zülkarneyn hayatı / Hz. Zülkarneyn Kimdir? Hz. Zülkarneyn İle İlgili Ayetler Ve Hikayesi

Zülkarneyn Hayatı

zülkarneyn hayatı

💕

Hazreti Zülkarneyn (A.s) Hayatı (Kıssası), Mesleği, Mucizeleri Ve İlgili Ayetler

Hz. Zülkarneyn Kimdir? Hazreti Zülkarneyn (A.s) Hayatı (Kıssası), Mesleği, Mucizeleri Ve İlgili Ayetler
Hz. Zülkarneyn, Kur’an-ı Kerim’De bahsi geçen ancak peygamberliği konusunda kesin bir hüküm bulunmayan bir kimsedir. Bu kapsamda Hz. Zülkarneyn kimdir sorusu da oldukça merak edilmektedir. Peki, Hazreti Zülkarneyn’in hayatı nasıldı ve mesleği neydi? Kendisinin mucizeleri var mı ve Hz. Zülkarneyn ile ilgili ayetler hangileridir? Sizler için Hz. Zülkarneyn hakkında merak edilen tüm soruları

Zülkarneyn kelimesinin anlamı “iki asır sahibi” demektir. Hz. Zülkarneyn de Kur’an’ın Kehf suresinde bahsedilmektedir.

Hz. Zülkarneyn Kimdir?

Kehf Suresi’nin Hz. Zülkarneyn ile ilgili ayetleri incelendiğinde onun yeryüzündeki her noktaya ulaşabildiği anlaşılmaktadır. Hz. Zülkarneyn’in Hz. İbrahim döneminde yaşadığı ve onun duasını aldığı rivayet edilmektedir. Hz. Zülkarneyn’in yecüc ve mecücleri bir duvar örerek hapsettiği de onunla ilgili bilinenler arasındadır.

Hazreti Zülkarneyn (A.S) Hayatı (Kıssası)

Hz. Zülkarneyn’in yaşadığı dönemin Hz. İbrahim ile aynı zamana denk geldiği düşünülmektedir. Bazı İslam alimleri, Kehf Suresi’nin 86. ayetinde yer alan “Ey Zülkarneyn! Onlara azap edecek ya da haklarında iyilik etme yolunu seçeceksin dedik” nidasına dayanarak Hz. Zülkarneyn’in peygamber olduğunu kabul etmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Zülkarneyn’in hem garba hem de şarka bazı seferler düzenlediği yer almaktadır. Bu savaşlar esnasında Hz. Zülkarneyn, Hızır nebi ordusunda kumandanlık yapma vazifesini vermiştir. Hz. Zülkarneyn hayatı boyunca hem kafirlerle hem de yecüc ve mecüc topluluğu ile savaşmıştır. Allah dinini, emirlerini ve doğru yolu insanlara tebliğ etmiştir. Kendisinin Dumetül Cendel adı verilen bir yerde vefat ettiği rivayet edilmektedir. Bu bölge Medine ve Şam arasında yer almaktadır…

Diyer bir ayrıntıda muş varto eski ismi zatişehy köyünde türbesi vardır, Ayrıntılı bilgi, köy ilkokulunu yapan inşa eden oranın yabancısı olan kalfa bu türbe değil altın var burada diye türbeyi kazmaya karar verir o gece ruya görür ruyada yatırda yatan evliya ruyasına giriyor kendisine diyor yarın türbeme kazma vurursan gözlerini oyarım diyor adam bişe yok ruyadadır diyor, aynı niyetinden vazgeçmiyor ikinci gece tekrar evliya ruyasına giriyor adama sesleniyor yarın türbeme kazma vurursan iki gözünü oyarın bilmeni isterim ismim kehf’neyin, Zülkarneyn’dir

Hz. Zülkarneyn’in yeryüzüne hakimiyet kılan dört kişiden biri olduğu söylenmektedir. Bu konuda Hz. Muhammed de şöyle buyurmuştur: “İsmini bildiğiniz kimselerden yeryüne 4 kişi malik olmuştur. Bunlardan ikisi mümin, diğer ikisi ise kafirdir. Mümin olanlar Zülkarneyn ile Süleymandır (aleyhisselam). Kafir olanlar ise Nemrut ile Bühtunnasr’dır. Beşinci olarak da yeryüzüne benim evlatlarımdan birisi yani Mehdi malik olacaktır.”

Hazreti Zülkarneyn (A.S) Mesleği

Hz. Zülkarneyn de diğer din büyükleri ve peygamberlerin yaptığı gibi dünya yaşamında bir meslekle ilgilenmiştir. Bu kapsamda Hz. Zülkarneyn, bir komutan ve hükümdar olarak kabul edilmektedir. Kendisi, yecüc ve mecüc topluluğuna karşı inşa ettiği bir set ile tanınmaktadır.

Hazreti Zülkarneyn (A.S) Mucizeleri ve İlgili Ayetler

Hz. Zülkarneyn farklı mucizelerle donatılmış bir kimsedir. Bu kapsamda Hz. Zülkarneyn, bulutlara hükmedebiliyordu. Kendisine Allah tarafından ilim ve kudret de verilmiştir. Bu sayede dünyanın büyük bir kesiminde hakimiyet kurmayı başarmıştır. Bunun yanı sıra Hz. Zülkarneyn’e hem siyah hem de beyaz sancak verilmiştir. Bu sancaklardan siyah olan gündüz onu saklıyor, beyaz olansa geceleri kendisine ve ordusuna aydınlık ihsan ediyordu.

Kur’an-ı Kerim’in Kehf Suresi 83. ve 110. ayetleri arasında geniş bir şekilde Hz. Zülkarneyn’den bahsedilmektedir. Bu ayetlerden bir kısmı aşağıdaki gibi listelenebilmektedir.

Kehf Suresi, 83. Ayet: Sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki: “Size onunla ilgili bir parça okuyacağım.”

Kehf Suresi, 84. Ayet: Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir yol öğrettik.

Kehf Suresi, 85. Ayet: O da bir yol tutup gitti.

Kehf Suresi 90. Ayet: Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.

Kehf Suresi 94. Ayet: Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye’cûc ve Me’cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir bedel ödesek kabul eder misin?”

Hz. Zülkarneyn’in hayatı hakkında bazı kıssalara erişmek de mümkündür. Bu kapsamda birisi Hz. Zülkarneyn’e kendisinin imanını güçlendirecek bir şey öğretmesini istemiştir. Hz. Zülkarneyn de bunun üzerine “Gazap edip kimseye kızma. Çünkü şeytan en çok bu zamanlarda insana hulul eder.” demiştir….

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor...

İlgili

Bu yazı Genel içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Zülkarneyn

Zülkarneyn, ( Arapça ذُو ٱلْقَرْنَيْن ); Birebir çeviri ile İki Boynuzlu), Kuran'ın Kehf Suresi, 83–101 ayetlerinde doğuya ve batıya seyahat eden ve bir topluluk ile Ye'cüc ve Me'cüc arasına set çeken kimse olarak sunulur. Kuran, başka yerlerde Yecüc ve Mecüc'ün bariyerin arkasından çıkışını dünyanın sonu, bazı yazarlar ise onların bir gece ansızın Allah tarafından yok edilmelerini Kıyametin başlangıcı olarak sundular. Zülkarneyn kelimesi Arapçadır. , (e)l ve karneyn kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. , ''sahip ve mâlik'' demektir. Karn ise ''boynuz, perçem, tepe, zaman, güneş'' anlamlarına gelir. Karneyn sözcüğü, karn'ın tesniyesi, yani iki tanesi demektir. Buna göre Zülkarneyn kelimesi, "iki boynuz sahibi" şeklinde tercüme edilir.[3]

Kur'an'da kimlik tanımı flu çizgilerle yapılmış efsanevî bir komutan veya kral olduğu anlaşılan Zülkarneyn’in demir işlemeyi bildiği göz önüne alındığında, Demir Çağı'ndan sonra yaşadığı anlaşılır. İslamî kaynaklarda yer alan farklı açıklamalara göre, Kehf Suresi'nin 83-98. ayetlerinde konu edilen bu şahsın doğuya ve batıya askerî seferler düzenleyip büyük fetihler yaptığı, insanları tevhit inancına çağırdığı, başında boynuza benzer iki çıkıntının yer aldığı, tacının üstünde bakırdan iki boynuz bulunduğu, saçlarının ise iki örgülü olduğu, hem anne hem baba tarafından asil bir soya mensup olduğu, İran ve Yunan asıllı iki soydan geldiği, büyük cesaretli olduğu, kendisine büyük bir ilim verildiği ve bunlardan dolayı Zülkarneyn lakabıyla anıldığı belirtilir.[4]

İlk Müslüman yorumcu ve tarihçiler Zülkarneyni Güney ArabistanHimyari kralı el-Sa'b bin Zī Marashid, özellikle de Büyük İskender olarak tanımladılar.[9][10] Sınırları doğuda ve batıda olabilecek en geniş noktalara ulaşan bir devlet veya hükümranlığın başını temsil edişi, başarılarının büyüklüğünün kendisini Tanrı’nın desteklediği efsanesinin yerleşmesine yol açışı ve başında da savaşlarda kullandığı çift boynuzlu miğfere ithafen Zülkarneyn (çift boynuzlu) ifadesinin kullanılıyor oluşu, Zülkarneyn'in Makedon Kralı Büyük İskender ile uyumlu gözükmesine ve Kur'an yorumcularının çoğunun Zülkarneyn’in İskender olduğu sonucuna ulaşmasına sebep olmuştur.[11][12] Zülkarneyn'in demir kitleleri ile inşâ ettiği Zülkarneyn Seddi de, İskender'in Kafkas dağlarında inşa ettiği "İskender Kapısı" ile örtüşmektedir.

Bazı modern akademisyenler hikayenin kökenini Suriye İskender Efsanesinde[13][14][15] diğer bir kısmı ise Büyük Kirosta aradılar[16]; ancak modern bilgin ve yorumcuların çoğunluğu Büyük İskender'i tercih etmektedir.[17]

Kuran 18:83-101[değiştir kaynağı değiştir]

Seyyah Zülkarneyn, sonraki yazarların gözde konularından biriydi. İskenderin Hintli bilgelerle buluşmasının birçok Arapça ve Farsça versiyonu bulunuyor. İranlı Sünni mistik ve ilahiyatçı Al-Gazzali Zülarneyn'in hiçbir mülkü olmayan ancak evlerinin kapılarına mezarlar kazmış bir halkla karşılaşmasını yazdı; kralları onların bunu yaşamdaki tek kesinliğin ölüm olduğu bilinciyle yaptıklarını açıkladı. Gazali'nin versiyonu daha sonra Binbir Gece Masalları 'na girdi.

Orta çağ İran şairlerinin belki de en ünlüsü olan Sufi şair RumiZülkarneynin doğu yolculuğunu anlatmıştır. Kahraman, diğer tüm dağların "anası" olan, zümrütten yapılmış ve her toprağın altında damarlarla tüm Dünya'yı çevreleyen bir halka oluşturan Kaf Dağı'na çıkar. Dağ onun ricası üzerine depremlerin kökenini şöyle açıklar: "Allah dilerse dağın bir damarı zonklar ve böylece deprem olur". Başka bir yerde, büyük dağın üzerinde Kıyamet için sura üflemeye hazır bekleyen İsrafil (başmelek Raphael) ile karşılaşır.

Malay dili Hikayat Iskandar Zulkarnain,Malay Annals'ta Raja Rajendra Chola (Raja Suran, Raja Chola) aracılığıyla İskender Zülkarneyn'den [21][22] Sumatra Minangkabaukraliyet ailesi gibi birkaç Güneydoğu Asya kraliyet ailesinin soyunun izini sürüyor.[23][24][25]

Zülkarneyn olarak tanımlanan kişiler[değiştir

Hz. Zülkarneyn (a.s) kimdir?

Hz. Zülkarneyn (a.s) kimdir?

ensonhaber.com

Kur’an’da kendisine büyük güç ve imkân verildiği bildirilen kişi olarak bilinen Zülkarneyn isminin anlamı, “iki asır sahibi” demektir. Hz. Zülkarneyn a.s'dan  Kur’an-ı Kerim'de Kehf suresinde bahsedilmektedir.

Kehf suresinin 83-98. ayetlerindeki kıssada üç defa geçen Zülkarneyn kelimesinin bir özel isim mi yoksa lakap mı olduğu açık değilse de hâkim görüş lakap olduğu yönündedir. Peki Zülkarneyn (a.s) kimdir? Gerçek adı nedir ? Tüm detaylarıyla sizler için araştırdık...

HZ. ZÜLKARNEYN KİMDİR?

Zülkarneyn Aleyhisselam, Kur’an’da doğu ve batıya yaptığı seferleri ile zikredilir. Yeryüzünün tamamına hakim olan dört kişiden biri olduğu rivayet edilir.

İslâmî kaynaklarda yer alan ve önemli bir kısmı İsrâiliyat türü rivayetlere dayandığı anlaşılan farklı izahlara göre Kehf sûresinin 83-98. âyetlerinde konu edilen kişinin; doğuya ve batıya seferler düzenleyip büyük fetihler yapan bir cihangir olduğu, insanları tevhide davet ettiği için inkârcılar tarafından başının iki tarafına vurularak öldürüldüğü, başında boynuza benzer iki çıkıntının yer aldığı, tacının üstünde bakırdan iki boynuz bulunduğu, saçlarının iki örgülü olduğu, emrine ışık ve karanlığın verildiği, rüyasında kendini gökyüzüne tırmanmış ve güneşin iki kenarından tutunmuş halde gördüğü, hem anne hem baba tarafından asil bir soya mensup bulunduğu, İran ve Yunan asıllı iki soydan geldiği, hayatı boyunca iki nesil gelip geçtiği, büyük cesaretinden dolayı veya savaşta düşmanlarını âdeta koç gibi vurup devirdiği yahut kendisine zâhir ve bâtın ilmi verildiği için Zülkarneyn diye anıldığı belirtilir.

Hz. Zülkarneyn (a.s) kimdir?

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Mekke’de yaşamış olan eski kavimlerin başından geçen ibretli hâdiseleri anlatırken Yahûdîler ve İranlılar, geçmiş ümmetlerin hikâyelerini kendilerine göre anlatmaya başladılar. Medîne’de, Âhirzaman Peygamberi’nin kendi içlerinden çıkacağına inanan Yahûdîler vardı. Bunlar, Mekkeli müşriklere:

“Orada bir peygamber çıkmış, eğer o hakîkî bir peygamberse kendisine Ashâb-ı Kehf, Zülkarneyn ve rûhun mâhiyeti hakkında mâlumat sorun! Şâyet Ashâb-ı Kehf ile Zülkarneyn için tam, rûhun mâhiyeti hakkında da kısmen cevap verirse, hakîkaten peygamberdir; kendisine tâbî olun! Fakat o, bu üç şeyden haber veremezse, yalancıdır!” dediler.

Mekkeli müşrikler de Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e gelerek:

“Ashâb-ı Kehf ve doğu ile batıya sefer yapan Zülkarneyn kimdir? Rûhun mâhiyeti nedir?” diye sordular.

Bunun üzerine Kehf Sûresi nâzil oldu. Bu sûrede Zülkarneyn -aleyhisselâm-’dan bahisle şöyle buyruldu:

“Bir de Sana Zülkarneyn’den suâl ediyorlar. De ki: «Size O’nun haberlerinden bir kısmını nakledeceğim.» Gerçekten Biz, O’nu yeryüzünde iktidar sâhibi kıldık ve O’na, ulaşmak istediği her şeyi elde etmenin bir yolunu verdik.” (Kehf suresi)

Hz. Zülkarneyn (a.s) kimdir?

ZÜLKARNEYN A.S NE ZAMAN YAŞADI?

Zülkarneyn aleyhisselam'ın  asıl ismi İskender’dir. Ancak Hazret-i Zülkarneyn, Makedonyalı İskender ile karıştırılmamalıdır. Târihteki Büyük İskender, M.Ö. III. asırda Makedonya’da dünyâya gelmiş, Hindistan’a kadar gitmiştir. Aristo’nun talebesidir.

İskender-i Zülkarneyn aleyhisselâm, Hazret-i İbrâhîm -aleyhisselâm- zamanında yaşamıştır. Hattâ onunla haccetmiş, duâsını almıştır.

Makedonyalı İskender’in seferleri, Hazret-i Zülkarneyn’in seferleri gibi, doğu ve batıdaki fetihler olarak değerlendirilemez. Yine Makedonyalı İskender, tarihî bilgilere göre herhangi bir sed inşâ etmemiştir.

Şunu da söyleyebiliriz ki, Makedonyalı İskender Allâh’a îmân eden bir kimse değildi. Mağlup ettiği milletlere karşı da şefkat ve adâletle davranmamıştı. Bütün hayâtı kayda geçirilen bu İskender ile Zülkarneyn -aleyhisselâm-’ın hâlleri arasında en küçük bir benzerlik mevcud değildir. Buna ilâveten Makedonyalı İskender’in “Zülkarneyn” vasfını hâiz olabilecek bir husûsiyeti de yoktur.

Rivâyete göre Zülkarneyn -aleyhisselâm-, teyzeoğlu Hızır -aleyhisselâm-’a ordusunda kumandanlık vazifesi vermiştir. Kâfirlerle savaşmıştır. Ye’cûc ve Me’cûc kavmine karşı bakır ve demir karışımı bir set yapmıştır. Allâh’ın dînini, tevhîd akîdesini yaymıştır; insanlara hakkı ve hakîkati tebliğ etmiştir.

Hz. Zülkarneyn (a.s) kimdir?

YERYÜZÜNE HAKİM OLAN DÖRT KİŞİ

Kurtubî’nin tefsîrinde rivâyet edildiğine göre yeryüzünün tamamına sâdece dört kişi hâkim olabilmiştir. Bunların ikisi mü’min, ikisi kâfirdir. Mü’min olanlar, Zülkarneyn ile Süleyman -aleyhimesselâm-; kâfir olanlar ise, Nemrûd ve Buhtünnasr’dır. Hükmünü bütün dünyâya icrâ edecek beşinci bir şahıs da bu ümmetten olacaktır. O da; “Allâh, İslâm’ı bütün dinlere üstün kılacaktır.”

HZ. ZÜLKARNEYN'İN KABRİ NEREDE?

Medîne-i Münevvere ile Şam arasında “Dûmetü’l-Cendel” denilen yerde vefât etti. Mekke civârında “Tihâme” dağlarına defnedildi.

HZ. ZÜLKARNEYN'İN TEVHİDE DAVET SEFERLERİ

Zülkarneyn -aleyhisselâm-, memleketinin sınırlarını genişletip devletini güçlendirdi. Allâh’ın emir ve nehiylerini dünyâya tebliğ etmeye başladı. Mü’minlerden meydana gelen ordusu ile ilk önce batıya yürüdü. Her yerde kâfirleri tevhîd akîdesine dâvet etti. Batının son noktasına kadar ilerledi. Artık karalar bitmiş, engin denizlerin kıyılarına ulaşmıştı. Güneş, sanki kara bir çamur pınarına batıyor gibiydi. Orada kâfir bir kavme rastladı. Onların bir kısmı îmân etti. Îmân etmeyenlerle harb ederek hepsini mağlûb etti. Sonunda onlar da tevbe edip topluca tevhîd akîdesini kabûl ettiler. Âyet-i kerîmede bu durum şöyle anlatılır:

“O da (batıya doğru) bir yol tuttu. Nihâyet güneşin battığı yere vardığı zaman güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Orada bir kavme rastladı. Biz ona dedik ki: «Ey Zülkarneyn! Onları ister cezâlandırırsın, istersen onlar hakkında iyi davranırsın.” (el-Kehf, 85-86)

Kendisine bu şekilde selâhiyet verilen Hazret-i Zülkarneyn -aleyhisselâm-, ilâhî ölçülere göre hareket ederek:

“O da demişti ki: «Kim haksızlık ederse muhakkak ona azâb ederiz; sonra Rabbine geri döndürülür, O da onu görülmemiş bir azâb ile cezâlandırır. Fakat her kim de îmân edip sâlih ameller yaparsa buna da mükâfat olarak en güzel âkıbet vardır ve ona emrimizden kolay, güzel ve yumuşak sözler söyleriz.»” (el-Kehf, 87-88)

Böylece Zülkarneyn -aleyhisselâm-, insanları dâimâ îmâna dâvet etti. Kendisine tâbî olanlar kurtuluşa erdiler, îmân etmeyenler, cezâlarını gördüler.

Zülkarneyn -aleyhisselâm-, batıdan sonra doğuya sefer yaptı. Güneşin doğduğu yere vardı. Âyette şöyle buyrulur:

“Sonra yine bir yol tuttu. Güneşin doğduğu yere varınca, onun, kendilerini sıcaktan koruyacak bir siper nasîb etmediğimiz bir halk üzerine doğduğunu gördü. İşte Zülkarneyn, böyle yüksek bir hükümranlığa sâhip idi. Onun yanında ne var ne yoksa Biz hepsini ihâta etmiştik, biliyorduk.” (el-Kehf, 89-91)

Hazret-i Zülkarneyn’in, arka arkaya ülkeler fethederek doğu tarafına ilerlediği, nihâyet medenî yaşayışın sona erdiği, ibtidâî (çıplak, evsiz barksız) şekilde yaşayan insanların bulunduğu en uzak bir doğuya ulaştığı anlaşılıyor.

Buranın insanları, güneş vurunca mağaralara veya denize girerlerdi. Ancak güneşin şiddetli sıcağı geçince ihtiyaçlarını karşılamak üzere mağaralarından dışarı çıkarlar, geçimlerini temin için çalışırlardı. Zülkarneyn -aleyhisselâm-, onları da hak dîne dâvet etti.

Daha sonra kuzeye sefer yaptı. Yabancı dille konuşan bir kavim vardı. Tercüman vâsıtası ile konuşuyorlardı. Allâh Teâlâ buyurur:

“Sonra yine bir yol tuttu. Nihâyet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir söz anlamayan bir kavim buldu.” (el-Kehf, 92-93)

Hazret-i Zülkarneyn’in karşılaştığı bu insanlar, Zülkarneyn -aleyhisselâm-’a Ye’cûc ve Me’cûc isimli yaratıkların kendilerini rahatsız ettiklerinden şikâyet ettiler. O’ndan kendilerini bu zararlı yaratıklardan koruyacak bir set yapmasını istediler. Bunun üzerine “Sedd-i Zülkarneyn” yapıldı. Bu kavim de, hidâyet yolunu seçip müslüman oldu. Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“«Ey Zülkarneyn!» dediler, «Ye’cûc ve Me’cûc bu ülkede bozgunculuk yapıyor. Bizimle onlar arasında sed yapman için sana bir vergi vermeyi teklif ediyoruz, ne dersin?»

O da şöyle cevap verdi: «Rabbimin bana verdiği imkânlar, sizin vereceğinizden daha hayırlıdır. Siz bana beden kuvvetiyle yardımcı olun da sizinle onlar arasında sağlam bir sed yapayım. Demir kütleleri bana getirin.»

Zülkarneyn iki dağın arasını demir kütleleriyle doldurtup dağlarla aynı seviyeye getirince:

«Körükleyin!» dedi. Onu ateş hâline getirince,

«Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim» dedi. Artık o Ye’cûc ve Me’cûc’ün ne seddi aşmaya ne de onda delik açmaya güçleri yetmedi. Zülkarneyn şöyle dedi: «Bu, Rabbimden bir rahmettir, bir lutuftur. Rabbimin tâyin ettiği vakit gelince, bunu yerle bir eder. Rabbimin va‘di mutlakâ gerçekleşir.»” (el-Kehf, 94-98)

Zülkarneyn seddinin yıkılması, kıyâmet alâmetlerindendir. Bu sed, bugünkü Çin Seddi’nden farklıdır. Mekânı hakkında ihtilâf vardır. Kıyâmete yakın yıkılacak, Ye’cûc ve Me’cûc kavimleri yeryüzüne yayılarak fesat çıkaracaklardır.

İslamKuranveliayetpeygamber

Google News ile Takip Et

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.