kıyamet kopsada elindeki fidanı / “Kıyametin koptuğunu görseniz de elinizdeki fidanı dikin" Hz. Muhammed (s.a.v)

Kıyamet Kopsada Elindeki Fidanı

kıyamet kopsada elindeki fidanı

Ahmet Murat

Sokrates’in, kendisini öldürecek olan baldıran zehri hazırlanırken flütle yeni bir ezgi öğrenmeye çalıştığı söylenir. “Ne işe yarayacak ki bu?” diye ümitsizce sorarlar. “Yeni bir ezgi öğrenmeye.” der filozof.

Filmin ilk beş dakikasında kahramanımız mutlu, başarılı, gürbüz bir beyaz yakalıdır. Küçük, kesik öksürükler, tatsız kırmızı lekeler, yolunda gitmeyen uykular derken, soğukkanlı doğrucu tabip gerçeği söyleyiverir: “Üç ay ömrünüz kalmış.” Bu haber kahramanımızın üstüne bir çığ gibi iner. Üç ay beklemeye gerek yok, o anda zaten bir ölüye dönüşmüştür artık. Sonra. Sonra hayattan ve dünyadan alınacak son kâmlara, tadılmamış son hazlar ve rövanşlara atılmakla, son üç ayın “dolu dolu” yaşanması için gerilim dolu vakitler başlar.

Arada bir kendimize sormalıyız: Son üç ayımızın içine girmiş olsaydık, hayatımızı hala aynı işlerle doldurarak yaşamayı sürdürür müydük? Aynı insanlarla görüşmeyi, aynı kitapları okumayı, aynı hobileri sürdürür müydük? Yapageldiğimiz işleri aynı biçimde mi yapardık? Mesela son derece kısıtlı vakitlerimizi, özellikle ne yapmak için ayırmayı tercih ederdik. İbadet hayatımızın ritmi, Allah’la münasebetimizin kıvamı bir anda başkalaşır mıydı? Dünya turuna mı çıkardık yoksa umreye gider ve son nefesi bırakmayı orada mı beklerdik?

Her biri diğerinden zor sorular. Ama böyle bir haber karşısında hayatımızı kökünden değiştirmeye çalışma fikri, bizim ölümü hesaba katmayan bir hayat yaşadığımızdan başka bir şey söylemiyor. Ecelin her an gelebildiği, her an huzura çıkabilecek olmanın somut ve kunt gerçeği bize yeterince gerçek gelmiyor.

Peygamber Efendimiz’in o hadisini hatırlayalım, kıyamet koparken elinde bir fidanı olanın onu toprağa dikmesini öğütlediği hadis-i şerifini. Bu hadis-i şerifi, “dünya işleri” dediğimiz işler cümlesinin peşinin zinhar bırakılmaması, dünyaya küsmenin kat’a doğru olmadığı, hatta kıyamet esnasında bile olsa dünyanın imarının bizim için görev olmayı sürdürdüğü şeklinde anlamaya meyyaliz. Bu hadisi şerif bize, dünyevi işi temsil eden fidan dikiminin üzerinden, ruhbanlığın yasak oluşuna dair bir fikir veriyor, diye anlayabiliyoruz.

Bununla birlikte hadis-i şerifi, işin dünyeviliğine yapılan güçlü vurgu üzerinden değil de, dünyevi bir iş olmadığına dair bir uyarı şeklinde anlamak daha doğru. Yani kıyamet koparken, dünya yıkılırken ve biz son nefesimizi almaya hazırlanırken, biraz sonra yerinde yeller esecek bir toprak parçasına, birazdan yalan olacak bir fidanı dikmeye çalışmak, dünyanın ne vazgeçilmez bir yer olduğunu söylemeye yaramamalı. Belki şu: Fidan dikmek gibi bir işin, yani dünyaya kök salmanın ve dünyadan beklenti içinde olmanın güçlü bir temsiline sahip olan bu etkinliğin, özellikle kıyamet esnasında yapılması öğütleniyorsa, işin kendisine değil bir başka şeye dikkat çekiliyor olmalıdır. Bu başka şeyse “dünyevi bir iş yoktur” ilkesidir.

Kıyamet koparken fidan dikebilecek bir metanetin sahibi olabilmek, ancak kıyameti çoktan kopmuş olanlar için geçerlidir. Bir kimse, ölmeden önce ölmüşse, hesaba çekilmeden önce kendisini hesaba çekmişse, kıyametini koparmış ve ahiretini yaşamaya başlamışsa, kozmik bir kıyamet onun hayat ritminde bir değişikliğe yol açmayacaktır. Onun kıyameti kopmuştur. O her ne yapıyor olursa olsun, kıyamet sonrasının dekorunda yapmaya başlamıştır. İçtiği su, arkasından bakakaldığı kırlangıç, açıvermiş bir gonca, kıyıya vuran bir dalga, bir bebeğin dudak kenarında biriken tebessüm, bölüştüğü ekmek, vardığı secde, her biri, artık kıyamet sonrasında olmanın keskinleştirdiği bir şuurla, erişilmez bir duyarlık eşiğinin ötesinde yapılmaya başlanmıştır. İşte bu duyarlık keskinliği, her işi, her bir işi tek tek değiştirmeye, o işi uhrevi yapmaya yarayan simyadır. Böyle bir eşiği geçmiş bir kimse artık bir ariftir. O yapacağı işin nev’i yerine, yapacağı işi nasıl ve hangi niyet ve kasıtla yapacağını düşünen biridir. Çünkü onun elinde her iş uhrevidir ve dünyeviliğin sınır ötesine aittir.

Böyle bir idrak mertebesi, kıyamet koparken, elindeki fidanı yere fırlatıp, derhal iki rekat namaza durmayı öğütleyecek mertebenin üstündedir. Hadis-i şerif bize, fidanı midanı unutup abdest almamızı ya da acilen secdeye gitmemizi değil, fidanı dikmeyi sürdürmemizi söylüyor. Niçin? Soru budur.

Hadis-i şerif, bizi her halükarda (kıyamet koparken bile) dünyevi işlerimizi aynı ritim ve iştiyakla yapmayı sürdürmeye değil, fidan dikmeyi namaz kılmak haline getirmiş, sadece fidan dikmeyi değil, her “sıradan”, “gündelik”, “dünyalık” işini namaza çevirmiş bir kimsenin ruh seviyesine davet ediyor. Dünyevi işin olmadığı bir seviyedir bu.

Namazda selam verilince namazdan çıkılır, malum. Ariflerin namazından ise selamla da çıkılmaz. Belki bir namazdan bir başka namaza, mesela fidan dikim namazına geçilir. Fidan dikim namazı esnasında da, kıyamet bile kopsa namaz bozulmaz, tamamlanır.

Yazarın diğer yazılarını görüntüle: Ahmet Murat

×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen monash.pw web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

monash.pwşisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.

 

monash.pwşisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

monash.pwşisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel:Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. (monash.pw_SessionId)

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,

5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için monash.pw adresini ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

monash.pw Sahiplerinin Hakları

Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

Yarın Kıyametin Kopacağını Bilseniz Bile Bugün Elinizdeki Fidanı Dikin

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır