lev katelekümüllezıne keferu le vellevül edbara sümme la yecidune veliyyev ve la nesıyra
  23. Sünnetellahilletı kad halet min kabl Ve len tecide li sünnetillahi tebdıla
  24. Ve hüvellezı keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhüm bi batni mekkete mim ba'di en azferaküm aleyhim ve kanellahü bi ma ta'melune basıyra
  25. Hümüllezıne keferu ve sadduküm anil mescidil harami vel hedye ma'kufen ey yeblüğa mehılleh ve lev la ricalüm mü'minune ve nisaüm mü'minatül lem ta'lemuhüm en tetauhüm fe tüsıybeküm minhüm mearratüm bi ğayri ılm li yüdhılellahü fı rahmetihı mey yeşa' lev tezeyyelu le azzebnellezıne keferu minhüm azaben elıma
  26. İz cealellezıne keferu fi kulubihimül hamiyyete hameyyetel cahiliyyeti fe enzelellahü sekınetehu ala rasulihi ve alel mü'minıne ve elzemehüm kelimetet takva ve kanu ehakka biha ve ehleha ve kanellahü bi külli şey'in alıma
  27. Le kad sadekallahü rasulehür ru'ya bil hakk le tedhulünnel mescidel harame in şaellahü aminıne muhallikıyne ruuseküm ve mükassıriyne la tehafun fe alime ma lem ta'lemu fe ceale min duni zalike fethan karıba
  28. Hüvellezı ersele rasulehu bil hüda ve dınil hakkı li yuzhirahu aled dıni küllih Ve kefa billahi şehıda
  29. Muhammedür rasulüllah vellezıne meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve rıdvana sımahüm fı vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incıl ke zer'ın ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukıhı yu'cibüz zürraa li yeğıyza bihimül küffar veadellahüllezıne amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran azıyma

Fetih Suresi Anlamı (Diyanet Meali)

  1. Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.
  2. Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin. (2-3. Ayetler)
  3. O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
  4. Bütün bunlar Allah'ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.
  5. Bir de, Allah'ın, hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük girdabı onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!
  6. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
  7. (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
  8. Ey insanlar! Allah'a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tespih edesiniz diye (Peygamber'i gönderdik.)
  9. Sana bîat edenler ancak Allah'a bîat etmiş olurlar. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah'a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.
  10. Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah'tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Allah sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, ona karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
  11. (Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helaki hak eden bir kavim oldunuz.
  12. Kim Allah'a ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkarcılar için alevli bir ateş hazırladık.
  13. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
  14. Savaştan geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, "Bırakın biz de sizinle gelelim" diyeceklerdir. Onlar Allah'ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizimle asla gelmeyeceksiniz. Allah önceden böyle buyurmuştur." Onlar, "Bizi kıskanıyorsunuz" diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar.
  15. Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: "Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır."
  16. Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.
  17. Şüphesiz Allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. (18-19. Ayetler)
  18. Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir. (Allah böyle yaptı) ki, bunlar mü'minler için bir delil olsun, sizi de doğru bir yola iletsin.
  19. Henüz elde edemediğiniz, fakat Allah'ın, ilmiyle kuşattığı başka (kazançlar) da vardır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
  20. İnkar edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi. ﴾22﴿ Allah'ın ötedenberi işleyip duran kanunu (budur). Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.
  21. O, Mekke'nin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
  22. Onlar, inkar edenler ve sizi Mescid-i Haram'ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (Allah Mekke'ye girmenize izin verirdi). Allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkar edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.
  23. Hani inkar edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) sözünü tutmalarını sağlamıştı. Zâten onlar buna lâyık ve ehil idiler. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir.
  24. Andolsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi.
  25. O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah yeter.

Fetih Suresi Arapça Yazılışı

Fetih Suresi Okunuşu - Fetih Duası Türkçe Anlamı, Diyanet Meali, Arapça Yazılışı ve Fazileti (Tecvitli Dinle)
Fetih Suresi Okunuşu - Fetih Duası Türkçe Anlamı, Diyanet Meali, Arapça Yazılışı ve Fazileti (Tecvitli Dinle)
Fetih Suresi Okunuşu - Fetih Duası Türkçe Anlamı, Diyanet Meali, Arapça Yazılışı ve Fazileti (Tecvitli Dinle)
Haberin Devamı
Fetih Suresi Okunuşu - Fetih Duası Türkçe Anlamı, Diyanet Meali, Arapça Yazılışı ve Fazileti (Tecvitli Dinle)
Fetih Suresi Okunuşu - Fetih Duası Türkçe Anlamı, Diyanet Meali, Arapça Yazılışı ve Fazileti (Tecvitli Dinle)

Fetih Suresi Konusu

Fetih suresinde; hicretin altıncı yılında Hz. Peygamber ile Mekkeli müşrikler arasında gerçekleşen Hudeybiye antlaşması, cihat, savaştan geri kalan münafıklar ve Mekke’nin fethedileceği müjdesi konu ediliyor.

Fetih Suresi Anlamı ve Önemi

Fetih suresi adını birinci ayette "Biz sana apaçık bir fetih müjdeledik" geçen “fetih” sözcüğünden almıştır. Bu ayetle Mekke’nin fethi müjdelenmiştir. Fetih Suresi, İslam alemi için çok önemli olan Hudeybiye antlaşmasını övmektedir. Allah yolunda cihad eden müminlerin elde edecekleri mükafatlar, cihattan da geri duran münafıkların alacakları cezalar anlatılıyor.

Fetih suresi, Mekke’nin fethini müjdelemesi bakımından önemlidir. Aynı zamanda Hz. Muhammed’in (asm) Allah’ın elçisi olduğunu bir daha ispatlıyor.

Fetih Suresi Kaç Ayet ve Sayfadır? Ne Zaman İndirilmiştir?

Fetih suresi hicretin altıncı yılında Hudeybiye Antlaşması sonrası indirilmiştir. Toplam 5 sayfadan ve 29 ayetten oluşuyor.

Haberin Devamı

Fetih Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüz İçinde Bulunuyor?

Fetih suresi 510. sayfadan başlayıp, 514. sayfada bitiyor ve 26. cüzde bulunuyor.

Fetih Suresi Okumanın Fazileti ve Faydaları

Peygamber Efendimiz bu surenin dünyadan daha değerli olduğunu belirterek “kim namaz içinde veya dışında bu sureyi okursa, Mekke fethinde Peygamberle birlikte olmuş gibi kabul edilir” demiştir.

Fetih suresini kim sürekli olarak okursa, meleklerin zikir ve tesbihlerinden nasiplenecektir.

Ayrıca, her kim Ramazan ayının ilk gecesi bu süreyi okursa, Allah (CC), bir yıl boyunca onu himayesine alacağı müjdesini vermiştir.

Fetih Suresinin 1-3 ayetlerini okumaya devam eden kişinin işleri açılır ve büyük nimetlere kavuşur. 29. ayeti sürekli okunursa dualar kabul olur, dünya ve ahrette büyük rızıklara ulaşılır, maddi ve manevi sıkıntılar ortadan kalkar.

Haberin Devamı

Fetih Suresi Abdestsiz Okunur mu?

Fetih, Kuran’ın bir suresi olduğu için, abdestsiz okunmaz. Fakat Kuran’a el değmeden veya ezbere okunmasında sakınca yoktur.

Fetih Suresi Hikmeti ve Sırları

  • Günde bir defa okuyan, tüm kötülüklerden korunur. Kimin ne muradı varsa her gün 7 defa okursa, muradı gerçekleşir.
  • Sıkıntıdan kurtulmak isteyen Cuma gecesi nafile namazı kılıp fetih suresi okunabilir.
  • Savaştan galip çıkmak için sabah namazından sonra Fetih suresi okunabilir.
  • Ramazan ayının ilk gecesinde Fetih suresini okuyan kimseye Cenabı Hak o sene rızık kapılarını genişletir.

Fetih Suresi Ne Zaman, Neden ve Nasıl Okunur?

Fetih Suresini her murat ve niyaz için istenilen zamanda okunabilir. Surenin belirli bir okuma sayısı yoktur. Fakat en eftali nafile namazından sonra okunmasıdır. Kısmetinin açılması, bolluk-bereket, savaştan galibiyet, sınavlarda başarı için okunabiliyor. Fetih suresini, Kuran’dan, dua kitaplarından veya ezbere okunabilir.

Fetih Suresi Nasıl Ezberlenir?

Fetih suresi 29 ayetten oluştuğu için kolaylıkla ezberlenebilir. Ayet ayet giderek kolay ezberleyebilirsiniz. Ayeti birkaç kez okuduktan sonra, ezbere tekrar edin. Daha sonra sıradaki ayete geçin. Her ayeti ezberlediğinizde bir öncekiyle birleştirerek devam edin.

Haberin Devamı

Fetih Suresi Ne Anlatıyor?

Müminler, Hudeybiye Antlaşması’nın önemini kavrayamadıkları için, bu antlaşmanın önemi, umreye niyetlenip de gidemeyen müminlerin teselli edilmesi anlatılıyor. Hz. Peygamber ve ashabının Allah katındaki durumu, onları ibadetten meneden müşriklerle yalnız bırakan münafıkların acı sonları hakkında önemli bilgiler veriliyor. En önemlisi de Mekke’nin fethi müjdeleniyor.

Fetih Suresi Ölülere Okunur mu?

Kur'an-ı Kerim okuyarak sevabını ölüleriniz için bağışlayabilirsiniz. Fetih Suresi'ni de okuyup sevabını bağışlamanız mümkündür. Ayrıca sıkıntıdan kurtulmak, muradına ve ihtiyacına kavuşmak isteyenler kendi veya sevdikleri için okuyabilirler.

Haberin Devamı

Fetih Suresi Özellikleri

Fetih suresi, Kuran’ın içindeki en değerli surelerdin biridir. Peygamber Efendimiz, bu sürenin dünyadan bile daha değerli olduğuna değinmiştir. Allah yolunda savaşan, mücadele eden, sabreden ve sevabını Allah’tan bekleyen her müminin yaptığı işlerin karşılığında bir ödül olduğu müjdesini vermektedir.

Fetih Suresi Şifa İçin Okunur mu?

Fetih suresi daha ziyade maddi ihtiyaçların ve dileklerin yerine gelmesi için okunduğundan, şifa niyetine okunmuyor. Fakat karşılığı Allah’tan beklenerek okunabilir.

Fetih Suresi Uzun Bağışlama Duası

Fetih suresini okuduktan sonra ardından “Allahümme ye evvelel evvelin” şeklinde başlayan Fetih duasını okuyabilirsiniz. Bu duayı okuduktan sonra isterseniz Türkçe olarak ne dileğiniz varsa Allah’tan isteyebilirsiniz.

Fetih Suresi Üzerinde Taşımak

Fetih suresi aynı zamanda bir kalkan görevi gördüğüne inanılır. Bir kâğıda safran, misk ve gül suyu karışımı mürekkeple sureyi yazıp, üzerinizde taşıyabilirsiniz. Bu şekilde kişilerin nazardan, düşmanın şerrinden, fakirlikten korunacağına inanılır.

Surenin 29. ayetini de bir kâğıda yazıp, muhafazalı olarak da üzerinizde taşırsanız görünür görünmez kaza ve musibetlerden Allah’ın izniyle korunabilirsiniz.

 Bu kâğıdı kim işyerine asıp, her gün de bir defa Fetih suresini okursa, işyerinde bolluk ve bereket artacaktır.

Fetih Suresi Ne Zaman Okunmalı?

Fetih Suresi istenilen zaman okunabilir. Özellikle yatsı ve sabah namazlarından sonra okumak çok faydalıdır. Savaş sırasında, sınavlardan önce, her dilek ve ihtiyaç anında sürekli olarak okunabilir.

Fetih Suresi Tefsiri (Diyanet)

Sûreye adını veren fethin Hudeybiye Antlaşması mı yoksa Mekke’nin fethi mi olduğu konusunda farklı değerlendirmeler vardır. Fetih kelimesinin “savaş yoluyla bir toprağı ele geçirmek” mânasında kullanıldığını dikkate alan tefsirciler burada, Mekke’nin fethinden söz edildiğini ileri sürmüşlerdir. Sağlam rivayetler yanında (Buhârî, “Tefsîr”, 48/1) bu sûrede geçen ve yeri geldikçe açıklanacak olan işaretlere dayanan tefsirciler ise haklı olarak burada Hudeybiye sulhunun anlatıldığı kanaatine varmışlardır. Bunlara göre fetih kelimesi, bir çözüm getirdiği ve tıkanıklığı açtığı için sulh için de kullanılabilir. Ya da sebepten söz edip bununla sonucu kastetmek şeklindeki “mürsel mecaz” üslûbunun kullanıldığı düşünülebilir. Çünkü Hudeybiye sulhunun yol açtığı gelişmeler birden fazla fethi beraberinde getirmiştir: 1. Bu antlaşmadan sonra Hayber fethedilmiştir. 2. Mekkeli müşriklerle savaş ihtimali geçici olarak kalktığı için iki tarafın halkı birbirine gidip gelmişler, görüşmüşler, İslâm hakkında bilgi alışverişi yapılmış ve birçok müşrik ihtida etmiş, İslâm ile müşerref olmuştur. 3. İki yıl sonra on bin kişilik bir ordu ile Mekke üzerine yürüyen müminler burayı kolayca fethetmişlerdir. 4. Daha önceleri müslümanları muhatap kabul etmeyen ve çözümü savaşta arayan müşrikler ilk defa bu antlaşmada karşı tarafı tanımışlar, onlardan güvenlik talep etmişler, müslümanların o yıl yapmak istedikleri umre ibadetini bir yıl sonra gelip yapmalarını kabul etmişlerdir ( Kurtubî, XVI, 250 vd. Hudeybiye ile ilgili özet bilgi için bk. Bakara 2/194). Bu fethin sağladığı faydalar, doğurduğu sonuçlar ilk üç âyette veciz bir şekilde açıklanmaktadır. 12. âyette işaret edildiği üzere bu sefere çıkmak, Mekkeli müşriklere bir mânada meydan okumak demekti, bu da bir cesaret meselesiydi. Bu yüzden münafıklar “Bunların işi bitti, müşrikler tamamını yok edecek” demişlerdi. Ancak 27. âyette sözü edilen rüyayı bir işaret ve emir sayan Peygamber efendimiz, çeşitli faydalarını da gözeterek, kendisine sadık 1500 kadar sahâbî ile bu meşakkatli ve tehlikeli seferi göze almışlardı. Başta hesap edilmeyen gelişmeler oldu; sahâbe sabır, cesaret, bağlılık ve fedakârlık imtihanlarına tâbi tutuldular. Bütün bunlar olurken ve olduktan sonra Allah Teâlâ’nın şu lutufları tecelli etti: 1. Hz. Peygamber, kendisinin dışında hiçbir ümmet ferdine bahşedilmeyen bir iltifata nâil oldu, “geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlanmış olduğu” rabbi tarafından ilân edildi. Esasen bütün peygamberler gibi Hz. Peygamber de ismet (Allah tarafından günah işlemekten korunmuş olma) özelliğine sahiptir, dolayısıyla zaten günahsızdır. Şu halde Peygamberimizin, bağışlandığı bildirilen günahı, fiilen işlediği yahut işleyeceği bir günah olmayıp, beşer olması hasebiyle kendisinde bulunan günah işleme potansiyelidir. İsmet sıfatı, peygamberlerdeki bu potansiyel günah işleme imkânının fiiliyata geçmesini önleyen ilâhî bir koruma ve esirgemedir; âyetteki af bu anlamdadır. Bir önceki sûrenin tefsirinde geçen (Muhammed 47/19) farklı bir yoruma göre bu antlaşma ile Mekkeliler nezdinde suçlu (zenb kelimesinin suç mânası için bk. Şuarâ 26/14) ve ölüme mahkûm bulunan Hz. Peygamber bu antlaşma sonunda barış ve güvenlik antlaşmasının tarafı haline geldi, böylece müşrikler tarafından suçluluk hükmü kaldırılmış oldu. 2. En büyük nimet ve dosdoğru yol olan İslâm dini sulh ortamında tamamlanarak yayılma imkânı buldu. 3. Yolculukta, sulh müzakerelerinde ve dönüşte Allah’ın büyük yardımları görüldü.

Peygamberler ümmetlerine örnek olduklarından Allah onları günah işlemekten korumuştur. Buna rağmen Peygamber efendimiz gece gündüz nâfile ibadetler yaparak ve özellikle çok namaz kılarak, hem bu konuda da ümmetine örnek olmuş hem de ibadetin cennet ümidi veya cehennem korkusundan değil, Allah buna lâyık olduğu, kul bununla mânevî hayat ve huzur bulduğu için yapılacağını göstermiştir. Nitekim kendisine, günahlarının peşinen bağışlanmış olduğu hatırlatılarak niçin bu kadar çok namaz kıldığı sorulduğunda şu cevabı vermişlerdir: “Elimden geldiğince Allah’a şükreden bir kul olabilmem için” (Buhârî, “Tefsîr”, 48/2; peygamberlerin günahsızlığı (ismet) konusunda geniş bilgi için bk. Mehmet Bulut, “İsmet”, DİA, XXIII, 134-136).

4. âyette müminlere, olağan üstü sıkıntılı durumlarında Allah’ın moral yardımından söz ediliyor, arkasından da O’nun askerlerinden bahsediliyor. Öyle anlaşılıyor ki bu askerlerden maksat, müminlerin yanında olan ve ilâhî yardımı onlara ileten meleklerdir. Buna göre 7. âyette zikredilen askerler ise ilâhî cezayı icra eden melekler olmalıdır.

Hz. Peygamber’in, Câhiliye kültür ortamı içinde yetişmiş olmasına rağmen ortaya koyduğu kişilik ve ahlâk, tebliğ ettiği dinin Allah’tan olduğuna canlı ve güçlü bir tanıktır. Onun eğitim kurallarına uygun uyarıları, müjdeleri, açıklamaları insanları etkilemiş; Allah’a iman ve yalnızca O’na ibadet etmelerine, O’nun dinini desteklemelerine, uğrunda canlarını ve mallarını ortaya koyarak çaba göstermelerine sebep olmuştur. Bazı tefsirciler, 9. âyetteki zamirlerin kime yönelik bulunduğu konusunda farklı bir anlayış ileri sürmüş, “O’nu tenzih ederek...” kısmındaki “O” zamirinden maksadın Allah olduğunu, diğer iki zamirin ise Peygamber efendimize ait bulunduğunu ifade etmişlerdir. Bu son yoruma göre, “büyüklüğü karşısında eğilesiniz” kısmını “O’na saygı gösteresiniz” diye çevirmek gerekecektir. 18. âyette ek bilgiler de verilerek tekrar değinilecek olan, “yeminle bağlılık sözü”nün Arapça’daki karşılığı biattır (bey‘at). 10. âyetteki ilgili fiil de bu köktendir. Buradaki biattan maksat, meşhur Hudeybiye biatıdır. Hz. Peygamber bu sûrenin 27. âyetinde bahsi gelecek bir rüyası üzerine hicrî 6. yıl Zilkadesinin başında (Mart 628), 1500 kadar sahâbî ile umre ibadeti yapmak üzere yola çıkmış, Mekke’nin 17 km. batısında yer alan Hudeybiye’ye gelip konaklamıştı. Daha önce bilgi almak üzere gönderilen görevliler, Mekkeli müşriklerin müslümanları engelleme kararı aldıkları ve bu maksatla Hâlid b. Velîd’i 200 kişilik bir güçle yola çıkardıkları haberini getirmişlerdi. Hz. Peygamber maksadını açıklamak ve ziyaret izni almak üzere önce Hırâş’ı, onun kötü karşılanması hatta ölüm tehlikesi geçirmesi üzerine, Mekkeliler arasında yakınları ve itibarı bulunan Hz. Osman’ı Mekke’ye elçi olarak gönderdi. Bir müddet sonra onun müşrikler tarafından öldürüldüğü haberi geldi. İşin renginin değiştiğini ve savaş ihtimalinin belirdiğini gören Resûlullah, ashabından biat almayı uygun buldu. Oradaki bir mugaylân veya sakız ağacının (şeceretü’r-rıdvân) altında, teker teker ellerini tutarak 1500 kişi ile biatlaştı; yani her bir sahâbî Peygamberimize bağlılık ve itaat sözü verdi. Bu biatta söz verilirken neyin üstlenildiği konusunda “cihad, itaat, ölüm pahasına sebat ve sabır” gibi ifadeler nakledilmiştir (Müslim, “İmâre”, 41, 42, 80). Bu biatı haber alan Mekkeliler telâşa kapılarak Süheyl b. Amr başkanlığında bir heyet gönderdiler. Hz. Peygamber düşmanı azaltmak ve güneyi emniyete almak, Mekkeliler ise ticaret yollarını açmak için bir barış istiyorlardı. Tartışmalardan sonra “müslümanların o yıl geri dönüp ertesi yıl umre için gelmeleri, Mekkeli bir kimse kaçıp Medine’ye sığınırsa istendiği takdirde iade edilmesi, aynı şey Medine’den Mekke’ye olursa geri verilmemesi, diğer Arap kabileleri ile tarafların serbestçe antlaşma yapabilmeleri, üçüncü bir tarafla savaş yapılması halinde antlaşmanın ikinci tarafının pasif kalması” üzerinde antlaşma sağlandı ve on yıllık bir antlaşma imzalandı (Muhammed Hamîdullah, “Hudeybiye Antlaşması”, DİA, XVIII, 297-299 ). Birçok âyette resulüne itaat edenin Allah’a itaat etmiş olacağı ifade buyurulmuştur. 10. âyette de Allah’ın elçisi olan peygambere itaat gibi ona biat da dolaylı olarak Allah’a verilmiş bir bağlılık ve itaat sözü olarak değerlendirilmektedir.

“Savaşa katılmayan Arap kabileleri”, Medine civarında yaşayan Gıfâr, Müzeyne, Cüheyne, Eşca‘, Eslem ve Dîl isimli bedevî gruplarıdır. Bunlar daha önce Hz. Peygamber’le beraber sefere çıkma sözü verdikleri halde, imanları kişiliklerine yansımadığı, henüz şuur ve kararlarına yeterince hâkim olmadığı, müminlerin de bu seferden sağ kalarak dönemeyeceklerini sandıkları için sözlerinde durmadılar. Sonradan kendilerine hesap sorulunca da hayvanları ile çoluk çocuklarının bakımını bahane ettiler.

Tevbe sûresinde (9/81-85), Tebük Seferi’ne katılmamak için bahaneler uyduran, özellikle havaların aşırı sıcak olduğu gerekçesine sığınan, fakat aynı zamanda müminleri de sefere çıkmaktan caydırmaya çalışan münafıkların âkıbetinin çok acı olacağı belirtilmiş; Hz. Peygamber’in bu kişilerden sağ kalanlarla karşılaşması halinde onların kendi maiyetinde bir sefere çıkmalarına müsaade etmemesi emredilmiş, ölenlerin ise imansız olarak can verdikleri bildirilip onlara karşı bir dinî vecîbe ifa etme cihetine gitmemesi istenmiştir. Burada geçen “savaşa katılmayanlar” ile orada geçenlerin aynı olduğunu; bunlardan münafıkların kastedildiğini düşünenler olmuşsa da, ileride açıklaması gelecek olan 16. âyet bu anlayışa mânidir. Ayrıca Tebük Harbi Hudeybiye’den üç yıl sonra olmuştur. Hudeybiye seferine katılmadıkları için kınanan, uyarılan, kendilerine öğüt verilen ve ceza olarak da “Hayber Savaşı’na katılmaktan mahrum bırakılan” gruplar, münafıklar değil, yeni iman etmiş fakat yeterince eğitim görmemiş bedevîlerdir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayınız

Ezberlemek İsteyenler için Namaz Sureleri

Menzil İlahiler Sultanım Derde Derman Mp3 İndir, Sultanım Derde Derman Müzik İndir Dinle

Sultanım Derde Derman
 
Menzil İlahiler - Sultanım Derde Derman

Sanatçı

: Menzil İlahiler

Albüm

: Tüm İlahiler

Şarkı

: Sultanım Derde Derman

Boyut

: 4.40 MB

İndirme

: 4704 Toplam İndirme

19-08-2017 Tarihinde eklendi, Toplam 4704 İndirme

Mp3 indirmek için tıklayın

Sanatçı'nın En Çok İndirilen Mp3leri

Kullanıcı Yorumları (Menzil İlahiler - Sultanım Derde Derman )

Sultanım Derde Derman Şarkı Sözü

Sultanım Derde Derman İçin şarkı sözü eklenmemiş. Sultanım Derde Derman Şarkı sözlerini biliyorsanız bize gönderebilirsiniz.

Sultanım Derde Derman Anahtar Kelimeler

Menzil İlahiler Sultanım Derde Derman Mp3 İndir Dinle , Menzil İlahiler Sultanım Derde Derman Şarkı Sözleri , Menzil İlahiler Albümleri , Menzil İlahiler Sultanım Derde Derman Cep Telefonuna Mp3 İndir,Sultanım Derde Derman bedava mp3 indir ,Sultanım Derde Derman cepten ücretsiz indir

Sanatçı'nın Son Eklenen Mp3leri

Şuan Dinlenen Mp3'ler

Kalem Suresi Okunuşu: Kalem Suresi Yazılışı, Anlamı, Fazileti, Tefsiri ve Türkçe Okunuşu

Kur'an-ı Kerim'in altmış sekizinci suresi olan Kalem suresi, Mekke döneminin başlarında inmiştir. İniş sırasına göre 2. suredir ve 52 ayetten oluşur. Adını, ilk ayetinde geçen “elKalem” kelimesinden almıştır. Nun suresi olarak da anılır. Birçok İslami kaynakta, Nun ve Kalem suresi duası faziletleri, anlamı, sırları ve meali ile ilgili önemli bilgiler yer alır..

KALEM SURESİ OKU

Günümüzde genellikle sınavdan önce okunacak başarı duası olarak bilinir. Bu yüzden Kalem suresi okunuşu bilmek önemlidir. Kalem suresi okunuşu gün içerisinde ve sınavdan önce başarı için yapılmalıdır. Bu surenin fazileti, faydaları ve yararları olduğuna inanılır. Ezberlemek ve dinlemek isteyenler için Kalem suresi anlamı (meali), Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu, fazileti, hikmeti ve dinle seçeneği hakkında bilgiler içeriğimizde bulunuyor:

KALEM SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Bismillahirrahmanirrahim

  1. Nun velkalemi ve ma yesturune.
  2. Ma ente binı'meti rabbike bimecnunin.
  3. Ve inne leke leecren ğayre memnunin.
  4. Ve inneke le'ala hulukın 'azıymin.
  5. Fesetubsıru ve yubsırune.
  6. Bieyyikumulmeftunu
  7. İnne rabbeke huve a'lemu bimen dalle'an sebiylihi ve huve a'lemu bilmuhtediyne.
  8. Fela tutı'ılmukezzibiyne
  9. Veddu lev tudhinu feyudhinune.
  10. Ve la tutı' kulle hallafin mehiyni.
  11. Hemmazin meşşain binemiymin.
  12. Menna'ın lilhayri mu'tedin esiymin.
  13. 'utullin ba'de zalike zeniymen.
  14. En kane za malin ve beniyne.
  15. İza tutla 'aleyhi ayatuna kale esatıyrulevveliyne.
  16. Senesimuhu 'alelhurtumi.
  17. İnna belevnahum kema belevna ashabelcenneti iz aksemu leyasri munneha musbihıyne.
  18. Ve la yestesnune.
  19. Fetafe 'aleyha taifun min rabbike ve hum naimune.
  20. Feasbehat kessariymi.
  21. Fetenadev musbihıyne.
  22. Eniğdu 'ala harsikum in kuntum sarimiyne.
  23. Fentaleku ve hum yetehafetune.
  24. En la yedhulennehelyevme 'aleykum miskiynun.
  25. Ve ğadev 'ala hardin kadiriyne.
  26. Felemma reevha kalu inna ledallune.
  27. Bel nahnu mahrumune.
  28. Kale evsetuhum elem ekul lekum levha tusebbihune.
  29. Kalu subhane rabbina inna kunna zalimiyne.
  30. Feakbele ba'duhum 'ala ba'dın yetelavemune.
  31. Kalu ya veylena inna kunna tağıyne.
  32. 'asa rabbuna en yubdilena hayren minha inna ila rabbina rağıbune.
  33. Kezalikel'azabu ve le'azabul'ahıreti ekberu lev kanu ya'lemune.
  34. İnne lilmuttekıyne 'ınde rabbihim cennatin ne'ıymi.
  35. Efenec'alulmuslimiyne kelmucrimiyne.
  36. Ma lekum keyfe tahkumune.
  37. Emlekum kitabun fiyhi tedrusune.
  38. İnne lekum fiyhu lema tehayyerune.
  39. Em lekum eymanun 'aleyna baliğatun ila yevmilkıyameti inne lekum lema tahkumune.
  40. Selhum eyyuhum bizalike ze'ıymun.
  41. Emlehum şureka'u felye'tu bişurekaihim in kanu sadikıyne.
  42. Yevme yukşefu 'an sakın ve yud'avne ilessucudi fela yestetıy'une.
  43. Haşi'aten ebsaruhum terhekuhum zillefun ve kad kanu yud'avne ilessucudi ve lum salimune.
  44. Fezerniy ve men yukezzibu bihazelhadiysi senestedricuhum min haysu la ya'lemune.
  45. Ve umliy lehum inne keydiy metiynun.
  46. Em tes'eluhum ecren fehum min mağremin muskalune.
  47. Em 'ındehumulğaybu fehum yektubune.
  48. Fasbir lihukmi rabbike ve la tekun kesahıbilhuti iz nada ve huve mekzumun.
  49. Levla en tedarekehu nı'metun min rabbihi lenubize bil'arai ve huve mezmumun.
  50. Fectebahu rabbuhu fece'alehu minessalihıyne.
  51. Ve in yekadulleziyne keferu leyuzlikuneke biebsarihim lemma semi'uzzikre ve yekulune innehu lemecnunun.
  52. Ve ma huve illa zikrun lil'alemiyne.

KALEM SURESİ YAZILIŞI

KALEM SURESİ DİNLE

KALEM SURESİ TÜRKÇE ANLAMI (DİYANET MEALİ)

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

  1. Nûn, Kaleme ve yazdıklarına andolsun.
  2. Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin.
  3. Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var.
  4. Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.
  5. Sen de göreceksin, onlar da görecek.
  6. Hanginizde imiş o fitne ve cinnet.
  7. Doğrusu Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur.
  8. O halde, yalanlayıcılara itaat etme.
  9. Onlar istediler ki yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.
  10. Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık,
  11. Daima kusur arayıp kınayan, hep lâf götürüp getiren,
  12. Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr,
  13. Kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı,
  14. Mal ve oğulları var diye (böyle davranır).
  15. Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der.
  16. Yakında biz onu hortumunun (burnunun) üzerinden damgalayacağız.
  17. Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Hani onlar sabah olunca bahçeyi mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi.
  18. İstisna da etmiyorlardı ("inşaallah" demiyorlardı).
  19. Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir belâ onu sardı da,
  20. Bahçe simsiyah kesiliverdi.
  21. Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:
  22. "Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.
  23. Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.
  24. "Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın" diyorlardı.
  25. (Zanlarınca yoksulları) engellemeye güçleri yeterek erkenden gittiler.
  26. Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Biz herhalde yanlış gelmişiz" dediler .
  27. "Yok, biz mahrum edilmişiz." (dediler).
  28. İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?"
  29. "Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz." (dediler).
  30. Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.
  31. Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız.
  32. Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.
  33. İşte azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi.
  34. Kuşkusuz korunanlar için de, Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır.
  35. Öyle ya, teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar mıyız hiç?
  36. Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz?
  37. Yoksa size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz?
  38. O kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı?
  39. Yoksa, "ne hükmederseniz mutlaka sizindir" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
  40. Sor bakalım onlara, içlerinden ona kefil hangisi?
  41. Yoksa ortakları mı var onların? Doğru iseler ortaklarını getirsinler.
  42. O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.
  43. Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.
  44. Bu sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.
  45. Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.
  46. Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
  47. Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
  48. Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi gibi olma. Hani o öfkeye boğulmuş da nida etmişti.
  49. Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
  50. Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.
  51. O kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar "o bir deli" diyorlar.
  52. Halbuki o âlemler için bir öğüttür.

KALEM SURESİ NUZÜL

Kalem suresi mushaftaki sıralamada altmış sekizinci, iniş sırasına göre ikinci sûredir. Alak sûresinden sonra, Müzzemmil sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 17. âyetten 50. âyete kadar olan kısmının Medine’de indiği yönünde bir rivayet bulunmakla beraber (bk. Şevkânî, V, 307) âyetlerin üslûp ve içeriğinden bunların da Mekke’de indiği anlaşılmaktadır.

KALEM SURESİ KONUSU NEDİR?

Muhammed aleyhisselâmın Allah tarafından gönderilmiş gerçek bir elçi olduğu, yüksek şahsiyeti ve Mekkeli müşriklerin onun getirdiği mesaj konusunda yaymaya çalıştıkları tereddütler, müşriklerdeki şahsiyet bozuklukları, nimete karşı nankörlüğün sonucunu açıklamak amacıyla anlatılan “bahçe sahipleri kıssası”, âhiretin sıkıntılı ve dehşetli halleri, Allah’ın müminler için hazırlamış olduğu ödüller ve kâfirlere vereceği cezalar, sûrenin başlıca konularıdır. Ayrıca Hz. Peygamber’e metânetli olması, Yûnus peygamberin yaptığı gibi sabırsızlık göstermemesi tavsiye edilmektedir.

KALEM SURESİ FAZİLETİ

Kalem suresini üç bölümde ele almak mümkündür. Birinci bölümde (âyet 1-7) ilk olarak kaleme ve yazıya yemin edilir. Sûrenin başındaki nûn hurûf-ı mukattaadan biridir. Bu harfin “hokka, mürekkep, balık” gibi anlamlara geldiği ve rahmân isminin son harfi, dolayısıyla bir ismin rumuzu olduğu ifade edilmekle birlikte (Fahreddin er-Râzî, XXX, 77) sûre başlarındaki diğer harfler gibi o da müteşâbihtir. Öte yandan kaleme ve yazıya yemin edilmesi Kur’an’ın okuma yazmaya verdiği öneme işaret eder. Bu bölümde inkârcılar tarafından Hz. Peygamber’e yöneltilen iftiralara cevap verilerek onu aşağılamak ve gözden düşürmek isteyenlerin iddiasının aksine Resûlullah’ın mecnun olmadığı ve yüksek bir ahlâka sahip bulunduğu vurgulanır; kimin çarpılmış, akıldan yoksun kalmış olduğunu yakında herkesin göreceği belirtilir.

Sûrenin ikinci bölümünde (âyet 8-47) başkalarını çekiştirme, insanlar arasında söz götürüp getirme, iyiliğin amansız düşmanı olma, saldırganlık ve kabalık gibi ahlâkî zaaflara dikkat çekilir (âyet 8-16). Bu âyetlerin, Hz. Peygamber’e düşmanlığı ile tanınan Velîd b. Mugīre ve Ahnes b. Şerîk gibi Kureyş kabilesinin ileri gelenleri hakkında nâzil olduğu nakledilmektedir (Süyûtî, s. 204). İnsanların onur ve şahsiyetini hedef alan, dolayısıyla ferdî ve içtimaî ahlâkı zedeleyen bu davranışların zikredilmesiyle bir taraftan adı geçen kişilerin karakterleri yerilirken diğer taraftan müminlerin bu niteliklerden uzak durmaları konusunda uyarıldıkları anlaşılmaktadır. Bu bölümde ayrıca, kendilerine verilen nimetlere karşı nankörlükleri yüzünden bu nimetlerden mahrum bırakılan kişilerle ilgili bir kıssaya yer verilerek (âyet 17-32) nimetle şımarmanın, iyiliğe engel olmanın ve başkalarının haklarına tecavüz etmenin sonucu anlatılır, mal ve evlâdın aslında bir imtihan vesilesi olduğu vurgulanır. Bu âyetlerde insanların sadece yoklukla değil nimetle sınanmalarının da ilâhî bir kanun olduğuna işaret edilmektedir. Daha sonra inkârcılara ardarda yöneltilen çarpıcı sorularla (âyet 35-47) onların üstünlük iddiaları reddedilir ve inançlarının hiçbir temelinin olmadığı belirtilir. Âhirette kendilerini bekleyen korkunç son hatırlatılarak kıyamet sahnelerinden biri etkileyici bir üslûpla tasvir edilir.

Üçüncü bölümde (âyet 48-52) nüzûl sırasına göre ilk defa bir peygamber kıssasına yer verilerek Hz. Yûnus’un yaşadığı tecrübe aktarılır. Resûlullah’ın mâruz kaldığı sıkıntılara karşı sabretmesi istenir; bu şekilde hem kendisi hem de ona inananlar teselli edilir. Burada, kâfirlerin Kur’an’ı işittikleri zaman Hz. Peygamber’i neredeyse gözleriyle devireceklerini ifade eden 51. âyetin Kureyş’ten bir grubun Resûlullah’a bakıp, “Ne onun gibisini ne de getirdiği delillerin benzerini gördük” demek suretiyle ona nazar değdirmek istemeleri üzerine nâzil olduğu nakledilmektedir (Vâhidî, s. 249). Nitekim Hasan-ı Basrî nazara karşı bu âyetin okunmasını tavsiye etmiştir (Zemahşerî, IV, 148; Fahreddin er-Râzî, XXX, 100). Sûre Kur’an’ın insanlar için bir uyarı olduğunu ifade eden âyetle sona erer.

Bazı tefsirlerde Hz. Peygamber’den nakledilen, “Kalem suresini okuyan kişiye Allah ahlâkını güzelleştirdiği kimselerin sevabını verir” (meselâ bk. Zemahşerî, IV, 148) meâlindeki hadisin sahih olmadığı belirtilmektedir (Muhammed et-Trablusî, I, 1022).

KALEM SURESİ TEFSİRİ (KUR’AN YOLU)

Kalem suresinin başında bulunan “nûn” harfi, “hurûf-ı mukattaa”dan olup bu tür harflerin ilk inenidir. Bakara sûresinin ilk âyetinde bunlar hakkında geniş bilgi verilmiştir.

Mekke müşrikleri şair, kâhin ve sihirbazların cinlerden bilgi ve ilham aldıklarına inanırlardı. Hz. Peygamber’in de onlar gibi cinlerin etkisi altına girdiğine ve söylediklerinin ona cinler tarafından telkin edildiğine inandıkları için ona şair, kâhin, sihirbaz ve mecnun diyorlardı (krş. Hicr 15/6; Tûr 52/29-30; Müddessir 74/24 ve bu sûrenin 51. âyeti). Bu sebeple Allah Teâlâ kaleme ve kalem ehlinin yazdığı satırlara yemin ederek onun, iddia edildiği gibi mecnun olmadığını, aksine Allah’ın lutfuna yani peygamberlik gibi bir şerefe erdiğini ifade buyurdu (Şevkânî, V, 308).

Elmalılı buradaki bir anlam inceliğine dikkat çekerken özetle şunları söyler: “(Yazanların) yazdıklarına” diye çevrilen cümledeki fiilin kalıbı, yazanların, gerçekte kalemler değil, akıl ve idrak sahibi varlıklar olduğunu gösterir. İfadenin akışı dikkate alındığında burada kalemden maksadın da bu nesnenin kendisi değil onun yazdıkları olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde kalem ve yazılardan, akıl ve anlamlar âlemini, bunlardan da onları beşer aklına yazan ilk kalemi, bundan da onun sahibi olan rabbü’l-âlemîni anlamak gerekir. Öte yandan bu fiilin, “yazmakta oldukları ve yazacakları” anlamlarını birlikte anlattığı da gözden kaçırılmamalıdır (VIII, 5266-5267). “Kalemden maksat vahyi yazan kalem, yazdıklarından maksat Kur’an’dır” diyenler de olmuştur; ancak âyeti genel anlamda değerlendirmek daha doğru olur. Burada kalem ile simgelenen yazının, insanın düşünce, tecrübe ve kavrayışlarının kayıtlar aracılığıyla bireyden bireye, kuşaktan kuşağa ve bir kültür çevresinden diğerine aktarılmasında önemli bir etken; bilginin yazılıp korunmasında, ilim ve irfanın gelişmesinde, dolayısıyla toplumların aydınlanmasında vazgeçilmez bir araç olduğuna işaret vardır. Kur’an-ı Kerîm’in ilk inen sûresine (Alak) “oku!” buyruğuyla başlandığı gibi ikinci inen bu sûrenin ilk âyetinde de Allah Teâlâ tarafından yazı aracı olan kaleme ve kalem ehlinin onunla yazdıkları üzerine yemin edilmiş olup bu durum, İslâm’ın okuma yazmaya, bilime ve yazılı kültüre verdiği önemi göstermesi açısından oldukça anlamlıdır. Özellikle Hicaz Bölgesi Araplarının ilk defa Kur’an ile birlikte yazılı kültüre geçmelerinde –başka âmiller yanında– bu gibi âyetlerin teşvik edici bir role sahip olduğu söylenebilir.

Hz. Peygamber’e verilen “bitip tükenmeyen ödül”, dünyada peygamberlik görevini yerine getirirken her türlü engellere karşı yanında bulduğu Allah’ın yardımı, âhirette ise Allah’ın ona lutfedeceği müstesna mükâfatlardır (İbn Âşûr, XXIX, 62-63). 4. âyetteki “üstün ahlâk” ise Hz. Peygamber’in sahip olduğu Kur’an ahlâkıdır. Nitekim Hz. Âişe bir soru münasebetiyle Hz. Peygamber’in ahlâkının Kur’an ahlâkı olduğunu belirtmiş (Müslim, “Müsâfirîn”, 139); kendisi de güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildiğini ifade buyurmuşlardır (Muvatta’, “Hüsnü’l-huluk”, 8). Bu açıklamalar, Hz. Peygamber’in, müşriklerin iddia ettiği gibi mecnun değil, aksine Allah’ın lutfuna mazhar olmuş yüksek bir şahsiyete ve üstün bir ahlâka sahip, her yönüyle mükemmel, insanlık için örnek bir önder ve güvenilir bir rehber olduğunu gösterir. 5-6. âyetler ise Hz. Peygamber’e mecnun diyenlere karşı bir cevap ve uyarı içermektedir. Burada inkârcıların, hak ettikleri cezaya çarptırıldıkları zaman Hz. Peygamber’i mi yoksa kendilerini mi cin çarpmış olduğunu görecekleri sert bir üslûpla ifade edilmiştir. Nitekim Bedir Savaşı’nda müslümanlardan beklemedikleri darbeyi yiyince cin çarpmışa dönmüşler ve neye uğradıklarını bilememişlerdir. 7. âyet, önceki âyetlerin gerekçesini anlatmaktadır; buna göre inkârcılar hem dünyada hem de âhirette kendilerine fayda sağlayacak ve mutlu kılacak olan Allah’ın dininden ve O’nun yolundan saptıkları için asıl mecnun kendileridir.

KALEM SURESİ NE ZAMAN İNMİŞTİR?

  • Kalem suresi ya da Nun suresi, Mekke döneminde inmiştir.
  • Mushaftaki sıralamada altmış sekizinci, iniş sırasına göre ikinci sûredir.
  • Alak sûresinden sonra, Müzzemmil sûresinden önce inmiştir.

KALEM SURESİ KAÇ AYET?

  • Kalem suresi, 52 ayetten oluşmaktadır.

KALEM SURESİ KAÇINCI SAYFA VE CÜZDE YER ALIYOR?

  • Kalem suresi, Kur'an-ı Kerim'in 29. cüzünde bulunuyor. Kalem suresi, 563. sayfada başlamaktadır.

KALEM (NUN) SURESİ KONUSU NEYİ ANLATIYOR?

Kalem Suresi Allah-u Teâlâ’nın kalem ve yazdıklarına yemin etmesiyle başlamaktadır. İkinci ayette ise, İslam düşmanlarının mecnun ve deli diyerek peygamberle alay etmeleri karşısında, Allah Resul-ünün (s.a.a) Allah tarafından övülmesiyle mecnun olmadığına işaret edilmektedir. Bu surenin başka bir ayetinde ise “imhal” konusuna, yani kâfir ve sitemkârlara “onların daha fazla zararı ile sonuçlanan mühlet verme” konusundan söz edilmekte ve daha sonra günah, fesat ve Allah’tan gaflet etmelerinden dolayı Ashabe’l Cennet’in (buradaki manası bahçe sahipleri) başına gelen belayı ve hikâyesini nakletmektedir. Kalem Suresi'nin sonunda da nazar ayeti olarak meşhur olan ve göz değmesini def eden “ve in yekad” ayetine değinilmektedir.

KALEM SURESİNE NEDEN BU İSİM VERİLMİŞTİR?

  • Kalem suresi, adını, ilk ayetteki “kalem” kelimesinden almıştır.
  • Allah-u Teâla bu surede kaleme ve yazdıklarına yemin etmiştir; “Andolsun kâleme ve yazdıklarına”.
  • Nun suresi, Kalem suresinin bir diğer ismidir.

KALEM SURESİ NE ZAMAN OKUNMALI?

Kalem suresi, zaman ve mekân ayırt etmeksizin okunacak sureler arasındadır. Kalem suresi, sınavdan önce okunacak başarı duası olarak da bilinmektedir. Bu yüzden, sınavlardan önce zihin açıklığı ve başarı için Kalem suresi okunabilir. Kötülük ve şerden korunmak için de Kalem suresine başvurulur.

Kem göz ve nazardan korunmak isteyenler de Kalem suresini gün içerisinde okuyabilir.

KALEM SURESİ NE İÇİN OKUNUR, NEYE İYİ GELİR?

Kalem suresinin ne amaçlı okunabileceklerine dair bazı dini kaynaklarda belirtilenler şunlardır:

Zalimin zulmüne karşılık ve kötülükleri engellemek için Kalem suresi okunabilir.

Şerden korunmak için 10 defa Kalem suresi okunabilir.

Başarılı bir sınav sonucu için zihin açıklığı üzerine Kalem suresinin ilk 5 ayeti okunmalıdır.

Kalem suresi sınava girecek öğrencinin kalemine 1-3 ya da 7 kez okunduğu zaman Allah'ın izni başarı sağlanabilir.

Yara ve çıbanlara karşı toplamda 7 defa okunabilir. Kalem suresinin 16-19. ayetleri 1 kere okunmalı, 20. ayeti de 7 kere tekrarlanmalıdır.

KALEM SURESİ 51 VE 52. AYET NE İÇİN OKUNUR?

Kalem Suresi, 51 ve 52. ayet-i kerimeler, Nazar ayeti olarak meşhurdur. Birçok insan, bu ayet-i kerimenin yazılı olduğu tabloları satın alarak ev ve işyerlerine asmaktadır. Zira bu ayet-i kerimenin nazarı defedeceğine inanılmaktadır. Buna karşılık Üstat Şehit Mutahhari, nazarı kabul etmekle birlikte bu ayet-i kerimenin ev ve işyerlerine asılmasının, nazarla bir ilgisi olmadığı görüşünü savunmaktadır.

KALEM SURESİ 4. AYET NEYİ ANLATIR?

Ve şüphe yok ki sen, pek büyük bir ahlâka sâhipsin elbette. (Kalem Suresi / 4)

Bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle bir açıklamada bulunulmuştur: Bu ayet-i kerime gerçi Peygamber Efendimizin (s.a.a) güzel ahlakına değiniyor olsa da daha çok onun toplumsal ahlakının güzelliğine işaret etmektedir. Örnek verecek olursak sırasıyla bazılarını şöyle sayabiliriz: İnsanlarla olan ilişkilerde güzel ahlak, hak yolunda sağlam durmak, insanlardan gelecek olan eziyetlere ve tehlikelere karşı sabırlı olarak af ve bağışta bulunmak, eli açıklık, müdara etmek, tevazu ve diğer birçok örnek. Allame Tabatabai, el-Mizan Tefsirinde 6. cildin sonlarında Peygamber Efendimizin (s.a.a) ahlaki, ruhi ve cismi özellikleri hakkında 183 rivayet naklederek, açıklamaya çalışmıştır. Cenabet dışında hiçbir şey Peygamber Efendimizin (s.a.a) Kuran okumasına mani olmuyordu.

KALEM (NUN) SURESİ NASIL KOLAY EZBERLENİR?

Kur’an-ı Kerim’de yer alan bütün surelerin kolay ezberlenmesi için bol bol tekrar yapılması gereklidir. Nun ve Kalem suresi ezberlemek isteyen bir kişi, her ayeti en az üç kere okumalı ve sesli bir şekilde tekrar yapması yeterlidir.

KALEM SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU?

Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.

Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Nun ve Kalem suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)

Keza, başörtüsü olmadan da Kalem suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olmak daha iyidir.

KALEM SURESİ ADETLİYKEN OKUNUR MU?

  • Kalem suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER

En Güzel Zikirli ilahiler sözleri - Bayram FMBayram Fm

oda kokuları

Celaleddin Ada La İlahe İllallah ilahisi sözleri

Hareketli ve duygusal ilahileri ile sevenlerinin gönüllerine taht kurmuş olan celaleddin adadan muhteşem bir ilahi.Dervişlerin sılası kalbimizin cilası, Esmaların alası Lailaheillallah, Müslümanın silahı, onda bulduk felahı, Zikredelim Allah’ı Lailaheillallah. özellikle zikirli ilahi sevenler için tav siye edebileceğimiz bu ilahiyi sonuna kadar dinleyelim.

Bismillâhirrahmânirrahim Sallallâhu alel Mustafa
Bismillâhirrahmânirrahim Sallallâhu alel Mustafa
Allahümme salli alel Mustafa bedi’ul cemali vebahril vefa
Ve sellim aleyhi kema yenbaği essadık Muhammed aleyhisselam,
Hasbi rabbi cellallah, mafi kalbi gayrullah,
Nur Muhammed sallallah Lailaheillallah,
Dervişlerin sılası kalbimizin cilası,
Esmaların alası Lailaheillallah,
Müslümanın silahı, onda bulduk felahı,
Zikredelim Allah’ı Lailaheillallah,
Deva ettim talime, tesbih oldu dilime,
Söylenecek kelime Lailaheillallah…
Arşıyada söylenir feyizlenir ağlanır
Tevhid ile bağlanır Lailaheillallah…

Cemal Akçil zikir ziyafeti ilahisi sözleri

Bol zikirli muhteşem dinlemeye değer dinlerkende kendinizden geçeceğiniz harika bir ilahi.cemal akçilden hareketli ve zikirli ilahi dinlemeyi sevenler için bu muhteşem ilahiyi dinlemerini tavsiye ediyoruz.Ne güzel yaratmış bizi Dilimizde esma zikri Kalbimizde tek sevgisi Âlemlerin Rabbi Allah
Allah Allah Rahman Allah Allah Allah Rahim Allah

Ne güzel yaratmış bizi Dilimizde esma zikri
Kalbimizde tek sevgisi Âlemlerin Rabbi Allah
Allah Allah Rahman Allah Allah Allah Rahim Allah
Allah Allah Subhan Allah âlemlerin Rabbi Allah


Tevbeleri kabul eden, günahkârları affeden
Cennetlerini vaad eden Âlemlerin Rabbi Allah
Allah Allah Rahman Allah Allah Allah Rahim Allah
Allah Allah Subhan Allah âlemlerin Rabbi Allah


İkram sahibi Kerim’dir her şeyi bilen Alim’dir
Mutlak her şeye Kadir’dir Âlemlerin Rabbi Allah
Allah Allah Rahman Allah Allah Allah Rahim Allah
Allah Allah Subhan Allah âlemlerin Rabbi Allah


Secdemiz yalnız sanadır canımız sana kurbandır
Dönüşümüz hep sanadır Âlemlerin Rabbi Allah
Allah Allah Rahman Allah Allah Allah Rahim Allah
Allah Allah Subhan Allah âlemlerin Rabbi Allah

Sedat Uçan Sevdasına Yandık ilahisi sözleri

işte sizlere sedat uçandan eskilerden eskimeyen harika bol zikirli bir ilahi.bu ilahiyi dinlerken kendinizden geçecek ve kalbiniz huzur bulucaktır.bizlerde bu zikirli ilahiye eşlik ederek kendimizden geçelim aşka yol alalım.

Bu gönül aşkıyla oldu divane
Ağlayanlar gelsin bizim meydane
Dünya dedikleri boş bir virane
Sevdasına yandık biz Muhammed’in


Sallallahu ala Nebi Muhammed
Sallallahu ala Nebi can Ahmed
Binlerce salatu selam gönderin
Aşkına susadık biz Muhammed’in


Sakalıma düşen ak aşkındandır
Sürmeli gözlerin sevdasındandır
Bu yanık sevdamız ona ayandır
Sevdasına yandık biz Muhammed’in


Sallallahu ala Nebi Muhammed
Sallallahu ala Nebi can Ahmed
Binlerce salatu selam gönderin
Aşkına susadık biz Muhammed’in


Öyle güzeldir ki dil anlatamaz
Ona aşık olan gece yatamaz
Onun gibi Nebi unutulamaz
Sevdasına yandık biz Muhammed’in


Sallallahu ala Nebi Muhammed
Sallallahu ala Nebi can Ahmed
Binlerce salatu selam gönderin
Aşkına susadık biz Muhammed’in

Abdurrahman Önül Aşk Bahçesi ilahisi sözleri

ilahi camiamızın güçlü seslerinden olan Abdurrahman önülden bol zikirli muhteşem bir ilahi.Zikirden iniltiler geliyor bir bahçeden Kulak verdim iyice sahibesi güllerden Sarı,beyaz çiçekler yaprakları tez döker.zikirler eşliğinde dinleyeceğiniz aşk bahçesi ilahisi ayrıca sizleri aşka getirip cezbedecektir.

Zikirden iniltiler geliyor bir bahçeden
Kulak verdim iyice sahibesi güllerden
Sarı,beyaz çiçekler yaprakları tez döker
Dedim derdiniz nedir muhabbet fazla çeker

Giriverdim bahçeye dedim haliniz nedir
Gül dedi bu halimiz şiddetli sevgidendir
Sarı,beyaz çiçekler yaprakları tez döker
Dedim derdiniz nedir muhabbet fazla çeker

Kulak verdim bülbüle ötüyor yanık yanık
Dedim bağrımı deldin dediki gönül aşık
Sarı,beyaz çiçekler yaprakları tez döker
Dedim derdiniz nedir muhabbet fazla çeker

Lale ile sümbüller sallanıyor bir yane
Dedim lale bu ne hal dedi yaparız secde
Sarı,beyaz çiçekler yaprakları tez döker
Dedim derdiniz nedir muhabbet fazla çeker.

Hasan Dursun Gece Gündüz Zikrederim ilahisi sözleri

Gece gündüz zikredenin Yardımcısı Rahman olur. Her yerde Allah diyenin Hak derdine derman olur.işte sizlere hasan dursundan çok güzel ve zikirli bir ilahi Gece Gündüz Zikrederim.bendirlerle zikirlerle dinleyeceğiniz bu ilahiyi dinleyerek kendimizden geçelim.

Gece gündüz zikredenin
Yardımcısı Rahman olur.
Her yerde Allah diyenin
Hak derdine derman olur.


Kerimallah Rahimallah
Her dertlere derman Allah
Çaresiz hasta kullara
Şifa derman senden Allah


Allah’ına etme isyan
Gece gündüz oku Kur’an
Burda hakir olan insan
Yarın orda sultan olur


Kerimallah Rahimallah
Her dertlere derman Allah
Çaresiz hasta kullara
Şifa derman senden Allah


Kim ki Hakka olmaz asi
Daim yükselir duası
Yarın onun yardımcısı
Peygamberi zişan olur.


Kerimallah Rahimallah
Her dertlere derman Allah
Çaresiz hasta kullara
Şifa derman senden Allah

Ömer Gümüştaş Allah Diyelim ilahisi sözleri

ömer gümüştaştan dinleyenleri mest eden harika bir ilahidinledikçe dinleyesiniz gelecek..bu muhteşem zikirli ilahi özellikle yanık gönüllere merhem olacaktır.heydi dervişler ihvanlar Yanık gönüller Cilalı kalpler Hakk’ı sevenler Zikir edelim.

Yanık gönüller
Cilalı kalpler
Hakk’ı sevenler
Zikir edelim

Allah diyelim
Zevke girelim
Şükür diyelim
Zikir edelim

Cezbeye giren
Şeyhin düşünen
Kırklar, yedilerle
Zikir edelim

Allah diyelim
Zevke girelim
Şükür diyelim
Zikir edelim

Secde edenler
Hâli bilenler
Virdi çekenler
Zikir edelim

Allah diyelim
Zevke girelim
Şükür diyelim
Zikir edelim

Ey Kadiriler
Gizli Nakşiler
Ehl-i Tarikler
Zikir edelim

Allah diyelim
Zevke girelim
Şükür diyelim
Zikir edelim

Muhammed İlhan Çay İlahisi ilahisi sözleri

yıllardır dillerden düşmeyen çok güzel ve bol zikirli muhteşem çay ilahisi.Doldur aşık çay doldur,
Aşk elinde pay boldur,Böyle meclis bulunmaz,Allah! deyip çay doldur.haydi aşıklar bu muhteşem ilahi ile hep birlikte dinleyerek coşalım.

Doldur aşık çay doldur,
Aşk elinde pay boldur,
Böyle meclis bulunmaz,
Allah! deyip çay doldur.


Bülbül aşkın ceminde,
Dök çayı gül renginde,
Erenler meclisinde,
Doldur aşık çay doldur.
Doldur aşık çay doldur,
Aşk elinde pay boldur,
Böyle meclis bulunmaz,
Allah! deyip çay doldur.


Çay piştiyse getirin,
Aşıklara içirin,
Çok salavat getirin,
Doldur sofi çay doldur.
Doldur aşık çay doldur,
Aşk elinde pay boldur,
Böyle meclis bulunmaz,
Allah! deyip çay doldur.


Çaylar geldi kopkoyu,
Açılsın cennet yolu,
Girsin müminler soyu,
Doldur kardeş çay doldur.
Doldur aşık çay doldur,
Aşk elinde pay boldur,
Böyle meclis bulunmaz,
Allah! deyip çay doldur.

Erenlerin durağı,
Nurdan yansın çırağı,
Cennet olsun durağı,
Doldur kardeş çay doldur.
Doldur aşık çay doldur,
Aşk elinde pay boldur,
Böyle meclis bulunmaz,
Allah! deyip çay doldur.


Çayları koydum düze,
Şeyhim himmet et bize,
Şifadır cümlemize,
Doldur derviş çay doldur,
Şifadır cümlenize,
Doldur derviş çay doldur,
Doldur aşık çay doldur,
Aşk elinde pay boldur,
Böyle meclis bulunmaz,
Allah! deyip çay doldur.


Bardaklar kaynaşıyor,
Zakirler ağlaşıyor,
Aşıklar kavuşuyor,
Doldur hacı çay doldur.
Doldur aşık çay doldur,
Aşk elinde pay boldur,
Böyle meclis bulunmaz,
Allah! deyip çay doldur.

Mehmet Karakus Tüter Gözümde Medine ilahisi sözleri

ilahi camiasının güçlü seslerinden ve eşsiz yorumlarıyla gönüllere taht kuran mehmet karakuştan çok güzel zikirli bir ilahi.bu ilahiyi dinlerken aşka gelip zikirlerle kendinizden geçeceksiniz.
Ah Medine, can Medine,Dermansın gönül derdime.Nur Muhammed Mustafa’yı,Yar etmişsin sen kendine.

Hasret kaldım Medine’ye ,
Bu yıl olmazsa seneye.
Her dakika, her saniye,
Tüter gözümde Medine.


Ah Medine, can Medine,
Dermansın gönül derdime.
Nur Muhammed Mustafa’yı,
Yar etmişsin sen kendine.


Bu hasret bitirir beni,
Yakar kül eder bedeni.
Olsam gülünün dikeni,
Tüter gözümde Medine.


Ah Medine , can Medine,
Dermansın gönül derdime.
Nur Muhammed Mustafa’yı,
Yar etmişsin sen kendine.


Muhammed Mustafa orda,
Medine çok uzaklarda.
Seherlerde şafaklarda,
Tüter gözümde Medine.


Ah Medine , can Medine
Dermansın gönül derdime.
Nur Muhammed Mustafa’yı,
Yar etmişsin sen kendine.


Eriyorum yane yane,
Aşkından oldum divane.
Tesbihimde tane tane,
Tüter gözümde Medine.


Ah Medine, can Medine
Dermansın gönül derdime
Nur Muhammed Mustafa’yı
Yar etmişsin sen kendine.


Ey âşıklar siz de gelin,
Bu nurlu yolda yükselin.
Kızgın çölde serin serin,
Tüter gözümde Medine.


Ah Medine ,can Medine
Dermansın gönül derdime
Nur Muhammed Mustafa’yı
Yar etmişsin sen kendine..

Abdullah Akbulak Seni Andim ilahisi sözleri

Haydin bu muhteşem ve bol zikirli ilahi ie coşmaya varmısınız.Abdullah Akbulaktan dinleyeceğiniz bu muhteşem ilahi ile kendinizden geçeceksiniz.Radyonuz bayram fm dede çokca yayınlanan bu ilahiyi tüm zikirli ilahi sevenlere armağan olsun.

Seni andım bu gece
Tek başıma gizlice
Özlüyorum delice
Seni ya rasulallah

Seviyoruz gönülden
Adın düşmüyor dilden
Bizi böyle söyleten
Senin sevgin ya nebi

Geeel gel gel sultanım
Sana hasret bu canım
Aşkınla ben yaşarım
Gel efendim sultanım

Çoktur derdim kederim
Yanıp yanıp biterim
Birkez görmek isterim
Seni ya rasulallah

Aşkınla yanıp bitsem
Canımı feda etsem
Dolunayda seyretsem
Seni ya rasulallah

Mustafa Yılmaz Ağlama Derviş ilahisi sözleri

muhteşem sesi ve yorumuyla ilahi eserleri ile gönüllere taht kurmuş olan mustafa yılmazdan çok güzel bir ilahi.bu ilahiyi dinlerken kendinizden geçip aşk ile yanacaksınız.aşk ile yanmaya zikirler eşliğinde coşmaya varmısınız .buyrun hep birlikte eseri sonuna kadar dinleyelim kendimizden geçelim.

Sultanım kurbanım sultanım üstadım
Nur cemaline de hayranım Hak yollarına kurbanım
Ağlama derviş ağlama yüreğimi dağlama
Ben gidiyorum Ravzaya beni de yoldan eyleme
Ben gidiyorum Allah’a beni de yoldan eyleme
Sultanım kurbanım sultanım üstadım
Nur cemaline de hayranım Hak yollarına kurbanım


Derviş yareli misin aşkın da bendesi misin?
Nedir sendeki bu hal sende mi aşk ehlindensin
Sultanım kurbanım sultanım üstadım
Nur cemaline de hayranım Hak yollarına kurbanım


Bağdat’ın dervişleri zikrullahtır işleri
Hep Allah deyişleri yakar da derviş özünü
Sultanım kurbanım sultanım üstadım
Nur cemaline de hayranım Hak yollarına kurbanım

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır